GÜNÜMÜZDE kalabalıklaşan ortamların ve hijyen kurallarına uyulmamasının, verem vakalarında artışa sebep olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Ergi Hysi, "Dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelere her yıl yaklaşık 10 milyon yeni tüberküloz hastası ekleniyor.



GÜNÜMÜZDE kalabalıklaşan ortamların ve hijyen kurallarına uyulmamasının, verem vakalarında artışa sebep olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Ergi Hysi, "Dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelere her yıl yaklaşık 10 milyon yeni tüberküloz hastası ekleniyor. Bunların 2 milyara yakını ölümle sonuçlanan vakalardır" ifadelerin kullandı.

Halk arasında verem adıyla bilinen tüberküloz hakkında bilgi veren Medicana Bahçelievler Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Ergi Hysi, "Dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelere her yıl yaklaşık 10 milyon yeni tüberküloz hastası ekleniyor. Bunların 2 milyara yakını ölümle sonuçlanan vakalardır" diye konuştu.

STRES VE YORGUNLUK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR

Dr. Ergi Hysi, "Hindistan, Çin, Pakistan, Güney Afrika ve Nijerya en yüksek verem hastalığına sahip ülkelerdir. Sadece solunum yolu ile bulaşan bu hastalığın belirtileri çoğu zaman diğer solunum yolu hastalıkları ile karışabilir ve tanı koymak zor olabilir. Hasta olan kişi öksürerek ortama mikrop dolu damlacıkların yayılmasına neden olur. Fakat bu mikroplar her insanda verem hastalığına neden olmaz. Düzensiz ve kalitesiz beslenme, stres, yorgunluk, sigara ve alkol içimi bağışıklık sisteminin zayıflatır. Yetersiz savunma mekanizması olan bireylerde verem mikrobu kolaylıkla hastalığa neden olur. Güçlü bir bağışıklık sistemi olan kişiler ise bu mikrobu yok eder ve hastalığa yakalanmazlar. Günümüzde kalabalıklaşan ortamlar, göçün artması ve hijyen kurallarına uyulmaması verem vakalarında artışa sebep olur. Bu sinsi hastalığın tanısını koymak oldukça zordur. Tedavi görmeyen tüberküloz mikrobunu taşıyan bir hasta yaklaşık 10-15 kişiye mikrop bulaştırabilir" dedi.

"VEREM, DOĞRU TEDAVİ İLE İYİLEŞEBİLİR"

Verem hastalığı belirtilerinin aylar boyunca ilerleyerek devam ettiğini ifade eden Dr. Ergi Hysi, "Başlangıç döneminde halsizlik, iştahsızlık, kuru öksürük gibi belirtileri hastalar önemsemeyebilir. Hastalığın ileri sürecinde gelişen gece terlemesi, kilo kaybı ve balgamda kan şikayetleri oluşursa bir doktora başvurulması gerekir. Bu belirtileri olan hastalara akciğer filmi çekmek çoğu zaman yeterli olmaz. Bilgisayarlı tomografi, balgam kültürü ve bazı dönemlerde bronkoskopi işlemi gerekir. Halk arasında oldukça korkutucu olan verem, doğru tedavi ile tamamen iyileşebilen bir hastalıktır" diye konuştu.

"EN BÜYÜK HATA TEDAVİYİ ERKEN BIRAKMAK"

Tedavi sürecinin genellikle hastanede yatış gerektirmeden tamamlandığını belirten Dr. Ergi Hysi, "Tedavisinde verem mikrobunu yok etmek için çeşit antibiyotik kullanılmaktadır. Bu tedavi en az 4-6 ay sürmektedir. Doktorun kararı ile bu süre 9-12 ay arasında değişebilmektedir. Ülkemizde bu ilaçlar verem savaş dispanserlerinde ücretsiz olarak verilmektedir. Takip altında tutulan hastaların yaptığı en büyük hata tedaviyi erken bırakmasıdır. Böylece iyileştiğini sanan hasta iyileşemez ve çevresindeki insanlara dirençli mikroplar bulaştırır. Temiz hava ve sağlıklı beslenme tedavi sürecinde şarttır" dedi.

- İstanbul

Kaynak: DHA