IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02 Kasım 2012, 22:30   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Depresyona hayatımızı nasıl etkiliyor?




Depresyonla başa çıkabilmek için hangi savunma mekanizmaları kullanabiliriz ?
Depresyon tanısı en iyi hangi şekilde tanımlanır?

Depresyon çökün duygudurum (mizaç) ve/veya ilgi-istek kaybı başta olmak üzere, bir dizi ruhsal ve bedensel semptomun (belirtinin) eşlik ettiği ataklarla karakterli bir bozukluktur.


Depresyon ciddi kişisel, ailevi, sosyal ve toplumsal kayıplara yol açabilen, maliyeti çok yüksek olan; buna karşın doğru teşhis ve tedavi ile tedavi başarısı yüksek olan psikiyatrik bir bozukluktur.


Depresyon kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, sosyal ve mesleki işlevselliğini bozan bir bozukluktur. Yoğun sıkıntı, isteksizlik, bunaltı, karamsarlık, yetersizlik, ve çaresizlik hisleri, hayattan ve daha önce zevk aldığı şeylerden zevk alamama, hayatı yaşamaya değer bulmama, suçluluk düşünceleri gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen belirtilere depresyonda sıklıkla rastlanır. Geceler boyu devam edebilen uyku sorunları, iştahta düzensizlikler, halsizlik gibi belirtiler yaşamı daha da zorlaştırabilir.


Depresif hasta bazen kendini kaçamadığı şiddetli bir acının pençesinde hissedebilir. Bazı hastalar bu ruhsal ıstırabın en şiddetli bedensel ağrılardan daha fazla acı çektirdiğini söylerler. Şiddetli depresyonda ölüm tek kurtuluş yolu olarak görülebilir.


Diğer ruhsal ve bedensel belirtilerin yanı sıra bellek ve yoğunlaşma güçlükleri mesleki ve günlük yaşamdaki işlevselliği olumsuz etkileyen başlıca unsurlardır. Öğrencilerin okul başarısındaki belirgin bozulmalar depresyon belirtisi olabilir.


Depresyonun sosyal işlevselliği bozucu etkileri, sosyal çekilme, yalnız kalmayı tercih etme, eş ve arkadaşlardan uzaklaşma ya da ilişki sorunları yaşama şeklinde ortaya çıkabilir.


Depresyonun tanısı


İyi bir öykü alma ve tanı ölçütlerinde belirtilen semptomların varlığının uzmanlarca saptanması, gözlem ve ruhsal muayene ile depresyon tanısı doğru olarak konabilir.


Depresyon tanısında kullanılan temel ölçütler;


- 2 hafta veya daha uzun süren ve bu süre içinde sürekli olan aşağıdaki belirtilerden en az 5’inin varlığı; ancak bu belirtilerden en az 1 tanesi çökkün duygudurum veya ilgi/istek kaybı olmalıdır
- çökkün duygudurum
- ilgi ve istek kaybı
- belirgin iştah artışı veya azalması
- Belirgin huzursuzluk hissi veya kendini aşırı durun/yavaşlamış hissetme
- Halsizlik, enerji kaybı
- Yetersizlik veya suçluluk düşünceleri
- Yoğunlaşma zorlukları (dikkatte azalma, dalgınlık)
- Tekrarlayan ölüm düşünceleri


Yukarıda sayılan belirtiler belirgin oranda mesleki, ailevi veya sosyal işlevlerde zorluklara ve bozulmalara yol açmalıdır.


Depresyon diyebilmek için


Yukarıda sayılan semptomların 2 hafta veya daha uzun süredir var olması ve İlgi/istek kaybı (1) veya depresif mizaç (2) belirtilerinin en az 1’inin varlığının saptanması gereklidir.


Belirtilerin Ayrıntıları


Belirtiler hemen hemen her gün ve günün çoğunluğunda olmalıdır. Örneğin; kişi işyerinde kötü hissediyor, verimsiz ancak eve gittiğinde akşamları veya hafta sonlarında iyileşiyor, iyi hissediyorsa depresyondan bahsedilemez. Böyle bir durum ancak işyeri sorununu veya motivasyon bozukluğunu düşündürebilir.


Kişinin kişisel yaşam kalitesinin,sosyal ve mesleki işlevselliğinin olumsuz etkilenmiş olması:


Depresyonun tanımında/ölçütlerinde yer alan pek çok belirtiyi hayatımızın değişik dönemlerinde, özellikle de olumsuz bir olayı takiben yaşamış olmamız son derece doğaldır. Bu durum olumsuz olayın etkisi geçinceye kadar veya sorunla başa çıkınca düzelir, bu süre içinde de işlevselliğimizde aksama olmaz. İşlevsellikle ilgili kısmi bozulma olduğunda Depresif Mizaçlı Uyum Bozukluğu tanısı konabilir. Depresyonda ise semptomlar yaygındır, şiddetlidir ve kişinin yaşam kalitesi, bireysel, sosyal ve mesleki işlevselliğinde belirgin bozulmalar vardır ve mutlaka tedavi etmek gerekir.


Bu belirtilerin oluşumunu açıklayacak bağımlılık yapıcı herhangi bir madde (alkol,esrar vb.) veya bedensel hastalığın (tiroid bezinin az çalışması-hipotiroidi gibi) olmaması gerekir.


Tanı ölçütlerinde yer almamasına rağmen hastaların bir çoğunun başağrısı, vücudun dğişik yerlerinde dolaşan ağrılar, çarpıntı, boğazda tıkanma veya nefessiz kalma, boğulacakmış gibi olma, uyuşma, karıncalanma gibi vücut (somatik) belirtileriyle başvurması veya yaşaması sık karşılaşılan durumlardandır.


Çökkün duygudurum (depresif mizaç)


Bu tanımlama üzgün, sıkıntılı, kederli, gergin bir ruh hali; yoğun bir boşluk hissi, ya da şiddetli bir ıstırap şeklinde tanımlanabilen bir olumsuz duyguyu içerebilir. Ağlama isteği, öncesine göre “duygusallaşma”, sürekli bir sıkıntı hali ile beraber boğazda düğümlenme hissederek her an ağlayacakmış gibi olma hali görülebilir.


İlgi ve istek kaybı


Depresyondaki (=depresif) hastalar sıklıkla daha önceden zevk aldıkları pek çok şeyden (kitap okumak, film seyretmek, sohbet etmek, kalabalık ortamlarda bulunmak vb.) eskisi gibi zevk alamadıklarından şikayet ederler. Cinsel isteksizlik sıktır. Daha önce önemli doyum sağlayan hobiler ve uğraşlara yönelik ilgi azalır veya kaybolur.


Uyku bozuklukları


Uyku bozuklukları değişen şekillerde olabilir. Uykuya dalma, uykuyu sürdürme, gece uyandıktan sonra tekrar dalamama, sık uyanma, sabah erken kalkma, sabah uyanamama veya uyku süresi tamamen normal bile olsa yorgun uyanma görülebilen değişik uyku bozukluğu şekilleridir. Ancak bunların ortak özellikleri yorgun, dinlenmemiş, “dayak yemiş, yük taşımış” bir ruh hali ve vücut ağrıları ile uyanma olmasıdır.


İştahta değişiklikler


Depresyondaki bir kısım hasta iştah azalmasından, bir kısmı iştah artmasından şikayet ederken diğerleri ise değişmediğinden bahsedebilir. Ancak çoğunluğu önceden zevkle yenen emeğin eski tadı vermediğinden söz ederler. İştahı açıldığı halde kilo kaybeden veya iştahı kapandığı halde kilo alan hastalar da olabilir.


Enerji kaybı, halsizlik


İşleri yapmaya karşı isteksiz olma, yorgun hissetme, sabah işe/okula gitme isteğinde azalma, yorgunlukla kalkma ile gelen yoğun halsizlik görülebilir. “Kolu kanadı kırılmış”, sanki dünyanın işini yapmış hissetme, bunlara bağlı olarak da daha çok verimsiz bir şekilde iş yapmadan oturma, evde ise sürekli uzanma ve dinlenme isteği, dinlenmeye rağmen yorgunluğu atamama olabilen şikayetlerdir. Enerji eksikliği nedeniyle işler/dersler ertelenebilir ve böylece verimsizlik oluşur. İşler/dersler yapılsa dahi enerji eksikliği nedeniyle dikkat tam verilemediğinden hatalar yapılabilir.


Suçluluk duyguları


Eskiden yapılmış herhangi bir davranış veya hatırlanan herhangi bir durum nedeniyle kişi kendini suçlu hissedebilir, buna bağlı üzüntü duyulabilir. Geçmişte çok hata yapıldığı gibi takıntılı düşünceler atılamayabilir. Günah işlediği ve affedilmeyeceği şeklinde suçluluk hissedilebilir.
Yetersizlik/Çaresizlik düşünceleri


Kişi içinde bulunduğu depresif (çökkün) mizaç nedeniyle içinde bulunduğu durumu yürütemediği, yetersiz kaldığı hatta çaresiz biçimde başa çıkamadığını düşünebilir. İşlerin yolunda gitmesine rağmen yeterince güçlü hissedememe duygu ve düşünceleri hakim olabilir.


Bellek/Konsantrasyon güçlüğü


Dikkati toplamakta zorluk sıklıkla görülür. Kendini gazete, kitap ve dergi okumakta zorlanma, tekrar tekrar okuyarak anlamaya çalışma, veya okumaya karşı isteksizlik şeklinde gösterebilir. Kişi gözlerini okuduğu yazılara odaklamasına, konuyu bitirmesine rağmen okuduğundan bir şey anlamadığını söyler. Unutkanlık, dikkat eksikliği ve dalgınlık depresyonun ilerleyen evrelerinde görülen belirtilerdir. Depresyonun iyileşmesi ile de en son düzelecek olan belirtiler olması nedeniyle tedavide bir iyileşme kriteri olarak değerlendirilebilir. Ancak depresyon atakları veya tedavi edilmeyen, uzun süren ataklar beyin hücrelerinde hasara/ölüme/işlev kaybına yol açabileceğinden, tedavi sonrasında bile depresyona girmeden önceki zihinsel işlevlere ulaşılamayabilir. Yani beklenen zihinsel performans geri dönmeyebilir. Bazen çok önemli durumlarda stresin/kaygının artması ile anlama düzeyi/dikkat artabilir, ancak bu durum geçicidir, fazla uzun sürmez.


Sinirlilik


Önceden hoşgörü ile karşılanan durumlara karşı öfkelenme, sinirlenme, tahammül edememe ve tepkiler gösterme değişen derecelerde görülebilir ve depresyonun şiddetlenmesi veya uzun süre depresyonda kalma ile artabilir.


Ölüm düşünceleri


Depresyonun şiddetinin artması veya çözüm bulunamaması, yaşam olaylarının üstesinden gelmede zorluk çekme, veya düşüncelerine sahip olma, yoğun suçluluk düşünceleri ile sosyal, ailevi ve mesleki alanlarda başarısızlık, eklenen reddedilme olayları kişiyi kendine zarar verme, ölüm düşüncelerine sürükleyebilir.


Depresyonun şiddetinin artması kendine zarar verme şeklini de değiştirebilir. Bazen kendine zarar verme düşüncesi elinde, kolunda sigara söndürme davranışına, bazen de intihar girişimine yol açabilir. Ciddi depresyondaki hastalar çoğunlukla haber vermeden intihar ederler.
Ciddi depresif hasta kameralar önünde intihar tehdidinde bulunmaz, kimseye önceden belli saatte intihar edeceğini duyurmaz. Ancak bazen ardından mektup, not bırakabilir.

Bazen ölüme yol açmayacak girişimler ciddiye alınmasa da depresif hasta dikkate alınmalıdır.


Bedensel belirtiler


Çarpıntı, nefes daralması, başta sıkışma-doluluk hissi, vücudun değişik yerlerinde uyuşma
ve karıncalanmalar, bayılma hissi gibi belirtiler olabilir.


Bunaltı (anksiyete)


Kendini huzursuz, gergin ve sıkıntılı hissetme; kötü bir şeyler olacakmış, kötü bir haber gelecekmiş gibi hissetme yaşanabilir. Bunaltı; daralma, kapalı yerlerde kalamama şeklinde de olabilir.


Kişisel bakım


Depresyondaki hastaların çoğunluğu kendine bakma isteğinde azalmadan bahsederler. Ancak dışarıya karşı belli etmemek veya kendi kendini motive etmeye çalışan hastalar bakımlarını iyi yapabilirler. Önceden giyimlerine önem verirken, artık başkalarının ne dediğinin umrunda olmayabilirler.


Diğer bazı vücut belirtileri


Soluk, yorgun görünüm; terlemede artış; bacak-ayak sallama; yavaş cansız hareket etme ve ortaya çıkan isteksiz yaklaşımın fark edilmesi vb.


Depresyonun Seyri


Depresyon ataklarla seyreden bir bozukluktur. Yani, bir kere depresyon geçiren bir kişinin tekrar bir depresyon geçirme olasılığı; hiç depresyon geçirmemiş bir kişiye göre daha fazladır. Herhangi bir tedavi ile iyileşmese dahi depresyon kendiliğinden iyileşebilen bir bozukluktur. Ciddi depresyonlar ortalama 9-12 ayda kendiliğinden iyileşir. 20 gün, 3 ay gibi daha kısa süren depresyon atakları görülebildiği gibi 20-30 yıl kadar sürebilen ağır depresyonlar dahi olabilir.


Depresyonun tanısında ölçeklerin yeri


Depresyonun tanısı gazetelerde, dergilerde yer alan basit testlerin puanlaması ile kolaylıkla konamaz. Bu ölçeklerin bilimsel niteliği olmalıdır, ayrıca bir psikiyatri uzmanı tarafından hasta klinik olara değerlendirildikten sonra anlamlı olabilir. Yani depresyonun tanısı klinik olarak tanı ölçütlerinin karşılanması ile konur. Ölçekler tanı konduktan sonra depresyonun şiddetinin derecelendirilmesi için, tedavinin takibinde de düzelmenin derecelendirilmesi için kullanılır.


Depresyonda laboratuar


Depresyonun tanısını koyabilmek için herhangi bir laboratuar testi, kan bulgusu veya film yoktur. Toplumda kafa şeridi olarak bilinen EEG (elektro-ensefalo-grafi)’nin de tanıda değeri bulunmamaktadır.


Depresyonda Tedavi


Depresyon tanısı konan her hasta tedavi edilmelidir.
Depresyonun şiddetine göre ayaktan veya yatarak tedavi edilebilir.
Yatarak tedavi edilmesi gereken hastalar; kendine bakımı azalan, içe kapanan, yoğun intihar düşünceleri olan veya intihar girişimi olmuş depresif hastalar ile ilaç almayı reddeden ve durumunun farkına varamayan şiddetteki hastalar yatarak tedavi edilmelidir.


İlaç Tedavilerinde Bilinmesi Gerekenler


Hastayı depresyon ve ilaçlarla ilgili bilgilendirmek tedavi uyumu için önemlidir.
Tedavi etkisinin 2-3 hafta içinde başlayacağı ve tam düzelmenin 1.5-2 ayı bulabileceği unutulmamalıdır.
İlaçlara bağlı özellikle ilk 10 günde geçici yan etkilerin olabileceği bilinmelidir (hafif bulantı veya bazen kusma hissi, iştahta hafif derecede azalma, baş ağrısı vb).


Tedavi seçenekleri
- İlaç
- Psikoterapi
- Elektroşok (EKT= elektro-konvulzif-terapi)


Bu tedavilerin insan doğasına zararları yoktur veya yok sayılacak kadar az derecededir.
Hastaların çoğunluğu antidepresanlara iyi cevap verir ve depresyon iyileşir. İyileşmeyen hastalarda ilaç değişikliği, ilaç ekleme şeklinde yeni girişimlerde bulunulur.


Hastaların sosyal, ailevi veya mesleki sorunlarının olması durumlarında tedavilerden beklenen sonuçlar alınamayabilir.
Psikiyatride kullanılan antidepresanların bağımlılık yapıcı etkileri yoktur ve güvenle kullanılabilir.
Kullanılan ilaçlar aniden bırakıldığında ortaya çıkan bulantı, baş dönmesi, baş ağrısı, sersemlik hissi, denge bozukluğu, ellerde ayaklarda uyuşma hissi, titreme gibi belirtiler bağımlılık belirtileri olmayıp ilacın aniden bırakılması ile vücudun verdiği bir tepkidir. O yüzden de psikiyatride kullanılan ilaçlar hekim kontrolünde yavaş yavaş ve azaltılarak kesilmelidir.


İlaç yan etkileri


Sıklıkla görülen ve toplumun en çok korktuğu ilaç yan etkileri yeni ilaçların çıkmasıyla azalmıştır. Ancak bazı ilaçlar halen vazgeçilmez etkilere sahip olduklarından kullanılmaya devam edilmektedir ve bu ilaçlarla da uyku, iştah artışı görülür.
Bazen yüksek doz kullanılmasına bağlı olarak sersemlik hissi, baş dönmesi ve şiddetli bulantı görülebilir. Ancak bazı hastaların ilaç yan etkilerine aşırı duyarlı olmasına veya bazı psikiyatrik rahatsızlıkların şiddetli olmasına bağlı olarak hastalık belirtileri ilaçlarla artabilir. Bu da “ilaçların daha kötü yaptığı” şeklinde yorumlanabilir. Bu durumlarda ilaçlar verilebilecek en düşük dozda başlanmalıdır.


Dr.Murat Eren ÖZEN

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
depresyona, etkiliyor, hayatımızı, nasıl


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Arkadaşlar Hayatımızı Nasıl Etkiler? Sue Kişisel Gelişim 0 26 Temmuz 2012 15:29
Geçmiş bugünümüzü nasıl etkiliyor? Ruj Kişisel Gelişim 0 06 Eylül 2011 15:22
Negatif düşünce hayatımızı nasıl etkiler? Ruj Kişisel Gelişim 0 06 Eylül 2011 15:11
Burçlar bebeğinizi nasıl etkiliyor KraLiSHE Burçlar, Fallar ve Kehanetler 1 13 Nisan 2009 13:32
Yağmur Saçlarınızı Nasıl Etkiliyor YapraK Güzellik, Sağlık ve Bakım Önerileri 0 23 Mart 2009 20:02