10 Ağustos 2012, 13:50 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Önyargılar Önyargılar Önyargılar yaşamın bir parçasıdır. Farkında olmadan düşünce ve davranışlarda önyargılar kullanılır . çoğu kez önyargıların kendimizde var olduğunu kabul etmeyiz fakına varsak bile onların etkisini tümüyle ortadan kaldırmakta büyük zorlukla karşılaşırız. Önyargıların iki temel öğesi vardır. 1)bir gurup yada kişiye karşı olumsuz bir duygu 2)kalıp yargıbireyleri tanımadan onları bir gurubun üyesi olarak yargılamak. Önyargıda böylece hem duygusal hem de düşünsel öğeler bulunur. Bu iki öğenin etkisi altında kişi ayırt edici davranışta bulunur. Başka bir deyişle aynı koşullar altında aynı biçimde davranılması gereken iki kişiye farklı farklı davranışlarda bulunur. Örneğin otomobil tamircisi kadın erkek müşteriye ayırt edici biçimde davranır. Lokantaya giden iki müşteriden birine dış görünüşünden dolayı daha kötü muamele edilir. Ön yargı kökü derinlere giden olumsuz bir tutumdur ve bir çok sosyal durumda kendini gösterir. Önyargıların kaynakları nelerdir? Dört temel yaklaşım önyargıların kaynaklarını açıklama girişimindedir: 1) Önyargı çocuklukta öğrenilmiştir: Bu görüş en baskın yaklaşımlardan biri olup önyargıların küçük yaştan itibaren aile içinde öğrenildiğini ileri sürer. Çocuk biraz büyüyüp okula gitmeye başlayınca içinde yetiştiği mahalle kasaba onu etkilemeye devam eder. Çocuğun çevresinde söylenilen sözler yapılan davranışlar yargılamalar dedikodular uydurulan lakaplar çocukların zihinlerinde izlerini bırakırlar ve onların ana-babaları veya komşuları gibi önyargıları benimsemelerine yol açarlar. 2) Önyargı kişiliğin Bir parçasıdır: Bu görüş önyargı geliştirmeye uygun otoriter kişilik tipleri olduğunu ileri sürer. Bu kişiler genellikle otoriter bir çevre içinde ve baskı altında büyümüşlerdir ve başkalarını ayırt edip cezalandırmak onlar için yaşamın doğal bir parçasıdır. Bu görüş daha sonra yapılan araştırmalarda desteklenmiştir. 3) Grup üyeliğinin bir sonucu olarak önyargı: Tajfel ve Turner insanların doğuştan nesne olay ve diğer insanları sınıflama kategorileme eğilimi olduğunu söyler. Bu kategorileme insanlar arasında gruplaşmalara yol açar “biz” ve “onlar” ortaya çıkar. Yaptığı araştırmalarda kişileri gelişigüzel gruplara koyup onlara gelişigüzel isimler veren Tajfel bir süre sonra her grubun kendi özdeşliğini geliştirdiğini ve diğer grubu yargılamaya başladığını görür. Ona göre hangi gruptan isek osmanlı imparatorluğu grubu “iyi” diğer grubu “kötü” görme eğilimi geliştiririz. 4) Önyargının temeli olarak algılanan benzerlik miktarı: Kişiler arası çekicilik ve tutum değişimi alanındaki araştırma bulgularına dayanarak Rokeach (1960) önyargıların temelinde algılanan benzerlik ve farklılığın yattığını ileri sürmüştür. Bize benzeyenleri çekici bulup onlardan hoşlanır fakat bize benzemeyenlere karşı olumsuz bir tutum geliştiririz. Farklılık ne kadar çoksa olumsuz tutumun ya da önyargının şiddetti de osmanlı imparatorluğu kadar fazla olur. Önyargıları Azaltma veya Ortadan Kaldırma Olanağı Var mı? Önyargıları ortadan kaldırma yada azaltma için yapılan denemelerin çoğu Amerika’da ırk ilişkileriyle ilgili önyargılar üzerine yapılmıştır. Bu konuda önceleri Allport (1954) daha sonraları da Amir (1969) yaptıkları araştırmalarıyla tanınmıştır. Araştırmaları bulguları önyargıların azalması için grupların aşağıdaki koşullar altında birbirleriyle ilişki içimde olması gerektiğini göstermiştir: (1) İki grup eşit sosyal statüye sahip olmalıdır. (2) İki grup paylaşılan paylaşılan bir genel amaç üzerinde beraberce çalışmalıdır. (3) İki grup arasındaki ilişki osmanlı imparatorluğu ortamda otorite olarak bilinen kişilerce desteklenmelidir. (4) Gruplar arası ilişki iki grubun üyeleri arasında paylaşılan ilgilerin varolduğu algılamasına götürmelidir. Bu koşulların biri veya birkaçı yerine gelmediği zaman gruplar arası ilişki önyargıyı azaltacak yerde arttır. Gökhan Gökçenin yazısında belirttiği kuşaklar arası ön yargılamanın ortadan kalkması için yukarıdaki koşullar uygulandığında: (1) Yaşlılar ve gençler eşit sosyal statüye sahip olmalıdır. Gerçekte ise Türk toplumunda yaşlı olmak kendi başına bir yüksek sosyal statüye işaretidir. (2) Yaşlılar ve gençler belirli bir amaç için beraberce çalışmalıdır. Örneğin bir politik ya da sosyal programda iş birliği yapmalıdır. (3) Gençler ve yaşlılar arasında bu ilişki em gençler hem d yaşlıların saygı duyduğu otoritelerce onaylamalı desteklenmelidir. (4) Hem gençler hem de yaşlılar benzer amaç ve ilgileri paylaştıklarını algılamalıdır. KAYNAKÇA Doğan Cüceloğlu İnsan ve Davranışı Remzi Kitapevi 2000. | |
|
Etiketler |
önyargılar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Engellilerin İstihdamı ile İlgili Önyargılar: | Ecrin | Engelli Hakları | 0 | 13 Ocak 2012 23:35 |