Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
SEBEPSİZ DÜŞÜNCELER…
Sonbaharın sarı ceketini giyindi yine sefil şehir.Bulutlar hapşırmaya başladı bile çoktan.Her hapşırdığında kırağılar yağıyor yazdan kalma sevinçlerin üzerine.Hasta bir adamın sararmış ve bitkin halini andırıyor bu hali…
Vakit gece!
Her arabesk şarkı sonrası içim tekrar tekrar kararıyor.Bu insanları bunca karamsarlığa iten nedir acaba? Allah o kadar mı uzak bizim yaşamlarımızdan? ..
Uzaklardan ışıklar dokunuyor gözlerime.Gözlerim uzaklarda donuk tıpkı bedenim gibi.Geçmişe ait hayaller dolanıyor gözümün önünde.İşte radyoda bir şarkı “ölümden başkası yalan”… ölüm düşüyor düşüncelerime.Daha bir üşüyorum…
Vakit gece!
Sonbahar iyice hissettiriyor kendini.Toprak yine vurdumduymazca içine çekiyor ağaçların sularını ve yapraklar dökülüyor.Hüzün dolu her ağaç şimdi.Yinede bir başka bahara uyanmanın umudu var içlerinde.Onları en iyi anlayan biz insanlar olmalıyız herhalde.Ömür takvimimizden her gün bir yaprağı veriyoruz.Tek tek dökülüyor yapraklarımız.Giden her günün arkasından hüzünle bakıyor gözlerimiz.Her yaprak başka bir baharın adımını oluşturuyor.
İki seçenek sunuluyor bize; Hayatımızı hunharca katletmek yada ebedileştirmek! ..
birbirlerine gülümserler miydi ikisi acaba...
akşamları konuşurlar mıydı...
şu eski cennet günlerimizdeyken diye başlayan sohbetler ederler miydi...
hasta olunca, ya da yaralınınca bir yanları gökyüzüne çevirirler miydi
bakışlarını...
önce adem mi öldü, havva mı...
ilk ölüm...
gidenin yokluğuna nasıl dayandı kalan...
geceleri nasıl geçirdi...
Allahtan diledi mi gidenin yanına almasını kendini de...
eşsiz kalmak acı verdi mi...
insanın gençken kurduğu ölüm hayali bile sahte oluyor. Ölüm bile anlamını değiştiriyor zaman içinde. Gençken bir macera, kimsenin nasıl olduğunu anlatamadığı bir tecrübe gibi geliyor, yaşlandıkça ölüm de herşey gibi eskiyor. Gençken insanın çevresindekilerden birinin ölümü dünyanın sonuyken, yaşlandıkça Tanrı’nın zevksiz bir şakasına dönüyor ölüm.
İyi ki doğmadınız hiç doğmayanlar ya da doğması olasılık kalanlar. Doğarken, biz de spermdeki olasılık kadardık; o olasılıkla doğmak veya doğmamak üzere yalnızdık. Şimdi yaşamak ve ölmek hâlâ bir olasılıktır. Hep mengenede, kederde en çok da yaşamak bir olasılıktır.Sevişmek ey, yaşamak bir olasılıktır…
Yılmaz Odabaşı
-----------------
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
İnandığım zamanlarda secdede ölmek istemiştim. Annemin karnında geçirdiğim aylardaki duruşuma benzer bir duruşla terkedecektim hayatı. Geldiğim gibi gitmekti amacım. Sonra öyle ölenlerin büyük ölçüde yüksek tansiyonun başaşağı durunca beyin kanamasına yol açmasından öldüğünü öğrendim. Hiç bir büyüsü kalmadı. Secde gitti, tansiyon geldi, kahrolsun bilim.
-------------------
Emre Aydın (büyük yazarın son sayfası)
-------------------
Kalbin içi ve dışı aynı sıcaklıkta değilse, ensenizden sizi tutup yol`a fırlatır; içinizde doğan bir rüzgar.
O an hiç beklemediğiniz bir soru düşer içinize ve usulca dudaklarınızdan kayar: yaşamak?!/
Yolunu şaşırmış zeka, kendisine hakikat diye sunulmuş serap sistemlerine sarılır. Fakat bir sınırdan bir sınıra kadar onun uygulanışına geçince aldandığını anlar. Bu sefer de yeni seraplar onu beklemektedir. Seraplardan seraplara, hayal kırıklığından hayal kırıklığına koşar durur insanoğlu. Bu, gerçekte, hakikate susayışın ve onu arayışın, ararken de karşısına çıkarılan hakikat benzeri sistemlerin aldatıcılığını ilk bakışta kavrayamayışının bir sonucudur.
Sezai Karakoç
---------------
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Hayat bir abesler cangılı. Kimi mukaddes abeslerin, kimi mülevves. İnsanın tek hürriyeti kendini aldatmak. Hiçbir zafer umulanı getirmez, hiçbir bozgun mutlak değildir.
Kendine bak-Kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda dağılıp gidiyor hepsi. Çünkü kişi kendisine dışarıdan bakamaz, zira kişi kendisinin nasıl göründüğünü sahiden görmez, çıkarsayabilir ancak. Kişi kendine bu koşullar altında ben, biz, başkası için ne derdim diye sorabilir…ama yanıt şu; Bilemezdim. Bilseydim de o başkasıyla ilgili haklı olduğum konusunda bir şey söylemiş olmazdı. Kişinin kendisi üzerinde sığ bir yargıda bulunması, kendisini ucuz bir biçimde şu ya da bu komedinin yada trajedinin oyuncusu sayması, bunları bir başkası için yapması kadar iğrenç bir şey. Düşün ki, başına ne gibi bir mutsuzluk, nasıl bir acı gelirse gelsin, bunu sen kendin hak ettin”
öğrenmek, keşfetmek ve paylaşmak, nefes almaktan daha hayati çoğu zaman...
sevgiyi yaratmaksa cenneti yaratmaktan daha yüce...
hayat onun hakkında düşündüklerimizden ibaret...
gelecek ise kaybetmekten korkuklarımızı elimizden birer birer alan ve bize varolmanın içinde bulunduğumuz andan ibaret olduğunu kendi dağınık tarzıyla öğreten bir öğretmen...
''BİR GELECEĞİ SEÇMENİN BİR YOLUDA ONUN KAÇINILMAZ OLDUĞUNA İNANMAKTIR'' diyordu Richard BACH...
sorunların alt edilmek, özgürlüğün kanıtlanmak için olduğunu ve bizler rüyarımıza inandığımız sürece hiç bir şeyin rastlantı olmadığını öğreneceğimizi söyluyordu.....