Psikolojiye Giriş: Psikolog Sigmund Freud'un Aile Hayatı Nedir? Ne Değildir?

Martha Bernays (D. 26 Temmuz 1861 - Ö. 26 Kasım 1951), Avusturyalı psikanalist Sigmund Freud'un eşidir. Bernays, Emmeline ve Berman Bernays'in ikinci kızıydı. Baba tarafından büyükbabası Isaac Bernays, Hamburg Hahambaşısıydı. Martha Bernays, Berman Bernays (1826-1879) ve Emmeline Philipp'in (1830-1910) kızı olan dindar bir Ortodoks Yahudi ailesinde büyüdü. Büyükbabası Isaac Bernays, Hamburg'un baş hahamıydı ve mektuplarında sık sık Isaac'ten bahseden Alman Romantik şair Heinrich Heine'nin uzak bir akrabasıydı. Martha'nın amcası olan Isaac'in oğlu Michael Bernays (1834-1897), erken yaşta Hıristiyanlığa geçti ve Münih Üniversitesi'nde Almanca profesörüydü. Bernays ve Freud aileleri iyi tanımış olsalar da - örneğin ağabeyi Eli, Freud'un küçük kız kardeşiyle evlendi, ikincisi daha liberal Yahudilerdi ve özellikle Freud'un ritüel ayinler için zamanı yoktu. Martha bir kuzenine evlendikten sonraki ilk Cuma gecesi Şabat ışıklarını yakmasına izin verilmemesinin hayatının en üzücü deneyimlerinden biri olduğunu söyledi. Aynı zamanda Avusturya doğumlu Amerikalı yayıncı ve “Halkla İlişkilerin Babası” Edward Bernays'in teyzesiydi. Anne tarafından kuzenleri, dünyanın en büyük metal ticaret şirketi haline gelen Philipp Brothers'ın kurucuları Julius Philipp ve Oscar Philipp kardeşlerdi.

Sigmund Freud ve Martha Nisan 1882'de tanıştılar ve dört yıllık bir nişanlılıktan sonra (1882-1886) 14 Eylül 1886'da Hamburg'da evlendiler. Freud ve Bernays'in nişanlılık yıllarında gönderdikleri aşk mektupları, tüm mektupları okuyan Freud'un resmi biyografi yazarı Ernest Jones'a göre, dünyanın büyük aşk edebiyatına değersiz bir katkı olmayacaktı. Freud, nişanlısına, kıskançlık salgınlarının yanı sıra “Seni bir tür tutkulu büyüyle seviyorum” diyen fırtınalı bir ilişkinin iniş ve çıkışlarını gösteren 900'den fazla uzun mektup gönderdi. Nihai evlilikleri çok daha uyumlu bir ilişkiydi: Çiftin altı çocuğu oldu: Mathilde (D. 1887), Jean-Martin (D. 1889), Oliver (D. 1891), Ernst (D. 1892), Sophie (D. 1893) ve Anna (D. 1895). Martha Freud 1951'de öldü. Golders Green Krematoryumu'nda yakıldı ve külleri Freud Köşesi'ne, kocasının küllerini tutan aynı antik Yunan cenaze vazosuna yerleştirildi. Genç Martha Bernays, aynı zamanda çekici, zeki, iyi eğitimli ve okumaya düşkün hayatı boyunca kaldığı gibi ince ve çekici bir kadındı. Evli bir kadın olarak evini verimli bir şekilde yönetiyordu ve gerçekten de dakiklik ve kir konusunda neredeyse takıntılıydı. Sert ama çocuklarına karşı sevgi dolu, ev halkına huzurlu bir yaşama sevinci atmosferi yaydı (en azından Fransız analist René Laforgue'a göre.) Ancak Martha, en küçük kızı Anna ile güçlü bir bağ kuramadı.

Bernays'in küçük kız kardeşi Minna Bernays, genç çifte çok yakındı ve 1890'larda “Ménage à Trois” (Şaka) olarak adlandırılan şeyi kurmak için onların yanına taşındı. Sigmund ve Minna bazen birlikte tatil yaparlardı; ve periyodik olarak onun aslında Freud'un metresi olduğu öne sürülmüştür. Örneğin Carl Gustav Jung, Minna'dan Freud'un ona aşık olduğunu ve ilişkilerinin gerçekten çok samimi olduğunu öğrendiğini bildirdi. Freud tarihçisi Peter Swales, “1981'de Freud'un karısı Martha'nın küçük kız kardeşi Minna Bernays ile gizli bir ilişkisi olduğunu iddia ettiğinde kötü şöhrete kavuştu. Ve hamile kaldıktan sonra kürtaj yaptırmasını ayarlamıştı.” ifadelerini kullandı. Bu iddia tartışmalıydı ve hala öyle 1898'de çifti çift kişilik bir odada "Dr Sigm Freud u Frau" olarak kaydeden bir otel günlüğünün yayınlanması, savunucusu Peter Gay de dahil olmak üzere bazı Freud bilginlerinin, Freud ve Minna'nın bir ilişkisi olduğu varsayımını muhtemelen doğru olarak görmelerine neden oldu. Bununla birlikte, olayın diğer savunucuları - Freud'un kendi otobiyografik yazılarının analizlerine dayanarak bunun ancak 1900'de tamamlandığına inanıyorlar. Muhalifler, Minna ve Martha kadar yakın kız kardeşler arasında, özellikle zamanın adetleri göz önüne alındığında, böyle bir ihanetin gerçekleşme olasılığının düşük olduğuna işaret ediyor; ve otelin o sırada dolu olması gibi daha az sansasyonel bir olasılık düşünülüyor. 1893-1910 dönemi için Freud ve Minna yazışmalarının yayınlanmasını beklerken, bu tür spekülasyonların ardındaki gerçek kesin olarak bilinmeyebilir. Kesin olan şey, Martha'nın kendisinin hiçbir şekilde böyle bir ilişkiden haberdar olmadığı veya gizli anlaşma yapmadığıdır. Freud onu tamamen iyi olarak tanımladı, o ve Minna daha iradeli ve vahşiydi; Ve iyi ya da kötü, geleneksel ahlaka, ev içi görevlere ve aile değerlerine olan bağlılığı açıktır. Martha'nın sadakatsizliğe karşı tutumu, belki de en iyi şekilde, arkadaşları Stefan Zweig'ın karısı Friderike'yi daha genç bir kadın için terk etmesine verdiği tepkiyle açıklanabilir: Zweig'ın 1942'deki ölümünden altı yıl sonra, Marta dul eşine arkadaşımızın sana sadakatsizliğine hâlâ içerlediğini yazdı.

KAYNAK: PSİKOLOJİ TARİHİ
(İNGİLİZCEDEN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.)

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15