Çevrimdışı

Küçük Denizkızı



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ülkelerin birinde bir kral yaşarmış. Bu kralın altı tane güzeller güzeli kızları varmış. Bu kral insanların kralı değilmiş. Dalgaların altında , balıkların değerli taşlar gibi parıldadığı ülkenin kralı imiş. Prenseslerin anneleri onlar çok küçükten ölmüş. Onları büyükanneleri büyütmüş. Prenseslerin en küçüğünün saçları altın gibi sapsarı ve uzun imiş. Büyükanneleri , prenseslere yeryüzü ile ilgili masallar anlatırmış. Bu masallarda geçen insan denilen varlıkları , küçük denizkızı çok merak ediyormuş.
Büyükanne :
-On beş yaşına geldiğinde onları görebilirsin , demiş küçük denizkızına.
Büyük deniz kızı yaşı geldiği zaman yeryüzüne çıkmış ve gördüklerini küçük kardeşine anlatmış. Yıllar geçmiş ve küçük denizkızının yeryüzüne çıkma günü gelmiş. Sonunda o hep merak ettiği yeryüzünü ve orada yaşayan insanları görebilecekmiş. Denizkızı yüzeye çıkarken , güneş batmak üzere imiş. Ve suyun üzerinde de bir gemi demir atmış. Denizkızı , gemide bulunan yakışıklı prensten gözünü alamamış. Tabi o sırada prens , kendisini bir prensesin izlediğini farkında değilmiş. Tam o vakit birden bir fırtına olu vermiş. Çok kısa bir süre sonra gemi sulara gömülmüş.


Küçük denizkızı , suda çırpınan prensi son anda far edip kıyıya ulaştırmayı başarmış. Sabah olduğunda prens hala kıyıda yatıyormuş. Ve yanı başında küçük denizkızı onu bekliyormuş. Biraz sonra birkaç tane kız gelivermiş. Ve prens , gözlerini açıp yürüyüp gitmiş. Küçük denizkızı üzüntü içerisinde orada tek başına kala kalmış.
O günden sonra tekrar prensi görmek isteyen denizkızı , yüzeye defalarca çıkmış. Prensi tekrar görmek isteyen küçük denizkızı , su cadısına danışmaya karar vermiş. Su cadısı denizkızını görünce ;
-Ne olduğunu biliyorum denizkızı. İnsan olup , yeryüzüne çıkmak istiyorsun. Böylece prense yakın olacağını düşünüyorsun. Ancak bunun bir bedelini olduğunu biliyorsun değil mi? demiş. Küçük denizkızı :
-Bilmiyorum , demiş denizkızı. Ancak ne gerekiyorsa yaparım , demiş.
Cadı :

-Sesini istiyorum , demiş. Güzel şarkılar söylediğin sesini istiyorum. Bunun karşılığında bende seni güzel mi güzel iki ayaklı bir kıza çeviririm. Ancak prens seni gerçekten sevmeli. Yoksa bir deniz köpüğüne dönüşüp yok olursun , demiş.
Denizkızı hemen kararını verip , tamam demiş. Bunun üzerine cadı büyülü bir su içererek denizkızını insana çevirmiş. Küçük denizkızı prensin karşısına geldiğinde bu sesi olmayan yani konuşmayan kızı çok beğenmiş. Evlenmesini isteyen prens , anne ve babasının ısrarı üzerine başka bir ülkenin prensesi ile tanışmaya karar vermiş. Yanına küçük denizkızını da almış. Prens , prensesi görünce hemen onunla evlenmek istemiş ve düğünleri olmuş. Herkes bu durumdan mutlu iken bir tek denizkızı sessiz ve mutsuz imiş.
O gece denizkızı , geminin güvertesine gitmiş ve üzüntülü üzüntülü denize bakıyormuş. Çünkü o gece bir deniz köpüğüne dönüşüp yok olacakmış. Tam o sırada denizden kardeşleri saçları kısa bir şekilde çıkıvermişler.
Kız kardeşler ;
-Saçlarımızı su cadısına verdik. Karşılığında bu bıçağı aldık. Eğer bu gece bıçağı prensin göğsüne saplarsan , büyü bozulacak , demişler.

Küçük denizkızı bıçağı almış ancak prense zarar veremeyeceğini biliyormuş. Sabaha doğru kendini ağlayarak denize atmış. Fakat denizkızı denize düşmemiş. Kendini havada uçarken bulmuş. Dans eden ışıklar ;
-Biz havanın kızlarıyız , bizimle çok mutlu olursun demişler.
Küçük denizkızı havaya yükselirken prensin gemisine ve güvertesine bakarak gülümseyivermiş

__________________