25 Nisan 2018, 11:36 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Burdur Yöresel Örf Ve Adetleri Düğün Yörede evlenme gelenekleri pek az degişime uğramıştır. Evlenme çağı kızlarda 15-19erkeklerde 18-23 yaşları arasındadır çoğunlukla görücü usulü ile evlenilir. Oldukça azalmış olmasına rağmen bazı yörelerde devam eden başlık parası geleneği kız kaçırma olaylarını da artırmaktadır. Bu ise yakın zamana değin aileler arası düşmanlıklara yol açmıştır. Kızların söz hakkı yok gibidir. Erkeklerse evlenme istemlerini ev içinde çekingen küskün tavırlarla belirtir. Aracılarla iletirler. Yanıtta aracılara verilir. Erkeğin istediği kızı ana-baba da uygun görürse kızın evine elçi gönderilir. Erkeğin herhangi bir isteği olmasa da eğer oğlan evlenme çağına gelmişse kız boylamaya (beğenmeye) çıkılır. Elçi gönderme. doğrudan kız isteme anlamına geldiğinden önce kadınlar gidip kızı görürler. Elçiler yörenin saygın kişilerinden seçilir. Oğlanın babası ya da yakınların dan birileri elçilerle birlikte gider. Bunun için de genellikle Cuma günleri seçilir. Elçiler arasında en yaşlı kişi sözü açar isteklerini bildirirler. Kız babası da evlenmeden yanaysa ''Allahm emri varsa menne diyecem? Bir de gızdan sorak bahah ne der'' diye cevaplar. Karısı aracılığıyla kızın düşüncesini elçilere iletir. Evlenmeden yana değilse "Kocalık kızımız yok. Sizin yitiğiniz bizde değil başka yerde arayın''gibi yanıtlar verilir. Kız tarafı olumlu yanıtlıysa ''şirni (tatlı) yeme günü'' kararlaştırılır. Erkek tarafınca getirilen kolonyaşeker meyve gibi şeyler konuklara sunulur. Bu aynı zama ''beh günü'' (söz kesme) olarak da değerlendirilir. Kız evine söz yüzüğü kalağı (baş örtüsü) ve çeşitli hediyeler getirilir. Kalağının bir ucuna kararlaştırılan başlığın bir bölümü bağlanmıştır. Kadınlar ve Erkekler ayrı odalarda toplanır. Güveyin yakınlarından biri kıza yüzüğü takar. Kimi zama kız erkeklerin toplığı odaya getirilerek yüzük orada takılır. Sonra ''boy görmesi'' denen para verilir. Kız da bahşiş alır. Beh nişan niteliğinde olmakla birlikte aynca nişan töreni de düzenlenir. Nişan günü kararlaştırılır. Kız evinde yapılan nişana her iki tarafın yakınları çağrılır. Kız evine ve geline çeşitli armağanlar alınır. Güvey evi hazırlanacak yemeklerin gereçlerini ve birkaç koyunu kız evine gönderir. Evlenecekler ayn köylerdeyse ertesi gün ''karşı nişan'' anlamına gelen ''Hon'' düzenlenir. Hon güvey evinde yapılır kız yanı kendilerine armağan getirenlerin her birine mendil çorap götürür. Ayrı bir sinide de kete ya da çörekle birlikte güvey için giysilik peştamam çorap mendil ve nişan yüzüğü bulunur. Düğünün iki bayram arasına ya da Muharrem ayına rastlamamasına özen gösterilir. Nişanlılık süresi uzunsa ''kız yanı olayı'' yapılır. Damat kız tarafınca iyi tanınan bir arkadaşı aracılığıyla gizlice nişanlısını görmeye gider. Düğün öncesinde belli bir günde çeyiz düzme için iki tarafın önde gelenleri çarşıya iner. Başlıkla birlikte alınacaklar saptanır. Çarşıya inenlere de armağan alınması adettendir. Oğlan evi kız evinin bütün ihtiyaçlarını evine gönderir. Düğüne her iki taraf kendi konuklarını (konağ) ayrı ayrı çağırır. Konuklara ''atlı'' denir. İlkin gelin yada güveyin evine alınan konuklara ''atlı çayı'' verilir. Çayda çeyiz görme kına ve düğün günleri bildirilir. Kimi köylerde ''atlı'' deyimi yalnız oğlan evinden kız evine giden konuklar için kullanılır. Konuklar köy halkınca paylaşılır. Her evde birkaç atlı misafir edilir. Sağdıçlık geleneği yanında birde ''Solduş'' geleneği vardır. Gelin ve güveyin en yakın arkadaşlarından biri sağ öbürü sol koluna girer düğün süresince yanlarından ayrılmazlar. Düğünden bir gün önce beş dallı ağaç dalları yada birbirine tutturulmuş çatallardan oluşan ''kız şahı'' kaldırılır. Kız şahının çevresi ipe dizilmiş meyvelerle bezenir. Sagdış evinden kalkan kız şahının tüm harcama ve sorumluluğu yine ondadır. Meyve kaçırıp sagdışa getirene bahşiş vermek zorunludur. Bunu önlemek için şahın önünde ''çubukçu'' yürür. Elleri mendille bağlanan güvey sagdışla solduşun ortasındadır. Şah gelin evine gelinceye dek yol boyunca ''dostun dostluguna düşmanın horluğuna her bir Allah'' bağırışlarıyla havaya ateş edilir. Şahın ardından genç kızlar gelirler sagdış ve solduş da gelin evine girer. Gece gelinin evinde kına gecesi düzenlenir. Kına yakılmadan önce gelinin de güveyinde avucuna para konulur. Bu para yoksulluktan uzak kalmak inancıyla yoksul bir çocuk tarafından üç kez sayılarak alınır. Daha sonra odadaki tüm konuklara kına yakılır. Oyunlar oynanır. Ertesi sabah gelin alma günüdür. Gelin hazırlanırken kapı önünde davul çalınıroyunlar oynanır. Aşıklar Türkü söyleyip atışma yaparlar. Bu sırada ''ağlatma'' ''ağır ağlatma'' ve ''yürük hava'' çalınır. Öğle saatlerinde gelin ata biner. Bu güvey evine hareket anlamına gelmektedir. Gelin ata binerken Köroğlu CezayirSuvazlopol (Sivastopol) havaları çalınır. Yengelerde gelinin yanındadır. Onlarla birlikte ''müjde yastığı'' da yola çıkar. Yastığı bundan önce güvey evine götürene çeşitli armağanlar verilir. Yol boyunca cirit oynanır. Akşam ezanından sonra güvey sagdıcının evinden de ''oğlan şahı'' kalkar. Bu da güvey evine gelir. Gece koyun kesilir buna ''düş garı'' denir. Yemekten sonra konuklar hediye olarak para verirler. Bu paralar kız yengesinindir. Konuklar dağılınca sağdışlar gelin ve güveyi gerdek odasına götürür. Şah meyvesinin gerdek öncesinde yenmesi uğur sayılır. Bayram Tebriği Bayram namazlarından sonra tüm köy erkeklerinin cami çıkışından ta köy kahvehanelerine kadar uzayan tokalaşma ve bayramlaşma kuyruğu enteresandır. Köyde genelde 30-40 yaş altı erkekler babalarının yanında sigara içmeye çekinirler. Yardım Arazisi çok olan kişilere şayet amele tutmamışsa akrabaları sırayla imece usulü hasat zamanı yardım ederler. Burada sayılamayacak kadar unutulmaya yüz tutan adetler vardı, lakin zamanın ve teknolojinin törpüsüne herşey gibi o gelenekler de dayanamamıştır. Yemek Kültürü Yemek kültürü de kendine has özellikler içerir. Mesela çocukluğumda özellikle davetlerde ve düğünlerde çok yediğim "Gölle" isimli sulu yemeği unutmak mümkün değildir. Sanki aşurenin sulu yemek halini andıran bir tadı vardır...Keşkek de kendine has lezzetler içerir. Hele yöremiğe has "Höşmerim" rakibi bulunmaz bir katıktır. Sütün kaymağının kavrularak belli kıvama getirilmesiyle yapılan bu lezzetli katık gerçekten çok lezzetlidir. Haşhaşlı ekmekler de benzerine rastlanmayacak güzelliktedir. Tarihi Yerleri İnsuyu mağarasının şifalı suyu içilir ziyaretçilerce, Sagalassos Antik Kenti, Burdur Müzesi ve il merkezindeki Osmanlı Dönemi sivil mimari örneklerinden Taşoda ve Çelikbaş Konakları, il merkezi, Ulu cami, Pirkulzade medresesi, saat kulesi, İncir ve Susuz kervansarayları, Rum Kilisesi görülmeye değer tarihi yerleridir. Hangi Yemeği İle Ünlüdür? Burdur il merkezi Yukarı Pazar Semtinde üretilen "ceviz ezmesi" olarak adlandırılan ceviz tatlısı ve Burdur'a has "Burdur şiş" tadılmaya değerdir. Sagalassos Antik Kenti yolu üzerinde bulunan alabalık tesislerinde dinlenerek, yöreye has yoğurt ile alabalık yenebilir. Tarihi Zenginlikleri Sagalassos (Ağlasun) Burdur'a 30 km. uzaklıkta bulunan Ağlasun İlçesinin 7 km. kuzeyindeki Akdağı'nın güneye bakan yamacında kurulmuştur. Klasik Grek Çağında Psidia'nın başkentidir. Bugün şehir Roma Çağı şehri olmakla birlikte Grek Çağına ait yapılarının bir kısmının bu çağda korunmuş ve kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ayakta kalan mimari yapılar; Anıtsal Giriş Kapısı, Antonius Pius tapınağı, Aşağı ve Yukarı Agora, Sütunlu Cadde, Küçük Tapınak, Bazilika ve Tiyatro'dur. Cremna (Bucak) Burdur'a 45 km. uzaklıkta bulunan Bucak İlçesinin 25 km. doğusundaki Çamlık Köyü'ndedir. Aksu Vadisine hakim tepe üzerine kurulmuştur. Şehirde mevcut kalıntılar Roma Çağı'na aittir. Şehrin etrafı sur ile çevrilidir. Ayakta kalan mimari yapılar; Forum, Bazilika, Kemerli Yapı, Kütüphane yapısı, Tiyatro, Anıtsal Giriş, Anıtsal Çeşme Binası, Dükkan'dır. Cremna'da kütüphane Yapısı'nda bulunan 9 adet mermer tanrı ve tanrıça heykeli Burdur Müzesi'de sergilenmektedir. Tymbrianassos (Düğer) Burdur'a 30 km. uzaklıkta Düğer Köyünde, Yarışlı Gölü kenarındadır. Burdur'da Klasik çağa ait bilinen en eski yerleşim yeri Düğer Köyü'ndedir. Frig Kültürü özelliklerini gösteren bu yer, Yunan arkakik dönemine rastlamaktadır. Düğer'de bilimsel kazı yapılmamış, kaçak kazılarda ortaya çıkan buluntuların büyük bir kısmı Burdur Arkeoloji Müzesi'nde toplanmıştır. Cibyra (Gölhisar) Burdur İli'ne 108 km. uzaklıkta bulunan Gölhisar İlçesinin batısında orman içinde üç tepecik üzerine kurulmuştur. Cibyra Oineanda, Balbura, Bubon (ibecik) Antik Şehirlerinin birleşerek meydana getirdikleri Tetrapolis'in başkentidir. Kale surlarında kullanılan çeşitli mermer ve taş bloklardan anlaşıldığına göre Klasik Grek Çağında da burada bir şehrin mevcut olduğu ve bugünkü kalıntıları görülen Roma Şehrinin bu yerleşim alanı üzerinde kurulduğudur. Susuzhan Burdur'a 45 km. uzaklıkta bulunan Bucak İlçesinin 5 km. güney-doğusundaki Susuz Köyündedir. Burdur Antalya Karayolu'na 1 km. uzaklıktadır. Anadolu Selçuklu Dönemi 13 yy. kervansaraylarındadır. Kuruçay Höyüğü Burdur'a 15 km. uzaklıkta, karayoluna 600 metre güney-doğudadır. 1978 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Refik Duru tarafından kazısı devam etmektedir. 11 metre yüksekliğindeki höyükte şimdiye kadar sekiz kat ortaya çıkarılmıştır. Halen sürdürülen kazılar sonunda her çağın kendine özgü yapı ve buluntuları ortaya çıkarılmıştır. Hacılar Höyüğü Burdur'a 24 km. uzaklıkta, Hacılar Köyündedir. 1957-1960 yılları arasında İngiliz Arkeolog James Mellart tarafından kazı yapılmıştır. Kalkolotik ve Neolitik Dönemlere ait dokuz yapı katı ortaya çıkarılmıştır. I. ve IV. yapı katları Kalkolotik Çağı kapsamaktadır. İncirhan Burdur'a 45 km. uzaklıkta bulunan Bucak İlçesi'nin 7 km. batısındadır. Büyük bir kısmı tahrip olmasına rağmen hala ayaktadır. Selçuklu Sultanı Keyhüsrev tarafından yaptırılmıştır. İl İsmi Nereden Gelmektedir? Burdur, Akdeniz Bölgesinin batı kesiminde, Göller Bölgesinde yer almaktadır. Burdur adının nereden geldiği hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Birinci görüş, Burdur adının Polydorion kelimesinin daha sonra, Polydor şekline dönüştüğü, oradan da Burdur şekline dönüştüğüdür. İkinci görüş ise Burdur yöresinin eski adı Limobrama Göl Kenti anlamına gelen Limobria kelimesinden türemiştir. Sonradan da değişerek Burdur olmuştur. Fakat Antik Çağlarda Burdurun yerinde herhangi bir şehir bulunup bulunmadığı bilinmemektedir. Bunun için bu iki adın kesin olarak ne zaman kullanıldığı bilinmemektedir. Üçüncü görüş ve en akla yatkın olanı da; Burdur şehrini kuran Türkmen boylarından Kınalı Oymağı mensupları, konaklama yeri ararken, burayı buluyorlar ve bölgenin güzelliği karşısında Cennet Buradadır demişler ve Burada Dur sözü zamanla hece düşmesine uğramış ve Burdura dönüşmüştür.
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
|
Etiketler |
burdur |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Artvin Yöresel Örf Ve Adetleri | Sır | Örf ve Adetler | 5 | 25 Nisan 2018 11:34 |
Aydın Yöresel Örf Ve Adetleri | Sır | Örf ve Adetler | 0 | 25 Nisan 2018 10:34 |
Antalya Yöresel Örf Ve Adetleri | Sır | Örf ve Adetler | 0 | 25 Nisan 2018 10:28 |
Aksaray Yöresel Örf Ve Adetleri | Sır | Örf ve Adetler | 0 | 25 Nisan 2018 10:22 |
Ağrı Yöresel Örf Ve Adetleri | Sır | Örf ve Adetler | 0 | 25 Nisan 2018 10:20 |