Çeşitli Kaynaklarda Masonluk Aşağıdaki Şekillerde Tanımlanmaktadır.
- "Masonluk batı avrupa'da ortaya çıkmış, 1717 yılında yayınlanan anderson anyasası ile bugünkü şeklini almıştır."
- "Masonluk bir takım özel işaretleri, amblemleri olan, localar halinde teşkilatlanmış, uluslar arası bir kuruluştur. Mason olmayanlara "harici" denir. Çalışmalara yabancılar katılamaz."
- "Masonlar aralarına herkesi almazlar. Zenginler, yükselme ihtimali olan bürokratlar, polis ve askerlerin üst kademelerinde bulunanlar, herkesce tanınmış sanatçılar tercih edilen kişilerdir."
- "Masonlar "sırlar" dedikleri felsefelerini bu yolu seçmişlere telkin ederken tedrici bir araştırma yolu takip ederler. Bunu da 33 dereceli bir sistem içinde yaparlar. Mason felsefesi, yahudi kabala inancından, hıristiyanlıktan, hermetizm'den, putperestlikten hatta bir ölçüde islamiyetten etkilenmiş esaslardan meydana gelir. Ama bu, dünyanın her tarafında mevcut olan masonların aynı düşündüğü anlamına gelmez. "
- "Masonlukta, 1 ilâ 3. Dereceler, temel kuralların ve ideallerin öğretildiği derecelerdir. 4 ilâ 14. Derecelerde meşhur hiram efsanesi işlenir. Daha çok yahudi inançları hâkimdir. “
- "15 ilâ 18. Dereceler bir ara mertebedir. Daha genel bilgiler saliklere verilir. 18 ila 30. Derecelerde ise "üst felsefe" işlenir. Bu devrede salik, bütün dini inançlarından arındırılmaya çalışılır. 31-33. Dereceler artık idari mertebelerdir. Bu seviyeye ulaşmış masonlar, cemiyet'in çeşitli kurullarında, yönetim kademelerinde görev alırlar."
- "1 ilâ 3. Dereceler, çırak-kalfa-usta dereceleridir. 4 ilâ 14. Derecelere "tekemmül" seviyesi denir. 15 ilâ 18. Dereceler, "şapitr" ; 19 ilâ 30. Dereceler de "areapaj" seviyeleridir. Türkiye'de genelde iskoç riti'ne bağlı localar vardır. "
Bütün bunların bir kısmı doğru olsa da, masonluk hakkında fazla bir bilgi vermez...
Masonların kendileri için yazdıkları kitapları da bulup okuyabilseniz, fazla bir şey öğrenemezsiniz... Kelimelerin ardındaki mânâyı yakalamak gerekir... Örnek mi istersiniz?
Masonların 33. Derece'den büyük üstatlarından necdet egeran, sırf masonlar için yazdığı "gerçek yüzüyle masonluk" (1972) adlı kitapta şöyle diyor:
- "masonluk gizli değildir ama, kendine has töreleri, ritüelleri vardır!.."
- "masonlar herkese dosttur!.."
- "masonluk sadece allahsızlığı, vatansızlığı, anarşiyi, cehaleti ve tembelliği hoşgörmez!.."
- "masonluk bir inisiyasyon bilimidir!"
Bu ifadelerde geçen iki tabirin ne anlama geldiğini söylemek bile, masonluğun bir dini tarikat olduğunu ortaya koyacaktır.
Ritüel aslında âyin demektir!.. Âyin ise sözlük anlamı ile dini tören demektir... Bu bir!..
İkincisi inisiyasyon, veya egeran'ın eş anlamlı olarak kullandığı eriştirme, mürşit-mürit ilişkisi içinde kişileri "ermiş" yapma eğitimidir!.. O da tamamen tarikat deyimidir.
Görüldüğü gibi, masonluk kendi büyük üstatlarının itirafı ile, bir yahudi-hıristiyan-putperest karışımı dinin özel bir tarikatıdır!..
İlerde nasıl bazı islam tarikatlarına benzer mertebeleri olduğunu, ama islamiyet'le uzaktan yakından alâkası olmadığını da göstereceğiz.
Öte yandan necdet egeran son derece iddialı!.. Türkiye'deki masonluğun kimseye bağımlı olmadığını, tamamen milli olduğunu, gizli olmadığını, masonların tanrı'ya inandığını, dindar olduğunu öne sürüyor ve herkese eşit kabul ettiğini, onun için de dostça davrandığını ima ediyor!.. Yani masonluğun son derece insancıl olduğunu iddia ediyor!
Ayrıca masonluğun uzaktan yakından anarşi ile ilgisinin olmadığını, kargaşa yaratmadığını, yani masonların ülkenin kurulu düzenine karşı çıkmadığını, çok vatansever olduklarını, bu yüzden ülkelerine ihanet etmiyeceklerini, yabancılarla işbirliği yapmıyacaklarını söylüyor!..
Sonra masonların çok ilerici olduklarını, hurafeyle, safsatayla, geçmişin küflü nazariyeleri ile bir rabıtası olmadığını belirtiyor!
Yukardaki tanımdan bu mânâlar çıkıyor!..
Bunların tümü külliyen yalandır!.. Palavradır!..
Yani kendilerini içlerinden tanımasak, yutabiliriz ama, onları ruhlarının derinliklerine kadar tanıyoruz.
Pek çok mason da şu satırları okurken, yalan olduğunu bizim kadar biliyor!..
Yukardaki ifadede doğru olan sadece bir kelime var: masonlar gerçekten okumuş kimselerdir.
Bir şey daha ekliyebiliriz: toplum içinde sivrilmiş, bir mevki veya makama gelmiş, veya gelme ihtimali çok yüksek kişilerdir.
Ama bu iki özelliği, yani okumuş ve sivrilmiş olma özelliğini mason olduktan sonra kazanmış değillerdir!..
Bu meziyetleri masonluk sayesinde kazanmamışlardır!.. Ta baştan bu özelliklere sahip oldukları için, onlara "kanca" atılmış ve mason saflarına dahil edilmişlerdir!..
Çünkü ancak böyleleri masonların işine yarar!..
Necdet egeran allahsızları, vatansızları, anarşistleri, cahilleri ve tembelleri aralarına almadıklarını öne sürüyor!.. Laf aramızda, biz öyle tembel masonlar gördük ki, hazıra konmaktan başka bir şey yapmazlar.
Ama aralarına almadıkları sadece bunlar değil!..
Masonlar fakirleri, bilgili ama diplomasız kişileri, mesleğinde ne kadar başarılı ve dürüst olursa olsun mevki sahibi olmayanları, kadınları ve zencileri, çinlileri, hintlileri, kızılderilileri de aralarına almazlar!..
Yani hiç bir hamal mason, şoför mason yoktur!.. Kör mason, topal mason da yoktur!
Biz de masonlukla ilgili bazı hususlar tesbit ettik ve aşağıda belirttik. Yukardaki tarifin yanlışlığını, bizim tarifimizin doğruluğunu bundan sonraki yazılarımızla ispatlıyacağız!
Amacımız masonluğun nemenem bir şey olduğunu ortaya koymak!..
Alıntı.
Konu YapraK tarafından (31 Mart 2009 Saat 15:44 ) değiştirilmiştir.