IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 31 Mart 2012, 15:47   #31
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Vücudumuzdaki damarları uc uca ekleyebilseniz dünyanın etrafında 2.5 tur atmaya yeterdi hatta 3 kişi daha bulabilirseniz aya kadar yol olurdu.Eğer damarlarımızı uc uca ekleyebilsek yaklaşık 96,500 kilometre olurdu, dünyanın ekvator çapı 40,000 km iken; dünya ile ay arası 360,000 – 400,000 km arasındadır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 31 Mart 2012, 15:48   #32
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Reenkarnasyon nedir?

Gnostisizm'de Ruh Göçü

Ruh göçünü kabul eden akımlardan biri de Gnostisizm’dir. Gnostikler, özellikle Ürdün, Anadolu ve Mısır’da yaşamışlardır. Gnostik öğretiler çeşitli olmakla birlikte ortak hareket noktalarının şu ilkelerde toplandığı söylenebilir:
Hakikatlere ulaşabilmede dinler yetersizdir.
Hakiki bilgiler, yani hakikate ait ya da hakikate yakın bilgiler ancak ruhsal ve psişik gelişim yoluyla edinilebilir.
Ruh ölümsüzdür. Ruh dünya yaşamında bir tür hapishane yaşamı geçirmektedir.
Gerçek olan, fiziksel dünya yaşamı değil, ruhsal yaşamdır.
Dünya düalite ilkesinin geçerli olduğu bir gelişim ortamıdır.
Ruhsal gelişim yolunda en önemli bilgi kaynaklarından biri, ruhsal âlemden ruhsal irtibatlarla alınabilecek yüksek bilgiler içeren tebliğlerdir ki, bunlar ruhsal bakımdan seçkin insanlara verilir.
Gnostik bilgelerin hemen hemen hepsi, reenkarnasyonu kabul eder. Bu bağlamda gnostikler dünya yaşamının kendilerini kurtuluşa götürecek “gnosis”in elde edilmesine bir araç olarak görürler. Kurtulanlar ilahi âleme nüfuz eder, o âlemle birleşirler; kurtulamayanlar da kurtuluşa kadar bu dünyada yeniden doğarlar.
En önemli gnostik üstatlar arasında Simon Magus, Valentin, Basilide, Carpocrade, Saturnin, Marcion’un isimleri sayılabilir. M.S. I ve II.yy.’larda okutulan gnostisizmi Kilise hep sapkın bir yol olarak görmüş ve göstermiştir. Gnostisizm’den Orta Çağ’da etkilenen topluluklar arasında Katharlar ve Bogomiller sayılabilir. Bunların görüşlerini heretik kabul eden Kilise tarafından yok edilmişlerdir.

Katharlar’da Ruh Göçü

Katharizm ya da Katarcılık (-okunuşu "katar"-) Orta Çağ’da Fransa’nın Albi bölgesinde ortaya çıkan, 12. ve 13. yüzyıllarda Avrupa’nın batı kısmındaki ülkelerde etkili olan bir tarikattır. Din tarihçilerinden bazıları bu tarikatı Hıristiyan tarikatlar sınıfına sokmaya çalışmışsa da, Kilise’nin görüşlerine karşı çıkmış ve reenkarnasyonu kabul eden bir tarikattır. “Kathar” adı, sözcük anlamıyla arınmış anlamına gelir. Albigeois olarak da adlandırılan Katharlar’ın (Cathares) temel görüşleri şöyle özetlenebilir:
Ruhun dünyevi kurtuluşa ermesi için pek çok defa bedenlenmesi gerekir.
Ruhun kurtuluşunu maddi bağlardan kopma yoluyla aramak gerekir.
Nefis terbiyesi ruhun kurtuluş sürecini hızlandırıcı bir yoldur.
Dünyada düalite (ikilem) ilkesi geçerlidir.
Dünya’da Satan’ın (şeytanın) egemenliği hüküm sürdüğünden, Dünya yaşamı ötesinde bir cehennemden söz etmeye gerek yoktur. (Yani cehennem bizzat yaşadığımız kötülük dolu yeryüzü olarak kabul edilebilir.)
Kötülüğün kaynağı bedensel istekler, maddi hırslardır.
İsa'nın dediği gibi, mal mülk edinme kaygısı kaçınılması gereken nefsanî bir kaygıdır.
İsa Tanrı’nın oğlu değildir, o da hepimiz gibi, bir ruhtur.
Katoliklik boş inançlardan başka bir şey değildir.
Kilise ve krallık Katharlar’ı birkaç kez imha girişiminde bulunmuş ve bunu sonunda 13. yy.’da Haçlı orduları başarmıştır. 20.000 kişinin katledilmesi ve keşişlerin yakılmasından sonra, Kathar tradisyonu kısmen Trubadur’lar tarafından sürdürülmeye çalışılmışsa da, bunların yaymaya çalıştıkları öğreti de yine Engizisyon tarafından yasaklanmıştır.

İslam’da Ruh Göçü
Kıyamet kavramını kabul eden diğer tek tanrılı dinlerde olduğu gibi, İslam’da da ruh göçü kavramı yoktur. Buna karşılık özellikle bâtınîler Kuran’da bu kavramla ilişkili gördükleri bazı « üstü kapalı » (sembolik) ifadeler olduğunu ileri sürerler. Örnek olarak da Bakara Suresinin 28. ayetini gösterirler: « Allah’ın varlığını nasıl inkâr ediyorsunuz ki, sizi ölü iken O diriltti, sonra yine sizi O öldürecek, yine sizi O diriltecektir; nihayet ahirette yalnız O’na döneceksiniz. »
Ayrıca Vakıa Suresi'nde: « "Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez." (60, 61) » denir.
Fakat geleneksel (olarak tabir edilen) İslam'da bu ayetlerin böyle yorumlanmasının doğru olmadığı, anlamlarının böyle olmadığı ifade edilir.
İslam'ın ezoterik öğretisi sufizmde reenkarnasyonu kabul eden metinler bulunmaktadır. Örneğin, İranlı büyük sufi üstadı Bahram Elahi, « Kemal Yolu » eserinde kişinin ruhsal tekâmül yolundaki kurtuluşa ermesi için yaklaşık 50.000 yıl boyunca çeşitli bedenlerde reenkarne olması gerektiğini açıklamaktadır. Fakat kitaptaki ifadeleri başka şekillerde de yorumlanabilir.
Mevlana Celaleddin Rumi'nin ve Yunus Emre'nin şu sözlerinde de reenkarnasyonun ima edildiği ileri sürülmektedir:
“Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?” (Mevlana Celaleddin Rumi)
"Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (…) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."(Yunus Emre)
"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz." (Hz. Muhammed)
Öte yandan Şii mezheblerinin bir kısmında gnostisizmin etkileri görülmektedir ki, bunlardan bazıları ruh göçüne inanmaktadır. Örneğin, Dürzîlik ve Nusayrilikte bu inanış mevcuttur. Bununla birlikte geleneksel (olarak tabir edilen) İslam, bu öğretiyi İslamiyet kapsamında görmez.
"Nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki, Rabbim beni geri gönder! Ta ki boşa geçirdiğim dünya hayatımda artık iyi ameller işleyeyim. Hayır! O, söylediği boş bir laftan ibarettir. Onların arkalarında ise, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.” (Mü’minûn, 23/99-100)
Dünya'ya tenasüh yoluyla yeniden gelmenin asla söz konusu olamayacağını açık ve kesin bir şekilde ifade eden bu ayet-i kerimede dünyaya yeniden dönüş isteğinin boş bir laf olduğu ifade edilirken, böylece Allah’ın böyle bir vaadi olmadığına ve bu yakarışın asla kabul görmeyeceğine dikkat çekilmiştir.

Hinduizm’de Ruh Göçü


Ruh göçü Hinduizm’in temel inanışlarından biridir. Hint’in diğer geleneksel dini sayılan Jainizm’de de mevcuttur. Bu dinlerdeki ruh göçü kavramı Türkçe’de tenasüh olarak bilinir.
Reenkarnasyon ve tenasüh kavramları, aynı ilkeleri içerdikleri sanılarak birbirleriyle sık sık karıştırılmaktadır. Oysa bu iki kavram arasında çok temel farklılıklar bulunmaktadır.
Bu temel farklar şöyle açıklanır:
Tenasüh inanışında ruhların sürekli olarak tekrar bedenlenmesi ilkesi bulunmakla birlikte, deneysel spiritüalizmin reenkarnasyon kavramındaki ruhsal tekâmül ilkesi bulunmaz. Oysa reenkarnasyon kavramında ruhsal tekamül ilkesi vardır; yani ruhların dünyada bedenlenmeleri tekamülleri içindir.
Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırır Deneysel ruhçuların reenkarnasyon kavramında ise varlığın cezalandırılması veya ödüllendirilmesi gibi şeyler sözkonusu değildir. Reenkarnasyonizme göre, dünya yaşamı, yapılmış hataların intikamının alınması için oluşturulmuş olamaz. Kısaca, insan dünyaya bir önceki yaşamında neden başarılı olamadığının hesabını vermek için değil, gelişmek için gelir. (Bir insan ruhunun bir sonraki yaşamında dünyaya geleceği beden onun tekâmül gereksinimlerine ve nedensellik kuralına göre belirlenir.)
Tenasüh inanışına göre, bir insan ruhu ceza aldığı takdirde bir sonraki bedenlenmesinde dünyaya bir hayvan bedeninde gelebilir. Reenkarnasyon kavramına göreyse tekâmülde geri dönüş, yani gerileme yoktur; zaten bir hayvan bedeni bir insan ruhunun gelişim gereksinimleri için yeterli olamaz.
Kimi spiritüalistlere göre tenasüh inanışı, eski inisiyelerin ezoterik bilgilerine sahip olmayan Hint rahip sınıfının sembolleri yanlış yorumlamasından kaynaklanmıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:48   #33
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Beyninizin hangi kısmını kullanıyorsunuz?

Beynimizin sağ ve sol tarafı bilgiyi farklı şekilde işler. Genelde her birey beyninin bir tarafını ağırlıklı olarak kullanır fakat düşünme ve öğrenme işlemleri her iki tarafta dengeli olarak kullanıldığında gerçek verimine ulaşır. Bunun anlamı daha az kullanılan tarafın güçlendirilmesi gerektiğidir. Aşağıdaki listede sağ veya sol beyin ile yapılan işlemler gösterilmiştir. Bu bilgilere bakarak beyninizin hangi tarafını ağırlıklı olarak kullandığınızı ve daha az kullandığınız tarafı nasıl güçlendirebileceğinizi bulabilirsiniz.

Doğrusal – Bütünsel İşlem

Beynin sol tarafı genelde bilgileri doğrusal bir yapı içinde, parçadan bütüne giderek işleme koyar. Parçaları alır, sıraya koyar ve mantığa uygun olarak düzenler ve sonra bir sonuca varır. Buna karşılık sağ beyin bütünden parçaya doğru ilerler yani bütünseldir, detaylardan önce bütün resmi görür. Sağ beynini ağırlıklı olarak kullanan kişiler, önceden genel bir özet verilmez ise ders takip etmekte zorlanabilirler. İşte bu nedenle sağ beyni ağırlıklı olan kişilerin bir seminere yada derse katılmadan önce işlenecek konu ile ilgili hazırlık yapmaları ve ilgili kaynaklara göz gezdirmeleri oldukça önemlidir. Ayrıca bu kişiler önceden taslak hazırlamakta zorlanırlar. Bu gruptaki kişiler bir işi yapmadan önce neden yapması gerektiğini bilmeye ihtiyaç duyan kişilerdir.

Düzenli – Rastgele İşlem

Doğrusal bir yapı içinde çalışmaya ek olarak beynin sol tarafı bilgileri düzenli bir şekilde işleme koyar. Bu kişiler genelde liste yapıcılardır. Eger beyninizin sol tarafını ağırlıklı olarak kullanıyorsanız sizde günlük plan yada program yapmak yada envanter çıkarmak gibi çalışmalardan zevk alıyorsunuz demektir. İşlerinizi sıra ile bitirmeye ve her biten işi listenizde işaretlemeye özen gösteriyorsunuz. Aynı şekilde yeni bilgileri sıra ile öğrenmek sizin için daha kolaydır. Örneğin: Matematik. Buna karşıt olarak sağ beyin bilgileri rastgele işleme koyar. Eğer siz bu gruba giriyorsanız muhtemelen bir konudan bir konuya atlıyorsunuz demektir. Önceliklerinizi ortaya koymadanda en az beyninin sol tarafını kullanan birisi kadar iş yapabilirsiniz. Projeleriniz yarım kalabilir yada bitirmekte gecikebilirsiniz. Fakat bunun nedeni çalışmadığınız yada tembel olduğunuz için değil muhtemelen başka bir iş üzerinde daha çalıştığınız içindir. Sizden günlük, haftalık yada yıllık program yapmanız istendiğinde isyan etmeye hazırsınızdır. Fakat gerçekte rastgele düşünce yapınız nedeni ile program yapmanız gerçekten gerekir. Bu sizin başarılı olmanız için yapmanız gereken en önemli işlerden biri sayılabilir.

Soyut – Somut İşlem

Beynin sol tarafı soyut konularda hiç bir zorluk çekmez. Örneğin harfler, kelimeler yada matematiksel işlemler sayılabilir. Bu gruptaki kişiler kolaylıkla kelimeleri yada matematik formüllerini ezberleyebilir. Beynin sağ tarafı ise her şeyin somut olmasını ister. Bu kişiler gerçek objeleri görmek, hissetmek, onlara dokunmak isterler. Sol beyine karşıt olarak sağ beyin kelimeleri cümle içinde görmek, formüllerin nasıl çalıştığını anlamak isterler.

Mantıksal – İçgüdüsel İşlem

Sol beyin bilgileri doğrusal olarak, düzenli bir biçimde ve mantıklı bir şekilde işler. Beyninizin sol tarafını kullandığınız zaman bilgileri parça parça ele alırsınız. Birisini dinlerken detayları dinlersiniz böylece mantıklı bir sonuca varabilirsiniz. Buna karşılık eğer beyninizin sağ tarafını kullanıyorsanız iç güdülerinizi kullanıyorsunuz demektir. Bir matematik probleminin cevabını biliyor ama bu sonuca nasıl ulaştığınızı bilmiyor olma ihtimaliniz çok yüksektir. Test yaparken doğru cevapları iç güdüleriniz ile bulursunuz ve çoğunlukla bu tahminleriniz doğru çıkar. Sonuç olarak bir işin doğru olduğu hissini veren sağ beyindir.Özetlemek gerekirse yazı yazarken beyninizin sol tarafı gramere dikkat ederken, sağ taraf ise yazının anlamına bakar.

Kelime – Davranış İşlemi

Beyninin sol tarafını kullanan kişiler kendilerini kelimeler ile ifade etmekte pek zorlanmazlar. Buna karşılık beyninin sağ tarafını kullanan kişiler ne demek istediklerini çok iyi bilmelerine rağmen doğru kelimeleri bulmakta zorlanırlar. Buna en güzel örnek birisinin yol tarifi vermesini dinlemektir. Sol beynini kullanan birisi muhtemelen "Burdan itibaren üç bina sonra sağa dönün, bahçe sokağına döneceksiniz. İki kilometre gittikten sonra çiçek sokağına doğru sola dönün…" şeklinde bir tarif verecektir. Buna karşılık beyninin sağ tarafını kullanan bir kişi "Oradaki evden (evi göstererek) sağa dön (sağı göstererek). Sonra mavi boyalı binayı geç ve ikinci ışıklara varana kadar git. Işıklara gelince benzin istasyonun yanından sola dön…" şeklinde görsel bir tarif verecektir. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi sağ beyin her şeyi görsel olarak algılar. Eğer bir yere not almazlarsa muhtemelen bilgileri unuturlar. Genelde şemalar, resimler yada grafik görüntüler daha iyi hatırlamalarını sağlar. Okurken yada dinlerken bilgileri görsel imgeler olarak beyinlerine aktarırlar.

Gerçeklere dayalı – Hayallere dayalı İşlem

Beynin sol tarafı olayları gerçek hali ile olduğu gibi ele alır. Bu grupta bir kişi yeni bir ortama girdiği zaman kolaylıkla uyum sağlayabilir. Fakat sağ beynini kullanan birisi için durum farklıdır. Onlar içinde bulundukları ortamı değiştirmeye çalışırlar. Sol beyin kuralları bilmek ve ona göre davranmak ister. Eğer kural yok ise muhtemelen kendileri kural koyup uygulamaya başlarlar. Kurallara uymayan sağ beyin aynı zamanda daha yaratıcı ve duygusaldır. Duygular sağ tarafta işleme konulduğu için bu kişiler duygusal olarak yaşadıkları olayları hatırlamakta daha başarılıdırlar.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:49   #34
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

İnsan vücudunda bulunan bir kilonun değeri, 3500 kaloriye eşittir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:49   #35
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


HİPNOZ?

Hipnoz Psikoloji'ye göre, telkine yatkınlık gösteren bir tür yapay uyku veya uyku-uyanıklık arası haldir. Gevşemeyle başlayan hipnoz, kişinin kasları üzerindeki kontrolünün kaybolmasıyla devam eder. Sonrasında ise bilinç ve iradi güç gittikçe azalmaya başlar. Derin evrede ise danışanlara birçok olay yaşatılabilir. Seansta olup bitenler ya kısmen yada tamamen unutulmuştur.

Hipnoz derinleştikçe kişi gördüğü olayları aynen yaşamaya ve hissetmeye başlar. Bu terapiste büyük kolaylık sağlar. Terapist, olayları yaşandığı andaki sıcaklığı ile terapi odasında gözlemleme imkanına kavuşmuştur. Psikolojik sorunlarda psikoterapi süresini önemli ölçüde kısaltır.

Hipnozun Kullanım Alanları

Günümüzde spiritüalizmde ve parapsikolojide kullanılmasının yanı sıra, psikote-----e, kriminolojide ve sancısız doğum, sancısız diş çekme (A.B.D.’deki dişçilerin yaklaşık dörtte birinin uyguladığı belirlenmiştir, yabancı dili çabuk öğrenme gibi çeşitli amaçlarla birçok alanda kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca uluslararası istihbaratta da kullanıldığı ileri sürülmektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:50   #36
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


10. Yıl Marş’ını Kim Yazmıştır ?

Onuncu Yıl Marşı Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları için 1933′de düzenlenen marş yarışmasının galibi marş. Sözleri Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafız Çamlıbel’e aittir.Marşın bestesini Cemal Reşit Bey yapmıştır.Cemal Reşit Rey uzun süre uğraşıp, herkesin coşku ile birlikte söyleyeceği bir marş oluşturmaya çalışır. Ancak ağabeyi Ekrem Reşit’e yaptığı çalışmayı bir türlü beğendiremez. Sonunda mehter ritmi gelir aklına Cemal Bey’in besteyi yapar ve herkesin rahatlıkla söyleyebileceği bir eser ortaya çıkar.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:51   #37
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Erkek peygamber devesi dişinin kokusunu 7 mil öteden duyabilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:51   #38
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Dünya’nın ilk seks okulu Viyana’da açıldı ! Bildiğimiz cinsellik derslerinden farklı olarak eğitimler sadece teorik değil “uygulamalı” da olacak ! Kısa ismi AISOS (Avusturya Uluslararası Seks Okulu-Austrian International School of ***-) olan okulun amacı eşlerin birbiriyle daha iyi “ilişkiler” içinde olması Okulun müdürü Maria Thompson’a göre; insanlar beyinlerini, kaslarını ve sağlıklarını geliştirmek için deli gibi zaman ve para harcıyorlar ama aynı çabayı cinsellik yeteneklerini geliştirmek ve birbirlerini daha mutlu etmek için kullanmıyorlar, okulun asıl amacı da bu yönü geliştirmek.
Bu Ocak ayında -2012- ilk sömestre eğitimine başlayacak okulun kayıtları şimdiden dolmuş durumda ! Her bir dönem için ise okul ücreti 1400 € -3450 tl civarı-.Verilen bilgiye göre dersler Viyana’ya yarım saat uzaklıkta bir 18.yy malikanesinde verilecek.
Böylelikle halk arasındaki “mektep” deyimi farklı bir hal almış oldu

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:52   #39
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


30 Saniyede Watergate Skandalı!

Watergate skandalı 1972-1974 Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentinde gelişen ve Başkan Richard Nixon'un istifa etmesiyle sonuçlanan siyasi bir skandaldır. Watergate ABD'nin başkenti Washington, D.C.'de bulunan bir otel ve iş merkezinin adıdır. Skandal bu binada ortaya çıktığı için Watergate Skandalı ya da kısaca Watergate adıyla anılır.
17 Haziran 1972 günü 5 hırsız Watergate iş merkezindeki bir büroya girerken polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Bu büronun ABD'nin o zamanki ana muhalefet partisi olan Demokratik Parti'nin merkezi olduğu ortaya çıktı. Sürdürülen soruşturma hırsızların Nixon'un partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı olduklarını ve amaçlarının Demokratik Parti'nin telefonlarını gizlece dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek olduğunu ortaya koydu. Bunun üzerine Başkan Richard Nixon bu hırsızlığın arkasında olan bütün siyasetçilerin ortaya çıkarılması için Adalet Bakanı Elliot Richardson'u görevlendirdi. Richardson, Archibald Cox isimli bir savcıyı bu göreve atadı. Cox, Beyaz Saray'da başkanın bütün konuşmaların teybe alındığını öğrenerek bu bant kayıtlarının kendisine verilmesini istedi. Richard Nixon bu isteği kesinlikle reddetti ve Cox'un görevden alınmasını emretti. Adalet Bakanı Cox'u görevden almayı reddedince Richard Nixon Richardson'un işine son verdi.
Olaylar gitgide çorap söküğü gibi gelişmeye başladı. ABD Yüksek Mahkemesi Richard Nixon'u bant kayıtlarını savcılara teslim etmeye zorladı. Richard Nixon bant kayıtlarını sonunda teslim etti ama bu sefer Richard Nixon iyice halkın desteğini kaybetmişti ve ABD Kongresinde Richard Nixon'u görevden almak üzere soruşturmalar başlamıştı. Bu ortamda 8 Ağustos 1974 tarihinde Richard Nixon televizyonda yaptığı bir konuşmayla ertesi gün istifa edeceğini açıkladı. Yerine Başkan yardımcısı Gerald Ford başkan oldu. Böylece Richard Nixon ABD tarihinde başkanlıktan istifa eden ilk ve tek başkan olmuş oldu.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:52   #40
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Babil

Babil, Mezopotamya'da, adını aldığı Babil kenti etrafında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan eski bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır . Kuzey Babil Devleti ise, Şırnak ilinin İdil ilçesi güneyinde Babil köyünde kurulmuştur. Babil halkının büyük bir kısmı Sami ırkındandırlar.

İnanç

Babilliler, eski halkların çoğu gibi birden fazla tanrıya taparlar, tanrıları üzerine kuşaklar boyu anlatılan düşsel öykülere inanırlardı. Bunların çoğu Sümer kaynaklıydı.
Evrenin ve insanların yaratılışını konu alan Sümer destanının kahramanı Gılgamış, ölümsüzlük otunu bulmak için yola çıkar ve bu arayış sırasında bin bir güçlükle karşılaşır. Serüven dolu yolculuğunun sonunda bulduğu otu, suların dibinden sinsice gelen bir yılan kayığından çalar. Bu öyküde Nuh Tufanı'nı anımsatan bir sel felaketinden söz edilir.

Tanrıları
Tanrıları Marduk idi. Babil efsanelerinde Marduk ejderha Tiamat ile dövüşüp onu yener. Yeri, göğü ve insanoğlunu yarattığına inanılan Marduk'un yeryüzündeki temsilcisi kraldı. Marduk dışında toprak, su, gökyüzü Güneş ve Ay tanrıları gibi tanrılara tapılırdı. Asurlular da büyük ölçüde Sümerler'in ve Babilliler'in dinleriyle tanrılarını paylaşıyorlardı. Ama, en büyük tanrıları adını imparatorluğun başkentine verdikleri Asur'du. Hem Babilliler hem de Asurlar'ın baş tanrıçası ise Eski Yunanlılar'ın aşk tanrıçası Afrodit'e çok benzeyen İştar'dı.

Yazı ve bilim
Sümer yazısı bilinen en eski yazıdır. Sümerler kil tabletleri, üstüne yazı yazdıktan sonra pişirirlerdi. Arkeolojik kazılar sırasında, bazıları 5000 yıllık olan binlerce tablet bulunmuştur. İlk yazı karakterlerini resimler oluşturuyordu. Bu resimler yavaş yavaş, Babilliler'in ve Asurlular'ın kullandıkları çiviyazısına dönüştü. Bu yazı biçiminde, kavramları belirtmek için köşeli simgeler kullanılırdı. Bulunan tabletlerin üzerindeki yazılar din, matematik, yasalar, bilim ve başka konularla ilişkindir. Matemetikte, açılar konusunda bir tam dönüşü 60 birime bölmüşlerdir.

Babil kulesi
Babil Kulesi (İbranice: מגדל בבל Migdal Bavel), Tevrat'ta, Kur'an'da ve dünyanın birçok bölgesinde yerel efsanelerde bahsi geçen, tanrıya ulaşmak için inşa edilen kule.

Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında
Tanah ve Eski Ahit hemen hemen aynı olduğu için her iki dinde Babil bahsi aynıdır. Babil kulesinden Tevrat'ın Yaratılış (Tekvin) kısmında bahsedilir.
« ... ve bütün dünyanın sözü bir, dili birdi. Şarktan göçtükleri zaman Sinear diyarında bir ova buldular, orada oturdular. Birbirlerine 'gelin ker--- yapalım, onları iyice pişirelim. Onların taş yerine ker---leri, harç yerine ziftleri vardı. Yeryüzünde dağılmayalım diye kendimize bir şehir, başı göğe erişecek bir kule yapalım' dediler. Ve ademoğullarının yapmakta olduğu şehri ve kuleyi görmek için Rab* indi. Onlar bir kavm, hepsinin tek dili var. Gelin inelim, birbirlerinin dilini anlamasınlar diye onların dilini karıştıralım. Rab onları oradan dağıttı ve şehri bina etmeyi bıraktılar. Bundan dolayı onun adına Babil dendi[2] »
Efsaneye göre tanrı kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller. Kulenin yıkılışı Tevrat'ta anlatılmaz ancak Jubilees veya Leptogenesis olarak bilinen Yahudi belgelerinde anlatılır.
Dini bir bakış açısıyla bu öykü sıklıkla insanın kusurluluğunu, tanrının kusursuzluğu ile kıyaslamak ve dünyadaki yüzlerce dilin kökenini açıklamak amacıyla kullanılır.

İslami Kaynaklarda
İsmi verilmemekle beraber Kur'an'da Babil Kulesi'ne benzer bir kuleden bahsedilir. Hikaye Tevrat'taki ile benzer olmasına rağmen Babil'de değil, Musa'nın yaşadığı dönemde Mısır'da geçer. Firavun Haman'a, kendisine kilden bir kule inşa etmesini, çıkıp Musa'nın tanrısına bakacağını söyler.
Kur'an'da Babil şehrinden Bakara Suresi, 102. ayette bahsedilir. Harut ve Marut isimli iki melek, insanları imtihan etmek için Allah tarafından babil'e gönderilirler. Burada insanlara sihir öğretirler. Melekler sihrin küfür olduğunu söyledikleri halde insanlar sihir öğrenmekte ısrar ederler ve karı-kocayı ayırmaya yarayan sihirler öğrenirler.

Babilden Yakut el-Hamavi'nin yazmalarında ve Lisan el-Arab'da bahsedilir. Öyküye göre tüm insanlar rüzgarın önüne katılarak bir yerde toplanırlar. Buraya sonradan Babil denir. Babil'de insanlara Allah tarafından değişik lisanlar tahsis edilir ve yeniden rüzgarla geldikleri yerlere dağıtılırlar.
9. yy İslam tarihçilerinden el-Tabari'nin "Peygamberler ve Krallar Tarihi" adlı eserinde daha detaylı bilgi verilir. Öyküye göre Nimrod Babil'de bir kule inşa ettirir. süleyman bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan insanların dilini 72'ye ayırır. 13. yy. İslam tarihçilerinden Ebu el-Fida da aynı öyküden bahseder ve İbrahim'in atası Hud'un kendi dilini (İbranice) muhafaza etmesine izin verildiğini ekler. Zira Hud kulenin inşasına katılmamıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
30, genel, kültür, saniyede


Konuyu Toplam 6 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 6 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
KPSS Genel Yetenek Genel Kültür ve KPSS ÖABT sınavı ne zaman saat kaçta? CORDON BLEU Eğitim Haberleri 0 06 Eylül 2020 08:06
Burçların genel kültür seviyesi Flora Burçlar, Fallar ve Kehanetler 4 01 Mayıs 2016 00:22
Genel Kültür PopSy İslamiyet 1 10 Mart 2009 05:27