IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 31 Mart 2012, 15:39   #21
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Hezarfen Ahmed Çelebi

Günümüzde ilim ve teknikte ilerlemiş ülkelerin muhtelif gayelerle uzaya araçlar göndermelerine şahit olunca, ilk füzeyi bularak bizzat tecrübe eden Lagari Hasan Çelebi'yi ve kanat vasıtasıyla havada uçmaya muvaffak olan Hezarfen Ahmed Çelebi'yi hatırlamadan edemiyoruz.

Hezarfen Ahmet Çelebi'nin yaklaşık olarak üçyüz sene önce yaptığı tecrübe; yıllardan beri "eller aya biz yaya" tekerlemesini söyleyerek kendi değerlerini küçümseyen mazisinden habersizlerin yüzüne inen hakikat tokatlarıdır...

Avrupalıların, insanın uçabileceğini hayallerinden bile geçiremedikleri zamanda Hezarfen Çelebi uçmaya muvaffak olmuştur.

17.Asırda yaşamış bu değerli ilim adamımızın hayatı hakkında geniş bir malumat yoktur. IV.Murad zamanında yaşadığını ve meşhur tecrübesini IV.Murad'ın da seyrettiğini bilmekteyiz.

Muhtelif ilimlerde inkişaf etmiş olan Ahmed Çelebi halk tarafından "bin fenli" mânâsına gelen "Hezarfen" lakabıyla tanınmaktaydı.

Ahmed Çelebi kendisinden önce yaşamış olan İsmail Cevheri gibi uçmaya merak salmıştı.

Türkistan'ın Farab şehrinde doğan İsmail Cevheri, kollarına bağladığı iki düz satıhla Nişabur camiinin minaresinden aşağı atlayarak uçmayı, denemiş, fakat muvaffak olamamıştı. Bazı tarihçilere göre bu tecrübe esnasında hızla yere düşerek vefat etmişti.

Ahmed Çelebi uçmayı inceden inceye hesap yaptıktan sonra denemiştir. Ahmed Çelebi araştırma ve tecrübelerine önce evinde başlamıştır. Ardından Okmeydanında yüksekçe yerlerden kartal kanatlarıyla rüzgarlı havalarda atlayarak tecrübelerde bulunmuştur.

Yaptığı bütün tecrübelerde müsbet neticeler elde eden Hezarfen Ahmet Çelebi nihayet büyük tecrübeyi yapmaya karar verir.

Balmumu ve kartal kanatlarından yaptığı kanatlan kullanarak Galata kulesinden atlayacak ve bir müddet uçtuktan sonra yere inecektir.

Tecrübeyi merak eden Padişah Sultan Murad da bu uçuşu seyredecektir. Kararlaştırılan lodoslu bir günde Galata kulesinin en tepe noktasına çıkan Ahmed Çelebi "Ya Allah" diyerek kendisini boşluğa bırakmış ve yapma kanatlarını çırpmaya başlamıştır. Hayret dolu bakışlar arasında uçmaya başlayan

Ahmed Çelebi Üsküdar'daki Doğancılar meydanına sağ salim inmeğe muvaffak olmuştur.

IV.Murad bu muvaffakiyetinden dolayı Ahmet Çelebi'yi mükafatlandırmış, fakat bilahere bazı devlet ricalinin müdahalesiyle Cezayir'e sürmüştür. Hasan Çelebi'nin tecrübeleri ilk uzay çalışmalarını Müslüman Türklerin başlattıklarını gösteren müşahhas delillerdendir.

Legari Hasan Çelebi de yine IV. Murad zamanında tarihte ilk defa füzeyle uçan adam unvanını kazanan tecrübeyi yapmıştır.

Hasan Çelebi kendi icadı olan, elli okkalık barut macunu ile dolu, yedi kollu bir fişeği vücuduna bağlatmış ve bu fişekleri yardımcılarına ateşlettirmiştir. Fişekleri ateşlettirmeden evvel Sinan Paşa köşkünde kendisini seyreden IV.Murad'a dönerek, "Padişahım, İsa Nebiyle konuşmaya gidiyorum. Sizi Allaha ısmarladım" diye latife etmiştir. Fişeklerin ateşlenmesi üzerine süratle gökyüzüne doğru fırlayan Hasan Çelebi barutların bitmesi üzerine kollarına taktığı kanatlan açmış ve Sinanpaşa köşkü önünde denize salimen inmiştir.

IV.Murad bu muvaffakiyeti için Hasan Çelebiyi mükafatlandırmış ve onu sipahi sınıfına kaydettirmiştir.

Legari Hasan Çelebi ve Hezarfen Ahmet Çelebi gibi ilim adamlarımız, bu çalışmalarıyla, devekuşu misali başını kuma gömerek mazisine ısrarla sırt çevirenlere asırlar ötesinden âdeta şöyle haykırmaktadırlar:

"Bu tecrübeleri devam ettirseydiniz, dünyanın zevkine sefasına kapılmasaydınız, sizler de pekâla ay'a gidebilirdiniz."

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 31 Mart 2012, 15:40   #22
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Erkek Bebekler Neden Mavi Giyer ?

Bu gelenek aslında yüzyıllar önce ortaya çıkan bri inanış biçimin bir sonucudur. Bu inanış biçimi insanların yaşam şekillerini etkilerken aynı zamanda yeni doğan çocuklarının da bu inanış biçimine göre yaşamasına neden olmuştur. Bu yaşamsal biçim önceden gelen inanışın bir sonucu bir gelenek olarak günümüze kadar gelmiştir.
Yüzyıllar önce insanlar özellikle inanış biçiminden başlarına gelebilecek tehlikeleri önlemek için bir çok yola başvurmuşlardır. O dönemde özellikle şeytanların varlığına ev insanlara zarar verebileceğine inanan insanlar buna karşı önlemler almaya başlamıştır. Şeytanların özelikle küçük yaştaki çocuklara ve bebeklere girerek onların ruhlarını ele geçireceğine inanan insanların bir çok farklı yönteme başvurmuşlardır. Bu yöntemlerden en önemlisi ise çocukların ve bebeklerin giysilerinde tercih edilen renkler olmuştur.
Şeytani güçlerin gök mavisiyle kovulduğu inancınında hakim olması ile yeni doğan bebeklerin bu renkle giydirilmesi bir inanış haline döndü. Neslin devamının erkekler tarafından sağlandığı gerekçesiyle ortaya çıkan bu inanış sadece erkek çocukların ve bebeklerin mavi üstlerle giydirilmesini öngörüyordu.
İlerleyen yıllarda gelenek haline gelen bu durum insanların sürekli tercih ettiği bir durum haline gelmeyi başardı. Fakat kız çocuklarınında erkekle aynı öneme sahip olması ile onlara özel bir renginde olması gerektiği düşünüldü. Özellikle renkli çiçeklerin bir çoğunun kırmızı ve tonlarının olması kız çocukların bu renklerle giydirilmesine neden oldu. Yani erkeklerin mavi
giyme geleneği uzun yıllar sonra kız çocuklarınında farklı giymesine neden oldu.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:40   #23
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


2011'in EN ÖNEMLİ BULUŞLARI!

Science dergisi, bilimde 2011'in en önemli 10 olayını belirledi. Derginin her yıl geleneksel olarak yaptığı seçmede tıp, astronomi, nano teknoloji ve biyoloji alanından yenilikler, keşifler ve icatlar yer alıyor.

1- 2011'in en önemli 10 bilimsel olayı listesinin başında HI virüsüne karşı tedavi amaçlı bir araştırma yer alıyor. 9 ülkeden toplam bin 763 çift üzerinde yapılan araştırma, belli ilaçların alınmasının, AIDS'e neden olan virüsün bulaşmasını yüzde 96 oranında önlediğini saptamıştı.

2- Uzay aracı Hayabusa
İtokava adı verilen göktaşından aldığı numunelerle dünyaya dönmeyi başaran uzay aracı Hayabusa da 2011 yılının en önemli bilimsel olayları arasında yer aldı. Japon bilim adamlarının Hayabusa'nın getirdiği numuneler üzerinde yaptıkları inceleme, astronomi alanında bundan sonra yapılacak çalışmalar açısından önem taşıyor.

3- Australopethicus sediba
2011'de kökenimize ilişkin yeni ipuçlarına ulaşmak üzere milyonlarca yıllık insan fosilleri üzerinde yapılan bazı DNA araştırmaları da sonuçlandı. Bu kapsamda yapılan ve maymun ile insan arasındaki evrim zincirinin kayıp halkalarından biri olarak görülen australopethicus sediba'nın DNA incelemesi de tamamlandı. Science dergisi, bu araştırmaların ortaya koydukları sonuçları da 2011'deki en önemli bilimsel olay listesinin üçüncü sırasında yer verdi.

4- Fotosistem 2
2011, Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Orman Yılı ilan edilmişti. Science dergisi de Orman Yılı'nda, ormanlar açısından hayati önem taşıyan bir araştırmanın sonucunu yılın bilimsel olayı olarak değerlendirdi. Araştırmayı yapan Japon uzmanlar, bitkilerin güneş enerjisinden yararlanarak suyu nasıl ayrıştırdığına dair karanlıktaki en son noktayı da aydınlatmayı başardı. Fotosentez'in bu en önemli aşamasına "Fotosistem 2" adı veriliyor. Bu araştırma sonuçlarının ışığında suyu oksijen ve hidrojen olarak ayrıştıran yeni enerji projelerine başlanması bekleniyor.

5- Büyük patlama dair yeni bulgular
Evrenin oluşumuna ilişkin bu yıl sonuçları yayınlanan yeni bir araştırmaya da Science dergisince hazırlanan yılın en önemli 10 bilimsel olayı listesinde yer verildi. Araştırma, evrenin oluşumunu hazırlayan büyük patlama ve patlamayı izleyen aşamaya ilişkin yeni bulgular ortaya koymuştu.

6- Sizin bağırsak floranız hangi tip?
İnsanların bağırsak florasına göre 3'e ayrıldığını saptayan araştırma da "ilk 10" arasında yer aldı. Bağırsak floramızda "bacteroides", "prevotella" ve "ruminococcus" bakterilerinden hangisinin aktif olduğu, beslenme alışkanlıklarımıza bağlı… Araştırmayı yılın bilimsel olayı olarak değerlendiren Science dergisi yetkililerine göre sonuçlar beslenme, bakteriler ve hastalıklar üçgenindeki birçok soru işaretinin açıklığa kavuşturulmasını sağlayacak.

7- Sıtma aşısı
7 Afrika ülkesinde 15 binden fazla kişi üzerinde denenen sıtma aşısı, Science'ın yılın bilimsel olayı olarak değerlendirdiği bir başka araştırma oldu.

8- Kepler 22 b
2011, dünyaya benzer gezegenlerin keşfedildiği bir yıl oldu. Kepler uzay teleskobu, Samanyolu Galaksisi'nde iki güneşli bir gezegen saptadı. Dünyaya benzer koşullara sahip, 600 ışık yılı uzaklıktaki gezegene ise Kepler 22 b adı verildi.

9- Düşük maliyetli "moleküler elekler"
Science, nanoteknoloji alanında kaydedilen bir başka gelişmeyi de yılın bilimsel olayı olarak değerlendirdi. Gelişme, petrolün ayrıştırılması, su ve havanın kirli unsurlardan arındırılması çalışmalarında kullanılan ve "moleküler elek" adı verilen zeolitlerin bundan böyle daha düşük maliyetlerle hazırlanabilmesini sağlayacak.

10- Yaşlanmaya dair araştırma
Science dergisinin "Yılın en önemli 10 bilimsel olayı" listesinin son sırasında ise yaşlanmanın sonuçlarıyla ilgili bir araştırma yer alıyor. Amerikalı, Hollandalı ve Kanadalı uzmanlarca yapılan araştırmalar, belli hücreleri alınan farelerin kas zayıflığı ve katarakt hastalığına daha geç yakalandıklarını ortaya koydu. Araştırmanın, uzun yaşama olmasa da daha dertsiz-tasasız bir yaşama katkı sunması bekleniyor.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:41   #24
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu 10 roman 'zihin açıyor'
Bilim dünyası sonunda edebiyata da el attı ve insan beynini farklı bir biçimde etkileyen on romanı tespit etti.

Edebiyatın ‘iyileştirici’ niteliğinden yola çıkan bir grup bilim insanı, nitelikli romanların insan beynini geliştirip keskinleştirdiğini, sosyal bağları güçlendirerek kişiliği değiştirdiğini ve ilişki kurmayı kolaylaştırdığını ortaya koydu. Hürriyet'in haberine göre, Toronto Üniversitesi öğretim üyesi psikiyatr Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren tarafından Scientific American’da yazılan makaleye göre, roman kahramanlarıyla özdeşleşmek, hem hayal dünyasını zenginleştiriyor, hem de sosyal bağları güçlendiriyor.

Nitelikli bir roman, bu etkileriyle insan beynini de keskinleştiriyor ve insan davranışlarına ilişkin sağlam ipuçları veriyor. İki bilim insanı, insan beynini en fazla geliştiren on romanı da tespit etmişler. Listede Tolstoy’un Anna Karenina veya Virginia Woolf’un Bayan Dalloway’ın yanı sıra Muhsin Hamid’in 2007 yılında yazdığı ‘The Reluctant Fundamentalist / Gönülsüz Köktendinci’ isimli romanı da yer alıyor.

Listede yer alan on roman şöyle:
- Johann von Goethe / Genç Werther’in Çektikleri (1787)

- Jane Austen / Aşk ve Gurur (1813)

- Nathaniel Hawthorne / Kırmızı Leke 1850

- Gustave Flaubert / Madam Bovary (1856)

- George Eliot / Middlemarch (1870)

- Leo Tolstoy / Anna Karenina (1877)

- Virginia Woolf / Bayan Dalloway (1925)

- Toni Morrison / Sevgili (1987)

- J.M. Coetzee / Utanç (1999)

- Muhsin Hamid / Gönülsüz Köktendinci (2007)

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:42   #25
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


2015-2020-2030-2040 ve 2050’de olacaklar! Geleceğin Dünyası!

Gelecek bilimciler Richard Watson ve Ross Dawson, önümüzdeki 40 yıl içerisinde neler olacağına dair bir çizelge hazırladı.


Kendilerini “gelecek bilimci” olarak tanıtan ikilinin önümüzdeki 50 yıl içerisinde nelerin insanların hayatına gireceği, nelerin varlığını yitireceği hakkında yaptıkları yorumda, 2049 yılında gelecek bilimcilerin de ortadan kaybolacağını tahmin ediyorlar.

Ross Dawson tarafından hazırlanan Yokoluş Çizelgesi, 1950 yılından başlayarak 2050 yılına kadar yok olabilecek şeylerin listeliyor. Bu listeden esinlenerek “hayatımıza girmesi muhtemel şeyler” listesini hazırlayan Richard Watson, olabilecekler hakkında bir öngörüde bulunuyor.

2015
Hayatımızdan çıkacaklar: Kaybolmak - Teşekkür mesajları - Karasal telefonlar
Hayatımıza girecekler: Ay üzerinde kurulacak yerleşim yerleri - Tek kullanımlık cep telefonları - Akıllı kozmetik ürünleri - Yalnızca uyumak için tasarlanmış oteller

2020
Hayatımızdan çıkacaklar: Postaneler - Ücretsiz otomobil park alanları - 1. Dünya Savaşı’ndan kurtulanlar - Sekreterler - DVD - Rusya’daki demokrasi - Telefon rehberleri - Normal emeklilik düşüncesi - Özgür Tayvan
Hayatımıza girecekler: Robotlar tarafından yapılan ameliyatlar - Yapay gözler

2025
Hayatımızdan çıkacaklar: Doğru yazım ve imla - Yollarda ücretsiz olarak otomobil kullanmak - Masaüstü bilgisayarlar - Haftasonu izinleri - Maldivler - Paris Hilton
Hayatımıza girecekler: Hidrojen yakıt istasyonları - Ülke dışında yerleştirilmiş hapishaneler - Hafıza silme - Duyusal internet

2030
Hayatımızdan çıkacaklar: Reality show’lar - Ticari birlikler - Miras vergisi - Normal bir öğle yemeği yemek - Kozmetik endüstrisi sayesine estetik ameliyata ihtiyaç duymamak
Hayatımıza girecekler: Robot çocuk bakıcıları - Sanal tatiller - Uzaya kurulacak bir merdiven - Yapak hafıza güçlendiriciler - Otomatik şöförlü arabalar - Sanal bakteri

2035
Hayatımızdan çıkacaklar: Kendi kendine oyun oynayan çocuklar - Bozuk para - Petrol - Microsoft - Orta sınıf - Düşük fiyatlı yolculuk - Bangladeş
Hayatımıza girecekler: Kendi kendini tamir eden yollar - Gene göre ayarlanmış diyet - 3 boyutlu yazıcılar - Sanal gerçeklik pencereleri

2040
Hayatımızdan çıkacaklar: Banknot ve cüzdanlar - Petrol ürünleriyle çalışan motorlar - Bağımlılık ve sağırlık - Milli para - Ücretsiz halk alanları - “Özür dilerim” deme fikri - Avrupa Birliği
Hayatımıza girecekler: Uzayda kurulacak fabrikalar - Evrensel para birimi - ----- oynatabilen duvar kağıtları - Yalnızca hapishane olarak kullanılan ülkeler.

2045
Hayatımızdan çıkacaklar: Monopoller - Kravat - İngiliz monarşisi - Doğal doğum
Hayatımıza girecekler: Çevreyi kirletmeye göre ayarlanan vergiler - Görünmezlik pelerini - Mars’taki ilk insan

2050
Hayatımızdan çıkacaklar: Tek parça halindeki Belçika - Körlük - Google - İkinci dünya savaşından sağ kalanlar
Hayatımıza girecekler: Hastalıklarla mücadele edecek küçük robotlar - Beyin nakli - Küresel nüfus hüviyeti - Hafıza yükleme - Seçimler ve vergileri - Işınlanmak

Daha sonrasında
Hayatımızdan çıkacaklar: Çirkinlik - Birleşik devletler - Ölüm (İstenmediği sürece)
Yapay beyin - Göktaşlarında madencilik - Stres seviyesini ölçen ve gösteren elbiseler.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:42   #26
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Zamanda yolculuk mümkün mü?

ABD’de en çok satan kitaplar arasına giren “Elegant Universe”ın yazarı Kolombiya Universitesi fizik profesörü Brian Greene’in iddiasına göre, zaman yolculuğu çok uzak bir hayal.

Zamanda yolculuk yapabilmek kaybettiğiniz bir sevdiğinize tekrar sarılmak, ya da dünyadaki çeşitli savaş ve haksızlıkları önlemek sebepleriyle zaman zaman hayal ettiğimiz bir kurgu.

İnsanlık tarihi boyunca sorgulanan zaman kavramı, fizikte en, boy ve yükseklik gibi bir boyut olarak tarif ediliyor. Örneğin evden bakkala giderken uzayda en, boy ve yükseklikle tanımlanabilecek bir yöne doğru hareket ediyorsunuz. Bunların yanında bir de dördüncü boyut olarak kabul edilen “zaman”da ilerliyorusunuz.

“One Universe: At Home in Cosmos” kitabının yazarı, City University of New York astrofizik profesörü Charles Liu’ya göre zaman ve mekan birbirine karışarak ‘zaman-mekan’ adı verilen dört boyutlu bir doku oluşturuyor.

Liu, “Kütlesi olan herhangi bir cisim -siz, ben, bir nesne, bir gezegen ya da bir yıldız bu dokuya oturduğu zaman bir çukur oluşturuyor. Bu çukurun varlığı zaman -mekan boyutunun bu kütleye göre eğilip büküldüğünün göstergesi” diyor.

Zaman-mekan boyutu nesnelerin eğimli bir düzlemde hareket etmesine sebep oluyor, ve bu eğim de yerçekimini doğuruyor.

Matematiksel olarak üç boyutlu düzlemlerde ileriye ve geriye gitmek mümkün, fakat zaman bu özgürlüğü tanımıyor.

Liu bu dört boyutlu zaman-mekanda sadece ileriye doğru hareket edilebileceğini söylüyor.

GEÇMİŞE YOLCULUK
Zaman yolculuğuyla ilgili birçok senaryo var. Bunların en kapsamlısı “solucan deliği” adı verilen, ve iki zaman-mekan koordinatını birleştiren kuramsal tüneller. Varsayıma göre bu tüneller iki ayrı evreni ya da bir evrenin iki ayrı köşesini birleştirebilir.

“Hyperspace” ve “Parallel Worlds” adlı kitabın yazarı Michio Kaku bu deliklerin “hem geçmiş, hem gelecek” olduğunu söylüyor, ve ekliyor: “Fakat çok dikkatli olunmalı. Bir zaman makinesini çalıştırabilmek bugünün teknolojisiyle mümkün değil.” Zaman-mekan dokusunda bir delik açmak için Kaku’ya göre bir yıldızın enerjisi, ya da negatif enerji gerekiyor. Negatif enerji de “hiçbir şey”in enerjisinden daha az bir enerji olarak tanımlanıyor.

Maddeyi en az 10 boyutta değerlendiren ve parça fiziğiyle doğanın temel güçlerini birlikte yorumlayan Süpersicim (iplikçik) teorisi uzmanı Greene bu teoriyi sorguluyor. Greene bu fikrin doğru olma ihtimalinden şüphe duysa da, solucan deliği modeli gerçekse bir zamanla diğer zaman arası bağlantı kurulabileceğini söylüyor.

KOZMİK SİCİMLER
Zaman yolculuğuyla ilgili bir başka teori de Süpersicim Teorisi. Sürekli genişleyen bir evrene boylu boyunca yayılmış ince enerji tüplerine süpersicim adı veriliyor. Evrenin oluşumundaki ilk evrelerinden kalan bu enerji alanlarının fazlasıyla kütle barındırdığı ve zaman-mekan boyutuna ağırlık yaparak eğrileştirdiği tahmin ediliyor.

“Time Traveller in Einstein’s Universe” adlı kitabın yazarı Princeton Üniversitesi astrofizik profesörü Richard Gott’a göre sicimler ya spiral şeklinde, ya da sonsuz uzunlukta. Gott sicimlerin bu yüzden “spagetti gibi” olduklarını söylüyor.

Bu teoriye göre iki sicimin birbirine yaklaşması sayesinde zaman-mekan boyutu eğilebilir ve zamanda yolculuk gerçekleşebilir.

Fakat Gott bunun ancak “ileri medeniyetlerin projesi” olabileceğini söylüyor. Çünkü ona göre biz henüz “kendi gezegenimizin enerji kaynaklarını bile doğru kullanmayı beceremiyoruz.”

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:42   #27
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yunan mitolojisindeki Hermes kimdir?

Hermes, (Yunanca ʽἙρμῆς ) Zeus ve Maia'nın oğludur. Zeus'un habercisidir. Tanrıların en kurnazı sayılır. Tanrıların en hızlısıdır. Bir de büyülü değnek taşır. Üstün nitelikleri olan Hermes, efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, beşiğinden çıkar, kaplumbağa kabuğundan yaptığı bir liri çalıp ondan çıkan seslerle eğlenir. Bir gün kırlarda dolaşırken tanrı Apollon'un koruması altındaki inekleri çalar. Apollon olayı öğrenince çok kızar; cezalandırılması için Hermes'i kolundan tutup Zeus'a götürür. Ne var ki, Hermes'in lirinden çıkan sesler Zeus'u da ve Apollon'u da büyüler. Zeus, cezalandırcağı yerde Hermes'e kanatlı bir başlıkla bir çift ayakkabı vererek onu tanrıların habercisi yapar. Haberci Hermes ölülerin ruhlarını yeraltına götürür; çobanlarla, yolunu şaşıran yolculara kılavuzluk eder. Yaşlı Kral Priamos'u, Hektor'un ölüsünü almak için Aşil'in barınağına götüren de odur. Hermes'in İo efsanesinde de önemli bir görev üstlendiği görülür. Zeus, sevgilisi Superisi İo'yu kıskanç karısı Hera'dan kurtarmak için, onu ineğe dönüştürür. Hera ineği armağan olarak ister ve alır. Kocasının kendisini aldattığından kuşkulandığı için, başına da bekçi olarak 100 gözlü canavar Argos'u diker. Argos uyurken bile birkaç gözü açık kaldığından, her şeyi görür. Bu yüzden ona yanaşmak çok tehlikelidir. İo'nun kurtarılması için Zeus, Hermes'i görevlendirir. Hermes canavarın yanına oturarak eline lirini alıp tatlı tatlı çalmaya başlar. Bu hoş müzikle Argos'un gözlerinin tümü ağır ağır kapanır, giderek derin bir uykuya dalar. Hermes de uyuyan canavarın kafasını keser.
Çevik haberci Hermes tüm atletlerin koruyucusu olduğu gibi akıllı ve kurnaz olduğu için hırsızların, kumarbazların ve tüccarların da koruyucusudur. Liri, kavalı, notaları, astronomiyi, ölçü birimlerini ve sporu icat etmiştir.

Bazı düşünürler Hermes'in İdris olduğu kanaatindedirler. Hermes veya İdris geleneği Babil, Mısır ve Yunan düşüncelerinin temeli olmakla birlikte İslam Düşüncesi'nin de temelini oluşturan yabancı kaynaklardan sayılır.(İslam Düşünce Tarihi Ders Kitabı; BAYRAKDAR, Mehmet; s.8;1999).
Mitolojistlerce eril öğenin temsilcisi olarak kabul edilir. Çocukları, Pan, Eros, Hermaphroditus, Priapos, Tyche, Abderus ve Autolycus'dur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:43   #28
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Tavşanın Gözüne Işık Tutulduğunda Neden Hareketsiz Kalır?

Etkinliklerini gece yapan memeli hayvanların gözlerindeki retinada çubuk biçimindeki görme hücreleri fazla olur. Etkinliklerini gündüz yapan memeli hayvanlardaysa koni biçimindeki görme hücreleri fazla olur. Tavşanlar da etkinliklerini gece yapanlar.

Dolayısıyla gözleri karanlığa ya da az ışıkta görmeye uyum yapmıştır. Birden güçlü bir ışık kaynağı, göze tutulduğunda geçici körlük gibi durum ortaya çıkar ve hayvan kendini tehlikeye atmamak için (koşarken bir yere çarpmak ya da düşmek) hareket etmez. Ancak çok yaklaşılırsa o zaman hızlı biçimde kaçabilir. Bunun yanında gece yapılan dalışlarda da benzer bir durum oluşur. Fenerle girilen dalışlarda, fener balıklara tutulduğunda balıklar hareketsiz kalır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:44   #29
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yıl 1943.
Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar.
Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok.
Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok.
Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:
“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.”
Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.
– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu ?
– Alıyorum.!
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak?
Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten.
23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur.
Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler.
Eşi önce “Deli misin bey?” der ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.

O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, bin bir güçlükle üstesinden gelir.
Çünkü o zaman da şimdiki gibi, “Aman bir şeyyap mayalım da başımıza bir iş gelmesin.
Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da“ zihniyeti aynen var.

O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan, arkalarındaki Atatürk resminden utanmayan, ama ülkesine gram faydası olmayan bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır.
İki tane de sandık yaptırır.
İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap sığar.
Sandıkların üstüne “Kitap İade Sandığı” yazar.
Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.
Kütüphaneye de bir yazı asar: “Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.”
Köydeki çocuklar şaşırır.
Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük ellerine kitapları verir.
Düşünün, Noel Baba gibi.
Noel Baba yalan, Mustafa Amca ise gerçek.
Geyikler yerine eşeği var.
Eşek de daha gerçek, Mustafa Amca da.

“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım.
Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.

Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le köy köy gezmektedir.
Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar.
Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler.
Mustafa Amca‘nın ünü etrafa yayılır.
Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak oturup iş yapmazken,
Mustafa’nın eşeği Yüksel, yediği otu hepsinden fazla hak etmektedir.

Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar.
Mustafa bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor.
Zenith ve Singer’e mektup yazar:
“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der.
Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti).
Salı günlerini kadınlar günü yapar.
Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur.
Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye.
Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce halkevlerine okuma yazma kursları vermeye gider
Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır.
Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev tanımı dışında davranıyor” diye.
Sonuçta ;
50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.

Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir.
2005 yılında Mustafa Amca vefat eder.
Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar.
Ürgüp’e Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler.

Girişimcilik nedir biliyor musunuz ?

Bulunduğunuz yere yenilik katmalısınız.
Mutlaka adım ve adımlar atmalısınız.
Yaptığınız iş veya işler olduğu yerde durup duruyorsa, sizde bir uyuzluk vardır arkadaşlar.

İnsan vardır, dokunduğu yere değer katar;
insan vardır, dokunduğu yere değer kaybettirir.

Bakın, Nevşehir’den ve bu ülkenin her yerinden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti;
binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama, olağanüstü adımlar atarak verdiği hizmetlerini halkın unutmadığı ;
Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Mart 2012, 15:46   #30
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: 30 Saniyede Genel Kültür





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Rus Svetlana Pankratova , Guinness Rekorlar Kitabı'na dünyanın en uzun bacaklarıyla girdi . Dünyanın en uzun kadını olmasa da, en uzun bacaklarına sahip . Vücudunun üst kısmı o kadar uzun olmasa da bacaklar boyuna boy katıyor, 1.96 mt boyundaki Svetlana'ya (6 ft 5). Ayakları o kadar büyük ki kendine ayakkabı bulmakta zorlanıyor, ayak ölçüleriı ise 13 (ABD) / 46 (AB). 1992'den 1995'e kadar, Pankratova ABD'de basketbol oynadı, ve He Pingping ile 16 Eylül 2008 tarihinde Londra'da Trafalgar Meydanında, Guinness Dünya Rekorları 2009 baskısında tanıtmak için dünyanın en küçük adamı ile ortaya çıktı

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
30, genel, kültür, saniyede


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
KPSS Genel Yetenek Genel Kültür ve KPSS ÖABT sınavı ne zaman saat kaçta? CORDON BLEU Eğitim Haberleri 0 06 Eylül 2020 08:06
Burçların genel kültür seviyesi Flora Burçlar, Fallar ve Kehanetler 4 01 Mayıs 2016 00:22
Genel Kültür PopSy İslamiyet 1 10 Mart 2009 05:27