IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Konu Kapatılmıştır
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır. Stil
Alt 21 Nisan 2006, 07:29   #61
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 21 nisan




Tom Sawyer ve Huckleberry Finn'in maceralarıyla tanınan öykücü ve mizah yazarı Mark Twain 1900 yılında hayata veda etti.

Asıl adı Samuel Langhorne Clemens olan Mark Twain, 1835'te ABD'nin Missouri eyaletine bağlı çok küçük bir köy olan Florida'da doğdu. Dört yaşındayken, ailesiyle Mississippi Nehri kıyısındaki Hannibal'e yerleşti.

Esnaflık ve avukatlık yaparken politikaya atılan babası 11 yaşındayken ölünce okuldan ayrılıp bir matbaada çırak olarak çalışmak zorunda kaldı. Ardından ağabeyinin çıkardığı 'Hannibal Journal' adlı gazetede dizgiciliğe başladı.

Aynı gazeteye ve Boston'da çıkan mizah dergisi 'The Carpet-Bag'e mizah yazıları yazdı. Dizgicilikten sıkılınca dört yıl boyunca Mississippi Nehri'nde çalışan buharlı gemilerden birinde kaptanlık yaptı.

Kuzey-Güney Savaşı nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığı bu meslek en sevdiği iş oldu. Ağabeyiyle batıya gitti; gazete muhabiri olarak çalışmaya başladı. Mark Twain adını ilk kez 1863'te mizahi bir yazıda kullandı.

İngilizcede 'ikiyi işaretle' anlamına gelen Mark Twain, geminin dibe oturmaması için gerekli su derinliğini ölçen bir gemici terimiydi.

1867'de ilk kitabı 'Calaveras İlçesinin Ünlü Sıçrayan Kurbağası'nı (The Celebrated Jumping Frog of Calaveras County) yayımlandı. Güneybatıya özgü mizah anlayışını taşıyan bu öyküyle adını ülke çapında duyurdu.

1870'te kısa ve özlü bir biçimde yaptığı konuşmalarıyla ününü tazeledi. Aynı yıl evlenerek Connecticut'ta Hartford'a yerleşti, üç kızı oldu.

Çocuklar ve gençlere yönelik en iyi romanlardan biri sayılan 'Tom Sawyer'ın Maceraları'nın ardından başyapıtı 'Huckleberry Finn'in Maceraları'nı yazdı.

1880'lerde bir dizgi makinesine yatırım yaptı ama iflas etti. Kitaplarının geliri ve birçok ülkede yaptığı konuşmalarla borçlarını ödeyebildi. 1906'da başladığı otobiyografisini bitiremeden öldü.

Başlıca yapıtları

'Calaveras İlçesinin Ünlü Sıçrayan Kurbağası' (1867), 'Tom Sawyer'ın Maceraları' (1876), 'Huckleberry Finn'in Maceraları' (1884), 'Adem ile Havva'nın Cennet Günlüğü' (1905), 'Çalınan Taç' (1881), 'Yurtdışında Bir Serseri' (1880), 'Mississippi'de Yaşam' (1883)

Mark Twain'den

"Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın."
"Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşır."

Günün diğer önemli olayları

1864: Toplumbilimci Max Weber doğdu.
1920: Mustafa Kemal Paşa, Meclis'in 23 Nisan 1920 günü açılacağını bildiren bir genelge yayımladı.
1938: Pakistanlı şair Muhammed İkbal yaşamını yitirdi.
1939: Hatay, Türk Gümrük Tarifesi'ne dahil oldu.
1952: Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşmayla vize formaliteleri kaldırıldı.
1957: Muhsin Ertuğrul, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın başına getirildi.
1964: Yunanistan, Kıbrıs'taki askeri birliğini, Birleşmiş Milletler Barış Gücü emrine vermeyi kabul etti.
1964: Rum Patriği Vekili Emilyanos ile Metropolit Canavaris Türkiye aleyhine faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle sınır dışı edildi.
1967: Yunanistan'da darbe yapıldı. Albaylar Cuntası yönetime el koydu.
1973: 'Devlet Ana' ve 'Yorgun Savaşçı' gibi yapıtlara imza atan yazar Kemal Tahir 63 yaşında vefat etti.
1979: İstanbul Boğazı'nda Rumen bandıralı Karpati şilebi ile demir yüklü Kemal Kefeli kosteri çarpıştı. Türk gemisi battı ve kaptan ile yardımcısı öldü.
1990: Balet Ferit Akın 48 yaşında yaşama veda etti.

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 22 Nisan 2006, 11:09   #62
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 22 Nisan




1940 yılında Siirt'in güneyindeki Beşiri yakınlarındaki Raman Dağı'nda bin 42 metre derinlikte petrol bulundu.

Anadolu'da petrol arama çabaları 1929 yılında başladı. O dönemde hükümet, Columbia Üniversitesi'nde maden mühendisliği eğitimi gören Cevat Eyüp Taşman'ı ABD'den Türkiye'ye getirtti.

Petrol Arama İşletme Dairesi'nin başına getirilen Taşman, mühendis İhsan Ruhi Berent'le birlikte yabancı uzmanlardan da yararlanarak Doğu ve Güneydoğu'da petrol arama çalışmaları yürüttü.

Doğu Anadolu'da petrol sondajı için jeolojik etütler ve jeofizik araştırmalar 1933'te başladı. İlk derin kuyu sondajı 1934'te Midyat'ta yapıldı ve bin 327 metreye inildi. Petrol bulunamadı.

1936 yılında Raman kuyuları açıldı. 1940 yılında Iluh-Batman'da bin 42 metre derinlikte petrole rastlandı. Günde 10 metreküp ham petrol verimi olan kuyu ümitleri uyandırdı.

Petrol arama çabaları devam ederken, açılan kuyulardan çıkarılan petrolü işlemek için Raman'da Maymune Boğazı'nda 1949 yılında ilk rafineri faaliyete geçti.

1954 yılında Petrol Kanunu çıkarıldı ve 1955'te Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı kuruldu. Yerli ve yabancı özel şirketlere petrol arama izni verilmeye başlandı.

Türkiye'de şu anda yerli-yabancı 28 şirket petrol arıyor. Rafinerilerde yılda 26.5 milyon ton ham petrol işleniyor. Ancak bunun sadece 2.5 milyon tonu Anadolu'dan çıkarılıyor.

Günün diğer önemli haberleri

1916: Keman virtüözü Yehudi Menuhin doğdu.
1920: İtilaf Devletleri, Osmanlı hükümetini Paris'te toplanacak sulh konferansına davet etti.
1924: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü kuruldu. Anadolu demiryollarının devletleştirilmesine ilişkin yasa benimsendi.
1933: Türkiye ile Osmanlı Düyunu Umumiye Hamilleri arasında imzalanan antlaşmayla Osmanlı borçlarının tasfiyesi sağlandı.
1947: Türkiye'ye yabancı sermaye girişine izin veren yasa kabul edildi.
1962: Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hakimler Kurulu'nun kurulmasına karar verildi.
1977: Sinema oyuncusu Atıf Kaptan, Ürdün'ün başkenti Amman'da hayata veda etti.
1993: Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın naaşı, Fatih Camisi'nde kılınan namazdan sonra Vatan Caddesi'nde hazırlanan kabirde toprağa verildi.

 

Alt 23 Nisan 2006, 09:07   #63
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 23 Nisan




1920'de açılan TBMM'nin kuruluş günü 1929'dan itibaren dünyanın ilk ve tek çocuk bayramı olarak kutlanmaya başlandı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada hiçbir ülkede bulunmayan iki farklı unsuru bir araya getiren ulusal bir bayram.

Bu bayram bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, egemenliğin ilan edildiği anlamlı gün, diğer taraftan 'yarının büyükleri, geleceğin garantisi' çocuklar için bir şenlik.

Atatürk'ün Türkiye çocuklarına armağan ettiği bayram dünya çocukları arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve tüm insanların barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmak için her yıl düzenleniyor.

Egemenliğin ilan edilmesinin ve ardından bu günün çocuk bayramı olarak kutlanmasının tarihsel gelişimi ise şöyle:

İstanbul'un 16 mart 1920'de düşman askerleri tarafından işgalinden sonra Osmanlı Mebusan Meclisi'nin görevini sürdürmesine imkan kalmamıştı. İşgal güçleri arasında yer alan İngiliz askerleri meclisi basarak bazı vekilleri tutuklamışlardı.

O sırada Ankara'da bulunan Atatürk, bu durum üzerine 19 mart 1920'de vilayetlere ve kolordu komutanlıklarına bir bildiri göndererek durumu açıkladı.

Bildiride ülkenin bağımsızlığını korumak amacıyla bir Milli Meclis'in Ankara'da toplanması için çalışılmasını istiyordu. Bu bildiri üzerine tüm illerden 232 milletvekili seçildi.

İstanbul'dan gelen 92, Yunanistan ve Malta'dan gelen 14 milletvekili ile bu sayı 337'ye yükseldi. Fakat 23 nisan 1920'de yapılan ilk toplantıya ancak 115 milletvekili katıldı.

O gün çalışmalarına başlayan milletvekilleri güç şartlar altında çalışmaya başladılar. Meclis'in çalışmalarının tek amacı vardı: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."

"Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz" diyen Atatürk, 1924'te Meclis'in açılış tarihi olan 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar verdi. Bu tarihten beş yıl sonra ise bu bayramı çocuklara armağan etti.

Uzun yıllar kutlanan bayram dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. 1979'un, UNESCO tarafından Çocuk Yılı ilan edilmesiyle bayram uluslararası nitelik kazandı.

TRT, 1979'dan bu yana geleneksel olarak 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenliyor. Bir hafta süren etkinliklere tüm dünya çocukları davet ediliyor. Farklı kıta ve ülkelerden gelen çocuklar gönüllü ailelerin misafirleri oluyor.

Biz de CNN TÜRK ailesi olarak tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarız.

Günün diğer önemli olayları

1616: İngiliz oyun yazarı William Shakespeare hayata veda etti.
1936: Tiyatrocu Küçük Kemal İstanbul'da vefat etti.
1938: Fransa'nın Nice kentinde yedi ülkenin katıldığı yarışmalarda Ordu Süvari Ekibi birincilik kazandı.
1945: Doğan Kardeş dergisinin ilk sayısı yayımlandı.
1948: İkinci Dünya Savaşı'ndan beri kapalı tutulan Topkapı Sarayı Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi halka açıldı.
1960: İzmit Petrol Rafinerisi'nin temeli atıldı.
1961: İlk TBMM binası müze haline getirildi.
1961: Yerli yapım 27 Mayıs Treni ilk seferini yaptı.
1965: İlk Sovyet haberleşme uydusu Maniya-1 uzaya fırlatıldı.
1969: Robert Kennedy'nin katili Sirhan Bişara Sirhan ölüm cezasına çarptırıldı.
1979: Türkiye'nin yedi ülke ile telefon görüşmesini sağlayacak uyduyla haberleşme istasyonu hizmete girdi.
1981: Milli Güvenli Kurulu, eski Gümrük ve Tekel bakanlarından Tuncay Mataracı'nın Yüce Divan'da yargılanmasına karar verdi.
1982: TRT haftada iki gün renkli yayına başladı.
1984: AIDS'e neden olan virüs belirlendi.
1992: Sağlık kontrolü için ABD'de bulunan Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a prostat kanseri teşhisi konuldu.
2003: KKTC Bakanlar Kurulu'nun aldığı karar doğrultusunda KKTC ile Rum kesimi arasında serbest geçişler başladı.
2005: Şair ve yazar Sunay Akın'ın kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi açıldı.

 

Alt 25 Nisan 2006, 21:36   #64
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 24 Nisan




Türkiye'nin ilk güzellik kraliçesi Feriha Tevfik, 1991 yılında hayata veda etti.

Türkiye'nin ilk güzellik yarışması, 1926'da İpek Film Şirketi tarafından düzenlendi. Ancak, ciddi ve muntazam bir şekilde tertip edilmediği için fiyaskoyla sonuçlandı.

Hükümet, 1929'da Türkiye'nin en güzel kadınını seçmeye tekrar soyunur. Hatta Atatürk'ün bu yarışmanın yapılması için emir verdiği bile söylenir. Aracılık edecek kuruluş ise Cumhuriyet gazetesidir.

İlk duyuru 4 şubat 1929 tarihli Cumhuriyet'te yapılır: "Bütün dünyada güzel kadınlar seçilir ve memleketlerinin güzelik kraliçesi intihap edilirken, bizim böyle bir kraliçemiz niçin olmasın? Türkiye'nin en güzel kadını acaba kimdir?"

İki gün sonra gerçek niyet açıklanır: "Türkiye'nin güzellik kraliçesini bulmaya karar verdik..." 16-25 yaş arasındaki hanımlar arasında mühim ve ciddi bir müsabaka yapılacaktır.

Bir hafta sonra gazetenin sahibi ve başyazarı Yunus Nadi sütununu bu konuya ayırır. Bu arada güzellerin mayo ile jüri önüne çıkacakları, bunun ise gayri ahlaki olduğu yolunda eleştiri getirenlere de cevap verir.

İlk fotoğraf 7 martta yayımlanır. Aday fotoğraflar ülkenin gündeminde de ciddi bir yer bulur. Fotoğrafların yanında bir yazışma sütunu ortaya çıkar ve giderek büyür. Bir kadın okur şöyle yazar: "Erkekler kadın güzelliğinden anlamaz!"

Sonunda 125 güzelin fotoğraflarının yayınlanışı 21 haziran 1929 tarihinde tamamlanır. Sıra okuyucuların oy vermesine gelmiştir. 1 ağustosta açıklanan sonuçlara göre, bin 121 oyla Mualla Suzan birinci seçilmiştir.

Feriha Tevfik ise 721 oyla 11'inci sırada yer almaktadır. Gazete 400'ün üzerinde oy alan 48 yarışmacının büyük jüri önüne çıkmasına karar verir. 2 eylül günü güzeller büyük jüri önüne çıkar.

Yarışma Cumhuriyet gazetesinin üst katında yapılır. "Orta boylu, kıvırcık lepiska saçlı, altın gözlü, beyaz tenli, zarif endamlı, beyaz krep satenden bir elbise giymiş olan" Feriha Tevfik birinci seçilir.

İkincilik Semine Nihat Hanım'a, üçüncülük ise 1926'da düzenlenen ilk güzellikl yarışmasında birinci olan Matmazel Araksi'ye verilir.

Türkiye'nin ilk güzellik kraliçesi seçilmesi doğal olarak Feriha Tevfik'in yaşamını değiştirir. Önce filmlerde rol alır, ardından tiyatroya geçer. 1939'da bir daha dönmemek üzere, perde ve sahneden uzaklaşır.

Bu ayrılışın ayrıntıları üzerine hiç konuşmaz, sadece kırgın olduğunu söyler. 22 nisan 1991'de beyin kanaması sonucu yaşamını yitirir. Feriha Tevfik'in ölümüyle Türkiye'nin ilk güzeli ve anıları çok uzaklarda kalan bir yıldız daha söner.

Türkiye'nin 'ilk' kadınları

İlk kadın avukat: Süreyya Ağaoğlu
İlk kadın bakan: Prof.Dr. Türkan Akyol
İlk kadın başbakan: Prof.Dr. Tansu Çiller
İlk kadın belediye başkanı: Müfide İlhan
İlk kadın büyükelçi: Filiz Dinçmen
İlk kadın çöpçü: Elif Yazgandır
İlk kadın danıştay başkanı: Füruzan İkincioğulları
İlk kadın danıştay üyesi: Şükran Esmerer
İlk kadın dışişleri görevlisi: Adile Ayla
İlk kadın dişhekimi: Ferdane Bozdoğan Erberk
İlk kadın doktor: Safiye Ali
İlk kadın eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk kadın emniyet müdürü: Feriha Sanerk
İlk kadın fotoğrafçı: Semiha Es
İlk kadın gazeteci: Selma Rıza
İlk kadın genel müdür: Mükerrem Aker
İlk kadın hakim: Suat Berk
İlk kadın hazine genel müdürü: Aysel Gönül Öymen
İlk kadın hemşire: Esma Deniz
İlk kadın hesap uzmanı: Müşeref Çallılar ve Güzide Amark
İlk kadın heykeltraş: Sabiha Bengütaş
İlk kadın jet pilotu: Leman Altınçekiç
İlk kadın karakol amiri: Nevlan Kulak
İlk kadın kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk kadın kimyacı: Prof.Dr. Remziye Hisar
İlk kadın makinist: Seher Aytaç
İlk kadın milli eğitim müdürü: Güler Karakülah
İlk kadın milli maç hakemi: Lale Orta
İlk kadın müzeci: Seniha Sami
İlk kadın orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert
İlk kadın petrol mühendisi: Halide Ural Türktan
İlk kadın pilot: Sabiha Gökçen
İlk kadın polis memuru: Betül Diker
İlk kadın profesör: Prof.Dr. Fazıla Şevket Giz
İlk kadın radyo spikeri: Emel Gazimihal
İlk kadın rektör: Prof.Dr. Saffet Rıza Alpar
İlk kadın savcı: Işıl Tüzünkan Koçhisarlıoğlu ve Meliha Sanu
İlk kadın sayıştay üyesi: Fahrünisa Etmen
İlk kadın sendika başkanı: Dervişe Koç
İlk kadın subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk kadın TBMM başkanvekili: Neriman Neftçi
İlk kadın televizyon spikeri: Nuran Devres
İlk kadın vali: Lale Aytaman
İlk kadın veteriner: Sabire Aydemir
İlk kadın yargıtay üyesi: Melahat Ruacan
İlk kadın yüksek idare mahkemesi başkanı: Firdevs Menteşe
İlk kadın yüksek mimar: Münevver Gözeler
İlk kadın yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge
İlk kadın zabıta memuru: Afife İpek
İlk kadın ziraat mühendisi: Nezahat Süer

Günün diğer önemli olayları

1512: I. Selim tahta çıktı.
1830: Osmanlı hükümeti, Yunan devletinin varlığını resmen kabul etti.
1898: İspanyolların Küba adasının boşaltılması istemini reddederek ABD'ye savaş ilan etmesiyle İspanyol-Amerikan Savaşı başladı.
1909: İstanbul'a gelen Hareket Ordusu, 31 Mart Ayaklanması'nı bastırdı.
1916: Patrick Pearse önderliğindeki gizli milliyetçi örgüt İrlanda Cumhuriyetçi Kardeşliği, Dublin'de İngiliz egemenliğine karşı Paskalya Ayaklanması'nı başlattı.
1920: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Reisliğine seçildi.
1946: Ulvi Cemal Erkin'in Birinci Senfonisi, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda ilk kez seslendirildi.
1959: Mısır Devlet Başkanı Nasır, Shell ve Anglo-Egyptian petrol şirketlerini kamulaştırma emri verdi.
1972: TBMM, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam kararlarını yeniden onayladı.
1978: Ereğli Kömür İşletmesi'nin Armutçuk üretim bölgesindeki grizu patlamasında 17 işçi öldü.
1980: İran'da rehin tutulan 52 ABD'liyi kurtarmak için girişilen kurtarma operasyonu, rehineler kurtarılamadan sekiz ABD askerinin ölümüyle sonuçlandı.
2001: Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Beyaz Enerji Operasyonu'na ilişkin soruşturmayı tamamlayarak dava açtı.

 

Alt 25 Nisan 2006, 21:37   #65
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 25 Nisan




Daniel Dafoe'nun ünlü romanı 'Robinson Crusoe' 1719 yılında yayımlandı.

Daniel Defoe, 1660'da Londra'da doğdu. Kiliseye girmek üzere, iyi bir eğitim alarak yetişti ama tercihi ticarete atılmak oldu. Yaşamı boyunca fırsat buldukça ticaretle ilgilendi, ancak hiçbir zaman zengin olamadı.

Ticarette olduğu gibi, siyasi faaliyetleri de başını derde soktu Defoe'nun. Liberal kanadı destekleyen bir yazısı sonucu hapse düştü ve hayatının en zor dönemini geçirdi.

1719'da yayımlanan 'Yorklu Denizci Robinson Crusoe'nun Yaşamı ve Olağanüstü Şaşırtıcı Serüvenleri'ne kadar genellikle siyasi makaleler yazan Defoe, romanın gördüğü büyük ilgi üzerine bütünüyle edebiyatla ilgilenmeye başladı.

Elbette diğer romanları da serüven ağırlıktaydı: 'Kaptan Singleton'ın Hayatı' (The Life Of Captain Singleton), 'Moll Flanders', 'Veba Yılı' (The Journal of the Plague Year) ve 'Albay Jack' (Colonel Jack).

Yazmaya 1731 yılında gelen ölümüne dek ara vermeyen Daniel Defoe'nun, 545 yayımlanmış kitap ve broşürü bulunuyor.

Ailesine rağmen denizci olmayı kafasına koyan Robinson, 19 yaşında, 1651'de Londra'dan kalkan bir gemi ile sefere çıkar. İlk seferde karşılaştığı fırtınadan ürkmesine rağmen, gemicilerin cesaretlerinde etkilenir ve seçtiği yoldan dönmez.

Bir başka gemiyle Afrika'ya gider, korsanlar tarafından esir alınır. Köle olur, kaçar, Brezilya'ya giden bir başka gemi tarafından kurtarılır. Brezilya’da şeker kamışı ziraatine başlar.

Ne var ki yoğun emek gerektiren bu iş için kölelere ihtiyacı vardır. Bu kez köle edinmek için çıkar Afrika yolculuğuna. Kahramanımızı ıssız adasına düşüren bu yolculukta, gemi bütün mürettebatı ile birlikte batıverir.

Öykünün bundan sonrası Robinson'ın doğayla girdiği büyük mücadelesidir. Gemiden kalan birkaç parça eşya ve araç-gereçle işe koyulan Robinson, önce bir ev yapar, yaban keçilerini evcilleştirir, yiyeceklerini yetiştirmeye başlar.

Yavaş yavaş doğaya hakim olmaya başlamış, yabani hayvanlara boyun eğdirmiş, bir dolu acı tecrübeden sonra iyi bir çiftçi olmuştur. Bütün bunlar 12 yılını alır Robinson'ın. Ama yalnızdır.

Adadaki 22'nci yılında sahilde insan kemikleri görünce dehşete düşer. Kemikler yamyamların varlığını kanıtlamaktadır. Robinson, esirlerle birlikte adaya gelen yamyamlara saldırır. Bazılarını öldürür, kalan son esiri kurtarır.

Böylece Cuma'yla tanışırız. Robinson asıl becerisini bu yamyamı medenileştirerek gösterir, 10 yıl birlikte yaşarlar. Başlarından birçok serüven geçer ve sonunda yolu adaya düşen bir İngiliz gemisi ile Londra'ya dönerler.

Brezilya'daki tarlası da işletildiğinden, zengin bir adamdır artık Robinson. Evlenir, çoluk çocuğa karışır. Ama, denize duyduğu özlemi dinmemiştir. Karısı ölünce, adasını görmek için yeniden denize açılır.

Bireyciliğin ilk temsili Cervantes, 'Don Kişot'u yazdığında, henüz burjuva birey tarih sahnesine çıkmamıştı. Yine de, Don Kişot, modern insana yakın özellikleriyle, ilk roman kahramanıydı.

Robinson Crusoe ise gerçek anlamda bireydir. Hem de dini kaygılardan uzak, doğaya karşı güçlü, çalışması ve hırsı ile bütün zorlukların üstesinden gelebilen ve ahlaki değerleri kendisine göre kuran hesapçı bir birey.

İngiliz romanının Daniel Defoe'ya kadar olan tarihinde, romana eğitici bir işlev yüklenmiş ve roman pek saygın bir tür olarak görülmemiştir. Roman teorisi de yoktur henüz. Romanla gerçek arasındaki ilişki ise zayıftır.

Defoe, 'Robinson Crusoe'yu, gerçek bir öykü gibi aktararak -bir gerçeklik payı da vardır anlattıklarında- ve gündelik yaşama ilişkin ayrıntılara geniş yer vererek, bu edebi türe bundan böyle izleyeceği yolu açar.

Hem gerçeğe olan bağlılık hem de anlatılan öykünün sürükleyiciliği açısından 'Robinson Crusoe', kendinden sonra gelen yazarlar için kılavuz rolü oynamıştır. Ancak Defoe'nun kahramanları yalınkat, anlatım dili ve üslubu ise basittir.

Ancak pek de ciddiye alınmaz, nedense ortak bir yargıya varılmıştır üzerinde: O çocuklar içindir! Oysa, adı kahramanının gölgesinde kalan yazarların ilki olan Daniel Defoe, 'Robinson Crusoe'su ile modern İngiliz romanının başlatıcısıdır.

Günün diğer önemli olayları

1874: Radyo dalgaları üzerinde çalışan ve bu yolla ilk haberleşmeyi sağlayan fizik bilgini Guglielmo Marconi doğdu.
1859: Kızıldeniz ile Akdeniz'i birbirine bağlayacak Süveyş Kanalı'nın kazılmasına, Mısır'ın Port Said kentinde başlandı.
1915: Arıburnu Zaferi kazanıldı.
1918: Kars ve Ardahan düşman işgalinden kurtuldu.
1925: Mareşal Hindenburg, Almanya'nın halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.
1926: İran'da Rıza Han Pehlevi, kendisini şah ilan etti.
1945: 46 ülkeden gelen delegeler Milletler Cemiyeti'nin yerini alacak Birleşmiş Milletler'i kurmak üzere San Fransisco'da bir araya geldi.
1946: İstanbul-Ankara hattında yataklı tren seferleri başladı.
1953: Cambridge'den iki bilim adamı, kalıtsal özellikleri ebeveynden çocuğa taşıyan deoksiribonükleik asit (DNA) adını verdikleri molekül yapısını buldular.
1957: Antalya'nın Fethiye ilçesinde 7.1 büyüklüğünde bir deprem oldu, 67 kişi öldü.
1962: Anayasa Mahkemesi kuruldu.
1974: Portekiz'de Karanfil Devrimi: General Antonio Spinola'nın yönettiği askeri ayaklanmayla Salazar'ın faşist diktatörlüğü devrildi.
1976: Portekiz'de faşist diktatörlük sonrasında yapılan ilk serbest seçimleri Mario Soares liderliğindeki Sosyalist Parti kazandı.
1986: İstanbul Cumhuriyet Savcılığı muzır neşriyat kapsamına alınan Playboy dergisinin poşetle satılmasına karar verdi.
1990: ABD uzay mekiği Discovery'nin mürettebatı, ilk uzay teleskobu Hubble'ı yer çevresinde yörüngeye oturtmayı başardı.
1995: Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak'ın kuzeyine giren 35 bin askerinden 20 binini geri çekti.
2000: TBMM'de grubu bulunan beş siyasi partinin genel başkanları, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'i cumhurbaşkanlığına aday gösteren öneriyi imzalayarak TBMM'ye sundu.
2001: Merkez Bankasına özerklik getiren yasa TBMM'de kabul edildi.

 

Alt 26 Nisan 2006, 07:13   #66
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 26 Nisan




Rusya'daki Çernobil nükleer santralinde 1986 yılında patlama oldu. 7 milyon kişinin zarar gördüğü patlama nedeniyle ortaya çıkan radyoaktif bulutlardan, Türkiye de etkilendi.

26 nisan 1986'da Çernobil santralinin dördüncü ünitesinde yapılan bir deney sırasında meydana gelen kaza, yüzyılın en büyük nükleer faciası olarak tarihe geçti.

Faciada 31 kişi hayatını kaybetti, ancak radyoaktif maddeler uzun yıllar içinde etkisini gösterdiği için kazadan tam olarak kaç kişinin etkilendiği hala bilinmiyor.

Kazanın ardından Doğu Karadeniz'de kanser vakaları artış gösterdi. Ancak uzmanlar, kanser vakalarının kazayla ilgili olup olmadığının bilinmediğini vurguluyor. Bölgede yayılan radyasyon nedeniyle kanser vakalarının artacağı öngörülmüştü.

Şu anda bölgede kadınlarda en çok meme, erkeklerde ise akciğer kanserine rastlanıyor. Bölgede, son yıllarda kan kanserlerinde de artış saptandı.

Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Danışma Kurulu, bölgedeki kanser vakalarının Çernobil ile ilgili olup olmadığını söylemenin zor olduğunu ancak geniş çaplı araştırma yapılmasını önermişti.

Bunun üzerine İçişleri ve Sağlık bakanlıkları ile Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye genelindeki tüm kanser vakalarını kapsayan bir araştırma başlatmıştı.


Günün diğer önemli olayları

1930: İstanbul Mecidiyeköy'deki likör fabrikası açıldı.
1936: İlk Türk romancılarından Samipaşazade Sezai 76 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti.
1943: Türk Tiyatrosunun ünlü komiklerinden taklit ustası Naşit Özcan 57 yaşında İstanbul'da yaşama veda etti.
1961: Yüksek Seçim Kurulu oluştu.
1994: Güney Afrika'da ilk çok ırklı seçimler yapıldı. Oyların yüzde 62'sini alan Nelson Mandela liderliğindeki Afrika Ulusal Kongresi seçimlerin galibi oldu.
2005: Birleşmiş Milletler, CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in BM Kalkınma Programı başkanlığına seçildiğini resmen açıkladı.

 

Alt 27 Nisan 2006, 06:53   #67
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 27 Nisan




Osmanlı padişahı I. Süleyman 1495 yılında doğdu. Kanuni Sultan Süleyman, Avrupa'da Muhteşem Süleyman olarak anıldı.

Osmanlı padişahlarının 10'uncusu olan I. Süleyman (1494-1566), Kanuni Sultan Süleyman olarak anılır. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi ise Kırım hanı Mengli Giray'ın kızı Ayşe Hafsa Sultan'dır.

Çocuk yaşta İstanbul'da bilim, tarih, edebiyat, din ve askerlik eğitimi aldı. 1509'da annesinin doğum yeri olan Kırım'da Kefe sancakbeyliğine atandı. Daha sonra Saruhan sancakbeyliği göreviyle Manisa'ya gönderildi.

Padişahın sefere çıktığı vakitlerde Batı sınırını korumak için Edirne'de bulundu. Babasının ölümü sırasında Manisa'da bulunan şehzade Süleyman, sadrazam Piri Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a gelerek 1 ekim 1520 tarihinde tahta çıktı.

İçişlerinde düzene kavuşmuş devlet yönetimi babasının yaptığı ıslahatlarla sağlamlaşmış temeller üzerinde duran bir devletin başına geçti. İmparatorluğun iç bunalımlarıyla uğraşmadan kısa bir süre Batı dünyasının geçirdiği dönüşümleri izledi.

Batı rönesansın yaratığı açılma ortamında teknik yönden belli aşamalara ulaşmış; Fransa ve Almanya'da dini reformlar yapılarak birlik sağlanmıştı.

Kanuni bu ortamda, askeri alanda oldukça üstün duruma gelmiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü Batı'ya yine askeri yönden kabul ettirme yolunu seçti.

Tahta çıktıktan bir yıl sonra Belgrad'ı feth etti (1521), ertesi yıl ise Rodos'u aldı (1522). Fransa'nın da teşvikiyle Mohaç seferini düzenledi.

29 ağustos 1526'da Macar ordusunu büyük bir yenilgiye uğratarak başkent Budin'i kısa bir süre sonra da Viyana'yı kuşattı (1529, I. Viyana Kuşatması). Bu savaşlar sonucunda Macaristan egemenlik altına alındı.

Sonraki 20 yılda Kuzey Afrika, Ortadoğu ve İran'dan geniş bölgeler Osmanlı egemenliğine alındı. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa, Cezayir ve Kuzey Afrika'yı alarak Akdeniz'i bir Türk gölü haline getirdi.

Doğu'da ise İran'la yapılan savaşlar sonunda Tebriz alındı. 1562'da Transilvanya bölgesi alındı.

Son savaşı olan Zigetvar seferinde Zigetvar kalesini kuşatılması sırasında ölen Kanuni Sultan Süleyman'ın cenazesi Mimar Sinan'a yaptırtmış olduğu Süleymaniye Camisi'nin avlusundaki türbeye gömüldü.

Avrupalılarla savaşlarında büyük başarılar kazanan Kanuni, Batı'yla yakın siyasi ilişkiler kurdu. Fransa'ya verilen ve daha sonra Osmanlı'nın ekonomik çöküşüne yol açan kapitülasyonlar da Kanuni zamanında tanındı.

46 yıllık saltanat hayatı boyunca Osmanlı büyük gelişme gösterdi. Hukuk, matematik, mimarlık ve nakkaşlık alanlarında yetişen bilim ve sanat adamlarının yarattığı eserler kültür tarihimizin başyapıtları olarak yerlerini aldı.

Kanuni Sultan Süleyman, padişahlığı döneminde devleti yetenekli devlet adamlarıyla birlikte yönetti ve Osmanlı'yı dünyanın en büyük imparatorluğu haline getirdi.

Kendi tabiri ile Kanuni Sultan Süleyman Han

"Ben ki Sultan-i salatin-i zaman burhan-i havakın-i avan tac-bahs-i husrevan-i cihan zillullahi'meliki'l-mennan Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Şam ve Halep ve Karaman ve Rum'un ve vilayeti-i Dulkadriye'nin ve Diyarbekir'in ve Azerbaycan ve Van'ın ve Budun ve Tamisvar vilayetlerinin ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve Halilü'r-Rahmanın külliyen diyar-i Arab'ın ve Yemen'in ve Bağdad ve Basra ve Cezayir vilayetlerinin ve dahi nice memleketlerin ki aba-i kiram ve ecdâd-i izamim -enarallahü berahinehüm- kuvvet-i kahire ile fetheyledikleri ve cenabı-i celalet-meabim dahi tig-i ates-bar simsir-i zafernigarim ile fetheyledigim nice diyarın sultani ve padişahı hazret-i Sultan Bayezıd oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Şah Han'ım..."

Günün diğer önemli olayları

1521: Portekiz ile İspanya adına seferler düzenleyen ve 9 martta ulaştığı Filipinler'de imzaladığı ittifak anlaşmasıyla İspanya'ya Büyük Okyanus bölgesindeki ilk müttefikini kazandıran Portekizli kaşif Ferdinand Magellan, Mactan Adası'nda yerlilerle girdiği çatışmada öldürüldü.
1908: II. Abdülhamid tahttan indirildi; yerine IV. Mehmed Reşat tahta geçti.
1918: II. Abdülhamid, Beylerbeyi Sarayı'nda öldü.
1927: Türkiye'de ilk radyo yayını başladı. Türk Telsiz Telefon A.Ş. adıyla çalışmalarına başlayan özel kuruluş, yayınlarını 1938'de devlet radyosu kurulana kadar sürdürdü.
1937: Adolf Hitler'in İspanya'da ayaklanan Falanjist güçlerin lideri Francisco Franco'ya gönderdiği uçaklar, Guernica'yı bombaladı.
1938: Türkiye ile Yunanistan arasında dostluk antlaşması imzalandı.
1940: Köy Enstitülerinin kuruluşuna ilişkin kanun kabul edildi. Köylünün eğitilmesini, kalkınmasını ve toprağa bağlanmasını amaçlayan Köy Enstitüleri, 1946'dan sonra klasik öğretmen okullarına dönüştürüldü.
1965: Amerika'nın Vietnam Savaşı'na giderek artan şekilde katılması Fransa'da Paris sokaklarında protesto edildi.
1981: Ses sanatçısı ve besteci Münir Nurettin Selçuk, 82 yaşında İstanbul'da hayata veda etti.
1988: Cardiff'te yapılan Avrupa Halter Şampiyonası'nda ilk kez Türkiye adına uluslararası bir şampiyonaya katılan Naim Süleymanoğlu, bir dünya rekoru kırdı ve üç altın madalya kazandı.

 

Alt 28 Nisan 2006, 07:31   #68
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 28 Nisan




İtalyan diktatör Benito Mussolini ve metresi Clara Petacci 1945 yılında kurşuna dizildi.

1883 yılında İtalya'nın Forli kentinde doğan Benito Mussolini, II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın başbakanıydı ve Adolf Hitler ile birlikte faşizmin en önemli uygulayıcılarındandı.

Üniversite eğitiminin ardından öğretmenlik yaparak çalışmaya başladı. 1902'de zorunlu askerlik görevinden kaçmak için İsviçre'ye gitti.

1904'te İtalya'ya geri dönerek İtalyan Sosyalist Partisi'ne katıldı ve partinin yayın organı olan 'Avanti' gazetesinde çalıştı.

Bir süre gazetenin başyazarlığını da üstlenen Mussolini, I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine orduya yazıldı. Savaşta yaralanarak Milano'ya döndü ve burada sağ görüşlü 'Il Popolo D'Italia' gazetesinin editörü oldu.

Mussolini, çökmüş bir ekonomi ve siyasi kargaşa içindeki İtalya'da çeşitli sağcı grupları kurduğu faşist partisinin bünyesinde topladı.

'Duçe' lakabını kullanan Mussolini, ülkenin problemlerini çözeceğini vaat ediyor ve eski Roma İmparatorluğu'nun ihtişamlı günlerine geri dönüleceğine söz veriyordu.

Partinin gençlik teşkilatı olarak kurulan Kara Gömlekliler Örgütü ise ekonomik durumun kargaşasında faydalanarak büyük bir sıçrama yapan komünist gruplarla ve grevci işçilerle çatışıyordu.

Ekim 1922'de Kral III. Victor Emmanuel'i yönetimini Faşist Parti'ye devretmesi için tehdit etti. Aksi takdirde 26 bin taraftarı ile Roma'ya yürüyecekti. Komünist hareketin de önüne geçmek isteyen Kral bu teklifi kabul etti.

Duçe, ilk olarak Faşist Parti dışındaki diğer partileri kapattı, sendika hareketleri kanun dışı ilan etti, kitap ve gazetelere sansür getirdi, eğitimi sıkı kontrol altına aldı.

Bu arada devlet güdümünde ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla tüm ülke tren rayları ve otobanlarla kaplandı. Çiftçileri sürekli teşvik etti, tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı. Buna bağlı olarak işsizlik azaldı.

Uluslararası arenada güçlendiğini ispat etmek için 1935'te Habeşistan'a asker çıkardı. Uzun ve nedensiz bir savaş sonunda Habeşistan'ı işgal eden İtalya, 1936 yılında Nazi Almanya'sı ile Roma-Berlin Mihveri'ni kurdu.

Bu tarihten sonra devamlı Adolf Hitler'in etkisinde kalan Mussolini, 10 temmuz 1940'da müttefiklere savaş ilan etti. II. Dünya Savaşı'nda İtalyan ordusu Kuzey Afrika ve Balkanlar'da müttefik kuvvetlerine karşı mağlup oldu.

Nazi Almanya'sından aldığı destekle işgal ettiği bölgelerde direndi ancak İtalya'da gücünü kaybetmeye başladı.

Komünistler önderliğindeki direnişçilerin ülkede etkili olması ve müttefiklerin 1943'de Sicilya'ya çıkartma yapmasının ardından Kral III. Victor Emmanuel, Mussolini'yi görevden aldı.

Almanya, Kuzey İtalya'yı işgal etti ve Alman paraşütçüleri Mussolini'yi 12 eylül 1943'de Gran Sasso'da tutuklu bulunduğu otelden kurtararak uçakla Viyana'ya kaçırdı.

İtalya'da kendine bağlı birliklerle mücadeleyi sürdüren Mussolini 28 nisan 1945'de yani savaşın son günlerinde kaçmaya çalışırken İtalyan direnişine mensup partizanlar tarafından öldürüldü.

Ertesi gün Benito Mussolini'nin, metresi Clara Petacci'nin ve birkaç yandaşının cesedi Milano'daki Loreto Meydanı'nda başaşağı sallandırıldı.

Savaş öncesinde ve savaş boyunca içinde bulunduğu durumu, Nazım Hikmet 'Taranta Babu'ya Mektuplar' isimli eserinde başarılı bir şekilde işlemişti:

"mussolini çok konuşuyor taranta - babu!
tek başına
yapayalnız
karanlıklara
bırakılmış bir çocuk gibi
bağıra bağıra
kendi sesiyle uyanarak,
korkuyla tutuşup
korkuyla yanarak
durup dinlenmeden konuşuyor.
mussolini çok konuşuyor taranta - babu
çok korktuğu için
çok konuşuyor!"

Günün diğer önemli olayları

1915: Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin adı Kızılay olarak değiştirildi.
1936: Mısır'da Kral Fuad'ın beklenmeyen ölümü üzerine 16 yaşındaki Prens Faruk kral oldu.
1950: Nightingale Hemşire Koleji İstanbul'da açıldı.
1960: İstanbul Üniversitesi'nde çıkan olaylarda, Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz öldü. İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.
1963: Topraksız köylüler Adana'da yürüyüş yaptı.
1975: CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Erzincan'da taşlı ve silahlı saldırıya uğradı.
1979: Sovyetler Birliği'nin ilk uçak gemisi 2Kiev 28' İstanbul Boğazı'ndan geçti.
1980: Abdi İpekçi'nin katil zanlısı Mehmet Ali Ağca, İstanbul'daki yargılamada gıyabında idama mahkum edildi.
1988: Ermeni terör örgütü ASALA'nın kurucusu Agop Agopyan, Atina'da kimliği belirlenemeyen iki kişi tarafından öldürüldü.
1993: İstanbul'daki Ümraniye çöplüğü, biriken metan gazı yüzünden patladı: 39 kişi öldü.
2003: Kıbrıs Rum kesimi ile serbest geçişler çerçevesinde 25 binden fazla Rum KKTC'ye geçti.

 

Alt 29 Nisan 2006, 18:46   #69
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 29 Nisan




Türk tiyatro ve sinemasının en önemli isimlerinden Muhsin Ertuğrul, 1979'da 87 yaşında vefat etti.

Türk tiyatro adamı, oyuncu, yönetmen, yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı, sinema yönetmeni, çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul, 1909'da profesyonel olarak sahneye çıktı.

Çeşitli tiyatro topluluklarında çalıştı. Paris ve Berlin'e gitti. 1918'de Berlin'de 'Beranien Düşesi' adlı filmde oynadı. Aynı yıl 'Samson', 'Kara Lale Bayramı' ve 'Şeytana Tapanlar' filmlerini yönetti.

1921'de Darülbedayi'de yönetmen olarak çalışmaya başladı ve ülkemizin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film'in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu.

Türkiye'de ilk filmini 1922 yılında ('İstanbul'da Bir Facia-i Aşk') yönetti. 1921-24 yılları arasında bu şirket adına altı film çekti.

1924'te Sovyetler Birliğine gitti. Orada 'Tamilla' ve 'Spartaküs' adlı filmleri çekti. 1923 yılında çektiği 'Ateşten Gömlek' filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi.

Türkiye'ye dönüşünde yeniden Darülbedayi'de çalışmaya başladı ve 1928'de ülkemizin ikinci büyük yapım şirketi olan İpek Film'in kurulmasına öncülük etti.

İpek Film, 10 yılı aşkın bir süre Türkiye'nin tek film yapım şirketi olarak kaldı. Yeniliğe açık olmalarıyla tanınan İpek Film, Ertuğrul'a her türlü harcama yetkisi vererek çağdaş düzeyde teknolojinin ülkemize girmesini sağladı.

Böylece Ertuğrul 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan 'İstanbul Sokaklarında'yı çekti. Bu filmin hemen ardından İpekçiler ilk sesli film stüdyosunu kurdu.

1928-41 yılları arasında İpek Film adına 20 film çekti. 'Aysel Bataklı Damın Kızı', 'Şehvet Kurbanı', 'Bir Kavuk Devrildi' gibi filmler ilgi gördüyse de genel olarak sinema alanında başarısız kabul edildiler.

Muhsin Ertuğrul, köklü bir tiyatro geleneğine sahip olduğu için filmlerinde daha çok teatral bir tarzla çalışıyordu. Zaten 1947'den sonra sinemadan uzaklaşmaya ve tiyatro alanında çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı.

1953 yılında çektiği ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan ülkemizin ilk renkli filmlerinden biri olan 'Halıcı Kız', Muhsin Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu.

Muhsin Ertuğrul'un Halide Edip Adıvar'ın 'Ateşten Gömlek' adlı romanından uyarladığı filmde kamera önüne geçen Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir sinema filminde oynayan ilk Müslüman Türk kadınları oldu.

Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un 'Leblebici Horhor' adlı filmiyle kazandı. Film, İkinci Venedik Film Festivali'nde Onur Ödülü aldı.

Kendi deyişiyle, daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını (meliorizmi) benimseyen Ertuğrul, çağdaş Batı tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştıran, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren ve uygulayan kişi olarak anılır.

Rol aldığı filmler

'Samson' 1919, 'İstanbul'da Istırap' 1922, 'Boğaziçi Esrarı' 1922, 'Ateşten Gömlek' 1923, 'Kızkulesi Faciası' 1923, 'Ankara Postası' 1928, 'Şehvet Kurbanı' 1940, 'Kıskanç' 1943

Yönettiği filmler

'Samson' 1919, 'İstanbul'da Bir Facia-i Aşk' 1922, 'İstanbul'da Istırap' 1922, 'Boğaziçi Esrarı' 1922, 'Leblebici Horhor' 1923, 'Kızkulesi Faciası' 1923, 'Ateşten Gömlek' 1923, 'Sözde Kızlar' 1924, 'Tamilla' 1925, 'Bir Sigara Yüzünden' 1928, 'Ankara Postası' 1928, 'Kaçakçılar' 1929, 'İstanbul Sokaklarında' 1931, 'Bir Millet Uyanıyor' 1932, 'Karım Beni Aldatırsa' 1933, 'Naşit Dolandırıcı' 1933, 'Söz Bir Allah Bir' 1933, 'Leblebici Horhor Ağa' 1933, 'Cici Berber' 1933, 'Fena Yol' 1933, 'Milyon Avcıları' 1934, 'Aysel Bataklı Damın Kızı' 1934, 'Aysel Bataklı Damın Kızı' 1935, 'Aynaroz Kadısı' 1938, 'Tosun Paşa' 1939, 'Bir Kavuk Devrildi' 1939, 'Allahın Cenneti' 1939, 'Şehvet Kurbanı' 1940, 'Akasya Palas' 1940, 'Kahveci Güzeli' 1941, 'Kıskanç' 1942, 'Nasreddin Hoca Düğünde' 1943, 'Yayla Kartalı' 1945, 'Kızılırmak Karakoyun' 1946, 'Evli mi, Bekar mı' 1951, 'Halıcı Kız' 1953

Günün diğer önemli olayları

1920: TBMM, Hıyaneti Vataniye Kanunu'nu onayladı.
1938: Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost'un hazırladığı İstanbul Nazım Planı, Şehir Meclisi'nce kabul edildi. Tarihi yarımada ve Beyoğlu kesimlerini ele alan plan; Ahırkapı ile Harem arasında da yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda bir tüp geçit öneriyordu.
1955: Güney Vietnam'da içsavaş başladı.
1959: Spor Toto, şans oyunları arasına girdi.
1980: Gerilim ve korku sinemasının en ünlü yönetmeni Alfred Hitchcock hayata veda etti.
1992: Ressam Burhan Uygur 52 yaşında yaşamını yitirdi.
2002: Bakanlar Kurulu, Afganistan'daki ISAF Komutanlığı'nın altı ay için Türkiye tarafından üstlenilmesini kararlaştırdı.

 

Alt 30 Nisan 2006, 09:44   #70
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 30 Nisan




Alman matematikçi Carl Friedrich Gauss, 1777 yılında hayata merhaba dedi.

Matematikçilerin prensi olarak anılan Gauss, 1777'de Almanya'nın Braunschweig kentinde doğdu. Dehası çok erken yaşlarda kendini gösterdi; konuşmayı öğrenmeden önce toplama ve çıkarma yapmayı öğrendi.

Güç koşullar altında sürdürdüğü eğitimini, 14 yaşında bir asilin sağladığı destekle güvence altına aldı. 16 yaşında Eukleides Geometrisi'nin alternatifi olacak yeni bir geometri tasarladı, Lagrange ve Newton'un eserlerini inceledi.

Üniversitedeyken sadece pergel ve cetvelle 17 kenarlı düzgün çokgen çizilmesi metodunu buldu. Bu buluşundan o kadar öutlu oldu ki, mezarının üzerine de çizilmesini istedi.

Sayılar teorisi üzerine yazmış olduğu ilk büyük eseri 'Disquistiones Aritmeticae' (Aritmetik Araştırmaları) ona şimdiki ününü kazandırdı. Eseri okuyan Lagrange, Gauss'a şunları yazmıştı:

"Eseriniz sizi bir anda birinci sınıf matematikçiler arasına yükseltmiştir. Uzun zamandan beri yapılmış en güzel analitik keşfi ihtiva eden son bölümü çok önemli kabul ediyorum."

Gauss'un bu yapıtı modern sayılar teorisine temel oldu. Ona göre, sayılar teorisi çok önemliydi: "Matematik, bilimlerin kraliçesi olduğu gibi, sayılar teorisi de matematiğin kraliçesidir."

1795'te liseyi bitirip Göttingen Üniversitesi'ne gireceği zaman, matematiği mi yoksa filolojiyi mi seçeceğini bilemiyordu. 18 yaşında en küçük kareler yöntemini jeodeziye soktu. Bu keşfin şerefini, 1806'da yöntemini yayımlayan Legendre ile paylaştı.

Normal dağılıma ait Gauss Kanunu ve çan eğrisi artık bilinen buluşlarıydı. 1796'da filolojiyi tamamen bıraktı ve ilk tarihi yazısı, düzgün 17 kenarlı çokgen hakkındaki keşfini deftere yazdı.

Bu hatıra defteri, Gauss'un ölümünden ancak 43 yıl sonra 1898'de, torunlarından biri tarafından Göttingen Krallık Kurumuna, incelenmek için gönderildiği zaman ortaya çıktı.

19 sayfalık bu defterde, kısa kısa yazılmış 146 tane keşif yazılıydı. Bu keşiflerin en sonuncusu 9 temmuz 1814 tarihliydi. Defter 1917'de olduğu gibi yayımlandı ve buluşların geniş bir incelenmesi yapıldı.

Eğer bu buluşlar Gauss'un zamanında yayımlansaydı, bazı kimselere şöhret kapıları açılabilirdi. Çünkü Gauss, birçok matematikçinin öncüsü ve ilham kaynağıydı. Kendisi şüphesiz böyle bir düşüncede değildi ama gerçek buydu.

Bugün, bunu kanıtlayan yazılı belgeler vardır. Defterde çok güzel cebirsel bağlılıklar görülmüştür. Gauss'un doktora tezi, bugün cebirin temel teoremi adıyla bilinen teoremdir. Yani, n dereceli bir polinomun n tane kökü vardır.

Cebirsel bir denklemin kökünün a + ib şeklinde olduğunu da Gauss göstermiştir. Böylece, karmaşık düzlemi kurmuş ve karmaşık sayılar bu düzlemde gösterilmiştir. Bu düzleme Gauss Düzlemi de denir. Ayrıca, i·i = i² = -1 gösterimini o kullanmıştır.

Gauss'un hayatının son yıllarında yazdığı mektupların büyük bir kısmı öldükten sonra yayımlandı. Ama en büyük yanlışlarından biri, Abel'de olduğu gibi genç matematikçilerin çalışmalarına kulak asmamasıydı.

Örneğin, Cauchy, karmaşık değişkenli fonksiyonlara ait ünlü ve zarif buluşlarını yayımlamaya başladığında ona karşı isteksiz ve bu yayınlardan habersizdi. Cauchy'den hiç söz bile etmedi.

Çünkü Cauchy bu konuya başlamadan yıllarca önce, Gauss problemin en can alıcı noktasına erişmişti. Fakat onun ünlü not defterinde saklı kalmıştı.

Bunun gibi daha başka örnekler de vardı. Hamilton'un kuaterniyonlar çalışması, ölümünden üç yıl önce Gauss'a sunulduğunda hiçbir şey söylemedi. Çünkü, bu sonuç da kendi not defterinde 30 yıldan beri yazılı bulunmaktaydı.

Yine bu konuda öncü olduğunu ileri sürmedi. Hamilton'un 15 yıl kadar uğraştığı buluşları için, Gauss ne kadar uğraştığını söylemiyordu.

1800-1820 arasında astronomi, 1820-1830 arasında jeodezi, yüzeyler kuramı, konform dönüşümleri, 1830-1840 arasında fizik, matematik, elekromanyetizm, yerkürenin manyetizmi, Newton kanunlarına göre çekme kuramı, 1841-1855 arasında durum geometrisi ve karmaşık değişkenli fonksiyonlar, bu fonksiyonlara bağlı geometri dallarında eserler verdi.

En ünlü jeodezi Gauss'undur. Gauss'tan önce Euler, Lagrange ve Monge bazı eğrisel yüzeyleri incelemişlerdi. Fakat Gauss daha genel olarak incelemiş ve diferansiyel geometrinin birinci büyük devresi böylece doğmuştu.

İkinci devre 1854'te Riemann geometrisiyle oldu. Eğrilik, normal ve parametrelenme önemli işlediği konulardı. Konform dönüşümler yine Gauss'a aitti. Haritacılık, enlem ve boylam üzerine çalışmaları yine Gauss tarafından bulundu.

23 şubat 1855'de Göttingen'de hayatı kaybettiğinde, Avrupa'daki tüm dostları cenazesine geldi. Eserleri ve buluşları matematik dünyasında yaşıyor.

Günün diğer önemli olayları

1030: Gazneliler Devleti'nin kurucusu Gazneli Mahmud öldü.
1563: Kral VI. Charles'ın emriyle bütün Yahudiler Fransa'dan kovuldu.
1789: George Washington ABD'nin ilk cumhurbaşkanı oldu.
1883: Emprosyonizmin kurucularından Fransız ressam Eduard Manet hayata veda etti.
1919: Mustafa Kemal, Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine atandı.
1939: Türkiye'nin de katıldığı New York Dünya Sergisi açıldı.
1945: Adolf Hitler ve iki gün önce evlendiği Eva Braun intihar etti.
1959: İsmet İnönü'nün Uşak gezisinde olaylar çıktı. Polis, halkı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandı.
1960: İstanbul'da bir gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
1960: Ali Ulvi'nin karikatürü nedeniyle Cumhuriyet gazetesi 10 gün süreyle kapatıldı.
1961: İstanbul Kartal'da iki tren çarpıştı: 16 kişi öldü, 78 kişi yaralandı.
1964: Diyanet İşleri Başkanlığı, doğum kontrolünün uygulanmasını verdiği bir fetvayla kamuoyuna açıkladı.
1967: CHP Dördüncü Olağanüstü Kurultayı sonuçlandı. Kurultay'da kabul edilen ortanın solu siyasetine karşı çıkan Kayseri Milletvekili Turhan Feyzioğlu'nun liderliğini yaptığı 33 milletvekili ve 15 senatör partiden istifa etti.
1975: Anayasa Mahkemesi tarafından 1971'de kapatılan Türkiye İşçi Partisi yeniden kuruldu.
1975: Kuzey Vietnam birlikleri Saygon'daki Bağımsızlık Sarayı'na girerek Vietnam Savaş'ını bitirdi.
1998: ABD, PKK'yı en tehlikeli terör örgütleri arasında saydı.
1998: Terör örgütü PKK, Yunanistan'ın başkenti Atina'da bazı Yunan parlamenterlerin de katılımıyla Balkanlar Bürosu'nu açtı.
1998: NATO Konseyi Kosova Bildirisi yayınladı. Şiddeti reddeden ittifak, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'e uyarılarda bulundu.
1999: Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi, Abdullah Öcalan'ın yargılamasının 31 mayıs pazartesi gününden itibaren İmralı Adası'nda kesintisiz olarak sürdürülmesine karar verdi.

 

Konu Kapatılmıştır

Etiketler
bu, gun, gün, tarihte


Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
14-10- Tarihte bugün / Tanem Tarihte Bugün 1 14 Ekim 2022 20:08
Tarihte ilk Dj İpek- Sunucu Radyolarından Son Haberler 2 22 Ağustos 2021 02:58
Tarihte Bu Gün Tufan Tarihte Bugün 0 20 Temmuz 2014 15:47