IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Konu Kapatılmıştır
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır. Stil
Alt 11 Nisan 2006, 08:59   #51
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 11 Nisan





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Rıfat Ilgaz (ortada), Can Yücel (solda) ve oğlu Aydın Ilgaz'la sohbette




Şair, yazar, öğretmen ve gazeteci Rıfat Ilgaz, bugün Kastamonu'nun ilçesi olan Cide'de 1911'de hayata merhaba dedi.

1911'de Cide'de doğan Rıfat Ilgaz, şiir yazmaya ortaokul yıllarında başladı. İlk şiiri 1927'de, günlük 'Nazikter' gazetesinde yayımlandı. 'Açıkgöz', 'Güzel İnebolu' ve 'Güzel Tosya' gazetelerinde şiirleri ve yazıları yer aldı.

Lise yıllarında babasının ölümü nedeniyle okuldan ayrıldı. Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi'nde öğrenim gördü. 1930 yılında mezun oldu.

Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Sakarya ile Düzce arasında ve Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. 1938'de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliğine atandı.

1939'da İstanbul Karagümrük Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliğine başlayan Ilgaz'ın, yazı ve şiirleri büyük dergilerde yayımlanmaya başladı.

1940'ta 'Çığır', 'Oluş', 'Ulus', 'Güneş', 'Yücel', 'Varlık', 'Hamle' ve 'Yeni İnsanlık' dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi. Sabahattin Kudret Aksal ve Salah Birsel'le tanıştı.

Ömer Faruk Toprak ile 9 eylül 1942'de 'Yürüyüş' dergisini çıkardılar. Bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik, Cahit Irgat, Nazım Hikmet ile birlikte çalıştılar.

1943'te ilk kitabı 'Yarenlik'i yayımladı. Ocak 1944'te çıkan 'Sınıf' adlı şiir kitabı sıkıyönetim kararı ile toplatıldı. Pertev Naili Boratav 'Sınıf' için, "yeni Türk şiirine inanmayanlara, Rıfat Ilgaz'ın kitabını okuyup anlamalarını dilemekten başka yapılacak bir şey yoktur" diye yazdı.

1945'te Ilşgaz'ın sekreter olduğu 'Gün' dergisi çıktı. Aziz Nesin'in 'Cumartesi' dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı.

1946'da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'le birlikte 'Gerçek' gazetesini çıkardılar. 1946 ekiminde Esat Adil Müsteçaplıoğlu ve Adil Yağcı'yla birlikte 'Yığın' dergisini çıkardı. Öğretmenliğe döndükten sonra Boğazlayan'a tayin oldu.

Şubat 1947'de Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz'un çıkardığı 'Marko Paşa' kadrosuna girdi, imzasız yazılar yazdı. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu yazı işleri müdürlüğünü üstlendi.

1950'li yıllarda gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan gazete ve dergiler imzalarına pek yer vermedi. 1952-1960 arasında 'Tan' gazetesinde dizgici-düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalıştı.

Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk'un çıkardığı 'Dolmuş' dergisine 'Stepne' takma adıyla yazılar yazdı. 'Hababam Sınıfı', 'Pijamalılar' (Bizim Koğuş), 'Don Kişot İstanbul'da' bu dergide dizi olarak yayınlandı.

'Hababam Sınıfı'nı da isminin sakıncalı olması nedeniyle 'Stepne' takma adıyla yazdı. Ocak 1953'te 'Devam' adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı.

1958'de Semih Balcıoğlu'nun çıkardığı 'Taş' dergisinde Rıfat Ilgaz imzasıyla yazılar yazdı. 1959'da 'Büyük Gazete' adında çıkan yeni bir dergiye yönetici oldu. Aynı yıl arkadaşı Suavi ile birlikte Gar Yayınları'nı kurdu.

1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kendi adıyla yazı ve şiir yayınlama özgürlüğüne kavuşan Rıfat Ilgaz, 'Demokrat' 'İzmir', 'Akbaba', 'Vatan', 'Yeni Gün', 'Yeni Ulus' gibi yayın organlarında ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazdı.

Sınıf Yayınları'nı kurdu ve kendi kitaplarını yayımlayabildi. 1970'te Basın Şeref Kartı aldı. 1974'te emekli oldu. Doğum yeri olan Cide'ye (Kastomonu) yerleşti.

12 eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşındayken, gerekçesiz olarak sorguya çekildi ve bir aydan fazla gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince ölümüne dek İstanbul'da, oğlu Aydın Ilgaz ile birlikte kaldı.

1980 döneminde yaşadıklarını 'Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra' adlı kitabında anlatıya dönüşütrdü. Oğlu ile birlikte Çınar Yayınları'nı kurdu. 7 temmuz 1993'te vefat etti.

Toplumsal bir şair olmasının yanında, 'Hababam Sınıfı' başta olmak üzere sayısız mizah eserine imza atan Rıfat Ilgaz'ın mizah hakkındaki görüşleri şöyleydi:

"Mizah diye bir yazı türü yoktur. Yazı türü romandır, öyküdür, köşe yazılarıdır, anılardır. Mektup bile bir yazı türüdür de, mizah bir yazı türü değildir. Tür olsaydı tekniği olurdu...

"Mizah bir biçemdir. Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir. Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister. Bunları sağladın mı başarı tamdır...

"Peki mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik varsa mizah başarılı olabilir."

Ödülleri

1982'de 'Yıldız Karayel' romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı'nı ve Madaralı Roman Ödülü'nü aldı.
1987'de 'Ocak Katırı Alagöz' kitabıyla Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü'nü aldı.
1993'te Tüyap Onur Yazarı ödülününe layık görüldü.

Romanları

'Karadeniz'in Kıyıcığında', 'Karartma Geceleri', 'Sarı Yazma,' 'Yıldız Karayel'

Mizah eserleri

'Apartıman Çocukları', 'Çalış Osman Çiftlik Senin', 'Don Kişot İstanbul'da', 'Garibin Horozu', 'Hababam Sınıfı', 'Hababam Sınıfı Baskında', 'Hababam Sınıfı İcraatın İçinde', 'Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı', 'Hababam Sınıfı Uyanıyor', 'Hoca Nasrettin ve Çömezleri', 'Nerde Kalmıştık', 'Nerde O Eski Usturalar', 'Pijamalılar', 'Radarın Anahtarı', 'Rüşvetin Alamancası', 'Sosyal Kadınlar Partisi', 'Şeker Kutusu'

Çocuk romanları

'Bacaksız Kamyon Sürücüsü', 'Bacaksız Okulda', 'Bacaksız Paralı Atlet', 'Bacaksız Sigara Kaçakçısı', 'Bacaksız Tatil Köyünde', 'Cankurtaran Yılmaz', 'Kumdan Betona', 'Küçükçekmece Okyanusu', 'Öksüz Civciv'

Deneme ve anıları

'Cart Curt', 'Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra', 'Nerde Kalmıştık', 'Yokuş Yukarı'

Şiirleri

'Yarenlik', 'Sınıf', 'Yaşadıkça', 'Devam', 'Üsküdar'da Sabah Oldu', 'Soluk Soluğa', 'Karakılçık', 'Uzak Değil', 'Güvercinim Uyur mu?', 'Kulağımız Kirişte', 'Ocak Katırı Alagöz', 'Bütün Şiirleri'

Rıfat Ilgaz'dan bir örnek

Uçurtma

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...
Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi,
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.

Koparıp da iplerini hele
Bir kurtuldular mı ellerinden,
Öylesine seviniyorlar ki,
Gidiş o gidiş, bile bile…

Kızalım mı umursamayışlarına?
Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.
Onlar da birer uçurtma değil mi?

Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,
Alıp başlarını gitmediler mi?
Gözümüzden bile esirgedik
Hangi birinin ipi kaldı elimizde?

Günün diğer önemli olayları

1919: Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kuruldu.
1919: 15'inci Kolordu Komutanlığı'na atanan Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal Paşa'yı Şişli'deki evinde ziyaret etti.
1920: Urfa düşman işgalinden kurtuldu.
1930: Sultanahmet'te büyük kadın mitingi yapıldı. Türk Kadınlar Birliği'nin düzenlediği mitingde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması kutlandı.
1980: Yazar Ümit Kaftancıoğlu İstanbul'da öldürüldü.
1983: Ankara Üniversitesi'nin ilk rektörü Ord.Prof. Aziz Kansu hayata veda etti.
1983: Zonguldak Kozlu Kömür Üretim bölgesinin İhsaniye ocağında onarım çalışmaları sırasındaki patlamada biri mühendis 10 madenci öldü, dokuz kişi yaralandı.
1991: Terörle Mücadele Yasası kabul edildi.
1995: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında Harran Ovası'na ilk su verildi.
1997: Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nün, Bosna'da görev yapan Türk Barış Gücü'ne verilmesi kararlaştırıldı.

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 12 Nisan 2006, 07:23   #52
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 12 nisan




Sovyetler Birliği 1961 yılında uzaya ilk insanı gönderdi. Vostok-I ile uzaya giden Yuri Gagarin uzayda 108 dakika kaldı.

Albay Yuri Gagarin, 12 nisan 1961'de Dünya çevresinde 108 dakikalık uçuşu gerçekleştirdiğinde artık insanoğlu uzaya sanıldığı kadar yabancı ve uzak değildi. Çünkü artık uzayın kapıları aralanmıştı ve uzay keşfedilmeyi bekliyordu.

Ayrıca tesadüf eseri (bir bilgisayar hatası yüzünden fırlatmanın iki gün ertelenmesi ile) NASA'nın ilk insanlı uzay aracı olan Shuttle'ın ilk defa uzaya fırlatılması da yine bir 12 nisan günü gerçekleştirilmişti.

İşte Vikinglerin uzun teknelerinden Ay'a seyahata kadar geçmiş binyılın en ünlü yolculukları...

984 yılında Grönland'ı bir koloni haline getiren kaşif Kızıl Eric'in oğlu Leif, tahminen 1000 yılında, Kuzey Amerika'ya ayak basan ilk Avrupalı oldu.
El İdrisi, gençlik yıllarında Küçük Asya ile İngiltere arasında bol bol seyahat etti. El İdrisi, 'The Book of Roger' adıyla bilinen kitabını 1154'te tamamladı.
Moğol hükümdarı Cengiz Han, dünyayı istila etmeye 1206 yılında başladı. 1227'deki ölümüne kadar da sınırları Karadeniz'den Kuzey Çin'e ve Japon Denizi'ne kadar uzayan bir imparatorluk kurdu.
1271'de babası Niccolo ve amcası Maffeo ile ikinci kez Çin yolculuğuna çıkan Marco Polo, daha önce İpek Yolu'nda 14 yıl süren yolculuğu sırasında Cambaluc'a (Pekin) ulaşmıştı. Venedikli üçlü, Kudüs üzerinden Pekin'e ve Kubilay Han'ın Chandu'daki yazlık sarayına ulaştı.
Müslüman gezgin İbni Batuta, 1325'te ilk kez hacı olmak için Mekke'ye gitmek üzere Tanca'dan hareket etti. 30 yılda 121 bin kilometre yol katetti ve Arabistan'ın büyük bir bölümünü, Doğu ve Kuzey Afrika'yı, Timbuktu, Küçük Asya, Hindistan, Maldiv Adaları, Sri Lanka ve Çin'i ziyaret etti.
Venedikli tüccar Niccolo Dei Conti, 1419 yılından itibaren Şam'dan Bağdat'a ve Babil'e seyahat etti. Venedikli tüccar, Cava'ya, Sumatra ve Burma'ya kadar gitti.
Christoph Colombus, uzun yıllar İspanya ve Portekiz hükümdarlarına batıya doğru denizden gidildiği takdirde doğuya ulaşılabileceğini kabul ettirmek için büyük çaba harcadı. 3 ağustos 1492'de İspanyol bayrağını taşıyan üç gemiyle yola çıktı ve 12 ekim 1492'de Bahama Adaları'na ulaştı. Kolomb, Asya'nın uzak doğusuna ulaştığına inandı.
Vasco de Gama, 1497'de, 1488'de Ümit Burnu'nu geçmiş olan Bartolemeu Diaz ile birlikte Hindistan'a giden deniz yolunun haritasını çizmek için Portekiz'den yola çıktı. De Gama, 1498 yılında Calicut'a vardı ve Goa'da karaya çıktı.
1519'un şubat ayında, istilacı gezgin Hernan Cortes, Meksika'daki Aztek İmparatorluğu'na ulaştı. 1521'de başkent Tenochtitlan'ı istila etti. İmparator Montezuma öldürüldü ve kent Yeni İspanya'nın başkenti oldu.
İlk yedi Cizvit misyonerinden biri olan Francis Xavier, 1542'de Roma'dan ayrıldı ve Hristiyanlığı Hindistan'a Doğu Hint Adaları'na ve Japonya'ya taşıdı. Xavier'nin Japonya'ya giden ilk Avrupalı olduğu iddia ediliyor.
Sir Francis Drake, 1577-1580 tarihleri arasında dünyayı denizlerden dolaşan ilk kaptan olmakla kalmadı, İngiltere'de keşif yapmayı da gelenek haline getirdi. Francis Drake, Tierra del Fuego'nun Terra Australis'ten ayrı bir kara parçası olduğunu keşfetti.
Arktika yolcularının öncüsü olan Willem Barents, 1595'te Ayı Adası'nı keşfetti ve Novaya Zemlya'nın kuzey ucuna kadar gitti. 1596'da, Barents'in gemileri buzlar arasında yolculuğa devam etti. Gemi mürettebatının büyük bir bölümü onun başarılı liderliği sayesinde donmaktan kurtuldu.
Holandalı denizci Abel Janszoon Tasman, 1642-1643'te Tasmanya, Yeni Zelanda ve Fiji'yi keşfetti. Daha önce Tierra Australis olarak adlandırılan bölgeye gitti.
Robert de la Salle, 1679'dan 1681'e kadar Kanada'nın büyük göllerini keşfetti ve 1681 yılında da Mississippi Nehri'ni bir boydan bir boya geçti ve nehrin vadisinin tümüne Fransa adına sahip çıktı. Bu bölgeye Louisiana adı verildi.
Kaptan James Cook, 1768'de başladığı ilk yolculuktan, 1779'daki son yolculuğunda Hawaii'de ölünceye kadar, kaşiflerin hepsinden çok daha fazla yer görmüştü. 1770'de Avustralya'ya İngiltere adına sahip çıktı, 1773'te Antartika bölgesini geçen ilk denizci oldu.
İskoç kaşif Mungo Park, 1795'te Segou'da Nijer Nehri'ni keşfetti. Nehirden aşağı 130 kilometre yol aldıktan sonra Bamako'ya döndü. Daha sonra bir köle tüccarının yardımıyla Gambia'ya gitti.
Alman asıllı kaşif Heinrich Barth, 1847-55 yılları arasındaki dönemde Sahra Çölü, Orta ve Batı Afrika, Nijer, Timbuktu ve Çad Gölü ve Libya düzlüklerini içine alan 16 bin kilometrelik bir yolculuk yaptı.
Cesur İskoç misyoner David Livingstone, 1849'da Afrika'yı Luandai'den Mozambik'e kadar katetti. Victoria Çavlanı ve Malawi Gölü dahil pek çok yeri keşfetti.
Sir Richard Burton jeolog, etnolojist, asker ve şairdi. 25 yabancı dil biliyordu ve 'Binbir Gece Masalları'nı İngilizceye tercüme etmişti. Bu arada Nil Nehri'nin kaynağı dahil pek çok keşifte bulundu. Tanganika Gölü'nü keşfetti ve Afgan kılığında gizlice Mekke'ye gitti.
Robert Burke ve William Wills, 1860-61'de Avustralya'yı ilk kez güneyden kuzeye kateden kişiler oldular. Adelaide'a dönerlerken birbirlerinden ayrıldılar ve ikisi de öldü.
Henry Morton Stanley bir gazeteciydi. Afrika'da kaybolan Livingstone'u bulabilmek için bu kıtaya gitti. Mayıs 1871'de Livingstone'u bulan Stanley, 1874'te Doğu Afrika'ya dönmek istedi. Stanley, Victoria Gölü'nün çevresini dolaştı ve Nil'in kaynağının bu göl olduğunu belirledi.
Norveçli kaşif Fridtjof Nansen, 1888'de Grönland'ın buzlarla kaplı üst ucunu ilk kez geçti. 1893'te Kuzey Kutbu'na ulaşmak istedi, fakat hedefinden dört derece şaştı.
Yüzme bilmeyen kaptan Joshua Slocum, 11.2 metre uzunluğunda bir filikayla dünyanın çevresini dolaşmak istedi. 1895'in nisan ayında yola çıktı, yolculuğunu 1898'de tamamladı.
Robert Falcon Scott'un ikinci Antartika yolculuğu, Shackleton'un 1908'de Güney Kutbu'na ulaşma girişiminden sonra gerçekleşmişti. Bu uzun ve zahmetli yolculukta köpekleri kullanmanın acımasızlık olacağını düşünerek motorlu kızaklarla yola çıktı. Motorlar bozulunca, atlar kullanıldı ama kısa bir süre sonra atları da vurmak gerekti. Grup Kutup noktasına ulaştığında, Amundsen'in diktiği Norveç bayrağı dalgalanıyordu.
Robert Peary'nin başkanlığında Matt Henson, dört eskimo ve 40 köpekten oluşan ekip, 6 nisan 1909 günü Kuzey Kutbu'na ulaşan ilk ekip oldu.
Roald Amundsen, 1903'te Oslo'dan yola çıktı ve Alaska'ya giden kuzey-batı geçidini keşfetti. 1911'de Güney Kutbu'na ulaşma yarışına katıldı. Dört arkadaşı ve 50 kızak köpeğiyle 14 aralık 1911'de Kuzey Kutbu'na ulaştı.
Citroen firmasının kurucusu olan Andre Citroen, 28 ekim 1924'te motorlu taşıtla, Kuzey Afrika'da Colomb-Bechar'dan yola çıkarak kara yolculuklarında yeni bir dönemi başlattı. 1931'de sadece deve kervanlarının geçebildiği İpek Yolu'nda da yarışlar başladı.
Amelia Earhart, Pasifik Okyanusu'nu tek kişilik bir uçakla geçen ilk kadın pilottu. Honolulu'dan yola çıkıp California'da uçuşunu tamamlamıştı. 1932'de yılında Atlantik Okyanusu'nu geçen ilk kadın pilot oldu. 1937'de dünyayı uçakla katetme denemesi sırasında, 35 bin 400 kilometre yol gittikten sonra uçağı kayboldu.
Mao Zedung ve ona bağlı komünist güçler, 1934'te Çin'in güneydoğusundan kuzeybatısına kadar 10 bin kilometre uzunluğundaki yolu yürüyerek katetmek istedi. Yola çıkan 100 bin kişiden ancak 8 bini bir yıl süren yürüyüşü tamamlayabildi.
Kon-Tiki adı verilen ve sazlardan örülmüş bir sal ile Peru'dan ayrılan Thor Heyerdahl, 97 gün sonra, Polenezya'ya vardı. 1977 yılında, Sümerlerin kamıştan yaptıkları teknenin bir kopyası olan 'Tigris' ile Karaşi ve Cibuti'ye gitti.
Ben Carlin, 1951-58 döneminde dünyanın çevresini hem karada hem de suda çalışan bir ciple dolaştı. Avustralyalı gezgin, karada 62 bin 765 kilometre, denizde ise 15 bin 450 kilometre katetti.
Dr. Jacques ****ard, ocak 1960'ta teğmen Donald Walsh ile birlikte babası Auguste'ün icat ettiği batiskaf adındaki küçük bir denizaltı ile Dünya'da en derine inen insan oldu.
18 mart 1965'te Sovyet kozmonot Alexei Leonov, Voshkod-II adlı uzay aracından çıkıp uzayın boşluğunda yaklaşık 10 dakika yürüdü.
Apollo-11 uzay aracının kumandanı Neil Armstrong, 20 temmuz 1969'da Ay'a giden ilk insan oldu. Armstrong, Ay modülünden inerken, "insan için küçük, ama insanlık için çok büyük bir adım" diyerek adını tarihe yazdırdı.
Sir Ranulph Fiennes, Charles Burton ile birlikte yeryüzünü uzunlamasına katetti. İki arkadaş, 2 eylül 1979'da Greenwich'ten yola çıktı, 15 aralık 1980'de Güney Kutbu'na ulaştı. 10 nisan 1982'de Kuzey Kutbu'na vardılar ve 29 ağustos 1982'de de Greenwich'e döndüler.
Emilio Scotto, motosikletle en uzun dünya yolculuğunu yaptı. 17 ocak 1985'te Buenos Aires'ten yola çıktı ve 735 bin kilometrelik bir yolculuktan sonra 2 nisan 1995'te geri döndü.
Gezgin Jean-Felix ****ard'ın torunu Bertrand ****ard, 16 kasım 1999'da 'Breitling Orbiter 3' adlı balonuyla, hiç durmadan 19 günde dünyanın çevresini dolaştı. 42 bin 810 kilometre yolu havadan katetti.

Günün diğer önemli olayları

1893: Gazeteci yazar Muallim Naci hayatını kaybetti.
1937: Şair Abdülhak Hamid Tarhan 85 yaşında yaşama veda etti.
1962: Türk müziği bestecisi ve kuramcı Dr. Mehmet Suphi Ezgi 93 yaşında vefat etti.
1963: Martin Luther King, Alabama'da sivil haklar yürüyüşüne öncülük ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
1967: Tarihçi İsmail Hami Danişmend 78 yaşında İstanbul'da hayata veda etti.
1969: Sonradan Atatürk Kültür Merkezi adını alacak İstanbul Kültür Sarayı, Aida Operası ve Çeşmebaşı Balesi ile açıldı.
1981: İlk uzay mekiği Colombia fırlatıldı.
1983: Eski bayındırlık bakanlarından Şerafettin Elçi, Yüce Divan'da iki ayrı suçtan dolayı görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle toplam 2 yıl 4 ay hapis, 4 bin 660 lira para cezasına mahkum edildi.
1991: Ateşkes antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle Körfez Savaşı resmen sona erdi.

 

Alt 13 Nisan 2006, 07:26   #53
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 13 nisan




Fabllarıyla ünlü Fransız şair Jean de La Fontaine, 1695 yılında 74 yaşında hayata veda etti.

Fransız şair Jean de La Fontaine, 8 Temmuz 1621 Chateau Thierry'de doğdu. Varlıklı bir ailenin çocuğuydu. Paris'te kolejde okudu. Hukuk tahsili yaptı. Papaz olarak yetiştirilmek istenildiyse de kiliseden ayrıldı.

Okul hayatında başarılı bir öğrenci olamadı. Gençliğinde baba mesleği olan orman ve su kanalları işleriyle uğraştı. Çeşitli memurluklarda bulundu, düzensiz bir hayat yaşadı.

1673'te Madam de la Sabliere'nin himayesine girerek ilim adamları, felsefeciler ve yazarlarla tanıştı. İlk masallarını yazdı. Çağdaşları, La Fontaine'i bir masal yazarı olarak görüyorlardı.

Halbuki La Fontaine, yazdığı masallarda 'Dede Korkut Masalları'ndaki üslupla hayvanlara karakterler vererek onların şahıslarında bazı insan karakterlerini eleştirmiş ve bir ahlak dersi vermişti. Bu özelliği çok geç fark edildi.

Eserlerinde sadelik ve açıklık görülür. Konuşma şeklinde akıcı şiirleri, hayvanlar üzerinde tenkitleri, incitmeden iğneleme usulleri ile Fransız edebiyatına büyük eserler kazandırmıştır.

La Fontaine masallarındaki konular, Doğu klasiklerinden alınmadır. Kendisinden çok önceleri yazılmış Beydeba'nın 'Kelile' ve 'Dimne' eserindeki hikayelerin pekçoğu, La Fontaine tarafından şiir şeklinde tekrarlanmıştır.

Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmıştır. Canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir anlatımı vardır. Kişilerini çoğunlukla hayvanlardan seçse de bazan insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır.

La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin ortaya çıktığı da bir gerçektir.

Toplam 238 masalını 12 kitapta toplanmıştır. 1668'de basılan ilk altı kitabında 124 masal vardır ve bunlar birinci cildi meydana getirir. İkinci cilt 1678'de basılan beş kitaptır. En son 1694'de bastırdığı üçüncü cilt ise tek kitaptan oluşur.

Roman ve piyes de yazan La Fontaine'in nakaratlı şiirleri ve şiirli mektupları da vardır. 'Hadım', 'Gülünç Macera', 'Floransalı', 'Büyük Maşrapa', 'Köy Sevdaları' komedi türündeki eserlerindendir.

Eserleri birçok dile tercüme edilmiştir. Ancak hiçbir tercüme orijinalindeki sadelik ve çekiciliği verememiştir. Türkçeye ise Recaizade Mahmud Ekrem, Tevfik Fikret ve Orhan Veli Kanık tarafından çevrilmiştir.

Fabl

Fabl içinde bir ders ya da öğüt bulunan öyküdür. Yazar genellikle bu dersi öykünün sonunda, 'gülme komşuna, gelir başına' gibi bir cümleyle özetler.

Fablların kahramanları genellikle havyanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır.

Dünyanın en ünlü fabl yazarları Ezop ve Jean de La Fontaine'dir. Ezop'un fablları İÖ 3oo'de derlenerek yazıya geçirilmiştir. ABD'li James Thurber ve İngiliz George Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır.

Günün diğer önemli olayları

1906: Türkiye'de de pek çok kez sahneye konulan 'Godot'yu Beklerken' adlı oyunun yazarı, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi İrlandalı yazar [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] doğdu.
1909: 31 mart ayaklanması başladı.
1914: 'Garip' şiirinin öncüsü [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İstanbul'da doğdu.
1923: Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'na bağlı olarak Futbol Heyeti Müttehidesi (Futbol Federasyonu) kuruldu.
1933: Yüksek Mühendislik Mektebi'ni (İstanbul Teknik Üniversitesi) bitiren Sabiha ve Melek hanımlar, Türkiye'nin ilk kadın mühendisleri oldu. İki kadın mühendis, kura sonucu Ankara ve Bursa Nafıa İdaresi'ne (Bayındırlık) atandı.
1949: Türk Kadınlar Birliği, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün eşi Mevhibe İnönü'nün onursal başkanlığında kuruldu.
1970: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini basan 12 silahlı sağ görüşlü, asteğmen doktor Necdet Güçlü'yü öldürdü.
1975: Dört Hıristiyan Falanjiste karşılık 27 Filistinlinin öldürülmesiyle Lübnan'da içsavaş başladı.
1977: Karikatürist Yalçın Çetin 43 yaşında yaşamını yitirdi.
1982: Eski bakanlardan Hilmi İşgüzar, Yüce Divan'da 9 yıl 8 ay hapse mahkum edildi.
1987: Prof.Dr. Ekrem Akurgal, Aziz Nesin, Prof.Dr. Rona Aybay, Panayot Abacı ve Oğuz Aral, Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği'ni kurdu.
1994: Özel Radyo ve Televizyon Yasası, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
1994: Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın partisinin grup toplantısında, "RP'nin iktidara gelmek için sert mi yumuşak mı, kanlı mı yoksa tatlı mı olacak, buna 60 milyon karar verecek" ifadesini kullanması tepkilere yol açtı.
1998: PKK'nın iki numaralı adamı Şemdin Sakık ile kardeşi Arif Sakık, Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın operasyonuyla yakalanıp Türkiye'ye getirildi.

 

Alt 14 Nisan 2006, 07:42   #54
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 14 nisan




Bir Alman şirketine 1910'da ısmarlanan Galata Köprüsü 1912'de hizmete girdi. Köprüden geçiş 1930'a kadar paralı olarak sağlandı. 'Müruriye' denilen geçiş parasını, önlükler giyen tahsildarlar topluyordu.

İdari olarak Beyoğlu'nun bir parçası olan Galata, Tophane, Azapkapı va Galata kuleleri arasında kalan yerleşim yerinin adıdır Galata.

Osmanlı, Haliç'e 'Haliç-i Dersaadet', Boğaz'a 'Haliç-i Bahri Siyah' (Karadeniz Boğazı) derdi. Galata, Haliç'le Boğaz'ın kesiştiği noktadır.

Antik çağdaki adı 'Sykai' ya da 'Sykaena' (incirlik) olan Galata, kimi kaynaklarda 'Sykudis' olarak geçer.

Bu dönemde Galata'nın surlarla çevrili küçük bir kasaba olduğu, bir kilisesi, bir hamammı, bir tiyatrosu, beş değirmeni, 400 hanesi, 40 şehir muhafızı bulunduğu yazılır.

'Gala' sözcüğü Rumca 'süt' anlamına gelir. Galata'nın adının semtteki süthanelere gönderme yaparak türetildiği söylenirse de bu görüşü destekleyen tarihsel destekler bulunamıştır.

Galata'nın İtalyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesinden de türemiş olması muhtemeldir.

Ortodoksların, Katolikleri 'Galus' olarak adlandırması, Galata'nın bir Katolik kasabası olması ve Anadolu'da Katoliklerin yaşadığı yerlere 'Galatea' denilmesi, semtin adının kökenine ilişkin diğer bir görüştür.

I. Justinianus, I. Konstantinus'un dördüncü yüzyılda yaptırdığı Galata surlarını tamir ettirmiş, semt bu nedenle kısa süre için 'Justiniana' ya da 'Justiniapolis' olarak anılmıştır.

Galata'nın parlak dönemi 12'nci yüzyılda buraya bazı ayrıcalıklarla yerleşen Cenovalılar ile başlar. Bölge bir ara Venediklilerin eline geçer. 13'üncü yüzyıldan sonra bölge Cenovalıların egemenliğinde bir Latin kolonisidir.

Galata çeşitli mezheplere, tekkelere, dinsel ayrımlara bağlı Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yuahudi (Romanyot, Karay, Seferad, Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, Cenopvalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıyla zengin bir dinler, diller mozaiği oluşturur.

19'uncu yüzyılda nüfus artınca yerleşim yukarı doğru kayar, zaman içinde Beyoğlu kurulur. Galata'yı çevreleyen ve Galata Kulesi'nde uç noktaya ulaşan surlar Osmanlılarla birlikte yıkılır ve zaman içinde çok az kalıntı kalır.

Gemicilerin ve limanların semti olması nedeniyle aynı zamanda bir eğlence merkezi haline gelen Galata sık yangınlarla sürekli yenilenir.

Yabancı devlet temsilcilerinin, reformcu sultanların Beyoğlu'na ağırlık vermesiyle büyük kamu binalarına sahip olamaz. Yine de Galata her köşesinde tarihsel bir gizemi barındırmaya devam eder.

Tarih boyunca Haliç'in iki yakasını Galata köprüleri birleştirmiştir. Bizans tarihçileri, Haliç üzerindeki ilk köprünün I. Justinianus (altıncı yüzyıl) devrinde yapıldığını, adının 'Aghios Khalinikos Köprüsü' olduğunu yazar.

Yeri tam olarak bilinmemekle birlikte, 12 kemerden oluşan bu taş köprünün Eyüp-Sütlüce arasında olması ihtimali yüksektir.

Fatih Sultan Mehmet de İstanbul kuşatması sırasında Haliç'e bir köprü yaptırmıştır. Demir halkalarla birbirine bağlanmış ve üzerine kalın kalaslar çakılmış dev fıçılardan oluşan bu köprü Ayvansaray-Kasımpaşa arasındaymış.

Nişancı Mehmet Paşa bu köprünün fıçılardan değil, yan yana demirlenmiş ve kirişlerle birbirine bağlanmış gemilerden oluştuğunu söyler.

Galata Köprüsü için ilk girişim II. Beyazıt döneminde yapıldı. Leonardo da Vinci, padişahla temasa geçerek bir Haliç Köprüsü tasarımı sundu.

Gerçekleştirilmesi teknik olarak imkansız görülen bu tasarımın üzerinden 350 yıl geçtikten sonra ilk Galata Köprüsü, 1845 yılında, Sultan Abdülmecid zamanında Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından yaptırıldı.

prüye 'Cisr-i Cedid', 'Valide Köprüsü', 'Yeni Köprü', 'Büyük Köprü', 'Yeni Cami Köprüsü', 'Güvercinli Köprü' adları takılmıştı. Günümüzde yalnızca Galata Köprüsü olarak bilinmektedir.

1863, 1875 ve 1912 yıllarında yenilenen Galata Köprüsü, 1912'de açılan son köprü, 1992'de yandı. Yanan köprü onarıldıktan sonra Balat-Hasköy arasına yerleştirildi ve Karaköy-Eminönü arasındaki eski köprü yerine modern bir köprü yapıldı.

Günün diğer önemli olayları

1865: ABD Başkanı Abraham Lincoln bir suikastçı tarafından öldürüldü.
1900: Paris Uluslararası Fuarı açıldı. Fuarda Osmanlı Pavyonu da yer aldı.
1928: Eski Ticaret Bakanı Ali Cenani Bey, bakanlık bütçesinin kullanılmasında usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle dokunulmazlığı kaldırılarak Yüce Divan'a verildi.
1931: İspanya'da Kral XIII. Alfonso tahttan çekildi ve cumhuriyet ilan edildi.
1947: Güreşçi Yaşar Doğu Avrupa Şampiyonu oldu, milli takım Avrupa üçüncülüğünü kazandı.
1987: Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu'na tam üyelik için resmen başvurdu. Türkiye'nin AET'ye tam üyelik başvurusu Devlet Bakanı Ali Bozer tarafından Belçika Dışişleri Bakanı ve AET Dönem Başkanı Leo Tindemans'a verildi.
1992: Başbakan Turgut Özal'a silahlı saldırıda bulunan ve 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Kartal Demirağ, şartlı tahliyeden yararlanarak serbest kaldı.
1994: ABD jetleri, Irak'ın kuzeyinde, üç Türk subayının da bulunduğu iki helikopteri yanlışlıkla düşürdü.
1994: Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın grup konuşması hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet ve Yargıtay başsavcılıkları üç ayrı soruşturma açtı.
1999: NATO savaş uçakları yanlışlıkla Kosovalı Arnavut mültecilerin konvoyunu bombaladı, 75 kişi öldü.
2000: Rusya nükleer savaş başlığı sayısının indirimini öngören Start-II anlaşmasını onayladı.
2005: Gazeteci ve yazar Esen Ünür 63 yaşında Ankara'da vefat etti.

 

Alt 15 Nisan 2006, 08:48   #55
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 15 nisan




2 bin 227 yolcusuyla ilk yolculuğuna çıkan Titanic transatlantiği, 1912'de New Foundland'ın güneyinde bir buzdağına çarparak battı: Bin 512 kişi öldü.

Batması imkansız denilen teknolojinin son harikası Titanic, tam 94 yıl önce bugün Atlas Okyanusu'nun soğuk sularına gömülmüştü. Bin 512 kişinin yaşamını yitirdiği kazada dev geminin batması sadece üç saat sürmüştü.

Yapıldığında 20'nci yüzyılın simgesi olarak gösterilen ve 17 bin işçinin emeğiyle ortaya çıkarılan Titanic, daha ilk seferinde sulara gömülmüştü.

İngiltere'nin Southampton Limanı'ndan 1912'de New York'a doğru yola çıktığında 2 bin 227 yolcu birer servet ödeyerek bugüne kadar yapılmış en lüks ve sağlam gemide yerlerini almışlardı.

Birinci sınıf kamaraların 55 bin dolara satıldığı ilk yolculukta Avrupa ve ABD'nin kaymak tabakasının yanı sıra geminin yapımcısı Thomas Andrews de yer alıyordu.

Gemiyi yapan mühendislerin iddiası Titanic'in batmayacağıydı. Her şeyden önce geminin tabanı birbirinden bağımsız kompartmanlardan oluşmuştu.

Herhangi bir nedenle gemi alttan bir darbe aldığında sadece darbeyi alan bölüm su alacaktı. En kötü olasılık olarak iki geminin çarpışması durumunda dahi kompartmanların bir kısmı su alacak ve geminin batması en az üç gün sürecekti.

Bu kadar uzun bir sürede mutlaka yardım geleceği düşünülürse Titanic dünyanın en güvenilir gemisiydi. Üstelik dünyanın en kaliteli çeliği bu gemi için kullanılmıştı.

Ancak ne yazık ki Titanic, dünyanın en büyük deniz faciasının kurbanı olmaktan kurtulamadı. Batmaz denilen gemi üç saat gibi kısa bir sürede Grönland açıklarında Atlas Okyanusu'nun sularına gömüldü.

Soğuk bir nisan akşamı okyanusun dibine inen geminin neden battığını anlamak için ise tam 73 sene beklendi. 1985 yılında bir denizbilimci olan Bob Ballard, Titanic'in enkazını yaklaşık 4 bin metre derinlikte bulmayı başardı.

İlk bilimsel araştırma takımının Titanic'e ulaşması 1991'de gerçekleşti. Dalışta ölenlere saygı amacıyla kişisel eşyalar yukarı çıkarılmadı. Ancak bilimsel araştırmaların sürdürülmesi için gemi enkazından metal parçalar toplandı.

Toplanan parçalar ve enkazın deniz dibindeki görüntüsü Titanic'in bir buzdağına nasıl boyun eğdiğini göz önüne seriyordu. Titanic'i iki ayrıntı batırmıştı. Üstelik bu iki ayrıntı gemiyi, yaratıcılarının en güvendiği noktalardan vurmuştu.

İlk ayrıntı geminin alttan, önden ya da arkadan darbe alacağını hesaplayan mühendisleri yanıltmıştı. Gece karanlığında yol alan Titanic, buzdağını gördüğünde kurtulmak için çok geçti.

Nöbet tutan gözcüler buzdağını fark etmeseydi ve gemi doğrudan buzdağına çarpsaydı önden hasar alacak, ön taraftaki kompartman suyla dolacaktı ve Titanic batmayacaktı.

Fakat buzdağı görüldü ve son bir umutla manevra yapıldı. Dünyanın en büyük gemisi kendini kurtaramadı ve buzdağı geminin yan tarafını baştan sona bir bıçak gibi kesti. Tek kompartman yerine bütün kompartmanlar suyla doldu ve Titanic battı.

Titanic'i tarih yapan ikinci ayrıntı ise dönemin en güçlü çeliğini döken mühendislerin, metale gerekli esnekliği veren maddeleri eklememiş olmalarıydı.

Deniz dibinden çıkarılan çelik parçalarla, günümüzde gemilerde kullanılan çelik üzerinde yapılan testler bunu açıkça ortaya koydu.

Günün diğer önemli olayları

1921: İsyancı Anzavur, Biga yakınlarında öldürüldü.
1922: Kanadalı bilim adamları Frederick G. Banting ve Charles H. Best, şeker hastalığına karşı kullanılan insülini buldu.
1925: Doğu'da isyan başlatan Şeyh Sait yakalandı.
1929: İstanbul'da terzilik mektebi açıldı.
1929: Etnoğrafya Müzesi'nde Birinci Genç Ressamlar Sergisi açıldı. Nurullah Cemal (Berk), Cevat (Dereli), Refik Fazıl (Epikman) gibi sanatçıların eserleri sergilendi.
1931: Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) kuruldu.
1933: Ankara-İstanbul tarifeli uçak seferleri başladı.
1934: Kurtuluş Savaşı komutanlarından, Büyük Taarruz'da Dördüncü Kolordu Komutanı olan Kemalettin Sami Paşa öldü.
1946: Milli Kütüphane Hazırlık Bürosu kuruldu. Kütüphane, 15 ağustos 1948'de okuyuculara açıldı.
1967: New York ve San Fransisco'da yaklaşık 200 bin kişi Vietnam Savaşı'nı protesto etti.
1968: Gazeteci, fıkra ve öykü yazarı Selahattin Güngör 72 yaşında vefat etti.
1969: Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemi bakanlarından Prof. Yusuf Kemal Tengirşenk hayata veda etti.
1970: Japonlar ilk elektronik hesap makinesini yaptı.
1980: Fransız düşünür ve yazar Jean Paul Sartre yaşamını yitirdi.
1994: Dünyanın en geniş kapsamlı ticaret antlaşması olan GATT, 120 ülkenin imzasıyla kabul edildi.

 

Alt 16 Nisan 2006, 08:05   #56
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 16 nisan




İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu ve yazar Charlie Chaplin 1889 yılında dünyaya gözlerini açtı.

Asıl adı Charles Spencer Chaplin olsa da yarattığı Şarlo (Charlot) karakteri ile özdeşleşti ve öyle anıldı. 16 nisan 1889'da Londra'da doğdu, 25 aralık 1977'de İsviçre'nin Coursier-sur-Vevey kentinde öldü.

Londra'nın fakir bölgelerinden birinde doğup büyüdü. Oyuncu bir ailenin çocuğuydu. 1913'te ailesi ile bir oyun için gittiği ABD'de sinemaya başladı ve Keystone şirketi için 'Making a Living' (1914) filminde oynadı.

Bunu takip eden 'Kid Auto Races at Venice' (1914) filminde, bol pantolonlu, bastonlu, melon şapkalı, büyük numara ayakkabılı ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan Şarlo tiplemesini yarattı.

Takip Sonraki yıllarda aralarında 'The Immigrant' (1917), 'The Adventurer' (1917) gibi ünlü filmlerinin de bulunduğu 60'tan fazla kısa filmde oynadı ve birçoğunun da yönetmenliğini üstlendi.

1918'de çektiği 'A Dog's Life' filmi ile uzun metrajlı filmlere başladı. Bunu uzun metrajlı 'Shoulder Arms' izledi. 1919'da bazı sinemacıların kurduğu United Artists film şirketinin ortağı oldu. Şirket bünyesinde en iyi filmlerine imza attı.

Dünya üzerinde filmlerinin gösterildiği her ülkede insanların hayranlığını toplamasına rağmen, ABD vatandaşlığını reddetmesi sebebiyle bu ülkede kendisine yönelik bir karalama kampanyası başladı.

Yaptığı dört evlilik, babalık davası gibi sorunları ve 'Altına Hücum'daki (The Gold Rush, 1925) bazı sahnelerin Komünizm propagandası olarak yorumlanması gibi olaylar Chaplin'in ABD'ye girmesinin yasaklanmasıyla sonuçlandı.

Bunun üzerine eşi ve çocuklarıyla İsviçre'ye yerleşti ve hayatının sonuna kadar orada kaldı. 1972'de Oscar Özel Ödülü'nü alması için ABD'ye çağırıldı. 'Şehir Işıkları' (City Lights) ile bir kez daha Oscar kazandı.

Filmlerinde dönem koşulları için imkansız gibi görünen mizansen, koreografi ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin, komedinin tüm unsurlarını sinemasında barındırdı, heyecanın ve hareketin olmadığı sahneler ise dramatik ögeler ekledi.

Popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman benimsemediği bazı yönetim biçimlerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştrilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritti ve sessizce seyirciye ulaştırmayı bildi.

Önemli filmleri

'Şarlo Asker' (Shoulder Arms, 1918), 'Yumurcak' (The Kid, 1921), 'Şarlo Hacı', (The Pilgrim, 1922), 'Altına Hücum' (The Gold Rush, 1925), 'Şehir Işıkları' (The City Lights, 1930), 'Modern Zamanlar' (Modern Times, 1936), 'Şarlo Diktatör' (The Great Dictator, 1940), 'Sahne Işıkları' (Lamelight, 1952)

'Büyük Diktatör'ün finali

"Beni duyma olanağı bulanlara diyorum ki: Umutsuzluğa düşmeyin! Üstümüze çöken bela, vahşi bir istihanın ve insanlığın gelişmesinden korkanların duydukları acıların bir sonucudur sadece..."

"İnsanlığın kini geçecek, diktatörler yok olup gidecektir. Halktan zorla aldıkları iktidar yine halkın eline geçecektir. Ve insanlar ölmeyi bildikleri sürece, özgürlük yok olmayacaktır...

"Askerler, bu vahşi adamlara adamayın kendinizi... Sizi hor görüyor, size köle gözüyle bakıyor, hayatınızla oynuyorlar. Davranışlarınıza, düşüncelerinize, duygularınıza hükmetmeye kalkıyorlar...

"Sizi hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp, aç bırakıp topun ağzına sürüyorlar. Doğaya aykırı olan bu adamlara teslim etmeyin kendinizi. Bu makine gibi duygusuz, makineleşmiş adamlara! Sizler birer hayvan değilsiniz!..

"Yüreğinizde insan sevgisi taşıyorsunuz! Nefrete kapılmayin. Ancak sevilmeyen kişiler nefret eder. Sevilmeyenler ve anormal olanlar... Askerler, kölelik ugruna dövüşmeyin. Özgürluk için dövüşün!"

Günün diğer önemli olayları

1917: Bolşevik lider Lenin sürgünden Rusya'ya döndü.
1924: Lozan Antlaşması'nı takiben imzalanan Umumi Af Beyannamesi gereğince 1 ağustos 1914-20 kasım 1922 arasında askeri ve siyasi nitelikte suçlardan maznun ve mahkum Türkler ve İtilaf Devletleri tebaasından kişilerin affı hakkında kanun kabul edildi.
1925: 'Tanin' gazetesi kapatıldı.
1928: Yüce Divan, eski Bahriye Vekili İhsan (Topçu) ile Bilecik Milletvekili Dr. Fikret Bey'in milletvekilliklerini düşürdü ve mahkum etti.
1948: Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü kuruldu. Türkiye örgüte katıldı.
1952: İstanbul'da, 300 odalı Hilton Oteli'nin temeli atıldı. Otelin iç ve dış mimari kontrolünü Sedat Eldem yapmıştı.
1972: İnsanoğlunun beşinci ay yolculuğu, Apollo-16 uzay aracıyla başladı.
1975: Başkent Pnom Pen'in düşüşüyle, Kamboçya Kızıl Kmerler'in kontrolüne girdi.
1982: Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski genel başkanı Bülent Ecevit, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından tutuklandı.
1988: İsrail komandoları, Filistin Kurtuluş Örgütü askeri komutanı Ebu Cihad'ı Tunus'ta öldürdü.
1994: RTÜK'ün oluşturulduğu, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, TBMM'de kabul edildi.
2001: Eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastı zanlılarından olduğu belirtilen Mehmet Fidancı, İstanbul'da yakalandı.

 

Alt 17 Nisan 2006, 07:12   #57
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 17 Nisan




Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1993 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.

Turgut Özal 13 ekim 1927 yılında Malatya'da doğdu. Babası Mehmed Sıddık banka memurluğu yaparken, annesi Hafize Hanım ilkokul öğretmeniydi.

Dört yaşındayken Bilecik'in Söğüt ilçesine taşınan Özal, öğrenim hayatına burada başladı.

Bir dönem sonra Silifke'ye taşındıktan sonra, pilot olmayı isteyen Özal, eşeğin üzerinden düşerek kolundan sakatlanınca bir kolu biraz daha kısa kalır ve pilotluk hevesi de sona erer.

Babasının görevi nedeniyle sık sık il değiştiren Özal, ortaokulu Mardin'de bitirir. Mardin'de lise olmaması nedeniyle, Konya Lisesi'nde eğitimine devam eder, bu dönemde kardeşi Korkut Özal da ona eşlik eder.

Son olarak Kayseri'de lise eğitimini bitiren Özal, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünü burs alarak kazanır. 1950'de mezun olan Turgut Özal, 1952'ye kadar kısa süreli bir evlilik yaşar.

Bu evlilikten sonra çalıştığı kurum Elektrik İşletmesi Etüd İdaresi'nde daktilocu olarak görev yapan Semra Hanım ile evlenerek Ahmet, Zeynep ve Efe adlı üç çocuk sahibi olurlar.

Evlendikten sonra, ABD'de ekonomi ihtisas yapar. Geri döndüğünde EİEİ Genel Müdür Yardımcısı (ya da Genel Direktör Teknik Müşaviri. Kayıtlarda ikilem mevcut) olur ve elektrifikasyon üzerine projelerde çalışır.

1958'de Planlama Komisyonu'nda sekreterya görevini yaptıktan sonra 1959'da Ankara Ordanat Okulu'nda yedek subay olur. Dönemin DSİ Genel Müdürü Süleyman Demirel de bu dönemde yedek subay olarak aynı kurumda çalışır.

Anavatan Partisi kayıtlarına göz gezdirecek olursak, Turgut Özal'ın Sileyman Demirel'e ona komutanlık ve öğretmenlik yaptığını görebiliriz.

Askerliği sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı'nın kuruluşunda çalışan Özal, 1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel'in danışmanı olarak görev yapar.

1967'de DPT Müsteşarı olan, 1971-73 arası Dünya Bankası Sanayi Dairesi'nde danışman olarak çalışan Özal yurda döndükten sonra başta Sabancı Holding olmak üzere birçok sektördeki, birçok şirket için yönetici olarak çalışır.

12 eylül darbesinden sonra, IMF politikalarını uygulamak amacıyla Bülend Ulusu hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı görevine getirilir. Bu görevinden 14 temmuz 1982'de istifa eder.

20 mayıs 1983'te Anavatan Partisi'ni kuran Özal, 6 kasımdaki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlemantoda 211 milletvekili çıkararak 45'inci Dönem Başbakanı olur ve 13 nisan 1985'te yapılan ilk kongrede tekrar genel başkanlığa seçilir.

1987'de 292 milletvekili çıkararak yine çoğunluğu sağlar ve 46'ncı Dönem Başbakanı olur. Her ne kadar ANAP kayıtlarında 47'nci Dönem Başbakanı dense de 47'nci Dönem Başbakanı fıkralarıyla ünlü Yıldırım Akbulut'tur.

18 haziran 1988'de ANAP kongresi sırasında Kartal Demirağ tarafından suikast girişiminde bulunulan Özal, önce ölüm cezasına çarptırılan, ardından cezası 20 yıla indirilen Demirağ'ı Cumhurbaşkanlığı döneminde affetti.

31 ekim 1989'da Anavatan Partisi'nin meclis çoğunluğuyla sekizinci Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal, 9 kasım 1989 tarihinde resmi olarak görevine başladı.

17 nisan 1993'te Çankaya Köşkü'nde koşu bandındayken kalp krizi geçirdiği öne sürülen Turgut Özal, otopsisi yapılmadan Adnan Menderes anıtının karşısında İstanbul'da özel bir anıtta toprağa verildi.

Turgut Özal'ın ölüm tarihi, Süleyman Demirel'in 21 ekim seçimlerinde, "500 günde herkese iki anahtar" (biri ev, biri araba) vaadiyle iktidara gelmesinden 533 gün sonra gerçekleşmişti.

Günün diğer önemli olayları

1453: Fatih Sultan Mehmet, İstanbul adalarını feth etti.
1924: İtalya'da genel seçimleri Benito Mussolini'nin faşist partisi kazandı.
1925: Ankara-Yahşihan demiryolu hattı işletmeye açıldı.
1925: Dün kapatılan 'Tanin' gazetesinin sahibi ve başyazarı Hüseyin Cahit Bey (Yalçın) tutuklandı.
1928: Ankara Palas Oteli hizmete açıldı. Mimar Vedat Bey'in (Tek) tasarımıyla, 1926'da yapımına başlanan bina, çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle mimar Kemalettin Bey'in tasarımıyla tamamlandı.
1939: Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Balıkesir'de 75 yaşında hayata veda etti.
1940: Köy Enstitüleri Kanunu kabul edildi.
1941: Merkez Bankası'nın yurtdışında bastırdığı 100 liralık ve 50 kuruşluk banknotları taşıyan gemi, Yunanistan'ın Pire Limanı'nda kaza geçirdi ve banknotlar denize dağıldı.
1952: Türk Devrim Ocakları kuruldu.
1952: Türkiye ile ABD arasında telefon görüşmelerine başlandı.
1954: Çanakkale Anıtı'nın temeli atıldı.
1957: Atatürk Orman Çiftliği'nden arazi satılabilmesine olanak tanıyan kanun kabul edildi.
1961: ABD'nin desteklediği sürgündeki Kübalılar, Fidel Castro'yu devirmek üzere Küba'ya çıkarma yaptı. Domuzlar Körfezi Harekatı olarak bilinen çıkarma Fidel Castro'nun zaferiyle sonuçlandı.
1967: Prof. Ali Fuat Başgil 74 yaşında İstanbul'da vefat etti.
1969: Çekoslovakya Başbakanı Aleksandr Dubçek, Sovyet askeri müdahalesinin ardından istifa etti. Yerine Gustav Husak atandı.
1972: ABD'de, Nixon yönetiminin 1972 seçimlerinde siyasal rakiplerini yasadışı dinleme faaliyetleri açığa çıkarıldı. Watergate adıyla anılan olaya adı karışan üç danışman ve bir savcı istifa etti.
1978: Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu ve üç yakını, postayla gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu öldü. Olaydan sonra 700 işyeri tahrip edildi, CHP İl Merkezi yakıldı.
1981: Besteci Şekip Ayhan Özışık vefat etti.
1999: Bakü-Supsa Boru Hattı'nın resmi açılışı yapıldı.

 

Alt 19 Nisan 2006, 07:25   #58
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 18 Nisan




Ses sanatçısı Hafız Burhan 1943 yılında Ankara'da hayatını kaybetti.

Cumhuriyet sonrası dönemin en popüler ve sevilen hafız-gazelhan ve hanendesi Burhan Sesyılmaz, İstanbul'da doğdu. Muallim İsmail Hakkı Bey ve Lemi Atlı'dan kısa süreli dersler aldı. Bir ara Mızıkayı Hümayun'da bulundu.

Özellikle 1926'da Columbia firması firması için art arda doldurduğu 100 kadar plağıyla yaygın bir üne kavuştu. Gazel ve Hafız Burhan halk arasında birlikte anılır oldu.

Sağlamış olduğu bu yaygın şöhreti sayesinde belki tüm dönemlerin en çok para kazanan sanatçılarından biri oldu. 1943 yılında Ankara'da bir mevlüt sırasında fenalaşıp vefat etti.

'Makber'
Her yer karanlık pür-nûr o mevki
Mağrip mi yoksa makber mi ya Rab
Ya habgah-ı dilber mi ya Rab
Rüya değil bu, ayniyle vaki

Kabri çiçekten bir türbe olmuş
Dönmüş o türbe bir haclegahe
Bir haclegahe dönmüşse türben
Aç koynunu aç ma-şukanım ben"

Bu yüzyılın simgelerinden biri olan Makber, aynı zamanda Türk taş plakları arasında en çok basılıp satılan ve uzun yıllar gündemde kalabilmiş eserlerden biridir.

Özellikle Hafız Burhan adıyla özdeşleşmiş ve bu beraberlik Burhan'ın ölümüden sonra 'Makber'i yeniden yorumlayan Hamiyet Yüceses'le sürmüştür. Halk arasında gazel diye bilinen bu eser gerçekte bir mersiyedir.

Abdülhak Hamid'in 'Tarık' adlı sahne oyunundan alınan bu bölüm başta Hafız Yaşar olmak üzere Cumhuriyet öncesinin pek çok sanatçısı tarafından okunmuş ve plak yapılmıştır.

Ama esere asıl ününü Hafız Burhan kazandırmıştır. Genellikle Abdülhak Hamid'in eserinin birinci ve üçüncü beyitleri seçilerek okunan 'Makber'in halk arasındaki yaygın adı 'her yer karanlık gazeli'dir.

Mersiye

Ölen kişilerin ardından söylenen ve ölen kimseyi övmek, niteliklerini anlatmak için yazılan ve Arap şiirine özgü bir türdür. Kerbela Şehitleri için yazılmış pek çok mersiye bulunmaktadır ve geniş kullanım alanını burada bulmuştur.

Din dışı mersiyeler büyük devlet adamları için söylenir. Klasik Türk musikisi repertuvarında güfteleri itibariyle mersiye özelligi gösteren bazı eserler de yazılmıştır.

Taş plaklara az şayıda yansıyan mersiye örneklerinden biri de Hafız Sadettin Kaynak'ın okuduğu 'Kerbela Mersiyesi'dir.

Günün diğer önemli olayları

1906: San Fransisco kenti 7.7 büyüklüğünde 50 saniye süren deprem ve onu izleyen yangınlarla yerle bir oldu. 28 bin bina yıkıldı, yaklaşık 500 kişi öldü, 100 bin kişi evsiz kaldı.
1936: İzmit Kağıt Fabrikasında ilk kağıt imal edildi.
1954: Albay Cemal Abdülnasır, Mısır'da krallığı darbeyle devirerek iktidarı ele geçirdi.
1955: Albert Einstein, ABD'nin Princeton kentinde 76 yaşında hayata veda etti.
1960: CHP'yi ve basını soruşturmak üzere TBMM'de Tahkikat Komisyonu kuruldu. İnönü, "bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp onu baskı rejimi haline götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kurtaramam" dedi.
1974: İtalya'da Kızıl Tugaylar örgütü savcı Mario Sossi'yi kaçırdı.
1977: Veli Ballı, Boston Maratonu'nda ikinci oldu.
1980: Deneme yazarı, sanat tarihçisi Suut Kemal Yetkin 77 yaşında vefat etti.
1983: Lübnan'daki ABD askeri varlığını protesto etmek amacıyla Beyrut'taki ABD elçiliğine düzenlenen intihar saldırısında bombacının da aralarında bulunduğu 63 kişi öldü.
1986: Genelkurmay, 12 eylül 1980'nden sonra 8 bin 183 olayda bin 14 kişinin öldüğünü, 994 kişinin yaralandığını açıkladı.
1986: Kırıkkale'nin Yahşihan beldesinde askeri mühimmat depolarında yangın çıktı. Kasaba boşaltıldı.
1988: Şair Oktay Rifat 74 yaşında yaşamını yitirdi.
1989: Çin Halk Cumhuriyetinde binlerce öğrenci, daha geniş demokrasi talebiyle sokaklara döküldü.
1989: Türkiye'de ilk tüp bebek, İzmir'de Ege Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi'nde dünyaya geldi.
1998: Yunanistan'ın cuntadan çıkmasını sağlayan devlet adamı Konstantin Karamanlis 91 yaşında Atina'da vefat etti.
2001: Hakkında Türkiye'de tutuklama emri çıkarılan işadamı Cavit Çağlar, ABD'nin New York kentinde tutuklandı.
2002: Eski Afganistan Kralı Zahir Şah, 29 yıllık sürgünden ülkesine döndü.
2002: Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi, 'Salih Mirzabeyoğlu' olarak tanınan İBDA/C örgütü lideri Salih İzzet Erdiş'e, Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak suçundan verilen idam cezasını onadı.

 

Alt 19 Nisan 2006, 07:26   #59
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte bugün: 19 nisan




Evrim Teorisi'nin kuramcısı, İngiliz biyolog Charles Darwin 1882 yılında hayata veda etti.

Charles Darwin 1809'da İngiltere'nin Birminhan kentinde hali vakti yerinde bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 16 yaşında tıp eğitimi görmesi için Edinburgh Üniversitesi'ne gönderildi.

Ancak bu konu ilgisini çekmediği için babası ona rahip olmasını ve bu amaçla Cambridge Üniversitesi'de öğrenim görmesini önerdi. Bununla birlikte onu en çok ilgilendiren konu doğa tarihiydi.

Cambridge'de öğretim görevlisi olan Joseph Henslow'la tanıştı ve daha sonra da dost oldu. Darwin, Henslow sayesinde Güney Amerika kıyılarına yapılan resmi keşif gezisine katılma imkanı buldu.

Yine bu dönemde Darwin'in doğa bilim görüşlerini etkileyen bir başka şey de Alexander von Humboldt'un kitaplarıdır.

Humboldt'un kitapları onda kendi deyimiyle, "doğabiliminin soylu yapısına bir katkıda bulunmak" isteğini uyandırdı. Darwin, bu bağlamda 27 aralıkta başlayacak ve beş yıl sürecek bir deniz yolculuğuna çıktı.

Charles Darwin, yolculuk dönüşü zooloji ve jeoloji konusundaki incelemelerini ve yolculuk günlüğünü yayımladı. Bütün bunlar onun kamuoyunda ün kazanmasını sağladı.

1838'de, türlerin kökenini doyurucu şekilde açıklayan Doğal Ayıklama Tezi'ni geliştirdi. Görüşlerinin tepki toplayacağı endişesiyle çalışmalarını yalnız yakın çevresiyle paylaştı ve uzun süre yayımlamadı.

Başka bir İngiliz bilim adamı olan Alfred Russel Wallace, 1858'de Darwin'in Doğal Ayıklama Tezi'ne benzer görüşler içeren bir mektubu, bu konuda çalışmaları olduğunu bildiği Darwin'e gönderdi.

Böylece Darwin, kendi çalışmasını (Wallace'ın ismini de ekleyerek) Kraliyet Akademisi'ne sundu. Doğal ayıklama yoluyla Evrim Teorisi'ni anlattığı 'Türlerin Kökeni' adlı eseri 1859'da yayımlandı.

Bu eserin yazarken özellikle Thomas Malthus'un 'Toplumun Gelecekteki Gelişmesine Etkileri Açısından Nüfus Üzerine Bir Deneme' eserinden etkilenmişti.

Malthus'a göre, bir insan veya hayvan topluluğu, bütün bireyleri yetişkin yaşa gelir ve ürerse çok büyük bir hızla iki katına çıkabilir. Buradan hareketle de Darwin, Doğal Ayıklama Tezi'ni geliştirdi.

Teze göre, hayvan topluluklarının az çok kararlı bir nüfusu korumaları, çok sayıda bireyin üreme yaşına gelmeden ölmesine bağlıdır. Ancak kendilerini yaşam koşullarına iyi uyarlayanlar üreyecek yaşa gelebilmektedir. Her şey sanki yaşam zorlukları üremeye yatkın bireyler arasında bir ayıklama yapıyormuş gibi gerçekleşmektedir.

Yayımlandığı dönemde büyük yankılar uyandıran kitap sonrasında, evrim konusu daha yıllarca tartışıldı ve ancak 1920'lerden sonra Mendel genetiğinin evrim kuramıyla birleştirilmesi sonucu oluşturulan modern sentez ile (ya da neo-Darwinizm) bilim çevrelerinde yaygın olarak kabul görmeye başladı.

Günün diğer önemli olayları

1775: Amerikan Devrimi başladı. Sömürgeci İngiliz birlikleri ile bağımsızlık savaşçıları, Massachussets eyaletinin Lexington kentinde ilk çatışmaya girdi.
1926: Türk karasularında her türlü denizcilik işlerini Türk vatandaşlarına tahsis eden ve yabancıların kabotaj hakkına son veren Kabotaj Kanunu kabul edildi.
1938: Kırşehir ve çevresindeki 6.6 büyüklüğündeki depremde 149 kişi öldü.
1947: Hindistan'da Kongre Partisi, ülkenin Hindistan ve Pakistan olarak iki ayrı devlete bölünmesini kabul etti.
1948: ABD yeni bir atom silahını Marshall Adası'nda denedi.
1956: Monaco Prensi III. Rainier ile ABD'li sinema oyuncusu Grace Kelly, Monte Carlo'da evlendi. Tören için 25 ülkenin temsilcileri Monaco'ya geldi.
1961: 27 mayıstan sonra ilk basın mahkumiyeti: Ahmet Emin Yalman 25 lira ağır para cezasına çarptırıldı.
1969: Milliyetçi Hareket Partisi lideri Alparslan Türkeş, "doğum kontrolü suikasttır" dedi.
1971: Sovyetler Birliği, dünyanın ilk uzay istasyonu Salyut-1'i uzaya gönderdi. 15 metre uzunluğundaki istasyon, bilimsel bir laboratuvardı.
1980: Ajda Pekkan, Eurovision Şarkı Yarışması'nda Şanar Yurdatapan'ın düzenlediği 'Petrol' adlı şarkıyla 16 yarışmacı arasında 15'inci oldu.
1993: Şair, öykücü ve oyun yazarı Sabahattin Kudret Aksal vefat etti.
1994: Sinema sanatçısı Turgut Boralı 71 yaşında hayata veda etti.
1995: ABD'nin Oklahoma kentinde resmi bir binaya konulan bombanın patlaması sonucunda 100'den fazla kişi öldü. Bombayı eski bir asker olan Timothy McVeigh'in yerleştirdiği ortaya çıktı.
1999: Karikatürist Tekin Aral, İstanbul'da yaşamını yitirdi. 1941'de doğan Aral, ağabeyi Oğuz Aral ile 'Gırgır' ve 'Fırt' dergilerini çıkarmıştı.

 

Alt 20 Nisan 2006, 08:12   #60
PuSAt
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tarihte Bu Gün 20 Nisan




Nazizmin kurucusu ve nasyonal sosyalizmin fikir babası Adolf Hitler 1889 yılında doğdu.

Adolf Hitler... Dünyanın gelmiş geçmiş en kanlı ve en sert diktatörlerinden biri. Liderliğiyle peşinden binlerce Almanı sürükleyen karizmatik bir siyasetçi. Hayatına kendi elleriyle son vermek zorunda kalan Dünya Savaşı mağlubu bir önder.

Çok şeyler yapmak istediği hayatında hızla yükseklere tırmanan bir nasyonal sosyalist. Tüm dünyayı karşısına aldığı için hızla gerileyen Nazilerin fikir önderi.

Hayatına yön vereceği ideallerini, politikalarını ve hatıralarını kaleme alarak yazdığı tek kitabı milyonlar tarafından okunan bir yazar...

Adolf Hitler, 20 nisan 1889'da Avusturya'nın Braunau kasabasında doğdu. İlkokulu doğduğu kasabada, ortaokulu Linz'de okudu. 13 yaşında babasını, 16 yaşında annesini kaybetti.

Daha sonra ressam olma hayaliyle Viyana Güzel Sanatlar Akademisi sınavına girdi, ancak başarısız oldu. Alman tarihi derslerinde akademi profesörlerinin Yahudi olduğu ve Yahudilere karşı ilk kinin burada oluştuğu anlatılır.

Bir başka teze göre ise Hitler'in annesinin ölümünde gelen doktor bir Yahudiydi. Hitler de annesinin ölümünü kabullenemeyip bu Yahudi doktoru sorumlu tutmuştu.

1912'de Viyana'dan Münih'e geçti. 1914'de Birinci Dünya Savaşı çıkınca, Bavyera ordusuna gönüllü olarak girdi.

Alman mağlubiyetinden sonra, arkadaşı mühendis Feder ve altı kişi tarafından kurulmuş olan Alman İşçi Partisi isimli gizli bir partiye katıldı ve kısa sürede bu partinin başkanı oldu.

Partinin adını Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiter Partei) olarak değiştirdi ve nüfuzunu artırdı. Taraftarlarına kısaca Nazi, kendisine de rehber anlamına gelen Führer ismi verildi.

Partinin 25 maddelik programının ilk maddesi Almanya'yı kurtarmaktı. Alman vatandaşlığının yalnız Alman kanı taşıyanlara verilmesi ve büyük sermayeyi devleştirmek de yine programın temel maddelerdendi.

'Völkischer Beobachter' adlı gazeteyi yandaşları çıkarıyordu. Josef Goebbels bu gazetenin tamamen parti bülteni halini almasını sağladı. Gazetede partisinin fikirlerini açıklayan makaleler yayımladı.

1924'te Münih'ten hükümeti devirmek için teşebbüslerde bulundu fakat başarılı olamadı. Bunun üzerine 10 ay hapse mahkum edildi ve bu zaman içinde 'Kavgam' (Mein Kampf) isimli bir kitapta fikirlerini yazdı.

(Hitler için en sağlam kaynak niteliğinde olan 'Kavgam'a göre, sadece en kuvvetli insan ırkları (Hitler'e göre Ariler), yani Kuzey Avrupa'nın beyaz halkları bu acımasız ölüm-kalım mücadelesini kazanarak hayatta kalabileceklerdi.)

Aynı zamanda partinin yeni teşebbüslerini hazırladı. 1924-1929 arasında parti başarısız oldu. Ancak dünya ekonomik krizinden sonra daha fazla oy kazanabildi.

1930 seçimlerinde yüzde 18 oyla SPD'den sonra ikinci büyük parti oldu. Oyları Katoliklerden çok Protestanlardan, şehirlerden çok kırsal bölgeler ve kasabalardan, işçilerden çok orta ve üst kesimden geldi.

Seçimle iktidara gelen Hitler kısa zamanda anayasa değişikliği hakkını elde etti ve diğer partileri yasakladı. Artan işsizliği savaş hazırlığı için kullanarak iş sahası açtı; ülke genelinde otobanlar inşa ettirdi.

Batı Avrupa ülkelerini ve Rusya'yı karşısına aldı. Bu cephe genişliği İkinci Dünya Savaşı'nın sonucunu belirleyen en önemli etken oldu.

Yenilgiyi gören ve ümitsizliği iyice artan Hitler, 30 nisan 1945'te, Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte siyanür içti. Braun öldü, Hitler ölmedi. Bunun üzerine ağzına kurşun sıkarak intihar etti ve Almanya'da Nazi iktidarı sona erdi.

Ölmeden önce ikili vasiyetnamesini yazdırmıştı: Siyasi ve Özel Vasiyetname. Siyasi vasiyetnamesi bir hınç çığlığıdır. Ona göre, tüm dünya için bir zehir gibi tehlikeli olan Yahudiler ve Bolşevizm yok edilmeliydi.

Almanya'nın geleceğini tartışmasız bu olgu belirleyecektir. Hitler, savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri sorumlu tutuyordu.

Özel Vasiyet'te ise tüm hayatı boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi. Tüm şahsi mallarını Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne bıraktığını söylüyordu.

Günün diğer önemli olayları

571: Hazreti Muhammed, Mekke'de dünyaya geldi.
1841: İlk dedektif romanı 'Morg Sokağı Cinayeti' yayımlandı. Edgar Allen Poe'nun eserinde Parisli Bay Auguste Dupin'in seri cinayetleri ortaya çıkarmadaki çözümleyici zekası betimleniyordu.
1902: Marie ve Pierre Curie, Paris'teki laboratuvarlarında radyoaktif radyum tuzlarını ayrıştırmayı başardılar.
1924: 1924 Anayasası kabul edildi.
1944: Türkiye, Almanya'ya krom ihracatını durdurdu.
1953: Yedi Türk askeri Kore'deki esir değişimiyle geri alındı.
1962: Dolandırıcılığıyla ünlü Sülün Osman cezaevinde 'Alınteri ile Yaşamak' konulu konferans verdi.
1970: ABD Başkanı Richard Nixon, 'savaşı Vietnamlaştırma süreci' kapsamında Vietnam'dan 150 bin kişilik bir ABD gücünün daha geri çekileceğini açıkladı.
1990: Ressam Şefik Bursalı 87 yaşında vefat etti.
2005: Turgut Özakman'ın 'Şu Çılgın Türkler' kitabı yayımlandı. Kitap, Kurtuluş Savaşı'nı bütün yönleriyle ve bir roman kurgusu içinde anlatıyor.

 

Konu Kapatılmıştır

Etiketler
bu, gun, gün, tarihte


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
14-10- Tarihte bugün / Tanem Tarihte Bugün 1 14 Ekim 2022 20:08
Tarihte ilk Dj İpek- Sunucu Radyolarından Son Haberler 2 22 Ağustos 2021 02:58
Tarihte Bu Gün Tufan Tarihte Bugün 0 20 Temmuz 2014 15:47