20 Mart 2009, 23:51 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Tekirdağ İli Hakkında Bilgiler Tekirdağ Adetleri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]SEDENKA Köy kadınlarının kendilerine mahsus eğlencelerindendir. Sedenka kelimesi Bulgarca’dan geçmiştir. Sedenka üç çeşit yapılmaktadır. Birincisi konu komşunun toplandığı bir gecedir. Bir nevi yardımlaşmadır. Bulgur çekilir, pazı açılır, sohbet edilir. Kızlar darbuka çalıp şarkı söylerler. özellikle kabak ve mısır yenilir. ikincisi söz kesimi için toplanıldığında kızın ailesinden söz alınırsa damat adayına kızdan alınan mendil götürülür. Eğlence yapılır. üçüncüsü ise harman zamanı yapılan sedenkadır. Ayçiçeği veya mısır dövülüp soyulurken toplanılır. KOLADA GECESİ Kış yarısına 28 gün kala yapılır. Bir çok köylerde l8 Ocak gecesi yapılır. O akşam her evde kabak pişirilir. Büyükler kabak yemeyen evin kaçaklarını karakaçanlar sırtına biner diye korkuturlar. O gece fala bakmak adettir. Kolada gecesi kabak pişmeyen evde domuz eti pişeceği inancı yaygındır. DELİMOLU Bayram geceleri on, onbeş yaş arası erkek çocuklar köydeki bütün evleri gezerek para, hediye ve yiyecek toplarlar. Bu gezmede çocuklar ev sahiplerini dışarıya çıkarmak için maniler söylerler. Hediye vermeyen olursa Ak taş kara taş, Vermeyen kurtsuz baş, Diyerek kızdırırlar. CEMAL (CEMEL) Köylerde mahsul ekimi sonunda bol ve bereketli ürün dileğiyle tertiplenir. Köy gençleri pösteki ve minderlerde deve kılığına girerler. Bellerine ve diğer kısımlarına çanlar takarlar. Gizli olarak tertiplenen bu eğlence gece yapılır. Gençler cemali bağrışa çağrışa ev ev dolaşırlar.Her evden para veya buğday alırlar. Vermekte ısrar edenleri o gece uyutmazlar. ıki ayrı köy cemalleri karşılaşınca kan şarttır. çok kez kavgaların ölümle sonuçlandığı görülmüştür. Bazı köylerde cemal mezarlıklarına rastlanır. Tekirdağ'ın 10 km. dışındaki Kaynarca çeşmesi yanında bile bir cemal mezarlığı vardır. Bu mezarlıkta, çarpışarak ölen Güveçli Köyü ile Nusratlı Köyü cemalleri yatmaktadır. Aynı şekilde Ferhedanlı köyünde de bir cemal mezarlığı vardır. TAVUK GECESİ Senenin belli günlerinde tavuk geceleri düzenlenir. Tavuk gecesinde komşular birbirlerini çağırıp mısır pişirirler. Kimin çok misafiri gelirse o sene o evin tavuğunun çok olacağına inanılır. Diğer bir inanca göre de tavuk gecesinin sabahı ilk olarak kapıyı kadın açarsa o sene evin bütün civcivleri tavuk, erkek açarsa horoz olacağı inancı yaygındır. ÖRFENE Hafta veya onbeş günde bir yapılır. Lokma yapılıp kabak pişirilir. Kış eğlencelerindendir. Maniler, türküler söylenir. Kadınlar arasında olur. BOCUK GECESİ Bu adet Hıristiyan adetidir. Balkanlardan gelen muhacirler bu adeti getirmişlerdir. Bocuk gecelerinde toplanır, mısır, kabak pişirilip yenilir eğlenilir. Eski Kasımın sekizinden altmış bir gün sonra olan bu gece de Hıristiyanlar besledikleri domuzları öldürürlermiş. Bocuk gecesi, önceden yapılan baklava dama konurmuş. inanışa göre bocuk dede gelecek ve baklavanın kenarından yiyecekmiş. Bocuk dedenin baklavayı yemesi için üç defa: - Al Bocuk dede saralia (Baklava) diye seslenirlermiş. KIRK UÇURMA Bebek otuzyedi günlük olunca bir bakır su ısıtılır. Kaymamış suyun içine bir altın atılır. Bir yumurtanın tepesi delinip içi çıkarılır. Sonra bu tepesi delik yumurtanın içine su doldurularak, bakırdaki suyun içine kırk kez boşaltılır. Kırkı kırkladım Kırkbirinde pakladım. deyip bebek o su ile yıkanır. Bebeğin annesi de aynı şekilde yapılan sudan yıkanır. Akşam üzeri veya öğleden sonra bebek uzak yerlere gezmeğe götürülür. Uzak yerlere gidince bebeğin sesinin güzel olacağı inancı yaygındır. DİL DEĞDİRME Hastalıklı olan kimselere kefaret için yapılır. Bu kefaret şöyle yapılmaktadır. Bir tasa su doldurulur. Bu tas içindeki su okunur. Sonra tastaki okunan suya kırk bir kişinin dili değdirilir. Yanlışlık olmasın diye her dilini değdiren suyun içine bir mısır tanesi atar. Kırk bir kişi dil değdirdikten sonra mısırlar çıkartılır. Hasta olan kişi bu su ile yıkanır. ADIM PEKSİMETİ - ÇÖREĞİ Henüz adım atmaya başlayan çocuklar için yapılan bir adettir. çocuk adım atmağa başladığı zaman annesi çevrede geçerli ne ise, peksimet, çörek yada susamlı, nohutlu küçük ekmekler yapar. Yapılan peksimetlerden birinin içine para koyarlar. Bu peksimetler komşulara dağıtılır. içinde para olan peksimet kime çıkarsa o çocuğa bir hediye alır. Bazı yerlerde buna adım çöreği, adım turtası, adım papası da denmektedir. Yapılmazsa çocuğun düzgün yürüyemeyeceğine inanılır. DİŞ BUĞDAYI Yeni dişleri çıkmaya başlayan bebekler için yapılır. Buğday kaynatılır. Gece komşular çağrılır. Bir çok ikramlarda bulunulur. Bunların yanı sıra kaynamış buğdaylar tabak tabak ikram edilir. Tabağa konan buğdayların birine para konur. Para kimin tabağında çıkarsa, o bebeğe hediye alır. Otuz iki tane buğday ipe dizilir. ipe dizilmiş buğdaylar bebeğin omzuna asılır. Bebeğin omzundaki buğdayı görenler bir tane kırıp başından aşağı atar. inanışa göre bu adet yapılırsa bebeğin dişleri sağlam olurmuş. KİRAZ EĞLENCELERİ Kiraz zamanı bağı olanlar bağlarına, bağı olmayanlar ise ağaçlık yerlere kirazları ile giderler, yemek yiyip eğlenirler.Bağlarda salıncak kurulur. Türküler maniler söyleyerek eğlenceler yapılır. çocuklar kirazdan küpeler yapıp, birbirlerine kirazla boyayıp şakalaşırlar. Bu eğlenceler son senelerde kiraz festivaline dönüştürülmüştür. Tekirdağ Kiraz Festivali, her yıl artan bir ilgiyle izlenmektedir. TEKİRDAĞ KİRAZ FESTİVALİ KİRAZ YAYLASI şu gördüklerin Kiraz ağaçlarıdır Ki, böyle çıplak kalmazlar Günü gelir uzun olur yeşilin ömrü Zannedersin solmazlar. Bizim buralarda Kiraza çıkmayan kızı almazlar. Arif Nihat Asya Tekirdağ denilince akla hiç kuşkusuz yurt ekonomisine katkısı olan tarımı, özellikle buğday ve ay çiçek üretimi geliyor. Ama kirazı da unutmamak gerekiyor.Görünümü, lezzeti ve adına düzenlenen festivali ile kirazın Tekirdağ'da ayrı bir önemi var. Yaklaşık yarım asra damgasını vuran ve o zamandan bu yana festivallerin simgesi olan kiraz Tekirdağlıların ve festivalin baş tacıdır. Ozanlar baş tacı olan kirazın üzerine anlamlı yazılar yazmışlar, şiirler üretmişler, rengini ise genç kızların dudağına benzetmişler. Tekirdağlılar da kirazın üzerine önce cümbüş hazırladılar. Daha sonra cümbüşün adını festivale dönüştürdüler. Cümbüşle festivalin kısa öyküsü de şöyle... İlk Kiraz Cümbüşü 1961 yılında Naip Köyü'ndeki büyük çınar ağaçları altında başladı. 4 gün süren Cümbüş Naip Köyü kavakları altında sona erdi. 1968 yılına kadar Cümbüş olarak kutlanan Kiraz Bayramı, 1964 yılında o zamanın Valisi Kadir DEMİREL zamanında Festival olarak kutlanmaya başlandı. Kiraz Festivali günümüze kadar arlıklı olarak devam etti. Son yıllarda Tekirdağ Belediyesi'nin bir etkinliği haline dönüşen Tekirdağ Kiraz Festivali'nin adına “Geleneksel” dendi. GELİN ORUCU Düğün adetlerindendir. Gelin adayı düğünden bir gün önce oruç tutar. BAĞ BOZUMU Eylülde üzümler toplanacak hale gelince konu komşu toplanarak bağlara gidilir. Yemekler yenir, eğlenilir. Bağdaki üzümler toplanır. SANDIK KALKMAZ Gelin çeyizini almağa gelen erkek tarafı çeyizi götüreceği zaman, kız tarafından bir çocuk sandığın üzerine oturur. Gerekli bahşişi almayan çocuk kalkmaz. istediği para verilince çeyiz gider. YAĞMUR ÇÖREĞİ Yağmur yağmadığı zaman meydanda ateş yakılır. Saçta pişirilen çörekler fakirlere dağıtılır. MART İPLİĞİ Genç kızlar Mart ayında ellerine kırmızı ve beyaz renkli ip bağlarlar. Bu ipi bir ay çıkarmazlar. Sonra bir taşın altına koyarlar. Taş kaldırıldığında karınca görülürse, gideceği yerin zengin olacağına ait bir inanç vardır. MECİ (İMECE) Bir komşunun diğer komşuları yardıma çağırmasıdır. Koyun yapağılarının temizlenmesi, mısır soyulması için yardım edilir. Ev sahibi ikramlarda bulunur. Geceyi sohbet ederek, türkü, mani söyleyerek eğlenceli bir şekilde geçirirler. Alıntıdır | |
|
20 Mart 2009, 23:52 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Tekirdağ İli Hakkında Bilgiler Tekirdağ Efsaneleri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]1- ANAOĞUL KÖYÜNÜN EFSANESİBu köy kurtuluş savaşında düşmanlar tarafından ele geçirilmiş, eli silah tutan erkekler savaşa gitmiş, köyde yalnızca çocuklar, kadınlar va yaşlılar kalmış.Düşman köye girince yaşlıları toplayıp büyük bir binaya kapatmış.Bu ihtiyarlara günlerce işkence etmiş, ıslak urganlarla dövmüşler.Yaşlılara yapılan bu işkencelere dayanamayan bir erkek çocuk düşman askerlerine saldırmış.Askerler onu yakalayıp köy meydanına getirmişler.çocuğun annesi oğlunu orada görünce köy meydanına doğru koşmaya başlamış.Düşman askerleri ateş etmişler.çocuk ve annesi birbirine sarılmış halde bulunmuş.şehit olmuşlar.Köyün adı da “Anaoğul” olarak kalmış. Anaoğulun mezarı köyün ortasındadır.Daha sonra türbe haline getirilmiştir. 2- ARZULU KÖYÜ EFSANESİ Bu köyde bir zamanlar Arzu Baba adında bir ihtiyar varmış. Arzu Baba her gece köyün etrafını bir kere dolaşıp, ne olup bittiğini öğrenirmiş. O zamanlar düşmanlar çete halinde köylere saldırıp yağma ederlermiş. Yine bir gece düşmanlar Arzulu Köyüne saldırmışlar. Arzu baba köyü tek başına düşmanlardan korumuş. Arzu Baba öldüğünde de tüm köy ardından ağlamış.Ona köyün kenarında bir türbe yapmışlar. Köye de Arzulu Köyü denmiş. Hala türbenin yakınında oturan bir aile her cuma akşamı burada mum yakar. 3- ALMALI EFSANESİ Tekirdağ'ın ilçesi Malkara'ya bağlı Elmalı köyünün, adının nereden geldiğine dair söylenen bir efsanedir. Elmalı köyü yakınında bir kale varmış. Türkler Rumeli'ye ilk geçtiklerinde kalede yabancılar varmış. Türkler, Trakya’ya ilerlerken bu kaleyi kuşatmışlar. Kale için devamlı “Almalı, almalı, burayı mutlaka almalıyız” diyorlarmış. Türklerin bu arzuları gerçekleşince kalenin yakınındaki köye Almalı köyü adını vermişler. Ancak köyün adı daha sonra Elmalı olarak değişmiştir. 4- BARBAROS YOLUNUN EFSANESİ (KRAL YOLU) Tekirdağ'a bağlı deniz kenarında bir köy olan Barbaros’da bir bey varmış. çok önceleri Tekirdağ Beyinin oğlu Barbaros beyinin kızına aşık olmuş. Babasından kızı istemesini rica etmiş. Barbaros Beyi kızını bir şartla verecekmiş. Bu şartta Tekirdağ'dan Barbaros’a kadar denizin hemen yanından bir yol yapılmasıymış. Tekirdağ Beyi yolu yaptırmış. Böylece çocukları birbirleriyle evlenmişler. Bir gün Tekirdağ'dan Barbaros’a giderken deniz çok dalgalıymış. Deniz kenarındaki yolda giden araba, atlar ve iki genç dalgalara kapılarak uçsuz denizde boğulmuşlar. Barbaros Beyi gençlerin ölümünden (yolun yapılmasını istediği için ) kendini sorumlu tutmuş. O zamandan beri denizin içinde taşlardan bir yol bulunmaktadır. Ancak, bazı kısımları çökmüş ve üzerini midyelerle yosunlar kaplamıştır. 5- YUKARI SIRTKÖYÜ’NÜN BEDDUALANMASI EFSANESİ Tekirdağ'a 15 km. uzaklıkta olan Sırtköy'ün bedduaya uğradığı söylenir. Bir gün köye bir derviş gelmiş. Kaç evden su istediyse hiç bir ev su vermemiş, git kuyudan su al, demişler. Derviş de köylülerin böyle yapması üzerine “Kuyularınız kurusun, köyünüz 32 haneden fazla olmasın” demiş. Bundan sonra kuyular kurumuş. Köy 25 hanedir. Su ihtiyaçlarını Aşağısırt (Yeşilsırt) köyünden karşılarlar. 6- SARI KIZ Yıllar önce Tekirdağ'da sarı kız adında bir kız varmış. Bunlar ninesiyle bir mağarada yaşarlarmış. Bunların çok sevdikleri bir keçileri varmış. Keçinin bir memesinden bal, diğerinden süt akarmış. Bir gün sarı kız keçiyi sağmaya gitmiş, bir ses duymuş “haykırarak mı geleyim? Kükreyerek mi? “ kız çok korkmuş. Gidip ninesine anlatmış. Ninesi de “Haykırarak gelmesini söyleseydin” demiş. Ertesi gün sarı kız tekrar mağaraya gitmiş. Aynı sesi duymuş. “Haykırarak gel” demiş. O anda büyük bir gürültü işitilmiş. Sarı kız kaybolmuş. Yapılan sarı kız tekkesine dilek dileyip, mum dikerler. Bu türbe Kız Enstitüsünün yanındadır. 7- BARDAKLI BABA EFSANESİ Karaevli köyüne ait bu efsane savaş zamanında geçmektedir.Köyün olduğu yerde savaşlar oluyormuş.Savaş sırasında Karaevli denilen bir adam tek bir çanakla susayan tüm askerlere su veriyormuş.Bu arada çanağındaki su hiç bitmiyormuş.Ancak, osırada bir düşman askerinin kılıcıyla vurması sonunda Karaevlinin kafası uçmuş.Fakat kafasını eline alarak yürümeye başlamış, görenler çok şaşırmışlar.Bir süre sonra Karaevli yere düşmüş.Düştüğü yere türbesi yapılmış. Karaevli'ye de Bardaklı Baba denilmiş. 8- KARACAKILAVUZ EFSANESİ Karacakılavuz isminin bir efsaneye dayandığına inanılır.Köyü, Bulgaristan'dan gelen 82 muhacir kurmuştur.Bunlar on aile olup yerleşecek yer ararlar.Bu sırada önlerine çıkan karaca onlara epeyce öncülük eder.Göçmenler bu sırada ahşap, terkedilmiş bir bina bulup onun yanında kalmayı düşünürler.Bulundukları yere isim verirken “Bize bu karaca kılavuzluk etti.O yüzden buraya karaca kılavuz adını verelim” diye düşünmüşler.Böylece köye Karacakılavuz denmiş. Alıntıdır |
|
28 Mart 2009, 02:34 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Tekirdağ İli Hakkında Bilgiler Tekirdağ İlinde Mani Söyleme Geleneği [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Tekirdağ'da mani söyleme geleneği eskisi kadar olmasa da bütün canlılığıyla sürmektedir. Mani söyleme kadınlar arasında yaygındır. Tekirdağ'da manilerin söylendiği ortamlar; Kadınlar arası toplantılar, evlenme törenleri (kız görme, kız isteme, nişan, ana kınası, kız kınası, gelin hamamı, düğün töreni, gelin alayı, gelin paçası v.b.), sünnet törenleri (Sünnet kınası, sünnet töreni v.b.), yardımlaşma toplantıları (mısır çekme, bulgur çekme, yufka açma, düğün yemeği hazırlama, çapa yapma, sebze meyve toplama, hasat v.b.), Hıdrellez eğlenceleri, yağmur duası törenleri, bolluk bereket törenleri (cemale çıkma, saya gezme, çiğdem bayramı v.b.), Köy seyirlik oyunları.Tekirdağ'da maniler bazen karşılıklı söylenir. Hıdrellez evlenme törenleri toplantılarında manilerle atışan kızlara mendil, yazma gibi hediyeler verilir. Eski ramazan gecelerinde davul çalarak kapılarda maniler söyleyen davulcularla birlikte çocuklar da gezerlerdi. Ev sahibi davulcuya mendil, yağlık, havlu v.b. hediyeler verirdi. Davulcunun arkasında gezen bir çocuk bu hediyeleri uzun bir sopaya bağlayarak davulcunun arkasında gezerdi. Tekirdağ'da toplanan kadınlar mani söylerken niyet tutarlar. Bahtlarına okunan manileri, iyi, kötü diye yorumlarlar. Özellikle sevdalılar, asker eşleri, asker anaları, eşi, oğulları gurbette olanlar niyet tutarlar. Bahtlarına çıkan mani güzelse sevinirler, kötü çıkarsa üzülüp hayra yorarlar. Tekirdağ'da mani söyleme geleneği, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiş, belirli kuralları olan kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmış bir gelenektir. Tekirdağ manilerinde Tekirdağ insanının düşünce yapısı, beğenisi, sevdaları, özlemleri, dertleri, ortak duygu ve davranışların yansıtılması, yörenin kültürüne ait gelenek ve göreneklerin izleri görülmektedir. Tekirdağ Manilerinden Örnekler Elek elek içinde Elek tekne içinde Tekirdağ'ın kızları İpek yelek içinde. Kaşıkçı minaresi Yanıyor idaresi Karabezirgan kızları Beşbin lira tanesi. Postacı gelir gelmez Kapıyı zillendirir Benim de bir yarim var Dilsizi dillendirir. Yeşil taksi geliyor Barboros'a gidiyor Ablam gelin olacak Sıra bana geliyor. Malkaranın yolları Sıvayayım kolları Oğlan sana gidiyorum Tutsana davulları. Darbukamın ucunda Yıldıza bak yıldıza Ben pahalıyım şekerim Sen ucuza bak ucuza Malkara bayır olsun Arkası çayır olsun Benim gözlerim kara Yarimin çakır olsun Dere boyu düz gider İnce belli kız gider Kız yolunu şaşırmış İnşallah bize gider Sarı gülüm sararsın Sararıp da solarsın Bana yar çok ama İsterim sen olasın. Mavilimsin maşallah Sen benimsin inşallah Kavuşmadık yar olmaz Kavuşuruz inşallah. Muratlı'nın yollarını Sen mi yaptın kaldırım? Benden başka seversen Vursun seni yıldırım. Tekirdağ'a giderken Sol tarafta hastane Yardan gelen mektubu Eğlendirme postane. Karanfil deste deste Gel beni babamdan iste Eğer babam vermezse Kır atını iyi besle. Alıntı. |
|
03 Nisan 2009, 02:55 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Tekirdağ İli Hakkında Bilgiler Tekirdağ İlinde Yaşayan El Sanatları Karacakılavuz El Dokumaları : İlimiz el dokuma sanatının yaşatıldığı Karacakılavuz Kasabası merkez ilçeye 32 km. uzaklıktadır. Karacakılavuz köyü dokumalarından yola çıkarak Karacakılavuz köyünün kökeni araştırıldığında, köklerinin Orta Toroslara dayandığı işledikleri motiflerden anlaşılmaktadır. Karaman oğlu beyliği sınırlarında yaşayan Karacakılavuzluların dedeleri Türklerin Trakya'yı ele geçirmelerinden sonra Fatih Sultan Mehmet döneminde (15. Y.Y. ilk yarısı) Toroslardan alınarak Balkanların Türkleştirilmesi amacıyla Balkanlara yerleştirilmişlerdir. Dokumacılığa Balkanlarda da devam eden Karacakılavuzlular daha sonra Tekirdağ topraklarına yerleşmişlerdir. Dokumalarının çoğunluğunda Anadolu motifleri bulunan Karacakılavuz dokumalarında ara motifleri olarak Balkan motiflerine de rastlanmaktadır. Bu nedenledir ki Karacakılavuz dokumaları toplumların yaşadıkları yörelerin izlerini taşımasının da ne kadar önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır. Anadolu ve Balkan motiflerinin işlenerek ortaya konulduğu Karacakılavuz dokumaları Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün çabalarıyla halen yapılmakta olup, hediyelik eşya olarak satışı yapılmaktadır. Burada yaşayan halk ilk defa 1877-1878 yıllarında Bulgaristan'dan göçmen olarak gelmiştir. Halkın el sanatlarından olan bu dokumalar nesilden nesile yaşatılarak günümüze kadar gelmiştir. Karacakılavuz el dokuma tezgahları yaklaşık 115 cm. Yüksekliğinde. 23 cm boyunda, 100 cm. eninde olup meşe ve gürgenden yapılmıştır. Daha çok çuval, minder yüzü, yastık yüzü, seccade, heybe ve kilim dokunmaktadır. Kırmızı, turuncu, siyah, lacivert, yeşil, sarı, mavi, mor kullanılan başlıca renklerdir. İplik malzemesi olarak önceden yapağı kullanılmakta ise de şimdi kolaylığa ve rahatlığı bakımından yün kullanılmaktadır. Desenler oldukça zengindir. Dokumalarda göz motifi, koç boynuzu, köpek ayağı, tavus kuşu, üç güller, çam dalı, mührü Süleyman, çengel, sofra, beygir nalı, yıldız, kilit deseni motifleri işlenmektedir. Başlangıçta bir kaç tezgahla başlayan el dokumacılığı, Kültür ve Turizm Müdürlüğünün gayretleri ile “El Dokumacılığı Projesi” çerçevesinde gün geçtikçe geliştirilmektedir. Alıntı. |
|
Etiketler |
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, tekirdağ, tekirdag, İli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
GAZLAR Hakkında Bilgiler | PySSyCaT | Kimya | 0 | 14 Ekim 2014 22:44 |
Isparta İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Akdeniz Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 02:25 |
Muş İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 01:38 |
Van İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 4 | 03 Nisan 2009 01:35 |