20 Mart 2009, 23:36 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kırklareli İli Hakkında Bilgiler Kırklareli Gelenekler [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]KırklareliKırklareli KIRKLARELİ ve KIRKKİLİSE OLAYI Türkler, Kırklareli 'ni Bizanslılardan 1368 de ikinci kez aldıkları zaman adı Rumca 'da "yurttaşlar topluluğu" anlamına gelen SARANTA ECCLESIA idi; yani KIRKKİLİSE. İlimiz Kırkkilise ismini muhtemelen Hırıstiyalığın 313. yılında İmparator Konstantinus tarafından serbest bırakılıp varlığının Roma Devleti tarafından resmen kabul edilmesinden sonra almıştır. Yunancada "yurttaşlar topluluğu " kelimesinden alınan kilise ismi " Dindarlar Birliğini" oluşturdu. Bundan sonra kilise eyalet yöntemlerine uygun olarak dinsel bölgeler oluşturmaya başladılar. Kırklareli bu dönemde yurttaşlar topluluğunun yeriydi. Kırklareli aynı zamanda "İlk Hıristiyan Yeri" olması dolayısıyla da "Kutsanmış Kent" olarak geçmektedir tarihe. Sonraki yıllarda Dindarlar Topluluğu tarafından "Ruhların Kurduğu Kent" olmuştur. 1603 yılında ilimize gelen gelmiş olan Polonyalı yazar Simeon, Kırklareli 'nin kayalık bir arazi üzerine kurulduğunu ve kilise çokluğundan dolayı Greklerin buraya Dessera Kondi Eklesiai denildiğini yazmaktadır. Türkler, Kırkilise adının Hıristiyanlık inancı ile yakın ilgisi olduğundan şehri aldıktan sonra buna saygı göstermişler ve geleneklere uygun olarak adını değiştirme çabasına girmemişlerdir. Cumhuriyetin gelmesi ile "Kırkazizler" olarak ifade edilen şehrin adı Kırklareli olarak değiştirilmiştir. Kırklar Olayı; Peygamberimizin gece yolculuğu sırasında Arş'da (göğün dokuzuncu katında) meydana gelmiştir. " Kırk Hatun Ziyareti " ve " Kırk Kızlar " da bu " Kırk Olayları " ndan belli başlılarıdır. Görülüyor ki; Kırklar Olayı tarih içerisinde Trakyayı ve Balkanları derinden etkilemiş, özgün bir kültürün ve efsanenin yaratılmasına neden olmuştur. Alıntıdır | |
|
20 Mart 2009, 23:37 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kırklareli İli Hakkında Bilgiler Kırklareli Kültür Durumu [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Kültür DurumuKültür --Kültürel kurumlar-- Kırklareli'nde 12 halk kütüphanesi ve bir müze bulunmaktadır. Folklor Halk Edebiyatı Ata Sözleri Bilmeceler Bağda izin olsun, yemeğe yüzün olsun Ağaç üstünde kara şopar. (Zeytin) Eşeğin canı yansa, yarış atını geçer. Çarşıda satılmaz, elle tutulmaz Ondan daha tatlı bir şey bulunmaz. (Uyku) Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz. Deyimler Maniler El etek çekmek Fıkır fıkır kaynamak Var delisi olmak Yaş yere basmamak Nal çakmak Bahçelerde sardunya Sardunyayı kırdın ya İstemiyom dermişsin Yine bana kaldın ya. Maddi Kültür Halk Mimarisi Mimari yapıların oluşmasında, şekillenmesinde arazinin yapısı, iklim, bölgedeki doğal malzeme ile yapıyı yapan ustanın bilgi ve becerisi etkili olmaktadır. Bulgaristan sınırında ve Karadeniz kıyılarında yer alan Kofçaz ve Vize ilçeleri ve köylerinin yer aldığı bölgeler ormanlık olup, taş malzeme bol miktarda bulunmaktadır. Bu nedenle yapılarda taş ve ağaç, çatıda ise kirmit kullanılmaktadır. Kırklareli merkez ilçenin güneyinde kalan bölgesi, Babaeski, Lüleburgaz ve Pehlivanköy ilçeleri ile Pınarhisar ilçesinin güneyinde kalan bölümünde orman ve taş hayli azalmakta, bunların yerini tahıl ekilebilir düz toprak arazi almaktadır. Bu nedenle bölgedeki evler ker***ten olup, çatı malzemesi yine kiremittir. Gelenek Görenek ve İnançlar Düğün Geleneği Düğünler, süre ve uygulamalar bakımından yer yer göçmen gruplar arasındaki farklılıklardan dolayı değişiklikler göstermektedir.Düğün telaşı en az bir hafta öncesinden başlar ve genellikle Cumartesi-Pazar günü olan düğünlerde, Perşembe günü kızın çeyizi alınır, bu arada yengeler sandık üzerine oturarak damattan hediye isterler. Çeyiz oğlan evine götürüldükten sonra Cuma akşamı kız evinde kına gecesi yapılır, Gelinin yüzüne renkli krep örtülerek gelinin yengesi tarafından, gelinin el ve ayaklarına kına yakılır. Bir darbuka eşliğinde söylenen ayrılık türküleri ile gelin içlenir ve ağlar. Cumartesi günü sabah gelinin el ve ayaklarına yakılan kınalar yetim bir çocuk tarafından açılarak içine konulan paralar ona verilir. Öğlene doğru damadın evine davullar, gelinin evine çalgılar gelir. Akşamüzeri oyunlar eşliğinde gelinin ahreti tarafından hazırlanan baklava, hediye bohça ve süslü çiçekler alınır ve bu çiçek yörede bereketin simgesi olarak nitelendirilir. Gelinin ahretine hazırladığı elbise bohçası verilerek gelinin bulunduğu eve getirilir. Aynı gün damadın sağdıcı tarafından hazırlanan baklava, kurbanlık koç davullar eşliğinde alınarak damadın evine getirilir. Aynı gece damat halayı kız evine davullar eşliğinde giderek, takılar okuyucu eşliğinde teker teker takılır. Pazar sabahı damat evinde, damadın arkadaşları eşliğinde davullu ve zurnalı damat tıraşı yapılır. Daha sonra gelin halayı gelerek, gelinin erkek kardeşi, amca ve dayıları tarafından gelin arabasına bindirilir. Gelinin arkasından buğday ve darı atılarak gideceği yere bereket getirmesi dilenir. Damat evine gelen gelini etrafa para ve şekerler atarak karşılar. Sonra gelinin duvağını kaldırarak kendi hediyesini takar. Damat son kez yakın akrabaları ve arkadaşları ile oynar. Gerdek gecesi imam nikahı kıyılır. Pazartesi günü gelin damadın yakın akrabalarının elini öperek onlara hediyeler verir. Bir hafta sonra gelinin ailesine yemeğe gidilir. Birkaç gün sonra gelinin ailesi de damat evine iki ailenin daha iyi kaynaşması amacı ile yemeği gider. Yörede kız kaçma olayları çok sık görülüp, yadırganmamakta ve iki aile arasında anlaşmalar sağlanmaktadır. Yöresel Kıyafetler Günümüzde Kırklareli halkı hazır elbise giymekte ve giyim tercihi moda akımına göre zaman zaman değişebilmektedir. Eski yıllarda köy ve şehirlerde yaşayanlar arasında gözle görülür farklılıklar bulunmakta iken, bugün aradaki fark oldukça azalmıştır. Köylerde özellikle elli yaş ve üzerindeki kadınlar dışarıda çarşaf, ferace denilen siyah renkli giysileri kullanmaktadır.Renkli basmalardan yapılan şalvar, bluz, ayaklarına koyun yapağından örülme çetik,başlarına eşarp ya da beyaz bezden oluşan baş örtüleri ise ev içinde giyilmektedir. Erkekler genelde hazır olarak aldıkları ceket ve pantolon giyer, başlarına ise kasket ya da şapka takarlar. Yaşlı olanlar sıcak tutsun diye kışları şayak (aba) pantolon giyerler. Gençler ile yaşlılar arsında giyimde büyük farklılıklar vardır. Genç kızlar saçlarını örtmezler. Bu durum ilk zamanlar aile büyükleri tarafından yadırganmasına rağmen, bugün hoş karşılanmaktadır. Genç erkekler de gayet modern giyinmektedir. Halk Oyunları Kıyafetleri Kadınlar, başa çember, oylaı yemeni, grep, yazma, kıvrak, tartma, vala; sırta iç donu, bürümcek gömleği, cepken, şalvar, fıta, uçkur, fistan, yağlık, toka; ayağa ise yemeni, çetik (şaşon), çorap giymekte ve boyunlarına kurdeleye dizili altın, kulaklara da küpe takarlar. Erkekler, başa fes; sırta gömlek, cepken, kollu ve kolsuz cemedan, potur, kuşak, peşkir; ayağa ise yemeni, çarık ve çorap giymektedir. Özel Günler ve Kutlamalar Atatürk'ün Kırklareli'ne gelişi 20 Aralık'ta kutlanmaktadır. Olaylar çıkmış, olaylar tarih olmuş... Kişiler gelmiş, kişiler olaylara ve toplumlara yön vermiş ve Kırklareli'ne 20 Aralık 1930 cumartesi günü saat 13.30'da bir beyaz trenle Gazi Mustafa Kemal gelmiş. Gazi Mustafa Kemal 20 Aralık 1930 cumartesi günü saat 13.30'da Kırklareli'ne geldi. Muazzam bir kalabalık tarafından büyük sevgi gösterileriyle karşılanan Gazi buradan Vilayet Makamına geldiler. Vilayetten Süvari Tümen Karargahına geçildi. Buradan Cumhuriyet Caddesi takip edilerek Belediye Binasına gelindi. Belediyede iki saat kalan Gazi daha sonra Halk Fırkası binasına geldi. Dört buçuk saat burada kalan Gazi geceyi geçirmek üzere trenine geçti. Pazar günü saat 14.30'da Türk Ocağı'na geldi. Ziya Gökalp İlkokulu'nu da ziyaret eden Gazi Edirne'ye gitmek üzere otomobille Kırklareli'nden ayrıldılar. Kurtuluş Günleri büyük Coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Kırklareli 10 Kasım 1922, Babaeski 9 Kasım 1922, Demirköy 11 Kasım 1922, Kofçaz 11 Kasım 1922, Lüleburgaz 8 Kasım 1922, Pehlivanköy 9 Kasım 1922, Pınarhisar 9 Kasım 1922 ve Vize 1 Kasım 1922'de düşman işgalinden kurtulmuştur. Kurtuluş günleri il ve ilçelerimizde coşkulu törenlerle kutlanmaktadır. Kırklareli Belediyesi tarafından her yıl Mayıs ayının ikinci haftası düzenlenen Kırklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Halkın büyük ilgi katılımıyla gerçekleşmektedir. Her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında Kırklareli Karagöz Kültür sanat ve Kakava Festivali festival ateşiyle başlar. Değişik yarışmaların düzenlendiği festivalde sergiler açılmakta, konserler verilmektedir. HIDRELLEZ Kırklareli'nde hıdrellez kışın sonu, yazın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Kırklareli'de çok uzun yıllar önce Hıdrellez’in kutlandığı yerlere "Hıdırlık" denilmekteydi. Eğlenceler 1990 yılından itibaren Mayıs ayının ikinci haftasından başlayarak Kırklareli Belediyesinin organize ettiği "Karagöz Kültür, Sanat ve Kakava Şenlikleri" ismi ile Kırklarlı merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunan Şeyandere'de kutlanmaktadır. İl'de bugün için Hıdrellez kutlamalarını Hamdibey, Sinanlı, Sivriler, Balaban, Düğüncülü, Taşağıl, Ertuğrul, Kuleli, Nadırlı, Karakoç, ve Erikleryurdu köyleri devam ettirmektedir Alıntıdır |
|
28 Mart 2009, 02:45 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kırklareli İli Hakkında Bilgiler Ekonomik Yapı İlimiz ekonomisi tarımdan sanayiye geçişi yaşamaktadır. Son yıllarda sanayileşme, özellikle İstanbul sanayisinin Trakya’ya yönelmesi sonucunda D-100 karayolu kenarında yapılan yatırımlarla gelişmeye başlamıştır. İlimiz 2000 yılı verilerine göre 4.370 dolar olan kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla ile iller sıralamasında Kocaeli, Bolu, Yalova ve İstanbul’dan sonra beşinci durumdadır. Gayri safi yurtiçi hasıla içinde sanayinin payı yüzde 56, hizmetler sektörünün yüzde 34 ve tarımın payı yüzde 10’dur. Kırklareli gelir seviyesi ve gelişme aşaması bakımından Türkiye ortalamasının üzerinde olan bir ilimizdir. Ancak bu görünüme karşılık ilçeler arasında büyük uçurumlar bulunmaktadır. 1996 rakamlarına göre gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 62’sini Lüleburgaz, yüzde 15’ini Merkez ilçe, yüzde 10’unu Babaeski oluşturmaktadır. Bu üç ilçemizin toplamı yüzde 87 tutmaktadır. Geriye kalan yüzde 13 diğer beş ilçemizin payıdır Tarım BİTKİSEL ÜRETİM Yüzölçümü 6.550 kilometrekaredir. İl arazisinin yüzde 40'ı tarım arazisi olarak kullanılmaktadır. Sulanan tarım alanları ise yüzde 17'dir. Toplam ekilebilir arazi içerisinde buğday birinci sırayı almakta ve ekilişteki payı yıllara göre yüzde 55-60 arasında değişmektedir. Tarım ürünleri içinde ikinci sırayı alan ayçiçeğinin payı ise yüzde 20-25 dolayındadır. ORMANCILIK İl yüzölçümünün yüzde 37'si ormanlarla kaplıdır. Ormancılık sektörünün milli gelir içindeki payı binde 5 Kırklareli Ormancılık Sektörünün milli gelir içindeki payı %00,06 ve GSMH' ya katkısı ise %00,21 dir.Kırklareli ormanlarının yıllık odun üretimi 311,4 metreküptür. HAYVANSAL ÜRETİM Kırklareli'nde hayvancılık bitkisel üretimden sonra ikinci sırada gelir kaynağı olup, önemli bir potansiyele sahiptir.İl düzeyinde 80 bin büyük baş, 219 bin küçük baş hayvan bulunmaktadır. Yılda 3 bin ton et, 165 bin ton süt üretilmektedir. SU ÜRÜNLERİ Kırklareli'nin Demirköy ve Vize ilçelerinde bulunan İğne Ada ve Kıyı Köy beldelerimiz ile, Liman Köy ve Beğendik köylerimiz Karadeniz sahilinde yer almaktadır. Buralarda 245 tekne ile 588 ruhsatlı balıkçı tarafından balıkçılık yapılmakta ve halkın yüzde 40’ı geçimini bu yolla temin etmektedir. Bunun dışında baraj ve göletler ile alabalık tesislerinde de balıkçılık faaliyetleri sürdürülmektedir. Su ürünleri yönünden önem arz eden Erikli, Hamam ve Mert gölleri olmak üzere üç adet tabi göl, Kırklareli, Armağan ve Kayalı barajları olmak üzere üç adet baraj ile 30 adet gölet mevcut olup, buraları balıklandırılmıştır. Artarak gelişme gösteren kültür balıkçılığı yaygınlaşmaktadır. Halihazırda tamamı projeli ve üretime geçmiş olan 10 tesis bulunmaktadır. Sanayi İmalat Sanayi İlimizde sanayi daha çok D-100 karayolu etrafında ve özellikle Lüleburgaz’da yoğunlaşmıştır. Kırklareli’nde sanayi artan bir hızla gelişmektedir. Bunun temel nedenlerinin başında İstanbul sermayesinin çevreye yayılma çabası yatmaktadır. İmalat sanayini değerlendir-diğimizde 160’a yakın tesis bulunmaktadır. Ağırlıklı olarak gıda ve tekstil imalatı yapılmaktadır. 70’e yakın tesis gıda ile, 50’ye yakın tesis tekstil ile iştigal etmektedir. Orman ürünlerine yönelik 10, taş ve toprağa dayalı imalat sanayi olarak da 10’a yakın tesis bulunmaktadır. Bunların arasında Alpullu Şeker Fabrikası, Pınarhisar Çimento Fabrikası, Trakya ve Kırklareli Cam Fabrikaları, Eczacıbaşı İlaç Sanayi, Zorlu Linen sayılabilir. Enerji Kırklareli'nde elektriksiz köy bulunmamaktadır. Kırklareli'nde Hamitabat Doğal Gaz Çevrim Santralı bulunmakta ve doğal gaz ile elektrik üretilmektedir. Yılda 656 milyon kilovat elektrik tüketilmektedir. Madencilik Kırklareli'nde altın, bakır, çinko, demir, mermer, bolfram, molibden, felspatmanganez rezervleri bulunmaktadır.Maden varlığını oluşturan doğal kaynaklardan sadece mermer yatakları işletilmektedir. Alıntı. |
|
03 Nisan 2009, 03:00 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kırklareli İli Hakkında Bilgiler KIRKLARELİ NÜFUS YAPISI : 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı geçici sonuçlarına göre toplam il nüfusu 331.937dir. Nüfusun yüzde 57si şehirlerde, yüzde 43ü kırsal kesimde yaşamaktadır. İlimizde yıllık nüfus artış hızı binde 13.39dur.İlçe merkezi 79.145 olan Lüleburgaz başta yer almakta, bu ilçemizi 53.673 nüfus ile Merkez, 25.610 nüfus ile Babaeski izlemektedir. Kofçaz ve Pınarhisar ilçelerimizde nüfus azalma eğilimi göstermektedir. Kırklarelinin nüfus yoğunluğu 51dir. 1965 yılına kadar Kırklareli yoğunluğu ülke ortalamasının üzerinde olmuştur. Bunun nedeni ilin mübadele ve muhaceret yoluyla Balkan ülkelerinden aldığı göçtür. 1940-1945 yılları arasında II.Dünya Savaşı nedeniyle Kırklarelinin nüfusu azalmış, 1950-1955 arasında ise yeniden yurtdışından gelen göçmen aileler ile nüfus artmaya başlamıştır. 1960a kadar yüksek olan nüfus yoğunluğu bu yıldan itibaren il dışına göçün başlamasıyla beraber 1965den sonra azalmaya başlamıştır. Kırklareli bir sınır ili olması nedeniyle her dönemde Balkan ülkelerinden gelen göçmenlerin ilk yerleştikleri illerden biri olmuştur. Bu nedenle nüfusu öteden beri göç hareketlerinden büyük ölçüde etkilenmiştir. Kırklareline topluca yerleştirilen ilk Türk göçmenleri 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rumeli üzerinden gelmişlerdir. Balkan savaşı sonunda yapılan anlaşma gereğince, Trakyada yaşayan Bulgarlarla Bulgaristanda yaşayan Türk nufus ve daha sonra Yunanistandaki Türk nüfusu karşılıklı olarak değiştirilmiştir. Kırklareli son olarak 1989 yılında Bulgaristandan gelenlerle önemli bir göç hareketi ile karşı karşıya kalmıştır. Kırsal alandan göç özellikle 1965ten sonra artmıştır. 1965-1975 arasında ilden 13.440 kişi göç etmişken, 1980-1985 arasında bu sayı 23.551e, 1985-1990 arasında 27.259a yükselmiştir. Yoğun olarak etkisi altında kaldığı İstanbul metropolüne göç vermiştir. İstanbul veya diğer illere olan göçlerde erkek nüfus hakim durumdadır. Yani bu ilden olan göç tamamen ekonomik nedenlere bağlıdır. Bu ekonomik nedenlerin içinde Kırklarelinde iş bulma olanağından çok insanların tarım topraklarının özellikle miras yoluyla küçük parçalara bölünmesi ve gelir getirecek niteliklerini yitirmesidir. Kırklareli 1960dan sonra yurt dışına da göç vermiştir. Bu göç daha çok kentsel kesimlerden kaynaklanmaktaydı ve nitelikli işçi göçü biçimini almıştır. Bu göçler ilde faal nüfusun iş kollarına dağılımını etkileyecek bir boyuta varmış ve 1955-1965 arasında imalat kesiminin payında bir daralma ortaya çıkmıştır. 1974e kadar ilden yurt dışına çalışmak amacıyla gönderilenlerin sayısı 5.368dir. Bu gün için il den yurt dışına göç oldukça azalmıştır. 1980-2000 yılları arasında Türkiyenin yurtdışına gönderdiği nitelikli veya niteliksiz çalışan kişi sayısı 4.000 kişi civarındadır. GÖÇLER Kırklareli bir sınır ili olması nedeniyle her dönemde Balkan ülkelerinden gelen göçmenlerin ilk yerleştikleri illerden biri olmuştur. Bu nedenle nüfusu öteden beri göç hareketlerinden büyük ölçüde etkilenmiştir. Kırklareline topluca yerleştirilen ilk Türk göçmenleri 1877 Osm.-Rus savaşı sırasında Rumeli üzerinden gelmişlerdir Balkan savaşı sonunda yapılan anlaşma gereğince, Trakyada yaşayan Bulgarlarla Bulgaristan da yaşayan Türk nüfus karşılıklı olarak değiştirilmiştir. Bu değişim sonucu Trakyadan ayrılan Bulgar sayısının 100 bin olduğu sanılmaktadır. Bulgarlarda daha çok Edirne ve Kırklarelinin Istıranca (Yıldız) dağ köylerinde yaşamaktaydılar. Diğer taraftan Balkan Savaşı sırasında Trakyada yaşayan Rumlardan bir bölümü de Yunanistana göç etmiştir. L.Dünya savaşı sonunda bu Rumların çoğu eski yerlerine dönmüşse de Lozan Anlaşması gereğince Trakyadaki Rumlarla Yunanistandaki Türkler yer değiştirince, Rumlar yeniden Yunanistana göç etmek zorunda kalmıştır. Bunların sayıları da 400 bine ulaşıyordu. Böylece 1943-1924 arasında Trakyanın nüfus kaydı yarım milyona yaklaşmıştır. Bunların yerine, Balkanlardan göç eden Türkler yerleştirilmiştir. Bölgeye yerleştirilen Türklerin bir bölümü sonradan Anadolunun değişik yerlerinde göç etmişlerdir. Balkan ülkelerinden Trakyaya toplu göçler aralıklı olarak sürülmüştür. Bu toplu göçlerin en önemlileri 1936 ve 1950 yıllarında gerçekleşmiş, Bulgaristan, Yugoslavya ve Romanyadan gelen pek çok Türk göçmeni Türkiyeye yerleştirilmiştir. Trakyaya tütüncülüğün girmesi, ay çiçeği üretiminin başlaması ve yeni tarım tekniklerinin kullanılmasında bu göçmenlerin önemli rolleri olmuştur. Gerçi 1924e değin gelen ilk göçmen grupları yeri yerlerine uyum sağlamakta güçlük çekmiştir. Çünkü ormancı köylülere ovalarda, tütüncü köylülere ise ormanlık bölgelerde yada tütün yetiştirmeye elverişli olmayan yerlerde toprak verildiği olmuştur. Kırklarelinde yerleşen göçmenlerin, çevrelerine uyum sağladıktan sonra ilin tarımına katkıları büyüktür. ll. Dünya savaşının başlaması ile il deki askeri birliklerin sayısı artırılmış ve Kırklareline önemli sayıda askeri personel gelmiştir. Buna karşılık, savaş tehlikesi nedeniyle sivillerin bölgeyi terk etmeleri istenmiş bu nedenle 1940-1945 arasında il nüfusunun bir bölümü başka illere göç etmiştir. İlin 5 yılda yitirdiği nüfus 78.150 kişi idi. 1955den sonra yurt dışından gelen göçler büyük ölçüde durmuş, buna bağlı olarak, 1950 de Kırklarelinde nüfusun %26,7 sini oluşturan, dış ülke doğumluların oranı 1960da 519,1e 1970te de %13,5e düşmüştür. Buna karşılık ildeki askeri birliklerin sayısında sık sık artırılmasına bağlı olarak ilde yaşayan başka il doğumluların oranı yükselmiştir. 1950de başka illerde doğmuş olanlar Kırklareli nüfusunun %5.2 sini oluşturuyordu.1980-1985 yıllarında ise bu oran %7,5 a çıkmıştır ki bunda en etkili rolü asker nüfusu oynamaktadır. Bunun yanında bu yıllar arasında özellikle Almanya gibi dış ülkelere çalışmaya giden diğer illerde doğmuş olan kişilerin sakin bir ortam aramaları nedeniyle Kırklareline yerleşmeleri Türkiyeye gelenler arasında çok az bir kısmı oluştursa da burayı yerleşim için seçmişlerdir. İlde nüfusu geçindirecek iş olanaklarının sınırlılığı buna karşılık komşu illerin ekonomisinde son yıllarda hızla bir gelişme olması ve ilin İstanbul metropoliten alanına yalnızca birkaç saatlik uzaklıkta bulunması gibi nedenlerle 1960dan Kırklarelinden il dışına göç hareketi çok hızlanmıştır. İl dışına göçün asıl kaynağı kırsal kesim olmakla birlikte ilçe merkezlerinden göç edenlerin sayısı da azımsanmayacak miktardadır. Kırsal alandan göç özellikle 1965ten sonra şiddetlenmiştir. 1965-1975 arasında ilden 13440 kişi göç etmişken, 1980-1985 arasında bu sayı 23551e yükselip yoğun olarak etkisi altında önemli ölçüde kaldığı Marmara Bölgesi İstanbul Metropolitenine göç vermiştir. Marmara Bölgesi içinde dağılan bu nüfus %59,7 lık değer taşırken İstanbulun toplam göç eden nüfustan aldığı pay ( Marmara Bölgesine ) %15 tir. Bunun başlıca nedeni de İstanbulun bir metropol olması, önemli ulaşım aksları üzerinde olduğu ve stratejik konumu nedeniyle gerek sanayi gerek hizmetler sektöründe oldukça yüksek iş imkanlarının olmasıdır. Yalnız burada dikkate değer bir konu vardır ki, İstanbul veya diğer illere olan göçlerde erkek nüfus hakim durumdadır. Yani bu ilden olan göç tamamen ekonomik nedenlere bağlıdır. Bu ekonomik nedenlerin içinde Kırklarelinde iş bulma olanağından çok insanların tarım topraklarının özellikle miras yoluyla küçük parçalara bölünmesi ve gelir getirecek niteliklerini yitirmesidir. Kırklareli 1960dan sonra yurt dışına da göç vermiştir. Bu göç daha çok kentsel kesimlerden kaynaklanmaktaydı ve nitelikli işçi göçü biçimini almıştır. Bu göçler ilde faal nüfusun iş kollarına dağılımını etkileyecek bir boyuta varmış ve 1955-1965 arasında imalat kesiminin payında bir daralma ortaya çıkmıştır. 1974e kadar ilden yurt dışına çalışmak amacıyla gönderilenlerin sayısı 5368di. Bu gün için il den yurt dışına göç oldukça azalmıştır. 1982-1985 yılları arasında Türkiyenin yurtdışına gönderdiği nitelikli veya niteliksiz çalışan kişi sayısı 4000 kişi civarındadır. Kırklarelinden göç edenler il dışında uzun bir süre çalışsalar da ille bağlantılarını tümüyle koparmamaktadırlar. Bunlardan bir bölümü çalışma yaşamlarını tamamladıktan sonra Kırklareline dönmeyi yeğlemektedirler. 1965ten sonra ilde yaşayan yaşlı nüfusun ülke ortalamasının üzerine çıkmasında bu faktör de etkili olmuştur. Bu insanları geri dönmelerini başlıca şu nedenlere bağlayabiliriz. Şehrin gürültüsü, hava kirliliği, yaşlı ancak niteliksiz kişilerin ekonomik yönden tatmin edici işler bulamamaları, kiraların ve diğer harcamaların maliyetinin yüksek olması ve akrabalık ilişkileridir. Kırklareli ilinin göç olmasında en önemli etken olarak asker nüfusu verirken bunun yanında görevleri nedeniyle geçici bir süre için ilde kalmak durumu ile gelen öğretmenler ve diğer kamu personeli de sayılabilir. Kırklareli son bir yıldır yine önemli bir göç hareketi ile karşı karşıyadır. Bu göç Bulgaristanın zorla Türkiyeye gönderdiği soydaşlarımızdır. 11 Ekim 1989 tarihi itibariyle Türkiyeye gelen yaklaşık 300 bin soydaşımızdan 45 bini Kırklareline yerleşmiş ancak bunun 5 bini geri dönmüştür. Kalan 40 bin kişinin 17 bini çadır kentlerde barındırılırken, geri kalan kısmı çeşitli kamu kuruluşlarının misafirhanelerinde ikamet etmektedirler. Bu nüfus içinden ancak 800 aile devlet yardımıyla normal konutlarda oturabilmektedirler. Bu tür konutlara yerleşen ailelerin en büyük sorunu olan ekonomik durumlarına devlet, bazı kamu kurumlarında iş bulmak, taksi işletmelerine izin vermek suretiyle yardımcı olmaya çalışmaktadır. Çadır kentlerde yaşayan 17 bin soydaşımızın büyük bir kısmı geçici bir süre için burada kalmakta olup, en kısa zamanda en iyi iş olanaklarına ulaşabilecekleri illere gideceklerdir. Bu iller arasında ağırlıklı olarak İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir gibi büyük illerimiz gelmektedir. Alıntı. |
|
Etiketler |
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, kirklareli, kırklareli, İli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kırklareli Genel Bilgiler | Ecrin | Marmara Bölgesi | 0 | 21 Aralık 2011 19:45 |
İzmir İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Ege Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 02:42 |
Kütahya İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Ege Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 02:39 |
Muş İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 01:38 |
Van İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 4 | 03 Nisan 2009 01:35 |