Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İpsiz Recep’in torunu Prof. Dr. Emin Gürses
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
İpsiz Recep (önde) ve ekibi
İpsiz Recep’le aynı dönemlerde yaşamadığımız için, onu sadece tarih sayfalarından tanıyoruz. Ama torunu olan Doç. Dr. Emin Gürses’i verdiği konferanslardan, yazdığı makalelerden tanıyoruz.
İpsiz Recep Karadenizlidir. Rize’de doğmuş, 1928 yılında da Sakarya Karasu’da ölmüştür. İpsiz lakabı ile anılmasının sebebi cesareti, gözü pekliği ve cömertliğinden gelmektedir. M. Kemal Paşa kendisine “Recep amca” diye hitap ederdi. İpsiz Recep işgalcilerin korkulu rüyası idi. Çetesi ile yüklü Yunan gemilerine saldırır, elde ettiklerini de Anadolu’ya sevk ederdi. Çeşitli bölgelerde mücadele veren İpsiz Recep, Ali Fuat Paşa’nın emrinde de çalışmıştır. Millî mücadelede, oluşturduğu milis kuvvetleri ile Amasra-Karasu hattında kıyama kalkan düşman eşkıyalarını bertaraf etmiştir. Millî hassasiyet ile korkusuzca yaptığı saldırılar sonucunda kahramanlaşmış, hatırı sayılır hale gelmiştir. Vatanın tehlikede olduğu dönemlerde mücadele veren her ferdi vahit gibi, İpsiz Recep de karşılık beklemeksizin can pazarına dalmış, ürkmeden de kendisine düşeni bihakkın yerine getirmiştir. Huzur dönemine gelindiğinde, yani ülke düşman işgalinden kurtulduktan sonra, herkese teklif edilen imkanların aynısı İpsiz Recep’e de teklif edilmiş, ama İpsiz Recep bu tekliflere asla itibar etmemiştir.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Prof. Dr. Emin Gürses
Millî mücadeledeki gayretlerinden dolayı kendisine verilmek istenen İstiklal Madalyasını “Ben bu mücadeleyi vatanımın kurtulması için yaptım. Madalya ile taltif edilmem için yapmadım” diyerek kabul etmemiştir. Demek ki İpsiz Recep için önce vatan önemliydi. Madalya almak aklının köşesinden bile geçmemişti.
Merhum İpsiz Recep gibi nice vatansever bilahare eften püften sebeplerle karalanıp, kenara itilmiş, buna mukabil emek sarf etmeyenler, korkaklar, ürkekler taltif edilerek baş üstü edilmişti. İpsiz Recep için önemli olan milletin gönlünde yer almaktı.
Millî mücadelenin kazanılmasında önde gelenlerin makam, siyasi ihtiras sebebiyle nice sıkıntılara duçar edildiklerini, hatta bazılarının hainlikle suçlandıklarını da tarih sayfalarından öğreniyoruz. Yalan söyleyen tarihe değil, gerçek tarihe baktığımızda kimlerin hain, kimlerin de vatanperver olduğu anlaşılmaktadır. İşte İpsiz Recep de, torunu Doç. Dr. Emin Gürses de, maalesef tam anlamıyla anlaşılamayanlardandır. Türk İstiklal harbinin kazanılmasında emeği olan, savaşta dik duran, başını siyaset adına eğmeyen İpsiz Recep’in torunu Emin Gürses’in vatanına, milletine ihaneti intaç edecek bir fiili işlemesine ihtimal vermiyoruz.
Konferanslarında, TV programlarında yaptığı konuşmalarda serapa vatansever olduğu, ülkenin selameti için, milletin birliği için çırpınıp durduğu aynıyla vaki bir husustur. Böyle bir insanın vaka-i adiyeden suç işlemesi dahi düşünülemezken, vatan, millet aleyhinde suç işlemesi hiç düşünülebilir mi?
Bir ilim adamının, bir müddet için de olsa, tutuklanarak ilim ve irfan müesseselerinden uzaklaştırılması ne derece doğrudur? Doğrusu cai sualdir. Tabii ki suç işleyen cezasını görmelidir ama kolluk kuvvetlerince gerekli titiz çalışmalar yapılmadan hazırlanan fezlekelerle kişileri hürriyetlerinden mahrum etmenin hukuk devletine yakıştığı söylenemez. Her vesile ile ifade ettiğimiz gibi gecikmiş adalet zulümdür. Zulme rıza da zulümdür. Zulmü irtikap edene iltifat ateşin dokunmasına sebeptir. Aylardan beri operasyonlar devam etmekte, davalar bir türlü açılamamakta, aileler de perişanlık çekmektedir. Millet de tedirgindir.
Maksadımız prosedürün çarpıklığını izah etmektir. Yoksa suç işleyenleri korumak değildir. 25 senelik ağır ceza avukatlığımız döneminde gördüklerimiz, yaşadıklarımız sessiz kalmamamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Nice mazlumların, mağdurların tutuk ve ceza evlerinde hayata küstüklerini, suçsuzluklarını ispatlayamadan terki hayat ettiklerini biliyoruz.
Nice zalim ve katilin de suçlamalardan kurtularak hayata döndüklerini, hatta beraat ettiklerini görenlerdeniz. Bu sebeple adaletin bir an önce tahakkuku için acele edilmesinde fayda vardır. Diğer çetelerle birlikte Ergenekon’un da ne menem bir şey olduğu böylece anlaşılmış olacaktır. Ayrıca suçlu olmayanlar ayıklanacak ve bir an önce hürriyetlerine kavuşacaklardır. Her saniyenin ömür için çok önemli olduğu, hürriyetler için çok bedel ödendiği hiç unutulmamalı, adalet onun için çabuklaştırılmalıdır.