Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Mahkemeden alkışlanacak karar! - Ruhat Mengi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Onlarca yıldır kadın ve çocuklara karşı barbar saldırılarda çoğunlukla “suçluyu koruyan” kararlar veren, son iki yıldır bu kararlarda iyice adaleti unutan yargı nihayet “oh” dedirtecek bir ceza verdi. Kadın cinayetlerinde “toplumu isyan ettiren bir simge” haline gelen Ayşe Paşalı cinayetinde eski eşini öldüren İstikbal Yetkin Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırıldı. Bu sonuç için; kararı veren hakimler kadar Ayşe Paşalı’yı gönüllü savunan (aralarında Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci’nin de bulunduğu) başarılı kadın avukatlar kutlanmayı hak ediyorlar.
Bugüne kadar benzer davalarda, en ağır cezaların verilmesi gereken tecavüz ve cinayetlerde “Batı ülkelerinde asla görülemeyecek” hafifletici nedenler, iyi hal indirimleri, infaz yasası uygulamaları ile “suçu teşvik” anlamına gelecek kararların verilmesi sonucunda artık olay “görevini yapmayan hakimlerin cezalandırılması gerekir” noktasına gelmişti.
İKİ DOĞRU KARAR
Bildiğiniz gibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’na bağlı çok sayıda kadın kuruluşu ile birlikte kısa süre önce TBMM önünde “Utanıyoruz, susmayacağız” eylemi yaptık.
Arkasından uluslar arası toplantılarda bunu dile getirmeye başladık. Bundan sonra da “kadın ve çocuklara karşı saldırılarda” suçluların en ağır şekilde cezalandırılması sağlanmadıkça bu eylemler sürecektir. O nedenle; çocuklarının “kendilerini duruşma sırasında bile hala tehdit ettiğini” söyledikleri suçluya verilen ceza “adaletin tümüyle yitmediğini, hala bir ümidin olduğunu göstermesi açısından son derece önemlidir. Bu karardan bir gün önce duyduğumuz “bir gece klübünü polis kılığında basarak kaçırdıkları kadına tecavüz eden” suçlulara verilen doğru ceza aynı şekilde çok önemlidir.
Hem benzer vahşet eylemleri planlayanlar için “caydırıcılık” açısından, hem de “adaleti gösterme” açısından.. Keşke insan haklarına ve hukuka aykırı diğer uygulamalarda da mahkemeler bu cesareti gösterebilse, bu toplum adaleti öyle özledi ki..
DEVLETİN SUÇU VE ÇOCUKLAR
Ayşe Paşalı davası doğru kararla bitti ama olay kapanmış değil. Eğer kendisine defalarca başvurduğunda, “öldürüleceğini söyleyerek korunma istediğinde” devlet “umursamazlık yerine” onu korusaydı Ayşe Paşalı bugün yaşıyor olacaktı ve hem böyle feci bir olay üç çocuğunun zihinlerine ömür boyu kazınmamış, hem de onlar sevgili annelerini kaybetmemiş olacaktı.
Kısacası, katil suçlu ama ona bu fırsatı veren devlet de daha az suçlu değildir. Peki bu sorumsuzluğu yapan savcılığı kim cezalandıracak? Onlar cezalanmazsa vicdanlar rahat edecek mi, bundan sonra benzer sorumsuzlukların yapılması önlenebilecek mi? Devlet kendi suçunu da temizlemek zorundadır.
BURS VERİLMELİ!
Bir görevi daha var; kendi ihmali yüzünden ölen Ayşe Paşalı’nın üç çocuğuna şu anda anneanne ile dedeleri bakıyor ama her üçünün de eğitim ve yaşam masraflarının güvencesinin devlet tarafından sağlanması gerekir. Bunun lamı cimi olmadığı gibi, üç beş kuruşla geçiştirilemez. Anneleri hayatta olsa şüphesiz onlar için elinden geleni yapacaktı, şimdi bu görev devlete aittir.
Toplum bu kararı da hükümetten bekleyecektir!
*****
Böyle atla dere geçilir mi?
Dün Cumhurbaşkanı Gül’ün ÖSYM Başkanı Ali Demir ile ilgili bir soruya karşılık; “süreçten kendisinin de rahatsız olduğu ama ‘dere geçerken at değiştirilmez’ dediği” haberi vardı VATAN’da.. Altındaki okuyucu yorumlarına baktım, toplumun ne düşündüğünün kısa bir özeti gibiydiler. Haydi paylaşalım:
-Ergenekon savcısını neden değiştirdiniz, terfi ettirdiniz?
-At ölmüş.. Ölmüş atla dereyi geçmeye çalışmak boğulmak demektir. (Boğulacak olanın ‘öğrenciler’ olduğunu unutmayalım ama..R.M)
-Öyle bir atla dere geçilemez.
-Evet çok doğru söylüyor. 2. Sınav bitecek, eş, dost, akraba, cemaat uygun yerlere yerleşecek, ondan sonra o dediği olur.
-Arkadaşlar, çaresizlik o kadar kötü bir şey ki! Allah(CC) hükümette adamı olmayanın, YÖK’te ÖSYM’de adamı olmayanın hakkını korusun (AMİN). Allah inancı olan 5 vakit namaz kılan herkes farz namaz sonrasında bu duayı okusun. Allah’ım inşallah kabul eder.
Büyük bir kitle bu olaylardaki haksızlıklara yoğunlaşmışken “dere geçmek”ten, “at değiştirmek” ten söz edilince canı yanıyor insanların. Tabii özellikle de mağdurlar ve ailelerinin.. Evet, seçim bu kez hayati önem taşıyor ama seçim var diye de her şeye katlanılamaz!