IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

779Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09 Mart 2022, 16:22   #861
Çevrimdışı
~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: BİR ŞEHİDİN HİKAYESİ(ULUBATLI HASAN )




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 09 Mart 2022, 16:22   #862
Çevrimdışı
~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: İBRETLİK BİR HİKAYE




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 09 Mart 2022, 16:23   #863
Çevrimdışı
~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: DÜNYADA HAKKINI ALAMAYAN KUL NASIL HAKKINI ALIR




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:04   #864
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
BU GÜNÜN DUASI 10-03-2022




Hz.Mevlana’nın Dilinden Dua

Hz.Mevlana’nin Dilinden Dua: Yâ Rabbî! Bizim hâlimize bakarak muâmele etme. Kendi ikrâm ve ihsânına göre bize muâmele eyle. Yâ Rabbî! Kerem ve lütfunla hidâyet ettiğin kalbi tekrar dalâlete, sapıklığa meylettirme. Belâları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir. Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azâb etme.

Yâ Rabbî!
Biz nefis ile şeytana köpek gibi tâbi olduksa da sen, azab arslanını bize saldırtma.

Ey Hayy, ebedî diri olan Rabbim!
Taleb ve duâ üzerine nasıl olur da kerem etmezsin. Sen kerem sâhibisin.Ey mahlûkâtın, yaratıkların canlıların ihtiyâcını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak lâyık değildir.

Yâ Rabbî!
Rûhumda bir ilim katresi var. İlâhî onu hevâ rüzgarıyla ten toprağından muhâfaza eyle.

Ey ihsânı çok olan Rabbim!
Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et.

Ey affetmeyi seven Rabbim!
Bizi affeyle. İsyân derdimize çâre eyle.

Ey yardım isteyenlerin yardımcısı!
Bizi hidâyete çıkar.

Yâ Rabbî!
Duâ ve yakarışlarımızda sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatâlarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslâh et ve duâmızı kabul buyur.
Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.

Ey âlemin yaratıcısı!
Kasvetli, kararmış, katılaşmış âdetâ taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin.
Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al.
O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zulmü canımıza yetti).

Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.”
Hz. Mevlâna son demlerinde iken, dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çagırarak, kendisine su duayı ögretmis ve sıkıntılı zamanlarında okumasını tavsiye etmistir:

“Ya Rabbi!
Bana ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.”

Ey Merhamet edenlerin merhametlisi!
Merhametinle bu duamı kabul et.

Hz. Mevlana’nın Sabah Namazından Sonra Okudukları Dua

Allah’ım kalbimi nurlandır, kulağımı nurlandır, gözümü nurlandır, saçımı nurlandır, derimi nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, önümü nurlandır, ardımı nurlandır, altımı nurlandır, üstümü nurlandır, sağımi nurlandır, solumu nurlandır,

Allahım! nurumu artır, bana nur ver. Ey nurun nuru ey merhametlilerin merhametlisi Allahım merhametinle beni nur et.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:07   #865
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İBRETLİK HİKAYELER ( ECEL GELİNCE BAŞA )




ECEL GELİNCE BAŞA

"Kundak ile kefen arası kaç adım?" Gürbüz Azak

Sevim hanım, yaşadığı Anadolu kasabasında kaynak atölyesi bulunan 35 yaşındaki Harun Keleş ile
hayatını birleştirdi. İki yıl sonra dünyalar güzeli ilk kızları Canan, ardından da Ebru dünyaya geldi.

Çok Mutluydular.. Ta ki, Sevim hanımın başında ağrılar başlayıp, beyninde ur olduğu anlaşılana kadar...
Muayeneler, tetkikler, tahliller derken, Sevim hanımın tedavi için İstanbul'a gitmesine karar verildi.
Ve Sevim hanım Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde beyin ameliyatı oldu.

Sevim hanım bu ağır hastalıktan kurtulduğuna inanmıştı ki yeniden rahatsızlandı.
Kadını iyice muayene eden doktorlar bu kez, yaşaması için ilik naklinden başka çare olmadığını söylediler.

Kızlarından ilik nakli yapılması düşünüldü. Ancak tetkikler neticesinde dokuların uyuşmadığı görüldü.
Bunun üzerine doktorlar, "İstersen yeniden hamile kal. Doğacak çocuğun iliği uygun olabilir" dediler.

Bu arada bütün bu tedaviler sırasında Keleş Ailesi de varını yoğunu satmak zorunda kaldı.

Genç kadın bir müddet sonra tekrar hamile kaldı ve bu kez oğlu Halit'i dünyaya getirdi.
Minik Halit birkaç aylık olup ilik nakli yapılacak duruma gelince bu kez Sevim Hanım minik
bebeğinden nakil yaptırmak istemediğini belirtti.

Halit tek oğlu olduğu için, "Oğluma dokundurtmam. Ben öleyim ama ona birşey olmasın."
diyerek kararında direnen kadının hastalığı giderek ilerliyordu.

Sevim Hanım, yaşama umuduyla yine doktorlara gitti ve "Oğluma kıyamadım. Bir daha hamile kalsam,
ömrüm yeter mi? diye sordu. Olumlu cevap alınca yeniden hamile kaldı. Fakat kaderden kaçılmıyordu.
Sevim Hanım, yeni bebeğinin doğumuna beş ay kala 1.5 yaşındaki Halit'iyle fırına ekmek almaya
giderken ehliyetsiz bir sürücünün kullandığı kamyonetin çarpmasına maruz kaldı.

Kadıncağız ilik nakli için kıyamadığı biricik oğlu Halit'i can havliyle kenara fırlatmayı başardı fakat kendisi
bu trafik canavarından sorumsuzca kullandığı kamyonetle dokuz metre sürüklenerek karnındaki yaşam
umudu olan bebeği ile birlikte feci şekilde öldü

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:09   #866
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
YOL VE YOLDAŞINI İYİ SEÇ.( ALLAH DOSTLARINA UYMAK )




VELİLERE UYMAK

Sen nefsine, kötü arzularına taptıkça , velilerin derecesine çıkmayı isteme... Halbuki onlar yalnız Mevlaya kulluk ederler. Senin istediğin dünya, onlarınki ise ukba...

Sen yalnız bu dünyayı görürsün, onlar yerin, göğün sahibini görürler.

Sen halkla ünsiyet edersin, onlar daima Hak la olurlar...

Senin kalbin, yerdekilere bağlı; onların kalbleri arşa bağlıdır.

Sen gördüğünü tuzağa düşürmek istersin, onlara gelince, senin gördüklerine iltifat etmezler. Yalnız yaratanı görürler ve O’nun emirlerine uymağa bakarlar.

O, Allah dostları, bulacaklarını Hak’la buldular, ereceklerine erdiler. Sana gelince; zavallı bir halde, şehvetine uydun kaldın.. Yalnız dünyayı ve arzularını gördün. Halbuki onlar; halkı, arzularını, temennilerini bırakarak bu yola girdiler. Yüksek derecelere bu sayade erdiler. Onları bu makama, yaptıkları, ibadet, taat, sena götürdü. Bu da onlara Allah’ın ihsanıdır, ki istediğine verir.

Onlar; ibadete, taata; Allah’ın yardımı ve verdiği kolaylıkla, bıkmadan usanmadan koştular.

İbadet onlara ruh oldu... Manevi bir gıda oldu.

Onlar, bu hale devam ettiklerinde dünya başlarına bela oldu. Bir felaket halini aldı. Fakat onlar bunu duymadılar. Kendilerini cennet evinde gördüler. Onlar her şeyin evvelini aradılar, şimdiki haline aldanmadılar. Hak Taala onları evvelden niçin yarattı ve neyi anlattıysa onu öğrenmeğe çalıştılar.

Yer onların hürmetinde durur. Sema onların duası ile açılır. Ölüm, onların kararı ile olur. Bu salahiyeti onlara mevla vermiştir.

Padişah onları yerin düzeni için yaratmıştır, yer yüzünü onlarla bezetmiştir. Onlar hep birden dağlar gibidirler. Hak’ka giden yollar bunlar arasından açılmıştır.

Malı, mülkü gaye edinip, bunlardan kaçana merhamet yoktur.

Onlar, yeryüzündekilerin hayırlısıdır. Yer, gök baki kaldıkça onlara selam ve saygılar olsun...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:12   #867
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
TARİHTE YAŞAYAN HAZIR CEVAPLAR




Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar

Üstüne Etme!

Bir gün, Necip Fazıl hoşlanmadığı birisiyle yemek yemek zorunda kalmış.Yemek için bir lokantaya gidip, normal bir masaya oturmuşlar. Garson siparişleri almak üzere masalarına gelip;
-Hoş geldiniz efendim, ne alırsınız, ne arzu etmiştiniz? diye sorar.
Necip Fazıl ile yemeğe gelen adam siparişini verir;
-Pilavın üstüne et!
Bunun üzerine garson Necip Fazıl dönerek siparişini sorar; Üstad da şöyle der;
-Benim, pilavın üstüne etme!

Derinlemesine

Batıl din ve ideolojileri, neden derinlemesine incelemek gerekmiyor? Diye sorduklarında, Mehmet Salah şu cevabı vermişti:
- Bir yemeğin bozuk olduğunu anlamak için, tamamını yemek icap etmez.

Hangi Kitapları Okur

Eski kitapçılardan Arif Polat'ın dükkanına gelen bir tanıdığı, çeşitli kitapları inceleyip:
- "Bazı kitaplara bakıyorum da; bunları kim okur, diye merak ediyorum" deyince, Arif Polat başını kaldırmadan şu cevap vermiş:
- Ben de bazı insanlara bakıyorum da, bunlar hangi kitapları okur, diye merak ediyorum.

Keramet

Son derece cahil bir arkadaşı, Mustafa Nihad Özön'e ilim satmak isteyen bir tavırla:
-Seninle aynı zamanda aynı şeyi düşünsek, buna telepati mi derler? diye sorunca, ondan şu cevabı almış:
-Hayır, dostum, buna keramet derler!...

İlgi

Peyzaj mimarlarından Mevlüt Baysal, gittiği lokantada bir saat beklemek zorunda kalmış. Nihayet bir garson gelip sormuş:
- Ne isterdiniz?
Mevlüt Baysal, kibarca cevap vermiş.
- Bir porsiyon ilgi lütfen!..

Şeker

Ahmet hoca, mesainin fazlalığından, fırsatını buldukça ufaktan kestirirdi. Birgün sohbet sırasında birisi, şeker hastalığının uyku yaptığından söz açtı ve "Ahmet hocanın şekeri olmasın?" diye sordu. Söze giren Ali Suad, gülerek şöyle cevap verdi: - Ahmet hocada şeker yok ama, şekerleme çok.

Uçan Tabak

Gökyüzünde birtakım uçan cisimlerin görüldüğü iddia edildiğinde, bunlara ilk önce "uçan tabak" adı veriliyormuş. Nizamettin Nazif, bu esrarengiz olay hakkında Prof. Salih Murad'ın fikrini sorarak: - Ne dersiniz, hocam? demiş. Bu uçan tabaklar sizce gerçek midir? Ve daha önce görülmüş müdür? Profesör:
- Elbette gerçektir, diye gülümsemiş. Karı koca arasında sık sık görülür.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:14   #868
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ÖLÜMÜ HER AN AKLIMIZDA TUTALIM BİZİ BEKLEYEN SONA HAZIR OLALIM




Ölümü Zikretmeye Yardımcı Olan Şeyler

Müslim, Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğim göre şöyle demiştir:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ; «Kabirleri ziyaret edin, çünkü kabirler ölümü hatırlatır» buyur*du.

îbn-i Mâce ve Hâkim, îbn-i Mes'ud (Radıyallahû anhVdan riva*yet ettiklerine göre:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Sizi kabirlerin ziyaretinden nehyetmiştim. Fakat şimdi ziyaret edin. Çünkü kabir ziyareti dünyadan vazgeçilir, ahireti hatırlatır.»

Hâkim, Ebu Said'den rivayet ettiğine göre:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştun «Daha önce sizi kabirlerin ziyaretinden nehyetmiştim, fakat şin -di ziyaret edin. Çünkü onda ibret vardır.»

Yine Hâkim, Enes (Radıyallahû anhVden merfûan (Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'e kadar yükselen bitişik bir senedle) rivayet ettiğine göre, Resûlullah CSallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Sizi kabirlerin ziyaretinden nehyetmiştim. İşte şimdi ziyaret edin. Çünkü bu ziyaret, kalbi inceltir. Göz yaşlarını akıtır. Ahireti hatırlatır. Ziyaret edin ve çirkin sözler konuşmayın.»

Yine Hâkim'in Büreyde (radıyallahû anh)'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

Resûlullah (Salİallâhû Aleyhi ve Sellem)

«Sizi kabirlerin ziyaretinden nehyetmiştim. Fakat şimdi ziyaret edin. Ta ki bu ziyaretiniz, size hayrı arttırsın» buyurdu.

Yine Hâkim'in Ebû Zer (Radıyallahû anh) 'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

Resûlullah (Salİallâhû Aleyhi ve Sellem) bana: «Kabirleri ziyaret et. Onunla ahireti hatırlarsın, ölüleri Çünkü, düşen bir cesedi ellemek beliğ bir mevizedir. Cenazelere ka*tıl. Umulur ki seni üzer. Çünkü, üzgün Allah'ın himayesi altındadır, her nevi hayır ona gelir.»

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:16   #869
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
KANAATKAR OLMANIN FAZİLETİ




Kanaatin Fazileti

Bilesin ki, fakirin kanaatkar baskalarinin elindekinde gözü olmayan, kimseyi kiskanmayan ve zengin olmayi ihtiras haline getirmemis, olmasi lâzimdir bu ancak zaruret miktari yiyecek, giyecek ve barinak sartlari ile yetinmesi, bunlarin en az ve en ucuzuna razi olmasi, özlemini gündelik veya aylik geçim ihtiyaçlarini saglamakla sinirlayarak gönlünü bir ay sonrasi ile oyaîam sayesinde mümkündür.

Çünkü eger fakir, cok seye sahip olma arzusuna kapilirsa, veya uzak vadeli emellere tutulursa, kanaatinin serefini yitirir, kaçinilmaz olarak tamah ve ihtiras kirine, bulasir, ihtiras ve tamahkârlik ise onu insanliga yakismaz, kötü huylar edinmeye ve egri davranislarda bulunmaya sürükler.

Zaten insanoglu ihtirasa, tamahkârliga ve kanaatsizlige yaradirilistan yatkindir. Nitekim Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

«— Ademoglunun iki nehir yatagi dolusu altini olsa üçüncüsü ister, onun karnini ancak toprak doldurur. Allah (C.C), tevbe edenlerin tevbesini kabul eder.»

Ebû Vakid Ül Beysî (R.A.) der ki; «Peygamber (S.A.S.)´imize yeni vahiy geldigi zaman zaman yanina giderdigi inen vahyi bize ögretirdi. Bir gün yanima vardigim zaman bana söyle buyurdu:

«— Allah (C.C) buyuruyor ki:

«Biz kullara mali Namaz kilsinlar ve zekâti versinler diye verdik. Insanoglunun bir nehir yatagi dolusu altini olsa, ikincisini, iki nehir yatagi dolusu altini olsa üçüncüsünü ister. Topraktan baska hic bîr sey onun karnini dolduramaz... Allah (C.C) tevbe edenlerin tevbesini kabul eder.»

Ebû Mûsâ el-Es'arî (R.A) buyurdu ki; «Barae» süresi kadar bir süresi kadar bir süre indi, sonra yine Allah Allah (C.C) tarafindan geriye alindi, o sürenin su kismi akillarda kaldi:

«— Allah bu dini ile güçlendirecektir, insanoglunun iki nehir yatagi dolusu serveti olsa üçüncüsünü ister. Onun karnini topraktan baska hic bir sey dolduramaz. Allah tevbe edenlerin tevbesini kabul eder.»

Peygamber 'imiz (S.A.S) buyuruyor ki:

«— Iki ac gözlü vardir ki doymazlar birisi ilim doyumsuzlugu digeri mal doyumsuzlugudur.»

Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

«— Ademoglu yaslandikça iki sey onda gençlesir. Uzak vadeli ihtiraslar ile mal sevgisi.»

Burada gördügümüz ve nakletmedigimiz muhtelif hadislerden de anlasilacagi üzere ihtiras ve tamahkârlik insanin yaratilisinin sapik bir yönü ve helâke götüren bir ic güdüsü oldugu için, Allah (C.C) ve O'nun Rasû'lü (S.A.S.) sik sik kanaatkârligi övmüslerdir.

Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

«— Islâm dinini kabul eden ve asgari geçim sartlari içinde yasadigi halde bu duruma kanaat eden kimselere müjdeler olsun!»

Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

"Zengin - fakir herkes Kiyamet Günü «keske dünyada bana sadece zarurî geçimimi saglayacak kadar mal verilseydi» diye temenni edecektir."

Yine

Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

"Zenginlik mal çoklugu ile olmaz. Gerçek zenginlik, gönül zenginligidir."

Öteyandan Peygamber'imiz (S.A.S.) siddetli ihtirasa kapilmayi ve doyumsuz bir istekle varlik pesinde kosmayi yasaklayarak söyle buyurmustur:

«— Ey insanlar! sözüme kulak verin! Varlik ihtirasina kapilmadan mal kazanmaya girisiniz. Çünki hiç bir kul kendisine ayrilan paydan daha fazlasini elde edemez ve yine hiç bîr kul istese de istemese de dünyadaki nasibini tamamen ele geçirmeden oradan göçmez.»

Bildirildigine göre Hz. Müsâ (A.S.), Allah (C.C)'a «hangi kul zengindir?» diye sorar.

Allah (C.C) «benim kendisine verdigime en çok kanaat eden» diye buyurur.

Yine Hz. Müsâ (A.S.), Allah (C.C)'a «peki, en adil kul kimdir?» diye sorar Allah (C.C)`da «kendine karsi hakka uygun davranandir» «diye buyurur.

Peygamberimiz (S.A.S.) söyle buyurdu:

«— Rûh-ul Kudus (Cebrail A.S) bana rizkini tüketmeden hiç kimsenin ölmeyecegini bildirdi. O halde Allah (C.C)'dan korkun ve mesru sekilde kazanç pesinde kosun.»

Sahâbelerden Ebû Hureyre (R.A.) buyuruyor: «Peygamber'imiz (S.A.S.) bana söyle buyurdu:

"Ya Ebû Hureyre, karnin çok acikinca sana gereken bir çörek ile bir bardak sudur. Dünyanin cani cehenneme!»

Yine Ebû Hureyre der ki: «Peygamber'imiz (S.A.S.) bana söyîe buyurdu:

«Allah (C.C)'dan kork ki, insanlarin en ibadet edeni olasin. Kanaatkar ol ki herkesin en sevdigi ve ençok sükreden insan olasin. Kendi hesabina istedigini baskalari için de dile ki, gerçek mümin olasin.»

Ebû Eyyüb-ül Ensarî (R.A.}'nin rivayet ettigi su hadiste de, Peygamber'imiz (S.A.S.) tamahkârligi yasaklamistir. Bir gün tasrali bir arap Peygamber (S.A.S.)'imize gelerek: «Yâ Rasülallah, bana kisa ve öz bir nasihat ver» dedi. Bunun uzerine Peygamber'imiz (S.A.S.) adama sunlari söyledi:

"Her namazini sonuncu namazinmis gibi kil. Ertesi gün özür dileyecegin hiç bir söz agzindan çikarma. Baskalarinin elindeki mala aç gözle bakma.»

Avf Ibni Malik-ül Escaî (r.a.) der ki: Bir gün Peygamber'imizin (S.A.S.) huzurunda ya dokuz ya sekiz veya yedi kisi idik. Peygamber'imiz (S.A.S.) bize «Allah (C.C)´in Resûl'üne biat edemezmisiniz?» dedi. «Biz daha önce sena biat etmedik mi?» Yâ Resulallah diye cevap verdik. Ö yine «Allah (C.C)'in Resul'üne biat etmez misiniz» diye israr edince hepimiz sira ile O'na ellerimizi uzatarak biat etmeye basladik.

Içimizden birinin sirasi gelince, Peygamber (S.A.S.)´imize «sana daha önce biat etmistik. Simdi niçin sana yeniden biat ediyoruz?» diye sordu. Bunun üzerine Peygamber (S.A.S.)`imiz söyle buyurdu:

"Allah'a hic bir seyi ortak kosmadan kulluk edeceginize, bes vakit namazi kilacaginiza, aldiginiz emirleri dinleyip onlara uyacaginiza (sesini fisildar gibi alçaltarak) ve kimseden bir sey istemeyeceginize (dilenmeyeceginize) dair bana biat etmenizi istiyorum.»

Bu hadiseden sonra orada bulunanlardan biri, atinin üzerinde iken elinden düsen kamçisini bile kendisine uzatilmasini kimseden istemezdi.

Hz. Ömer (r.a.) der ki; "tamahkârlik fakirlik, tok gözlülülk ise zenginliktir. Baskasinin elindekine göz dikmeyen kimse, hic kimseye muhtaç olmaz."

Ehli hikmetten bir zata «zenginlik» nedir, diye sorarlar, o da «az sey istemek ve geçimini saglayacak kadar dünyaliga razi olmakdir.» diye cevap verir.

Bu hususta bir sâir söyle der :

«Hayat, biribirini kovalayan anlardan ve günlerin tekerrür eden olaylardan ibarettir.

Hayat standartlarina kanaat et, ona razi ol

Bos arzulardan siyril ki, hür yasayasin

Nice ölüm var ki, ona sürüklemistir.

Altin, yakut ve inci.»

Muhammed Ibni Vâsi [r.a.) kuru ekmegi suda islatarak yerdi ve «buna kanaat eden hic kimseye muhtaç olmaz» derdi.

Sûfyan-üs Sevrî (r.a.) der ki: «dünyanizin en hayirli varligi hiç imtihan edilmediginiz seydir kendisiyle imtihan edildiklerinizin en hayirlisi elinizden çikandir.»

Ibni Mes'ûd (r.a.) der ki; «her gün bir melek söyle seslenir: Ey ademogiu. sana yetebilen az varlik, seni azdiran cok varliktan daha iyidir.»

Sümeyf Ibni Adan (r.a.) der ki: «ey ademoglu, senin karninin eni ve boyu birer karis kadardir. içine niye ates giriyor?»

Ehli hikmetten bir zata «malin, mülkün nedir?» diye sorarlar. Adam da: «disa karsi tok gözlülük, hususi hayatimda iktsat ve baskalarinin elindekine göz dikmemektir» der.

Bildirildigine göre, ulu Allah (C.C) buyurur ki:

«ey ademoglu, dünyanin tümü senin olsa sana ancak geçimini saglayacak kadari düserdi. Eger ben geçinecegin kadarini sana verdikten sonra geriye kalan dünya varliginin hesaplasma mes'uliyetini baskasinin omuzlarina yüklemem, sana iyilik etmis olurum.»

ibni Mes'ûd (r.a.) der ki: «Biriniz bir sey isterken nezaket ile istesin. Adama varip «illâ vereceksin, mutlaka vermelisin» diye girtlagina basmasin. Ona ancak ayrilan rizik verilir.»

Emevî halifelerinden biri Ebû Hazim'a (r.a.) bir mektub göndererek istediklerini kendisine bildirmesini söyler. Ebu Hazim söyle yazar:

«Isteklerimi efendime bildirdim. Bunlarin hangisini verirse kabul ediyorum ve hangisini vermezse kanaat ediyorum.»

Ehli hikmetten bir zâta «akilli biri için en sevinilecek sey ve üzüntüyü gidermeye en yarayisli sey nedir?» diye sorarlar, o da «akli basinda biri için en sevinilecek sey ilerisi için gönderdigi salih emel ve üzüntüyü gidermeye en yarayacak sey de Allah (C.C)'in takdirini hosnutluk ile karsilamaktir» dedi.

Ehli hikmetten bir zat der ki, «en bitmez dertli insanlarin kiskançlar, en mesut yasayanlarin kanaatkarlar, en çok sikintiya katlananlarin muhteris ve tamahkârlar, en sarsintisiz yasayanlarin dünyayi en az umursayanlâr ve en çok pismanlik duyanlarin bildigi ile amel etmegi ihmal eden alimler oldugunu gördüm.»

Bu konuda bir sâir söyle der:

«Ne mutlu o kimseye ki, kesinlikle güveniyor.

Riziklari bölüsütürenin kendi rizkini verecegine.

Onunun namusu dokunulmazdir, kirletmez onu

Onun yüzü aktir, yipratmaz onu

Kanaat alanina giren kimse

Ömrü boyunca uykusunu kaçiracak tatsiz bir olay ile karsilasmaz.»

Baska bir sâir de ihtirastan söyle yakiniyor:

«Ne zamana kadar hayatim kona-göçe geçecek.

Ne zamana kadar hayat durmadan didinecek, gâh düsüp gâh kalkacagim.

Ne zamana kador evimden uzak, devamli gurbete katlanacagim.

Dost ve yakinlarimdan ayri, ne durumda oldugum onlarca bilinmeden.

Gâh yeryüzünün dogu ucunda, gâh bati ucunda.

Ihtirasim yüzünden ölüm hatirima gelmiyor.

Oysa eger kanaatkar olsam, rizkim gelirdi yanima bagis olarak.

Zenginlik mal bollugu degil, kanaattir.»

Hz. Ömer (R.A.) der ki: «sözüme kulak verin, size Allah (C.C)'in malindan ne kadarini kendime helâl saydigimi aciklayayim mi; Biri kislik, biri yazlik olmak üzere iki entari, hac ve ömre için bir ihram, bunlarin disinda herhangi bir Kureys'linin ki kadar zaruri geçim kaynagi bunlardan ne daha fazla ya ne daha aza malik degilim, Allah (C.C)'a yemin ederim ki, bu kadarinin bile helâl olup olmadigini bilemiyorum.»

Görüldügü gibi Hz. Ömer (R.A.) bu kadarlik dileklerinin, kanaat edilmesi gereken azgarî standarttan daha fazla olmadigindan emin degildir!

Tasrali bir arap kardesine hirsindan dolayi sitem ederek söyle der: "ey kardesim, sen bir yandan arayis içinde iken öte yandan kovalaniyorsun. Henüz kullanmadigin rizkin seni kovaliyor, sen ise elde ettigini korumak pesindesin sanki aklinda olmayan rizik kaynagi önüne açilmis ve elindeki avucundan koyip gitmis gibi ey kardesim sanki sen hic muhteris hiç mahrum ve hiç riziklanmis zahit görmemis gibisin."

Bu hususda bir sâir söyle demistir:

«Görüyorum ki, servetin arttikça artiyor hirsin

Dünyaya karsi, hiç ölmeyecekmissin gibi

Senin bir amacin var mi ki, bir gün ulassan ona.

«Artik yeter, daha fazlasini istemem» diye bilesin.»

Sabi {r.a.) söyle bir hikâye anlatir:

"Avcinin biri bir gün bir serçe avlar, serçe dile gelerek avciya «bana ne« yapmayi düsünüyorsun» diye sorar, avci serçeye «seni kesip yiyecegim» cevabini verir.

Bunun üzerine serçe avciya «vallahi, benim etim ne kahvaltilik olur, ne de karin doyurur. Fakat eger beni saliverecek olursan sana üç sey ögretirim, onlar etimi yemekten daha çok isine yarar. Kabul edersen bu üc seyin itkini simdi elinde iken, ikincisini elinden uçup karsidaki agaca konunca, üçüncüsünü de agaçtan uçup önümüzdek tepeye varinca söyleyecegim» der.

Kusun teklifine avcinin akli yatar, onu salivermeye karar verir, «ögretecegin ilk seyi söyle bakalim» der. Bunun üzerine kus avciya «elinden kacan firsatlar için hayiflanma» der.

Avci kusu saliverir. Uçup karsi agacin dalina konunca da ikinci seyi ögretmek üzere «olmayacak seye inanma» der. Bu sözlerden sonra kanadlanan kus avcinin önündeki bir tepeye varir konar, oradan avciya söyle der:

Ey Bedbah adam: "Eger beni kesmis olsaydin kursagindan her biri yirmi miskal agirliginda iki inci cikaracaktin."

Bu sözleri duyan avci kaçirdigi firsat karsisinda hayiflanarak dudaklarini isirir. Artik elinden bir sey gelmeyecegi için kusa «üçüncüyü söyle der.

Kus avciya «sen ilk iki nasihatimi unuttun üçüncüsünü sana nasil söyleyeyim ben sana «kaçirdigin firsatlar için hoyiflanma» demedim mi? Oysa sen daha az önce beni elinden kaçirdin diye hayiflaniverdin. Yine ben sana «olmayacak seye inanma» demedim mi? Benim etim, kanim ve tüylerimin hepsi tartilsa yirmi miskal çekmez, kursagimda her biri yirmi miskal agirliginda olan iki tane inci nasil olabilir?» der ve uçup gözden kaybolur.

Bu hikâyenin özü sudur: Insanoglu, kendisini asin tamahkârliga kaptirinca basireti kapanarak gerçegi idrak edemez oluyor ve olmayecak seyi olabilir gibi görüyor.

Ibni Semmak (r.a.) der ki: «Baskasina bagisladigin umut, kalbine cendere ve ayagina bagdir. Insanlara bagladigim umudu kalbinden çikar ki, ayagini köstekleyen bag çözülsün.»

Ebu Muhammed-ül Yezidî (r.a.) der ki: «Bir gün Harun-ür Resid'in (r.a.) huzuruna girince önündeki altin yazili kâgit parçasina baktigini gördüm. Beni görünce gülümsedi, ben de ona «Allah emirül mü´minine uzun ömür versin, elindeki faydali bir sey mi» diye sordum.

Harun-ür Resid bana «evet, faydali bir sey. Su iki beyti emevilerden kalan bir hazinede buldum, cok begendim, simdi ben onlara üçüncü bir beyit ekledim» diye cevap verdi.

Arkasindan bana su üc beyti okudu:

«Dilegini karsilamak için basvurdugun bir kapi yüzüne kapaninca.

Onu birak yüzüne acilacak baska bir kapiya bas vur.

Cünki sana mide torbasinin dolmasi yeter.

Çirkin islerden kaçinmanda yeter.

Sakin namusunu harcama ve kacin.

Günaha girmekten ki, azabindan uzak kalasin.»

Abdullah Ibni Selâm, Kâ'b Ibni Ahbar'a (r.a.) «âlimlerin kazanip hafizalarina yerlestirdikleri ilimleri neler giderebilir» diye sorar, Kâ'b da ona «tamahkârlik, nefsin azgin arzularina teslim olmak ve kazanç pesinden kosmak» diye cevap verir.

Adamin biri Fudayl'den Kâ'b'in yukardaki sözlerini açiklamasini ister. Fudayl'de ona der ki;

«insan bir seyi hirsla isterken onun ugruna dini elden gidebilir. Nefsin azgin arzularina boyun egmeye gelince nefis öteye beriye tutununca, hiç birini kaçirmaya razi olmaz. O zaman nefsinin tutuldugu her sey senin için ihtiyaç haline gelir. Nefsin ihtiyaç haline gelen arzularini karsiladin mi, o zaman burnuna halkayi takarak seni istedigi yere sürükler.

Artik seni buyrugu altina almis ve sen de ona boyun egmissindir. Böyle olunca kim seni dünya için severse ona selâm verirsin, hastalaninca ziyaretine varirsin. Tabiiki ne ona verdigin selâm ve ne de hastaliginda yaptigin ziyaret Allah (C.C)için degildir. Buna göre o adamdan dünyaca bir bekledigin olmamis olsaydi, senin için ne kadar hayirli olurdu.»

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 10 Mart 2022, 07:17   #870
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ALLAH I TANIMAKLA İLGİLİ




İNSANLARIN KÖRLER ZÜMRESİNE BENZETİLMESİ

İnsanlar arasındaki ayrılıkların çoğu, hepsinin sözünde bir sebeple doğruluk bulunmasıdır. Fakat bazıları görmedikleri hâlde, her şeyi gördüklerini zannederler. Bunlar şehirlerine fil gelmiş olduğunu duyup, onu tanımak isteyen körler gibidirler.

Şehirdeki körler fili elle tanıyacaklarını zannettiler. Ellerini ona dokundurdular. Birinin eli hayvanın kulağına, diğerininki ayağına, bir başkasınınki baldırına, diğer birininki de dişlerine rast geldi. Bu körlerin hepsi bir araya gelince, filin nasıl olduğunu bunlardan sordular. Eli, hayvanın ayağına gelen dedi ki: Fil sütun gibidir. Eli hayvanın dişlerine temas eden dedi ki: Fil direk gibidir. Eli kulağına gelen dedi ki: Halı gibidir. Hepsi doğru söylediler ve hepsi yanıldılar! Zira her biri fili tamamen anladıklarım sandılar. Ama anlayamadılar.

Bunun gibi, müneccimler ve tabiblerden her birinin gözü Allahü Teâlâ'nm huzurunda hizmet görenlerden birine takıldı. Onun saltanat ve hâkimiyetinden şaşırıp, «Benim hâkimim budur. Benim Rabbim budur» dediler. Tâ o zamana kadar ki, bir kimseyi daha ilerlettiler, bütün noksanlarını ve onun ötesini gördü ve «Bu, diğerinin altındadır. Altta olan ilâh olamaz» dedi. Bahusus Kur'ân-ı Kerim, ibrahim aleyhisselâmın, «Batanları, örtülenleri sevmem,» dediğini haber veriyor.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
40 yil, a.s, abdest, açlık ve tokluk zarar ve faydaları, adalet - hikaye, aff, ahde vefa- dini hikayeler, ahde vefa-insanlık-, ahir zaman, ahireti tanımak, ahlaki çöküntü, aksırma, akıl, akıllı sözler- nükteler, aldulhamid han, alemler, allah a itaat, allah a yakın olmak, allah buyuruyor ki, allah c.c ve peygamber sav i sevmek, allah cc buyuruyor ki, allah cc diyor ki, allah diyor, allah diyor ki, allah diyorki, allah dostları, allah korkusu, allah nizami-şeriat, allah sevgisi, allah tan umut kesmek, allah ı bilmek, allah ı düşünmek, allah ı tanımak, allah ın tanımak, allah ın tecellisi, amel ve niyet, ankara savaşı-maneviyat erleri- tarih, anne baba hakkı, anne hakkı-baba hakkı, anne-baba- hürmet, ateş, ayet, ayet hadis dua, ayet-hadis -dua, ayet-hadis-dua, ayetler, azap, aşk masalı, baba hakk dini hikayeler, baba hakkı, bağışlama, bayram duası, beden, bela ve musibetler, berat gecesi, bilgi, bilmediklerimiz, bir dil bir millet, büyü, büyüklerden öğütler, cami adabı, çanakkale hatıraları, çanakkale şehitleri, cehennem, cehennem ehli, cennet, cennet cennet çarşıları, cennet nimetleri, cennetin anahtarı, cennette gece -gündüz, cerh ve tadil, ceza.többe, cihad, cihad- şehidlik, cuma sohbetleri, cömertlik, dejavu, din büyükleri, din düşmanlığı, din tarihi, dini hikaye, dini hikayeler, dini kıssa, dini nikah, dini şiir, dirayet, doğal ilaçlar, doğru beslenme, doğru yemekler, doĞruluk, dostluk mesajları, dua, dua adabı, dua da yöntem, dünya hırsından vazgeçmek, dünya nın varoluş sebebi, dünyâ sevgisi, dünya sevgisinden uzak durmak, dünya sevgisinin zararı, dünya ve ahiret, dünyayı tanımak, ebedi ateş, ebu bekr sıddık, ecellerin tayini-şaban ayı, edep, edep - saygı, edep-dini hikayeler, edep-haya, ehli sünnet itikadi, emir sultan hazretleri, erkekte örtünme, evlat yetiştirme, evlilik, evlilik-iyi eş, evliya, evliya hayatlarından, evliya ikliminden, evliya öğütleri, evliyalar dan öğütler, evliyalardan nasihatler, eş-hitap-muhabbet, fakirin hakkı, fatiha suresi .french, fazla konuşmanın zararları, feraset, fitne, fıkra, fısk-nifak-allah ı unutmak, fıtrat -yaratılış - insan hakikati, gam, gerçek hikayeler, gerçek hikayeler -ilginç olaylar, gerçek olaylar, gerçek olaylarçanakkler, gizli duygular, gizli şirk, günah- dilin afetleri, günahlardan sakınmak, günün duası, günün sözü, gıybet-hadis, güzel ahlak, güzel ahlak- hayırlı işler, güzel söz, güzel söz-nükte, güzel söz. hz. ali k.a.v, güzel sözler, hadis, hain, halife ler, haramı terk, hastalık günahlara kefarettir, haya, haya -edep, hayat bilgileri, hayat dersleri, hayır -alamet, hayır ve şer, hayırlı işler, hazır cevap, hazır cevap nükteler, hazır cevap sözler, hazır cevap-güzel söz, hazır cevap-nükte, hazır cevaplar, hazır cevaplar - nükteler, hazırcevap, helal haram, hesap, hesap- nizam, hikaye, hikaye -cihad, hikaye-karacoğlan ve elif, hikayeler, hizmet etmek, hırs- edep, hz. muhammed mustada sav mucizeleri, hz. muhammed sav mucize ler, hz. zülkarneyn (a.s), hz. ömer r.a, ibadet, ibadetler, ibretlik hadiseler, ibretlik hikayeler, ibretlik olaylar, ibretlk olaylar, icmek, iflas, ihanet, ihlas, ilahi aşk, ilginç olaylar, imam azam - akıllı sözler, imam azam r.a, iman, iman - sınav, iman hakikati, iman ve amel, iman-amel, imtihan, insan - hakikat, insan - melek- iyilik, insan hakikati-kendini tanımak, insan ilişkileri - edep, insanın bedene ihtiyacı, insanın hakkati, iptila-bağımlkılık-düşkünlük, irşad, isa, islam bekçileri, islam moda ayrımı, islamda gerçek dost, islami yaşam, islamn büyüklerinden öğütler, islamın geldiği nokta, itaaat, itaat - iman, iyilik, iyilik etmek, iyilik ve kötülük, iyilik-halis niyet, kabir hayatı, kabir ve sonrası, kabul olunan dua, kader, kadın erkek ilişkileri, kadın gaziler, kadın hakları, kadın hakları- boşanma- nikah, kadın sahabeler -hz. esma r.a, kadınlar - islamda kadın, kadının değeri-annelik, kahve, kainat - yaratılış, kainatın yaratılışı - big bang, kalbi tanımak, kalbin enteresan hallleri, kalbin halleri, kalbin halleri(zekat ve cimrilik), kalbin halleri-kibir, kalbin halleri-sabır-hastalık, kalbin halleri-zekat, kalbin halleri-zina, kalbin hallleri, kalbin ince halleri, kalbin ince işleri, kalbin incelikleri, kalp, kalp haller- emanet, kalp halleri, kalp halleri-anne baba hakkı, kalp halleri-aşırı ihtiras, kalp oyunu, kalp ve ilim, kalp ve ince meseleler, kalp-gıybet, kamil iman, kanaat, kaza namazları hakkında hüküm, kazanc, kendini bilmek, kendini tanımak, kendini tanımak - acziyet, kendini tanımak - ilim, kendini tanımak -allah ı bilmek, kendini tanımak -kalp alemi, kendini tanımak nefsini blmek, korku ve ümit, kul hakkı- mahşer yeri hesap günü, kuran, kuran hakkında, kutlama, küfre yaklaştıran fakirlik, küfür, kısa hikaye, kıssadan hisse, kıstas, kıstaslar, kıyamet ve alametleri, kıyamet-ahiret, kıyamet-isa a.s ın nuzülü, lafazan yayın, lafazan.fm, love, mağfiret, mahşer ve hesap, mahşer-mizan, malın temizlenmesi, maneviyat, mardin, mehdi a.s, merhamet, mermahet, mezhepler, miraç gecesi-miraç kandili, misafir ağırlama, misafire ikram, mizah, mizan, murakabe, mücadele etmek, mümin-kabir hayatı, münacaat- dua, müracaat, mürid mürşid ilişkisi, müslümanların kötü hali, namaz, namaz - huşu - hudu, nasihat, nasihat- evlilik, nasihatler, nazar duası, nebi . istihaze, nefis muhasebeleri-imam gazali, nefis terbiyesi, nefis ve halleri, nefs, nefs - şeytan, nefs in sıfatları, nefs terbiyesi, nefs ve halleri, nefsini tanımak-kendini bilmek, nezaket, niyet, nükteler, nükteli sözler, okuryazarblog, olayların dili, oyun ve dans hakkında, paylaşmak, peygamber ahlakı, peygamber sevgisi, pişmanlık, rahman-rahim-bağışlama, reca, recep ayı faziletleri, recep ayı zikirleri, regaip gecesi, regaip gecesi ibadetleri, résimléri, riyazet-şehvet, ruh, rüya, rüya . rüya tabirleri, rüya tabiri, rüya tabirleri, rüya tabirleri -rüyada balık görmek, rüya tabirleri _ elbise giymek, rüya tabirleri- ay görmek, rüya tabirleri- rüyada nar görmek, rüya tabirleri-doğum, rüya tabirleri-kabir, rüya tabirleri-rüyada karpuz kavun, rüya tabirleri-rüyada su içmek, rüyada uçmak, rüyalar, rıza, rızık, sağlık, sağlıkl beslenme, sakınmak, salavat, saliha kadın- evlilik, samimiyet, sevgi pıtırcığı, sevgi-kalp halleri, sigara . sağlık. tiryaki, slow, song, sosyal arkadaşlıklar, suc, sıhhat, söz, söz - şeref, sözler, tabir, takva, tam bağlılık, tasadduk-allah yolunda infak-ahirete yatırım, tatlı, tatlı tarifi, tatlı tarifleri, taviz, tesadÜf, teslimiyet-itaat, tevbe, tövbe, ulubatlı hasan, umut, utanc, vaktin ihyası, vatan hizmeti, vazife, veciz sözler, vefa, vefa duygusu, veli, yahudi mezalimi, yahudiler-tevrat, yaratma - ve tabiatın gücü, yaratılış hakikati, yazılan tarih, yaŞam, yaşlıya hürmet, üç aylar - recep ayı, yeme adabı, yemek, yemek tarifi, yemek tarifleri, Ümit, ümmet-i dâvet, üstün ameller, zekat, Öğüt, Öğütler, öğütler-önemli bilgiler, ölüm, ölüm e hazırlanmak, ölüm gerçeği, ölüm hakikati, ölüm ve ötesi, ölüm- hesap günü, ölüm- mahşer, ölümü istemek, öpütler, Örtünme, şahadet, şehit.maneviyat erleri, Şehvet, şetyanın hileleri, şeytan ın hileleri, şeytanın hileleri, şifa, Şiir, şiir - necip fazıl kısakürek, şiir -necip fazıl kısakürek, şiir(feridüddin-i attar), şiir- necip fazıl kısakürek, şiir- necipfazıl kısakürek, şiir- suamanın faydaları, şiir-islam büyükleri-nabi, şiir-necip fazıl kısakürek


Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Fotoğraf paylaşımları hk. M Duyuru Arşivi 1 21 Ağustos 2019 13:03
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 02 Mart 2018 12:12
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 23 Şubat 2018 10:56