16 Şubat 2022, 08:23 | #511 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İSLAMDA KADININ BOŞANMA HAKKI(HİKAYE) Bir Boşanma Olayı Medineli Sabit bin Kays, sahabenin ileri gelenlerindendi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)`e hizmetten asla geri kalmaz, sözünden ise bir an olsun dışarı çıkmazdı. Efendimiz de onu çok severdi. Hatta bir küçük hatası yüzünden aşırı üzüntüye kapılan Sabit`i teselli ederek “Sabit cennetliklerdendir.” buyurmuştu. İşte bu Sabit`in aile içi bir sıkıntısı vardı. Hanımı Cemile, Sabit`e bir türlü ısınamamış, onu sevememiş, içindeki ilgisizliği yenip de bir gün olsun sevgiyle muhatap olamamıştı. Cemile bir kadın olarak iç dünyasındaki bu fırtınayı kime anlatabilirdi? Kendisini kim dinlerdi? İslam`da kadın dinlenir miydi? Önceki devirde kadının söz hakkı yoktu çünkü; Cemile tereddütler içerisinde doğruca Efendimiz (sallallaha aleyhi ve sellem) Hazretleri`nin huzuruna girdi, olanca cesaretini toplayarak kimselere açamadığı iç dünyasını Efendimiz`e açtı. Ya Resulallah, dedi, beyimin İslamî yaşayışına diyeceğim yoktur. Ahlakından da şikayetçi değilim. Lakin ben onu bir türlü sevemedim. Bu halimle ona isyan etmekten, isteklerine ters bir karşılık verip kötü bir sonuca düşmekten korkuyorum. Söyleseniz de beni boşasa. O, kendisini sevmeyen bir hanımı zorla nikanı altında tutan adam durumuna girmese, ben de dinime zarar verecek bir itaatsizliğe doğru kaymasam!. Efendimiz, iç dünyasını bu nitelikte anlatan Cemile`yi tepkiyle değil ilgiyle dinledi. Bir hanımı, sevemediği erkekle bir arada kalmaya mecbur etmeyi zaten münasip de bulmuyordu. Ancak, beyi ne diyecekti? Boşamak istemezse zorla boşayacaksın da denemezdi. Bir de onu dinlemek gerekirdi. Nitekim öyle de yaptı. Cemile`nin duygularını, düşüncelerini aynen Sabit`e aktararak onu da dinledi. Anlaşılan Sabit, Cemile`yi seviyordu. Ama Cemile`nin kendisini aynı sıcaklıkta sevmediğini, tek taraflı sevginin mutluluk getirmeyeceğini de biliyordu. Nasıl bir çare bulunabilirdi? Düşünmeye başladı. Gözlerini diktiği sabit noktadan başını kaldırıp dedi ki: Ya Resulallah, Cemile`ye nikahta en değerli bahçemi mehir olarak verdim. Bunca değerli serveti verdiğim kadını bir anda nasıl boşayabilirim? Üstelik benim öyle başka bir bahçem de yoktur! Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Sabit`in yaklaşımını öğrenmiş oldu. Cemile`ye bu defa sorusunu şöyle sordu: Sabit seni boşayacak olsa, nikah sırasında aldığın değerli mehri iade eder misin? Böylece sen mehrini verip nikah bağından kurtulmuş olursun, Sabit de nikah hakkından vaz geçip bahçesini geri almış olur. İki taraf da bir şey verirken bir şeyleri almış sayılarak karşılıklı mağduriyetlerinizi gidermiş sayılırsınız. Teselli tarafınız bu olur. Cemile buna hemen razı oldu. Kocasının nikah sırasında kendisine mehir olarak verdiği bahçeyi ” Memnuniyetle iade ediyorum.” dedi. Sabit de “Öyle ise ben de nikahını aynı memnuniyetle ona iade ediyor, bu andan itibaren boşamış bulunuyorum, özgürdür.” dedi. Taraflar böylece bir şey verirken bir şey de aldıklarından helalleşerek ayrılmış oldular. Bu olay üzerine Bakara Suresi`nin 229. ayeti nazil oldu. Ayet-i kerime anlaşmayı iptal etmiyor, hatta ortak aile hayatını sürdürme sevgisi yok olunca, hanımın aldığı mehri verip de nikahını ortadan kaldırmasını meşru görüyor; ancak erkeğin fırsatçılık edip de kadından veremeyeceği miktarda mal istememesini de tavsiye ediyordu. Bu hadise üzerine fıkıhta hüküm şöyle tespit edildi: Kadın ayrılmak istediği beyine bir şeyler vererek kendini boşatabilir! Yeter ki beyi fırsatçılık edip de kadından veremeyeceği miktarda haksız mal isteğinde bulunmasın. |
|
16 Şubat 2022, 08:26 | #512 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | AKIL KİMDE BİLEMEZSİN (HİKAYE- DELİNİN VELİYE TAFSİYESİ) DELİNİN VELİYE TAVSİYESİ Bayezid-i Bestamî hazretleri. Büyük velilerden. Bir gün tımarhanenin önünden geçiyor. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüyor: -Ne yapıyorsun? Hizmetçi: -Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum. -Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? -Hastalığını söyle. -Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum.. -Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum.. Parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli,(!) Bayezid-i Bestamî hazretlerine: -Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim, diye seslendi. Bayezid-i Bestamî hazretleri, delinin yanına sokularak: -Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? dedi. Deli(!) şu ilâcı tavsiye etti: -Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalb havanında tevhîd tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, göz yaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir... Akşam-sabah bol miktarda ye... O zaman göreceksin senin hastalığından eser kalmaz, dedi. Bu güzel ilâcı öğrenen Bayezid hazretleri: -Hey gidi dünya hey! Demek, seni de deli diye buraya getirmişler, deyip oradan ayrıldı. Bu ilâç, halen günah hastası olanlara tavsiye olunmaya değer bir ilâçtır. Yani bu formülün hükmü hâlâ devam etmektedir. |
|
16 Şubat 2022, 08:29 | #514 |
Çevrimiçi # Forum Dedesi #
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AKIL KİMDE BİLEMEZSİN (HİKAYE- DELİNİN VELİYE TAFSİYESİ) Güzel hikâyeler gene eliine sağlık +
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
16 Şubat 2022, 08:32 | #515 |
Çevrimiçi # Forum Dedesi #
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İSLAMDA KADININ BOŞANMA HAKKI(HİKAYE) Güzel hikâyeler gene eliine sağlık +
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
16 Şubat 2022, 08:34 | #516 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | KALBİN ACAİP HALLERİ( MERMAMETLİ OLMAK ) Merhametli Olmanin Fazileti Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Cennet'e sadece merhametliler girecektir." Orada bulunan sahabiler: «yâ Rasûlallah! Biz hepimiz merhametliyiz» derler. Peygamber'imiz. (S.A.S.) onlara söyle cevap verir; "Sirf nefsini esirgeyen kimse merhametli degildir; merhametli kimse hem kendini ve hem de baskalarini esirgeyendir." Insanin kendine karsi merhametli olmasi; kendini Allah (C.C)'in azabindan esirgemesi, yasaklarin: islemekden, emirlerini yapmaktan sakinmasidir. Bu da günah islemekten vazgeçerek, islenmis günahlardan tevbe ederek, ibadet ederek ve ibadet ederken sirf Allah (C.C) rizasini gözeterek olur. Baskasina karsi merhametli olmak da . Islâm'in tesbit ettigi kul haklarina ve canlilara hürmet — riâyet, baskalarina zarar vermemektir. Nitekim Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Müslüman eli ile ve dili ile baskalarina zarar vermeyen, hayvanlara merhamet ederek onlari güçleri disinda kalan is ve yüklere kosmayandir." Peygamber'imiz, (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Adamin biri, bir gün yolda giderken susuzluktan yanacak gibi olur, bir kuyu bulur, basamaklarindan inerek suyun yanina ulasir, kana kana içerek yukari çikar. Bu orada gözüne susuzluktan dili sarkmis bir köpek ilisir, içinden (bu zavalli köpek, az önce benim oldugum gibi siddetli bir susuzluk çekiyor) der. Yeniden kuyuya iner, ayakkabisina su doldurur ve köpege bu suyu verir, hayvanin susuzlugunu giderir. Adamin hareketi Allah (C.C)'in hosuna gider, karsilik olarak onun günahlarini afveder." Dinleyen sahabiler, Peygamber (S.A.S.)'imize «Hayvanlardan dolayi da ecir kazanabilir miyiz?» diye sordular. Peygamber (S.A.S.)'imiz «Her cigeri kurumamis (canli) varlik sayesinde ecir kazanilir.» Enes bin Mâlik (R.A.) buyurur; «Bir gece Hz. Ömer (R.A.) dolasirken bir kösede konaklamis yolcu kafilesine rastlar, onlara hirsizlik yapilmasindcn korkar. Hemen Abdullah Ibni Avf'a (R.A.) varir. Abdullah. Hz. Ömer'e: «Yâ Emirel - mü'minîn! Gecenin bu saatindeki ziyaretinin sebebi nedir?» diye sorar. Hz. Ömer «Yolda gezinirken bir yolcu kaafilesine rastladim, bir kösede konaklamislar. Içimden «Bunlar simdi uykuya dalinca, hirsiz baskinina ugrayabilirler» dedim. Gel, ikimiz onlara bekçilik edelim» diye c*vap verir. Böylece ikisi birlikte yola çikarlar, kafileye yakin bir yerde yere cömelerek sabaha kadar yolculara bekçi olurlar. Tan yeri agarmca Hz. Ömer (R.A)«Ey yolcular, haydin namaza» diye seslenir. Bunun üzerine yolcularda kipirdamalar baslayinca. Hz. Ömer (R.A)´de oradan ayrilir.» Bize düsen, sahabîlerin (Allah (C.C)onlardan razi olsun) yolundan ayrilmamaktir. Allah (C.C) onlari «birbirlerine karsi merhametli» diye övmüstür. Onlar hem müslümanlara, hem de bütün canlilara karsi, hattâ müslüman olmayan azinliklara karsi merhametli idiler. Bildirildigine göre, bir gün Hz. Ömer (R.A) kapi kapi dolanarak dilenen yasli bir gayri müsiim ile karsilasinca der ki. «Sana karsi haksizlik ettik, gençliginde senden «cizye» aldik, simdi ise seni perisan birakdik.» Arkasindan da, adamin ölünceye kadarki geçiminin «beytülmabden karsilanmasini emreder. Hz. Ali. (kerramellahu vechehu) buyurur ki: «Bir sabah erken saatlerde Hz. Ömer (R.A)'i deve üzerinde bir vadide yol alirken gördüm. O'na «Ey mü'minlerin emiri, nereye gidiyorsun?» diye sordum. «Zekât gelirlerinden bir deve kaybolmus da onu ariyorum» diye cevap verdi. Kendisine «Senden sonra gelecek olan Halifelerin canina okudun» diye takildim. Bana söyle cevap verdi. «Ey Hasan'in babasi, beni kinama. Hz. Muhammed'i (S.A.S.) peygamber olarak gönderene (Allah (C.C)'a) yemin ederim ki. Firat nehri kenarinda bir kuzu kaybolsa. Kiyamet günü hesabi Ömer'den sorulur. Çünki ne müslümanlari perisan eden devlet baskanma ve ne de mü'minierin yüreklerine korku salan fasik idareciye itaat yoktur.» Hz.Hasan'in (R.A.) bildirdigine göre. Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Ümmetimin seçkinleri, çok oruç tuttuktan icin ve cok namaz kildiktan için degil, herkese karsi temiz kalbli, cömert ve merhametü davranmatan sayesinde Cennet'e girerler." Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Merhametlileri, Rahman olan Allah (C.C) esirger. Yeryüzündekilere karsi merhametli davraniniz ki, gökte olan da sizi esirgesin." Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Baskalarina karsi merhametli davranmayanlar, esirgenmez. Baskalarinin kusurlarini bagislamayanlarin günahlari afvedilmez." Mâlik lbni Enes'den (R.A.) rivayet edildigine göre, Peygamrber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Yâ Enes, su dört sey müslümanlarin senin üzerindeki haklarindandir: 1) Iyilerini destekleyeceksin. Günahkârlari için Allah (C.C)'dan afv dileyeceksin. 3) Hastalarini ziyaret edeceksin. 4) Tevbekarlarina sev´gi göstereceksin.» Bildirildigine göre. bir gün Hz. Mûsâ (A.S.) Allah (C.C)'a. «Yâ Rabb'i! Beni ne yüzden kendine safi yaptin?» diye sorar. Ulu Allah (C.C) da «Yaratiklarima karsi merhametli davrandigin için» diye cevcp verir. Anlatildigina göre, sahabilerden Ebu'd - Derda (R.A.) çocuklarin arkasindan gider ve yakaladiktan serçeleri onlardan satin atarak «Haydi gidin» diyerek saliverirdi. Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Birbirlerine merhametli davranmakta, sevismekte ve aralarinda yakin münasebetler yürütmekte mü'minler, bir yeri sancidigi zaman geriye kalan kisminin atesi çikan ve uykusu kaçan canli bir vücûd gibidir." Büyük bir kitlik yilinda. Israilogullarindan bir abid, yoida yürürken bir kum yiginina rastlar, o anda içinden «Keski, su kum yigini un olsaydi da Israiiogullarinin karnini doyursaydim» diye geçirir. Bunun üzerine yüce Allah (C.C), Israilogullarin o günkü peygamberine bildirir ki: falana söyle «O kum yigini un olsaydi da halkin karnini doyursaydin elde edecegin sevabi ulu Allah (C.C) senin amel defterine yazmistir.» Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) söyîe buyuruyor: "Mü'minin niyyeti; emelinden daha hayirlidir." Hikâye ederler ki: Hz. Isâ (A.S.) bir gün yolda IbLis ile karsilasir, bir elinde bal, digerinde kül vardir. Hz. isâ (A.S.) ona «Ey Allah (C.C)'in düsmani, bu bal ile külü ne yapacaksin?» diye sorar. Iblis söyle cevap verir: «Bali dedikoducularin agzina çaliyorum ki, hic dilleri takilmadan dedikodunun doruguna ulassinlar. Külü ise baskalari onlara hor gözle baksin diye yetimlerin yüzlerine serpiyorum." Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) söyîe buyuruyor: "Yetim, tokatlandigi zaman aglayinca onun sesindir. «Rahmân'in Arsi» sarsilir ve ulu Allah (C.C) meleklerine söyle buyurur: «Ey meleklerim! Ana - babasini toprak altinda gizledigim su yavruyu kim aglatiyor?" Yine Peygamber'imiz (S.AS.) söyie buyuruyor: "Kim bir yetimi yedirir, içirir, barindirirsa: ulu Allah (C.C) onu kesinlikle Cennete koyar." «Ravzat'ül - Ulema» adli eserde bildirildigine göre: Hz.Ibrahim (A.S.) yemek yiyecegi zaman bir mil yürüyerek, birlikte yiyecegi birini arardi. Bir gün Hz. Ali (kerramelîahu vechehu) aglamis. «Niye agliyorsun?» diye sorarlar, O söyle cevap verir; «Yedi gündür evime misafir gelmiyor, ulu Allah (C.C) beni gözden düsürdü diye korkuyorum.» Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Yalnizca Allah (C.C) Rizasini dileyerek, kim bir acin karnini doyurursa Cennete girmesi kuvvetle umulur. Buna karsilik, kim bir aca yemek vermekten kaçinirsa, ulu Allah (C.C) da Kiyamet günü, onu faziletlerinden mahrum tutar ve cehennem azabina çarptirir.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Cömert, Allah (C.C)'a, Cennete ve insanlara yakin. Cehenneme uzaktir. Buna karsilik cimri ise Allah (C.C)'a, Cennete ve insanlara uzak, Cehenneme yakindir." Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Câhil, fakat cömert bir mümin: Allah (C.C) katinda ibadete devamli fakat cimri bir mü'minden daha sevimlidir." Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyurur: "Kiyamet Günü su dört kimse hesaplasmasiz olarak Cennet'e girer: 1 — ilmi ile amel eden âlim. 2 — Hacca varip döndükten sonra ölünceye kadar onun bununla didismeyen ve günah islemekten titizlikle kaçinan kimse. 3 — Isiâmiyetin nüfuzunu artirmak için savas alaninda can veren sehid. 4 — Helâl yollardan kazandigi maldan, gösterise kapilmaksizin Allah (C.C) yolunda bagista bulunan cömert kimse. Bu dört kimse Kiyamet günü «Sen mi daha önce gireceksin, yoksa ben mi? diye Cennet kapisinda tartisacaklardir." Ibni Abbas'dan (R.A.) rivayet edildigine göre, Peygamber (S.A.V)'imiz söyle buyuruyor: "Ulu Allah (C.C)'in öyle kullari vardir ki, halka fayda versinler diye, Allah (C.C) onlarin eline varlik verir. Bu kimseler halki ni'metlendirmekten kaçindiklari takdirde, Allah (C.C) ellerindeki varligi alarak, baskalarina verir." Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor: "Cömertlik, dallaRI yeryüzüne sarkmIs bir Cennet agacidir, bu dallardan birine tutunan kimse, onun rehberliginde Cennet'e varir." Sahâbîlerden Câbir (R.A.) den rivayet edildigine göre, Peygamber'imize (S.A.S.) «En faziletli amel hangisidir?» diye sorarlar. Peygamber (S.A.V)'imiz: «Sabir ve câmertlik» diye cevap verir. Mikdam Ibni Süreyh (rahimehullah) bildiriyor, o babasindan, babasi da dedesinden duymus, dedesi demis ki: "Ben Peygamber (S.A.V)'imize" «Yâ Rasûlallah! Bana Cennet'e girmeme vesile olacak bir emel söyle» dedim. Peygamber (S.A.V)´imiz bana söyle cevap verdi; "Yemek yedirmek, selâm vermek ve tatli dilli olmak afva ugramayi icâb ettirir..." |
|
16 Şubat 2022, 08:36 | #517 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | KENDİNİ BİLMENİN HAKİKATLERİ( HER İNSAN Bİ FITRAT ÜZERE DOĞAR ) HER İNSAN FITRAT ÜZERE DOĞAR Bu hâllerin peygamberlere mahsus olduğu zannedilmesin. Zira, bütün insanların cevheri, fıtratta [yaratılış, karakter] buna uygundur. Şöyle ki: Hiçbir demir yoktur ki, kendisinden saf hâlinde iken âlemin görüntüsünü içine alan bir ayna yapılmasın. Ancak pas, onun cevherine işler ve onu ziyan eder. Bunun gibi, dünya hırsı, şehvet ve günahların galib geldiği ve yerleştiği bir kalb, buna kavuşamaz. Kir ve pas derecesine iner. Böylece bu liyâkat [uygun olmak] ve uygunluğu gider. Hadis-i şerifte, «Her çocuk, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra babaları ve anneleri onları Yahudi, Hıristiyan ve Putperest yaparlar» buyuruldu. Bu liyâkatin umumî olduğunu Allahü Teâlâ şöyle haber veriyor: «Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Hepsi, ‘Elbette şehâdet ederiz ki, Sen bizim Rabbimizsin!..' dediler» . Şöyle ki: Aklı olan bir kimseye birisi dese ki: «İki, birden çok değil midir?». Cevabında, «Şüphesiz çoktur» der. Her ne kadar aklı olan kimse bunu kulağıyla hiç duymamış olsa da, dili ile hiç söylememiş olsa da, içi bununla doludur, bunu tasdik ve kabul etmektedir. Bu, insanların fıtratında olduğu gibi, Allahü Teâlâ'yı bilmek de aynı fıtrattandır. Şöyle ki: Allahü Teâlâ buyurur: «Eğer kâfirlere, gökleri ve yerleri kim yarattı diye sorarsan, onlar, Allah yarattı diyeceklerdir» . Diğer bir âyet-i kerîmede, «Allah'ın fıtrat dinine yönel. Allah insanları o fıtrat üzerine yaratmıştır.» buyuruluyor. Bu, aklî deliller ve tecrübe ile de bilinmektedir. Sadece peygamberlere mahsûs değildir. Zira, peygamber de, bir insandır. Âyet-i kerîmede, «De ki: Ben ancak sizin gibi bir beşerim [insanım]» , buyuruldu. Fakat kendisine bu yol açılan kimseye, eğer bütün insanların kurtuluşunu gösterirlerse, kendisine gösterilen yola insanları çağırır, davet ederse, kendisine gösterilen bu yola Şeriat denir. O kimseye de peygamber denir. Ondan hâsıl olan hâllere mucize denir. İnsanları davetle meşgul olmazsa, ona velî denir. Hâllerine de keramet denir. Keramet sahibi olan her velînin, insanlarla ve davetle meşgul olması vacip değildir. Belki, kudret-i Hak onun davetle meşgul olmaması yolundadır. Fakat bu şeriatın kuvvetli ve yeni olduğu, başkalarının dâvetine lüzum kalmadığı zamanlar için doğrudur. Yahut da davetin başka bir şartı vardır ki, bu, velide yoktur. O hâlde, evliyanın velayetine [velilik] ve kerametine itikadın sağlam olsun. Biliniz ki, ilk yapılacak iş mücâhededir. [Nefse, istemediklerini yaptırmak, çok ibadet yapmak gibi]. İrâde, istek burada işe yarar. Fakat her eken biçemez, her giden ulaşamaz, her arayan bulamaz. Şu kadar var ki, daha kıymetli olan işin, şartlan da [elde edilme yolları] çoktur. Onu bulmak daha güçtür. Bu ise, marifet makamında insanın en şerefli derecesidir. Mücâhede etmeksizin —bu yollardan geçmeden ve pişmeden—, bir mürşid [yol gösterici] olmaksızın, bunu istemek doğru olmaz. Bu ikisi olur, fakat bir uygunsuzluk varsa yahut ezelde o kimseye bu saadeti nasîb etmemişler ise, maksadına kavuşamaz. Zahirî ilimlerde imamlık derecesine kavuşmak ve bütün ihtiyârî [kendi isteği ile] olan işler de böyledir. |
|
16 Şubat 2022, 08:38 | #518 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | GÜZEL AHLAKIN NETİCELERİ( HAYRI TAFSİYE) HAYRI TAVSİYE Allah’ın ve Hz. Rasulallah’ın emirlerine uyun; şahsi arzularınıza ve hissiyatınıza mağlup olarak bid’at yoluna sapmayın ! İtaat edin; türlü ve bozuk yollara ayrılmayın!... Allah’ı tevhid edin; hiçbir zaman şirk koşmayın!... Hakkı tenzih edin; itham etmeyin... Doğruluk karşısında şüpheye düşmeyin; tasdik edin. Hep birden kardeş olun, aranıza düşmanlık sokmayın. Doğruluktan nefret etmeyin, daima Hak yolu ve yolcularını arayın, usanmayın... Sonuna kadar çalışın; bekleyin ümitsizliğe düşmeyin... Daima doğru yolda toplanın, sevişin aranıza sevimsizlik girmesin... Yaptığınız kötülükleri bırakın; tövbe edin; bir defa yaptığınız hatayı ikinci defa yapmayın!.. İçinizi dışınızı temiz tutun. Uğursuz, çıkmaz, karanlık bataklıklara düşmeyin... Rabbınızın taatı ile ruhunuzu bezeyin. O’nun kapısından ayrılmayın. Ondan yüz çevirmeyin. Tövbenizi bozmayın... Gece gündüz Allah’a yalvarmaktan bıkmayın. Çünkü rahmet kapıları ancak bu yolda açılır. Hakiki saadeti buyolda bulmanız mümkündür. Şu bataklık aleminden ulvi ruhani aleme bu yoldan gitmeniz mümkündür. Hak’ka vuslat bu yoldadır. Rahat, huzur ve selamet evine buradan girilir. Öyle bir selamet evi ki, her çeşit binek orada, gözün görmediği her türlü hoşluk oradadır... Bu nimetlerden bıkmaz, usanmaz, bol bol yer içersiniz. O yerde sizin arkadaşlarınız Peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihler olur.. Allah cümlemize nasib etsin... |
|
16 Şubat 2022, 08:41 | #519 |
Çevrimiçi # Forum Dedesi #
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: KALBİN ACAİP HALLERİ( MERMAMETLİ OLMAK ) Sağol üstat eline sağlık +
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
16 Şubat 2022, 08:41 | #520 |
Çevrimiçi # Forum Dedesi #
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: GÜZEL AHLAKIN NETİCELERİ( HAYRI TAFSİYE) Sağol üstat eline sağlık +
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | M | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |