09 Şubat 2022, 08:43 | #451 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | AYET-HADİS-DUA 09-02-2022 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
10 Şubat 2022, 00:42 | #452 |
Çevrimdışı # Forum Dedesi #
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Jkl Dini PayLaşımLarı Elime sağlık güzel bilgiler gene Maşallah..
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
10 Şubat 2022, 07:16 | #453 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BU GÜNÜN DUASI 10-02-2022 Dilek Duâsı Dilek Duâsı: “Fetavai kari-ül-hidaye”de diyor ki: Dileği olan kimse, yatacağı zaman abdest almalı, temiz bir örtü üzerinde oturup, üç defa salevât okumalı, sonra herbirine Besmele çekerek on Fâtiha ve sonra onbir İhlâs okumalı, sonra üç salevât okumalı, sonra sağ yanı üzere, yüzü kıbleye karşı olarak ve sağ elini sağ yanağı altına koyarak yatıp uyumalıdır. Niyet ettiği şeyin nasıl olacağını, biiznillah rü’yâda görür. “Mekatib-i şerife” kitabında buyuruldu ki: Hacetlere, dileklere kavuşmak için, iki rekat namaz kılıp, sevabını silsile-i aliyye denilen âlimlerin ruhuna hediye etmeli, bunların hürmeti için diyerek duâ etmelidir. Mesela, “Ya Rabbi, filan yere sağ sâlim gidip gelmek nasib eyle, filan sıkıntıdan beni kurtar.” gibi duâ ettikten sonra, “Bu duâmı silsile-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle” demelidir! Amâ, bir zat gelip, “Ya Resulallah! Allahü teâlâya duâ et, gözlerim açılsın” dedi. Peygamber efendimiz de, “Kusursuz bir abdest al! Sonra, ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi, bu yüce Peygamberi bana şefaatçı eyle! Onun hürmetine duâmı kabul et” duâsını okumasını söyledi. O da, abdest alıp duâ etti. Hemen gözleri açıldı. Bu duâyı müslümanlar, her zaman okumuşlar ve maksatlarına kavuşmuşlardır. Ancak, namaz kılmıyanın, haram işliyenin ve kalbi gafil olan ettiği duâdan tam netice alamaz.Ehl-i sünnet itikadında olmıyanın okuması faide vermez. Hak teâlâ, herşeyi bir sebep ile yaratmaktadır. Bir şeye kavuşmak istiyen, o şeyin sebebine yapışmalıdır. Rabbimiz, insana sıhhat, şifa vermek için, duâ etmeyi, sadaka vermeyi ve ilaç kullanmayı sebep yapmıştır. |
|
10 Şubat 2022, 07:19 | #454 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | KALPLERİN MARİFETLERİ(EMANET) Emanet Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: — Biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara crzettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan ürktüler« (43) Âyet-i kerimedeki «emanet» in mânası, karşılığında sevap yahut ceza tahakkuk eden ibadet ve farzlardır. Kurtubî'ye göre «emanet» bütün din görevlerini içine alır,âlimlerin çoğunluğunun görüşü ve sahih fetva bu şekildedir. Fakat ayrıntılarda çe-şitli görüşler vardır. îbni Mes'ud'a göre âyet-i,kerime, mal güvenliği ile ilgilidir, emanetler ve benzeri gibi. Yine ona isnad edilen başka bir gö-rüşe göre âyette bütün farzlar kasdedilmekle birlikte özellikle mal gü-venliği sözkonusudur. Ebu Derda «cünübluktan arınmak emanettir» der. İbni Ömer «insan vücudunda Allah'ın ilk yarattığı organ cinsiyet uzvudur. Sanki Allah ku-tuna «bu uzuv,senin uhdene tevdi edilmiş bir emanettir, onu mutlaka yerinde kullan,onu koruduğun müddetçe ben de seni korurum» demlştir. Buna göre cinsiyet uzvu bir emanettir, söz gibi emanettir, kulaklar birer emanettir,dil bir emanetir,karın,eller ve ayaklar birer emanettir.Emaneti korumayanın imanı yoktur. Hasan der ki, «emanet göklere, yere ve dağlara arzedildi, bunların hepsi içindekilerle beraber titrediler. Çünkü Allah onlara teker teker «eğer emaneti iyi kullanırsan seni mükâfatlandırırım, eğer kötüye kullanırsan cezalandırırım» diye buyurdu. Bunun için her biri «hayır» cevabını verdi. Mucahid (rehimehullahu) der ki, «Allah Hz. Adem'i yarattığı za-man emaneti ona da ayni şartlarla teklif etti. Adem «onu yükleniyorum» dedi. Hiç şüphesiz Allah emaneti göklere, yere ve dağlara mecbur tuta-rak değil, onları gönüllü bırakarak arzetmiştlr. Yoksa eğer onu onlara, mecbur tutarak teklif etmiş olsaydı, onlar da onu üzerlerine almaktan ka-çınmazlardı. Kaffal ve onun görüşünde olanlara göre âyetteki «arzetme, teklif etme» ifadesi sembolik (temsilî) dir. Yani gökyüzü, yer ve dağlar, bütün iriliklerine rağmen, eğer emaneti yüklenmeye elverişli olsalardı, karşı-lığı olan mükâfat ve azabın önemi yüzünden, şeriatı omuzlamak bunlara ağır gelirdi Demektir ki, şeriatı yüklenmek, göklerin, yeryüzünün ve dağ-ların kaçınmasını haklı çıkaracak kadar dev bir iştir. Bununla birlikte ulu Allah'ın «insan onu yüklendi» diye belirttiği üze-re, insanoğlu bu yükün altına girmiştir. Yani Hz. Adem tohum âleminde zürriyeti belinden çıkarken ve onlardan Allah'ı tanıyacaklarına dair söz alınırken kendisine arzedilen emanetin sorumluluğunu benimsemiştir. Ulu Allah âyet-i kerimenin devamında «hiç şüphesiz o, (yani insan) çok zalim ve pek cahildir» buyuruyor. Demektir ki, o, bu yükü yüklenir-ken nefsine ağır şekilde zulmetmiştir, ayrıca yüklendiği sorumluluğun ağırlığı hususunda pek cahildir veya Allah'ın emirlerinin ne olduğunu bil-memektedir. İbni Abbas'dan (R.A.) rivayet edildiğine göre şöyle buyuruyor: Ema-net, Hz. Adem'e arzedildi, «bunu içindekilerle birlikte al, eğer itaat eder-sen seni affederim. Eğer emrimi kırarsan seni azaba çarptırırım» denildi. Hz. Adem «peki, onu içindekilerle birlikte kabul ediyorum» diye cevap verdi. Fakat o günün ikindisi ile akşamı arasındaki kadar bir zaman he-nüz geçmişti ki, Hz. Adem yasak ağacın meyvasını yedi. Ne var ki, Allah hemen rahmetini arkasından yetiştirdi de kusuruna karşılık tevbe «ede-rek yine doğru yola döndü. «Emanet» kelime olarak «iman» kelimesi ile ayni köktendir. Buna göre Allah'ın emanetini koruyan kimsenin Allah da imanını korur. Pey-gamber'imiz (S.A.S.) şöyle buyurur: « — Emanete karşı titizlik göstermeyenlerin imanı yoktur.Sözünde durmayanın dini de yoktur.» Bu konuda bir şair şöyle der: Korkarak hiyanete razı olanın boynu devrilsin! O yüzden emaneti korumaya yan çizenin Dini ve insanlığı bir yana bırakarak başını alıp gitmiştir. Yaşadıkça başına gelecek belâlar birbirini takip edecektir. Diğer bir şair de şöyle der: Hıyanete boyun eğmeği huy edinen kimse Pek kısa zamanda sıranın kendisine gelmesine lâyıktır. Zilletler durmadan elemlerini yağdırırlar Zimmetine hıyanet edenler ile sözünü tutmayanlara. Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: -« Mü'min hıyanet ve yalan ile ilgisi olmayan her huyu edinebilir.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: — Ümmetim, emaneti ganimet ve sadakayı angarya saymadıkça iyi yoldadır» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: — Emaneti güvendiğin kimseye teslim et, sana hainlik edene sen de karşılık verme.» Buharî ile Müslim'de Ebu Hureyre'den (R.A.) rivayet edilerek nakle-dildiğine göre Peygamber'imiz (S.A.S.) şöyle buyuruyor: — Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, verdiği sözü tutmaz, uhdesine verilen emanete hiyanet eder.» Demektir ki, münafık bir kimseye birisi güvenip bir sır verse hemen hıyanet ederek onu başkalarına açar, uhdesine maddî bir emanet tevdi edilse onu inkâr ederek veya korumayarak veyahut izinsiz kullanarak ona karşı hıyanet eder. Emaneti korumak, mukarreb meleklerin, peygamberler'in sıfatı ve Allah korkusu taşıyan iyilerin huyudur. Ulu Allah (C.C.) şöyle buyurur: — Hiç şüphesiz Allah size emanetleri lâyık olanlara vermenizi em-reder.» (44) Bütün tefsir âlimleri, bu âyet-i kerimenin şeriatın bir çok temel pren-sibini kapsadığı görüşündedirler. Âyet-i kerimenin muhatabı idare eden olsun, idare edilen olsun, bütün mükelleflerdir. Buna göre idarecilerin mazlumu destekleyip hakkını ortaya çıkar-maları gerekir, bu bir emanettir. Başta yetimler olmak üzere müslüman-İarın mallarını korumaları gerekir, çünkü o bir emanettir. Âlimlerin halka dinin hükümlerini öğretmeleri gerekir, bu âlimlerin koruyuculuğuna tes-lim edilmiş bir emanettir. Ana-babanın çocuğuna iyi terbiye vererek göz - kulak olması gere-kir, çünkü çocuk ana - babaya teslim edilmiş bir emanettir. Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) şöyle buyuruyor: — Hepiniz ayrı ayrı birer çobansınız, herkes sürüsünden sorumludur.» Zehr-ur Rİyaz adlı kitapta anlatıldığına göre bir kul Kıyamet günü getiririlerek ulu Allah'ın huzuruna dikilir. Ulu Allah ona «falanın emanetini geri verdin mi» diye sorar. Kul «hayır, ya Rabbl!» diye cevap verir. Bunun üzerine Allah bir meleğe emir verir, elinden tutar, onu ce-henneme götürür ve cehennemin dibine düşmüş olan o emaneti adama gösterir ve onu ateşe atar. Adam, cehennemin dibine ininceye kadar yetmiş yıl ateşte batmaya devam eder. Dibe inince orada duran ema-neti alıp yükselmeye başlar. Cehennemin ağzına çıkınca ayağı kayar, yine batmaya başlar. Sonra yine yükselir, yine batar. Peygamber'imi-zin (S.A.S.) şefaati sayesinde Allah'ın lütfu imdadına yetişerek emanet sahibi ona hakkını helâl edinceye kadar bu iniş - çıkışlar ayni şekilde devam eder. Ebu Seleme (R.A.) şöyle rivayet ediyor, «bir gün Peygamber'imizle (S.A.S.) birlikte oturuyorken bir cenaze getirildi, namazı kılınacaktı. Pey-gamber'imiz «üzerinde borç var mı» diye sordu, «hayır» diye cevap ver-diler. Bunun üzerine cenaze namazını kıldırdı. Arkasından bir başka cenaze getirdiler. Peygamber'imiz yine «borcu var mı» diye sordu, «evet, var» diye cevap verdiler. Peygamber «arkada bir şey bıraktı mı» diye sordu, «evet, üç dinar» dediler. Bunun üzerine Peygamber'imiz bu cenazenin de. namazını kıldırdı. Derken üçüncü bir cenaze getirdiler, Peygamber'imiz (S.A.S.) «bor-cu var mı» diye sordu, «evet,» diye cevap verdiler. Peygamber'imiz «ar-kada bir şey bıraktı mı» diye sordu, «hayır» dediler. Bunun üzerine «ar-kadaşınızın cenaze namazını siz kılınız» dedi. |
|
10 Şubat 2022, 07:21 | #455 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İNSANIN KENDİNİ TANIMASI - MELEKLERE EŞ İNSAN İNSANIN ASLININ MELEKLER CEVHERİNDEN OLDUĞU İnsanda hayvan, canavar, şeytan ve melek sıfatları olunca, aslının, melek cevherli, diğerlerinin ise, muvakkat [devamlı olmayan] ve geçici olduğunu nereden biliriz? suâli akla gelebilir. Ve yine, diğer sıfatlar için değil de onun, melek sıfatlan için yaratılmış olduğu nasıl anlaşılabilir? diye de sorulabilir. Cevabında deriz ki: Bu, şununla anlaşılır ki, insan hayvanlardan ve canavarlardan daha üstün, daha olgundur. Bunu herkes bilir. Her şey yükselmenin sonunda kendisine verilen kemâl için yaratılmıştır. Bunu bir misâl ile açıklayalım: At, eşekten daha üstündür. Zira eşeği yük taşımak için, atı ise, muharebede ve cihadda koşmak için yaratmışlardır. Üstündeki süvarinin istediği şekilde koşar. Aynı zamanda ata, eşek gibi yük taşıma kuvveti de verilmiştir. Böylece eşeğe verilmeyen bir yükseklik kendisine verilmiş oluyor. Eğer bu üstünlükten âciz olursa, sırtına palan vurulur ve eşek seviyesine iner. Bu ise, onun için helak ve noksanlık olur. Bunun gibi, bazı insanlar, insanın yemek, yatmak, cima' etmek [cinsi yakınlık] ve zevk sürmek için yaratılmış olduğunu zannetmişlerdir. Bütün ömürlerini böyle geçirirler. Bazıları da vardır ki, insan; istilâ etmek, yenmek ve diğer şeyleri hâkimiyeti altına almak için yaratıldı derler. Arab, Kürd ve Türkler gibi. Her iki şekilde düşünenler de yanılıyor. Zira, yemek ve çiftleşmek, arzu ve iştihayı gidermek içindir. Bu, hayvanlara da verilmiştir. Devenin yemesi, insanın yemesinden fazladır. Serçenin çiftleşmesi, insanınkinden daha çoktur. O hâlde insan onlardan nasıl daha üstün olabilir? Milletleri yenmek, memleketleri istilâ etmek gazab ile olur. Bu ise canavarlara, yırtıcı hayvanlara verilmiştir. Neticede insanda da, canavar ve hayvanlarda olanlar vardır. Fazla olarak bir kemâl derecesi daha verilmiştir. Bu da akıldır ki, onunla Allahü Teâlâ'yı tanır ve O'nun yarattıklarını anlar. Onunla, kendini şehvet ve gazabın elinden kurtarır. Bu ise, meleklerin sıfatıdır. Bu sıfatı ile yırtıcı ve diğer hayvanlara galib gelir. Yeryüzünde olanların hepsi, onun emrindedir. Bahusus Allahü Teâlâ buyurur: «Allahü Teâlâ, göklerde ve yerde olanları sizin emrinize verdi» (1). O hâlde insanın hakikati, kemâl ve üstünlüğünün olduğu şeydir. Öbür sıfatlar, muvakkat ve emanet şeklinde verilmiştir. Diğerleri işçi ve hizmetçisi olarak gönderilmiştir. Bunun içindir ki, öldüğü zaman ne şehvet kalır, ne de gazab. Parlak ve nurlu bir cevher, melek gibi mârifet-i ilâhî ile süslü olunca, elbette meleklerin refiki (arkadaşı) olur. Mele-i âlâda, daima Allahü Teâlâ'nın huzurunda olurlar. «Güzel ve temiz bir yerde. Melik-i muktedirin yanında ve rızâsında olurlar» (2), âyet-i kerîmesinde bildirilenler derecesine erişir. Karanlık, zulmetli ve baş aşağı olanlara gelince: Karanlığı, günâhların zulmetinden pas tutmasıdır. Baş aşağı olması, şehvet ve gazabını haksız yere tatmin etmesi ve bu dünyada istediği her şeyi yapmasıdır. Yüzünü bu dünyaya dönmüştür. Bunun için şehvet ve arzuları, bu dünyaya aittir. Bu dünya ise, öbür dünyadan aşağıdır, onun altındadır. O hâlde başı aşağıda olur. Yâni baş aşağı olur. Âyet-i kerîmede, «Rablarının indinde, münafıkların baş aşağı olduğunu görseydin!» (3) buyurulması buna işarettir. Böyle olan kimseler, Siccîn'de [Cehennemde bir yer] şeytanlarla beraber olur. Siccîn'in ne demek olduğunu herkes bilemez. Bunun için Allahü Teâlâ, «Siccîn'in ne olduğunu bilir misin?» (4), buyurdu. |
|
10 Şubat 2022, 07:54 | #456 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | DEHŞETİN AKLAŞTIRDIĞI SAÇLAR ( İBRETLİK HİKAYELER ,) DEHŞETİN AKLAŞTIRDIĞI SAÇLAR "Ölümünün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim." Montaigne Muğla'nın Milas ilçesinde yaşayan orta yaşlı bir adam, bir gece, hayatının akışını değiştiren dehşetli bir rüya görür. Rüyasında adam kendi ölümünü görmüştür. Öldükten sonra, vücudu teneşirde yıkanmış, kefelenmiş ve mezara defnedilmiştir. Rüya çok net ve berraktır. Adam mezara konulup yapılan dualar ve okunan Kur'an-ı Kerim ile birlikte üzeri topraklandıktan sonra kapkaranlık bir yerde yapayalnız kalır. Bir müddet sonra bulunduğu kabrin sağ tarafından bir menfez açılır ve içeriye iki kişi girer. Bunlar kendilerinin kabirdeki sual melekleri olan "Münker ve Nekir" olduğunu söylerler. Bu melekler, adamı alıp bulunduğu menfezden geçirerek başka bir yere götürürler. Götürdükleri yerde adamın önüne hemen bir terazi ve yanına da bir miktar üzüm koyarlar. O sırada karşıdan gelen bir adam belirir. Münker ve Nekir, Milaslı bu çiftçiden, karşısındaki adama üzüm satmasını söylerler. "Ölçtüğünüz zaman dürüst olun, tam ölçün. doğru terazi ile tartın. Bu hem ticaretiniz için daha hayırlı, hem de akibet yönünden de daha güzeldir." (Kur'an-ı Kerim, İsra 35) Münker ve Nekir melekleri adamın sağ ve solunda muhafız gibi durarak satışa nezaret ederler. Kendisinin alış-veriş sırasında tartıda çok az bir haksızlık yaptığını gören Melekler, onu hemen tezgâhın başından aldıkları gibi çok büyük bir kapının yanına getirirler. Kapı, kale kapısı gibi çok büyüktür. Kapının yanına gelir gelmez kapı kendiliğinden açılır. Rüya sahibinin o anda gördüğü manzara çok korkunçtur. Kapının öbür tarafında müthiş bir yangın ve alevlerin içerisinde cayır cayır yanan insanlar vardır. İnsanlar bir taraftan yanmakta, bir taraftan da vücutları tazelenmektedir. Yanan insanların çıkardıkları canhıraş feryatları yürek dayanacak gibi değildir. Münker ve Nekir melekleri, adama bu dehşetli manzarayı gösterdikten sonra tekrar bir meydanın ortasına getirirler. Kendisine, biraz önce alışveriş sırasında işlediği suçun cezasının demin gördüğü gibi yanarak mı, yoksa başka bir şekilde mi verilmesini istediğini sorarlar. Adam, gördüğü o müthiş yangın manzarasındaki dehşetten ve bundan daha büyük bir ceza olamayacağı düşüncesiyle ateşe razı olmayıp bir başka cezaya razı olduğunu söylemesi üzerine, birden bire vücudunda yüzlerce derece bir hararetin başgösterdiğini bütün dehşetiyle hisseder. Dayanılmaz bir ıstırap, çekilmesi mümkün olmayan acı ve azap başlamıştır. Adamcağız, çektiği acının tesiriyle avazı çıktığı kadar feryad ve figan etmektedir. (Rüyadan gerçek hayata, yani rüyayı gören adamın evine döndüğümüzde, adam hakikaten de avazı çıktığı kadar bağırmakta, ortalığı ayağa kaldırmaktadır. Vakit gece yarısıdır. Adamın karısı ve bitişik odadaki iki yetişken oğlu bu korkunç çığlıklara uyanırlar. Sesler mahalleyi de inlettiğinden konu-komşu pürtelaş adamın evinde toplaşırlar. Adam ile hâlâ çığlık çığlığa feryada devam etmektedir. Herkes uğraşmakta fakat adamcağız bir türlü uyandırılamamaktadır.) Dönelim tekrar rüyaya... Adamın içine düşen yangından vücudu fokur fokur kaynamakta ve acı içinde kıvranmaktadır. Çektiği acı tahammül sınırının çok ötesindedir. Bir müddet geçtikten sonra, Münker ve Nekir'in işaretiyle ceza sona erdirilir ve adam çağrılarak şöyle denilir. "İşte gördün ve anladın ki, dünyada yapılan ufacık bir hatanın, adaletsizliğin ahiretteki cezası bu. Şimdi seni hayata, yaşadığın dünyaya iade ediyoruz. Bundan sonra hayatını bu gerçeğe göre tanzim et. Katiyyen en küçük dahi olsa bir haksızlık, adaletsizlik yapma." Bu müsaadeden sonra, adamcağız rüyasından gözleri yerinden fırlamış, beti benzi atmış, kan ter içinde uyanır. Ama bundan da önemlisi, adamın yüzünde, etrafını çevreleyen mahalle halkını hayret ve şaşkınlık içinde bırakan bir görüntü vardır. Siyah saçlı bu adamın bütün saçları, biraz önce rüyada gördüklerinin dehşetinden bir anda bembeyaz olmuştur. Evet bembeyaz... Milaslı bu adamı görüp hadiseyi nakledenlerin ifadesine göre, şimdi artık o, dehşetin aklaştırdığı saçlarıyla hayatını kılı kırk yaracasına hassas yaşamakta, bundan sonraki menzili olan kabir aleminde kendisine faydası olacak salih amellerin, güzel, hayırlı işlerin peşinden koşmaktadır |
|
10 Şubat 2022, 07:58 | #457 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | RÜYA TABİRLERİ( AY GÖRMEK) Rüya tabirleri Ay görmek Ay Rüyada Ay görmek, sevdiğiniz kişiye olan sevginizin daha çok artacağını, başarılı olmaya, çocuk sahibi olmaya işaretir. iş hayatında gerçekleşecek olan birtakım değişiklikler, başarı elde etmenize neden olacak. Aşk hayatınızda da gelişmeler olacak. Rüyada ay görmek, sultan veya büyük zatlara işarettir. İbn-i Şîrîn (rh.a)demiştir ki: - Rüyada ay bedir halinde görülür se bir milletin büyüğü ve ulusu ile tabir olunur. Ayın gökte iki parçaya ayrıldığını görmek, yüce şahsiyetlerden birinin öleceğine delâlet eder. Rüyada Aya asıldığını görmek, nimete ve büyük bir hayra nailiyet ile tabir olunur. Cafer-i Sâdık hazretleri demiştir ki: Rüyada ay görmek şöyle tabir olunur: a) Mülk, b) Vezir (bakan), c) Mülkün nedimi, d) Milletin reisi, e) Güzel zevce ve hizmetçi, f) Evlât, g) Ana ve baba, h) Zevç, ı) Hayır sahibi ve ondan gelecek menfaat. Ibn-i Fuzale demiştir ki: - Ay bazan erkek evlâda işarettir. Bir kadının veya erkeğin kendi koynundan, yahut vücudundan bir ay çıktığını görmesi, erkek ve bahtiyar bir evlâtları olacağını delâlet eder. Bu ayın yavaş yavaş yükselerek semaya çıktığının görülmesi, o evlâdın insanlığın en ulvî derecesine vâsıl olacağının işaretidir. Rüyada ayın nurunun evinin içine girip hanesini pırıldattığını görmek, büyük bir zat tarafından verilecek mükâfata delâlet eder. Rüyada ayı doğurduğunu görmek, arzu ve murada ermeye delâlet eder. Ayı en yüksek, en yüce ve fezanın en derinliklerinde yüzer görmek, hayır, iyilik ve fazilet ile tabir olunur. Rüyada ayın tutulduğunu görmek, memleket büyüklerinin müşkülâta uğrayıp çok sıkıntı çekeceklerine işarettir. Rüyada güneş ve ayı kendi üzerine doğmuş görmek, anne ve babanın rızasına delâlet eder. Rüyada ayın kendisi ile konuştuğunu görmek, yüksek ve ulvî derecelere işarettir. Hıristiyan bir kadının ayı görmesi, hidayete ereceğine işarettir. Ay bedir halinde iken bir başka gezegenle çarpıştığını görmek, iki memleket insanının birbirleriyle harp edeceklerine işarettir. Bakan olan birinin ayın tersine döndüğünü görmesi, vazifeden azledileceğine işarettir. Güneş ve ayın kendisine secde ettiğini görmek, anne babanın . rızası ile tabir olunur. Güneş ve aya secde ettiğini görmek ise, büyük bir günaha delâlet eder. Rüyada güneş, ay ve yıldızların güneş yörüngesinde toplandıklarını ve güneşin daha parlak olduğunu görmek, devlet büyükleri ve şerefli insanlar yanında sözünün makbul olacağına işarettir. Ay Eşiniz ya da sevgiliniz tarafından daha çok sevilmeye, para kazanmaya. * Ayın donuk olması: Ev içinden bir kadının hastalanmasına. * Ay tutulması: Yakın çevreden birinin hastalanmasına. * Ayın iki parçaya ayrılması: Şehirde önemli birinin ölmesine. * Ay'ı yakından görmek: İyi bir evliliğe. * Ayın yerde olması: Rüyayı görenin annesinin öleceğine. *Ay veya güneşin, secde etmesi: AJkrabal&t tasra.-fından sevilmeye ya da büyük bİF günaha. * Ayın bulutla kaplı olması: Gözde bir hastalığa veya sevgiliden ayrılmaya. * Ayın hareket etmesi: Bir şey icat etmeye veya iyi bir haber almaya. * Ayı eline almak: Kısa sürede evliliğe. * Dolunay görmek: İşlerinizin rayına oturacağına ve geleceğinizin çok parlak olacağına. * Gündüz ay görmek: zamanı gereksiz işler peşinde koşup öldürmeye. * Ay'da kendini görmek: Erkek çocuk sahibi olmaya. * Ayın parlak olması: Bekârlar için, iyi bir evliliğe; evliler için, bir kız çocuğuna. * Ay görmek: Güzel bir çocuğa veya yabancı bir erkeğe. * Kırmızı ay: Bir yolculuğa veya Hacc'a gitmeye. * İkiye ayrılan ayın parçalarının tekrar birleşme: ağır bir hastalığa işarettir. Ay Gökteki Ay adaletli yöneticiye, büyük alime, hayırlı oğlan çocuğuna, Ayı kucaklamak kadın ve erkek için güzel simalı biriyle evlenmeye, Ayı puslu görmek yaşıtı olmayan biriyle evlenmeye, Ayın kendi evinde doğması kadın için erkek çocuğa, Ayın güneşten büüyük görünmesi başbakanın (vezirin) devlet başkanına (sultana) üstün gelmesine, Ayın bulutlar içinde kaybolması arzu edilen şeyin zamanının geçmesine, Ayın doğurması, arzu edilen şeyin kolay elde edilmesine, Alı eline almak veya böyle görmek evlenmeye, Ayın bir yeri veya evi aydınlatması devletten gelecek iyiliğe, Ayışığında yürümek anne şefkatine, Aya bakıp onun üzerinde kendi yüzünü görmek hasta için vefata, değilse erkek çocuğa, Ayın güneşe dönüşmesi baba tarafından mirasa ya da yardıma, Dolunay vezirin azledilmesine, yönetimde bulunan kişinin sonunu geldiğine, Ay ve güneşe secde etmek şerli bir işte yöneticinin yardımında olmaya, Ay ve güneşin kişinin kendisine secde etmesi ana babanın ondan hoşnutluğuna, Ayın karanlık görünmesi ve koyu bir bulutiçine girmesi yönetimden gelecek kötülüğe, Ayın parçalanması ya da ikiye bölünmesi hükümetin dağılmasına ya da üst düzey bir yöneticinin vefatına, Ayışığı gizlenen şeylerin duyulmasına; Hilal eşin hamile kalmasına, yöneticiye, kumandana, ansızın meydanagelecek hayra, asi kimse için tövbe etmeye, Ayın hilal biçiminde görünmesi hacca, Hilalin doğup, ardından hemen batması arzu ve isteklerin sonuçlanmamasına, Hilal bazen savaş ve şiddete, Dolunay güzel Ahlaklı insana, Ayı yükselirken görmek makam ve merte İş hayatında meydana gelecek bazı değişiklikler, kazançlı çıkmanıza neden olacak demektir. Aşk hayatınızda da gelişmeler olacak. Ayın yerde olması, Rüyayı görenin annesinin vefat edeceğine; ayın bulutla kaplı olması, gözde bir hastalığa veya sevgiliden ayrılmaya işarettir. İş hayatında meydana gelecek bazı değişiklikler, kazançlı çıkmanıza neden olacak demektir. Aşk hayatınızda da gelişmeler olacak. Ayın yerde olması, rüyayı görenin annesinin vefat edeceğine; ayın bulutla kaplı olması, gözde bir hastalığa veya sevgiliden ayrılmaya işarettir. İş hayatında gerçekleşecek olan birtakım değişiklikler, başarı elde etmenize neden olacak. Aşk hayatında da büyük başarılara imza atacaksınız. Rüyada ay, insanın bütün istediklerine kavuşacağına, maddi ve manevi bakımdan rahatı, huzuru temsil eder. Ay, devlet baskani ve devlet büyükleriyle yorumlanir. Ayi kendi mali gibi elinde tuttugunu gören, büyük bir devlet memuru olur. Ayla savastigini görenin, hükümet adamlari ile arasi açilir. Kendisinin ay oldugunu veya ayin yerinde oturdugunu görmek, yüksek bir mevkie erisecegine isarettir. Ayi karanlik veya gök yüzünden baska bir yerde görmek, devlet adamlarinin bazi islerde zorluklara ugrayacaklarina delalet eder. Ibn i Sirin e göre: ayi tam yuvarlak (Bedir halinde) görmek, bir büyük adamin ölümü ile yorumlanir. Ayin iki parçaya bölündükten sonra, tekrar birlestigini görmek, büyük bir adamin hasta olup, tekrar iyilesecegine isarettir. Ay bedir halinde iken. baska bir yildizla çarpistigini görmek, iki memleket halkinin birbirleriyle savasacaklarina delalet eder. Bazen de iki devlet büyügünün birbirleriyle rekabet halinde olduklarina isarettir. Cabirül Magribi ye göre; Ayi yaninda veya elinde gören adam evlenir. Eger ay hilal halinde ise, evlenecegi insan kendinden daha asagi bir siniftandir. Eger tam daire halinde ise, asil ve kendisinden yüksek bir siniftandir. Ayi parlak bir sekilde evinin içinde görmek, büyük bir devlet adami tarafindan mutluluga ulastirilacagina delalet eder. Ayin baska bir evden dogdugunu veya çiktigini görmek, bir kimseden hayir ve menfaat görecegine delildir. Ayi tutulmus görmek, memleket ve memleket büyüklerinin bazi zorluklar çekecegine isarettir. Ayin hilal olarak dogdugunu veya yavas, yavas büyüdügünü görmek, o memlekette sonradan devlet baskani olacak bir çocugun dünyaya geldigine delalet eder. Gök yüzünde bir ayin dogdugunu ve onu baskalarina gösterdigini görmek, gören kimsenin ecelinin yaklastigina delalet eder. Cafer i Sadik a göre; rüyada ay görmek on iki sekilde yorumlanir : Baskan, devlet adami, arkadas, sef, erkek, baba, anne, koca,es, sahip, hayir ve menfaat, hizmetçi. Rüyanin görülüs sekline göre bunlardan uygun olani alinarak, rüya yorumlanir. Ibni Fudale a göre: ay bazen erkek evlat ile yorumlanir. Bir kisinin kendi koynundan bir ay çiktigini görmesi, onun bir erkek çocugu olacagina isarettir. O ayin yavas, yavas büyüyerek göge yükseldigini görmek dogan çocugun büyüdügünde iyi bir evlat olacagina ve isinde basari kazanacagina delalet eder. Rüyada ayi günesle birlikte görmek, iki büyük kisiden hayir ve menfaat görecegine isarettir. Günesi ay ile kavga eder görmek ise, iki büyük kisinin birbirlerini çekemediklerine ve aralarinin açilacagina isarettir. Bir baska rivayete görede: Rüyada ay görmek, adaletli bir devlet baskanina veya büyük bir alim yahut güzel bir oglan çocuguna ya da, yalanci bir adama isaret eder. Ayin isigini bulanik bir halde gören kimse, akrani olmayan bir kimseyle evlenir. Rüyada ayin kayboldugunu görmek rüya sahibinin hayir ve serden istedigi seyin neticeye varmasina isaret eder. Rüyada aya baktigini ve yüzünün seklini Ayda gördügünü gören kimse, ölür. Ayin karardigini gören kimse, eger devlet baskani ise onun idaresinde bulunan kimselerin, onun emir ve fermanina itaat etmelerine isaret eder. Rüyada ayin günes oldugunu görmek rüya sahibinin babasi veya esi tarafin dan izzet, seref, hayir ve mala nail olmasina isaret eder. Hasta olan veya deniz yolculugunda bulunan kimse için ay görmek, helak olmaya isaret eder. Zengin bir kimse, ayin bulutla örtüldügünü görse, servetini kaybeder. Bir kadin rüyada, bir yerde ayin oldugunu ve ellni aya uzattigi halde yetisemedigini görse, o kadinin erkek bir çocuk arzu ettigine, fakat bu arzusuna kavusamayacagina, ancak eger kadin hamile ise, kiz çocuk doguracagina isaret eder. Günes ve aya secde ettigini görmek, rüya sahibinin büyük bir günah islemesine isaret eder. Bir isinin gizli tutulmasini arzu eden bir kimse, rüyada ayi görse, o isi meydana çikar. Bir kimse ayin tutuldugunu veya siyah yahut kirmizi oldugunu görse, ayin nisbet edildigi kimsede degisiklik ve eksiklik meydana gelir. Bazen ay görmek, bir kisi ile dost ve arkadas olmaya isaret eder. Bazen de ay görmek kumara ve bahse girerek oynanan oyuna isaret eder. Ayin yarildigini ve iki parça oldugunu görmek bir alametin çikmasina isaret eder. Ayin ilk gecelerinde ayi onbes günlük görmek, rüya sahibinin halinin güzdlesmesine isaret eder. Ayi hilal seklinde görmek, iyi degildir. İş hayatında gerçekleşecek olan birtakım değişiklikler, başarı elde etmenize neden olacak. Aşk hayatınızda da gelişmeler olacak. Rüyada ay görmek, sevdiğiniz kişiye olan sevginizin daha çok artacağını, başarılı olmaya, çocuk sahibi olmaya işaretir. |
|
10 Şubat 2022, 08:04 | #458 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | AYET-HADİS-DUA 10-02-2022 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
12 Şubat 2022, 08:04 | #459 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BU GÜNÜN DUASI 12-02-2022 SURELERİN FAZİLETİ İhlâs sûresinin fazîleti Ebû Saîd-i Hudrî buyurdu ki: Eshâb-ı kirâmdan biri, sabaha kadar ihlâs sûresini tekrar eden birini işitir. Sabah olunca Resûlullah efendimize giderek, bütün gece İhlâs okumasını az görerek durumu arz eder. Resûlullah efendimiz de buyurdu ki: “Nefsim yed-i kudretinde olan Allaha yemîn ederim ki, bu sûreyi okumak, bütün Kur’ân-ı kerîmin üçte birine denktir.” Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Kim İhlâs sûresini gösterişten uzak bir şekilde okursa, Allah onun bedenini Cehenneme harâm kılar.” “Kim sabah namazından sonra, İhlâs sûresini on bir defa okursa, o gün kendisine bir günâh gelip bulaşmaz. Şeytan gayret etse de korunmuş olur.” “Bir yolculuğa çıkmak isteyen kimse, evinin kapısını çekip ayrılınca on bir defa ihlâs sûresini okursa, o dönünceye kadar Allah onu muhafaza eder.”! “Kim akşam namazından sonra (konuşmadan) iki rek’at namaz kılıp, birinci rek’atinde Fâtiha ve Kâfîrun, ikinci rek’atinde Fâtiha ve İhlâs sûrelerini okursa, yılan, derisinden sıyrılıp çıktığı gibi o da günâhlarından öylece sıyrılıp çıkar.” “Ölüm hastalığı içinde iken ihlâs sûresini okuyan kimse, kabirde fitneye uğramaz. Melekler onu kanatları üzerine alıp, Sırat’ı geçinceye ve Cennete girinceye kadar götürürler.” “Yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutan kimse, yemeği bitirince ihlâs sûresini okusun.” “Kabristandan geçerken, onbir ihlâs okuyup, imânla vefat etmiş mevtâların rûhlarına hediye eden kimseye, oradaki ölülerin sayısı kadar sevâb verilir.” “Yatağa girdiğinde, Fâtiha’yı ve İhlâs sûresini okuyan, ölüm müstesna herşeyden emin olur.” “Kim hergün, iki yüz defa ihlâs sûresini okursa, borçları hariç, elli yıllık günâhı affedilir.” “Kim ölüm hastalığında, ihlâs sûresini okursa, kabir azabı görmez. Kabrin sıkmasından emin olur. Melekler onu kanatlarıyla taşırlar ve Sırattan sür’atli bir şekilde geçirirler.” “Kim bin defa İhlâs sûresini okursa, Cennetteki makâmını görmeden vefât etmez.” “Kim yatağında uyumak ister, sağ yanına yatar ve yüz defa İhlâs sûresini okursa, kıyâmet günü Allahü teâlâ ona; “Ey kulum! Sağ yanın üzere Cennete gir” buyuracaktır.” “Eve girerken İhlâs-ı şerîfi okuyan fakirlik görmez.” |
|
12 Şubat 2022, 08:07 | #460 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BİLMEDİKLERİMİZ -HASTALIĞIN MÜMİN İÇİN FAYDASI Hastalık Günahlara Keffaret Olur Evliyâdan Yazıcızâde Mehmed Hazretleri Meğâribü’z-Zamân kitabında şöyle nakleder: Mümin bir kimse hasta olduğu zaman Hak Teâlâ (c.c.) o kimseye dört melek gönderir: Birine o kimsenin kuvvetini almasını emreder, o kimse zayıflar. Birine o kimsenin ağzından yemeğin lezzetini almasını emreder, o kimse de yemek iştahı kalmaz. Birine de yüzünün nûrunu almasını emreder, o kimsenin benzi sararır. Diğerine ise o kimsenin günahlarını almasını emreder. Melekler de bunları yaparlar. Cenâb-ı Hak, o kulunu iyileştirmeyi dilediğinde, vazifeli meleklere emreder, kuvvetini, yüzünün nûrunu, tad ve lezzet alma melekesini iâde ederler. Günâhını alan meleğe ise günahlarını geri verdirmez. O melek, Mevlâ’ya secde edip: “Yâ Rabbi, biz dört melek idik. Diğerleri aldıklarını geri verdiler. Ben aldığımı geri vermedim.” der. Cenâb-ı Hak buyurur ki: “Kulumu hastalıkla imtihan edip günahlarını bağışladıktan sonra onları tekrar iâde etmek şânımdan değildir.” |
|
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | M | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |