IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

779Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Şubat 2022, 09:11   #431
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
GECE NAMAZI VE FAZİLETİ




Gece namazları…

Kul, işlediği günahı sebebiyle geceleri namaz kılmaktan,gündüzleri de oruç tutmaktan mahrum bırakılır.
Hasan-ı Basrî (k.s.) hazretleri demiştir ki:

“Kul, işlediği günahı sebebiyle geceleri namaz kılmaktan, gündüzleri de oruç tutmaktan mahrum bırakılır.”
Âlimlerden bir zât ise şöyle demiştir: “Ey insan, oruç tuttuğunda kimin yanında ve ne ile iftar ettiğine dikkat et. Çünkü kulun kalbi ve tefekkürü, yediği şeye göre değişir ve ilk hâline bir daha dönemez.“

Bir diğeri de şunları söylemiştir: “Nice yiyecekler vardır ki, sahibinin gece kıyâmına mâni olur. Nice bakışlar vardır ki, Kur’an okumaktan alıkoyar. Kul bir şey yer veya bir iş yapar da, bunlardan dolayı bir sene boyunca gece ibâdeti yapmaktan mahrum bırakılır. Güzel bir tedkik ve iyi bir araştırma ile neyin artırıcı, neyin noksanlaştırıcı olduğunu bilebilir, [günahları azaltabilirsin]. Ve ancak günahları azaltarak kayıplarını görebilir, onlara vâkıf olabilirsin.“

Kezâ denilmiştir ki; “Gece namazının uzun olması, kıyâmette rahatlık sebebidir ve bu namaz, büyük günahlara keffârettir… Gece namazları, farz namazlardaki eksiklikleri telâfi eder.”

GECE İBÂDETİNE KALKABİLMEK İÇİN YAPILACAKLAR

Hadîs-i şerifte buyuruldu ki; “Kul, gece ibâdetine kalkabilmek için, şu üç şeyden yardım sağlamalıdır:
1. Helâl yemek,
2. Tevbeye yönelmek,
3. Allâh’ın vaîdi (cehennemi)nin korkusu, va‘di (cenneti)nin şevk ve recâsı (ümidi) içinde bulunmak.”

Demek ki, kulu gece ibâdetlerinden mahrum bırakan veya onu uzun süre gaflet içinde kalmaya mahkûm eden üç sebep vardır. Bunlar;

a) haram ve şüpheli yiyecekler yemek,
b) Israrlı bir şekilde günah işlemeye devam etmek,
c) Dünya düşüncesinin kalbe gâlip gelmesidir.

Dünya düşüncesi ve sevgisinin gâlip geldiği kalp, ne Allâh’ın azâbını hatırlar, ne de cennet ve Cemâli’ni özleyip ümitvâr olur.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 07 Şubat 2022, 09:16   #432
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ALLAH C.C E DARILMAK -UMUDUNU KESMEK HAKKINDA




ALLAH’A DARILMAMAK

Allah’a (CC) çok darılıyorsun; O (CC) senin Rabbın (CC) olduğu halde onu töhmet altına almak istiyorsun. O’nun (CC) her işine itiraz ediyorsun, zorla bağlanıyorsun.

O’na (CC) bağlılığın yolu zulüm ile oluyor. Halbuki O’na (CC) candan inanman ve teslim olman lazım. Rızık babında sıkı olma, geniş ol. Zengin olursan herkese dağıt;

fakir olunca da sabırlı ol. Gün olur, güçlük gider, bela kalkar. Yaptığın bir yana kalır. Bilmez misin her şeyin bir vakti var, o gelince olacak olan olur…

Şunu bil ki; malın çoğu bela getirir, çok isteme azla yetin. Bela biter, güçlüğün sonu var, biteceği gün var. Sen yalnız sabırla bekle.

Bela vakitleri değişmez, yalnız onun içinde afiyetler olur, onu gör. Bela anında ümitsizlik iyi olmaz. İmanla onu iyi gör. Fakirlik hali zenginliğe çevrilmez, ona sabırla tat kat. Hile yoluna kaçma, doğru ol, samimi ol…
Hakk’a (CC) karşı edepli ol. Sukûtu, sabrı sev, buna devam et. Haz al. İlahi fiillere uymaya çalış. Allah’ın (CC) emir ve fermanına karşı kalbinden bir şey geçerse tevbe et. Şayet Hakk’ı (CC) töhmetleyen bir kusur ettinse nadim ol.

Şunu iyi öğren ki; Hakk (CC) kapısından başka kapı yoktur. O’ndan (CC) kaçmak mümkün olmadığına inan ve hak işlerden intikam almanın imkansız olduğunu bil.

Günah yapmak yalnız seni körletir. Hakk’a (CC) yapacağın taarruz, yalnız tabiatını karartır. İntikam hissi kullar arasında caridir. Vazife, bir kul tarafından verilmişse, ondan kaçınma olabilir.

Her şey, bu dünya alemine çıkmadan çok evvel yaratılmıştır. Onların kârını,
zararını Allah (CC) bilir. Herşeyin ilki, sonu ona malûm, bir şeyin doğuşunu gördüğün gibi gün olur batışının da seyredersin. Allah (CC), yaptığını iyi bilir,

yapacağı iş ona göre kolaydır. İşlerinde asla tenakuz bulamazsın. Yaptıklarında yersizlik göremezsin. Boş iş yapmaz. Lüzumsuz şey yaratmamıştır, yaratmayacaktır.

O’na (CC) noksanlık izafe etmek caiz değildir. İşlerini beğenmeyen kişinin aklına şaşılır.
Herşey biter, yeter ki beklemeyi bilesin. Bekle zorla bekle!.. Kendini sabra alıştır.
Nefsini, şahsi arzularını yen, onları emirlerine uymaya çabala. Kendini bütün varlığınla sabır aleminde yok et!.. Bekle, bir gün hepsi biter, yok olur gider.

Herşey zamanla zıddına döner. Gün geçtikçe işler değişir. Evvela kış, ardından yaz gelir. Bir zaman gündüz arkasından gece sarar. Akşamla yatsı arası: – “Gündüz olsun…” Dersen olmaz. Belki daha kararır, ışık olmaz. Taa, şafak atıncaya kadar, karanlık devam eder.

Boynunu yüce emirlere eğ.. Allah (CC) için, iyi düşün, iyi sabret. Senin için olmayan sana gelmez. Sana nasip olmayanı kimse eline tutuşturamaz. Hayatım pahasına da olsa, sana yemin ederim ve sonra kendiliğinden açılır. O zaman istediğin hiç olur.

İstesen de istemesen de ortalık aydın olur, her yer aydınlığa kavuşur…

İşin hikmet tarafına aklın erince, işlerin kendiliğinden yürüdüğünü görürsün. Ne isteğinle gündüz gece olur, ne de aksi olur. Çünkü güneş emrinde değil. Dünya senin fermanınla dönmüyor. Rüzgar emrinle esmiyor.
Duan, her zaman alemde makbul olmaz. Çünkü burada istenenlerin çoğu, zamansız ve yersiz isteniyor. Ama yine dua et, her an Allah’a (CC) yalvar, ancak duan kabul olmayınca Allah’a (CC) sitem etme!..

– “Niçin kabul olunmadı…” Diyerek şaşma… Zamanı gelince olan olur, burada bir şey olmazsa öbür alemde sana sevap olur. Ama bağırıp çağırırsan, mahcup olursun… Derim ki: Daima dua edeceksin… Çünkü her şeyden evvel sen bir kulsun. Allah’ın (CC) emirlerine uymaktasın. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri:

– “Bana dua edin, kabul ederim.”
Buyuruyor. Diğer bir yerde de:
– “Allah’tan (CC) fazilet isteyin.”
Deniyor. Bu mevzuda daha bir çok ayetler vardır…

Duan her zaman duyulur ama, ihtiyacın kadar verilir. Sonrası öteki aleme kalır. İhtimal ki her arzunun bu alemde yerine gelmeyişi bir hikmet icabı ve senin hayrına olmaktadır. Sonra, her olan şey, Allah’ın (CC) kaza ve kaderine uygundur.

Arzun yerine gelmeyince Hakk’ı (CC) itham etme!.. Kabul olmadı diye ümitsizliğe düşme!.. Daima dua et. Kârın olmasa bile zarar da etmezsin. Hemen olmasa bile, bir zaman sonra olur.

Bir Hadis-i Şerifte şöyle buyruluyor:
– “Kıyamet günü hesap defterinde insan, yaptığı ibadet haricinde bir çok iyilik bulur. Bunları bilemez, sorar, ona şöyle denir: ‘Bunlar dünyada kabul olmayan dualarının karşılığıdır. Kader-i İlahi icabı orada yerine getirilmedi fakat sana mükafat olarak burada veriliyor’.”

En azından halin, zikir olmalı. İhtiyacını O’na (CC) aç!. Başkasına bir şey deme!..
O’nu (CC) tevhid ederek, her derdini arzet… Duanın kabul edilmesi işini Allah’a (CC) bırak….

Tekrar hatırlatmak yerinde olacak… Sana iki yoldan başka yol yoktur ve olamaz.
Gecen de gündüzün de aynı. Sağlığın da hastalığın da öyle. Darlık olsun genişlik olsun değişmez. Ki o: Dua ve sabırdır, yani rıza…

İyi zamanda, darlıkta genişlikte hep böyle ol…

O iki hali biraz açalım:
En iyisi, benlik davasını bırakıp, Hakk’a (CC) bağlı olmandır. Tıpkı, bir ölü gibi Hakk’a (CC) karşı iradesiz halde kalman… Bir süt çocuğu gibi, tam teslim olmandır.

Senin için hak fiil ve irade önünde, topçu önündeki top gibi olmak var. İlahi irade böyle çevirir. Bu halinle sana, nimet gelirse şükür edersin… Şükür ettikçe de nimetin artar. Çünkü Allah (CC):

– “Şükür ederseniz nimetinizi arttırırım.”
Diye vad ediyor. Darlık baş gösterince de sabredersin. Bu da senin için bir nimettir.
Darlık zamanı, sabreder; günlerin Peygambere (SAV) salât ve selâmla geçerse daha ne istiyorsun…

Bu; Allah’ın (CC) sana en büyük nimetidir. Her kula nasip olmaz, bu ayetin:
– “Allah (CC), sabırlı kullarla beraberdir..”
Mealinde buyurulan yüce manasında bu bapta kayıt vardır.
Allah (CC), kullarına yardımıyla koşar; sebatını verir. Nefse, şeytana galebe çalması için kula yardımcı olur…

Bir ayette:
– “Eğer, Allah’tan (CC) yana olursanız o da size yardımcıdır. Dizlerinize kuvvet verir.” Buyuruluyor…
Nefsine muhalif ol; Allah’tan (CC) yana olmuş olursun. Allah (CC) yoluna muhalif olan herşeye muhalif ol. Hakk (CC) emirlerini itirazla karşılama, kabul et, darılma.

Nefsine muhalif ol; Hak fiillerin içine düş, onlarda kaybol… Bunu yaptığın takdirde hak için mücahid sayılırsın. Nefsin her başını kaldırdığında Allah’ın (CC) emriyle vur. Onun karşısında kalkanla dur. Bu kalkan; sabır, muvafakat, sükûn, hak emirlere teslim olmaktır. Bunları yapabildiğin an, Hakk Teala (CC) sana en büyük yardımcıdır.

Bütün bunların sonunda, bir de büyük rahmete ermek vardır, ona “SALÂVAT” derler. Bu makam Peygamberlere (AS) hastır. Bu “SALÂVAT” onlarındır. Sen bir günahkar olduğun halde günahların bağışlanıyor, Nebiler (AS) için verilen sevaptan hisse alıyorsun. İşte bu manayı ifade eden bir ayet-i kerime:

– “Onlara musibet veya bir bela karşı geldiği zaman, ‘biz Allah (CC) içiniz, dönüşümüz O’nadır (CC)’.” Derler. Onlara Rabb’larından (CC) salavat olsun. Rahmet onlaradır. Hidayete eren onlardır.

Buraya kadar anlatılan yaşamak zorunda olduğun iki halin ilkiydi.
İkincisine gelince: Sen Rabb’ına (CC) yalvardıkça ona yaklaşmış olursun. Allah’ın (CC) emirlerini tut. Senin yalvarmak hakkındır, ayrıca vazifendir. Hakk’a (CC) tazarru ve niyaz ettikçe, bu vazifeyi yerine getirmiş olursun.

Sakın dualarına yanlış şey girmesin. Bu mühim vazifeyi Hakk’a (CC) imanla yap!..
Duanı aziz bir yolcuyu uğurlar gibi yap. Çünkü dua, Hakk (CC) katında sana yer hazırlar…

Şunu tekrarlamakta fayda görüyorum. Duana derhal icabet olunmazsa hemen bağırıp çağırmaya kalkma. Dua hem kabul olunur, hem de olunmaz. Her ikisi de senin için musavi olmalı. Sonra bu olanlardan ibret almalısın…

Sakın haddi aşanlardan olmayasın. Çünkü baş vuracak kapı yoktur. Sakın, nefsinin iyiliğini veya kötülüğünü bilmeyen zalimlerden de olmayasın. Allah (CC) seni helak eder. Hiçbir şey bu helak işinden Hakk’ı (CC) alıkoyamaz. Geçmiş ümmetleri de helak etti.

Şöyle ki; dünyada içinden çıkılmaz bela ile öldürür, kıyamet günü en kötü azaba sokar…

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:18   #433
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
BOŞ VE GÜNAH SÖZLER SÖYLEMEKLE GÜNAH BİRİKTİRME




BOŞ VE GÜNAH ŞEYLERİ ANLATMAK

Dilin bir zararı da kadınla, içkiyle, zevk ve sefa ile debdebe ile ilgili şeylerden bahsetmektir. Zira bunların hiçbirinden bahsetmek helal değildir.

Oysa gereksiz sözler haram değildir. Fakat gereksiz sözlerle uğraşanlar günaha düşmekten emin olamazlar. İnsanların çoğu konuşma zevkini tatmak için toplanırlar ama dedikodu yapmaktan veya günaha düşmekten kurtulamazlar.

Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Kimisi mükafat alacağını sanmadan bir söz söyler. Yüce Allah, rızasına uygun düşen bu söz için kıyamete kadar kendisinden razı olur. Kimisi de hiç önemsemediği bir söz söyler. Bu sözü ile kıyamete kadar Allah’ın gazabına uğrar.“

Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Kıyamet günü en büyük hatada olanlar, dünyada en çok batıla dalan insanlardır.“

Yüce Allah buyuruyor ki:
“Başka söze dönünceye kadar onlarla (batıla dalanlarla) bir arada oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.“

Bu anlattıklarımız batıla dalmanın cezalarıdır. İleride anlatacağımız dedikodu, çekiştirme, fuhuş ve diğerlerinden ayrıdır. Bu, geçmişte olmuş kötü şeylerden bahsetmek veya dini bir zaruret olmaksızın onları düşünmektir. Bid’attan ve sahabeleri suçlayacak şeylerden bahsetmek de bu kısma girer.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:23   #434
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Allaha İtaat,Onu Sevmek,Rasulünü Sevmek




Allaha İtaat,Onu Sevmek,Rasulünü Sevmek


Ulu Allah (C.C.) buyuruyor:

— De ki, «eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin» (38).

Allah'ın rahmeti üzerinde olsun, bil ki, kulun Allah'ı ve O'nun Resul'ü-nü sevmesi, onlara boyun eğmekle, onların emrine uymakla olur. Allah'ın kullarını sevmesi de onlara mağfiret suretiyle ikramda bulunmasıdır.

Denilir ki, kul gerçek kemâlin yalnız Allah'da olduğunu, kendisine ve-ya başkasında gördüğü her kemâlin gerçek kemalin Allah'dan ve Allah sayesinde olduğunu bilince ne Allah'dan başkasını sevebilir ve ne de Allah'a dayanmayan bir sevgiye gönlünde yer verebilir.




Bu bilgi de Allah'a ibadet etmek isteğini, O'na yaklaştıracak davra-nışları arzu etmeyi gerektirir. Böyle olduğu için Allah sevgisi, ibadet is-teği ile yorumlanmış ve yine bu sevgi ibadet ederken Peygamber'imize (S.A.S.) uyma ona itaate teşvik şartına bağlanmıştır.

Hasan el-Basrî'den (rehimehullahu) rivayet edildiğine göre Peygam-ber'imizin (S.A.S.) zamanında bir takım kimseler «ey Muhammed! Biz Rabb'imizi çok severiz» demeleri üzerine yukarıdaki ayeti kerime inmiştir.




Bişr el-Hafi (R.A.) diyor ki, «bir gece Peygamber'imizi (S.A.S.) rü-yamda gördüm, bana dedi ki, «ey Bişr! Allah senin dereceni arkadaşların arasında neden yüksek kıldı, biliyor musun? «Hayır, ya Rasulellah» diye cevap verdim. Bunun üzerine Peygamber'imiz, salihlere hizmet ettiğin için, mümin kardeşlerine nasihat ettiğin için, dostlarını ve yolumdan ay-rılmayanları sevdiğin için ve yolumdan gittiğin için» diye kendi sorusuna cevap verdi. Peygamber'imizi (S.A.S.) buyuruyor ki:

— Benim sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur, beni sevenler de Kıyamet günü cennette benimle birlikte olurlar.»

Bize kadar intikal eden bütün meşhur islâmî eserlerde belirtildiğine göre ahlâkın bozulduğu ve halkın çeşit çeşit mezheplere kapıldığı zaman-larda Resullerin efendisi olan Peygamber'imizin sünnetine sımsıkı sarı-lanlara yüz şehidin ecri verilecektir. Meşhur «Şırat-ül İslâm» adlı kitab-da da böyle yazar.

Yine Peygamber'imizi (S.A.S.) şöyle buyurur:

— Bana yüz çevirenler müstesna, ümmetimin hepsi cennete gire-cektir» Sahabîler sordular, «ey Allah'ın Resul'ü! Yüz çevirenler, kimler-dir?» Peygamber'imiz sözlerine şöyle devam etti, «kim bana uyarsa cen-nete girecek, bana isyan edenler, bana yüz çevirmişler demektir. Sünne-time uygun olarak yapılmayan her iş, isyandır.»

Ehl-i tasavvuftan biri der ki Allah'ın-farz, kıldığı ibadetlerden birini bile bile terkeden veya sünnetlerden birine bilerek uymayan bir şeyhi ha-vada uçarken, denizde yürürken, ateş yerken veya daha başka olağan-üstü davranışlar gösterirken görseniz, bütün bunlara rağmen adamın da-vasında yalancı olduğunu, gösterdiği olağanüstülüklerin «keramet» de-ğil, olsa olsa «istidrac» olduğunu biliniz. Allah böyle kimselerden cüm-lemizi korusun.




Cüneyd ül-Bağdadî (rehimehullahu) der ki, «Allah'a ancak yine Al-lah'ın sayesinde ulaşılabilir, Allah'a ulaşmanın yolu da Peygamber'imizin (S.A.S.) yoludur.»

Ahmed ül-Hıvarî (rehimehullahu) der ki, «sünnete uymaksızın işlenen her amel batıldır. Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) şöyle buyurur:

Şiratül islâmda bildirilmiştir.

— Sünnetimi yozlaştıranlar şefaatimden mahrum kalırlar.»

Hikâye edildiğine göre, adamın biri bir delinin cahil sayılacak bir işi-ni görür ve durumu Ma'ruf ul-Kerhî'ye (rahimehullahu) bildirir. Ma'ruf gü-lümseyerek der ki. «kardeşim! Allah'ı sevenler içinde küçüğü, büyüğü, akıllısı, delisi vardır. Senin gördüğün bu adam, onların delilerinden biri-dir.»

Cüneyd-ül Bağdadî (rehimehullahu) der ki, «bir gün şeyhimiz Sırri (rehimehullahu) hastalandı, hastalığının ne sebebini anlayabildik ve ne de nasıl tedavi edileceğini bilebildik.

Bize mütehassis bir doktor tavsiye ettiler,şeyhin idrarını bir şişeye koyarak ona götürdük, doktor idrara uzun uzadıya baktı. Sonra bize dö-nerek «zannederim bu idrar aşık birine ait olsa» dedi. Ben bir nara ko-yuvererek bayılmışım, idrar şişesi de elimden düşmüş.




Dönünce Sırrîye durumu anlattım, gülümseyerek «Allah canını al-masın, nasıl da gördü!» diye cevap verdi. «Şeyhim, demek ki, muhabbet idrardan bile belli olurmuş» dedim, bana «tabii» karşılığını verdi.

Fudayl (rehimehullahu) der ki, «sana, Allah'ı seviyor musun, diye sordukları zaman, sus. cevap verme. Çünkü eğer, hayır, diyecek olsan imandan çıkarsın, buna karşılık, evet, diyecek olsan ve Allah'ı sevenlere yakışmayacak tavsif de bulunsan Allah'ın gazabından kork.»

Süfyan (rehimehullahu) der ki. «Allah'ı sevenleri seven kimse as-lında Allah'ı seviyor demektir. Allah'a ikram eden kimselere ikram eden kimse, aslında Allah'a ikram ediyor demektir.»

Sehl (rehimehullahu) der ki, «Allah'ı sevmenin alâmeti Kur'an-ı ke-rimi sevmektir. Allah ve Kur'an sevgisinin alâmeti ise Peygamber (S.A.S.) sevmektir. Peygamber (S.A.S.) sevgisinin alâmeti ise sünneti sevmektir. Sünneti sevmenin alâmeti ise, Ahireti sevmektir. Ahireti sevmenin alâmeti ise dünyadan hoşlanmamaktır. Dünyadan hoşlanmamanın alâmeti de Ahiret azığı olabilecek kadarının dışında onun varlığından uzak dur-maktır.»

Ebul Hasan ül-Zencanî (rehimehullahu) der ki. «İbadet binasının te-meli üç direk üzerinde oturur. Göz, kalb ve dil. Gözün ibadeti, ibret al-makladır. Kalbin ibadeti, düşünmek ve duymakladır. Dilin ibadeti ise doğru konuşmak ve Allah'ı zikretmekle olur. Nitekim ulu Allah şöyle bu-yurur



— Ey iman edenler! Allah'ı çok çok zikrediniz. O'nu sabah - akşam noksan sıfatlardan tenzih ediniz.» (39).




Anlatıldığına göre bir gün Abdullah ile Ahmed İbni Hab bir yerde bir-likte bulunuyorlardı. Bu arada Ahmed İbni Hab yerden bir ot kopardı. Bu-nun üzerine Abdullah ona dedi ki. «bu hareket sana beş şeye mal oldu

1 — Bu hareketle kalbini Allah'ı teşbih etmekten alıkoydun.

2 —- Bu hareketle kendini Allah'ın zikrinden başka bir işle oyalan-maya alıştırdın.

3 — Bu hareketinle başkalarının da aynı davranışta bulunmalarına önayak oldun.

4 — O ot parçasını Allah'ı teşbih etmekten alıkoydun.

5 — Bu hareketinle Kıyamet günü Allah'a kendi aleyhinde bir de-lil meydana getirdin,» (Revmak-ül Mucaniste böyle anlatılmıştır.)

Sirrî (R.A.) der ki, «bir gün Gürcanî'yi kavrulmuş un yutarken gör-düm, «neden başka bir şey yemiyorsun» diye sordum,bana şöyle dedi: Yiyeceği çiğnemek ile yutmak arasında yetmiş tesbihlik bir zaman geç-tiğini hesab ettim, o yüzden kırk yıldır hiç ekmek çiğnemedim.»

Nakledildiğine göre Sehl İbni Abdullah onbeş günde bir yemek yer-di. Bütün Ramazan ayı boyunca sadece bir kere yemek yerdi. Bazen yet-miş gün geçer de hiç yemek yemediği olurdu. Yemek yediği zaman za-yıflar, aç kalınca kuvvetlendiği görülürdü. Mescid-i Haram'da otuz yıl Ebu Hammad ül-Esved'e komşu oldu da yerken veya içerken hiç görül-medi, her an Allah'ı zikrederdi.




Anlatıldığına göre Amr İbni Ubeyd {rehimehullahu) yalnız şu üç şey için evinden dışarı çıkardı:

1 — Cemaatle namaz kılmak

2 — Hasta ziyaret etmek

3—Cenaze namazı kılmak

O derdi ki, «insanları hırsız ve yankesici olarak görüyorum. Ömür, paha biçilmez bir nadide mücevherdir. Ondan Ahirete kalacak bir hazine doldurmak gerekir. İyi bilmelisiniz ki, Ahirete talip olanların dünya ha-yatından el-etek çekmeleri gerekir. Ancak o zaman kulun ulaşmak is-tediği hedef tek olur ve içi ile dışı arasında uyumsuzluk kalmaz. Böyle bir hali muhafaza etmek, ancak kulun içini ve dışını devamlı kontrol al-tında tutması İle mümkündür.

İmam-ı Şiblî (rehimehullahu) der ki, «İlk intisap ettiğim günlerde uy-kum bastırınca göz kapaklarıma tuz sürerdim. Durum daha da ağırla-şınca mili kızdırıp göz kapaklarıma sürme çekerdim.»

İbrahim İbni Hâkim der ki, «babamın uykusu geldiği zaman denize girer yüzmeye başlardı, o yüzerken denizdeki balıklar etrafına üşüşür, onunla birlikte teşbih ederlerdi.»

Anlatıldığına göre Vehb İbni Münebbih (rahimehullahu), geceleyin uyuma ihtiyacının üzerinden kaldırması için Allah'a dua etmiş ve duası kabul edilerek kırk yıl hiç uykusu gelmemiştir.

Hasan El-Hallac (rehimehullahu), kendi kendine topuğundan dizine kadar onüç pranga vurur ve bu durumda her gün ve gece bin rekat na-maz kılardı.

Cüneyd ül-Bağdadî (rehimehullahu) ilk intisab ettiği günlerde çarşı-ya gelir, mağazasını açar, içeri girer ve hemen namaza dururdu. Dört yüz rekat kıldıktan sonra evine dönerdi.

Habeşî İbnî Davud'un (rehimehullahu) kırk yıl yatsı abdesti ile sabah namazı kıldığı bildirilmiştir.

Mü'minin her zaman abdestli bulunması gerekir. Her abdest bozduğunda abdest tazeleyerek iki rek'at namaz kılmalıdır. Nerede oturursa otursun, kıbleye yüzünün dönük bulunmasına dikkat etmesi gerekir. Ken-disini daima Peygamber'imizin (S.A.S.) huzurunda oturuyormuş gibi farz ederek ona göre kendisine çeki düzen vermelidir. Ta ki, bu düşünce altın-da her hareketi vakar ve ağırbaşlı olsun, kabalıklara katlanarak her çir-kin harekete karşılık vermesin, kusurlarına karşılık hemen istiğfar etsin, kendini ve amelini beğenip böbürlenmesin. Çünkü kendini beğenmek, şeytanın sıfatlarındandır. Tersine kendini küçümsesin, buna karşılık sa-lihlere hürmet ve mühimseme nazarı ile baksın. Çünkü salihlere hürmet etmeyi bilmeyenleri Allah (C.C.) onlarla birarada bulunma nimetinden mahrum eder. İbadete hürmet etmeyi bilmeyenlerin de Allah, kalblerin-den ibadet lezzetini çıkarır.

Anlatıldığına göre Ebu Ali, Fudayl İbni İyad'a (rahimehullahu) sor-dular ki, «ey Şeyh! İnsan ne zaman salih sıfatını kazanır?» O şöyle ce-vap verdi: «Kulun niyeti, başkalarına nasihat etmek, kalbinde Allah kor-kusu, dilinde doğru sözlülük bulunur ve bütün davranışları salih amel olduğu zaman o kimse salih sıfatını taşımaya hak kazanır. Ulu Allah Mi'rac'da Peygamber'imize «ey Ahmed! Eğer insanların günahlardan en kaçınanı ve dünyadan en el-etek çekmişi olmak istiyorsan, Ahirete yö-nel>> diye buyurdu. Peygamber'imiz «dünyadan nasıl el-etek çekeyim» di-ye sordu. Ulu Allah «dünya varlığı olarak sadece yiyecek, içecek ve gi-yecek kadar yanında bulundur. Yarın için hiç bir şey biriktirme, hiç dur-madan beni zikret» diye buyurdu.

Bunun üzerine Peygamber'imiz «Allah'ım! Seni nasıl devamlı zikre-deyim» diye sordu. Ulu Allah «insanlardan uzak durmakla; uykunu na-maz, yemeğini açlık yap» .diye buyurdu.

Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S. buyuruyor ki:

— Dünyadan uzak durmak hem bedeni ve hem de kalbi huzura ka-vuşturur. Buna karşılık dünya tutkunluğu keder ve üzüntüyü artırır. Dün-ya sevgisi, her günahın başıdır, ondan uzak durmak da her iyilik ve iba-detin ilk adımıdır.»

Anlatıldığına göre salihlerden biri bir cematin yanından geçiyordu. Baktı ki, bir doktor, hastalıkları sayıyor ve bahsettiği her hastalığın nasıl tedavi edileceğini tarif ediyordu. Salih kişi doktora seslendi, «ey be-denlerin tedavi edicisi! Kalbleri de tedavi edebilir misin?» Doktor «evet, hastalığını bana anlat» dedi. Salih kimse «bahsettiğim kalbi atışında da büzülüşünde de günahlar karartmıştır. Onun tedavisi var mıdır?» dedi.

Doktor şu cevabı verdi, «böyle bir kalbin ilâcı, gece-gündüz Allah'a yalvarmak, yakarmak, O'ndan af dilemek, O'na ibadet etmeye koyulmak. O'ndan özür dilemektir. Kalblerin tedavisi böyledir, şifa ise gayblerin bi-licisi olan Allah'dandır.»

Doktordan bu cevabı alan salih kişi yüksek bir nara atarak ağlaya ağlaya yoluna devam etti. Yürürken şöyle dedi, «Sen ne iyi doktorsun, kalbimin tedavisini doğru bildin» Doktor sözlerini şöyle bitirdi, «bu tari-fim, tevbe ederek kalbiyle tevbelerin kabul edicisi olan Allah'a yönelen-lerin tedavisidir.»

Anlatıldığına göre adamın biri bir köle satın alır. Köle efendisine der ki, «efendim, aramızda şu üç şart bulunacak.

1 — Vakit geldiğinde farz namazları kılmama engel olmayacaksın

2 — Gündüz bana ne iş buyurursan buyur, geceleri bana iş ver-meyeceksin.

3 — Evinde bana, benden başka hiç kimsenin giremeyeceği bir oda ayıracaksın.»

Adam köleye «bu şartlarını kabul ediyorum, kalk evleri gez, kendine kendin bir oda seç» der.

Evleri dolaşan köle orada yıkık bir ev bulunca «burayı seçtim» der; Adam «oğlum, neden yıkık bir ev seçtin» der. Köle «efendim. Allah ile birlikte olunca yıkıntıların bakımlı bahçe gibi olduğunu bilmiyor musu-nuz» der.

Köle gündüzleri efendisine hizmet eder, geceleri Allah'ına ibadete ayırırdı.

Bu böyle devam edip giderken bir gece «efendi evi gezmeye çıkar, kölenin kapısı önüne varınca odayı apaydınlık içinde ve köleyi de sec-deye kapanmış görür, başından aşağı yerle gök arasına asılmış bir kan-dil göz kamaştırıcı bir ışık saçmaktadır. Köle Allah'ına şu sözlerle yal-varıp seslenmektedir. «Allah'ım! Efendimin hakkını omuzlarıma yükledin, ben de ona gündüzleri hizmet ediyorum. Eğer böyle olmasaydı, gece-gün-düzünü sırf sana ibadet ederek geçirirdim. Beni mazur gör, ya Rabb'i.»

Köle secdeye kapanmış böyle dua ederken efendisi ondan gözlerini ayırmıyor, nihayet tanyeri ağarır, kandil geri alınır ve odanın tavanı geri-ye kapanır.

Adam geri döner, varıp olup bitenleri karısına anlatır. Ertesi gece olunca bu sefer karısının elinden tutarak odanın kapısı önüne ikisi gelir-ler. Köle yine secdeye kapanmıştır, kandil yine başından, aşağı sark-mıştır.

Karı-koca kapının önünde dikilip gözyaşları içinde köleye bakarlar. Sonunda yine gün ağarır.

Bunun üzerine efendi köleyi çağırarak ona der ki, «sen Allah rizası için azadsın, böylelikle kendini artık tamamen kendisine mazeret beyan ettiğinin (Allah'ın) ibadetine verebilesin.» /

Köle ellerini havaya kaldırarak şu beyti söyler:

Ey sır sahibi! Artık o sır açığa çıktı.

Halim başkalarına malum olduktan sonra artık yaşamak istemiyo-rum.

Sonra Allah'a şöyle yalvarır, «Allah'ım! Senden ölüm istiyorum» Dua-sı biter bitmez derhal yere düşer ve ölür.

İşte salihlerin, Allah aşıklarının ve O'nun rızası peşinde koşanların hali!

Zehri Riyaz'da rivayet edildiğine göre Hz. Musa (A.S.) nın samimi bir arkadaşı vardır, birlikte hoş vakit geçirirlerdi. Bir gün dostu Hz. Musa'ya «Allah'a yalvar, kendini bana iyice tanıtsın» der. Dostunun ricasına uya-rak Allah'a dua eden Hz. Musa'nın duası kabul edilir.

Bir müddet sonra Hz. Musa'nın dostu dağlara düşer, vahşî hayvan-lara karışır, Musa onu iyice kaybetmiştir. Allah'a şöyle yakarır, «Rabb'ım! O benim yakın dostum, kardeşimdi. Şimdi onu kaybettim.»

Gizli bir ses ona der ki, «ey Musa! Beni iyice tanıyan kimse artık hiç bir insanoğlu ile düşüp kalkmaz.»

Rivayete göre bir gün Hz. Yahya (A.S.) ile Hz. İsa (A.S.) çarşıda yü-rürken karşıdan gelen bir kadın aralarından çarparak geçer. Hz. Yahya «vallahi ben bir şey anlamadım» der. Hz. İsa, Yahya'ya «sübhanellah! Vü-cudun yanımda, ama kalbin nerede» der.

Hz. Yahya şöyle karşılık verir, «Ey Halamoğlu göz kapayıp açasıya kadar bile kalbim Allah'ımdan başkası ile irtibat kursa Allah'ı tanıma-dığımı anlarım.»

Bildirildiğine göre Allah'ı gerçekten tanımak, dünya ve Ahiretin her ikisinden sıyrılarak sırf Allah'a yönelmek, muhabbet şarabı ile bir kere sarhoş olduktan sonra onun cemalini görünceye kadar ayılmamaktır. O kimse rabbinin nuru içindedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:24   #435
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ŞİİR NECİP FAZIL KISAKÜREK(TÂ MAVERÂDAN)




TÂ MAVERÂDAN

Rüzgar öyle esti , öyle esti ki ;
Her şey uçup gitti kaldı Yaradan.
Ayna düştü , hayal , perdelerdeki
Bir akiscik gibi çıktı aradan.

Sırtımı uykuda dürtüyor bir el;
Fırla yatağından koşar adım gel !
O bir minicik zar i kabuğunu del !
Seni çağıran var , tâ maverâdan !



Eserin yazarı: Necip Fazıl Kısakürek Eser: ÇİLE

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:27   #436
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ŞİİR( AFİYET SEBEPLERİ)




ÂFİYET SEBEPLERİ


Azizim;
arıyorsan âfiyet sebeplerini,
bulabilirsin dört şeyde:
Evde bolluk, emniyet;
Sonra sağlık, feragat.
Olursa nimetle emniyetin,
alametidir bu afiyetin.
Rahat olursa gönlün,
olursun sağlıklı.

Bekleme artık dünyadan hiçbir şey.
Oğlum;
getirme nefsinin dileğini elverdikçe;
düşme aman nefis tuzağına.
Al ayağının altına nefsinin arzusunu.
Ver ağzının payını kötü nefsin.
Götürür seni kuyu başına
atmak için nefis ile Şeytan.

Ez nefsin başını,
hor gör daima.
Uzak tut pislikten geldikçe elinden.
Kim doyurmaya çalışırsa kötü nefsi,
cesaret verir günah işlemede ona.
Tut boğazını her türlü zevkten;
ki düşme belaya, girme günaha.

Doyurma karnını tıka basa ekmek ile, su ile.
Ahır yapma hayvan gibi kendine.
Değilsen oruçlu, az ye gündüz.

Yeme çok;
değilsin dört ayaklı hayvan.
Ey uykuda olan gece gündüz!
Bir lamba yak mezarın için.
Uyuyup yemek hayvanlara mahsus yalnız.
Yok farkı uyuyanların hayvandan.

Oğlum;
kalk;
çok uyuyacaksın ilerde.
Varsa haberin kendinden,
çok söyleme,
kalk.

Hatadır bu alçak dünyaya gönül bağlamak.
Revadır ondan kendini uzak tutmak.
Niçin bağlarsın aşağılık dünyaya gönül?
Çünkü yok onda ebedî kalmak.


Ey fakîr!
süsleme fazla dışını;
dolunay gibi kalsın için aydınlık.
Talip olma her güzel yüze.
Bulunma atlas ile ipek arzusunda.

Vazgeç isteklerden, kul ol Allah’a.
Giy eski elbise, hem de yırtık.
At omuzuna yün hırkayı.
İç muratsızlık şerbetini.

Ey üstüne yünlü giyinen!
Arıt önce göğsünü kibirden.
Almak istersen nasibini ahiretten,
git,
çıkart
seni övündüren giysileri üstünden.

Ol gösterişsiz,
arama huzur.
Terket rahatı;
rahatlık arama.
Taşıma üstünde iyi giysi.

Dile,
olmasın
yatacağın bir yatak.
Yün ve kilim içinde ol sûfî gibi.
Sıfatlan Allah sıfatlarıyla.
Yol erine hasır halı olur.
Ker*** sonunda ona yastık olur.



Eserin yazarı: Feridüddin-i Attar Eser: Pendname

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:33   #437
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
RÜYA TABİRLERİ ( RÜYADA KAN GÖRMEK)




Rüya tabirleri Kan görmek

Kan
Çok büyük hayal kirikligina ugrayacak ve mutsuz olacaksiniz. Garip ve esrarengiz arkadaslardan uzak durun. Sagliginiza dikkat edin.

Kan kuyusuna düstügünü gören kimse, kana yahut haram mala müptela olur, denilmistir. Kendi üzerinde kan gören kimsenin üzerine söylenecek yalana isarettir. Herhangi bir kasit olmadan, kan aldirmaksizin ve yara olmaksizin vücudundan kan aktigini gören kimse zengin ise kanin aktigi kadar mali dinden çikar, eger fakir ise o miktarca eline mal geçer.

Bir kimse Rüyada kan çukuruna düstügünü görse, onu heyecana ve izdiraba atacak bir kana isarettir. Rüyada görülen burun kani çok akici ve ince otursa, burnu akan kimseye isabet edecek haram mala, eger kan kati olursa düsük yapilan erkek çocuga isarettir.

Rüyada burnunun kanadigini ve burnunun kaninin kendisine fayda verecegini düsünüyorsa, o kimseye amirinden hayir isabet eder. Eger kanin ona zarar verecegi düsüncesi varsa, o kimse amirinden bir söz erisir. Eger burnundan bir veya iki damla kan aksa, o kan menfaattir.

Eger kanin çikmasindan sonra kendisinin kuvveti gitse o kimse fakir olur. Kanin çikmasindan sonra kendisine kuvvet gelse o kimse zengin olur. Burnundan akan kani elbisesine bulassa o kimseye kötü mal ve günah isabet eder.

Eger burnunun kani hiçbir seye bulasmasa günahtan kurtulur. Eger yol üzerine damladigini görse, o kimse malinin zekatini verir ve onunla yol üzerinde bulunan fakir fukaraya tasadduk eder. Burnunun kanadigini gören kimse günahtan çikar.

Bazilari, burnunun kanadigini gören kimse hazineye ve büyük mala nail olur, dediler. Bazilari da burun kani, kisiye reis tarafindan gelecek kandir. Bir kisim tabirciler ise, burun kani, hatira gelmedik bir yerden üzüntü ve sikintidir, dediler.

Rüyayi gören, burnundan akan kan ile kendisinde bir rahatlik hissetse bu halde zekat yahut elbise veya söhrete isarettir. Kan sahibinin hayatina, kuvvet ve malina ve onu teminati altinda bulunduran yardimciya yahut elbise v.s. gibi seylerden onu örten giysilere, yahut iyilik ve kötülükten kazandigi seylere isarettir.

Bazen, haddinden fazla çikan kan, rüya sahibinin yardimcisi bulunan ana baba yahut çocuk ya da ortak tarafindan gelen menfaatin kesilmesine isarettir. Bir kimse rüyada kendi kanini içse, o kimseye üzüntü, keder ve mesakkat isabet eder.

Adet kam, bekar kiz için kocaya, gebe kadin için düsük yapmaya, hayizdan kesilmis kadin için de hastaliga isarettir. Arkasindan kan çiktigini gören kimse günahtan çikar. Eger kan kendisine bulassa ondan haram mal çikar, insan kani ev balkinin, ev sahibinin az harcamalarina. Bazen de bu rüya, arkada olan hastaliga isarettir.

Kan
Damardan kan akması zengin için mal noksanlığına, yoksul için eline mal geçmesine, Dişlerden kan çıkması akraba yüzünden üzüntü ve kedere döşmeye, Burundan az kan akması üzüntü ve kederden kurtulmaya, çok kan akması mal noksanlığına,

Vücuttaki bir yaradaan çıkan,elbise ve bedeni lekeleyen kan haram kazanca; zarar, hasar ve kedere; elbise ve bedeni lekelemeyen kan haram ve şüpheli şeylerden karunmaya, Kılıç, mızrak vb. darbesiyle vücudun iltihaplı kısmından çıkan kan sıhhat ve afiyete,

yolcu ise salimeneve dönmeye, Kan içmek haram mala, kan birikmiş bir yere düşmek şüpheli kazanç sağlamaya, Kanın cilt ve deriden acı hissetmeden akması sıhhat ve esenliğe, Hayız kanı genç kız için kocaya, hamile kadın için düşük yapmaya,

hayızdan kesilen kadın için hastalığa, Arkadan kan çıkması günahı terk etmeye, bu kan çevreyi ve elbiseyi lekeler ise haram kazancın elden çıkmasına, Yara olmadığı halde vücuttan kan çıkması memur için rüşvet almaya, halktan biri için zarara uğrmaya delalet eder. (AyrıcBakınız; Kan Aldırmak.)

Rüyada kan görülmesi, savaş ve felaket haberi olarak yorumlanır. Hayal kırıklığına uğrayacak ve üzüntülü Günler yaşayacaksınız demektir. Arkadaşlarınıza dikkat edin demektir. Kan aldırmak dinlenmeniz gerektiğine yorumlanır.



Rüyada kan görülmesi, savaş ve felaket haberi olarak yorumlanır. Hayal kırıklığına uğrayacak ve üzüntülü günler yaşayacaksınız demektir. Arkadaşlarınıza dikkat edin demektir. Kan aldırmak dinlenmeniz gerektiğine yorumlanır.

Çok büyük hayal kırıklığına uğrayacak ve mutsuz olacaksınız. Garip ve esrarengiz arkadaşlardan uzak durun. Sağlığınıza da dikkat etmenizde yarar var.

Rüyada kan görülürse yorum yapılmaz. Önemsizdir.

Rüyada kan görmek, haram malla yorumlanir. Rüyasinda birinin bir yerinin kana bulastigini görmek, mal sahibi olacagina delalet eder. Bir kimsenin rüyada kendi gömlegine baskasinin kaninin bulastigini görmesi, o kimsenin arkasindan ona ait konusmalar geçtigine isarettir.

Gömleginin hayvan kaniyla lekelendigini görmek, bir hirsiz tarafindan kendisine yalan bir söz söylendigine; kendi gömlegi onu alip yirtan bir vahsi hayvanin kaniyla lekelenmis ise, kendisine düsman tarafindan bir söz söylendigine; gömlegine eti yenilen bir hayvan kani bulasmis ise, ona se refli ve zengin biri tarafindan yalan bir söz söylenmis olmasina ve bu yalanlardan sonra, kendisinin haram bir mala sahip olacagina delalet t eder.

Seyyit Süleyman Hüseyni ye göre; kanin rüyada insan vücudunun herhangi bir yerinden akmasi, sagliga ve selamete isaret tir. Bazi yorumculara göre de, vücudun herhangi bir yerinden kan çikmasi veya yara oldugunu görmek, saglik ve zenginlige delildir.

Rüyasinda akan insan kan görmek günahlarindan siyrildigina. ve çirkin islerden uzak olacagina isarettir. Kan kuyusuna düstügünü görmek, haram mal edinmektir. Önünde içi kan dolu bir çukur oldugunu görmek, kaninin akarak topraga karisacagina delalet eder.

Abddülgani Nablusi ye göre: herhangi bir sebep olmadigi hal de, vücudunun bir yerinden kan aktigini gören, zengin ise kanin miktari kadar para veya mali eksilir, fakir ise o kadar para veya mal sahibi olur. Ibn i Kesir’e göre; rüyada görülen kan, sahibinin hayatina, yasantisina. kuvvet ve kudretine, mal varligina, giydigi elbiselere ve bu gibi hayatinda yasamasina yardimci olan seylere delalet eder. Kanin vücuttan çiktigini görmek ugursuzluktur.

Bu sebeple vücuttan sebepsiz olarak kan akmasi sikinti ve üzüntüden kurtul mak demektir. Ibn i Sirin e göre; vücuttan çok fazla akan kan. ana, baba, ço cuk veya arkadas tarafindan gelen menfaatlerin kesilmesine, ya hut malinin bir kisminin elinden çikacagina, elbiselerinden bir kisminin satilmasina, veya sevdiklerinin birisinden ayrilacagina isarettir.

Rüyada kendi kanini içtigini görmek, bu kimsenin büyük bir si kinti ve kedere kapilacagina, veya borcunu baska birisinden borç alarak, ödeyecegine delalet eder. Rüyada kadinlarin adet kanini görmek, genç kizlar için kocaya, hamile kadinlar için düsük yapmaya, yasli kadinlar için hastaliga delalet eder. Rüyasinda arka küreklerinden kan aktigini görmek, günahlarindan kurtulduguna, bu kanin vücuduna bulastigini gör mek, haram mallarinin elinden çikmasina isarettir.

Cafer i Sadik a göre; insan kani, mal ve para ile de tabir edilir, bu yüzden kendi vücudundan kan çiktigini görmek, çikan kan kadar malinin veya parasinin elinden çikacagina delildir. Bir baska rivayete görede: Rüyada görülen kan, haram mala yahut rüya sahibinin isledigi günaha, yahut kendisiyle günah kazanilacak bir fiile isarettir.

Bundan dolayi kana bulandigini gören kimse mal sahibi olur. Yahut haram mal ve büyük günah içinde bulunur. Eger rüyada kendi gömleginde bilmedigi yerden gelmis bir kan oldugunu görse, o kimse üzerine yalan bir söz söylenir.

Gömleginin kedi kaniyla bulandigini gören kimseye bir hirsiz tarafindan yalan bir söz söylenir. Eger kendi gömlegini aslan ve yirtici bir hayvan kaniyla bulastigini görse, o kimseye galip olan zalim bir kimse yalan bir söz söyler. Eger gömlegini koç kaniyla bulastigini görse, ona serefli, zengin ve kuvvetli bir kimse yalan bir söz söyler.

Yalandan sonra kanin nispetince haram mala nail olur. Kanin, rüyada cilt ve deriden akmasi sihhat ve selamettir. Bazi tabirciler, bir kimse vücudundan kan çiktigini ve yara oldugunu görse, o kimseye beden sagligi ve çok mal gelir.

Eger kaybolmussa sag olarak döner, hayir ve sevince nail olur. Insan kani içtigini gören kimse mal ve menfaata nail olur ve bütün fitne ve belalardan kurtulusa erer, Bazi tabirciler, insan kani içtigini gören kimse günahtan ve yaramaz hareketlerden kaçinir ve çirkin islerden kurtulur, dediler.

Kan kuyusuna düstügünü gören kimse, kana yahut haram mala müptela olur, denilmistir. Kendi üzerinde kan gören kimsenin üzerine söylenecek yalana isarettir. Herhangi bir kasit olmadan, kan aldirmaksizin ve yara olmaksizin vücudundan kan aktigini gören kimse zengin ise kanin aktigi kadar mali elinden çikar. eger fakir ise o miktarca eline mal geçer.

Bir kimse rüyada kan çukuruna düstügünü görse, onu heyecana ve izdiraba atacak bir kana isarettir. Rüyada görülen burun kani çok akici ve ince olursa, burnu akan kimseye isabet edecek haram mala, eger kan kati olursa düsük yapilan erkek çocuga isarettir.

Rüyada burnunun kanadigini ve burnunun kaninin kendisine fayda verecegini düsünüyorsa, o kimseye amirinden hayir isabet eder. Eger kanin ona zarar verecegi düsüncesi varsa. o kimse amirinden bir söz erisir. Eger burnundan bir veya iki damla kan aksa, o kan menfaattir.

Eger kanin çikmasindan sonra kendisinin kuvveti gitse o kimse fakir olur. Kanin çikmasindan sonra kendisine kuvvet gelse o kimse zengin olur. Burnundan akan kani elbisesine bulassa o kimseye kötü mal ve günah isabet eder. Eger burnunun kani hiçbir seye bulasmasa günahtan kurtulur.

Eger yol üzerine damladigini görse, o kimse malinin zekatini verir ve onunla yol üzerinde bulunan fakir fukaraya tasadduk eder. Burnunun kanadigini gören kimse günahtan çikar. Bazilari, burnunun kanadigini gören kimse hazineye ve büyük mala nail olur, dediler.

Bazilari da burun kani, kisiye reis tarafindan gelecek kandir. Bir kisim tabirciler ise. burun kam, hatira gelmedik bir yerden üzüntü ve sikintidir, dediler. Rüyayi gören, burnundan akan kan ile kendisinde bir rahatlik hissetse bu halde zekat yahut elbise veya söhrete isarettir.

Kan sahibinin hayatina, kuvvet ve malina ve onu teminati altinda bulunduran yardimciya yahut elbise vs. gibi seylerden onu örten giysilere, yahut iyilik ve kötülükten kazandigi seylere isarettir. Bazen, haddinden fazla çikan kan, rüya sahibinin yardimcisi bulunan ana baba yahut çocuk ya da ortak tarafindan gelen menfaatin kesilmesine isarettir.

Bir kimse rüyada kendi kanini içse, o kimseye üzüntü, keder ve mesakkat isabet eder. Adet kani, bekar kiz için kocaya, gebe kadin için düsük yapmaya, hayizdan kesilmis kadin için de hastaliga isarettir. Arkasindan kan çiktigini gören kimse günahtan çikar. Eger kan kendisine bulassa ondan haram mal çikar, insan kani ev halkinin. ev sahibinin az harcamalarina. Bazen de bu rüya. arkada olan hastaliga isarettir.

Çok büyük hayal kırıklığına uğrayacak ve mutsuz olacaksınız. Garip ve esrarengiz arkadaşlardan uzak durun. Sağlığınıza dikkat edin.



Rüyada vücudunuzda yara olmadığı halde kan görmek; zarara uğramaya, rüşvet almaya ve rüşvet teklif etmeye, kanın yaralardan aktığını görmek; üzülmeye, kan içmek; haram mala ve haksız yere kan döküleceğine, ağzınızdan kan geldiğini görmek;

iftaira atacağınıza ve yalan söyleyerek birini kandıracağınıza, damarlarınızdan kan aktığını görmek; zengin iseniz fakir düşeceğinize, fakir iseniz zengin olacağınıza, erkeklik organından kan geldiğini görmek; evli iseniz eşinizin çocuğunu kaybedeceğine,

bekar iseniz bir zarara uğrayacağınıza, makattan kan geldiğini görmek; sağlığınızın bozulacağına ve kederleneceğinize, bir yarde birikmiş kan görmek; görülen yerde haksızlıklar olacağına, kan Gölü veya çeşmeden kan akığını görmek;

görülen yerde kan döküleceğine, burnunuzun kanadığını görmek; üzüntülerinizin sona ereceğine, burnunuz çok fazla kanarsa zarara uğrayacağınıza işarettir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:35   #438
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İBRETLİK OLAYLAR (HİKAYE)




ÖLÜM HABERCİSİ BAYRAK


"İbret alınacak şey ne kadar çok, ibret alan ise ne kadar az." Hazreti Ali (a.s.)

1981 yılında Halit İslamboli ve arkadaşları, düşman kabul ettikleri Mısır Devlet Başkanı Sedat'ı resmi geçit
esnasında öldürdüler.

"Tasmalı Çekirge" isiöli kitabın yazarı, eski Dışişleri Bakanlığı görevlisi İsmail Berdük Olgaçay hadisenin
oldukça düşündürücü ayrıntılarına dikkat çekiyor:

Resmi geçit başlarken karşımızdaki ehramın arkasında, göremediğimiz bir yerden havai fişek atılır gibi
havaya sekiz adet füze fırlatıldı, bunlar havada dağıldı. Dördünden Mısır bayrağı, dördünden de üzerinde

Enver Sedat'ın yüzü bulunan renk ağırlığı yeşil olan bayraklar çıktı.

Bunlar uçlarına kurşun bağlanmış ipler sayesinde, havada muntazam şekile dalgalanmaya ve halktan alkış
toplamaya başladılar.

Ehramın bize bakan cephesinden iki yanında dörder bayrak direği vardı. Bunların ehrama yakın olan ikisine
Mısır bayrağı, diğerlerine silahlı kuvvetler bayrakları çekilmişti.

Havada uçan Sedat bayraklarından biri döndü dolaştı, ehramın bize göre sol yanında, resmi geçitin geliş
yönündeki direkte dalgalanan Mısır bayrağına sarıldı. Sarkan ipler iyice dolanınca iki bayrak birlikte
dalgalanır hale geldi.

Bu beklenmeyecek bir şeydi, bir yüzyıl boyu her saat başı, bu şekilde bayrak fırlatılsa, tek atışta gerçekleşen
bu kucaklaşma herhalde tekrarlanamazdı. Bu manzara halk arasında çoşku oluşturdu.
Allah'ın millet ile 'reis'i arasındaki yakınlığı ispatladığına inanıldı.

Zaman ilerledikçe Sedat'ın resmini taşıyan bayrağın orada durması zorlaşıyor, bayrak yavaş yavaş aşağı
kayıyordu. Uzun süre buna kimse aldırmadı. Fakat bayrak orta noktayı geçip toprağa yaklaşınca görüntü



tatsızlaştı. Kimse de gidip bunu oradan almayı akıl etmiyordu. Çok kişi gibi, Sedat'ın kendisi de artık onu
görmez olmuştu. Toprağa dokunur hale geldiğinde bayrak birden, tam Sedat'ın boğazına isabet eden orta
yerden ikiye ayrıldı.

15 dakika sonra da Sedat'ın kurşunşa bayrağın yırtıldığı yerden, boğazından vurulduğu görüldü.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 09:58   #439
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
TATLI TARİFİ(PORTAKALLI KEK HAVUZU)




Portakallı Kek Havuzu Tarifi İçin Malzemeler
Kek İçin:

3 adet yumurta
1 çay bardağı fındık yağı
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 çay bardağı portakal suyu
1 çay bardağı toz şeker
Alabildiği kadar un

Sosu İçin:
2,5 su bardağı süt
1 paket kakao
150 gram tereyağı
1 paket nişasta
1 su bardağı toz şeker

Süslemek İçin:
150 gram çekilmiş fındık yada ceviz
10 adet doğranmış Kabe hurması
Portakallı Kek Havuzu Hazırlanışı
Kek malzemeleri derin bir kapta homojen hala gelene kadar karıştırılır ve kabartılır.
Özel kek kalıbı fırça ile hafif yağlanır.
Önceden 200 derecede ısıtılmış fırına, kek kalıbına dökülmüş olan kek malzemesi koyulur.

30-35 dakika pişen ve kabaran kek arada çatal ile kontrol edilir içi hamur kalmaması sağlanır.
Öte yandan başka bir kapta tereyağı eritilir nişasta eklenir. Karıştırma işlemi devam ederken sütte yavaş yavaş eklenir. Koyulaşma başlarken kakao da eklenir ve kısık ateşte krema kıvamında sosumuz pişirilir.

Kek ve krema soğuduktan sonra krema kekin çukur olan kısmına yayılır.
Üstüne çekilmiş ceviz yada fındık ta koyulur. Kabe hurması da serpiştirilir.

Not: Arzuya göre meyve ile de süsleme yapılabilir.

Extra Not: Krema yerine meyve jöleli olarak da servis edilebilir.

Afiyet Olsun!

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Şubat 2022, 10:06   #440
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ŞİİR NECİP FAZIL KISAKÜREK(TÂ MAVERÂDAN)




Jkl Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
TÂ MAVERÂDAN

Rüzgar öyle esti , öyle esti ki ;
Her şey uçup gitti kaldı Yaradan.
Ayna düştü , hayal , perdelerdeki
Bir akiscik gibi çıktı aradan.

Sırtımı uykuda dürtüyor bir el;
Fırla yatağından koşar adım gel !
O bir minicik zar i kabuğunu del !
Seni çağıran var , tâ maverâdan !



Eserin yazarı: Necip Fazıl Kısakürek Eser: ÇİLE


Uzun yıllardır saygı duyarak eserlerini tekrar tekrar okudugum, hayranı oldugum degerli bir isim. Paylasımı gorunce anılarımı yad ettim Degerli emeklerinize saglık, ne mutlu boyle bir buyuk ustadı anımsayanlara

__________________
En büyük kavgalarımız dudaklarımız arasında olsun; hatta birbirine girsinler, ayırırsam ş*refsizim !
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
40 yil, a.s, abdest, açlık ve tokluk zarar ve faydaları, adalet - hikaye, aff, ahde vefa- dini hikayeler, ahde vefa-insanlık-, ahir zaman, ahireti tanımak, ahlaki çöküntü, aksırma, akıl, akıllı sözler- nükteler, aldulhamid han, alemler, allah a itaat, allah a yakın olmak, allah buyuruyor ki, allah c.c ve peygamber sav i sevmek, allah cc buyuruyor ki, allah cc diyor ki, allah diyor, allah diyor ki, allah diyorki, allah dostları, allah korkusu, allah nizami-şeriat, allah sevgisi, allah tan umut kesmek, allah ı bilmek, allah ı düşünmek, allah ı tanımak, allah ın tanımak, allah ın tecellisi, amel ve niyet, ankara savaşı-maneviyat erleri- tarih, anne baba hakkı, anne hakkı-baba hakkı, anne-baba- hürmet, ateş, ayet, ayet hadis dua, ayet-hadis -dua, ayet-hadis-dua, ayetler, azap, aşk masalı, baba hakk dini hikayeler, baba hakkı, bağışlama, bayram duası, beden, bela ve musibetler, berat gecesi, bilgi, bilmediklerimiz, bir dil bir millet, büyü, büyüklerden öğütler, cami adabı, çanakkale hatıraları, çanakkale şehitleri, cehennem, cehennem ehli, cennet, cennet cennet çarşıları, cennet nimetleri, cennetin anahtarı, cennette gece -gündüz, cerh ve tadil, ceza.többe, cihad, cihad- şehidlik, cuma sohbetleri, cömertlik, dejavu, din büyükleri, din düşmanlığı, din tarihi, dini hikaye, dini hikayeler, dini kıssa, dini nikah, dini şiir, dirayet, doğal ilaçlar, doğru beslenme, doğru yemekler, doĞruluk, dostluk mesajları, dua, dua adabı, dua da yöntem, dünya hırsından vazgeçmek, dünya nın varoluş sebebi, dünyâ sevgisi, dünya sevgisinden uzak durmak, dünya sevgisinin zararı, dünya ve ahiret, dünyayı tanımak, ebedi ateş, ebu bekr sıddık, ecellerin tayini-şaban ayı, edep, edep - saygı, edep-dini hikayeler, edep-haya, ehli sünnet itikadi, emir sultan hazretleri, erkekte örtünme, evlat yetiştirme, evlilik, evlilik-iyi eş, evliya, evliya hayatlarından, evliya ikliminden, evliya öğütleri, evliyalar dan öğütler, evliyalardan nasihatler, eş-hitap-muhabbet, fakirin hakkı, fatiha suresi .french, fazla konuşmanın zararları, feraset, fitne, fıkra, fısk-nifak-allah ı unutmak, fıtrat -yaratılış - insan hakikati, gam, gerçek hikayeler, gerçek hikayeler -ilginç olaylar, gerçek olaylar, gerçek olaylarçanakkler, gizli duygular, gizli şirk, günah- dilin afetleri, günahlardan sakınmak, günün duası, günün sözü, gıybet-hadis, güzel ahlak, güzel ahlak- hayırlı işler, güzel söz, güzel söz-nükte, güzel söz. hz. ali k.a.v, güzel sözler, hadis, hain, halife ler, haramı terk, hastalık günahlara kefarettir, haya, haya -edep, hayat bilgileri, hayat dersleri, hayır -alamet, hayır ve şer, hayırlı işler, hazır cevap, hazır cevap nükteler, hazır cevap sözler, hazır cevap-güzel söz, hazır cevap-nükte, hazır cevaplar, hazır cevaplar - nükteler, hazırcevap, helal haram, hesap, hesap- nizam, hikaye, hikaye -cihad, hikaye-karacoğlan ve elif, hikayeler, hizmet etmek, hırs- edep, hz. muhammed mustada sav mucizeleri, hz. muhammed sav mucize ler, hz. zülkarneyn (a.s), hz. ömer r.a, ibadet, ibadetler, ibretlik hadiseler, ibretlik hikayeler, ibretlik olaylar, ibretlk olaylar, icmek, iflas, ihanet, ihlas, ilahi aşk, ilginç olaylar, imam azam - akıllı sözler, imam azam r.a, iman, iman - sınav, iman hakikati, iman ve amel, iman-amel, imtihan, insan - hakikat, insan - melek- iyilik, insan hakikati-kendini tanımak, insan ilişkileri - edep, insanın bedene ihtiyacı, insanın hakkati, iptila-bağımlkılık-düşkünlük, irşad, isa, islam bekçileri, islam moda ayrımı, islamda gerçek dost, islami yaşam, islamn büyüklerinden öğütler, islamın geldiği nokta, itaaat, itaat - iman, iyilik, iyilik etmek, iyilik ve kötülük, iyilik-halis niyet, kabir hayatı, kabir ve sonrası, kabul olunan dua, kader, kadın erkek ilişkileri, kadın gaziler, kadın hakları, kadın hakları- boşanma- nikah, kadın sahabeler -hz. esma r.a, kadınlar - islamda kadın, kadının değeri-annelik, kahve, kainat - yaratılış, kainatın yaratılışı - big bang, kalbi tanımak, kalbin enteresan hallleri, kalbin halleri, kalbin halleri(zekat ve cimrilik), kalbin halleri-kibir, kalbin halleri-sabır-hastalık, kalbin halleri-zekat, kalbin halleri-zina, kalbin hallleri, kalbin ince halleri, kalbin ince işleri, kalbin incelikleri, kalp, kalp haller- emanet, kalp halleri, kalp halleri-anne baba hakkı, kalp halleri-aşırı ihtiras, kalp oyunu, kalp ve ilim, kalp ve ince meseleler, kalp-gıybet, kamil iman, kanaat, kaza namazları hakkında hüküm, kazanc, kendini bilmek, kendini tanımak, kendini tanımak - acziyet, kendini tanımak - ilim, kendini tanımak -allah ı bilmek, kendini tanımak -kalp alemi, kendini tanımak nefsini blmek, korku ve ümit, kul hakkı- mahşer yeri hesap günü, kuran, kuran hakkında, kutlama, küfre yaklaştıran fakirlik, küfür, kısa hikaye, kıssadan hisse, kıstas, kıstaslar, kıyamet ve alametleri, kıyamet-ahiret, kıyamet-isa a.s ın nuzülü, lafazan yayın, lafazan.fm, love, mağfiret, mahşer ve hesap, mahşer-mizan, malın temizlenmesi, maneviyat, mardin, mehdi a.s, merhamet, mermahet, mezhepler, miraç gecesi-miraç kandili, misafir ağırlama, misafire ikram, mizah, mizan, murakabe, mücadele etmek, mümin-kabir hayatı, münacaat- dua, müracaat, mürid mürşid ilişkisi, müslümanların kötü hali, namaz, namaz - huşu - hudu, nasihat, nasihat- evlilik, nasihatler, nazar duası, nebi . istihaze, nefis muhasebeleri-imam gazali, nefis terbiyesi, nefis ve halleri, nefs, nefs - şeytan, nefs in sıfatları, nefs terbiyesi, nefs ve halleri, nefsini tanımak-kendini bilmek, nezaket, niyet, nükteler, nükteli sözler, okuryazarblog, olayların dili, oyun ve dans hakkında, paylaşmak, peygamber ahlakı, peygamber sevgisi, pişmanlık, rahman-rahim-bağışlama, reca, recep ayı faziletleri, recep ayı zikirleri, regaip gecesi, regaip gecesi ibadetleri, résimléri, riyazet-şehvet, ruh, rüya, rüya . rüya tabirleri, rüya tabiri, rüya tabirleri, rüya tabirleri -rüyada balık görmek, rüya tabirleri _ elbise giymek, rüya tabirleri- ay görmek, rüya tabirleri- rüyada nar görmek, rüya tabirleri-doğum, rüya tabirleri-kabir, rüya tabirleri-rüyada karpuz kavun, rüya tabirleri-rüyada su içmek, rüyada uçmak, rüyalar, rıza, rızık, sağlık, sağlıkl beslenme, sakınmak, salavat, saliha kadın- evlilik, samimiyet, sevgi pıtırcığı, sevgi-kalp halleri, sigara . sağlık. tiryaki, slow, song, sosyal arkadaşlıklar, suc, sıhhat, söz, söz - şeref, sözler, tabir, takva, tam bağlılık, tasadduk-allah yolunda infak-ahirete yatırım, tatlı, tatlı tarifi, tatlı tarifleri, taviz, tesadÜf, teslimiyet-itaat, tevbe, tövbe, ulubatlı hasan, umut, utanc, vaktin ihyası, vatan hizmeti, vazife, veciz sözler, vefa, vefa duygusu, veli, yahudi mezalimi, yahudiler-tevrat, yaratma - ve tabiatın gücü, yaratılış hakikati, yazılan tarih, yaŞam, yaşlıya hürmet, üç aylar - recep ayı, yeme adabı, yemek, yemek tarifi, yemek tarifleri, Ümit, ümmet-i dâvet, üstün ameller, zekat, Öğüt, Öğütler, öğütler-önemli bilgiler, ölüm, ölüm e hazırlanmak, ölüm gerçeği, ölüm hakikati, ölüm ve ötesi, ölüm- hesap günü, ölüm- mahşer, ölümü istemek, öpütler, Örtünme, şahadet, şehit.maneviyat erleri, Şehvet, şetyanın hileleri, şeytan ın hileleri, şeytanın hileleri, şifa, Şiir, şiir - necip fazıl kısakürek, şiir -necip fazıl kısakürek, şiir(feridüddin-i attar), şiir- necip fazıl kısakürek, şiir- necipfazıl kısakürek, şiir- suamanın faydaları, şiir-islam büyükleri-nabi, şiir-necip fazıl kısakürek


Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Fotoğraf paylaşımları hk. M Duyuru Arşivi 1 21 Ağustos 2019 13:03
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 02 Mart 2018 12:12
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 23 Şubat 2018 10:56