13 Ocak 2022, 02:15 | #111 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ALLAH KORKUSU 7 DERECEDİR VE CENNETE VESİLEDİR NurSima senin verdiğin hizmetlerin onda birine ulaşabilmek için çok fırın ekmek yemem lazım. hele dur hele dur .. daha yeni başladım |
|
13 Ocak 2022, 02:25 | #112 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | NİYETTE ÖLÇÜ(YAPTIĞINIZ İBADET Mİ YOKSA SPOR MU ) NİYYETTE ÖLÇÜ Farz veya nâfile olarak yaptığımız bedenî ve mâlî ibadetlerde "niyyet" farzdır. İbadete vesile olan abdestte ise sünnettir. Yeme, iç-me, ve uyku gibi âdet kabilinden olan işler, Cenâb-ı Hakk'ın rızası için yapılacak olursa o işin değerini yükseltir ve "ibadet" hüviyyeti kazan-dırır. Meselâ elimizdeki bir bardak suyu içeceğimizde "Yâ Rabbi! Ben bu suyu, nefsimin ihtiyacını karşılamak için değil, zât-i ilâhine ibadet etmeye kuvvet elde edebilmek için içiyorum" diyerek yudumlamaya başlasa içtiği su bile "fezâil" seviyesine yükselir. Niyyetin bu derece büyük ve geniş ehemmiyetinden dolayı, tevâtür derecesine ulaşmış bir hadis-i şerifte "Ameller(in ecri) ancak niyyetlere göredir. Herkese ancak niyyet ettiği şey(in karşılığı) vardır"(1) buyrulmuştur. İbadetlerimizde yapacağımız niyyet, "vücut ikliminin sultanı" bulunan kalp ile yapılmış olacaktır. Dil ile yapılan niyyetler, olsa olsa, "sünnet" olabilir. Kalp ile yapılması gereken niyyet ise farzdır. Halkın birçoğu niyeti kalbinde oluşturmadan ve zihnini işgâl eden gaflete de aldırış etmeden dille söylemekle yetinmektedirler. Bu durumda ibade-tin (meselâ namazın) farzlarından biri bulunan niyyet, tamamen terk edilmiş ve ibâdet fesada uğramış olur(2) . Diğer ibadetler de buna kı-yaslanabilir. Niyyetsiz yapılan ibadetler âdet seviyesine iner ve tamamen değer kaybına uğrar. Bu durumda: a) Tutulan oruç, perhiz; b) İfâ edilen hac, seyahat; c) Kılınan namaz, fizikî bir hareket; d) Zekât diye dağıtılan şey, nâfile sadaka olur. Resûl-i Ekrem (s.a.v.),"İmân kalbin nîyyeti (ve tasdiki) dilin de ikrarı ile; hicret ise (şahsın) kendi ve malı ile (göç etmesi neticesinde) tahakkuk eder"^3' buyurmuştur. İmân bahsinde kalp ile tasdik rukn-i asli, dil ile ikrar rukn-i zâit ol-maktadır. Kalp ile tasdik, kişinin Allah katında mü'min sayılması için şarttır. Halkın yanında mü'min kabul edilebilmesi, dolayısıyla müslüman bir kadınla evlenebilmesi ve öldüğü zaman mü'minlerin defn olunduğu kabristana gömülebilmesi için dil ile ikrar aranmaktadır. |
|
13 Ocak 2022, 02:33 | #113 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Prologue (Al-Fatiha) OLURKİ FAYDAMIZ DOKUNUR FRANSIZCA FATİHA SÜRESİ BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Prologue (Al-Fatiha) Au nom d'Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux. 1. Au nom d'Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux. 2. Louange à Allah, Seigneur de l'univers. 3. Le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux, 4. Maître du Jour de la rétribution. 5. C'est Toi [Seul] que nous adorons, et c'est Toi [Seul] dont nous implorons secours. 6. Guide-nous dans le droit chemin, 7. le chemin de ceux que Tu as comblés de faveurs, non pas de ceux qui ont encouru Ta colère, ni des égarés. |
|
13 Ocak 2022, 02:41 | #114 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İLLE DE ANNE , ELBETTE SONRA BABA-BAKIN NELER SÖYLENMİŞ Önce Anne Kur’ân-ı Kerîm’de, "ana-babaya saygı gösterilmesi" emredilen bir çok âyet-i kerîmede anne, öncelik verilerek zikredilmiştir. Bu öncelik, annenin babadan daha saygıdeğer olduğuna dikkati çekmektedir. Bir gün Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’e bir kimse geldi ve: "Benim kendisine hizmet ve ülfet etmeme, insanlar içinde en lâyık ve en çok hakkı olan kimdir?" diye sordu. Rasûlullâh (s.a.v.): "Anandır." buyurdular. O zât: "Sonra kimdir?" dedi. Rasûlullâh (s.a.v.) yine: "Anandır." buyurdular. O zât tekrar: "Sonra kimdir?" deyince, Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz tekrar: "Anandır." buyurdular. O zât yine: "Sonra kimdir?" diye sorunca, Rasûlullâh (s.a.v.) bu sefer: "Babandır." karşılığını verdiler. Bu hadîs-i şerîf de, annenin evlâd üzerinde babaya nisbetle üç misli iyilik ve ihsân hakkı olduğunu açıkça ifâde eder. Veysel Karanî Hazretleri, ihtiyâr, âmâ ve hasta annesine hizmeti sebebiyle, her ne kadar Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’i göremediyse de O’nun eşsiz lutuf ve ihsânlarına nâil olmuştur. İslâm hukûkuna göre, bir kişinin, ana ve babasından yalnız birisinin nafakasını sağlamaya gücü yetse, annesinin nafakasına öncelik tanınır. Evlâd üzerinde elbette babanın da hakları vardır. Çocuğunun ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük fedâkârlıkları bulunmaktadır. Doğumda annenin karşılaştığı sıkıntılara o da ortak olmuştur. Hadîs-i şerîfte, babanın evlâdı üzerindeki hakları şöyle açıklanmıştır: "Hiçbir evlâd babasının hakkını ödeyemez. Ancak; babasını köle olarak bulur, satın alır ve âzâd ederse, bu durum müstesnâdır." Muhammed Bahâeddîn Nakşibend (k.s.) Hazretleri, bir vasiyetinde şöyle buyurur: "Benim kabrimi ziyâret etmek isteyenler, evvelâ annemin kabrini ziyâret etsinler, sonra da benimkini.." |
|
13 Ocak 2022, 02:52 | #115 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | KAYMANİÇA TATLISI Kaymaniça nasil yapilir Malzemeler 1kg süt 7adet yumurta 1,5bardak şeker Kaymaniça nasıl yapılır ? Yumurtalar ve şekeri iyice çırpın, şeker erisin. Sütü kaynatıp karışıma dökün tekrar karıştırın. Bunu da derin bir tepsiye dökün, fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Kepçe ile soğuk olarak servis edilir. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
13 Ocak 2022, 08:20 | #116 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BU GÜNKÜ SABAH DUAMIZ BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM “Allâhümme innî eûzü bike mine’l-aczi ve’l-keseli vel-cubni ve’I-buhli ve’l-hemmi ve azâbil-kabri. Allâhümme âti nefsî takvâhâ ve zekkihâ en-te hayru men zekkâhâ ente veliyyühâ ve mevlâhâ. Allâhümme innî eûzü bike min ilmin la yenfeu ve min kalbin lâ yahşeu ve min nefsin lâ teşbeu ve min daveti yüstecâbu lehâ.” “Allah’ım! Acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, cimrilikten, üzün*tüden, kabir azabından ben Sana sığınırım. Allah’ım! Nefsime takvasını ver ve onu günahlardan temizle. Sen onu temizleyenin en hayırlisısın. Sen onu koruyansın, onu idare edensin. Allah’ım! Fayda vermeyen bir ilim-den, korkmayan bir kulluk’tan, doymayan bir nefisten ve kabul olunmayan- bir duadan ben Sana sığınırım.” |
|
13 Ocak 2022, 08:28 | #117 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | NİKAH -NİKAH TAZELEME VE NİKAH DUASI Tecdidi İmân ve Nikâh Duâsı Tecdidi imân: Yâ Rabbî! Hîn-i bülûgumdan bu âna gelinceye kadar, islâm düşmanlarına ve bid’at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk i’tikâdlarıma ve bid’at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime nâdim oldum, pişmân oldum, bir dahâ böyle yanlış inanmamağa ve yapmamağa azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselâm ve âhiri bizim sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelmiş geçmiş Peygamberlerin cümlesine îmân etdim. Hepsi hakdır, sâdıkdır. Bildirdikleri doğrudur. Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah, ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah, âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel-ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh. Tecdidi nikah: Tecdid-i imandan sonra, iki şahid yanında tecdid-i nikah yapmak iyi olur. Kolaylık olmak için, nikahı yenilemeye hanımdan vekalet almalı, iki şahid yanında, “Öteden beri, nikahım altında bulunan hanımımı, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime nikah ettim” demelidir. Camilerde Cuma akşamları yapılan meşhur tecdid-i iman ve tecdid-i nikahı cemaat ile okumak bu hükme dayanmaktadır. Camide, imam efendi, yukarıdaki ifadeyi cemaat ile birlikte söylerse, cemaat birbirlerine şahid olmuş, hanımından vekalet alanların nikahları tazelenmiş olur. Cemaat ile birlikte, “Allahümme innî ürîdü en üceddidel îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah.” duâsını okuyanlar, “İmanınızı La ilahe illallah sözü ile yenileyin!” hadis-i şerifindeki emre uymuş olurlar. Nikâh ve Duâsı Dinimize göre nikâh ve duâsı şöyle yapılır: İki veya daha çok müslüman erkek toplanır. Kadının vekîli mehr olacak altın sayısını söyler, bir sayıda uyuşulur. Nikah kıyacak kimse: önce erkeğin adını, meselâ Ahmed oğlu Salih yazar. Sonra kızın adını mesela, Ömer kızı Ayşe yazar. Sonra kadının vekîlini ve iki erkek şâhidin adını yazar. Sonra, uyuştukları mehr-i müecceli yazar. Sonra, istigfâr okur. E’ûzü Besmele okur. (Elhamdü lillahillezî zevvecel ervâha bil eşbâh ve ehallennikâha ve harremessifâh. Vessalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedinillezî beyyene-l-harame ve-l-mubâh ve alâ Âlihi ve Eshâbi-hillezîne hüm ehlüssalâhi velfelâh) der. E’ûzü Besmele çekip, Nûr sûresinin otuzikinci âyetini okur. (Sadakallahül’azîm) deyip, kâle Resûlullah, (En-nikâhü sünnetî femen ragibe an sünnetî feleyse minnî) sadaka Resûlullah. (Bismillâhi ve alâ sünnet-i resûlillah). Sonra, kızın vekiline dönüp Allahü teâlânın emr-i şerifi ile ve Peygamberimiz Hazret-i Muhammeden-il Mustafâ efendimizin sünnet-i seniyyesi ile ve amelde mezhebimizin imamı, imam-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin ictihâdı ile ve hazır olan müslümanların şehâdetleri ile, vekîli olduğun Ömer kızı Ayşe’yi,…… lira mehr-i müeccel ve aralarında mâlûm olan mehr-i muaccel ile, tâlibi olan Ahmet oğlu Salih’e tezvîce, [helâllığa vermeye] vekâletin hasebi ile, verdin mi der. Sonra damada dönüp, yine (Bismillâhi ve alâ)dan başlayıp okur. Sen dahî, Ömer kızı Ayşe’yi,…… lira mehr-i müeccel ve aranızda mâlûm olan mehr-i muaccel ile, aldın mı? der. Her ikisine üçer kere sorar ve cevap alır. Ben dahî akt-i nikâh ettim der. Sonra, şu duâyı okur:“Allahümmec’al hâzel akte meymûnen mubâreken vec’al beyne-hümâ ülfeten ve mehabbeten ve karara ve lâ tec’al beyne-hümâ nefreten ve fitneten ve firârâ. Allahümme ellif beynehümâ kemâ ellefte beyne Âdeme ve Havvâ. Ve kemâ ellefte beyne Muhammedin ve Hadîce-tel-kübrâ ve Âişe-te ümm-il mü’minîne. Ve beyne Alîyyin ve Fâtıma-tez-zehrâ. Allahümme a’ti le-hümâ evlâden sâlihan ve ömren tavîlen ve rızkan vâsi’an. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrete a’yünin vec’alnâ lil müttekîne imâma. Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil âhıreti haseneten ve kınâ azâbennâr. Sübhâne Rabbike Rabbil izzeti ammâ yasifûn ve selâmün alel mürselin vel hamdülillahi rabbil âlemin”. Sonra Fâtiha der. Bu duâyı Peygamber efendimiz ve bütün Âlimler, Velîler okudular. Bunu okuyunca, karı-koca arasında, ölünciye kadar muhabbet mevcut olur. Rahat ve huzur içinde yaşarlardı. Evlerinden bereket eksik olmazdı. İki erkek şahidin yanında, erkekle kadın arasında “aldın mı ver din mi?” faslı yapıldığında nikah yapılmış, nikahın farzı yerine gelmiş olur. Geri kalan kısmı sünnettir. Ne kadarı yapılabilirse o kadar çok sevaptır. (Müslüman haram işlemediği gibi suç da işlemez. Bunun için, önce Belediye nikah memurluğuna müracaat edip, buradaki resmi işlemleri tamamladıktan sonra dini nikah yapılmalıdır.) Kayak : 365 Gün Dua – Mehmet Oruç |
|
13 Ocak 2022, 08:37 | #119 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | GERÇEK ALLAH SEVGİSİ-HİKAYE Hikaye – Allah Sevgisi Mâlik bin Dinar (k.s.) hazretlerinden rivayet olundu: Basra sahralarına girdim. Birden Sa’dûn el-Mecnûn karşılaştım. Ona; -“Halin nasıl (nasılsın)?” diye sordum. 0: -“Ey Malik! Sabah ve akşam uzun bir sefere hazırlıksız ve azıksız olarak çıkmayı murad eden ve kullar arasında hükmeden âdil Rabbin huzuruna çıkarılacak olan kişinin hâli nasıl olur?” dedi. Sonra da şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Ona sordum: -“Seni ağlatan nedir?” 0: -“Vallahi! Ben, dünya hırsından ölüm korkusundan ve belâların gelmesinden dolayı ağlamıyorum! Lakin ben, salih bir ameli kendisinde güzelce işlemeden geçen ömrüme ağlıyorum!” dedi. Beni ağlattı! Vallahi, azık azlığı, kurtuluşun uzaklığı ve geçitlerin çetin oluşu beni ağlattı. Ve bundan sonra bilmiyorum cennette mi olacağım yoksa cehennemde mi! Ben ondan hikmet dolu sözler işittim. Ona; -“İnsanlar, senin deli olduğunu zannediyorlar?” dedim. O: -“Ben deli değiliml Lakin Mevlâm’ın sevgisi kalbime ve içimdeki uzuvlarıma karıştı ve hatta etim, kanım ve kemiklerimin arasında akıp dolaştı...” dedi. ................ Sevgiliye Giden Yol (Hafız k.s. hazretleri buyurdular -“Leylâ’nın evinin yolunda, bir çok hatıralar vardır. 0 yola ayak tepmenin şartı mecnûn olmaktır. Kervan yol aldı gitti. Sen hâlâ uykudasın Çöl senin önünde kaçıp gidersin. Yolu kimden soracaksın; ne yapacaksın?.” . Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 7/397-398 |
|
13 Ocak 2022, 09:54 | #120 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Peygamber Aşığı İmam-ı Busirî(ŞAŞILASI AŞK VE MUHABBET LER ) Peygamber Aşığı İmam-ı Busirî İmâm-ı Bûsirî Hazretleri, mîlâdî 1296’da vefat etmiş, fesâhat ve belâgatta eşsiz büyük bir şâirdir. Bir gün evine giderken yolda nûr yüzlü bir ihtiyara rastlar. Yaşlı zât ona: “-Yâ İmam! Bu gece rüyanda Rasûlullâh’ı gördün mü?” diye sorar. İmam-ı Bûsirî: “-Hayır görmedim” diye cevap verir. Bu konuşmadan sonra, İmâm-ı Bûsirî’nin gönlüne Hazret-i Peygamber’in aşk ve muhabbeti düşer. O gece rüyasında Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-‘i görür ve uyanınca içinin neşe ve huzurla dolduğunu fark eder. *** Daha sonraları vücudunun yarısı felç olur. Yürüyemez ve hareket edemez duruma düşer. O zaman Peygamber Efendimiz’i metheden meşhur “Kasîde-i Bürde”sini yazar. Bu kasîdesi hürmetine Cenâb-ı Hak’dan şifâ diler. Kasîdeyi bitirdiği gece, yine rüyasında Hazret-i Peygamber’i görür ve kasîdeyi O’na okur. Tamamı 161 beyitten ibâret olan Kasîdenin 51. beytini okuduktan sonra, ikinci mısrayı hatırlayamayarak takılır kalır. Bunu üzerine Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri: “-Oku yâ İmâm!” diye buyurur. İmâm Bûsirî: “-İkinci mısrayı hatırlayamadım yâ Rasûlallâh!..” der. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ikinci mısrayı ona okuyarak hatırlatır. İmâm-ı Bûsirî kasîdeyi okurken, Peygamber Efendimiz mübarek vücutlarını sağa sola hareket ettirerek muhabbetlerini izhâr buyuruyorlarmış. Kasîdenin tamamen okunmasından sonra Rasûlallâh -sallallahu aleyhi ve sellem- mübarek elleriyle İmâm-ı Bûsirî’nin felçli uzuvlarını mesh eder. Ne derin bir muhabbetin eseridir ki, İmâm-ı Bûsirî uyandığı zaman, hastalıktan kurtulup şifâya kavuştuğunu görür ve Allâh’a şükreder. O gecenin sabahında sıhhatine kavuşmuş olarak ve sürûr içinde camiye giderken, yolda Şeyh Ebû Recâ Hazretleri’ne rastlar. Şeyh Ebû Recâ ona: “-Yâ Bûsirî! Fahr-i Âlem’i medh ettiğin kasîdeyi getir.” der. İmâm-ı Bûsirî: “-Rasûlallâh Efendimizi medh eden kasîdelerim pek çok. Hangisini istiyorsunuz?” diye sorar. Bunun üzerine Şeyh Ebû Recâ: “Selem yârânını sen yâdına aldın da mı? Gözlerinden akan yaşa karıştırırsın demi?..” diye başlayan kasîdeyi istiyorum. Çünkü sen onu rüyanda Hazret-i Peygamber’in huzurunda okurken ben de dinliyordum ve Hazret-i Peygamber’in çok memnun olduğunu gördüm.” der. Bu kasîdeden daha hiç kimsenin haberi olmadığını bilen İmam-ı Bûsirî, hayretler içinde kalır ve kasîdesini büyük bir hürmetle Şeyh Ebû Recâ’ya takdîm eder. |
|
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | M | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |