25 Mart 2022, 07:07 | #1081 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | ALLAH C.C DOSTLARINA YAKINLIK İLE İLGİLİ MÜRİDİN HALİNİ BEYAN Rahat istiyor musun? Sürur, emniyet,sükûn, selâmet arzu ediyor musun? Ehl-i dil olmak, sevgi, muhabbet içinde kalmayı arzu ediyor musun? Bu hallerden çok uzaksın. Bunları yalnız dil ile arzu ediyorsun... Şayet tam manası ile istemiş olsaydın; sende adi şeylere karşı meyil kalmayacaktı. Nefsin ölecek, dünya bir yana olacak, ahiret sevgisine meylin olmayacak ve nihayet bunların yerini Allah ve Peygamber sevgisi alacaktı. Halbuki sen bunlardan uzaksın. Çünkü sende şehevi sevgiler ve nefsanî arzular var... Bu işler acele ile olmaz... Bekle... Olduğun yerde kal ve kendini biraz hesaba çek... Bu halinle sana kapılar kapalıdır. Yollar sana açık değildir. Allah sevgisi içinde olmayan bir işle zerre kadar ilgin olsa, bu yolun önü sana açılmaz... Sen mükâtep –kesimli- bir kul olsan, efendinin senden bir kuruşu kalsa, kulluktan bir kuruşu kalsa kulluktan kurtulamazsın... Allah rızası dışında olan şeylere kalbinde bir nohut miktarı meyil olsa, dünyanın manevi pisliklerinden âri be beri olamazsın. Böyle devam ettikçe dünya sevgisi seni sarar. Nefsini şehevi arzuların peşinden kurtaramazsın. Bu yersiz hallerin hemen birden geçeceğini sanma!.. Yavaş yavaş olur... Senin isteğinle olmaz... Bekle... Doğru çalış, helal ye, tâ ilâhi cezbe seni kaplayıncaya kadar... Sonra Allah dilerse muradın hasıl olur... O zaman olacak olur. Şum gider, uğur gelir. Uğursuzluk yok olur, nur gelir... Mânen ilâhi bir kisveye bürünürsün. Selamete erersin... Ve nihayet, en yüksek mertebelere çıkarsın. O gün: - İlâhi sözü can kulağına gelir... Bununla hoş olur, sevinirsin... O ilâhi kaynak sana açık olur. Esrar perdeleri senin için açılır. Sana her şey ayan ve her gizli beyan olur... Kavuştuğun kaynak kurumaz. Kavuştuğun manevi zenginlik sonsuz olur. Her yandan salınan sana gelir. Ani bir duraklama olursa; sakın sana bir şey gelmez diye üzülme... Bu hale eremezsin diye mahsun olma! Bekle, sabırlı ol... Altın sikkelerini bilmez misin? Her yerde dolaşır, her keseye girer... Ama sonu n’olur? Bir kere altını düşün, parça parça herkeste boldur. Bir gün bakkalda görülür, bir gün kasapta. Daha sonra manavda ve attarda, dabakta, süsçüde ve her çeşit altın işi yapanlarda bulursun. Bazen adi işlerde de kullanılır. Nihayet bir dirayetli sultan sayesinde o kötü ellerden alınır, kaplarda eritilir, haddelerden geçer, inceltilir süs yapılır. Sultanlara bezek, padişahlara taç olur. İşte o çeşitli ellerde gezdi, sonsuz zahmet çekti ve nihayet ereceğine erdi... Allh’a inan! En faydalı işleri sana O yapar. O’na güven, en güzel yola seni O sevk eder. Yalnız O’nu sev ve bağlan... Bir gün en yüksek dereceye erersin ve en ulvi mertebeye kavuşursun. Kapılar açılır. Sandık kilitleri sökülür. Her gün yeni yeni alemlerin kapıları sana açılır. Süs olan altınlar her yerde aranır. Yıllarca ellerde dönen altın şimdi padişahların başındadır. Ateşlerde yanan, türlü cefa çeken o altın şimdi padişaha taç, sultana süstür. Ey iman sahibi, kadere inan ve onun çeşmesi önünde dur. Herhalde kazalara rıza göster. Ancak bu yolda Hakkı bulursun ve bu uğurda çalıştığın müddet Hak’ka kavuşursun... Dünyada çeşitli ilimlere erersin, öbür alemin ufukları sana açık olur. Bu alemden göç edince, başyardımcın Hak; şefaatcın nebiler, arkadaşların salihler ve doğrular olur... Sabırla bekle... Aceleci olma... razı ol, Hak’kı itham altına alma. Ümitli ol, ancak böylelikle ilâhi af ve keremin serinliğini ruhunda duyar ve Hak’kın ikramına nail olursun... |
|
25 Mart 2022, 07:09 | #1082 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İBRETLİK OLAYLAR (FAYDASIZ PİŞMANLIK) FAYDASIZ PİŞMANLIK "Çok geç pişman olanın vay başına." Shakespeare Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Bölümü'nde yedi yıl Müstahdem olarak çaşlışan T. Emiralioğlu, tayinini Trabzon'a yaptırır. Hastaneden ayrılırken de beyin ameliyatlarında kullanılan çok önemli bir cihazı çalarak satar. Aradan çok zaman geçmemiştir ki, hastane müstahdeminin iki yaşındaki kızı Ferdağ dikkatsizlik sonucu evinin balkonundan aşağıya düşer ve koma halinde alelacele hacettepeye Üniversitesi Hastanesi'ne getirilir. Yavrucağızın felç olmaktan kurtarılabilmesi için derhal ameliyata alınması gerekmektedir. Fakat kaderin tecellisine bakın ki, çocuğun felç olmaktan kurtarılabilmesi için beyindeki kan pıhtısının temizlenmesi gerekmektedir. Bunun için de, babasının daha önce hastaneden çaldığı cihaza ihtiyaç vardır. Hastanenin doktorları çaresizlik içinde kızın babasına: "Kızını kurtarabilirdik ama ameliyat cihazımız çalındığı için elimizden birşey gelmiyor" cevabını verirler. Baba T. Emiraoğlu utançtan kıpkırmızı olmuştur. Vicdan azabı içinde: "İtiraf ediyorum ameliyat aletini ben çalmıştım, şimdi size onu bulup getireceğim, yeter ki kızım kurtulsun." diyerek dışarı fırlar. Derhal cihazı sattığı dükkana koşup aleti alıp getirir ama iş içten geçmiştir. Cihaz yetişinceye kadar iki yaşındaki Ferdağ felç olmaktan kurtulamaz. |
|
25 Mart 2022, 07:11 | #1083 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Meleklerin Cenazelerle Yürümesi Ve Söyledikleri Şeyler Meleklerin Cenazelerle Yürümesi Ve Söyledikleri Şeyler Said bin Mansûr, İbni Gaflet'ten rivayet ettiğine göre şöyle İ e-miştir: Melekler cenazenin önünde yürürler. Onlar «bu cenaze hangi hasenatı işleyip kendisine hazırladı» derken, İnsanlarda: «Bu, han*gi malı geride miras bıraktı» diye sorarlar. İbn-i Ebi Dünya «Kabirler Kitabı»nda Ebu Huid'den rivayet et*tiğine göre şöyle demiştir: «Ben Davud peygamberin Allah'dan şöyle sorduğunu okudum. Davud: Yâ İlahi! Senin rızan için ölüleri kabre kadar götürenlerin mü-kafaatı nedir?» diye sormuş. Cenâb-ı Hak: O kişi ölünce melekler onu kabre kadar yolcu ederler ve ben ruhlar içerisinde onun ruhuna rahmet indiririm,» demiştir. İbn-i Asakir başka bir yolla, İbni Mesûd'dan o da Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'den şöyle nakletmiştir: «Davud, ilâhi rızânı taleb etmek için ölüyü kabre kadar yolcu edenin mükâfaatı nedir? diye sormuş. Cenab-ı Hakk; Ölünce melekler onu yolcu ederler. Ben de ruhlar içerisinde ona rahmet indiririm, diye cevap vermiştir. Beyhaki, Şuab-i İman'da ve Deylemi, Ebû Hüreyre (Radıyal hû) 'den şöyle rivayet etmişler: «Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduk «İnsan ölünce melekler bu ne yaptı; insanlar bu neyi geride bı*raktı,» diye söyleşirler. |
|
25 Mart 2022, 07:13 | #1084 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | KALBİN HALLERİ -DÜNYAMALI VE SEVGİSİNİN FAYDASIZLIĞI Dünyâ Malinin Kötülüğünü Beyân Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: «— Ey müminler! Sizi mallariniz ve çoluk - çocugunuz Allah'i zikretmekten alakoymasin. Bunu yapanlar yok mu? Iste asil hüsrana ugrayanlar onlardir.» (Münafikun Sûre-i Celilesi. 9) Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: «— Mallariniz ve çoluk - çocugunuz sadece birer fitnedir (imtihan vesilesidir) Büyük mükâfat ise Allah'in katindadir.» (Tegabun Sûre-i Celilesi. 15) Demek ki, malini ve çoluk - çocugunu Allah (CC) katinda kazanilacak olan "büyük mükâfatla tercih edenler, aldanarak agir bir zarara ugrayacaklardir." Yine ulu Allah (C.C.) söyle buyurur. «— Dünya hayatini ve onun zinetîni isteyenlere islediklerinin karsiligi eksilmeksizin onlara dünyada verilir. Bu kimselere Âhirette yalniz cehennem vardir, dünyadaki basarilari geçersizdir ve islemis olduklari ameller de bosa çikmistir.» (Hûs Sûresi Celilesi. 15—16) Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: «— Gerçekten insanoglu, kendisini varlikli görünce azar. Oysa ki, dönüs, kesinlik ile Rabb'inedir.» (Alâk Sûre-i Celilesi. 6—7) Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki: «— Çoklukla böbürlenmek sizi o derece saskinliga sürükledi ki isi mezarliktan ziyaret etmeye kadar vardirdiniz.» (Tekasür Sure-i Celilesi. 1—2) Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: «— Servet ve söhret düskünlügü, suyun baklayi bitirmesi gibi kalb de münafiklik bitirir, yetistirir.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Söhret, varlik ve mevki düskünlügünün müslüman kimsenin dinine verdigi zarar, saliverilmis iki azgin kurt bir koyun sürüsüne veremez." Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: «— Çok mal sahipleri helak olacaktir. Yalniz Allah (CC)'in kullari arasinda falana su kadar filana su kadar verilsin diyenler müstesna. Öyleleri de o kadar az ki!» Peygamber (S.A.S.)'imize «ümmetinin en kötüleri kimlerdir» diye sordular. Peygamber (S.A.S.)'imiz de «zenginler» diye cevap buyurdu. Peygamber'imiz (S.A.S.) buyurdu ki: "ilerde öyle bir kavim gelecek ki, dünyanin en besleyici ve istah açici yîyeceklerini yerler, en besili ve alimli bineklere binerler, en güzel ve isveli kadinlari es edinirler, en güzel ve en gösterisli elbiseleri giyerler, ne mideleri azla doymak bitir ve ne de gözleri çoga doyar. Gece gündüz isleri güçleri sirf dünya olur. Allah (CC)'i birakip dünyaya taparlar sirf onun emirlerine boyun egerler ve sadece nefis'erinin azgin arzularina uyarlar." Abdullah oglu Muhammed'în (A.S.V.) o günlere erisenlere tavsiyesi. Böylelerine ne selâm vennek, ne hastalarini ziyaret etmek, ne cenazelerine gitmek ve ne de yaslilarina saygi göstermektir. Söylediklerinin tersini yapanlar, Islâmin yikilisina yardimci olmus olurlar.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyurdu ki: "Dünyayi ona düskün olanlara birakin. Ihtiyaçlarini karsilayacak kadarindan fazla dünyalik elde edenler, farkinda olmadan kendi felâketlerini hazirlamislardir." Peygamber'imiz (S.A.S.) buyurdu ki: "Ademoglu «malim, malim» der durur. Oysa senin yiyip tükettiginden, giyip eskittiginden ve sadaka olarak verip ilerisi için ayirdigindan baska ne malin var ki?!" Adamin biri Peygamber (S.A.S.)imize: «Yâ Rasûlallah, acaba neden ölümü sevmiyorum» diye sordu. Peygamber'imiz de ona: «malin var mi» diye sordu, adam «evet, var Yâ Rasûlallah» diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber (S.A.S.)imiz adama söyle buyurdu: «Malini önden gönder (hayir yolunda sarf et} cünki müminin kalbi malina baglidir. Buna göre eger onu önden gönderirse ölüp ona kavusmak ister. Buna karsilik eger onu geride birakirsa kendisi de dünyada kalip onunla birlikte olmak ister.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: «— Ademogulunun üç dostu vardir. Biri cani çikincaya kadar onun ardindan gelir, ikincisi mezara girinceye kadar takip eder, üçüncüsü ise yeniden diriltilerek Allah (CC)'in huzuruna varincaya kadar yaninda olur. Ölünceye kadar yaninda kalan dostu malidir. Mezara girinceye kadar yaninda kalan dostu esidir. Yeniden diriltilerek Allah (CC)'in huzuruna çikincaya kadar yanindan ayrilmayan dostu da amelidir.» Havariler Hz. Isa (A.S)'ya: «neden sen su üzerinde yürüyebiliyorsun da biz yürüyemiyoruz» diye sorarlar. Hz. Isâ (A.S)´da onlara: «dünyanin ve paranin sizin nazarinizda yeri nedir» diye sorar. Havariler: «bunlar bize göre güzel seylerdir» diye cevap verirler. Hz. Isâ (A.S) onlara: «oysa onlarin her ikisi de benim için çamurdan farksizdir» der. Selman-i Farisî Ebû Derdâ'ya (R. Anhuma) yazdigi bir mektupda der ki, «Ey kardesim aman; dünyada sükrünü ödemeyecek kadar mal biriktirmekten sakin. Cünki ben Peygamber (S.A.S.)'imizin söyle dedigini duymustum: «— Dünyada Allah (CC)'in emirlerine uyan bir kimse sirat köprüsünün basina getirilir, mali önündedir. Mali önünde iken sirat köprüsüne binmek isteyince mali ona «geç, çünki Allah (CC)'in senin üzerindeki hakkini ödedin (sükrünü yerine getirdin)» der. Arkasindan dünyada Allah (CC)'in emirlerini yerine getirmeyen biri sirat köprüsünün basina getirilir, mali sirtindadir. Bu yükle sirat köprüsüne binmeye kalkisinca sirtindaki mal adama: «vay basina gelene? Allah (CC)'in bendeki hakkini ödeseydin ya (sükür borcunu yerine getirseydin ya)» der. Mal adama ayni sözleri durmadan o kadar çok tekrarlar ki, adam sonunda «vay basima gelenler, keske yok olsam da kurtulsam» diye feryad eder.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: «— Biri ölünce melekler «acaba Âhireti için önceden ne gönderdi?» diye, insanlar da: «acaba geriye ne birakti» diye sorarlar.» Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki: «— Çift çubuk edinmeyin sonra dünyayi seversiniz.» Rivayet edildigine göre Hz. Ebû Derda (R.A.) ya bir adam sövmüs ve kötülük etmis o da söyle beddua edermis: «Allah'im! Bana kötülük edene saglik, uzun ömür ve çok mal ver.» Görüyorsun ki. Ebü Derda (R.A.) saglik ve uzun ömre eslik eden mal çoklugunu belâlarin en büyügü saymistir. Cünki böyle birini, malinin azginliga sürüklemesi kaçinilmazdir. Hz. Ali (K.V.) bir gün avucuna bir dirhem para alarak ona söyle seslendi: «Hiç süphesiz sen elimden çikmadan bana yaramazsin.» Rivayet edildigine göre halife Hz. Ömer (R.A.) Peygamber (S.A.V)'imizin esi Hz. Zeyneb Binti Câhs'a (R. Anha) bir gün hazine bagisi olarak bir miktar dünyalik gönderir, Zeyneb «bu nedir» diye sorar. Getirenler «Bunu sana Hz. Ömer gönderdi» diye cevap verirler. Hz. Zeyneb «Allah (CC) onun günahlarini afvetsin» diye Hz. Ömer'e dua eder. Arkasindan eski bir bas örtüsünü keserek bir kese yapar, gelen dünyaligi akrabalarina, yakinlarina ve onlarin yetimlerine bölüstürerek keselere koyar ve sonra da ellerini kaldirarak «Allah (CC)'im, bu seneden baska bir daha Ömer'in bagisi bana ulasmasin» diye dua eder. Nitekim Hz. Zeyneb Peygamber (S.A.V)'imizin arkasindan ilk vefat eden esi olur. Hasan-ül Basrî (r.a.): «Allah (CC)'a yemin ederim ki, para sahibi olan Allah (CC) nazarinda mutlaka itibarini kaybederler.» Söylendigine göre seytan ilk basilan altin ve gümüsü parayi görünce yerden kaldirarak önüne koyar ve öper. Arkasindan da derki, «sana düskün olan benim gerçek kölemdir.» Sûmet Ibni Aclan (r.a.) der ki: «Para münahiklarin yulandir, cehenneme onunla çekilip götürülürler.» Yahya Ibni Muaz (R.A.) der ki; «para akrep gibidir. Eger ona muska yapmayi (idare etmeyi) beceremiyeceksen ona hiç eli sürme. Cünki eger seni isiracak olursa zehri seni öldürür.» Yahya Ibni Muaz'a «Onun muskasi nedir?» diye sorarlar. O da «onu helâl yollardan kazanarak yerinde kullanmaktir» diye cevap verir. Ala Ibni Ziyad (r.a.) der ki: «Dünya bütün ihtisam ve alimi ile gözümün önüne dikildi, onu görünce «Senin serrinden Allah (CC)'a siginirim» dedim. Dile gelerek bana dedi ki: «Eger Allah (CC) seni benden korusun istiyorsan parayi sevme.» Dünyanin bu cevabi cok dogrudur. Cünki para dünyanin özü demektir. Neden dersen, para ile dünyanin her seyi elde edilebilir. Buna göre paradan uzak duranlar, dünyadan uzak durmus olurlar. Nitekim bir sâir, söyle der: «Ben, dünyadan sakinmayi (vera'i) su paradan buldum. Baskasinda buldum sanmayin. Eger onu ele geçirmeyi becerdikten sonra birakabilirsen. Bil ki, senin tekvan, müslümana yarasan takvadir. Baska bir sâir de ayni konuda söyle der: "Seni adamin sirtinda gördügün yamali gömlek yahut. Bilek kemiginin üstünde kalmis (israf olmasin diye kisa tutulmus) elbise veya Alinda daha önce silinmis olan ibadet izi aldatmasin Ona parayi göster, Allah (CC) sevgisini ve tekvasini anlarsin." Rivayet edildigine göre. Emevî hanedanindan Müselleme Ibni Abdül-melik ölmek üzere bulunan halife Ömer Ibni Abdülâzizin yanina girerek ona: Ey Emirel mü´minin «senden önceki emevî halifelerinden hic birinin yapmadigini yaptin, çoluk-çocugunun parasiz, pulsuz biraktin» dedi. Halife'nin on üç tane çocugu vardi. Ömer Ibni Abdülaziz, bu sitemi isitince beni oturtun» dedi. Kendisini oturttuklari zaman sözü Müsellem'in sitemine getirerek söyle dedi: «— Çoluk - çocuguma para - pul birakmadigim seklindeki sözleri» gelince ben ne onlarin herhangi bir hakkina engel oldum ve ne de kendilerine baskalarinin hakkini verdim. Benim çocuklarim iki kisiden biridir. Ya Allah (CC)'in emrine uygun yasarlar, o zaman Allah (CC) onlara yeter. Çünki O, Iyilerin koruyucusudur. Yahut Allah (CC)'in emirlerine karsi çikarlar. O zaman da olup bitecek olanlar beni ilgilendirmez.» Rivayet edildigine göre. Muhammed Ibni Kâb-ül Karazî'nin (r.a.) eline yüklü bir servet geçer, ona: «eline geçen bu varligi çocuklarina miras birakmak üzere saklasana!» derler. O da böyle söyleyenlere su cevabi verir: «öyle yapacagima bu varligi Allah (CC) katinda kendim için biriktiririm, çocuklarimin rizkim ise Allah (CC) ayirir.» Söylendigine göre adamm biri bir gün Ebu Abdurrabb'e {r.a.) gelerek: «Kardesim, kötülügü yaninda götürüp çoluk - çocuguna saadet birakma» der. Bunun üzerine Abdürrabib servetinin yüz bin dirhemlik kismini sadaka olarak dagitir. Yahya ibni Muaz (R.A.) der ki: «Ölüm sirasinda insanin basina gelen mana ilgili su iki musibetin esi ne duyulmus ve ne de duyulacaktir» Dinleyenler ona «bu musibetler nelerdir» diye sorarlar. O da: «malinin tamami elinden alinir, buna ragmen hepsinden sorumlu tutulur» der. |
|
25 Mart 2022, 07:17 | #1085 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | DÜNYANIN HAKİKATİ- DÜNYANIN CADILIĞI (BÜYÜCÜLÜĞÜ) HAKKINDA MİSÂLLER VE DÜNYA EHLİNİN GAFLETİ BİRİNCİ MİSÂL: Dünyanın birinci büyücülüğü şöyledir: Kendini sana devamlı kalacak şekilde gösterir. Halbuki o, hareket eder ve devamlı senden kaçar. Fakat tedricî [azar azar] ve gayet yavaş hareket eder. Dünya, kendisine baktığın zaman hareketsiz görünen ve fakat daima yürüyen bir gölgeye benzer. Bilirsin ki, ömrün devamlı gidiyor ve tedrici olarak her an biraz daha azalıyor, işte o dünyadır, senden kaçıyor, sana veda ediyor [senden ayrılıyor], sen ise bunu anlamıyorsun! BAŞKA MİSÂL: Büyülerinden biri de, kendini sana veriyor şeklinde göstermesi, seni kendine âşık etmesi, seninle kalacağını, bir başkasına varmayacağını imâ etmesidir. Halbuki sonra aniden sana düşman kesilir. Bu, erkekleri aldatıp, kendine âşık eyleyen, sonra evine götürüp öldüren, zehirleyen zalim bir dul kadına benzer. Isa (aleyhisselâm) keşfinde dünyayı ihtiyar bir kadın şeklinde görüp sordu: «Kaç kocan vardır?». Dünya, «O kadar çok ki, sayamam», dedi. «Öldüler mi, yoksa seni boşadılar mı?» buyurdu. «Hayır! Belki hepsini ben öldürdüm», dedi. İsâ (aleyhisselâm) bunun üzerine, «Bu ahmaklara şaşarım ki, diğerlerine ne yaptığını görürler de yine seni isterler, hiç ibret almazlar» buyurdu. BAŞKA MİSÂL: Dünyanın büyülerinden biri de, dışını süsleyip, belâ ve mihnetleri örtmesi, dışına, yüzüne bakan cahilleri aldatmasıdır. Çirkin yüzünü örten, ipekli ve süslü elbiseler giyen ihtiyar bir kadına benzer. Uzaktan onu görenler ona âşık olurlar. Ama yüzünden örtüyü kaldırınca pişman olur, üzülürler. Onun rezilliğini görürler. Hadîs-i şerifte geldi ki: «Kıyamet günü dünyayı yeşil gözlü, dişleri dökülmüş ihtiyar, çirkin bir kadın şeklinde getirirler; İnsanlar ona bakınca: Allah korusun! Bu nedir? Böyle rezil, böyle çirkin derler. Onlara denir ki: Bu, uğruna birbirinizi kıskandığınız, birbirinize düşman kesildiğiniz, kan döktüğünüz, sıla-i rahmi terkettiğiniz, ona aldandığınız dünyadır. Sonra onu Cehenneme atarlar. Der ki: Yarabbi, beni sevenler nerededir? Allahü Teâlâ onların da getirilip Cehenneme atılmasını emreder.» BAŞKA MiSAL: Bir kimse dünyada bulunmadığından önceki ezeli ve içinde bulunmayacağı âtideki seneleri ve ezelle ebed arasındaki bu birkaç günü [kendi ömrünü] hesap ederse, dünyanın bir sefer yolu olduğunu, birinci menzilinin beşik, son konağının mezar ve bunun arasında kaç konak bulunduğunu anlar. Her yıl, bir konak gibi; her ay bir fersah (yaklaşık olarak altı kilometre] gibi; her gün, bir mil gibi ve her nefes bir adım gibidir. O ise durmadan yürüyor. Kiminin bu yoldan bir fersahı kalmış, kiminin daha az, kiminin daha çok kalmış. O ise daima burada kalacakmış gibi gamsız ve düşüncesiz oturmaktadır. On sene sonra bile kendine lâzım olmayacak şeyleri düşünmekle meşgul olur. Halbuki on güne varmaz, toprak altında olacaktır. BAŞKA MİSÂL: Dünyayı sevenler, onda buldukları lezzetlerle âhirette rezillik ve sıkıntı çekenler; çok fazla yağlı yemekler yeyip, tatlı şerbetler içip midesini bozan, sonra da midesinde, nefsinde ve kazuratındaki rezaleti görüp utanan, pişman olan; lezzetleri geçti, rezilliği kaldı diyen kimse gibidir. Yemek ne kadar iyi olursa ağırlığı da o kadar çok olduğu gibi, dünya lezzetleri de ne kadar çok olursa sonu o kadar rüsvay ve rezil olmaktır. Bunun böyle olduğu can verirken belli olur. Zira nimeti, bağı - bostanı, cariye ve köleleri, altını ve gümüşü çok olanların, ölürken bunlardan ayrılık emeli; az olanlarınkinden daha çok olur. Bu elem ve azap ölümle yok olmaz. Hattâ daha da artar. Çünkü, o sevgi kalbin sıfatıdır. Kalb ise kendi yerinde olur, ölmez. BAŞKA MİSÂL: Dünya işlerinden insanın karşılaştığı kendisine az görünür, bununla meşguliyetinin uzun sürmeyeceğini zanneder. Belki de işlerinin yüz tanesinden bir tanesi ortaya çıkar ve ömrü o işte geçer! İsâ (aleyhisselâm) buyuruyor: «Dünyayı arayan, deniz suyu içene benzer. Ne kadar çok içerse, daha çok susar, içer içer, nihayet ölür. Fakat susuzluğu, harareti eksilmez». Bizim Peygamberimiz (aleyhi efdâlüssalâti ve ekmelüttehıyyât) buyuruyor: «Bir kimsenin suya girip ıslanmaması mümkün değildir» (1}. BAŞKA MİSÂL: Dünyaya gelen; misafirler için odalar süslemek, onları grup grup çağırmak, önlerine üzerinde kuru yemişler bulunan altın tabak, öd ve buhurlu mangal koyup çeşitli güzel kokular arasında tatlı yediren ve geriye, başkaları geleceği için, tabak ve mangalı bırakıp meyveleri yenen bir misafirperverin evinde misafir olmaya benzer. O hâlde onun âdetini bilen ve akıllı olan herkes öd ve buhurun kokusuna bürünür, meyveyi yer, tabak ve mangalı bırakır, şükür eder ve gider. Ahmak olan bunları kendisine verdiklerini zannedip alıp götürmek ister. Gideceği zaman elinden aldıklarına üzülür, canı sıkılır, feryad eder. İşte dünya da böyle; yolcuların azıklarını bedava alacakları, fakat içerde olanlara tama' etmeyecekleri misafir konağıdır. BAŞKA MİSÂL: Dünyayı sevenler, dünya işleri ile meşgul olup âhireti unutanlar; gemide bulunup, bir adaya yanaşıp kazâ-yı hacet ve taharet için dışarıya çıkanlar gibidir. Kaptan, bağırır ve der ki; «Hiç kimse fazla kalmasın. Temizlikten başka bir şeyle meşgul olmasın. Gemi hemen kalkacak». Onlar adaya dağılırlar. Akıllı olanlar, çabucak temizlenip geri dönerler. Gemiyi boş bulup daha güzel ve uygun bir yer tutup oraya otururlar. Diğer bir grup, adanın güzelliğine, acayipliğine şaşar, kalırlar. Onu seyre koyulurlar. Ondaki çiçeklere, tatlı tatlı öten bülbüllere, etraftaki süslü çakıl taşlarına bakar kalırlar. Geri dönünce, gemide rahat bir yer bulamazlar, dar ve karanlık yerde otururlar. Oranın sıkıntısını çekerler. Diğer bir grup, yalnız bakmakla kalmayıp, o süslü güzel çakıl taşlarını, çiçekleri toplarlar, beraberinde götürürler; gemide yer bulamazlar, dar bir yere sıkışır, kalırlar ve çok defa o çakıl taşlarını omuzları üzerinde taşırlar. Bir iki gün geçince o güzel renkler solar, kararır, onlardan nahoş kokular gelmeye başlar. Atacak yer bulamazlar. Pişman olurlar, onların yükünü ve sıkıntısını omuzlariyle çekerler. Bir başka grup, adanın güzelliğine şaşar ve öyle kalırlar. Gemiden uzak kalıp gemiyi kaçırırlar. Kaptanın sesini duymazlar. Adada kalırlar. Böylece bazısı açlıktan ölür. Bazısını yırtıcı hayvanlar öldürür. Birinci grup takva sahibi mü'minlere benzer, sondakiler de kâfirlere. Zira kendilerini, Allahü Teâlâ'yı ve âhireti unuttular. Bütün varlıklarını dünyaya verdiler. Ayet-i kerimede, «Âhirete nisbetle, dünya hayatını daha çok sevdiler» , buyuruldu. Aralarında bulunan iki grup, âsiler gibidir, imanın aslını korudular, fakat dünyadan el çekmediler. Bir kısmı fakirlikten pay aldı. Bir kısmı çok nimetler toplayıp, yükü ağır oldu. |
|
27 Mart 2022, 00:22 | #1086 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: KALBİN HALLERİ -DÜNYAMALI VE SEVGİSİNİN FAYDASIZLIĞI PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
27 Mart 2022, 00:23 | #1087 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İBRETLİK OLAYLAR (FAYDASIZ PİŞMANLIK) PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
27 Mart 2022, 00:24 | #1088 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ALLAH C.C DOSTLARINA YAKINLIK İLE İLGİLİ PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
27 Mart 2022, 00:25 | #1089 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: GERÇEK SABIR VE METANET E ÖRNEK BİR HİKAYE PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
27 Mart 2022, 00:26 | #1090 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: BİR CUMA SOHBETİ(ASR-I SAADET’TEN KARDEŞLİK ÖRNEKLERİ) PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | M | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |