10 Mart 2022, 19:10 | #571 |
Çevrimiçi # Forum Dedesi #
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ŞİİR ÇIRPINIR- NECİP FAZIL KISAKÜREK Eline sağlık güzel konular..
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 19:56 | #572 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Hayat Dediğin - Fisun Gökduman Kökcü Hayat Dediğin Acıların saklandığı ağaç kovuklarına, Ve yapraklarda parlayan sabah şebnemi gibi gözyaşlarına, Bak... Bak ki anla hayatın anlamını... Fırtınanın kırdığı ağaç dalları gibi kırık gönüllere, Ve dünyayı titreten, öfkenin anası yıldırımlara, Bak... Bak ki anla hayatın acımasızlığını.... Karanlıkta el yordamıyla yolunu arayanlara, Ve ruhunu kaybedip de yitip gidenlere Bak... Bak ki anla hayatın karmaşasını... Ve ölüp de kurtulamayıp, azap çekenlere, Ölümü kurtuluş bilip çekip gidenlere, Bak... Bak ki anla hayatın anlamsızlığını... Gözyaşlarını içine akıtanlara, Ve dilleri lal olup da susanlara, Bak... Bak ki anla hayatın utanmazlığını...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:03 | #573 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yine Kar Yine Kar - Mehmet Cıngır Yine Kar Yine Kar Kar kar kar! Yine kar yine kar Yüreğime yüreğime Lapa lapa Yağar yağar Gökten melekler gibi iner Kar… Bir can dostumuzun Minicik yüreği donmuş, Kar ortasında. Ayakta… Olmuş kardan heykel . Dolaşıyor damarlarında Kan yerine kar. Üstüne kuşlar gibi konarken Kar, Af diledim kar heykelden. Kar ki,bilirim Sıcacık yuvan varsa rahmettir. Rengi süt gibi aktır. Yüzü pamuk gibi yumuşaktır; Fakat Ruhu çelik gibi serttir. Durun, çiçeklerim açmayın Kar kar yine kar yine kar! Durun kanmayın, Karda yanmayın! Durun böceklerim dışarı çıkmayın! Sabırsızlanıyo insanlar,hayvanlar… Nerde kaldı bu gerçek bahar? Her yerde kar kar Yine kar,yine kar… Durun dostlarım sakın aldanmayın, Bu bahar yalancı bahar! Kar kar kar! Yine kar yine kar… Sorun gökyüzüne, Güneşe,bulutlara,aya,yıldızlara Sabırsızlanıyor çiçekler
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:11 | #574 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Gece alacası - İlyas Kaplan Gece alacası öyle değil midir gerçekten üstelik sadece yapraklar mı uçar sonbaharda şehirlerde uçup gider o koca cüsseleriyle yalçın dağlarda ıssız çöller denizlerde yaşamaya devam ederler birer hatıra olarak yoklayarak zihnimizi zaman zaman renklerde uçup gider kırmızı , beyaz , sarı, mavi birbirinden farklı çiçeklerde bahçemizden yada balkonumuzdan aydınlık köşelerden hercai menekşelerde insanlarda gider geride hatıralar bırakıp renkleri solmuş fotoğraf karelerinden o sıcak tebessümlerde kanatlanıp gider birer birer hüzünlü bir karedir artık onlar önceki zamanlardan uzatılan bir el bir bakış bir gülüş Allah’a inandığımız için ölümden hiç korkmayız lakin yokluğumuz bir garibin boynunu büker diye tedirgin oluruz bazen ölüm yeniden dirilmektir aslında hasret beslemektir uzun kışlar boyunca güneş gibi kıpkızıl sıcacık nasıl aşık olduğumuzu neden sevdiğimizi anlatırız çoğu kez ki nasıl sevdiğimiz anlaşılsın bilinsin diye kimi sevdiğimizi. israf ettiğimiz yılların üzüntüsünü yaşarız yitik bir ömrün muhasebesini yaparız oturduğumuz yerde öylece ışığı kör uzun gecelerce yitik heyecanları kırık umutları buruk acıları konuşuruz abartırız peşine düştüğümüz hayalleri boğuştuğumuz binlerce duygu küçük bir şelale gibi çağıldar akar durur bazen çiçek işte der geçeriz ufacık bir saksıda sadece suyla nasıl hayat bulup büyüdüğüne şaşarız… güzün bahara nasıl dönüştüğüne öylesi bir memleket türküsü paylaşır dudaklarımız anlatır nasıl sevdiğimizi üstümüze çullanır kederin bin bir türlüsü o vakit çınar ağaçlarıyla gölgelenmiş uğuldayan bir fırtına çıkar üstümüzde güvenli bir limana sığınırcasına arkamıza yaslanıp gözlerimizi kapatırız incecikten bir su sesi gelir kulağımıza suyun rahatlatan serinliğine bırakırız kendimizi içimizde bir ferahlık hissi içimizde belli belirsiz bir mahcubiyet bir pişmanlık dallarımızdan serçeler havalanır hafif yaz rüzgarı eser yapraklarımızın ahenkli sesleri yayılır havaya latif bir musiki gibi yaz gibi işte biraz savruk biraz uçarı tatlı tatlı akar nehrimizin suyu gece alacasında uzaklara herkes için günün sonu değildir gece aslında kimileri için bir başlangıçtır
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:14 | #575 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yürek kıyılarına dalgalar vurdukça - İlyas Kaplan Yürek kıyılarına dalgalar vurdukça koyu bulutlarla kaplı göğün üstü feleğin gadrine uğramış sanki bir yere erecekmişçesine hızla ve kesintisiz döndükçe büyüyor bulutlar dönüşteki sır mevsimlere kilitli akışkan ve coşkun yağmur yağıyor adımlarım hızlansın mı yavaşlasın mı karar veremiyorum gökyüzüne bakıyorum yağmur yağıyor onlara inat gözyaşlarımı saklıyorum geceyi izliyorken sokakları, kaldırımları, evleri söz geçiremiyorum duygularıma kafesteki kuş gibiyim ah… gözlerim şehrin üstünde aleminin yukarısı daha yukarısını gözlüyorum haddim olmadan daha yukarıya bakıyorum ezber ettiğim manzara hafızamda yer gök kıpkızıl fecr vakti ihtişamıyla dolu idrakim her ayrıntı zihnime kayıtlı kıvrım kıvrım sağa-sola dönüşler kapılar, basamaklar kim bilir orada kimlerin adımları var kimlerin sesleri kimlerin sessizliği sonra sokaklar her yanında kiremit çatılı evler şadırvan sesi geliyor cami bahçesinden nasıl tanıdık nasıl aşına her ses, her adım sanki evvelden yaşanmış hepsi candan bir parça her daim içimde can yoldaşı gün gelir sırdaşım gün gelir en yakın arkadaştan daha beri meftun ,aşık ,sevgili uzak değildim uzak değilim geldim elhamdülillah ezan-ı Muhammedi okunuyor müezzinin sesi nasıl da huzur veriyor kol saati gibi taşıyorum namaz vaktini sanki ilk kez kıyama duruyorum kıblede ilk kez namaz kılıyorum camide rüku edenlerle birlikte rüku secdeye varıyorum secde edenlerle ellerim göklere açık dua ediyorum alem-i cihan için değilmiş gerçek değilmiş saadet ,mutluluk değilmiş onlardan da öte efendimizin (s.a.s.) miracını tatbik etmenin muştusu var içimde amin dedim okudum amin dedim amin… fark eder mi dillerin renklerin ayrı olması amin dedik hep birlikte birkaç mümin güneş, yıldızlar arş, kürs levh-i kalem amin.. kalu belada ruhlarımız seslerimiz aminlerimiz asılı … avizeler gibi tüm azalarım aynı anda aynı hisle dolu bambaşka heyecanla gerçek değilmiş gibi kalplerin cezbe gelmesi veda zamanı şimdi ikindi namazına minbere, mihraba yağmur yağıyor buğulanıyor gözlerim baktığım kubbe sen de mi diyor ağlama ne olur… mahzun ve tek başına yalnızım saf saf dizilmiş dolmuş taşmış manevi bir huzurla içim mahzun hüzünlü yaz, sonbahar, kış derken geride kalıyor zaman yeni bir mevsime yaklaşıyor ruh kaynayan soğuk bir pınar gibi ilahi bir his cisimleşiyor gönüllerde şimdi bir suya kanmak vakti içmek ve doymak ilk ve son defa unutmak nefesin buruk tadını ben müslümanım ben düşlere dalıyorum bazen yürek kıyılarına dalgalar vurdukça yağmur yağdıkça sesler geliyor dua sesleri ezan-ı Muhammedi okunuyor içimde beş vakit
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:16 | #576 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kaybetmek için oynarsın bazen - İlyas Kaplan insan kazanmak için değil kaybetmek için oynar bazen kaybetmek istediği para ve aşk değil kendisidir aslında sakın ruhunu cendereye sokan alışkanlıklara ram olma akli melekelerini saf dışı bırakma idrakini zayıflatma tutkularına aldanma sakın yüce Yaradan’ın sana biçtiği şerefe gölge düşürme bir hiç uğruna tüketme kendini değerini hoyratça çarçur etme ezberlerini boz bilincini tazele düşünceni zayıflatma unutma bilgisizliğin karanlığındadır bütün kötülükler uyuşturucu içki kumar gibi iradeni kaybetme sakın dürtülerinin elinde ziyan etme nefsini… muhakkak ki kötülükler canına ve malına kasteder elinden alır özgürlüğünü acze düşersin varoluş gayesini unutursun söz, eylem ve düşüncelerin fenalığa hizmet eder oyuncağı olursun şeytanın aklını, ruhunu kaybedersin elbette alkol, uyuşturucu, sigara kendine köle eder aile bağların zedelenir depresyona girersin anlamsızlaşır hayatın yalnız ve çaresiz hissedersin kendini… halbuki hayat gibi aklında, bedeninde sana emanet nasıl kullandığının hesabı sorulacak bir gün süfli isteklerinin peşine takılıp gitmenin hesabı sorulacak… evet …evet ebedi hayatı unuttursan hüsrana uğrarsın işte o zaman şeytan yoluna tuzaklar döşer felaketler hazırlar istek ve arzularından bilumum zararlı alışkanlıklardan tükenişe sürüklenirsin huzurun kaçar yorgun düşersin kalbinde ki ışığın söner zaman geçtikçe çaresizlik içinde daha çok sarılırsın kölesi olduğun alışkanlıklara düştüğün bataklıkta çırpınırsın adeta çırpındıkça daha da batan zavallı birine dönüşürsün özenti ve merak duygularının pençesinde bunalım geçitlerinde debelenirsin… sakın ha zihnindeki kapalı kapıları açma zehirlere karşı bariyerleri kaldırma özenme kötü arkadaşlarına hat safhada olduğu vakitte bunalım anlarında içten içe ruhunu satma haletiruhiyeni bozma… yoksa kötülüğün ağına düşersin telafisi mümkün olmayan savrulmalar yaşarsın felaketler başlar senin için kara delikler gibi yutarlar seni içinde yanarsın alev alev… şunu bil ki dijital bir ağdasın bilincinin ilmekleri başka örtülerle örtülü beyinde birçok nörokimyasal nörofizyolojik değişiklikler kronik beyin hastalığı ruhsal bunalımlar karanlık noktalar iç içe.. bazen kaygı bazen korkular peydahlanırsın onca hayal kırıklığı başarısızlık yetersizlikler içinde ki boşluğu doldurmaz hiçbir şey depresif hislerin yoğun arzuların gelgitli ruh halin bozuk kalbi ritimler ardı sıra inan ki hayat boşluk kabul etmiyor insan da boşluk kabul etmiyor bir hayat arenasındasın bir sınav zamanında cüz-i iradeden ölümü kadar devam eden bir sınav süresindesin unutma sakın… zaafların yüzünden kesintiye uğrayabilirsin bazen kendini bazen Rabbini unutacak kadar ileri gidebilirsin çünkü insan unutkan bir varlık yüce Allah ile yaptığın anlaşmayı hatırla her zorlukla beraber bir kolaylık var tercih arefesindesin iyilik kötülük kar-zarar güzel-çirkin kendine bir çizgi çiz kuralların ,hudutların olsun duvarların olsun bir gün sayılı nefesin, sayılı ömrün bitecek bu dünyanın keyfi, zevkleri bitecek bu dünyanın tuzakları da geride kalacak o halde ahret bilinciyle yaşamak yerine neden ? dünyana bir getirisi bulunmayan ahretine bir katkısı olmayan işlerle uğraşıyorsun neden ?
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:19 | #577 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Yıldız, Bir Ateş - Savaş Batuhan Keleş Bir Yıldız, Bir Ateş Geceler tutar insanları Tavanda anlamsız anlamlar Kafanın içi çarşı pazar Kafada fikirler, koşarlar Duvarlar ona doğru gelir Duvarların sesi, seslenir Düşün, bu gece de kimin Dertlerine ateşlerle gelir Evsizlerin tiz sesi Liyakatsiz bir sevgi İhtişamın bedeni Feryatların kulağı Karmakarışık fikirlerin mekanı Anla barışık sessizliğin sekansı Kar yağışlı, sisli, serin sokaklı Tavanları isli, pis evi, teraslı Havasızdı içi, içinden ter aktı Kalamazdı içer'de terasa kalktı Baktı yıldızlara, onlarla savaştı Bir yıldıza baktı, bir heyecan bastı İsimsiz parıltılar ona göz kırptı "Geliyorum" dedi, sesi hayli hırslı Kapattı gözleri, hayallere daldı Gökyüzüne çıktı ve tarafsız kaldı Yalnızlık onu sessiz yapar Kaldı karanlık gökyüzünde Yellidir, ömrü yalnız geçer Geldi esenlik yol sonunda Ulaştı o yıldıza Karanlık yıldırmadı
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:23 | #578 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yer yok mu yüreklerimizde - İlyas Kaplan Yer yok mu yüreklerimizde her sabah binlerce çocuğun yetim kaldığı yeryüzüne açıyoruz gözlerimizi yakıp yıkılan şehirlerin harabe görüntülerine kül olup kavrulan insanların sayısına alışa alışa başımızı yastıklara koyuyoruz uyuyoruz talihsiz seslerin ninnisiyle uyuyoruz uyanık olmanın ağrısını göze almaktan korkarak oysa bir yerlerde bir yerlerde tüm insanlığı uyandıracak bir cümle olmalı o cümleyi duyana kadar uyumamalıyız oysa her şey normal sanıyoruz bize giydirilen deli gömleğine razı gibi oysa yırtılmalı artık o gömlek kesip atmalıyız rüyanın akışını o cümlenin gürültüsü gelene kadar hem ağır bedel isteniyor bizden hem acil , hem zaruri sancısız bir sözün yüreğine göç edelim isteniyor oysa devrimci sözler söyleme vaktidir şimdi gizli acıları seslendirecek söz dağarcığı lazım bize sözün kalbinden kelimelerin sancılarını hissedecek dudaklar lazım nefeslerimizden sıtmalı heceler dökülmeli heyecan içinde kıvranan cümleler ateşli, can alıcı, aceleci olmalı bir ömür boyu can pahasına taşıdığımız nefesler olmalı yok mu yoksa bekliyoruz loş gölgelerde sığınıp vaktin göğsüne gölge gibi çoğalmayı bekliyoruz yürüme inceliği düşmüyor aklımıza keskin bir bıçak gibi kanadıkça kana bulanıyoruz yaralarımız daha çok acıyor ağrısı dayanılmaz apaçık yaralarımız kanıyor kendi ellerimizle yok ediyoruz son ümidi biricik ışığı tek gerçeği şuurumuz giderek yağmalanıyor bigane kalıyoruz dayanılmaz acılara soğuk yüzlere baka baka olağanlaştırıyoruz can kayıplarını ümit yıkımlarını yeter diye haykıran kesip atan öfkelere yer yok mu yüreklerimizde nasıl da unutmuşuz hakikati haykırmayı bir nebzede olsa yok mu yer yok mu yüreklerimizde nasılda susamışız oysa şimdi kendimizi mahcup etme vakti yüreğimizi mahzun etme vakti ruhumuzu giyindirme vakti yarınlara ümit olacak bayramlık elbiseleri canla başla gerçekleştirme vakti hayallerimizi böylece utandıracağız aynalarda ki suretlerimizi birazcık gökyüzünde ki uçurtmalarımız vuruluyor bir yandan hayat devam ediyor içinde bulunduğumuz dünya dönüyor yaşamadan bilemiyoruz hangi yağmurda ıslanacağımızı üstümüze damla yağmur düşmeden hazin hazin sesler duyulmadan göklerde şimdi şehirlerde bir yabancı gibi sıkılıyoruz kökü toprakta kalmış kesilmiş bir ağaç gibi ıstıraplar yaşıyoruz öncesini sonrasını hüznü zevk edinenler gibi bir şarkı tutturacak kadar gücümüz yok memleket özleminden yaşadığımız sevdalardan yürek yaraları da dahil hepsi bir kitap gibi çatıları örtülü evlerde yapayalnızız ahşap çıkmalı geniş saçaklı konaklarda beyzadeler gibi oturuyoruz yüreğimize düşürülen korkularla kuyumuzu kazıyorlar yüreğimizin merkezinde her ateş cehennem gibi eriyip bitiyoruz yürünen yollar dikenli diye vazgeçilir mi yürümekten dikenler içinde diye gülden vazgeçilir mi hiç oysa koklamalıyız hayatı nefes nefes en az bir gül kadar en az yaşamak kadar
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:26 | #579 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Kul'um Ben - Davut Arkan Bir Kul'um Ben Akar gider göz yaşlarım Bak ağardı ak saçlarım Sarpa çıktı tüm yollarım Böyle garip bir kulum ben Yüreğimde duygularım Yıkıldı gönül surlarım Heba oldu şu yıllarım Böyle garip bir kulum ben Avucumda hayallerim Tutmaz oldu şu ellerim Kelam etmiyor dillerim Böyle garip bir kulum ben Gide gide ben yoruldum Ne arandım ne soruldum Uslandım artık duruldum Böyle garip bir kulum ben Derdimi bilen olmadı Yaşımı silen olmadı Yolumda giden olmadı Böyle garip bir kulum ben Ben giderim yollar uzar Gönlümde yaralar azar Çektiğimi alem yazar Böyle garip bir kulum ben İşte geldim gidiyorum Ben kendini biliyorum Doğru yanlış görüyorum Böyle garip bir kulum ben Yaza yaza derdim bitmez Kervanım menzile gitmez Teraziler derdim tartmaz Böyle garip bir kulum ben Şu derdimi bilen sensin Göz yaşımı silen sensin Rızkımızı veren sensin Böyle garip bir kulum ben El açmışım duam sana Hak yolunda kelam sana Bu garipten selam sana Böyle garip bir kulum ben Canım cananım fedadır Tarafımız hak yanadır Kulu kul yapan hatadır Böyle garip bir kulum ben Garip kulun düştü dara Dermansız kapanmaz yara Cürmüm ile geldim sana Böyle garip bir kulum ben Ele güne muhtaç etme Dermansız dertleri verme Bu garip kulun affeyle Böyle garip bir kulum ben Dönüşümüz sana elbet Vuslatımız cemal cennet Bize lazım değil servet Böyle garip bir kulum ben Başka bilmem biz bir hiçiz Olmayınca kerim deriz Kainat da bilmem neyiz Böyle garip bir kulum ben Davud’um söyler giderim Garibim şaşar beşerim Kah ağlarım kah gülerim Böyle garip bir kulum ben
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
11 Mart 2022, 20:30 | #580 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sen gülüyorsan ben gülüyorum - Erdem Bağcı Sen gülüyorsan ben gülüyorum iki dünya bir arada...... hem deryada hem karada...... biri mumda biri çırada.... sen yanıyorsun ben eriyorum.... benimlesin hep kalbimde.... hiç ayrılmayız seninle... beraber çarpıyor ikimizin de.... sen uçuyorsun ben yürüyorum.... nere baksam hem ordasın.... gökte uçan bulutlardasın.... geceleri ayda yıldızlardasın.... sen ışık saçıyorsun ben görüyorum.... titreyen yaprakta sudayız.... batan güneşte ufuklardayız.... bir simitte bir bardak çaydayız.... sen yaşıyorsun ben ölüyorum.... amansız bir derde düştüm.... seninle dünyamı bölüştüm... giderken son defa öpüştüm.... sen gülüyorsun ben biliyorum.... kavlimiz böyleydi giderken.... ben seni görecektim gülerken.... her sabah güneş gibi erken.... sen gülüyorsun ben gülüyorum....
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
Konuyu Toplam 26 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 26 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Müslüm Gürses – Ahu Gözlerini Sevdiğim Dilber | CORDON BLEU | M, N, O, Ö, P | 0 | 17 Eylül 2020 06:05 |
Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber | yeSa | Halk Ozanlarımız | 0 | 02 Şubat 2020 23:01 |
Badem - Ala gözlerini sevdiğim dilber | Lcia | A, B, C, Ç | 0 | 06 Eylül 2014 20:09 |
Zeki Müren - Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber Şarkı Sözleri | Elysian | U, Ü, V, Y, Z | 0 | 04 Ağustos 2014 12:02 |
Dertli - Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber | Violent | Şairler ve Şiirleri | 0 | 17 Aralık 2013 20:54 |