13 Haziran 2012, 21:58 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kur'an Kültürü Sahabeden bu yana Kur'an, yorum ve tefsire tabi tutulmuştur. Tabi, tefsir derken onun da bir çok şartı ve usulü vardır. Tefsirde ilk misal Efendimiz'dir. Bu itibarla, önce O'nun hayatına bakılıp, model çıkarılmalı, sonra sahabeye müracaat edilmeli, sonra da, insan aklı, insan düşüncesi ve insan muhakemesinin bir hikmeti vücudu olabileceği mülahazasıyla Kitap ve Sünnet atkıları, arasında re'y ( şahsi görüş) örgülerine gidilmelidir. Ancak, her ne olursa olsun mutlaka Kur'an dili ortaya çıkarılmalı ve islam dünyasındaki öne çıkan eserler mutlaka yeniden gözden geçirilmelidir. Kur'an beşer için nazil olmuş ve Efendimiz tarafından da namazda okunması talim edilmiştir. Ne var ki böylesine hayatımızı şekillendirmek için nazil olan Kur'an'ı, bugün insanımız gerektiği gibi bilemiyor, hatta bilme gayretide göstermiyor. Onu, sadece namazda ve namaz sureleri olarak okunan kadarıyla biliyor. Halbuki Kur'an okunurken o insanın içine sinmeli, okuyan onu düşünmeli ve ondan bir kısım esintiler duymaya çalışılmalıdır. Aksi halde onu anlamış sayılmayız. Kur'an-ı Kerim, Efendimiz (s.a.v) ifadesiyle ayda bir defa hatim edilmelidir. Evet hatim, üç-beş güne sıkıştırılmamalıdır. Zira o zaman, düşünmeden okunmuş olur. Kur'an baştan sona mülahaza edilmeli ve bir bütün olarak ele alınmalıdır. O, bir ayet oradan bir ayet buradan bölük-pörçük anlaşılamaz. Kur'an'ı anlamak için bir o kadar da sünnet bilinmesi lazımdır. Yoksa M. İkbal'in ifadesiyle, çok defa "Kalpler mümin, kafalarda kafir" olur. Sünnet, Kur'an tertibi ve hayata geçirilişini ifade eder. Bu yüzden o bilinmezse, Kur'an kültürü anlaşılmaz. Anlaşılmadığı için de tabii olarak hayata geçirilemez. Efendimiz, "Onlar bir vadide, Kur'an ayrı bir vadidedir." buyurarak, ümmetine ait negatif görüntülerden birini dile getirir. Bu hadisten bizim anladığımız ve aldığımız, ümmetin Kur'an kültüründen uzaklaşacağı şeklindedir ki; en az beş asırdır Müslümanların böyle bir mahrumiyetin cenderesi içinde oldukları söylense hata yapılmış olmaz. Son iki asır itibariyle ise, Kur'an kültürüne vakıf insan sayısı yok denecek kadar azdır. Daha önceki üç asırda bu nisbetin, mevcudun üçte biri olduğu söylenebilir. Bununla beraber günümüzde Kur'an'a ciddi bir yöneliş var. Daha önceleri yaşanmış mahrumiyet, sanki içlerde hasret mayalanmış da, şimdilierde insanımız, önü alınmaz bir hasretin sevkiyle ve olabildiğince bir çoşku ve heyecanla Kur'an ruhuna ve Kur'an külltürüne yönelmektedir. Gerçek Kur'an Kültürü; Kur'an'ın dünya ve ukbayı kucaklayan derinliğiyle alınıp hayata maledilmesiyle mümkündür. Eşya ve olayları Kur'an perspektifinde yorumlama, Kur'an kültürüne ait ayrı bir televvündür. Şimdiler dünyamız pek çok yanı itibriyle, bu kültür televvünüyle adeta renk renk açmış çiçeklerle dolu bir bahçeye benziyor... Ondaki güzellik ve rayiha, her isti'dat sahibini kendinden geçirecek kadar büyüleyicidir. Evet sanki şimdiler, büyük isti'datların Kur'an dünyasına dehalet mevsimi gibi. Gelecekte, bu anlayış daha bir gelişecek ve -inşa- hayatı bütün yönleriyle tesir sahasına çekecektir. Kimbilir belki de O, yarınki dünya hayatının bizzat kendisi olacaktır.
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. Pırlantaların en değerlisini içimde taşıyorum o da VİCDANIMDIR. BizimMekan.com | |
|
Etiketler |
kuran, kültürü |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Osmanlı'da Ev Kültürü | Rüzgar | Tarih | 0 | 26 Mayıs 2012 06:50 |
Siirt Kültürü | Ecrin | Güneydoğu Anadolu Bölgesi | 1 | 06 Eylül 2011 00:45 |
Gaziantep Kültürü | Ecrin | Güneydoğu Anadolu Bölgesi | 0 | 02 Eylül 2011 23:16 |
Nargile kültürü. | LuisCode | Kültür ve Sanat | 3 | 05 Kasım 2007 10:38 |