IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Kasım 2011, 09:46   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kübizm.




Kübizm Nedir ?



XX. yy. başlarında ortaya çıkan sanat akımıdır. «Kübizm» terimi 1914 Savaşı'ndan önceki yıllarda Paris'te gelişen bir resim akımını belirtir. O dönemde Avrupa'da biçimlenmekte olan modern sanatın temel halkalarından biri kübizmdir. Genellikle kübizmin başlangıç noktasını, 1907 yılında Pablo Picasso'nun yaptığı ve o güne kadar resim alanında benzeri görülmemiş Avignonlu Genç Kızlar tablosunun oluşturduğu konusunda görüş birliği vardır. Burada, çıplak vücutları baltayla yontulmuşa benzeyen beş kadın görülür; basitleştirilmiş biçimler, geometrik biçimler haline dönüşmüştür.


O sıralarda doğadaki biçimleri basit hacimlere indirgeyen tabloları yapan yalnız Picasso değildi. Paris'te, o dönemde, izlenimcilikten ve başlıca kaygıları ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse'in çevresinde toplanmış olan «fovlar»ın çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne'ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne'dan, onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı.



İç İçe Geçmiş Hacimler



«Kübizm» adı, Georges Braque'ın bir tablosunu gören Matisse'in bu tablo için «küçük küpler» sözünü kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bir yanılgı sonucu yeni resme uygulanan bu deyim, Picasso ve Georges Braque'ın o tarihlerde birbirine pek benzeyen ilk kübist eserleri konusunda bir fikir verebilir. Her ikisi de hacimlerin iç içe geçtiği portreler, manzaralar, natürmortlar çizmekteydi. Onlar iki boyutlu (en ve boy) olan tuvalin yüzüne doğada üç boyutlu (en, boy, derinlik) olan nesneleri çizebilmenin çarelerini araştırıyorlardı. Bu, yeni bir sorun değildi; bütün resim sanatının sorunuydu; ama o zamana kadar, derinlik izlenimi perspektif aracılığıyla verilebiliyordu.


Picasso ile Braque, her şeyden önce bir tablonun ne olduğunu unutturan bu çözüm yolunu bir yana bıraktılar: tablo, aslında dümdüz bir yüzeydir. Braque ile Picasso, biçimleri tuvalin üzerine kademeli sıralayarak üst üste yerleştirdiler. Zaten onların niyeti, gerçeği gördüğümüz gibi değil, olduğu gibi göstermekti: yerimizi değiştirmeden bir nesneye baktığımız zaman onun sadece bir kısmını, bir köşesini veya bir yüzünü görürüz.


Kübistler ise nesneleri, sanki çevresinde dolaşıyorlarmış gibi, birkaç bakış açısından, cepheden, yandan, üstten, alttan bakarak aynı imge üzerinde göstereceklerdir. Aynı şekilde, bir yüzü hem yandan, hem de iki gözü görülecek biçimde (karmaşık görüntü) vereceklerdir.


1911'e doğru Braque ve Picasso için, nesneleri kat kat açıp saydam küçük yüzeylere bölmek, kenar çizgilerini kırmak, gerçek bir oyun haline geldi; o kadar ki, neyin resmini yaptıklarını anlamak giderek zorlaştı. İki ressam o sıralarda Avrupa'nın başka merkezlerinde doğmakta olan soyut sanata çok yaklaşmış bulunuyordu.



Resme Gerçeği Sokmak



Kübistler, sanatlarını geliştirirken gerçeği tamamen özgün bir biçimde resim sanatına sokmak amacını güttüler: resme tamamen yabancı öğeleri (kâğıt, gazete parçalan, kibrit çöpleri) tablolarına yapıştırdılar. Üstelik boyalarına kum karıştırdıkları da oluyordu. Bütün bunlar günümüz resim sanatında sık sık rastlanan şeylerdir, ama o dönemde hiç görülmemişti. Kübistler bunu hem gerçek ile ilişkilerini yitirmediklerini göstermek, hem de resimde imtiyazlı madde diye bir şey olmadığını, bir tablonun herhangi bir şeyle yapılabileceğini göstermek için yaptılar. Yeter ki, tablo, biçimlerin tutarlı bir kompozisyonunu oluştursun.


Açıklık kaygısıyla, yapısal çizgileri iyice azalttılar ve kompozisyonlarına, hemen belirli bir nesneyi akla getiren resmedilmiş biçimleri eklediler: sözgelimi, bir gitarı belirtmek için teller ve bir eğri, keman için üzerindeki delikleri, şişe için ise şişenin boynunu çizmekle yetindiler...



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



«Mürettip» (1919), Fernand Leger'in eseri. Sanatçı 1910 yılında Picasso ve Braque ile tanıştı. Bu karşılaşma onun açısından son derece önemliydi, zira bu etki altında kübizmi ilk benimseyenlerden biri olacaktı. Staatsgalerie, Münih.





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



«Sürahi ve Kitap», Juan Gris'in eseri. Leger ile birlikte, Picasso'nun arayışlarına ilk katılanlardan biri olan Gris, kübizmin «sentetik» adı verilen ikinci evresine, yani renge ve mantığa daha çok önem, verilen aşamasına etkin bir biçimde katıldı. Özel koleksiyon, Paris.
Kübizmin temel eserlerinden biri: Picasso'nun «Avignonlu Genç Kızlar» (1907) adlı tablosu. Çağdaş Sanat Müzesi, New York.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Marcel Duchamp'ın «Merdivenden İnen Çıplak» (1912) adlı bu tablosu, tek bir hareketin ardışık aşamalarını üst üste gösterisiyle dikkati çeker. Hareketin böyle soyut bir biçimde verilmesi, Duchamp'ın deyişiyle, zaman ve mekânın birarada ifade edilmesini sağlar. Philadelphia Milli Müzesi, A.B.D.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Georges Braque'ın «Gazete» adlı eseri. Sanatçının tablolarında rasgele eşya (gazete, kumaş parçaları v.b.) kullanmağa başlaması ve bunlara «yapıştırılmış kâğıtlar» adını vermesi 1911 yılına rastlar. Çağdaş Sanat Müzesi, Paris.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 30 Kasım 2011, 09:47   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kübizm.




1907 - 1914 arasInda Fransa’da Pablo Picasso ve Georges Braque önderliGinde gelişen bir resim akImIdIr. 1908’de bir sergide, Braque’nin I’Estaque’ta, Evler resmindeki evleri “üst üste yığılmış küplere” benzeten Fransız eleştirmen Louis Vauxcelles’in, aynı benzetmeyi bir yazısında kullanmasI üzerine bu yeni akıma Kübizm denmeye başlandI.

Kübist resim anlayIışını benimseyen bazı ressamlar, 1911’de Paris’te akımın en kapsamlı ilk toplu sergisini açtılar. Sergide yer alan yapıtlar, izleyenler ve eleştirmenler arasInda bUyUk bir şaşkInlIk yarattI.

Kübizm Akımı, 20. yüzyıl başlarInda, ünlü fizik kuramcısı Albert Einstein’In geliştirdiği görelilik kuramıyla zaman, uzay ve kütle kavramlarInI değiştirerek, bilim ve felsefe alanInda yepyeni bir çığır açtIğI dönemde doğdu. Kübizm’in kuramsal dayanağInI Gertrude Stein, Alfred Jarry ve Guillaume Apollinaire gibi yazar ve şairlerin yapıtlarında yer alan düşünceler oluşturuyordu. Picasso, Stein’in yeni başlayan yüzyılı “herşeyin paramparça olduğu, yıkıma uğradığı ve yalnızlığa terk edildiği” bir çağ olarak tanımlayan sözlerinden çok etkilenmişti. Çağının gerçeklerini en iyi biçimde anlatabilecek bir resim dili oluşturma çabasI onu Kübizm’e yaklaştırdı. Yeni bir anlatım dili arayan resim anlayışın kati kurallarına karşı çıkktı. Nesneleri ışık, gölge ve perspektif gibi rastlantısal özelliklerinden arındırarak onları, temel özellikleriyle çizmeye başladı. Nesneleri geometrik öğelerine ayrıştırarak, yatay ve dikey çizgilerle resmetti.

Amaç, nesneleri “izleyicinin bulunduğu yerden görebileceği biçimde” değil, değişik koşullarda ve başka açIlardan bakıIğında görebileceGi özellikleriyle de gösterebilmekti. Sonuçta, geleneksel sanat anlayışının tüm kuralları altüst oldu. Biçimler ve derinlik duygusu yalnızca renklerle belirlendi. Sözgelimi, kırıIzımsı kahverengi gibi sıcak renkler yakını, mavi, yeşil, gri gibi soğuk renkler ise uzağı belirtmekte kullanıdı. Kübist ressamlar, çeşitli insan figürleri ve portreler yaptılar. Natürmortlarında (OlU doGa) ise en çok gitar, keman, harp gibi çalgIıara, resim paleti ve sürahi gibi çevrelerinde gördükleri her türlü nesneye yer verdiler.

Nesnelerin birbirinden kopuk kopuk ya da iç içe geçmiş gibi durduğu bu resimler daha çok çözülmesi güç bir bilmeceye benziyordu. Picasso’nun Avignonlu Kızlar’I (1907) ile Braque’ın Çıplak (1907) adlı yapıtı, yeni başlayan bir akımın ilk habercisiydi.

Kübizm Akımı , çözümsel (analitik) ve bireşimsel (sentetik) olarak iki evrede gelişti. Akımın 1912’ye kadar süren ilk evresrinde, 1900’lerde Paris’te sergisi açılan Afrika heykel sanatının ve 1097’de Paris’te bir sergi açan Fransız ressam Paul Cézanne’ın etkileri egemendi. Cézanne’ın Yıkananlar adlı yapıtından esinlenen ressamlar, konu aldıkları nesnelerin değişik açIlardan elde edilen görüntülerini küçük yüzeyler biçiminde yan yana getirerek .izmeye başladılar.

Picasso’nun Avignonlu Kızlar adlı yapıtındaki kızların yüzleri, Afrika Yerlileri’nin yaptığı maskelere benziyordu. Bireşimsel Kübizm kesikleri, kibrit kutusu, zincir gibi gerçek nesnelerin yapıştırılmasıyla oluşan Kolaj tekniği kullanıldı. Sözgelimi Picasso, Bambu Sandalyeli NatUrmort’u (1912) yaparken, tuvalin üzerinde gazete, pipo, bardak gibi nesneler, Braque ise Pipolo Adam’da (1912) kalem ve duvar kağıdı kullandı.

Sanat tarihinde bir devrim yaratan Kübizm Akımı, grafik sanatlardan dekoratif sanatlara kadar birçok alanda etkili oldu.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
kübizm


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kübizm Akımı Özellikleri Temsilcileri PySSyCaT Dünya Edebiyatları 0 20 Mart 2016 17:44
Kübizm (Analitik ve Sentetik Kübizm) AftieL Tarih 0 17 Ağustos 2014 17:12
Analitik Kübizm AftieL Tarih 0 17 Ağustos 2014 17:12
Kübizm ve Gerçekliğin Kavramsallaşması AftieL Tarih 0 17 Ağustos 2014 17:11
Kübizm AftieL Tarih 1 17 Ağustos 2014 17:09