IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

37Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08 Nisan 2013, 15:12   #371
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kitap:
Bin Muhteşem Güneş

Yazar: Khaled Hosseini.
Sayfa sayısı:
430
Olayın geçtiği yer: Afganistan
Zaman: 1970-2003 zaman diliminde



Afganistan’ın işgal yılları.Ruslar ve Amerikalılar,kendi emperyalist emelleri doğrultusunda ülkede işgal girişiminde bulunmaktadırlar.Sürekli; kukla hükümetler gelir gider.Bombalar,ülkenin üzerine yağmur gibi yağarken,Afgan halkı yaşamak için didinip durur.Bu arada çekilen çilelerin yanında insanların dayanışmaları,buruk aşklar,idamlar,acılar bütün şiddetiyle devam etmektedir.

Meryem,kendisine "harami" diye seslenildiğinde henüz beş yaşındadır.O,bir zengin adamın hizmetçisinin gayri meşru çocuğu olarak dünyaya geldiği için,babasının üç karısından olan dokuz üvey kardeşi tarafından bütün meşru şeylerden men edilmiştir.Bu yüzden;Ona harami gözüyle bakılır,doğduğundan beri.
Annesi Nana da kendisi gibi sürekli horlanır.Annesi öldüğünde Meryem onüç yaşındaydı.Bu "harami"den kurtulmak için babası Celil tarafından Kabil’de yaşayan karısı ölmüş Raşit’e zorla verilir.

Meryemin,kaderine razı olmaktan başka çaresi kalmamıştır.Çocukluk anılarını içine gömerek Raşit’le Kabil’de yaşamaya başlar..Bir daha da çocuğu olamayacağı için kocası tarafından dışlanır.

Bu arada Afganistanın çilesi bitmez.Sürekli değişen hükümetler.İnsanların üzerine atılan bombalar yağmaya devam eder. Taliban hükümeti iktidardadır.Şeriatın katı kuralları uygulanır.

Leyla da yoksulluk içinde kıvranan bir çocuktur.Dokuz yaşında komşuları Tarık denen gence ilgi duyar.Onunla ilerki dönemlerde aşk yaşamaya başlar.Hatta onüç yaşına geldiğinde Tarık ile cinsel yakınlaşma kurar.Ondan hamile kalmıştır.Bu arada Tarık ailesi ile birlikte Pakistan’a göç etmek zorunda kalır.

Leyla’nın ailesi şehrin üzerine yağan bomların altında ölür gider.Leyla’yı yıkılan enkazların altından Raşit kurtarıp evine alır.Bundan sonraki yaşamında Raşit’in zorunlu kaırı olmuştur.

İki çocuğu olur.Birincisi,Tarık’tan hamile kaldığı Azize’dir.İkincisi ise Raşit’ten olan Zalmay’dır.

Leyla ile Meryem,ilk zamanlar birbirleriyle didişip dursalar da sonradan kaderleri ortak olduğu için ayrılmaz ikili olurlar.

Hatta birlikte Raşit’ten kaçıp kurtulmak için girişimde bulunsalar da başarısız olurlar.

Raşit’in bitmek bilmyen işkenceleri devam eder Leyla ile Meryem üzerinde.

Yıllar sonra Tarık,çıkıp gelir Leyla’yı görmek için.İşler daha da sarpa sarar.Raşit’in öfkesi artar.Yapılan bir dayak faslında Meryem,Leyla’yı Raşit’ten kurtarmak için kürek ile kafasına beline rast gele vurup öldürür.

Leyla ile Tarık birlikte çocukları da alıp başka bir şehirde otelde iş bulup çalışırlar.

Meryem,yaptığı bu cinayet sonucunda Taliban’ın şeriat kurallarına göre kafası uçurulur.

Yıllar geçmeye devam ederken,ülkedeki kukla hükümetler gelip gider yine.Taliban uzaklaştırılmıştır.Sovyetler yenilip çekilmişlerdir.

Leyla ile Tarık yaşamlarına devam ederlerken geçmişte kendisi için cinayet işlemiş olan Meryem’in yaşadığı köyü ve küçük kulübeyi görmek için o yerlere giderler.Unutamazlar bir türlü.Mazide yaşananlar gözlerinin önlerine gelir.Afganistan da yaşam yeniden kurulurken geçmişteki acılar bir türlü unutulamaz.


 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 25 Eylül 2014, 23:51   #372
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kitap: AZ
Yazar: Hakan Günday
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2011

Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...

O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...

Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.

O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.

Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.

Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.

Senin ve benim gibi...



***



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kitap: Daha
Yazar: Hakan Günday
Sayfa Sayısı: 420
Baskı Yılı: 2013

Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta.

"Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye'dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş. Ülkede yaşayanların boğazlarının içinden geçen dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğu'da, ayakkabılı olanı Batı'da ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü. Kursağımızdan geçiyordu hepsi. Özellikle de, kaçak denilen insanlar… Elimizden geleni yapıyorduk... Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunup gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse oraya… Sınırdan sınıra ticaret… Duvardan duvara…"


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 22 Kasım 2019, 19:39   #373
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..




Piraye'de Nazım Olmak

''Nazım aşka aşıktı...'' diye yazılır hep.
Bu kitabı okuduğumda bu sözün haklılığından bir kez daha emin oldum.
Piraye'nin aşkla var oluşu, aşkla yaşayan bir kadının yine aynı aşkla mahvoluşunu okuyoruz her satırda.
Sevilmediği bir kalpte olmayı istememeli insan.

Nazım... Aşk'a aşık bir adam. Bencil. Kim için yandığı belli değil.
(Aşk şiirlerini kastediyorum.)
Şiirlerini okurken acaba bunu kim için yazmış? diye düşünceye kapılmak istemezdim.
İnsan bir kere yanar,sonrası yok.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Kasım 2019, 23:45   #374
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..




İdeal Öğretmen-Grigory Petrov

Öğretmenliğin sadece belli başlı bir kesimde, belli başlı konuları öğretmek olmadığını, bu işin gerçek bir aşkla, istekle yapılıp her kesime her alanda gelişim için kendini adamak gerektiğini ne güzel anlatmış Grigory Petrov.

Rus Matematik Profesörü Raçinski'nin akademik kariyeri ile sadece büyük şehirlerdeki insanlara ışık olmayıp, köy okullarını aydınlatmaya gitmesi ne gurur verici düşünceli bir davranıştır. Onca yıldan ve onca başarıdan sonra şehirdeki başarı dolu hayatını bırakmasının nedenini sorup, kafayı yemiş olmasın diyenlere yanıtı ise sadece ''Bir Köyde, Sıradan Bir Köy Öğretmeni Olmak İçin!''.
Her yere aydınlık götüren öğretmenler olmak, her alanda herkesi bilinçlendirmemizin gerektiği bize akıcı bir şekilde anlatılmış bu hoş hikayede.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 30 Kasım 2019, 16:39   #375
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Serenad

Yazar: Zülfü Livaneli


Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar. 1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.

__________________
I suffered, I learned, I changed..
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 11 Aralık 2019, 13:06   #376
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..




İNCE MEMED-1 Yaşar Kemal

İnce Memed...Yaşar Kemal deyince akla gelen edebiyatımızın klasikleşmiş romanı, geçtiğimiz günlerde sinema salonlarında gösterime giren Müslüm Gürses'in de yetiştiği yer olan ADANA HALKEVİ'nde yazılmıştır.Adana geçmişten bugüne bereketli topraklarından verdiği mahsüllerin yanı sıra ülkemize birçok değerli insanı kazandırmıştır.Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin beslediği Adana; sanayiden tarıma,eğitime,sanata ve hatta turizme yadsınmaz katkılar yapmış ve yapmaya devam ediyor.Bu şehir gerçekten de plakasına layık davranıyor.

1925-1933 arasında Toros dağlarında yüz elliden fazla eşkıya dolaşırdı.


Yaşar Kemal böyle başlıyor romanına.Roman, Çukurova'nın Dikenlidüzü köyünde doğan babasını çocukluğunda kaybeden tek varlığı anası ve çocukluk aşkı Hatçe olan İnce Memed'in beş köyün ağası Abdi Ağa ile verdiği mücadelesini anlatıyor.

İnce Memed'in fukara bir köylüden bir halk kahramanına dönüşmesi ve ağasından devletine yani otoriteye bütünüyle başkaldırışı modern zamanda yaşayan bir Köroğlu Efsanesini anımsatıyor size.

Küçük bir çocukken Çukurova'da insanlara verilen imkanların daha iyi olduğunu duyan ve bu duyumsamayla geri dönülmez bir yola baş koyan Memed ağasından yediği onca dayağa ve işkenceye aldırmadan içindeki değişim duygusunu atamıyor.Tüm bunların yanında Abdi Ağa ile verdiği mücadelede köylülerin daima kazananı tutması İnce Memed'den gibi davranıp İnce Memed'in küçük bir yenilgisinde veya ortadan kaybolmasında hemen ağanın tarafına geri dönen gelenekçi köylülerin tavırları Türk romancılığının değişmez konusu olan aydın-köylü çatışmasına iyi bir örnek daha oluşturuyor.

İnce Memed'in roman karaktelerinden bazılarını tahlil etmek ancak romandaki okuma zevkinize gölge düşürmemek için olaylara pek değinmemek istiyorum.

İnce Memed: Modernist bir karakter.Kimseye benzemiyor.Çocukluğundan yetişkinliğine giden yolda acıyla büyümesi onu daha da büyük yapıyor.Topraksız köylüye toprak dağıtmak istiyor.Kendini efsanelerini duyduğu Köroğlu gibi hissediyor.

Hatçe: İnce Memed'in çocukluk aşkı.Köyde küçüklükten beraber oynarlar.Anasından bulamadığı sevgiyi Iraz Kadın'da buluyor.Bulmayı düşünmediği bir yerde...

Döne : Memed'in annesi.Teslimiyetçi bir ana.Kasabının bıçağını yalayan yalamak zorunda bırakılan bir kadın.Aç,bi-ilaç kalınca mecburen otoriteye boyun eğiyor.Bu boyun eğişi Memed unutmuyor.

Dikenlidüzü Köylüleri: Memed'in anası Döne'den farklı değiller.Dönüşler yaşıyorlar.Bir Ağa'ya bir Memed'e.Mecburiyet ve teslimiyet içinde kalmış çaresizliğin dövdüğü karakterler bu köylüler.Ancak tek umudları yine de İnce Memed

Cabbar ve Recep Çavuş : İnce Memed'in eşkıyalığındaki yanında yardımcıları.Memed'in mertliği sayesinde edindiği büyük dostları

Topal Ali: İz sürme delisi bir adam.Görev adamı.

ve Abdi Ağa : Toplumcu romanların birçoğunda görüldüğü gibi İslam sosuna bulandırılmış bir kötü adam.Ancak romandaki dili ve otoriteye yaltakçılığı başarılı aktarılmış.Köylülere eziyet eden İnce Memed'in baş düşmanı. Kan emici bir vampir kadar acımasız.

alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 17 Aralık 2019, 15:14   #377
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..




Suat’ın Mektubu
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın daha önce bilinmeyen bir romanı, geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi’nde bulunan Tanpınar Arşivi’nin tanpinarmerkezi.com platformu aracılığıyla dijitalleşmesinin ardından ortaya çıktı. Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi arşiv üzerinde çalışmaya devam ederken ortaya çıkan ilk eser olan “Suat’ın Mektubu”, “Huzur” romanından Suat’ın intihar mektubu çevresinde gelişiyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Tanıtım Bülteni
Tanpınar, Huzur’u yayımladıktan sonra yaptığı bir söyleşide kendisine yöneltilen, “Huzur devam edecek diyordunuz?” sorusuna “Edecek, tabii edecek. Mümtaz ölmemiştir. Hâlâ yaşıyor ve yeni bir insan olarak doğmak için beni zorluyor” cevabını verir ve şunu ekler: “Fakat daha evvel Huzur’un öbür kısmını neşredeceğim, yani Suat’ın Mektubu’nu. Küçük bir eser, okuyucu orada Mümtaz’ın meselelerini daha başka bir planda görecektir.”

Tanpınar’ın bu niyetini kuvveden fiile çıkardığını İÜ Türkiyat Enstitüsü’nde bulunan arşivindeki sayfalar göstermektedir. Bu sayfalar, eksik de olsa Tanpınar’ın “küçük bir eser” olacak dediği mektup üzerinde ciddi bir emek harcadığını göstermektedir. Sayfaların büyük bir kısmı daktilo edilmiş, bunların her biri daha sonra eski yazıyla bol miktarda çıkmalar ve eklemelerle epeyce değiştirilmiştir. Daktilo edilmesi, kalemle yazmayı tercih ettiğini bildiğimiz Tanpınar’ın metni en azından bir defa elinden çıkardığını, daha sonra üzerinde yeniden çalışmaya başladığını gösteriyor.


alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Ocak 2020, 19:15   #378
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“Yeryüzünde hüküm verme hakkı tam olarak kime tanınmıştır?”

Uluslararası insan hakları davalarıyla tanınan avukat ve gazeteci Sadakat Kadri, Sokrates’in meşhur savunmasından engizisyona, cadı avından hayvanların yargılandığı mahkemelere, Nürnberg’den Stalin döneminin düzmece duruşmalarına, ırkçı önyargılardan savaş suçlarının yargılanmasına uzanan hattı izleyerek farklı hukuk sistemlerini ve tarihin ünlü ceza davalarını masaya yatırıyor. Alice’in harikalar diyarında çalıntı turtalar için kurulan mahkemeyi, toprağı eşelemekten yargılanan üç köstebeği ya da bir kan davasını anlatan Kuzey’in ünlü destanı Yanık Njáll’ı unutmadan, ayrıntıları ciddiye alarak, mizahı da ihmal etmeksizin yargılamanın tarihini usta bir hikâyeci diliyle aktarıyor.

Farklı dönem ve konular ekseninde ilerleyen Dava cezalandırma yöntemlerini sorgulayıp ceza davalarını takip ederken günümüze de damgasını vuran cadı avları, hukuksuz yargılamalar ve haksız kararlar üzerine yeniden düşünmeye vesile oluyor.

“Sadakat Kadri ceza davasının asırlar süren gelişimini zekâ ve mizahla örülmüş berrak bir dille takip ediyor. Etkileyici bir eser.” -The Times –

“Büyüleyici, rengârenk ve hikâyelerle dolu… Kadri’nin panoramik bakışı okura günümüzün karmaşık dünyasını anlamakta yardımcı olacak ahlaki ve siyasi kavrayışlar sunuyor. Gerçek bir başarı.” -Guardian

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 20 Ocak 2020, 11:45   #379
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Sen bir kızsın. Savunmasızsın. Erkekler zarar verecektir sana; hele dış dünyadakiler kesinlikle yapacaktır bunu.

Bedenler yalnız gözetim altında olduklarında güvendedirler. Bu acıların seni en kötüsüne hazırlayacak; hastalıkta çekeceklerinin yanında, tedavide çektiklerin bir hiç.

Hadi gel, şimdi oyun zamanı...

Kimsenin kendini güvende hissetmediği bir dünya hayal edin. Hele ki bir genç kızı yetiştirmenin aşırı önlem almayı gerektirdiği bir dünya... Böyle bir dünyada büyümüş üç kızkardeşin babalarından öğrendikleri tek şey korkudur. Kendilerinden, sevgiden ve erkeklerden korku... Gelgelelim bir gün yaşadıkları yerin kıyılarında beliren üç erkek, tüm korkularını onlara hatırlatacak, kendileriyle birlikte tutkuyu ve yıkımı da getireceklerdir…

Sophie Mackintosh’un 2018’in en ses getiren kitaplarından biri olan ve Booker Ödülü’ne aday gösterilen olağanüstü ilk romanı Su Kürü, şiddet ve arzu üzerine akıllardan çıkmayacak bir hikâye anlatıyor.

“Bu tuhaf, sarsıcı roman, ürkütücü güzelliğiyle insanı beklenmedik bir şekilde yakalıyor ve bırakmıyor.” Paula Hawkins

“Su Kürü hem düşsel hem tekinsiz, sürükleyici bir roman; çatışan gerçeklere ait baş döndürücü bir labirent.” Helen Phillips

“Tüyler ürpertici, ustalıkla yazılmış bir roman. Sarsıcı bir yoğunluk ve gerilim sergiliyor.” 2018 Booker Ödülü, Seçici Kurulu

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Haziran 2020, 20:49   #380
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kitap Tanıtımları..





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



King'in, tüm zamanların en çok beğenilen eseri Medyum'un (The Shining) unutulmaz karakterlerinden Danny (Dan) Torrance, "Doktor Uyku" olarak karşınızda.

Çocukluğunda bir kışını geçirdiği Overlook Oteli'nin "sakinlerinden" bir türlü kurtulamayan Dan, yıllarca bir şehirden diğerine sürüklenirken, sonunda ufak bir New Hampshire kasabasına yerleşir, bir bakımevinde işe girip, kalan "ışıltısını" ölmekte olan insanları rahat ettirmekte kullanır. Orada Dan'e "Doktor Uyku" adını verirler.

Dan, o güne dek görmediği kadar parlak bir ışıltıya sahip olan küçük bir kızla, Abra Stone'la tanıştığında geçmişiyle barışır ve Abra'nın hayatta kalabilmesi için iblislerle zorlu bir mücadeleye girişir.

İyi ile kötü arasındaki epik savaşın hikâyesi olan Doktor Uyku, Medyum'un sadık milyonlarca okuyucusunu tatmin edecek ve King külliyatının başyapıtını bilmeyenleri de hayal kırıklığına uğratmayacak yeni ve ihtişamlı bir King destanı...

-alıntı-


The Shining izleyenler veya okuyanlar Overlook Otelini asla unutmayacaklarına eminim. Sorunlu bir baba ve buna katlanması gereken bir annenin çocuğudur Danny. Ama bu kitapta Danny artık bir çocuk değil yetişkindir. Geçtiğimiz zamanlarda filmi de çıkan Stephen King'in yazdığı muhteşem kitaplardan biri.

__________________

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.

Konu Halsey tarafından (11 Haziran 2020 Saat 10:33 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
kitap, tanitimlari, tanıtımları


Konuyu Toplam 9 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 9 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
IRCForumları - Kitap Tanıtımları İndex AftieL Kitap Tanıtımları 0 03 Eylül 2014 17:16
İskender PALA -Od Kitap Özeti –Bir Yunus EMRE Romanı -IRCForumları -Kitap Tanıtımları Sevda Kitap Tanıtımları 3 21 Temmuz 2014 03:04
Hasret – Canan Tan - IRCForumları - Kitap Tanıtımları Sevda Kitap Tanıtımları 1 21 Mayıs 2014 02:41
Aşram - Ram Ören - IRCForumları - Kitap Tanıtımları Sevda Kitap Tanıtımları 0 21 Ağustos 2012 18:41
Kitap Tanıtımları Kategorisi Hakkında! Lanet Kitap Tanıtımları 0 12 Ekim 2011 21:20