23 Ağustos 2010, 20:59 | #281 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kitap Tanıtımları.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Darbe Yargısının Sonu Osman Can Timaş Yayınları Ağustos 2010, 192 Sayfa, 10 TL Türkiye kurulduğu tarihten itibaren siyasal sisteminin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu tartışıla gelmiştir. Yargının bağımsızlığı meselesi de bu bağlamda sürekli tartışılmıştır. Osman Can kitabında yargının bağımlılığının ideolojik kökenlerini tarihsel bir perspektifle ele alırken aslında Türkiye'de yürütmenin yani halkın seçtiği hükümetlerin Yargı vesayetinin gölgesinde işlediğini savunuyor. Cumhuriyetin kuruluşunda gerçekleşen yasal reformlardan bugünkü sıcak gelişmelere siyaset ve hukuk arasındaki gelişmelere somut örneklerle ışık tutuyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bülent Eecevit Umut Yılı 1977 İş Bankası Yayınları Ağustos 2010, 456 Sayfa, 12 TL “Halkımız için acılarla dolu, özgürlük uğruna, demokrasi uğruna verilmiş kurbanlarla dolu bir yıl sona ererken bir umut yılı başlıyor şimdi ülkemizde. Karanlık bir yıl tükenirken giderek aydınlığa dönüşecek bir yıl başlıyor Türkiye'mizde. Işık yılına, umut yılına giriyoruz 1977 ile... Seçim yılıdır çünkü bu yıl... Silahlara karşı oy yılıdır, zorbalara karşı halk yılıdır, haksızlığa karşı hak yılıdır bu yıl... Günleri güvenle saymaya başlayınız yurttaşlarım: Dokuz ay sonra bir mutlu Türkiye doğabilir. Sizin elinizdedir bu yeniden doğuş, sizin oylarınızdadır kurtuluş... Özgürlük uğruna, demokrasi uğruna, insanca yaşamak uğruna bunca acıya katlanan, bunca kurban veren, çile çeken halkımız, hiç kuşkusuz demokrasinin gereği olan bu ödevlerini de eksiksiz yapacaktır. Türk Ulusuna kutlu olsun 1977 yılı, ışık yılı, umut yılı, kurtuluş yılı... Kıbrıslı Türklere huzur getirsin, tüm insanlığa barış getirsin, halkımıza mutluluk getirsin 1977 yılı...” Siyasi tarihimize Milliyetçi Cephe olarak giren Süleyman Demirel başkanlığındaki AP-MSP-MHP koalisyon hükümeti döneminde, cepheleşme giderek artıyordu. Seçimi kurtarıcı olarak gördüğü için 1977 yılını bu sözlerle selamlayan Bülent Ecevit'in öngörüsü, olaylı 1 Mayıs'ın ardından 5 Haziran'da yapılan seçimlerde gerçekleşti ve CHP, Türkiye'de sol bir partinin aldığı en yüksek oy oranı olan yüzde 41.4'e ulaştı. Ancak seçimi kazanan Ecevit, seçim sistemi nedeniyle güvenoyu alacak kadar sandalye kazanamayınca, iktidara 2. MC hükümeti geldi. Ecevit'in bahsettiği yeniden doğuş, ancak 1978 Ocak ayında 11 AP milletvekilinin partisinden ayrılıp bakanlık karşılığında CHP'ye katılmasıyla gerçekleşecekti. Fakat “Güneş Motel Olayı” olarak adlandırılan bu yöntem de Türkiye'nin siyasi bunalımına çare olamayacak ve ülke, giderek hızlanan bir şiddet döngüsü içinde 12 Eylül'e doğru ilerleyecekti. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kirpiklerimin Gölgesi Şebnem İşigüzel İletişim Yayınları Ağustos 2010, 160 Sayfa, 14.5 TL Şebnem İşigüzel, Kirpiklerimin Gölgesi’nde, henüz on bir yaşında bir kız çocuğunun yaşadığı akıl almaz olayları anlatıyor. Herkesin bildiği, ama kimsenin görmek istemediği bir trajedinin üzerindeki perdeyi kaldırıyor ve bir dil ustalığıyla, kolay kolay cesaret edilemeyecek bir yüreklilikle hepimizin tanıdığı bu kız çocuğuna ses veriyor. Hayatta bazen kirpiklerinizin gölgesinden başka sığınacak yeriniz kalmaz. Herkes kötülük yapar size. Bu böyle olmasına rağmen, orman, ağaçlar, sular, kuşlar, gökyüzü ne kadar güzeldi. “Sence hayatın en güzel yanı neresi?” diye sorarsanız bana, “Hepsi,” derdim size. Mutlu olmaya dair bir umudum var benim. Avlanan ceylanlar son ana kadar yaralı gövdeleriyle doğrulup koşup kaçmak, avcının elinden kurtulmak isterler. Yaparlar da bunu. Yaraları ne kadar ölümcül ve derin olursa olsun. Vurulup düştükleri yerden kalkıp kaçarlar. Öleceklerini anladıkları zaman gözyaşı döken bu hayvanların ölüme direnişine şaşarsınız. Yaşadığım şu hayatta, kirpiklerimin gölgesi kadar bir yerde bile hayat kalmadı bana. Bunları düşündüm ve sonra geri dönüp o fena şeyi yaptım. Annemi öldürdüm. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Miras Nurten Ertul Gözlük Yayınları Ağustos 2010, 488 Sayfa Gazeteci Nurten Ertul, ülkemizde belgesel tarzda romanlarını hazırlayan yazarlarımızdan. “Miras” yazarın belgesel tarih tekniğiyle kaleme aldığı üçüncü eseri. Yazar, Kimlik ile Beyaz Zambak’ın ardından Miras’ta yakın tarihimizde İstanbul’da yaşayan azınlıkların az bilinen hayatlarını göz önüne seriyor. Miras’ta olayları yazar, şu sıraya göre ele almış: Cumhuriyetin ilânından sonra İstanbul’da birbirlerine karşı kapalı bir hayat süren, Türkler, Rumlar, Museviler, Ermeniler ile Levantenlerin günlük yaşamlarının ekseninde gerçekleşiyor her şey. Aynı kentte yaşayan ve görünmeyen duvarlarla birbirlerinden ayrılan bu kesimlerin özlemlerini, aşklarını, çaresizliklerini, yokluklarını, ihtiraslarını ve öfkelerini Miras’ta gözler önüne sermiş. Miras’ta nefes kesici olayların ekseninde yaşanan gelişmeler belli başlı şu konular üzerinde toplanıyor: “Dünyanın eski merkezinde, yüzyıllardır dingin bir şekilde akan Boğaz’da, Cenevizliler’den kalan Galata Kulesi’nde, sardunya çiçeklerinin arasındaki Adalar ve diğer bölgelerde yaşayan Türk, Rum, Musevi, Ermeni ile Levantenlerin hayatları, dünyanın yeni merkezlerinde alınan kararlarla, bir kez daha alt üst olacaktı. İstanbul’un renklerinin, 1.Dünya Savaşı’nın ardından kurulan yeni dünya düzeninde ne ilk ne de son ya-şadıkları savrulmalar olacaktı bunlar. 2.Dünya Savaşı yıllarında Beşinci Kol’un faaliyetleri İstanbul’un bütün renklerine korku salacak, Varlık Vergisi ile pek çok insanın kaderi deği-şecek, 6/7 Eylül 1955 yılının İstanbul’unda olanlar, utanç günlerine dönüşecekti. Akdeniz’in dayanılmaz gü-zellikteki ada ülkesi; Kıbrıs’ın başına gelenlerin yankısı sadece İstanbul’da ki renkleri değil; Yunanistan’da Batı Trakya Türkleri’nin de hayatında pek çok savrulmaya neden olacak; Türkler, yeni hayatlar kurmak için dünyanın dört bir yanında kaybolacaktı, sancılı yıllarda !.. Bugüne gelindiğinde ise geride çok sayıda maskeli hayatlar yaşayan kitleler kalacaktı. Roman kahramanı Nilüfer ile Kosta, İstanbul’da yaşamları sancılı yıllarda ziyân olmuş ailelerin çocuklarıydılar. Nefes kesici aşklarını iki farklı kültür ile dinin arasında travmatik bir şekilde yaşayacaklardı.” Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Tütün ve Kola Sıddık Akbayır Asur Yayınevi Temmuz 2010, 211 Sayfa, 20 TL Orhan Gencebay'ın sesi, tütün gibidir. Orhan Gencebay, tütünün hem tadına, hem rengine benzer. Gencebay'ın içe işleyen buğulu sesinde tütün sarısı hüzünle, ateş mavisi öfke, yan yanadır. Sezen Aksu'nun sesi kola gibidir. Sezen Aksu, kolanın hem tadına, hem rengine benzer. “Sezen Aksu'nun sesinde ve ruhunda; neşenin, oynaklığın, güneşin kırmızılığı ile ölümün, hüznün, gecenin siyahlığı, özel ve parlak bir biçimde iç içedir.” Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Katherine Şövalyelerin Kadını Anya Seton Çeviri: Selim Yeniçeri Sonsuz Kitap Yayınevi Temmuz 2010, 597 Sayfa, 9.90 TL İngiliz kraliyet ailesinin ataları arasında tarihi en çok etkilyen iki kişinin, Katherine Swynforn ve Lancaster Dük'ü John Gaut'un tutkulu aşkının romanı... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Uzaktaki tatlı Şey Libba Bray Artemis Yayınları Haziran 2010, 840 Sayfa, 28 TL Tarih, romantizm, macera, büyü... Bu gotik klasik fazlasını vaat ediyor. Gemma Doyle'un Masalı... Gemma'nın Spence Akademisi'ndeki ilk yılında her şey baş döndürücü bir hızla değişmişti. Annesi öldürülmüş, babası uyuşturucuya başlamış, Gemma'ysa okuldaki sinsi kızlarla arkadaşlık kurmaya çalışırken, kara büyülerin hüküm sürdüğü, mucizelerle dolu bir dünya keşfetmişti. Çıktığı gizemli yolculukta Gemma'ya eşlik edenler, başına buyruk Felicity, korkak Ann, uzak durulması gereken, egzotik yabancı Kartik ile birbirinden tuhaf ve ürkütücü yaratıklardı. Sonunda, Londra'ya ayak bastığında, Gemma'nın bu dostlukları sınamasının ve kendini ilan etmesinin vakti gelmişti. Sahi... Kimsin sen Gemma? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Michael Jackson Büyülü ve Çılgınca Bir Yaşam J. Randy Taraborrelli Karşı Yayınları Haziran 2010, 852 Sayfa, 25 TL 25 Haziran 2010'da Michael Jackson'ın ölümünün bu birinci yıl dönümünde sanatseverler ve trajik gerçek yaşam öykülerine meraklı okurlar için anlamlı bir armağan. O, dünyanın gördüğü gelmiş geçmiş en büyük müzisyenlerden biriydi. Burada, bu çok kapsamlı biyografide J. Randy Taraborrelli magazinsel söylentilere bir son veriyor ve Michael Jackson'ın gerçek hikâyesinin izlerini sürüyor. Bu kitap, otuz yıllık bir araştırmanın ürünü ve Michael Jackson hakkında yazılmış en kapsamlı kitap olma özelliğine sahip. Aralarında Michael Jackson'ın bizzat kendisiyle yapılan görüşmelerin de yer aldığı (bir nevi otobiyografik özelliğiyle) yüzlerce görüşmeyle, Jackson ailesinin hayatına en yakın noktadan bakabilmeyi sağlıyor. Taraborrelli bize Jackson'ın hayatındaki en kilit anların sahne arkasını gösteriyor. Artık nihayet çocuk yıldız olduğu başarılı The Jackson 5 günlerinden sıra dışı solo kariyerine, evlilikleri, çocukları, tutkuları ve bağımlılıklarından kamuoyu önünde sergilediği değişken tavırlara varıncaya değin Michael'ın neler yaptığını anlayabiliyoruz. Taraborrelli, ünlü yıldızın aynı zamanda son yıllarda sergilediği ticari algı ve dehasından 2005 yılındaki üzüntü verici mahkeme sürecine, inişe geçtiği yıllardan geri dönüş sözü verdiği günlere ve nihayet beklenmedik ölümüne değin gelişen süreçleri de kapsamlı bir biçimde aktarıyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Senden Sonra Her Şeyi Unutmak İçin Sevdim İbrahim Kaya Alter Yayıncılık Nisan 2010, 96 Sayfa Sevgili dostlar sizler için belki kırk elli dakikalık bir geçmişi olacak bu eserin. Belki okurken kendinizi bulacaksınız mısralarda, belki de alıp götürecek, sürükleyecek sizi mısralar başka diyarlara. Değişik iklimleri yaşayacaksınız beş on dakikalığına. Bazen eskilerden siyah beyaz karelerin bazen geleceğin umulmadık ümitlerinin peşine düşeceksiniz. İnceden inceye süzüleceksiniz gönül sokaklarına, köşe başlarında sevgileri, ihanetleri, ayrılıkları, vedaları göreceksiniz mısraların mum ışığında. Gün boyu sıklıkla kullandığınız kelimelerin şiir içinde her zamanki anlamından farklı manalarla okuyacaksınız. Kelime şehir yazacak siz gönül okuyacaksınız. Fırtınayı sevda, sevdayı mecnun, yağmuru sevgilinin gözyaşı, kaldırımı dost, mektubu veda, gökkuşağını hayal, bazı kelimelerde ise kendinizi okuyacaksınız. Aslında her kitap bir mektuptur alıcısının eline geçtiğinde. Netice sevgili dostlar bende her insan gibi, sizler gibi gönül dünyasında kaybettikleri, kazandıkları olmuş, zaferleri ve yenilgileri, mutluluk ve hüzünleri yaşamış ve hissetmiş biri olarak, önceleri yazmak şimdi ise siz değerli okurlarla paylaşmayı seçtim. Sürç i lisan edersek affola. Sıkıntıların paylaştıkça azaldığına, sevinçlerin paylaştıkça çoğaldığına inanarak… Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir Ara Rejim Bürokratının Anıları Merkez Bankası’nın unutulmaz başkanlarından Osman Şıklar’ın bu anı kitabı çocukluk günlerinden başlıyor; görev süresinin bitimi olan 1984’e kadar geliyor. Böylece karanlık ve kapalı rejim dönemine yeni bir ayna daha tutulmuş oluyor. Osman Şıklar İmge Yayınevi Ağustos 2010, 336 Sayfa, 18 TL 12 Eylül darbesinin ardından, Merkez Bankası başkan yardımcılığından başkanlığa atanan ve darbe döneminde başkanlık yapan Şıklar’ın anıları okununca, hem o dönemi hem de Türkiye’yi anlamak daha kolaylaşıyor. Darbenin yani korkunun ne anlama geldiğini, darbecilerin nasıl insanlar olduğunu bu anılardan öğreniyoruz. Bilecik’in bir köyünde doğan, Balkan kökenli bu yoksul Anadolu çocuğu, girdiği Merkez Bankası’nda, küçük bir memurken önce şef yardımcısı, sonra şef, ardından müdür yardımcısı ve müdür, sonra genel müdür yardımcısı ardından genel müdür, en son başkan yardımcısı ve başkan oluyor. Yani her makama adım adım, bileğinin hakkıyla gelen bir bürokrat. Anılar, genç cumhuriyetimizin içinde çok önemli bir kesit. Türkiye’nin bir zamanlar yaşadığı yoksulluğu, yokluğu, yurtdışına o dönemlerde gönderilen memurların yaşadıklarından içimiz burkularak öğreniyoruz. Darbeci General Evren, ekonominin patronu Turgut Özal, bürokrasi, bakanlarla itişmeler ve her renkten insan manzaraları...
__________________ Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük. |
|
06 Eylül 2010, 13:40 | #282 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kitap Tanıtımları.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. "Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlanması zor sorular soruyor. Kitaptan Alıntılar: "İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar. "şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum." dedi. "bu eksiklik sana değil, bana ait...bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın. seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... seni istiyorum...içimde müthiş bir arzu var... bir iyi olsam!" Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. ---------- Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Geçtiğimiz yıllarda “Piraye” adını taşıyan kitabı ile gündeme gelen Canan Tan, bu kez “Eroinle Dans” isimli romanlı ile okurla buluşuyor. “Eroin konusunda, bilimsel ya da günlük tarzında, pek çok kitap yazıldı. Türk ya da yabancı, günlük tutan eroin bağımlıları, anılarını paylaştılar okurlarla. Bulanık kafalarıyla, edebi kaygı gütmeden, bulutların üzerindeki serüvenlerini anlattılar. Gerçek anlamda bir “eroin romanı” yazmak isteyişim bundan,” diyor Canan Tan. “Beyinlerin damağında edebiyat tadını duyarak da okunabilmeliydi eroinin hikayesi... Romandaki karakterlerin hepsi hayal ürünü. Ama yaşadıkları öylesine gerçek ki... Eylül’ü, Dünya’yı ya da Alev’i değilse bile Ayşeleri, Zeynepleri, Özgeleri bulabilirsiniz yakın çevrenizde...” Eroinle Dans, yalnızca bir eroin öyküsü değil. Sigara ve içkiyle başlayıp esrar, kokain, sakinleştirici ya da uyarıcı haplarla süren, uzun, upuzun bir yolun son noktası eroin. Merak, macera arayışı, çarpık ilişkilerin yaşandığı arkadaş çevreleri, rastlantı sonucu içinde bulunulan topluluğa uyum çabaları, bu konulara en uzak duran kişileri bile nasıl da içine çekebiliyor. Romanın iki kahramanı Eylül ve Dünya’nın başına gelenler de bunlardan farklı değil. Eylül, ailesinin biricik prensesi el bebek gül bebek büyütülmüş en iyi okullarda okutulmuş pırıl pırıl bir genç kız. Yolundan sapmasını haklı çıkaracak hiçbir dayanağı yok. Ancak, çok güçlü arkadaşlık ve dostluk bağları bazen bataklığa sürükleyebiliyor insanları. Eroinle Dans, hem güçlü bir arkadaşlığı, hem de böylesine güçlü bir arkadaşlığın sonuçlarını anlatıyor. ---------- Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İnsanın, acıdan dökülmüş halkalardan oluşan yaşam zincirinden kurtulup ferahlayacak dingin bir gölgelik arama çabaları..Yaşam adına kerhen çekilen, akla gelmedik oyunlarla dolu çileler. Patladığı yerde sönüp kalan feryadlar. Dayanılmaz ruh sancıları içinde ara sıra ağızlara çalınan ama ruhları tatlandırmayan bir parmak bal. |
|
10 Eylül 2010, 12:01 | #283 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar (Halil Cibran) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar Şair :[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yayınevi Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. irey Yayıncılık Kitap Türü :[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Dili :Türkçe Açıklama ; Okunduktan sonra ses olup kaybolmayan kaç şiir var? Kaç şiir kitabının; kelimeleri, mısraları zihnimizi sarsar, yüreğimizi titretir? Günümüzde duygudan uzak, kelime oyununa dönüştürülen şiirler, okunduktan sonra iz bırakmadan kaybolup gidiyor. Halil Cibran'ın şiirlerini okudukça, düşünmek için durmak; şiirden aldığınız lezzetin kıvamını tamamlamak için devam etmek isteyeceksiniz. Nitekim bir duygu şelalesinin akıntısına kaptıracaksınız kendiniz. Lirizmle dolup taşan ve öncelikle aşk, ölüm, doğa ve yurt özlemi gibi konuları işlediği eserleri onun dinsel ve mistik iç dünyasını yansıtır.. |
|
10 Eylül 2010, 23:05 | #284 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cazibe - Yazar: Raven Hart Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yazar: Raven Hart Yayınevi: Sonsuz Kitap Şüpheci... Seksi... Havalı...Eğlenceli... Publishers Weekly CAZİBE Savannahın Gölgeleri serisine Anita Blakes fanları gerçekten âşık olacak. Deborah Smith, New York Times çok satan yazar Yeni bir yazar olması bakımından çok iyi bir çıkış The Book Club Forum Karanlık, çekici, oldukça erotik; Raven Hart ustaca yazılmış bu hikâyede bu destekleri kullanır. L. A. Banks, The Vampire Huntress Legends serisinin yazarı Bütün vampir âşıklarına bu kitabı öneriyorum. Rosie Bindra, Romanca Junkies Edepsiz ve hoş! Kitabı bu yönleriyle sevdim!.. Komik, gerçekçi ölçüde betimsel ve saçma olmadan yaratıcı Bu çalışmanın oluşmasında benim de katkım var. Shannon Johnson, Heart Dergisi Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Çeviren: Selim Yeçeri Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Dil: Türkçe Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yayın Yılı: 2010 Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sayfa Sayısı: 370 Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kapak Türü: Karton Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ebat: 13,5x21,5 cm Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kağıt Türü: 2. Hamur |
|
15 Eylül 2010, 19:42 | #285 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kitap Tanıtımları.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Japonya denilince akla ilk gelenlerden biridir geyşalar. Japonların geleneksel yaşama tarzlarının vazgeçilmez öğlerinden olan geyşalar üzerine birçok kitap yazıldı şimdiye kadar. Giyimleri, Japon eğlencesindeki yerleri, nasıl yetiştirildikleri ve nasıl yaşadıkları inceleme konusu oldu. Arthur Golden, Bir Geyşanın Anıları adını verdiği romanını, ünlü bir geyşanın gerçek anılarından yola çıkarak oluşturmuş. İktidarı elinde tutan erkekleri oyalamak ve eğlendirmek için küçük yaştan itibaren eğitilmeye başlanan geyşaların yaşamını çarpıcı bir şekilde anlatıyor yazar. Japonya'nın en ünlü geyşasının gerçek anılarının kusursuz bir içtenlik ve ince bir lirizmle anlatıldığı bu romanda, bakire kızların açık artırmalarda en yüksek fiyatı veren alıcıya satıldığı; kadınların iktidarı elinde tutan erkekleri oyalamak için eğitildikleri; aşk hayallerine küçümsenerek bakıldığı, dış görünümü görkemli bir dünya gözlerimizin önüne seriliyor. (İç Kapak'tan) Şaşırtıcı, soluk kesici Aklınızı başınızdan alacak - The Whasington Post Book World - "Bu destansı roman hızla yok olan bir dünyayı gözler önüne seriyor" - The Times - "Büyüleyici... anlatı sanatının en güzel örneklerinden biri... okumaya doyulmuyor." - Observer - "İnanılmaz bir düş dünyasına sahip olan Golden, Sayıri'nin anılarını şiirsel bir dille anlatıyor." - Independent - "Bu olağanüstü kitap yok olmuş bir dünyayı tüm ayrıntılarıyla okurlara sunuyor. - Daily Mail - Kitap çıktığı günden itibaren Amerika ve Avrupa listelerinde bir numara olmuştur. (Arka Kapak) ---------- Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bireyin iç çatışmalarını, çelişkilerini, zayıflığını ve gücünü, tutkularını, çılgınlıklarını ortaya koyan, insanın ruhunu çırılçıplak soyan, kişiyi kendi kendisiyle yüz yüze bırakan yazılar, Geceyarısı Şarkıları. Aşkları, acıları, geçmiş özlemleri anlatırken kadınları anlatıyor yazar, sevdiği, taptığı, ama korktuğu kadınları. Hüzünle anlatıyor, coşkuyla, tutkuyla, sevecenlikle, şehvetle anlatıyor. İnsan ruhunun derinliklerine iniyor, her birimizin duygularını, davranışlarını irdeliyor, kendi kendimizden bile gizlediğimiz pişmanlıkları, özlemleri su yüzüne çıkarıyor, kendi kendimize hesap sorduruyor. Can Yayınları okurlarının, romanlarıyla tanıdığı Ahmet Altan'ın `köşe yazısı' tanımını aşan, büyük bir edebiyat tadı veren bu denemelerini okurken insanı ve dolayısıyla kendinizi tanımakta bir adım daha atacağınıza inanıyoruz. ---------- Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Zeki, güzel ve meraklı üç kolejli kızın erkekleri keşfetme maceralarını onlarla birlikte yaşamak ister misiniz? ... Erkekleri çok iyi tanıdıklarını söyleyen kadınların bile bu maceraya kayıtsız kalamayacaklarını iddia ediyoruz. Çünkü bu üç kafadar, yaptıkları kapsamlı bir araştırmayla hem kendilerini hem de karşı cinsi tanımalarını sağlayacak bir dizi tecrübe yaşıyor! .. Eminiz ki, siz de, kendinize sık sık sorduğunuz soruların yanıtlarını, eğlenceli ve akıcı bir dille yazılmış 'Flört Oyunu' adlı romanı okurken bulacaksınız... |
|
31 Ekim 2010, 23:53 | #286 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kitap Tanıtımları.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Paris Yaşamı Nana Emile Zola, Bertan Onaran Payel Yayınları Etiket: 22,00 TL NetKitap Fiyatı: 17,60 TL Romanlarında toplum içinde saygın birer yere sahip olan burjuvaların maskelerini düşürerek bu “namuslu insanlar”ın ikiyüzlülüğünü ortaya çıkaran Zola, daha ‘Paris Yaşamı’nı yazmadan önce Le Figaro gazetesinde yayımladığı bir yazıda hayat kadınlığı kurumunun yaratıcısı olarak sistemi ve sistemin sefalete ittiği insanı gördüğünü yazar. Nana ve hastalıklı oğlu Louiset, toplumun yozlaşmasını temsil ederler. Nana genlerinde ayyaşlarla dolu bir neslin izlerini taşımaktadır; Louiset geçirdiği çiçek hastalığı sonucu ölür. Hastalığı annesine de bulaştırmıştır, bir süre sonra Nana da yaşama gözlerini yumar. Ancak bedenini kurtçuklara teslim etmeden önce, çevresindeki herkesi çürütür. “Halkın içinde büyümeye bırakılan çürümüşlük gittikçe ilerlemekte ve aristokrasiyi çürütmektedir.” Halk, kızları aracılığıyla burjuvazinin erkeklerine birer ölüm tohumu bırakacak ve tüm bir nesli yok edecektir. ____________ Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Heiddeger'in Gölgesi Üstat Bu Kez Konuşmak Zorunda. Çünkü Masada Bir Tabanca Duruyor. Jose Pablo Feinmann Doğan Kitapçılık / Roman Dizisi Martin Heidegger. Felsefe tarihinin en önemli isimlerinden biri. 1933'te yaptığı "Rektörlük Konuşması"yla Nazizm'e destek vermekle suçlanan, tarihin en büyük "entelektüel zanlısı." Heidegger, bu konuda hep sustu. Ama artık konuşmak zorunda. Çünkü masada namlusu ona çevrilmiş bir tabanca duruyor, Almanya'nın iki büyük yenilgisine şahitlik etmiş, eski bir Luger. José Pablo Feinmann, iktidar ve entelektüeller arasındaki ilişkiyi, mutlak gerçekliğin kuşkulu yanını, dehşetin akla uyduruluşunu ve zekânın aldatıcı yüzünü sorguluyor. Heidegger'in Gölgesi tüyler ürpertici bir korku hikâyesi olarak da okunabilecek, felsefi bir roman. ______________ Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ana Gorki Öteki Yayınevi / Dünya Klasikleri Dizisi , 2. hamur, ISBN: 975-7782-56-4; Boyut: 13,5x19,5 cm; Baskı Tarihi: Kasım 2007 Özgün Dili: Rusça satış dışı |
|
01 Kasım 2010, 15:04 | #287 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kitap Tanıtımları.. Vivet Kanetti'nin yeni kitabı Kız Ayakları çıktı! Vivet Kanetti'nin Virgül’de,Yeni Yüzyıl’da Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Penthouse’da yayınladğı denemeleri Kız ayakları adlı kitabında toplandı. Hayata yeniden bakmayı sevenler için... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Romanları ve gazeteciliğiyle tanıdığımız Vivet Kanetti'nin çeşitli zamanlarda çeşitli yerlerde yayımlanmış sanat ve hayat üzerine yazılarından oluşan Kız Ayakları adlı bu kitabı; eğlenirken yollara sapmayı sevip de bu yollardan sağ salim çıkmama tehlikesini göze alanlar için... Kimi zaman günlük hayatın içinden kimi zaman edebiyattan Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. kimileyin resim Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. sinema Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. müzik gibi diğer sanat dallarından dem vuran bu yazılar, kalıplaşmış olanlarla kalıplaşmış açıların dışından bakmaya ve onları yeniden kurgulamaya çağırıyor okuru. Kız Ayakları Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. sadece kızlara değil,her yaştan ve her cinsten düşünmeyi ve hayata yeniden bakmayı sevenlere sesleniyor. |
|
03 Kasım 2010, 03:29 | #288 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Gemma Doyle Üçlemesi \ 1. 2. 3. Uzaktaki Tatlı Şey (Libba Bray) Gemma Doyle Üçlemesi (Libba Bray) 1.Müthiş Ve Korkunç Güzel.. [Kraliçe Viktorya Döneminde Geçen Müthiş Ve Gotik Bir Yatılı Okul Macerası] Yazar : Libba Bray Çeviren : Zeynep Heyzen Ateş Orjinal Adı: A. Great and Terrible Beauty Çıkış Tarihi : Ağustos 2008 Sayfa Sayısı : 504 Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sene 1895 16 yaşındaki Gemma Doyle annesinin ölümünün ardından Hindistan’daki hayatını bırakıp gemiyle İngiltere’deki yatılı okul Spence’e taşınıyor. Yeni okulunda beklemediği soğuk bir ortamla karşılaşan, yapayalnız ve acılar içindeki Gemma, geleceği gören bir kız ve gizemli, genç bir Hintli tarafından takip ediliyor. Peşindeki delikanlı, Gemma’yı, gördüğü imgelere zihnini kapatması konusunda uyarıyor. Spence’in en güçlü kızlarıyla yakınlaştıkça doğaüstü olayları çekme gücünün farkına giderek daha çok varan Gemma, annesinin de geçmişte karanlık ve ebedi bir grupla ilişki içinde olduğunu keşfediyor. Kaderi onu bekliyor… Ancak Gemma bu kadere inanmakta güçlük çekiyor! ----- "İlkgençlik yılları gibi modern kavramlara da değinen, gotik bir roman; tutku ve dehşetle sarsıyor." ~Kirkus "Günümüz gençlerinin mutlaka keşfetmesi gereken, heyecan dolu ve düşünmeye iten bir roman." ~Voya Yazar Hakkında: Libba Bray, garsonluk, dadılık, buritto satıcılığı ve reklam metni yazarlığı yaptı. Kocası ve oğluyla New York'ta, Brooklyn'de yaşıyor. 2. kitap Asi melekler' DF başlığı Asi Melekler / Libba Bray [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yılın sonu. Ve Gemma bu günleri Londra'da doyasıya yaşamak için sabırsızlanıyor. Balolar, şatafatlı tuvaletler ve yakışıklı Simon Middleton'la yapacağı danslar! İşin en iyi tarafı da şu ki, bir süreliğine bile olsa Spence Akademisi'nden uzaklaşabilecek. Yalnız, büyülü dünyanın cazibesi kuvvetli ve sihir her yerde serbestçe dolaşıyor. Bu arada Gemma imgeler görmeye de hızla devam ediyor. Korku ve tehditle karşı karşıya kalan, beyaz elbiseler içinde üç kız... Belli ki işler imgeler dünyasında da yolunda değil. Ahlaki değerlerin katının ötesine geçtiği ve duyguların güç bela bastırıldığı günlerde, gölge ve ışığın şehrinde, Viktorya dönemi Londra'sının arka planı süslediği bu baştan çıkartıcı gotik seriye bağlanacaksınız. Kusursuz güzelliğin yarattığı gölgenin ardında saklı asi bir melekle tanışacaksınız! "İlkgençlik yılları gibi modern kavramlara da değinen, gotik bir roman; tutku ve dehşetle sarsıyor." - Kirkus "Sürükleyici ve gerilimli. Renkli, Büyüleyici!" - Publishers Weekly "Heyecan yaratıyor ve insanı düşünmeye itiyor." - Voya Yayınevi : [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Çeviren : Zeynep Heyzen Ateş Basım Yeri / Tarihi : İstanbul 2009 / Ağustos Sayfa Sayısı : 645 __________________ 3.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Uzaktaki Tatlı Şey: Gemma Doyle Üçlemesi Üçüncü Kitap Libba Bray Çeviren : Zeynep Heyzen Ateş Yayınevi: Artemis YayınlarıISBN: 9786054377183 Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sayfa: 840Ebat: 13,5 x 19,5 cm Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Basım Tarihi: 21.6.2010Baskı Yeri: İstanbul Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ait Olduğu Dizi: Aldığı Ödül: Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Baskı Sayısı: Konu: Çeviri Roman Güncelleme Tarihi: 21.06.2010 GEMMA DOYLE’un MASALI... Gemma’nın Spence Akademisi’ndeki ilk yılında her şey baş döndürücü bir hızla değişmişti. Annesi öldürülmüş, babası uyuşturucuya başlamış, Gemma’ysa okuldaki sinsi kızlarla arkadaşlık kurmaya çalışırken, kara büyülerin hüküm sürdüğü,mucizelerle dolu bir dünya keşfetmişti. Çıktığı gizemli yolculukta Gemma’ya eşlik edenler, başına buyruk Felicity, korkak Ann, uzak durulması gereken, egzotik yabancı Kartik ile birbirinden tuhaf, ve ürkütücü yaratıklardı. Sonunda, Londra’ya ayak bastığında, Gemma’nın bu dostlukları sınamasının ve kendini ilan etmesinin vakti gelmişti. Sahi... Kimsin sen Gemma? |
|
06 Kasım 2010, 00:17 | #289 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Katre-i Matem ~ Iskender Pala Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kapa gözlerini ve dinle sakî, bir İstanbul lalesinin çığlıklarını duyuyor musun?!.. İstanbul’a çıkmayan bir lale yolu, laleye çıkmayan bir İstanbul kadar kayıptır, yitiktir. Rüzgârları toplayan hüzünler aşklar yoksa İstanbul bahçelerinde ve bir kabir başında ışıklar yas tutar gibi laleler ağlar seher vakitlerinde. Uyan sakî, lale devrindeyiz!.. Lale devrinde uyanıyoruz, yazarın bize “Uyan ey Sakî!” diye seslenmesiyle. Gözlerimizi Lale Devri’nde açıyoruz. Bir aşk cinayetiyle başlayan yolculuğumuzda bizlere kimler kimler eşlik ediyor. İshak Efendi, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, III. Ahmet ve gönünllerin şuh şairi Nedim. Yolculuğa bir delinin ve bir aşığın başından geçenlerle başlıyorsunuz. Sonra mesela bir aşığın meselesinden çıkıp, bir İstanbul, bir imparatorluk meselesi haline geliyor. 700 yıl hüküm süren bir imparatorluğun belki de en hüzünlü 12 yılı konu oluyor romana. Belki de hüznün ve mutluluğun en fazla bir arada olduğu ve en fazla yollarının kesiştiği bir dönem. İstanbul’un güzelliğinin zirveye ulaştığı, adının dillerden dillere dolaştığı bir dönem. İstanbul eğlencelerinin, Sadâbâd güzelliklerinin ve Lale’nin zirvesine ulaştığı bir dönem. 66 sualde bir cinayetin nasıl aydınlandığını, olayın sadece bir cinayet olmadığını okudukça görüyorsunuz. Sayfalar ilerledikçe siz de romanın içine giriyor, cinayeti çözmeye çalışan bir dedektif oluyorsunuz. Roman cinayetten uzaklaşıp aşkın derinliklerine girdikçe siz de cinayetten uzaklaşıyor ve gönlünüzde bir aşk acısı hissediyorsunuz. Okuyanı kendine bağlayan bir roman. Adeta kahramanlarla birlikte yaşıyorsunuz olayları. Onların başına gelen bir şey sizi de derinden yaralıyor. Aşklarını derinden hissediyorsunuz. Bir lale soğanına, bir laleye verilen o anlamı siz de hissediyorsunuz hayatınızda. Ve tabii ki tasavvuf. Aşk olur da, sevda olur da, inanç olur da tasavvuf olmaz mı? Kitabın kendisi başlıca tasavvuf zaten. Lalenin tevhid inancını simgelemesi, Allah’ın birliğini simgelemesi tasavvufun temeli değil mi zaten? Derler ya gül peygamberi yani kesreti, yani çokluğu, lale ise vahdeti, tevhidi, yani birliği temsil eder… İşte bu yüzdendir ya bir lale soğanından ikiz lale üretilmez. Her lale tek ve kendine özeldir. Bu romanın içinde kendinize de bir yer ayıran. Şüphesiz kahramanların gönlünden etrafı siz de seyredeceksiniz. Olanlara müdahale edemeyeceksiniz belki, ama onları yakından izlemekten de geri kalamayacaksınız. Uzun süredir okuduğum ender kitaplardan bir tanesi Katre-i Matem. Ve bitirdiğimde sanki ömrümün bittiğini düşündüren bir kitap. Şimdi hangi kahramanlarla yaşayacağım ben? Şimdi hangi kahramanların özünü bileceğim… Katre-i Matem – İskender Pala Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat* * Yılın en uzun gecesinin hangi gece olduğunu müneccimler ile takvim düzenleyenler asla bilemezler. Onun hangisi olduğunu ancak gama müptela olmuş âşık bilir. |
|
06 Kasım 2010, 00:52 | #290 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kitap Tanıtımları.. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yeni bir hayat, yeni bir aşk… Tüm dünyada gençlerin tutkunu olduğu yeni bir vampir serisi. On altı yaşındaki Zoey, İz Sürücü tarafından İşaretlendiğinde, eski hayatının geride kaldığını anlamıştı. Şimdi artık, arkadaşlarından ve ailesinden ayrılıp çalışması gereken tek dersin Vampir 101 olacağı Gece Evi’ne yerleşmek zorundaydı. Aşk, İhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi Serisinin İlk kitabı İŞARET sizi kendisine esir edecek. Gece Evi’nin karanlık ve büyülü dünyasına davetlisiniz. “Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem. İŞARET, ateşli, karanlık ve eğlenceli. ” - Gena Showalter, Yazar ”İlk paragraftan itibaren bağımlısı oldum. Kitabı bir çırpıda bitirdim.” - MaryJanice Davidson, New York Times bestseller yazarı Aşırı derecede bağımlılık yapan bir vampir serisi - Romantic Times Kristin Cast, P. C. Cast Çeviren: Sevinç Tezcan Yanar Pegasus Yayınları |
|
Etiketler |
kitap, tanitimlari, tanıtımları |
Konuyu Toplam 15 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 15 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
IRCForumları - Kitap Tanıtımları İndex | AftieL | Kitap Tanıtımları | 0 | 03 Eylül 2014 17:16 |
İskender PALA -Od Kitap Özeti –Bir Yunus EMRE Romanı -IRCForumları -Kitap Tanıtımları | Sevda | Kitap Tanıtımları | 3 | 21 Temmuz 2014 03:04 |
Hasret – Canan Tan - IRCForumları - Kitap Tanıtımları | Sevda | Kitap Tanıtımları | 1 | 21 Mayıs 2014 02:41 |
Aşram - Ram Ören - IRCForumları - Kitap Tanıtımları | Sevda | Kitap Tanıtımları | 0 | 21 Ağustos 2012 18:41 |
Kitap Tanıtımları Kategorisi Hakkında! | Lanet | Kitap Tanıtımları | 0 | 12 Ekim 2011 21:20 |