IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 28 Aralık 2010, 18:41   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
~ 'VATAN' Şair'i unutulmadı!.





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün üzerinden 74 yıl geçti. Milli şair, Aralık'ın 27'sinde yine soğuk bir İstanbul günü son nefesini verdi doğduğu şehirde. Milli Mücadele'nin en çetin günlerinde oğlu Emin'in elinden tutup İstanbul'dan Anadolu'ya geçmiş, verdiği vaazlarla Kurtuluş Savaşı'nın bir neferi olmuştu. Birinci Meclis sıralarında Burdur vekili olarak oturmuş, bir tarihe tanıklık etmişti. Peki gerçekte ne kadar tanıyoruz Mehmet Akif'i? Ankara'nın soğuğunda üzerinde palto yokken, İstiklal Marşı için açılan yarışmanın ödülü olan 500 lirayı elinin tersiyle ittiğini biliyoruz, veterinerlik okuduğunu da. Ya Teşkilat-ı Mahsusa ile olan ilişkisini? İttihat ve Terakki'ye üye olurken ettiği yemini? Nasıl bir baba olduğunu? En çok nelere kızdığını?
Mehmet Akif, 1873 yılında İstanbul Karagümrük'te dünyaya gözlerini açtı. Nüfusa kaydı, doğumundan sonra babasının imamlık yaptığı Çanakkale Bayramiç'te yapıldığı için, nüfus kağıdında doğum yeri Bayramiç yazıyordu. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya göç etmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosava İpek kenti doğumlu Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'ydi. İlk öğrenimine o zamanların adeti gereği 4 yıl 4 ay 4 günlükken Emir Buhari Mahalle Mektebi'nde adım attı.
Orta öğrenimindeki adresi Fatih Merkez Rüştiyesi'ydi. Dil derslerine büyük önem veriyordu. Türkçe'nin yanı sıra Arapça, Farsça ve Fransızca derslerindeki başarısı dikkat çekiyordu. 12 yaşındayken dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi'ne kaydoldu. Mehmet Akif, okulun yüksek kısmına devam ederken iki büyük acıyla sarsıldı. Önce babasını kaybetti, ardından da baba ocağı Fatih yangınında kül oldu. Aile yoksulluğa sürüklenmişti. Maddi zorluklardan dolayı Mehmet Akif, Mülkiye'yi bırakmış yatılı olarak ilk sivil veteriner yüksek okulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ne yazılmıştı. Öğrenciyken Kuran'a Hitap adlı ilk şiiri Mektep Mecmuası'nda yayınlanmıştı. Artık vatan şairi, şiir dünyasına adım atmıştı.

İTTİHAT VE TERAKKİ'YE ÜYE OLDU.


Kuran'ı Kerim'i ezberleyip hafız sıfatını da alan Mehmet Akif, 20 yaşındayken okuldan birincilikle mezun oldu. Ziraat Bakanlığı'nda 20 yıl sürecek olan memuriyet hayatına başlamıştı. 25 yaşına geldiğinde ise İsmet Hanım'la evlendi. Mehmet Akif memuriyet hayatına devam ederken bir taraftan edebiyat öğretmenliği yapıyor, diğer taraftan da şiirleri ve yazıları Servet-i Fünun Dergisi'nde yayınlanıyordu.


II.Meşrutiyet ilan edildikten 10 gün sonra da İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olmuştu. Ancak Mehmet Akif'in üyelik yeminine bir itirazı vardı. Metindeki 'Cemiyetin bütün emirlerine kayıtsız şartsız itaat edeceğim'' bölümünü karşı çıkmış ve yemini, ''sadece iyi ve doğru olanlarına'' diye değiştirmişti. II. Meşrutiyet'ten hemen sonra iki arkadaşıyla birlikte Sırat-ı Müstakim adında bir dergi çıkarmış ve derginin başyazarı olmuştu. Milli şair, dergideki yazı ve şiirlerinde İslam Birliği görüşünü savunuyordu.

ATEŞLİ VAAZLAR VERDİ.


Mehmet Akif'in İslam Birliği'ni kurma hayali Teşkilat-ı Mahsusa'yla yolların kesişmesine neden oldu. 1914 yılında Berlin'e gidip, İngilizlerle birlikte Osmanlı'ya karşı savaşırken Almanlar'a esir düşen müslümanların kamplarını ziyaret etti. 2 yıl sonra ise Teşkilat-ı Mahsusa Mehmet Akif'i Arabistan'a gönderdi. Görevi Araplar'ı Osmanlılar'a karşı kışkırtan İngiliz propagandası ile mücadele etmekti. Bir bakıma Arabistan çöllerinde ünlü İngiliz ajan Lawrence'a karşı mücadele ediyordu. Mehmet Akif, Arabistan'dayken Çanakkale zaferini öğrenmiş ve bu zaferden duyduğu coşkuyla ünlü Çanakkale Destanı'nı da kaleme almıştı.

Mehmet Akif, milli mücadele yıllarında da aktif rol oynamıştı. Balıkesir Zağnos Paşa Camii'nde verdiği vaaz büyük yankı uyandırmış, Mustafa Kemal milli şairi Ankara'ya davet etmişti. Mehmet Akif de bu davete uyup, oğlu Emin'le birlikte Anadolu'ya geçti. 1. TBMM'de Burdur milletvekili olarak görev yapan Mehmet Akif, halkı düşmana karşı direnişe davet etmek için birçok şehirde vaazlar verdi. Verdiği ateşli vaazlar bastırılıp tüm Anadolu'ya dağıtılıyordu.

ÜSTÜNDE PALTOSU YOKTU AMA..


Bir taraftan Kurtuluş Savaşı sürerken Ankara Hükümeti İstiklal Marşı için bir yarışma düzenlemiş ve birinciliğe de 500 lira ödül koymuştu. Yarışmaya 724 eser katılmış ama aranan bulunamamıştı. Şair Mehmet Akif ise ortada para ödülü olduğu için yarışmaya katılmamış ama dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarıyla Ankara'da kaldığı Taceddin Dergahı'na kapanıp İstiklal Marşı'nı yazmaya başlamıştı. ''Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak'' dizeleriyle başlayan İstiklal Marşı, 17 Şubat 1921 tarihinde TBMM'de üst üste 4 kez okunarak ulusal marş olarak kabul edildi.

Milli Şair, ödül olan 500 lirayı ise Hilal-i Ahmer (Kızılay) bünyesinde kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar'ül Mesai Vakfı'na bağışladı. Mehmet Akif, bu parayı bağışladığında üstünde paltosu yoktu; bir arkadaşından aldığı ödünç paltoyu giyiyordu. Mehmet Akif, Safahat adlı ünlü eserine İstiklal Marşı'nı koymamıştı. Gerekçesi ise şuydu: "O benim değil milletimindir."

SİROZDAN ÖLDÜ.


İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Mehmet Akif, Kurtuluş Savaşı bittikten sonra İstanbul'a döndü. Kışları Mısır'da, yazlarını İstanbul'da geçiriyordu. 1926'da ise Kahire yakınlarındaki Hilvan kentine yerleşti, adeta inzivaya çekildi. Mehmet Akif'in Türkiye'de gerçekleşen devrimlerin ülküsüne ters düştüğü için Kahire'ye yerleştiği de sık sık dile getirildi. Mısır'dayken Diyanet İşleri Başkanlığı'nın isteği üzerine Kuran'ı Kerim çevirisiyle uğraşan Mehmet Akif, bu meal üzerinde 6-7 çalıştı. Ancak iddialar o ki, sonuçtan memnun olmadı, mukavelesini iptal etti ve öldükten sonra çalışmasının yakılmasını vasiyet etti. Siroz hastalığına yakalanan Mehmet Akif, 1936 Haziranı'nda İstanbul'a döndü ve 27 Aralık 1936'da Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda son nefesini verdi.

KİMLİK KARTI.

■ 20 Aralık 1873'te İstanbul'da doğdu.
■ 1898 yılında İsmet Hanım'la evlendi. Bu evliklikten Cemile, Feride, Suadi, İbrahim Naim, Emin ve Tahir adlı çocukları dünyaya geldi.
İlgi duyduğu spor dalları: Güreş, koşma, yüzme ve gülle atma.
'İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?' sorusuna verdiği yanıt: ''Allah, bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!''
Oğlu Emin'in ifadeleriyle babası: ''Temizliği çok severdi. Vücudu, eli, ayağı her zaman tertemizdi. Dişlerini misvak ile fırçalardı. Tırnaklarımı zamanında kesmezsem çok kızardı. Sabahları erken kalkar, yaz kış soğuk su ile duş yapardı.''
Erkeklerde sevmediği özellik: Süs
Dayanamadığı şey: Gürültü
Eserleri: Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım, Gölgesada.

Habertürk gazetesi.

__________________
Yine Yeniden Aga.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
unutulmadı, vatan, şairi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Unutulmadı AppendiX ... vioLeta Tebrikler & Kutlamalar 13 03 Şubat 2021 15:09
Şair Cemal Süreya'nın ipek böceği sesli eşi şair Zühal Tekkanat vefat etti Fragile Haber Arşivi 1 28 Ekim 2019 18:13
Barış Akarsu unutulmadı MoSFeT Kültür ve Sanat 0 01 Temmuz 2010 18:52