İnsan Kaynakları ne zaman değişecek?

Dünya değişiyor, zaman çok hızlı geçiyor, teknoloji çok ilerliyor, eğitim sistemleri değişmeye başladı. Yeni kuşaklar geliyor, X’i var, Y si var Z’si var. Değişimden söz ettiğimiz ve değişmeyen tek şeyin değişim olduğu bu zamanda İnsan Kaynakları değişmiyor. Çok sayıda şirket artık çalıştıracak personel bulamıyor ve bu durumu şaşkınlıkla karşılıyor. Bu çocuklar niye çalışmıyor? Özellikle fabrika tarzı kurumlar personel temin etmekte zorlanıyorlar. Gelecekte bu durum daha da büyük boyutlara ulaşacak gibi görünüyor. Bazı İK yöneticileri bu durumu, insanların giderek tembelleştiği ve yeni kuşağın gamsız ve sabırsız olduğu tezi ile desteklemeye çalışsa da artık kimse bu İK masallarına inanmıyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

İnsan Kaynaklarının tarihi 1890′larda NCR Corporation’ın adlı şirketin ayrı bir personel ofisi oluşturmasıyla başladığı söylenir. Aslında Sanayi Devrimi ile birlikte başladığını söyleyebiliriz. Peki o zamandan bu zamana İK ne yaptı? İnsan Kaynaklarının görevlerine bir göz atarsak 100 yıldır durmadan şunları yapıyor İK
Seçme Yerleştirme, İş Analizi, Eğitim ve Geliştirme, Ücret Yönetimi, İş Güvenliği ve Sağlığı, Performans Yönetimi, Kariyer Planlama
100 yıldır yeni bir şey yok diyebiliriz. İnsan Kaynakları, seçiyor, eğitiyor, maaş veriyor, performans ölçüyor ve kariyer planlarını yapmaya çalışıyor. Son zamanlarda buna çok az iç iletişimi ve Sosyal medyayı da katmış bulunmakta. Yani 100 yılda sosyal medyayı saymazsak İK de yeni bir gelişme yok. Aynı tas aynı hamam.

Dünle beraber gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Mevlana

İK’da kullanılan sistem neredeyse 100 yıl önceki İK sistemiyle aynı gibi. Konferanslarda bir yıl, işe alım, bir yıl performans, bir yıl iş analizi, bir yıl eğitim konuşuluyor ve İK hep aynı konuları tekrarlayıp duruyor. İK’cılar bile sıkıldı bu konferanslardan. Ford 1908 yılında T modelini satarken, “Müşterilerimiz istedikleri renk arabayı satın alabilirler, siyah olduğu sürece” diyebiliyordu. Çünkü seçenek yoktu. Günümüzde buna cesaret edebilecek bir firma olamaz çünkü seçenek çok. Ama İnsan Kaynakları 2012 yılında hala siyah araba satmaya çalışıyor ve niye araba satılmıyor diye veryansın ediyor. Bu nedenle de bir türlü istediği konuma gelemiyor. İşin en tuhaf yanı 2012 yılı hedefi stratejik ortak olmak olan İK departmanları ve müdürleri var. Bazı şeyler hedeflenmez, yapılır. Yönetime ortak olarak görülmeyen bir İK hiç kurulmamalı zaten.
100 yıldır ne yapıyor İK? Seçme Yerleştirme, İş Analizi, Eğitim ve Geliştirme, Ücret Yönetimi, İş Güvenliği ve Sağlığı, Performans Yönetimi, Kariyer Planlama. Bazı İK’cılar bizden istenen bu, biz profesyoneliz diyor. İsteneni değil, istenenden fazlasını yapmadıkça İK düzelemeyecek.

“Talebe göre arz, sizi köleleştirir. Talep edilenden daha fazlasını üretmelisiniz. O zaman kazık kök değil sac ayağı kök salarsınız. Çekince çıkmaz, tüm toprağınızı da yanınıza alırsınız” Barbaros Şansal

Artık yeni şeyler yapmalı İK çünkü insanlar istemedikleri işlerde çalışıyor, eğitimlerde zamanı yönetmeyi, takım çalışmasını ve motivasyonu öğrenmekten bıktılar, ücretleri beğenmiyorlar, performansları düşük ve gelecekte ne yapacaklarını bilmiyorlar. İK isminden başlayarak tüm insan kaynakları süreçlerini değiştirmeli. İK böyle yapılır diye diretenlere de ne yaptığını değil, yaptığı işin sonucunu hatırlatmak ve niye personel bulamadığını sormak gerekiyor. Dahası İnsan Kaynakları süreçlerini yeniden tanımlamak, bazılarını kaldırmak, bazılarını da yeniden oluşturmak gerekiyor.
İK sanayi devrimi ile kurulan tüm sistemini değiştirmesi gerektiğinin farkında mı? Farkındaysa işte şimdi yeni bir şeyler söylemek zamanı. İK’cılar neler söyleyecek 2013 te çok açık şekilde göreceğiz. Bakalım İK değişecek mi?