IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 05 Eylül 2011, 19:03   #1
Çevrimdışı
Ruj
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Güç aslında içimizde




Güç Aslında İçimizde
Potansiyellerimizin farkına varmak





İnsanın kendini tanıyabilmesi, kendi gücünü keşfetmesine bağlıdır; Bunun için: İnsan yaşantısını ve yaşantısındaki değişimi gerçekleştirecek gücü kendi denetimi altında tutmalıdır. Bunun için kendine yeteri kadar özgüveni olmalıdır.






1. KENDİMİZİ TANIMAK


Örnek Olay: BİR KARTAL MASALI
Bir zamanlar, büyük bir dağın tepesinde bir kartal yuva yapmış. Bir süre sonra kartalın, dört adet yumurtası olmuş. Yumurtalar henüz kuluçka dönemlerindeyken dağda bir deprem olmuş. Kartalın yuvasındaki dört yumurtadan biri, depremin şiddetiyle yuvadan düşüp, dağın tepesinden yuvarlana yuvarlana vadideki bir çiftliğe dek ulaşmış. Bu çiftlik, bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar, kendi yumurtalarına pek benzemeyen bu değişik ve biraz da büyük yumurtayı sahiplenmek istemişler. Yaşlı bir tavuk, yumurtayı koruması altına almış ve öteki yumurtalardan çıkacak yavrulardan ayırmaksızın büyütmeye karar vermiş.
Günü dolup, zaman geldiğinde yumurtanın içindeki kartal yavrusu kabuğunu kırmış ve dünyaya gelmiş.
Bir tavuk çiftliğinde bulunduğunu ve kendisinin de çevresindeki yüzlerce tavuğun arasında olduğunu görünce, kendini de tavuk sanmış ve çiftlikteki tavuklarla birlikte, oda bir tavuk gibi büyümeye başlamış. Yalnızca o, kendisini tavuk gibi görmekle kalmıyor, çiftlikteki tüm tavuklarda onu bir tavuk olarak görüyorlar ve ona bir tavuk muş gibi davranıyorlarmış. Zaman zaman içinden;
- “Ben çevremdeki tavuklara benzemiyorum... acaba ben kimim? “diye soruyormuş.
Ama, bu kuşkusunu bir türlü dile getiremiyormuş. Ne de olsa o da bir tavukmuş ve tavuk olduğunu da bilmeli, kabul etmeliymiş.
Bir gün çiftlikte öteki tavuklarla birlikte oyun oynarken, yukarılardan birkaç kartalın özgürce uçtuklarını görmüş.
Kendini tutamamış, yüreğinde bir anda oluşan coşkuyla haykırmış:
- “Aman Allah’ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Bende onlar gibi uçmak istiyorum...”
Tavuklar, onun bu sözlerine hep birlikte gülmüşler.
- “Sen bir tavuksun ve şunu asla aklından çıkarma; tavuklar kartallar gibi uçamazlar.”
Küçük kartal, o günden sonra hemen her gün gökyüzüne bakıyor ve yukarılarda uçan kartal arıyormuş gözleriyle.... bir kartal gördüğünde ise çiftlikteki öteki tavukları unutuyor, gökteki kartal gözden kayboluncaya dek büyük bir hayranlıkla ve özlemle, onu izliyormuş
Sonra da tüm hayranlığını ve özlemini, kartal gördüğü her zaman olduğu gibi, hep aynı sözlerle dile getiriyormuş:
- “Ah tanrım, ne olur, ben de onlar gibi uçabilsem... bende onlar gibi özgürce kanat açabilsem göklerde....”
O böyle konuştukça, bu kez çevresindeki tüm tavuklarda her zaman söyledikleri sözleri bir kez daha , bir kez daha yineliyorlarmış:
- “Vazgeç düşlerinden... sen tavuksun ve hep tavuk olarak kalacaksın....”
Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yineledikleri bu sözlerinden öylesine etkilenmiş ki.... sonunda bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açmak düşünden vazgeçmiş ve yaşamını bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş. Ve bir tavuk gibi sürdürdüğü yaşamının sonunda bir tavuk gibi ölmüş.

  • İnsan, kendi sorunlarıyla baş edebilir ve kararlarını kendi uygulayabilirse, kendini daha güçlü hisseder.
  • İnsan, dış etmenler tarafından engellenmedikçe kendi yönünü seçebilme yeteneğine sahip olan bir varlıktır.
  • Kendini iyi tanıyan insan, kendini daha çok kabul ettiren insandır.
  • Kendini tanıyan kimse, gerçek duygu ve düşüncelerinin farkındadır.
İnsanın kendini tanıyabilmesi, kendi gücünü keşfetmesine bağlıdır; Bunun için: İnsan yaşantısını ve yaşantısındaki değişimi gerçekleştirecek gücü kendi denetimi altında tutmalıdır. Bunun için kendine yeteri kadar özgüveni olmalıdır.
Sorumluluk bir başkasına ya da yaşam tarzına devredilmemelidir.
Hızlı bir şekilde öğrenmeye ve çevrede olup bitenleri anlamaya çalışılmalıdır.
Gerilim denetim altına alınmalıdır. Aşırı baskı altında kalmak kadar, tümüyle stressiz olmak da sakıncalıdır.
Aşağılık duyguları içinde, insan, kendi gücünü aşan girişimlerde bulunmamalıdır.
Değiştirilemeyecek koşullar belirlendikten sonra, yaşantının geri kalan kısmı, insanın kendi kararları doğrultusunda şekillendirilmelidir.
Değişim isteğine karşı koyan, eskisi gibi davranma davranışının yenilmesi gerekir.
İnsanın haklılığını savunacak sözü olmalıdır. Bu, korkaklıkla (pasiflik) saldırganlık arasında bir yerdir. Bunun yeri doğru belirlenmelidir .
İnsan olaylar karşısında soğukkanlı olmalıdır. “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur” ya da “öfkeyle kalkan, zararla oturur.” özdeyişleri unutulmamalıdır.
Davranışların sözler kadar etkili olduğu, beden dili kullanılarak gösterilmelidir.
İnsan ilişkilerinde, iyi olan bütün gücün gösterilmesi gerekir.
Yaşamak için bir amaç edinmek, değişiklik yapma sorumluluğunu sürekli duymakla olacaktır.

İnsan ilişkilerinin olumlu yönde gelişebilmesi için :
“Karşılıklı saygı
Empatik bir yaklaşım
Kişinin kendisi gibi olması” gerekmektedir.

1. Karşılıklı Saygı : Karşısındakilerle ilişkide bulunan kişi, bu kim olursa olsun hoşgörüyle kabul edilmelidir. Kişilere saygı ile yaklaşmak, arada daha derin ve olumlu bir ilişki kurulabilmesine olanak sağlar. İnsana, saygın bir kişi olarak davranılması, insanın en büyük beklentilerinden birisidir.
2. Empatik Bir Yaklaşım: Diğer insanın duygularının yoğunluğunu anlatım, algılama ve anlama yeteneğidir.
Karşımızdaki kişinin gözünü alıp kendi gözümüz yerine koymak demektir. Empati, olayların başkasının gözünden, onun duyguları ve olaya yüklediği anlamlar ile görebilmektedir. Empatik anlayış göstermek kolay değildir. Karşımızdaki kişiyi yargılamadan onun sorununu onun bakış açısıyla görmek kendi görüş açımızın da değişmesi riskini beraberinde getirir. İnsanları ne kadar anlayışla dinlersek, kendi görüşlerimizin değişmesi pahasına bile olsa, dıştan bakışa göre, iç yaşantımız zenginleşir, hoşgörümüz artar.
İnsanlara saygı duymak, onlara karşı dürüst olmak ve onları empatik bir anlayışla dinlemek, insan ilişkilerini düzelten en güvenilir etmenlerdir. Bunun yardımıyla, başkalarını yargılama eğilimimizden kurtulabiliriz.
3. Kişinin Kendisi Gibi Olması: İnsanlara karşı açık ve berrak olmak; içi-dışı ve özü-sözü bir olmaktır. Dürüstlük, içtenlik ve doğruluk anlamına gelmektedir. Yani, içimizden geçenleri doğru olarak algılamak, öz benliğimizle ilişki içinde olmak, yaşadığımız duyguların farkında olmak ve bu duygularımızı, uygunsa karşımızdaki kimselere aktarmak demektir.
Saydam olan kişinin öfkesi, sevinci ve kaygısı sözlerinde ve mimiklerindedir. Özü-sözü bir olan insanla daha rahat yaşanır.
Bir insan ne kadar uyumlu olur ise, ne kadar özü-sözü bir ise, ne kadar özentisiz ve yapmacıksız ise, onunla o kadar rahat ve olumlu bir ilişki kurulur.

2. İHTİYAÇLARIMIZ


Fizyolojik ihtiyaçlar: Yemek yeme, su, uyku, cinsellik.
Güvenlik ihtiyaçları: Can ve iş güvenliği, iş güvencesi, tehlikelerden korunma.
Sosyal ihtiyaçlar: Gruba mensup olma, kabul edilme, Dostluk.
Kendini gösterme ihtiyacı: Tanınma ve itibar kazanma, kendine güven duyma.
Kendini tamamlama ihtiyacı: Sahip olunan potansiyeli gerçekleştirme, yaratıcılık. Kişi, önce en alt düzeyde bulunan ihtiyaçlarını tatmin etmek için davranır. Karnı aç bir kişiyi, sosyal ihtiyaçlarını (3. grup) tatmin etmeye çalışarak motive etmek mümkün değildir.

2.1. İnsanın Dört İhtiyaç ve Yeteneğinin Geliştirilmesi

“Yaşamak, sevmek, öğrenmek ve bir miras bırakmak”
ü Yaşamak gıda, giyim ,sağlık gibi şeylere duyduğumuz fiziksel ihtiyaçlardır.
ü Sevme ihtiyacı ait olmak, diğer insanlarla iletişim, sevilmek ile ilgili sosyal ihtiyacımızdır.
ü Öğrenme, gelişmek ve büyümek için duyduğumuz zihinsel( bilişsel) ihtiyacımızdır.
ü Bir miras bırakmak ise, anlam, amaç, üretim ve katkı için duyduğumuz ruhsal ihtiyaçtır.
Bu ihtiyaçlardan herhangi birinin karşılanmaması, yaşam kalitesini düşürür.
Bu ihtiyaçlardan herhangi birinin karşılanmaması, enerji ve dikkatinizi yutan bir kara delik haline gelir.
Bu ihtiyaçlardan herhangi birinin karşılanmaması, sizi aciliyet bağımlısı haline getirebilir.

Bu ihtiyaçlar arasında denge ve sinerji(Uyum) önemlidir.

Bu dört ihtiyaç arasındaki karşılıklı ilişki ve güçlü sinerji görüldüğü zaman bir iç denge, doyum ve neşe yaratacak şekilde ihtiyaçlar karşılanabilir. Bu dört temel ihtiyacı dengeli bir şekilde karşılamak insanı güçlendirir. Hatta başkalarında yardım edebilir hale gelebiliriz.
Yaşam kalitesi, önemli işleri ne derece önceliklerimiz haline getirdiğimize, biz duygusuna sahip olmakla yani başkalarıyla içtenlikli ve sinerjik bir etkileşim halinde olmakla arttırılabilir.
3. ZAMANI YÖNETMEK


Zaman, arka arkaya dizilmiş olayların ve olguların algılanmasıdır. Zaman hayattır. Geri döndürülemez, hiçbir şey onun yerini tutamaz. Zamanımızı harcamak hayatımızı harcamaktır. Zamanımızı iyi kullanabilmek hayatımızı iyi kullanıp hep iyi sonuçlar almak demektir.
Zamanımızı nasıl değerlendirebileceğimize ilişkin doğru kararlar vermek, etrafta bulunan herhangi işi verimli şekilde yapmaktan daha önemlidir. Verimlilik yerine göre iyidir. Başarılı insanın bizden daha fazla zamanı yoktur, bunlar zamanı etkili kullananlardır.
Bütün diğer kaynaklar gibi, zamanda kullanılabilir bir özelliktir ve ondan yararlanılabilir. Zaman yenilenmesi mümkün olmayan bütün kaynakların en değerli olanıdır. Zaman diğer kaynaklardan farklı olarak ; alınıp satılamaz, biriktirilemez, başkasından aktarılamaz, depolanamaz, üretilemez, çoğaltılamaz, ve değiştirilemez. Ancak zaman tasarruflu kullanılabilir.
ZAMAN AYIR

  • Çalışmak için zaman ayır. Bu başlarının bedelidir.
  • Düşünmek için zaman ayır. Bu gücün kaynağıdır.
  • Eğlenmek için zaman ayır. Bu dinç kalmanın sırrıdır.
  • Okumak için zaman ayır. Bu bilginin temelidir.
  • Başkalarına yardım için zaman ayır. Bu mutluluğun kaynağıdır.
  • Sevmek için zaman ayır. Bu yaşamın kaynağıdır.
  • Hayal kurmak için zaman ayır. Bu ruhu yıldızlara ulaştırırı.
  • Gülmek için zaman ayır. Bu yaşamın yükünü hafifletir.
  • Plan yapmak için zaman ayır.
Bu ilk dokuz maddeyi yapabilmek için gereken zamana sahip olmanın sırrıdır.


3.1. ZAMANIN İYİ KULLANILMASI
Zaman ustası olanlar;

  • Her an ne yapacağını zamanını en yararlı biçimde nasıl kullanacağını bilir.
  • Hatasını, eksiklerini, karakterinin hangi kötü yola sapmaya elverişli olduğunu, onlarla şakalaşacak kadar öğrenmiştir.
  • Hayatında yaşadığı her evreden ve her olaydan gereken dersi alarak deneyimlerini ve iç güdülerini geliştirmiştir.
  • Mesleki veya kişisel, sosyal veya özel olsun yalnız kendi hayatını yaşar.
  • Hiçbir şeyi unutmayacak biçimde ek bir bellek sistemine sahip olduğundan bellekteki bütün anlamsız nedenlerin yerine anlamlı sorular niçin ve nasıllar almıştır.
  • Ulaşmak istediği amaçlara göre her gün zamanını nasıl kullanması gerektiği hakkında yoğunlaştırmayı bilir.
3.2. Kullanabileceğimiz Zaman Çeşitleri

· Vücudumuza ayırdığımız zamanlar.
· Boş zamanlarımız.
· Zevklerimiz için harcadığımız zamanlar.
· Tüketim için harcadığımız zamanlar.
· Seyahatlerde geçen zamanlarımız.
· Dinlenmeye ayırdığımız zamanlar.
· Sevgiye ayırdığımız zamanlar.
· Başkalarına ayırdığımız zamanlar.
· Ailemize ayırdığımız zamanlar.
· Okumaya ayırdığımız zamanlar.
· Gelişmemize ayırdığımız zamanlar.y
· Geliştirmemize ayırdığımız zamanlar.
· Meditasyon anlarımız.
· Çocukluğumuzu aradığımız zamanlar.
· Yalnız kaldığımız zamanlar.
3.3. Sizden Kaynaklanan Ve Zaman Kaybına Neden Olan Ögeler


· Vücudumuza ayırdığımız zamanlar.· Boş zamanlarımız.· Zevklerimiz için harcadığımız zamanlar.· Tüketim için harcadığımız zamanlar.· Seyahatlerde geçen zamanlarımız.· Dinlenmeye ayırdığımız zamanlar.· Sevgiye ayırdığımız zamanlar.· Başkalarına ayırdığımız zamanlar.· Ailemize ayırdığımız zamanlar.· Okumaya ayırdığımız zamanlar.· Gelişmemize ayırdığımız zamanlar.y· Geliştirmemize ayırdığımız zamanlar.· Meditasyon anlarımız.· Çocukluğumuzu aradığımız zamanlar.· Yalnız kaldığımız zamanlar.
  • Kendini değerlendirme biçiminiz
  • Yetersiz puanlama
  • Olayları önceden kestirmede yetersizlik
  • İyi tanımlanmamış amaçlar
  • Zamanın işlere kötü(dengesiz-önemleri ile orantısız) bölüşümü
  • Yarına bırakma eğilimi
  • İşlerin hepsini birden yapma isteği
  • Doğrudan size ait yanlışlar
  • Ayrıntıya çok önem verme eğilimi
  • İşlerin çalışanlar arasında dağıtımında yetersiz kalmak
  • Her şeyi ve herkesi bizzat denetleme tutkusu
  • Başkalarının yapabileceği işleri-düzenlemeleri bizzat yapmak
  • Birilerine uygun olmayan zamanlarda telefon etmek
  • Birlikte çalıştığı görevlilerle sık sık tartışmak
  • Beklenmeyen ziyaretçilerden yakasını kurtaramamak
  • Önyargılar-saplantılar
  • Düzensiz heyecanlanmalar
  • Disiplinsizlik
  • Başkalarını incitmek-küstürmek korkusu
  • HAYIR diyememek (çok fazla yumuşak yüzlü olmak)
  • Dinlenmesini bilmemek
  • Yavaş okumak
  • Çevrede çalışmaya yoğunlaşmayı engelleyen objelerin varlığı
  • Herkese çay kahve ikram etmek
  • Sürekli makamda oturmak
  • Sohbet etmek
Gecikmelerle Mücadele
  • Bitirme tarihini belirleyin
  • İlk önce sıkıcı olan işi yapın
  • Ödüllendirme sistemi kurun
  • İşleri küçük bölümlere ayırın
  • Sizi uyaracak biriyle anlaşın
  • Yukarıdaki hazırlıklar tamamsa şimdi yapın.
3.5. Kurumdan Kaynaklanan Ve Zaman Kaybına Neden Olan Öğeler
  • Başkalarının kendilerini değerlendirme biçimleri
  • Diğer çalışanların kötü plânları
  • Kurumun genel politikasının olmayışı
  • Kurum norm ve değerlerinin gevşekliği
  • Öncelikli amaçların başkaların ki ile çatışması
  • Yönetimin amaçların önceliklerini çok sık değiştirmesi
  • Görev tanımlarının kötü yapılmış olması
  • Otorite yokluğu
  • Toplantılar
  • Göreve geç gelmeler
  • Üst makamların kararlarını bekleme
  • Kötü iş haberleşme
  • Cevap vereceklerin bulunamayışı
  • Problemlerin yanlış ya da kötü tanımlanması
  • Diğer çalışanların yaptıkları yanlışlar
  • Uzayan akran ve müşteri ziyaretleri
  • Personel fazlalığı
  • Büro personelinin azlığı
  • Uzman personelin azlığı
  • Yetişmemiş sekreterler – Makam şoförleri
  • Olumsuz tutumlar
  • Dikkatsizlikler – Başıboşluk – Oyalanma
3.6. ZAMANI KONTROL ETMEK

Zaman Kullanımı Konusunda Önermeler:
  • Plânlı ve programlı çalışmak zamanı akıllı kullanmak demektir.
  • Yetki devri en önemli zaman yönetimi tekniğidir.
  • Sekreter görevlendirmek yöneticilerin; ziyaretçilerini, telefonlarını, yazılarını, randevularını, toplantılarını ve çevre ilişkilerini düzenlemesini sağlar.
  • Programlı çalışmak; ast yöneticilerle, personelle, halkla genel görüşme yapmak, evrak imzalamak için belirli saatler koymak, bu saatlere uymak zaman kazandırır.
  • Sık sık görüşle yardımcıların birimlerin ve danışmanlarının odalarının yakın olması zaman kazandırır.
  • Yapılacak günlük ve haftalık işleri daima önem ve öncelik sırasına göre yapmak zaman kazandırır.
3.7. Önemlilik



Önemli işlere öncelik verilmelidir. Bu noktada önemli ile önemsizi ayırt etmek gereklidir.
Saat ve pusulamız önemlidir. Saat zamanımızı hangi işlere harcadığımızı, pusula önemli olduğunu hissettiğimiz şeyleri ve yaşamımıza nasıl bir yön verdiğimizi simgeler.
Zaman Yönetimi
Çok iyi bir şekilde ve sürekli olarak yapsanız, kişisel yaşamınızda önemli, anlamlı ve olumlu sonuçlar vereceğini bildiğiniz tek etkinlik nedir?
Çok iyi bir şekilde ve sürekli olarak yapsanız, meslek ya da iş yaşamınızda önemli, anlamlı ve olumlu sonuçlar vereceğini bildiğiniz tek etkinlik nedir?
Yanıtlar genelde aşağıdaki gibi olabilir:
· İnsanlarla daha iyi iletişim
· Daha iyi hazırlanma
· Daha iyi planlama ve düzenleme
· Kendine daha iyi bakma
· Yeni fırsatları yakalama
· Kişisel gelişim
· Güçlenme
Aciliyet değil, önemli olana öncelik verilmelidir.

· Vücudumuza ayırdığımız zamanlar.· Boş zamanlarımız.· Zevklerimiz için harcadığımız zamanlar.· Tüketim için harcadığımız zamanlar.· Seyahatlerde geçen zamanlarımız.· Dinlenmeye ayırdığımız zamanlar.· Sevgiye ayırdığımız zamanlar.· Başkalarına ayırdığımız zamanlar.· Ailemize ayırdığımız zamanlar.· Okumaya ayırdığımız zamanlar.· Gelişmemize ayırdığımız zamanlar.y· Geliştirmemize ayırdığımız zamanlar.· Meditasyon anlarımız.· Çocukluğumuzu aradığımız zamanlar.· Yalnız kaldığımız zamanlar.

Bu ilk dokuz maddeyi yapabilmek için gereken zamana sahip olmanın sırrıdır.
Bu ilk dokuz maddeyi yapabilmek için gereken zamana sahip olmanın sırrıdır.



“Yaşamak, sevmek, öğrenmek ve bir miras bırakmak”ü Yaşamak gıda, giyim ,sağlık gibi şeylere duyduğumuz fiziksel ihtiyaçlardır.ü Sevme ihtiyacı ait olmak, diğer insanlarla iletişim, sevilmek ile ilgili sosyal ihtiyacımızdır. ü Öğrenme, gelişmek ve büyümek için duyduğumuz zihinsel( bilişsel) ihtiyacımızdır.ü Bir miras bırakmak ise, anlam, amaç, üretim ve katkı için duyduğumuz ruhsal ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlardan herhangi birinin karşılanmaması, yaşam kalitesini düşürür. Bu ihtiyaçlardan herhangi birinin karşılanmaması, enerji ve dikkatinizi yutan bir kara delik haline gelir.Bu ihtiyaçlardan herhangi birinin karşılanmaması, sizi aciliyet bağımlısı haline getirebilir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
icimizde


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Çok Şey Var Aslında Sarya EylulFM Paylaşım 0 26 Ocak 2023 16:06
Aslında aLya Resimli Sözler 0 30 Mayıs 2020 12:01
Atatürk içimizde yaşıyor N999 Atatürk Köşesi 0 11 Nisan 2012 00:12
Beş yıl içinde içimizde yüzecek! N999 Bilim Dünyasından Son Haberler 0 30 Mart 2012 20:48