IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18 Şubat 2011, 20:39   #1
Çevrimdışı
Nur
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Artvin




Artvin

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Rusya ile sınır ilimiz olan Artvin ilimizden bilgiler:
Yüz Ölçümü:7.436 km²
Nüfusu:168 092

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, Rusya sınırında yer alan Artvin’in güneydoğusunda Kars, güneyinde Erzurum, batısında Rize bulunmaktadır. Kuzeydoğusu Rusya, kuzeybatısı da Karadeniz ile sınırlanmıştır.
Artvin, büyük ölçüde engebeli ve dağlık bir arazide olup, Çoruh Irmağı vadisi geçit vermeyen bu dağları ikiye ayırır. Bu vadinin kuzey ve kuzeydoğusunda yüksekliği 3000 m.yi aşan Doğu Karadeniz sıradağları yer alıp, denize doğru dik sırtlar halinde uzanır. Bölgedeki belli başlı dağlar Yalnızçam Dağları, Karçal Dağı’dır. Kıyıdan iç bölgelere doğru gidildiğinde arazinin birden yükseldiği görülür. Artvin ‘de, ova olarak nitelendirilebilecek alanlar, Arhavi ve Hopa kıyı şeridindeki aluvyal düzlükler dışında başka bir düzlüğe rastlanmaz.
İl sınırları içinde 30′a yakın akarsu vardır. Oltu Çayı, Tortum Çayı, Murgul deresi, İçkale Suyu, Deviskel Deresi, Berta Deresi ve Ardanuç Suyu bunların başında gelmektedir. Bu akarsulardan Karadeniz’e dökülenler dışında kalanlar Çoruh Nehri’nin kollarıdır. Ayrıca İlin çeşitli yerlerinde çok sayıda doğal göl vardır. Bunlardan; Şavşat ve Borçka İlçelerinde bulunanları doğal güzellik ve turizm açısından en önemlileridir. Artvin’in bol yağış alan yüksek dağları orman örtüsü ile kaplıdır. İğne yapraklı ağaç türlerinin ağırlık kazandığı bu ormanların orman altı florası ile de dikkat çeker. Burada yaşayan çeşitli av hayvanları bölgeyi bir av merkezi haline getirmiştir. Ormanların zengin bir bitki örtüsü arıcılık için de elverişli bir ortamı oluşturmuştur. İlin yüzölçümü 7.436 kilometrekaredir.
Artvin Merkezden
İlin ekonomisi tatrım ve hayvancılığa dayalıdır. Arazinin engebeli yapısı tarım alanlarını sınırlı bir hale getirmiştir. Yörede çay, fındık, mısır, portakal, mandalina ve elma gibi ürünler yetiştirilir.
Hayvancılık daha çok yüksek kesimlerde ve yaylalarda yoğunlaşmıştır. En çok sığır ve koyun beslenirse de en önemli ihracat ürünü baldır

Artvin’in eski bir yerleşim yeri olduğu bilinmekle beraber, yörede yeterli araştırma yapılmadığından tarih öncesine ait bilgiler yetersizdir. Ancak, çevrede yapılan kazılar ve yol yapımı sırasında ortaya çıkan buluntulardan MÖ.3000′lere kadar inen Tunç Çağına ait bazı yerleşme izleri ile karşılaşılmıştır. İlk yerleşenlerin kimliği konusunda da yeterli bir bilgimiz bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Artvin yöresine ilk yerleşenlerin MÖ.2000′lerde Orta Asya’dan gelen Hurriler olduğu bilinmektedir.
Görülmesi Gereken Yerler

Akarsular
Çoruh Nehri ve Vadisi: 3225 m. rakımlı Mescit Dağları’ndan doğarak toplam 466 km. kat ettikten sonra Gürcistan sınırları içerisinde Karadeniz’e dökülmektedir. Nehir aynı zamanda dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biridir. Yöre, her yıl dünyanın her tarafından gelen, rafting, kano ve nehir kayağı gibi akarsu sporlarını yapan yerli ve yabancı sporcuları ağırlamaktadır.
Zengin flora ve faunaya sahip Çoruh Nehri Vadisi, aynı zamanda kuşların göç yolu üzerindedir. Nehrin çevresindeki bazı kayalıklarda nesli tükenmekte olan kızıl akbaba türü koloniler halinde yaşamaktadır. Ayrıca Çoruh Vadisi boyunca; boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban domuzu, kurt, çakal, tilki, porsuk, sansar, su samuru, tavşan, keklik, yaban horozu, çulluk, yaban ördeği, üveyik, sarıasma, sarısandal, ardıç kuşu, güvercin, tahtalı kuşu ve çeşitli yaban hayvanı türleri bulunmaktadır.
Bayburt’tan başlayıp İspir ve Yusufeli’ni takip ederek Artvin’e kadar uzanan ve yaklaşık 260 km. uzunluğundaki nehirde, 4 farklı etapta rafting yapılmaktadır. Zorluk dereceleri 1, 2, 3, 4, 5, 6’ya kadar çıkmaktadır. Profesyonel sporcuların tercih ettiği nehirde, 1993 yılında 4. Dünya Akarsu Şampiyonası yapılmıştır.

Altıparmak (Barhal) Çayı:
Artvin ili sınırları içinde yer alan Altıparmak (Barhal) Çayı, Kaçkar Dağları’nın güney yamaçlarından doğar, yaklaşık 40 km’lik bir mesafe kat ettikten sonra Yusufeli’nin 2 km. güneyinde Çoruh Nehri’ne karışır. Altıparmak Çayı, kano ve nehir kayağı için elverişli olup, yüksek dağlarla çevrili son derece güzel ve etkileyici bir vadi içinden akmaktadır. Dağlardaki karların bütün yaz boyunca erimesi nedeniyle, eylül ayına kadar suyun debisi yüksektir. Vadi, yaban hayatı açısından da çok zengin bir güzelliğe sahiptir. Altıparmak Çayı Havzası’na Artvin veya Erzurum üzerinden Yusufeli’ne gelerek ulaşılabilir. Yusufeli’nden itibaren 6. km’sinde Öğdem Deresi, Altıparmak Çayı’na karışmaktadır.

Güngörmez Suyu:
Yusufeli ilçesi Güngörmez dağlarında bulunmaktadır. Akşam karanlığında suyunun akmaya başlaması ve gün açıldığında suyunun kesilmesi ile ünlüdür.
GÖLLER
Borçka Karagöller: Boçka camili karayolu üzerinde olup,Borçka ilçesine 27 km. uzaklıktadır.1800 lü yıllarda bugünkü Klaskur yaylasının yakınında bulunan bir tepenin toprak kayması sonucu Klaskur deresinin önünü kapatması ile oluşmuş göllerdir. Zengin orman örtüsü ve flora çeşitliliği ile ilgi çekmekte olup kamp turizmi için İlimizdeki sayılı yerlerdendir. Ayrıca yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Şavşat Karagöl: Şavşat ilçesine 25 km. uzaklıkta olup, Sahara Karagöl Milli Parkı içindedir. Kamp ve Karavan Turizmi için ilimizdeki en uygun yerlerdendir. Göl kenarında özel sektör tarafından işletilen 20 kişilik konaklama tesisi bulunmaktadır
Artvin Kalesi
Hitit kralı II. Murşit MÖ.1360 yıllarında Artvin’i ele geçirmiştir. Hurrilerin soyundan gelen Urartular, başkenti Van olan, geliri tarım-hayvancılık-ticarete dayalı Doğu Anadolu merkezli bir devlet kurmuşlardır. Kuzey sınırlarını Artvin’e kadar genişlettiler. Ancak doğudan büyük göçlerle gelen İskitlerin baskısı sonucu yıkılmıştır. Artvin bundan sonra Kafkasya’dan gelen İskitlerin egemenliği altında kalmıştır. İskitler, Artvin’i ele geçirerek, askeri üs olarak kullanmaya başlamışlardır.
İskitlerden sonra, Arsaklar adı verilen bir sülale Artvin’e egemen olmuştur. Şaman dinine bağlı olan bu sülale MS. 350’li yıllarda Bizans etkisinde kalarak Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. Böylece Bizans yöreye dini anlamda da hakim olmuştur. MS.575 yılında Pers Kralı I. Darius Bizans’a saldırmış, bundan yararlanan Hazar Türküleri Çoruh boylarına egemen olmuşlardır.
Karagöl
Hz.Osman döneminde İslam orduları kumandana Mesleme Oğlu Habib, Bizans’ı yenerek Şavşat-Ardanuç-Artvin’i ele geçirmiştir. Emeviler döneminde Hazarlar ile birleşen Artvin halkı Arap ordularına karşı direnmişse de 786’da Abbasi Halifesi Harun Reşit Çoruh bölgesini başkent Bağdat’a bağlamıştır. 853-1023 Artvin’de Bagratlar ve Sac isimli Abbasilere bağlı iki beylik kurulmuştur. Bunlardan Sac emirliği yıkılınca Artvin yeniden Bizans’ın eline geçmiştir. 1040 Dandanakan Savaşında Gaznelileri yenen Selçuklular, 1048 Pasinler savaşı ile Artvin sınırına kadar gelmişlerdir. Alparslan 1064’te Gürcistan seferine çıkarak Çoruh boylarını ele geçirmiş, .Alparslan’ın ölümünden sonra Bizans’tan yardım alan Gürcü Kralı Gorgi Artvin’i tekrar ele geçirmişse de 1081’de Melikşah’a yenilince, Melikşah’ın desteği ile Çoruh’uda içine alan Erzurum-Bayburt –Kars merkezli Saltukoğlu Beyliği kurulmuştur. Bundan böyle Asya’dan gelen Türkler Artvin’de yaygınlaşmıştır. Büyük Selçuklu Devletinin yıkılışından sonra Artvin bir süre Atabeyliğine bağlanmış, 1263’te Kubilay Artvin’i ele geçirerek bu yöreyi İlhanlı topraklarına katmıştır. 1458-1463-1466 yılları arasında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Çoruh boylarına üç sefer düzenlemişse de Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmed’e Oltukbeli Savaşında yenilince, yöre 1502’de Safavilerin eline geçmiştir.
Barhal Kilisesi

Artvin İlinin Osmanlı yönetimine geçtiği evrelere ait belgeler yeterli değildir. Bununla beraber, Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon Rum Devletini yıkarak Karadeniz bölgesinin sahil kıyısını Artvin İlinin kıyı kesiminden itibaren ele geçirdiği bilinmektedir. Bu esnada Artvin-Yusufeli-Ardanuç-Borçka Çıldır Atabeyliğinin elinde bulunuyordu. Yavuz Sultan Selim Trabzon valisiyken Gürcistan’a yaptığı seferde Batum’un güneybatısında bulunan Güney Kalesini ele geçirmiştir. 13 Haziran 1551′de Ardanuç Kalesini de fetheden Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa bu bölgeyi de Osmanlı ülkesine katmıştır. Artvin ve çevresi Çıldır eyaleti ile birlikte yaklaşık 250 yıl Osmanlı Devletinin egemenliğinde kalmıştır. 1828 Osmanlı Rus savaşı ve savaş sonucu imzalanan Edirne Anlaşması ile Ahıska Osmanlı elinden çıkınca, Osmanlılar Çıldır eyaletinin bir kısmını kaybetmişler, yalnızca Artvin-Borçka-Ardanuç-Şavşat-Yusufeli Osmanlıların elinde kalmıştır.
Dağyolu Kilisesi
1877-78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus savaşı’nda Ruslar Kars-Ardahan-Batum’u işgal ettikten sonra Türk topraklarına doğru ilerlemeye başlamışlardır. 3 Mart 1878’de Osmanlı ile Rusya arasında 29 maddeden oluşan Ayestefanos barışı imzalandı.Bu antlaşmanın 19. maddesinde yer alan 245.207.301 altın tazminatını ödemeyen Osmanlı, Kars-Ardahan-Batum topraklarını Rusya’ya tazminat karşılığı vermek zorunda kalmıştır. Bunun ardından 23 Aralık 1978’de Berlin Barışı imzalanmış, buna göre; Kars-Ardahan-Batum Rusya’nın eline geçmiştir. 1917 Rus devriminden sonra Ruslar I.Dünya Savaşı’ndan çekilmişler, ardından da 18 Aralık 1917’de Artvin ve Şavşat’ı da terketmişlerdir. Yeni kurulan Sovyet Rusya 3 Mart 1918’de I. Dünya savaşına katılan devletlerle imzalandığı Bresk-Litovsk Anlaşması hükmünce Kars-Ardahan-Batum’u Osmanlılara bırakmışlardır. 18 Haziran 1918’de Osmanlı Hükümeti Gürcistan Milli hükümeti ile anlaşarak Kars-Ardahan-Batum illerinde onların hak iddia etmelerini engellemiştir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.






Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


yöresel yemek

A) HAMUR İŞLERİ

1. Hinkal
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Mayalı hamur mantı kıvamında yarım avuç içi büyüklüğünde puf böreğine benzer şekilde açılır ve içine az yağlı kavurma konur, mantı gibi pişirilir.Yoğurtsuz ve üzerine yağ dökülmeden yenir.

2. Su Böreği

Ülkemizin diğer yörelerinde de yapılan su böreği Artvin'de de yapılır. tere yağı ve içine konan Çiçil (uzayan) peynirle yapılması yöreye özgüdür.

3. Garşo (Ekmek aşı)

Bayat ekmek üzerine tercihe göre tere yağlı sos dökülür.Sos, sadece tere yağlı olabileceği gibi, mevsimine ve tercihe göre domates ve soğanlı ay da yoğurtlu da olabilir.

4. Gaviçi (Gaşil,Papa)

Mısır veya buğday unu sıcak papa şeklinde pişirilir, ortası açılarak eritilmiş tere yağ veya ayran konur. Kaşıkla alınan papa tere yağ veya yarana bandırırlarak yenir.

5. Çimur

Yeni pişmiş mısır ekmeği tere yağ ile karıştırılır ve bulamaç şekline gelene dek kaşık veya elle yoğrulduktan sonra ayran veya çay ile afiyetle yenir.

6. Kete

Fırın , kuzine sobası veya tandırda arasına ceviz ve un karışımı katılarak pişirilen ekmek.

7. Kada

Az yoğurtla açılan hamur için tercihe göre kavrulmuş un, öğütülmüş fındık ya da ceviz konarak burma şeklinde tepsiye halkalar halinde dizilir.Üzerine yoğurt sürülerek fırında pişirilir.

8. Fırın ekmeği

Özellikle esmer buğday unu ile tuğla örülü fırınlarda odun ateşinde pişirilen son zamanlarda yaygın Trabzon ekmeği büyüklüğünde lezzetli ekmektir.Bayatlamaya dayanıklı olması açısından tercih edilir.

9. Tandır Ekmeği

Ağırlıklı sahil ilçeleri dışındaki yerlerde, esmer buğday unu ile tuğla örülü yer altı tandır fırınlarda çalı ateşi ile pişirilen lezzetli bir ekmek türüdür.Kısa sürede bayatlaması nedeni ile anlık ihityaçlarda kullanılır.

10. Mısır Ekmeği (Çadi)

Mısır unu ile pileki veya kuzine sobada pişirilir.Hemen her öğünde sofraların baştacıdır.

11. Pileki Ekmeği

Kilden yapılmış tepsi büyüklüğünde iki plaka içinde buğday veya genellikle mısır unundan yapılan bir ekmek türüdür. Pileki ekmeği, halen bulunmakla birlikte gelişen teknoloji ile birlikte maalesef kaybolamaya yüz tutmaktadır.

12. Lavaş Ekmeği

Fırın, pileki veya tandırda ekmek pişirmeden önce ince hamurdan yapılmış pide karın kısa sürede pişirilir ve taze tere yağı ile yenir.

13. Hamsili Ekmek

Ağırlıklı sahil ilçelerinde, içine pırasa, salça, vb sebze konarak fırında pişirilir.

14. Artvin Pidesi

Özellikle yuvarlak veya kayık şeklinde,üzeri açık veya kapalı içine tercihe göre peynir, kavırma, kıyma, yumurta konularak veya sade (yağlı) taş fırında tere yağla pişirilir.

15. Katmer

İçine kavrulmuş un, kırılmış ceviz veya fındık konarak taze yufka ile yapılan bir börek türüdür.

16. Erişte

İnce ince kıyılmış yufka fırında kavrularak kurutulur ve yıl boyunca saklanır.Üzerine kaynar su gezdirildikten sonra tere yağda döndürülerek servis yapılır.Tercihe göre üzerine toz şeker dökülerek de yenir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
17. Silor

İnce boru şeklinde kıvrılarak bir 4-5 cm eninde kesilen yufkalar fırında kavrularak kurutulur ve yıl boyunca saklanır.Üzerine kaynar su gezdirildikten sonra bir kat yoğurt sürülür ve tere yağ ile servis yapılır.Tercihe göre, bir süre fırında pişirilir.

18. Kaymaklı Börek

İçine kaymak konarak taze yufka ile yapılan bir börek türüdür.

19. Lokum

Mayalı hamur ekmek kıvamında çorba hacminde top eklinde özellikle halis zeytinyağında kızartılır; bal, pekmez veya yoğurda banarak afiyetle yenir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
20. Bişi

Mayalı hamur ekmek kıvamında iki avuç içi büyüklüğünde ince yuvarlak pide şeklinde özellikle halis zeytinyağında kızartılır; bal, pekmez veya yoğurda banarak afiyetle yenir.

21. Ev Makarnası (Mantı)

Mayalı hamur muska veya eksem şeklinde içine kıyma konmadan makarna gibi pişirilir. Üzerine yoğurtsuz ve tere yağ dökülerek afiyetle yenir.

22. Cevizli/Fındıklı Börek

İçine öğütülmüş ceviz veya fındık konarak taze yufka ile yapılan bir börek türüdür.

B) ÇORBALAR.

1. (Nişoşlu) Yoğurt Çorbası

Nane benzeri ve dağlarda yetişen "nişoş" aromalı bitkinin kullanılarak yapılan tere yağlı yoğurt çorbasıdır ve özellikle Artvin'in iç kesimlerinde yayla, mezra ve dağ köylerinde yaygındır.

2. (Beyaz) Lahana Çorbası

Beyaz lahana ince ince doğranarak yoğurt ve çok az un ile yapılan bulamaça su katılarak nane benzeri ve dağlarda yetişen "nişoş" aromalı bitkinin kullanılarak yapılan tere yağlı yoğurt çorbasıdır. Özellikle Artvin'in iç kesimlerinde ; yayla, mezra ve dağ köylerinde yaygındır.

3. (Gemdimalı) Süt Çorbası

Gendima (haşlanıp güneşte kurutulmuş buğday tanesi) ile su yerine süt katılarak yapılır.Bir tür, bol sütlü şekersiz (tercihe göre tuz katılabilir) sıcak sütlaç tadını andırır. Özellikle reyhan ve nane katılan bu çorba, Artvin'in iç kesimlerinde yaygındır.

4. Kesme (Mantılı Süt Yemeği)

Kesme (parça halinde içi boş mantı) su yerine süt katılarak yapılan bir tür çorbadır.

5. (Siyah) Mercimek Çorbası

İçine erişte biçiminde kesilmiş ev mantısı katılarak siyah mercimek ile yapılır.Üzerine tercihe göre sirke dökülerek servis yapılan bu çorba, Artvin'in iç kesimlerinde yaygındır.

6. Çinçar (ısırgan otu) Çorbası

Çinçar (ısırgan otu) ile yapıla daha çok sahil ve sahile yakın yerlerde yaygındır.

7. Şalgam çorbası

Şalgam (pancar) otu, un, yoğurt ve/veya taze kaymak bulamaçı ile yapılan bu çorba türü daha çok dağ köylerinde yaygındır.

C) YEMEKLER

1. Motrella


İpsiz taze fasulye çok az su ile (yağsız) pişirilir.İçine kuru veya taze soğan,öğütülmüş ceviz veya fındık konarak iyice karıştırılırak servis yapılır.Özellikle mısır ekmeği doğranarak sıcak veya taze yenir.Daha çok sahil ve sahile yakın kısımlarda yenir.

2. Lapurçen

Bahar aylarında toplanan taze asma (üzüm) yaprağı güneşte kurutulur.İçine salça konulmadan özellikle zeytinyağı ile parça et veya kemikli etle birlikte doğranmış soğan ile pişirilir.

3. Puçuko

İpsiz taze fasulye güneşte kurutur.Özellikle kış aylarında, içine
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
çok az bulgur ve salça konarak pişirilir.Tercihe göre üzerine sirke dökülerek yenir.

4. Kara lahana

Yıl boyunca tüm ilçelerde vazgeçilmez geleneksel bir yemektir.Kara lahana, ıspanak büyüklüğünde kesilerek suda iyice pişirilir.Suyu süzüldükten sonra içine mısır kırığı (ğırğıl), tercihe göre taze ekşi erik (veya marmeladı), taze mısır taneleri, acı sivri biber ve domates konularak iyice pişirilir.Üzerine eritilmiş tere yağ konarak servis yapılır.İçine taze pişmiş mısır ekmeği doğranarak afiyetle yenir.

5. Çinçar (ısırgan otu) yemeği

Özellikle bahar aylarında taze ısırgan otu ıspanak gibi pişirilir.


6. Kabaklı Taze Fasulye

Taze fasulye bol bal kabağı katılarak çok az tuz ve şeker ile pişirilir.

7. (Bulgurlu) Taze Fasulye

Taze fasulye, içine çok az bulgur pişirilir.

8. (Kinzili) Taze Fasulye

Taze fasulye, yörede salata vb yemeklerde kullanılan ve sevilen bir otsu bitki olan (maydonaza benzer) kinzi katılarak pişirilir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
9. Kara Lahana Sarması

Yıl boyunca tüm ilçelerde vazgeçilmez geleneksel bir yemektir. Kara lahana yaprakları suda iyice pişirilir.Suyu süzüldükten sonra özellikle kıymalı içle sarılır.Taze pişmiş mısır ekmeği ile afiyetle yenir.

10. Çarğala (pazı) yemeği

Yörede bilinen adı ile pazı, ıspanak gibi sulu veya yumurtalı özellikler zeytinyağda pişirilir.

11. Taze fasulye kızartması

Taze fasulye özellikle biber, soğan ve patates ile az zeytinyağında buğulanarak kızartılır.

12. Kabaklı Pilav

Pilavlık pirinç ve ince doğranmış bal kabağı birer sıra tencereye konur ve karıştırılmadan az ateşte pişirilir.Tercihen tere yağı kullanılır.

13. Şalgam (Pancar) Yemeği

Şalgam (pancar) patates yemeği gibi çok az pirinç ve salça ile pişirilir.

14. Turşu Kavurma

Özellikle fasulye turşusu ince ince doğranarak soğan (ve pırasa) ile çok az yağ ile buğulanarak kavrulur.Taze pişmiş mısır ekmeği ile afiyetle yenir.

15. Hamsili Pilav

Pirinç ve önceden ayıklanmış salamura veya taze hamsi ile birer sıra tepsiye dizilerek fırında pişirilir.

16. Turşulu Pilav

Pilavlık pirinç ve ince doğranmış özellikle fasulye turşusu az ateşte pişirilir.Tercihen tere yağı kullanılır.

17. Hamsi Buğulama

Kuru soğan ve limon halkalar halinde tepsiye bir sıra dizilir, üzerine ayıklanmış hamsi sıralanır.Üzerine tercihe göre sulandırlımış salça ve bir miktar sıvı yağ eklenir; az ateşte fırında pişmeye yakın üzerine maydanoz serpilir.

18. Salamura Hamsi

Özellikle sahil kesiminde hamsi sezon dışı kullanılmak üzere salamura olarak saklanır.İhtiyaç duyuldukça kullanılır.

19. (Yatık) Döner (Çağ Döneri)

Özellikle iç kesimlerde az yağlı koyun veya dana eti dilimler halinde şişe takılarak köz üzerinde yatık bir şekilde yavaşça pişirilir.Pişen kısımlar çağ adı verilen küçük şişlere geçirilerek yenir.Tercihen, et parçaları arasına soğan, domates veya taze biber konur.Karabiber ve tuz etin terbiyesinde vazgeçilmezdir.
20.MEŞHUR YUSUFELİ CAĞ KEBABI YAPILIŞI
İsteğe göre dana veya oğlak etinden yapılır sinirleri alınmış etimiz ilk önce terbiye edilmiş soğanımız baharatlarımız(reyhan,kırmızı pul biber)ve dilimlenmiş domatesimiz ile bir güzel karıştırılır yoğrulur tuzlanır ondan sonra şişe dizilir ve yatay bir şekilde ateşe verilir kebabımız afiyetle cağ lara kesilerek servise sunulur.
Gön : Öz kıpçak Türk Kültürü Cag kebabı) (ARTVİN KIPÇAK(GÜNEY KAFKAS) TÜRK KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA VA TANITMA PLATFORMU) Dursun ve İmamali Çiçek

D) TAVA YEMEKLERİ

1. Kuymak

Eriyen ve uzayan (çiçil) peynir tercihe göre beyaz un veya mısır unu, çok az su ve tere yağ/sıvıyağ ile beğendi kıvamına gelene dek tavada karıştırılarak pişiriliir. Pişmenin en iyi işaretei kuymağım "kusması" yani yağını salıvermesidir.Tüm öğünlerde baştacıdır.Pratik ve kolay bulunurluğu bakımından her zaman tercih edilir.

2. Kaymağın Kuymağı

Taze kaymak tercihe göre beyaz un veya mısır unu ile beğendi kıvamına gelene dek tavada karıştırılarak pişiriliir. Pişmenin en iyi işaretei kuymağım "kusması" yani yağını salıvermesidir.Daha çok kaymağın bol olduğu yayla ve mezralarda yaygındır.

3. Mıhlama

Uzayan(civil) peynir eritilmiş tere yağda bir müddet pişirildikten sonra üzerine çırpılmış yumurta ilave edilerek ekmek banabilecek kıvama geldiğinde özellikler mısır ekmeği ile afiyetle yenir.

4. Peynir tavalama

Uzayan(civil) peynir ve tervihe göre süzme yoğurt veya lor eritilmiş tere yağda bir müddet pişirilir.

5. Dügmeç

Bayat ekmek terağda kavrularak (tercihe göre çok az peynir konabilir) genelde kahvaltıda yenir.

6. Çılbır (Sarmısaklı)

İçine çok az su konan bir tavaya kişi başına bir adet olmak üzere pişirilen yumurta üzerine (tercihe göre sarmısaklı) eritilmiş tere yağ dökülerek afiyetle yenir.

7. Çılbır (Sütlü)

İçine çok az süt konan bir tavaya kişi başına bir adet olmak üzere pişirilen yumurta üzerine eritilmiş tere yağ dökülerek afiyetle yenir.

8. Kavurmalı Yumurta

Kışlık olarak hazırlanan kavurma üzerine çırpılmış yumurta konarak tavada pişirirlir.

9. Sahanda Yumurta

Bakır sahan (tabak) içine konan tere yağ içine köy yumurtası konup üzeri bir başka sahan ile örtülerek kendi halinde pişmeye bırakılır.

10. Kaygana

Yumurta tercihe göre sade veya sebzeli omlet şeklinde tavada pişirilir.

E) DİĞER

1. Sığen

Yeni doğum yapmış ineğin sütünden yapılan ve kendine özgü bir tadı olan yoğurt.

2. Nağiço

Koyun kuyruğu kavurması soğuk olarak kahvaltıda katık olarak yenir.

3. Kavrulmuş Zeytin

Yörede Çoruh şeriidnde yetişen zeytinlerin en kalitelisii özellikle az ısıda fıırnda çok az kavrulur. Kendine özgü lezzeti ve kısa sürede tüketilmesi zorunluluğu ile az üretildiği için yöred çok makbuldur.

4. (Ceviz/Fındıklı) Cacık

Rendelenmiş salatalık ve öğütülmüş ceviz/fındık içine su katılmamış yoğurt ile karıştırılır.Üzerine tercihe göre nane veya yörede yetişen reyhan konarak servis yapılır.

5. Boran (pazı veya ıspanaklı yoğurt)

Suda haşlanmış ıspanak veya pazı yaprağı cacık şeklinde yenir.

6. Lorlu Pekmez

Taze tuzsuz lor üzerine yöre pekmezi dökülerek tahinli pekmez kıvamında kahvaltılık olarak yenir.

7. Haşlanmış Mısır

Karlı kış günlerinde yazdan haşlanarak kurutulmuş mısır taneleri suda pişirilerek kaşıkla eğlencelik olarak sıcak yenir.

8. Çaşur

Kayalık ve yüksek alanlarda yetişen otsu bir bitki olan "çaşur" turşu şeklinde salamura olarak kahvaltıda veya diğer öğünlerde yenir.Yumurtalı ıspanak gibi de pişirilebilir.

9. Küme

Diğer illerde "sucuk" olarak da bilinen üzüm veya dut şırası, fındık veya ceviz içi ile yörede yapılan "kümenin" kendine has bir lezzeti vardır.

10. Pestil

Küme maltının bez üzerine yayılarak (özellikle ceviz ve fındık konmaksıızn)kağıt kalındığında kurutulmuş şeklidir.

11. Kesme

İçine ceviz veya fındık konmamış sade pestilin kalınca kesilip kurutulmuşudur.

12. Papa

Pekmez veya koyu marmelat mısır unu veya beyaz un ile malt kıvamında ateşte pişirilir; tercihe göre sıcak veya soğutularak (üzerine fındık veya ceviz konarak) yenir.

13. Kağ (meyve kurusu)

Doğranarak güneşte kurutulmuş meyve özellikle uzun kış günlerinde çerez gibi yenir.

14. Çam sakızı

Yöre ormanlarında yetişen köknar ağacı reçinesi sakız olarak çiğnenir..

F) TATLILAR

1. Hasuta

Pekmez veya şeker nişasta az su ile tere yağda malt kıvamında pişirilir, sıcak servis yapılır.Özellikle, bebek,çocuk ve hasta yemeği olarak bilinir.


2. Laz Böreği

Köy yumurtası, tere yağ, süt ve şekerle yapılan karışım birkaç kat yufka arasına konarak fırında pişirilir. Pişmeye yakın üzerine karabiber taneleri serpilerek sıcak veya soğuk olarak afiyetle yenir.

3. Şoti Baklava

Saçda kavularak kurutulmuş yufka aralarına öğütülmüş ceviz veya fındık konarak yapılır; pişirildikten sonra üzerine baklava ağdası dökülür.Ağda baklavanın içine sinmesinden sonra servis yapılır.

4. Kağ (kuru meyve) hoşafı

Doğranarak güneşte kurutulmuş meyve ile yapılır.

5. Erişte tatlısı

İnce ince kıyılmış yufka fırında kavrularak kurutulur ve yıl boyunca saklanır.Üzerine kaynar su gezdirildikten sonra içine şeker katılarak tere yağda döndürülerek servis yapılır.

6. Silor tatlısı

İnce boru şeklinde sarılmış yufka birkaç santim genişliğinde kesilerek kurutulur ve yıl boyunca saklanır.Üzerine kaynar su ve tere yağ gezdirildikten içine şeker katılarak fırında pişirilir.

7. Kayısefe

Doğranarak güneşte kurutulmuş meyve (özellikle kayısı ve erik kurusu) içine öğütülmüş ceviz veya fındık katılarak çok az su ve tere yağ ile tavada karıştırmadan pişirilir.Tatlı veya yemek şeklinde yenir.

8. Fırında Elma/Ayva

Bütün elma veya ayva özellikle kış aylarında fırında pişirilir.

9. Zurbiyet

Kızdırılmış tere yağına bal, pekmez veya şeker ağdası ilave edilerek sıcak yenen tatlıdır.

10. Elma Yemeği

Dilimlenmiş elma çok az su şeker ve su ile pişirilir, üzerine öğütülmüş fındık veya ceviz dökülerek servis yapılır.



yöresel kıyafet

ERKEK 1-Kabalak - Kastol
2- Çoka (Ceket)
3- Göğüslük
4- Şal (Pantolon)
5- Çorap
6- Tozluk
7- Çapula – Yemeni
8- Fişeklik
9- Gömlek
10- Çizme

KADIN
1- Üçetek
2- Sıkman (Yelek)
3- Dizlik
4- Kuşak - Peştemal
5- Fes
6- Mahmudiye
7 – Çorap
8- Çapulla - Yemeni
9- Şalvar

Dağlık bir bölge olan Artvin de giysiler ekonomik ve sosyal şartlara uyum göstermiştir. Aslında bütün bölgelerde bu kural geçerlidir. Eskiden Şal- Çuha denen ve tezgahlarda dokunan kalın kumaşlar giyilirdi. Bu kumaşlar genellikle keçi kılından dokunurdu. Kıllar iğle iğrilerek ip haline getirilir kuyu denen tezgahlarda dokunurdu.

ERKEK:

Altta şalvar, arkası geniş ve yarım poturlu ağı ise biraz düşükçe alta doğru daralan bir şekildedir. Şalvarın en alt kısmına önceleri ayak tabanına geçecek şekilde ip bağlanırdır. Daha sonraları topuktan bir karış yukarı doğru yandan düğmeler dikilmeye başlanmıştır. Bu oturup kalkarken yukarı sıvanmayı önler. Bilahare bu ikip yerini geniş lastik alır. Yine yörenin çok dağlık olması tarım ve hayvancılıkla uğraşma gereği şalvarın şeklini etkilemiştir. Daha sonraları bu şalvarın yerini İngiliz külotu denen pantolonlar almıştır. Bunun özelliği alt taraf yine dar arkada potur yok diz ile bel arası kavisli bir şekilde olup dizden aşağı yandan düğmelidir. Ayakta ise bilindiği gibi çarık. Çarık daha çok iç kesimde giyilmektedir. Yağmurlu iklim bunu gerektirmiştir. Yine ayakta yün ve diz boyu çoraplar giyilir. Bu gün giyilen çizme daha çok Hopa ve Arhavi gibi kıyı kesimlerinde gelişmiştir. Yağmurun fazla oluşu, sahil halkının balıkçılıkla uğraşması buna sebeptir. Kakbul çarıklar öküz derisindendir. Vücudun üst kısmında içte gömlek vardır.

Ön tarafı açık ve düğmelidir. Boğaz kenarında siyah şeritler bulunur. Bunlar süs olmayıp kiri göstermemek için uygulanmıştır. Boğaz yarım dik yaka şeklindedir. Cepken denilen üst giysisi şalvar gibi Şal - Çuha denen ve tezgâhlar da dokunan kumaşlardan olurdu. Ön tarafı elips şeklinde açıktır. Bağlandığı zaman belden sol taraf sağın üstüne gelir ve boğaz ile göğüs arası V şeklinde olur. Kenarları sarı veya beyaz şerit başta kabalak denilen başlık bulunur. Mısırın çok yaygın oluşu kabalağa bir de püskül takılmasını sonuçlanmıştır. Hem süs hem de sembol 'dür.

Kabalağın yanları uzun olur. Bazen yanlar başa sarılırken bazen yüzü ve boğazı korumak için kullanılır. Kıyı kesimlerinde kuşağın yerini kemer alır.

Cumhuriyet dönemine kadar yöredeki en dikkat çeken erkek giysisi, yerli yünden köy tezgahlarında dokunan ve şal adı verilen kaba kumaştan dikilmiş şalvar ve çuha idi. Genç kızlar ise fistan ve üstüne sıkma yelek giyerlerdi. Bellerine kuşak sararlar, başlarına tepesi düz fes, bunun üstüne renkli yazma, en üstüne de beyaz uzun ve bir örtü (leçek) örterlerdi. Fesin altına Mahmudiye olarak adlandırılan para takarlardı. Yazma üzerine alından tüm şerit halinde dolayan poşu takılırdı. Ayaklarına yünden örülmüş çorap giyilirdi. Ayağa çapula ve yemeni adı verilen ayakkabılar giyilirdi.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


KADIN:
Canfes

Has ipekten kumaştır. Bu kumaştan kaftan, koçik, çeketa, boylama, palto gibi kıyafetler dikilirdi. Gösterişli bir kumaş olduğu için özel günlerde giyilirdi. Zenginlere ağalara beylere mahsus bir kumaştır. Bu isim kız çocuklarına ad olarak verildiğine göre halk arasında saygın bir yeri olmalıdır.

Kutnu

Kadınların düğünlerde, özel günlerde giydikleri bir kumaştır. Koçik, etkelik, çeketa gibi giysiler yapılır, pul boncuk gibi aksesuarla süslenirdi.

Pamuklu Kumaş

İpek ve pamuk karışımıdır. Kofta ve eteklik dikilirdi.

Şal

Kuzu yününden yapılan ipin el tezgahlarında dokunan kumaştır. Peştamal dokunurdu.

Üçetek

Şavşat, Artvin' in merkez köyleri, Yusufeli, Ardanuç ve Borçka'nın iç kısımlarıyla Arhavi ve Hopa' nın merkeze yakın köylerinde giyilmekte olup bu gün bile bazı köylerde üçeteğe rastlanmaktadır. Üçetek genel olarak düğünlerde ve bayramlarda giyilir. Yalnız kışın soğuktan korunmak için devamlı giyildiği tespit edilmiştir. Ön tarafı tamamen açık, belden az aşağıdan itibaren iki yırtmacı bulunmaktadır. Genellikle kalın ve parlak kumaştan olur.

Fistan

Rahat hareket edebilmek için alt tarafı oldukça geniştir. Beli bol ve ayak topuğuna kadar uzunluğu vardır. Etek kısmına süs şeritleri konur. Ön tarafı boğazdan göğüs altına kadar açıktır. V şeklindeki yakanın kenarları da şeritlerle süslenir. Şeritler üstüne düğmeler dikilir. Bu düğmeler daha çok gelinlik genç kızlarda görülür. Kolları uzundur ve ucu şeritlidir. Bazen üç etek giyilmeden sadece fitan giyilir.

Şalvar

Boldur ve topuğa kadar iner. Topukta düğme ile bağlanır. Ağ kısmı geniş olur. Şalvarın genişliği Anadolu kanının bilhassa gurbetçi bölgeler de çokça işi yüklenmesi ve çok çalışması nedeni ile genişliğe gerek duyulduğundandır. Şalvarlar öteki giysilere nazaran daha kalın kumaşlardan yapılır. Alt kısmına yani topuktan 20-25 cm yukarı kadar daha kalın şal kumaş dikilir. Bunlara mahallinde tozluk denir.

Artvin, halk oyunlarıyla ilgili olarak bir yandan Kuzeydoğu bölgemizdeki barlarla, diğer yandan Doğu Karadeniz bölgesindeki horonlarla ilişkilidir.
Bunun için Artvin içinde hem barlara, hem de Azeri oyunlarına rastlamak mümkündür. Bunun için yörede Atabarı, Hançer barı gibi barlar olduğu gibi, Düz horon, Deli horon gibi horonlar ve Baycan, Ondört, Tamara, Şeyh Semil gibi azeri oyunlar da bulunmaktadır. Artvin; Samsun, Sakarya, Eskişehir gibi çeşitli etnik gruplar karması durumunda olduğundan, hem oyunlar, hem de müzik ve çalgılar bakımından pek çok çeşitlilik göstermektedir.

Oyunlara davul, zurna, cura zurna, koltuk davulu, kaval, tulum, kartal kanadından yapılmış balaban, armonika (garbon), hatta bazı köylerde kemençe bile eşlik etmektedir. Bu karma durum giysilerde bile kendini göstermektedir. Erkek giysileri düz Azeri kıyafetleriyle, Karadeniz Horon bölgesi kıyafetleri karması gibidir.
Artvin ilimizde oynanan bazı oyunların adları şunlardır: Horon, Deli Horon, Ata Barı, Artvin Barı, Döne, Sarı Çiçek, Uzun Dere, Koçeri, Ondört, Kız Horonu, Acara, Cilveloy, Temürağa, Hançer Barı, Köroğlu Oyunu, Tamzara, Tamara.


müzik koymadan olmaz dımı ne oynanırdı şimdi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


[DM]video/xcgtd4_tulum-sevenlere_music[/DM]

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 19 Şubat 2011, 19:38   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Artvin




Artvin Dogu Karadenizde yasanılacak en güzel sehirlerden bir tanesi.
Ben ilçesinde (Arhavi) yaklasık 4 sene yasadım, ister dogal guzellikleri olsun , ister insanları gercekten 1 kere olsun gidip görülesi yerlerden.
Şöyle diyeyim Dostlarım Çogu Artvin-Arhavi'den
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
artvin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Artvin Sır Merak Ettikleriniz 0 22 Nisan 2018 20:07
Artvin Kertenkelesi - Artvin Kertenkelesi Özellikleri Liaaa Hayvanlar Alemi 0 08 Haziran 2012 15:18