20 Mart 2009, 21:52 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Düzce İli Hakkında Bilgiler Düzce Tarihi Eserleri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Prusias Ad Hypium Düzce'ye bağlı Konuralp beldesinde yer alan antik şehrin tarihi, milattan önce 3. yüzyıla kadar dayanıyor. Konuralp ilk olarak tarih sahnesine Hypios adı ile çıkıyor. Doğudan batıya uzanan, Küçük Melen ve Tabak Çayları yakınında, ovada son bulan bir tepenin üzerine kurulan kasabanın adı Hypios'dan sonra Kieros olarak anılmaya başlamış. Kieros'un tarihi de tam olarak aydınlatılamamıştır. Mariandynlere ve Herekleia Devleti'ne karşı harekete geçen Bithynler, kralları 1. Prusias (M.Ö.283 - M.Ö.183)'ın eliyle Sangarios'un doğusundaki Kieros'u zaptettiler. Antik Tiyatro (40 Basamaklar) Konuralp'in etnik zenginliğini gösteren en önemli kalıntılarından biri de tiyatrosudur. Halk arasında 40 Basamaklar olarak da bilinen antik tiyatro, M.S. birinci yüzyıla kadar yöreye hakim olan Prusias Krallığı döneminin sanatsal zenginliğini gösteren en canlı eserler arasındadır. Adı her ne kadar 40 Basamaklar olarak anılsa da, tiyatro ilk zamanlarından bu güne, sahnesi yıkılmış, oturma kademeleri ise yarı yarıya yok olmuş bir eser olarak kalmıştır. Lahit Konuralp'in batısındaki Tepecik Nekrapolü'nde 1937 yılında bulunmuştur. Eser, Konuralp Müzesi bahçesinde sergilenmektedir. Mermerden yapılan bu eser 1.20 metre yükseklik, 1.22 metre genişlik ve 2.47 metre uzunluğa sahiptir. Lahitin tüm yüzeyinde kabartma boğa başlarıyla birbirlerine bağlanan girlandlar içinde rozet ve insan başları işlenmiştir. Ön yüzde, içinde kitabesi olmayan bir tabula ansata ile altta aslan, kartal, yaban domuzu ve balıkçıl kuşu tasvirleri bulunmaktadır. Lahit M.Ö. 1. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Mozaikler 1997 yılında Konuralp Turizm Tanıtma Derneği tarafından başlatılan girişimler sonucunda Kültür Bakanlığı2ndan izin alınarak Bolu Müze Müdürlüğü'nün gözetiminde mozaik için yeniden kazı başlatıldı. 1959 yılında bulunan ve üzeri kumla kapatılan mozaikler ortaya çıkarıldı. 40 metrekarelik mozaik zeminde lir çalan Orpeus, çevresinde hayvanlar ve dört köşesinde dört mevsim tasvirli kadın başı figürleri bulunuyor. Akçakoca Ceneviz Kalesi Kalenin batısı ve doğusunda bulunan plajlar ve kale etrafında bulunan çay bahçesi sayesinde kale hiç yalnızlık çekmiyor. Konumu itibariyle yıl boyunca ziyaretçi akınına uğrayan kale moloz taşlarla bir burun üzerine inşa edilmiş. Kesin kanıt olmamakla beraber Cenevizliler tarafından yapıldığı söylenen kale günümüzde mesire yeri olarak kullanılıyor. Gerçekte Selçuklulardan kalma olan kale, Osmanlılar tarafından onarılmış, Cenevizlilere karşı kullanılmış diyenler de bulunuyor. Giriş kapısı yanında bir kulesi olup, deniz tarafında duvarları yıkılmış olan kale içinde bir su sarnıcı yer alıyor. Altı Kapı Köprü, surlar, su kemerleri dönemin izlerini taşırken, şehir merkezinin güneyinde Düzce'den gelen ana caddenin sağında Antik Tiyatroya uzanan dar bir yol üzerinde Atlı Kapı olarak anılan bir kapı bulunuyor. Sokağa da adını veren Atlı Kapı'nın ikinci defa kullanılmış olan yerel taştan yapılmış büyük bir lentosu bulunuyor. Üzerinde at tasviri ve Yunanca bir kitabe bulunan taşın bir Prusias vatandaşı tarafından annesine mezar kitabesi olarak yapıldığı sanılıyor. Mermer Köprü Konuralp'in batısından geçip, Efteni Gölü'ne dökülen Tabak Deresi üzerindeki mermer köprünün bu gün yalnızca 10 m.lik üç kemeri görülebiliyor. Köprü mimari bir özelliğe de sahip: Beyaz mermer bloklardan ve hiç harç kullanılmadan yapılmış. Mermer Köprü'nün, 50 yıl önce inşa edilen yeni köprünün yapımına kadar kullanıldığını da biliniyor. Ancak yarısının, ne zaman ve nasıl yıkıldığı konusunda kesin bir bilgi yok. Yarısı yıkılmış olmasına rağmen bugün bile taş yapısı bozulmamış. Akçakoca yolu üzerinde sürdürülen yol genişletme çalışmaları kapsamında dere üzerine yapımına başlanan ikinci köprünün kazıları sırasında tarihi mermer köprü de çevresi açılarak gözler önüne çıkartılmış. Surlar Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait surlar Bugün, Roma çağına ait olan kale duvarlarından hiç bir kalıntı görülmüyor. Ancak, İ.S. 253-268 yıllarında İmparator Gallienus zamanına ait sikkede, Prusias-ad-Hypium'un iki kuleli şehir kapısının tasviri, bize Roma dönemindeki kale ve kuleler hakkında bilgi veriyor. Bizans çağı surlarının 200 m.lik bir kısmı ise hala ayakta. Bu surlar, Akçakoca yolu kenarında, antik köprünün bulunduğu yerin tam karşısından başlayarak Hamam Sokağı'na kadar devam ediyor. Evlerin bahçelerinde kalan surların bir kısmı bugün kimi yerde evlerin temelini kimi yerde de bahçe duvarlarını oluşturuyor. Atlı Kapı'dan güneye doğru surlar Atlı Kapı'dan itibaren, surlar bir süre daha güneydoğu istikametine doğru devam ediyor ve kare şeklinde bir kule ile son buluyor. Kale duvarları, birbiri üzerine konan kitabeli sunaklar, kaideler, tiyatroya ait oturma kademeleri ve büyük bloklarla yapılmış. Bizans dönemine ait olan surların büyük bir kısmı yarı yarıya toprak altında kalmış. Diğer tarafta şehrin yüksek kısmında, akropolde, Osmanlı dönemine ait surlar bulunuyor. Bu surların bulunduğu çevrede yörenin meşhur ağası Topçuoğlu Ailesi'nin konağının bulunduğu belirtiliyor. Su Kemerleri Şehrin eski su tesisatından kalma 11 tane istinat ayağı, su kemeri ile antik tiyatro ve akropol tepesi, Kasım Köyü yolu üzerindeki tepeler üzerinde hala sağlam olarak duruyor. Üzerinden geçen su kanallarını taşıdığı sanılan su kemeri, moloz taş ile yapılmış. Su kemeri kimi kaynaklara göre Osmanlılar dönemine, kimi kaynaklara göre ise daha eski dönemlere ait olarak belirtiliyor. Alıntıdır | |
|
20 Mart 2009, 21:53 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düzce İli Hakkında Bilgiler Abant Gölü [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Çam, köknar ve kayın ağaçlarının ile çevrili Abant gölünün çevresinde küçük bir yürüyüş yaparken, kıyılarında çok nadir karşılaştığımız nilüfer çiçeklerini görebilirsiniz. Kış boyunca her taraf karla kaplı, göl de buza kesiyor. Kötü bir sürprizle karşılaşmak istemiyorsanız buzun üzerinde yürümeyin, tehlikeli bir macera olur. Abant küçük bir göl olmasına rağmen yaz-kış ziyaretçisi bol. Kimi günübirlik, kimi hafta sonu tatili, kimi balayı, kimisi de bayi toplantısı için tercih ediyor. Yazla kış arasında manzara çok farklı. Kışa hükmeden kar her tarafı kapladığında gezi için kızak, çiçek ve yeşilin coştuğu ilkbahar ve yaz mevsiminde de faytonlar kullanılıyor. Burada 4 mevsim fotoğraf çekenler 4 ayrı Abant’a tanıklık etmiş oluyor. Bisiklet veya at binip gezinmek, ya da balık tutmak isteyenler için bunların hepsi mümkün. Ya da tatil dönüşünde eşe dosta bir hatıra götürmek istiyorsanız el işi hediyelikler de sizi bekliyor. Alıntıdır |
|
03 Nisan 2009, 03:58 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düzce İli Hakkında Bilgiler Düzce Yöresel Mutfağı Düzce ilinde yöresel yemekler olarak, Arnavut Böreği, Şıl Börek, Göbete ve Mantısı, Katlama, Sarı Burma ve Su Böreği, Boşnak Böreği ve Tatlısı, Gözleme, Höşmerim ve Tavuklu Keşkeği, Lepsi, Mamursa ve Halujları, Kara Lahana Yemeği ve Mısır Ekmeği sayılabilir Düzce bölgesinde köyden köye çeşitli mahalli yemekler bulunmaktadır. Bunların bir kısmı diğer illerde de ve özellikle Karadeniz kıyılarındaki yerleşme bölgelerinin yemeklerine benzeyebilir. Tespit edebildiğimiz yemekler ve yapılışları . Sebze Yemekleri Kalçak Mancarı Mancar, çayırlarda yetişen alçak saçaklı yaprakları olan bir bitkidir. Genellikle çimenlerde bulunur. Bıçaklı çıkarılır. Yıkayıp ayıklandıktan sonra bulgur ya da pirinçle pişirilir. Vitamini boldur. Fakir sofralarının en önde gelen yemeklerindendir. Kızılca Mancarı Yaprakları cam güzeline benzer, fakat yeşildir. Kendiliğinden biter. Genç ve körpe yaprakları toplanır. Bulgur ve pirinçle pişirilir. Sarımsaklı yoğurt katılırsa mancar gibi yemek olur. Isırgan Mancarı Cibirten otu diye de tanınır. Üzerinde ince ince dikenleri vardır. Eğer eldivensiz yanaşılırsa eli dağlar acıtır. Genç sürgünleri elle toplanır. Çentilip sıcak suda haşlanır. Pirinçle yemeği yapıldığı gibi sarımsaklısı da yapılır. Bağırsak hastalığına iyi geldiği söylenir. Ayrıca haşlandıktan sonra mısır unu ile çorbası yapılır. Hele içine kaymaklı süt koyarsanız çok lezzetli olur. Lahana Mancarı Üç türlü lahana vardır. Birincisi Laz lahanasıdır. Çok küçük yapraklıdır. İkincisi Türk lahanasıdır. Geniş yapraklı ve kapuska yapılan türdür. Üçüncüsü ise kapuska dürme adını alır. Lahanaların dolması, turşusu yapıldığı gibi halana olarakta pişirilir. Lahana yaprakları çok çeşitli yerlerde kullanılır. Örneğin: Külde balık pişirmede kullanışı yaygındır. Yanan odun ateşi açılır. Tabana lahana yaprakları serilir. Sonra üzerine gerek tuzlu ve gerekse taze balıklar serilir. Üzerine lahana yaprakları örtülür. Üzerine kızgın korlar serilir. Balıkların tüm yağları küllere gider. Açıldığında balıklar pişmiştir. Çok lezzetli olur. Tekne Mancarı Lahana ince ince kıyılır ve kaynatılır. Acı suyu süzülür. Sonra az pişmiş fasulyelerle bir kazanda kaynatılır. Maydanoz, nane konarak bir küçük tekne içine yerleştirilir. Herkes etrafına oturarak yer. Un Mancarı Aynen tekne mancarı gibi yapılır ama içine koku versin diye iç yağı konur. Unu ve fasulyesi vardır. Çırakta Baba Kaygana Buğday unu elenir içine bir veya iki yumurta kırılır ve tuzla iyice çırpılır. Tavaya bol yağ konup iyice ısıtılır. Kaşık kaşık üstüne hamur konur. 10-15 cm çapında kayganalar oluşur. Bu şekilde yenildiği gibi şerbet yapılır ve sıcak iken konur. Genellikle kaymak kavrularak elde edilen yağ konur. Keşli Kaygana Keş denilen yoğurt kurusu rendelenerek bir tabağa konur. Üstüne maydanoz, bir tek küçük domates, hatta bir biber kıyılarak konur, baharı ilave edildikten sonra üstüne üç veya dört yumurta kırılarak iyice çırpılır. Kızgın yağ içine kaşık kaşık konarak pişirilir. Üstüne az limon sıkılarak yenir. Sebzeli Kaygana Kaşar veya beyaz peynir rendelenir veya ezilir. Domates biber kıyılır, baharat ve acısı konur. Üç yumurta kırılır, inçine az tuz konup bir kaşıkta buğday unu ilave edilip iyice çırpılır. Malzemeye yumurta konulur. Yağ kaynamaya başlayınca tavaya yumurta serilir. Üstüne tam yarısına sebzeli karışım konur, kalan yarısı üstüne kapatılır. Sonra ters çevrilip üzerine kapak kapatılır. Buharla pişer. Tabağa alınıp üstüne limon sıkılır. Çatalla içine geçmesi sağlanır. Kuskus Makarnası: Elenmiş bulgur, elenmiş buğday unu, süt ve akşam dinlendirilmiş kül suyu kuskus yapmak için gerekli. Bulgur tekneye atılır ve üzerine un serpilir. Bunun üzerine de sütlü yumurtalı kül suyu katılır ve ovalamaya başlanır. Karışımlar ovalandıkça bulgurun üzerine sarılır. Sargılar un ve karışımlarla yavaş yavaş büyütülür. Misket taneleri kadar olduktan sonra sergiye atılıp kurutulur. Kuskus, makarna veya pirinç pilavı gibi pişirilir. Mamalika Mısır unu elendikten sonra lapa haline gelinceye kadar su ile karıştırılır ve pişirilir. Sonra bu karışımdan kaşık kaşık alınıp bir tepside soğutulur. Aralarına ceviz, keş, peynir konulduğu gibi şekerli süt veya tartı ile zenginleştirilebilir. Mamursa Mısır unu elenip su içinde karıştırılarak lapa haline getirilir. Bu tepsiye boşaltılır. Üzerine kişilerin çokluğuna göre yuvalar açılır (Bardak vb ile ) yumurtalar tereyağda pişirilip her açılan yuvaya birer tane konulur. Etrafına peynirler bastırılır. Herkes önüne gelen yerdeki hamuru peynir ve yumurtalarla yer. Yumurtalı Sebzeli Kaygana 4 adet taze yumurta, 1 baş sarımsak, bir tutam nane, yarım bağ maydanoz, sivribiber, bir kaşık un-tuz-kara ve kırmızı biber.Malzeme ince ince doğranır. Yumurta ile iyice çırpılır. Yağ tavada kızdırılır. Tereyağ tercih edilir. Büyükçe bir kaşıkla tavaya sıralanır. Bir tarafı kızarınca çevrilir. Kızaranlar tabağa alınır. Servis yapılır. Bu kayganalar: kıymalı, peynirli, patatesli, tarhanalı, havuçlu olabilir. (Keşli, peynirli kaygana tuz konmaz) Hamur İşleri Kaşık Makarnası Hamur oklava ile mantı gibi açılır. Kareler halinde kesilir. Karenin bir ucundan süpürge sapı, kaşık gibi şeylerle gevşek olarak sarılır. Uçlarından yapıştırılır. Suda pişirilir. Hepsi su yüzüne çıkınca kevgirle alınıp bir tepsiye koymadan altına keş, fındık, ceviz karışımı çekilmiş olarak konur. Ayrıca tartı veya tereyağı kızdırılıp üzerine dökülür. Fındık Makarnası Buğday unundan yapılan hamur oklava şeklinde yuvarlanıp silindirle elde edilir. Bunlar bıçakla fındık büyüklüğünde kesilir. Kaynayan suya atılır. Suyun yüzüne çıkan makarnalar bir müddet kaynatılır. Kevgirle alınıp keşli, peynirli bir tepsiye yerleştirilir. Üstüne tekrar malzeme dökülür. Üstüne tartı veya tereyağı gezdirilir. Tembel Karı Makarnası Buğday unu elenip yoğrulur Elde edilen hamur kaşık kaşık kaynayan suya atılır. Hamurlar su yüzünde olduğu zaman bir süre kaynatılır. Tepsiye alınır. Üstüne keş, fındık veya ceviz konur. Yağ ilede muamele gördükten sonra yenir. Kaşmakam Ekmeği Hiç elenmemiş buğday unu yoğrulur. Bir �saç� ateşte kızdırılır. Bu ateşe dayanaklı taş bir saçtır. Hamur taşa yapıştırılır. Üzerine delikler açılır. (Parmakla) sonra taş ateşe doğru çevrilir. Yanan ateşte hem arkası hem önü nar gibi kızarır. Tuzu da biraz fazla olan bu ekmeği en çok değirmenciler yapar. Köy Ekmeği Çoğunlukla mısır ve buğday unu karışımıdır. Yumuşak olup çok kullanılır. Dizleme Ekmeği Buğday, çavdar ve mısır unuyla yapılan bir ekmek çeşididir. Hamur mayalanır ve beklenir. Hamur kabarır. Ocağa taştan bir kap konur. Hazırlanan cıvık hamur saç yağlandıktan sonra belli bir ölçüde üzerine konup yayılır. Sonra kürekle çevrilir. Üzerine kaz yağı ve tuz ilave edilir. Yiyimi çok güzeldir. Her yemeden önce ızgarada ısıtılır. Bazlama Çok kısıtlı zamanda yapılan ekmek çeşididir. Hamur alelacele yoğrulur. Mayalanmaz. Hazırlanan taş saç yağlanır. Ekmek üzerine pişirilir. Çevrilip, keş peyniri, domates gibi yiyeceklerle sıcak yenirse çok lezzetlidir. Kırtıl Un, pekmez, bal veya şekerkamışı balı ile yoğrulur. Fırına verilir. Yapılan ekmek zamanın pastası gibi yenir. Mancarlı pide Fırında ekmek yaparken bu da mutlak yapılır. Kıymalı, ıspanaklı, pırasalı, cırcamıklı (bir tür ot) yapılır. Yeni yapıldığında çok lezzetlidir. Balık Yemekleri Balıkların çok çeşitli pişiriliş şekilleri vardır. Bunları genellikle herkes bilir. Izgara, tava, lahana vb salatalar, çiroz, fırında balık vb. Kiremitte Palamut Akçakoca�da en çok beğenilen bir balık yemeğidir. Balık ya sırtından ya da karnından yarılarak temizlenir. Eğer sebzeli olması isteniyorsa sırtından, az olsun isteniyorsa kanından yarılıp temizlenir. Hamsi Pilavı Hamsiler temizlendikten sonra yarılarak kılçıkları alınır. Pilav pirinci ayıklanır. Yıkanır. Tereyağı, soğan, domates, maydanoz kırmızı ve kara biber az kızartıldıktan sonra azcık suda pişirilir.Bir plake tası ocakta iyice ısıtılır. Güzelce silinir. Üstüne pirinç ve karışımı, sonra bir sıra hamsi sonra pirinç, tekrar hamsi kona kona doldurulur. Üstüne kızgın korlar konur. 20-30 dakika sonra alınıp servis yapılır. Buğulama (Hamsi, Palamut, Mezgit) Balıklar temizlenir, soğan, domates, biber karabiber, isteğe bağlı alınır. Bir makarna süzgeci alınır. Onun altına, tam delikleri uyan bir tencere alınır. Üstede bir kapak ayarlanır. Tencerenin içine 3 cm kadar su konur. Eğer aralık varsa buğday unundan çiriş yapılarak oralar tıkanır. Kapak hoplamasın diye üstüne ya bir tas ya da su dolu güğüm konur. Yarım saat pişirilir. Balığın bütün yağları suya akar. Servis yapılır. Sirkeli Hamsi Bir kilo hamsi, büyükbaş soğan, bir bağ maydanoz, büyük domates, küçük bir havuç, yarım bardak zeytinyağı, yarım bardak sirke Hamsi temizlenir. Havuç rendelenir. Diğer malzeme doğranır. Bir harç yapılır. Karabiber, kırmızı biber katılır. Bir tencerenin içine harçtan bir kısım konur. Sonra harcın bir kısmı sonra hamsinin diğer yarısı konur. Üstünede kalan harç ilave edilir. Zeytinyağı ve sirke ilave edilir. (Sirke yerine şarap konabilir) tencerenin ağzı sıkıca kapanır. Kanamağa başladıktan 15 dakika sonra indirilir. Sıcak sıcak yenir. Kırlangıç veya Mezgit Çorbası Kırlangıç ve Mezgit güzelce ayıklanır. Bir tencerede su ile haşlanır. Dağılmadan kevgirle tepsiye alınır. Ayıklanarak kılçıklarından arındırılır. İnce parçalara ayrılır. Tencereye su konur. İçine balıklar atılır. Kaynamaya başlayınca iki yumurta, iki kaşık un, maydanoz, karabiber ve kırmızı biberle iyice çırpılır. Yeterince tuz ilave edilir. Kaynayan balıklı suya bir taraftan karıştırılarak yavaş yavaş katılır. Devamlı karıştırılarak kaynatılır. Çorba kaynamaya başlayınca çok koya olursa az, sıcak su ilave edilerek istenilen kıvama getirilir. Sıcak sıcak servis yapılır. Sarımsaklı sirke veya limon ilave edilir. Hamsili Börek Taze hamsi ayıklanır. Ortadan baş parmakla bastırılarak kılçıklarından arındırılır. Hafif tuzlu suya atıp bekletilir. Harç olarak çok ince kıyılmış soğan, maydanoz, rendelenmiş domates, maydanoz, karabiber ve yeteri kadar tuz konularak hamsilerle birlikte çiğköfte gibi yoğrulur. Buğday unundan yapılan hamura yoğurt atılarak yufkalar açılır. Kareler şeklinde kesilir. Hazırlanan harcın içine bir yumurta kırılarak harç tekrar karıştırılır. Kareler köşegenlerinin biraz içine gelmek üzere harç diğerinin üstüne katlanır. Parmaklarla uç kısımları yapıştırılır. Muska şekli elde edilir.Ocağa altı yuvarlak bir tencere konur. Yağ kızdıktan sonra içine 5-6 tane muska şeklinde börekler atılır. Nar gibi kızarıp kabarınca kevgirle tabağa alınır. Böylece kızartma devam eder. Sıcak veya soğuk yenir. Sigara Böreği Aynı malzeme hazır yufkalardan kesilmiş hamurların içine de konur. Sıcak yenir. Hamsi Salatası: Kılçığı alınmış hamsiler, bir müddet suda haşlanır. Soğan, sivri biber (acı olabilir) domates, maydanoz, kırmızı biber, istenirse piyazlık fasulye, haşlanmış patates ve hamsilerle karıştırılıp kayık tabağın orta kısmına konur. Yanları da domates, biber ve maydanozla süslenir. Üzerine liman, zeytinyağı konarak servis yapılır. İsli Balık Melen çayında tutulan büyük kara balıklar parçalara ayrılır. Çuvaldızla ip geçirilir yarım kiloluk parçalar tuzlu suya bırakılıp bir akşam bekletilir. Ertesi sabah kalbur veya süzgeçte suları akıtılır. Sonra ocağın ortasından bir demire bağlanır. Zincire bunlar bağlanır. Ot, fındık kabuğu veya çok duman veren saman ateşi ile ilk tütsü yapılır.Daha sonra yakılan ateşler sayesinde işlendirilir. Sonra ihtiyaca göre bu parçalar alınır. Önce soğuk sonra sıcak su ile isinden ayrılır. İnce dilimler halinde kesilerek tabağa dizilir. Dörde bölünmüş beyaz soğan, domates, sivribiber konur. Zeytinyağı dökülür, limon sıkılır. Salat gibi yenir. Ayrıca isli balık fasulye, nohut gibi yemeklere doğranıp pişirilir. Alıntı. |
|
03 Nisan 2009, 04:03 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Düzce İli Hakkında Bilgiler Düzcenin Coğrafi Yapısı Düzce il merkezi 39051 dakika kuzey enlemi ile 31008 dakika Doğu boylamında yer alır. Türkiye'nin illeri arasındaki yeri, Bolu ili topraklarının batı ve kuzeyinde Sakarya ilinin doğusunda ve Zonguldak İlinin güneybatısında yer alır. Kuzeyinde Karadeniz ile sınırdır. Diğer illerle sınırlarını tabii sınırlar oluşturur. Bu sınırlar kuzeybatıda Sakarya ile Melen Çayı, batı ve güneyde dağların üst kısımları oluşturur.Deniz seviyesinden yüksekliği 160 metre kadardır. Güneydeki bu dağlar, batıdan doğuya Keremali, Elmacık, Güney Bolu ve Sünnice dağlarıdır. Yollara göre doğu-batı yönünde uzanan D-100 karayolu ile TEM otobanı üzerinde yer alır. Bu yollar il merkezinden geçer. Bu konumu ile Avrupa-Asya arasında transit yol üzerindedir. D-100 karayolu il merkezinden ayrılarak Akçakoca ilçesi üzerinden Zonguldak İline bağlanır. Düzce bu konumu ile yol kavşağı şehridir. Düzce'nin kuzeyinde Akçakoca, kuzeydoğusunda Yığılca, kuzeybatısında Çilimli ve Cumayeri, batısında Gümüşova ile güneydoğusunda Gölyaka ilçeleri yer alır. Yer Şekilleri Karadeniz Bölgesinin yer şekillerinin özelliklerini yansıtır. Dağlar Karadeniz kıyısına paralel olarak sıralar halinde uzanır. Bu yüzden kıyıda doğal limanlar oluşamamıştır. Kıyıda yer yer falezler ve aralarında genişçe plajlar yer alır. Shef (Kıta sahanlığı) sahası dardır. Dağların, I. Jeolojik (paleozoik) zamanda oluşmuş arazi üzerinde II. Jeolojik (Mezozoik) zamanda biriken tortulların III. Jeolojik (Tersiyer) dönem başlarında, Alp - Himalaya kıvrımları oluşurken ortaya çıkmıştır. Zamanın ortalarındaki aşınmadan sonra bütün halinde tekrar yükselmiştir. Bu yükselme esnasında Kuzey Anadolu Fay Hattı oluşmuştur. Bu hat Düzce ovasının güneyinden geçmektedir. Dağların yükseltisi doğudan batıya ve iç kısımdan Karadeniz kıyısına doğru azalmaktadır. Kıyı gerisindeki yer şekilleri plato görünümündedir. Kıyı gerisindeki dağların yükseltisi 2000 m'yi geçmemektedir. Kaplandede dağı 1160 m'dir. Dağların kıyıdan iç kısımlara doğru yükseltisinin artması, kıyı ile iç kısımlar arasında yıl içinde sıcaklık farklarının fazla olmamasına ve yağış miktarının da buralarda yeterli olmasına etkisi olur. İç kısımda yer alan Düzce ovası dört tarafı dağlarla çevrilidir. Bu dağlar ovanın kuzeyinde ve güneyinde fazla arızalı sayılmayan sıralar halinde uzanırlar. Ovanın doğu ve batısında birbirlerine yaklaşırlar. Ovanın kuzeyini Kaplandede dağları ile uzantısını Orhan dağları oluşturur. Güneyindeki sırayı, Keremali, Elmacık, Güney Bolu ve Sünnice dağları oluşturur. Ovanın önemli çıkış kapıları (geçitleri) Karadeniz'e Melen vadisi (Dokuz- Esmahanım) boğazı ile Sarıbayır (Şifalı Su) geçididir. Bu geçitle Zonguldak iline ulaşılır. Batıda Nüfren boğazı ile Aksu vadisi geçidi; güneyde Uğur dere (Derdin) geçididir. Düzce ovasının kabaca güneybatı tarafında Efteni Gölü yer alır. Alanı giderek daralmakta olan bu gölde alan daralmasını önleme çalışmaları sürdürülmektedir. Gölün alanı 1976 yılı öncesinde 580 hektar iken 1950'li yıllarda başlayan kurutma çalışmaları sonucu 25 hektara kadar düşmüştür. Göl seviyesinin yükseltisi 118 metredir. Diğer gölleri; Kaynaşlı ilçe sınırları içinde çok küçük göllerdir. Bunlar: Kurugöl, Bıçkıyanı köyünde Topuk gölü, Sarıçökek köyü sınırlarında Islakgöl, Yaylagöl dür. En önemli akarsuyu Melen çayıdır. Melen çayı Yığılca ilçe sınırları içinden doğar güneyden Efteni gölüne dökülen Uğur suyunu, Sığırlık, Samandere ve Torkul, doğudan Asar deresini, batıdan da Adapazarı Akyazı yönünden gelen Aksu deresini alır. Efteni gölünden çıkarak kuzeye yönelir. Akçakoca Melenağzı köyünden denize dökülür. Bu akarsu üzerinde Düzce-Yığılca arasına Hasanlar Barajı kurulmuştur. Bu baraj sulama amaçlı yapılmış olup sonradan hidroelektrik üretimine geçilmiştir. Diğer akarsuları dere şeklindedir ve sık bir ağ oluştururlar. Hepsi Karadeniz'e sularını boşaltır. Kış ve ilkbahar aylarında bol su geçirirler. Bu akarsulardan önemli olanlar; Deredibi, Değirmendere ve Küpler dereleridir. Akçakoca sınırlarında Gümüşova'da Handere ve Kuzderelerin birleşmesi ile Delice suyu oluşur. Bu dere de Melen çayı ile birleşir. İklim Karadeniz Bölgesinin sınırları içinde kaldığından genel özellikleri ile Karadeniz ikliminin etkileri görülür. Ancak Karadeniz ikliminin yanı sıra Akdeniz ve Karasal iklimleri arası geçiş özelliği gösterir. İklimi çeşitli etkenlerin sonucunda şekillenir. Enlemin etkisinden dolayı sıcaklık güneyde yer alan illere göre düşük olur. Deniz kıyısında yer alan Akçakoca'ya göre Düzce ve diğer ilçeleri yaz aylarında daha sıcak, kış aylarında biraz daha soğuk olur. Ancak dağların yükseltisi kıyıdan içerlere doğru arttığından az da olsa ancak dağların yükseltisi kıyıdan içerlere doğru artığından az da olsa denizin yağış arttırıcı ılımanlaştırıcı etkisi iç kısımlarda da hissedilir. Hava kütleleri ve basınç merkezlerinin etkileri görülür. Bazı zaman kuzey kutupta oluşan soğuk hava (arktik); bazende güneyde tropikal havanın etkisinde kalarak zamansız soğukların ya da sıcakların oluşmasına neden olmaktadır. Hava basıncından orta Avrupa basıncından hareket eden hava balkanlar üzerinden gelerek kış aylarında havayı soğutup, kar yağışına neden olur. Cephe yağışlarını oluşturur. Orta Avrupa yüksek basıncı oluşamadığı zamanlar Karadeniz'in kuzeyine İzlanda alçak basıncı gelir. Bu durumda güneyden gelen tropikal hava basıncı oluşur. O zamanlar kışlar oldukça sıcak geçer. Yaz aylarında Azor yüksek basıncından Basra alçak basıncına doğru oluşan hava akımıda kuzey batıdan gelerek havanın serinlemesine, yamaç yağışlarının oluşmasına etki eder. Kuzey yönlü bu tip hava akımları Karadeniz üzerinden geldiğinden yağış ve nem getirirler. Kıyıya paralel uzanan dağların alçaldığı yerlerde delk"in etkisinden dolayı rüzgar yön kazanır. Melen Boğazında ve Nüfren Boğazından Düzce'ye doğru kuzey batı yönlü rüzgarların oluşması gibi. Düzce etrafının dağlarla çevrili olması rüzgar hızlarının azalmasına ve kış aylarında sis oluşmasına ve geç dağılmasında etkisi olur. Oluşan sisler daha sık sıcaklık terselmesidir. Akçakoca kıyılarında deniz buğusu sisleri ilkbaharda oluşur. Aylara Göre Hakim Rüzgar Yönleri Mayıs: Kuzeybatı / Karayel Nisan-Haziran-Eylül-Kasım: Kuzeydoğu / Poyraz Ocak-Mart-Ekim-Aralık: Güneydoğu / Lodos Şubat: Güneydoğu Bu etkenler sonucu oluşan iklim özellikleri şu şekilde tanımlanır ve özellik kazanır. Yazları sıcak, kışları ılık, her mevsim yağışlıdır; en çok yağış sonbahar ve kış aylarındadır. Yaz aylarında iki ay kadar kuraklık hissedilir. Toprak Düzce ovasının hemen tümünde I. sınıf alüvyal toprak bulunmaktadır. Alüvyal topraklar, yüzey sularının tabanlarında ya da etki alanında akarsular tarafından taşınarak yığılmış bulunan genç sedimentler üzerinde yer alan düz, düze yakın eğimli, (A) C profilli, azonal topraklardır. Çeşitli zamanlarda gelen sedimantasyonun şiddetine göre toprak profili genellikle tabakalıdır. Üst toprağın alt toprağa geçişi belirsizdir. Üzerinde uzun yıllar geçen yerlerde hafif kireç yıkanmaları vardır. Ayrıca yer yer bulunan hidromorfik alüvyal araziler, sürekli su tutan, su sızan ya da fazla su aldıklarından uzun sure batak kalabilen yerler vardır. Düzce kent yerleşiminin üzerinde bulunduğu alüvyal topraklar çevresinde kolivyal ve kalkersiz kahverengi orman toprakları yer almaktadır. Kolivyal topraklar, yüzeysel akımla ya da yan derelerin kısa mesafelerde taşıyarak eğimin azaldığı yerlerde depo ettiği, meteryallardan oluşan (A) C profilli topraklardır. %2'den fazla eğimli düzgün topografyalı arazilerde bulunmaktadır. Kalkersiz Kahverengi Topraklarda (A) C profillidir. İyi oluşmamış gözenekli yapısı olan A horizonundaki organik madde genellikle asit karakterlidir ve mineral kısımdan ayrı ya da çok az karışmış durumdadır. Ilıman ve yağışlı iklimde bulunan yaprağını döken orman altısında oluşmaktadır. Yöredeki çukur alanlarda oluşan, eğimi az, derin alüvyal topraklardır. Bu tür topraklar Düzce ovasında geniş alanlar kaplar. Ova eğimsiz ve %75 oranında tarıma elverişli niteliktedir. Alüvyal topraklar genellikle, kumlu killi topraklar grubuna girer. Kum oranı %50 dolayında olan, organik madde ve karbonat bakımından zengin bulunan alanlar, daha nitelikli olduklarından pancar tohumu, patates tohumu, patates, sebze ve meyve üretimine; organik madde ve karbonat yönünden daha az zengin olan kesimler ise, tahıl üretimine elverişlidir. Bitki Örtüsü ve Yaban Yaşam Karadeniz bitki örtüsü zenginliğini kent çevresindeki doğala yakın alanlarda gözlemek mümkündür. Ancak yerleşimlerin gelişmesi ile hızlı değişimler oluşmaktadır. Eurosibirian bitki örtüsü yanısıra iklim özelliklerinin daha uygun olması nedeniyle Submediterranean bitki örtüsüne da rastlanmaktadır. Sahildeki makiliklerin dağlık alanlardaki orman örtüsüne geçişini sağlayan Düzce ovasında, kültür bitkileri yetiştiriciliği ile değişim görülmektedir. Verimli tarım topraklarının yer aldığı bir çöküntü ovası olarak ekolojisine uygun her tür tarım yapılabilir. Endüstri bitkileri ve özellikle tütün için uygundur. Doğal bitki örtüsü, alan kullanımlardaki çeşitlilik nedeniyle değişime uğramaktadır. Çevredeki zengin orman örtüsü (Kayın, Köknar, Meşe, Gürgen, Kestane, Ihlamur vb.) altında zengin alt örtü yer almaktadır. Düzce ve çevresinde av hayvanlarının pek çoğu yaşam ortamı bulmaktadır. Ancak bunlardan bazılarının çeşitli nedenlerle sayıları azalmış ya da yok olmuşlardır. Düzce'nin büyük bir bölümü av yasağı sınırları içerisindedir (ANONY-Maus, 1987). Yöre avcılarının belirlediklerine göre; ağaç sansarı, gelincik, tilki, kurt, çakal, porsuk, geyik, karaca, ayı, tavşan, su samuru ve çeşitli kuş türleri bulunmaktadır. Kuş türleri çoğunlukla Efteni Gölü Yaban Hayatı Koruma Alanında konakçı ya da göçmen olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Büyük MelenAkarsular ve Göller Büyük Melen: Efteni Gölü'nün kuzeybatısından çıkan akarsu, gölün sularını Karadeniz'e boşaltır. En yüksek akımı 170 m3/sn (nisan), en az akım 8 m3/sn (ağustos)'dir. Küçük Melen: Baba Dağı eteklerinden doğup, Yığılca ilçesinin eteklerinden geçerek sularını Hasanlar Barajına döker. Barajı oluşturan en önemli akarsu olan Küçük Melen'de en yüksek akım 230 m3/sn (nisan), en düşük akım 2,3 m3/sn (ağustos) dir. Beslenme alanı 250 km2'dir. Aksu: Düzce'nin güneyindeki dağlardan çıkar, belirli bir kaynağı yoktur. Önce, batıya doğru akar, sonra doğuya kıvrılarak Efteni Gölü'ne dökülür. En yüksek akım 175 m3/sn (haziran), en düşük akım ise 0, 95 m3/sn (ocak) dir. Beslenme alanı 281 km2'dir. Asar Suyu: Bolu Dağları'nın kuzey batısından doğar, yan dereler ve küçük kaynaklarla beslenerek Düzce İli'nin güneyinden geçer, Küçük Melen'e karışıp Efteni Gölü'ne dökülür. Doğu-batı doğrultusunda akan Asar Suyu'nun en yüksek akımı ise 130 m3/sn (mart), en düşük akımı ise 0,35 m3/sn (eylül)'dir. Beslenme alanı 180 km2'dir. Uğur Suyu: Keremali Dağları'nda doğar. Belirli bir kaynağı yoktur. Yan dereler ve akarsu selciklerini toplayan Uğur Suyu, doğu-batı doğrultusunda ilerler, Asar Suyu'nun güneyinde ona paralel olarak akar ve Efteni Gölü'ne dökülür. En yüksek akım haziran, en az akım ekim ayındadır. Beslenme alanı 285 km2'dir. Efteni Gölü: Düzce'nin 14 km güneybatısında Hamamüstü Köyü çevresindedir. Denizden yüksekliği 118 metredir. Doğudan Küçük Melen ve Uğur Suyu ile, güneyden Aksu, Beyköy, Kürtler, Hamamüstü, Kalyoncu ve Yeniköy Dereleri ile beslenir. Alanı sular çekildiği zaman 5 km2'ye düştüğü gibi taşkınlar zamanında da 25 km2'ye kadar ulaşmaktadır. En derin yeri 8 metredir. Gölde DSİ tarafından kurutma çalışmaları yapılmaktadır. Hasanlar Barajı: Düzce Ovası'nı sulamak amacıyla Küçük Melen suyu üzerinde kurulmuştur. Baraj gölü, Düzce içindeki göllerin en büyüğüdür. Su seviyesi en büyük olduğu zaman alanı 42,5 km2 ye ulaşır. Yeraltı Zenginlikleri Düzce dolaylarında linyit rezervleri saptanmıştır. Maden Tetkik Arama Enstitüsünce yapılan araştırmalarda Düzce'de kaplıca suyu ve maden suyu vardır. Ormanlar Ülkemizin ve hatta dünyanın en güzel ormanları Bolu Dağları üzerinde bulunmaktadır. Bolu Dağları’ndaki ormanlar özellikle büyük kentlerde yaşayan insanlar için bir dinlenme ve eğlenme yeri olmaktadır. Düzce’nin %47.95’i Gümüşova’nın %56.13’ü Gölyaka’nın % 65.99’u Çilimli’nin %17.59’u Cumayeri’nin %43.05’i orman ve fundalık alandır. Bölgede bulunan ormanların sorunları, köylünün sosyo-ekonomik yapısından kaynaklanan yerleşim ve tarım için yapılan açmalar ile kaçak orman ürünleri ticareti, böcek zararlıları ve dikkatsizlik sonucu çıkan yangınlar oluşmaktadır. Özellikle dağlık kesimlere yerleşen aileler fındık bahçesi kurmak için bilinçsizce yaptıkları açmalar sonunda fındık bitkisinin toprağı tutmaması nedeni ile erozyonu artırmaktadır. 12 Temmuz- 25 Temmuz 1995, 16 Haziran 1997, Mayıs 1998 tarihlerinde Kaynaşlı, Darıyeri Hasanbey ve Düzce’de meydana gele seller bölgede büyük hasar yaratmış ve maddi kayıplara neden olmuştur. Bölgemiz ormanlarında özellikle karaçam, sarıçam, köknar, kayın, meşe ve diğer yapraklılar şeklinde orman ağaçları bulunmaktadır. Muncurlu bölgesindeki meşe ormanları bölge için olduğu kadar Türkiye için de tip itibarı ile korunma zorunluluğu vardır. Samandere Şelalesi tabiat anıtı olağanüstü güzellikleri, insanı ürperten seve düşüşü ile mutlaka koruması gereken bir doğa harikasıdır. Efteni Gölü yaban hayatı koruma alanı olarak tescil edilmiş yaklaşık 150 civarında kuş türünü barındıran önemli bir sulak alandır. Gölyaka İlçesi’nde orman içi dinlenme yeri olarak tescil edilen, çevresi düzenlenen Güzeldere Şelalesi mutlaka görülmesi gereken tabiat harikalarındandır. Kocayayla, Torkul Yaylası, Odayeri Yaylası, Kardüz Yaylası ve pek çok yayla ormanlarımız içerisinde de yer almakta ve önemli bir turizm pazarı oluşturacak potansiyele sahiptir. Alıntı. |
|
Etiketler |
bilgiler, duzce, düzce, hakkinda, hakkında, ili, İli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Düzce Genel Bilgiler | Ecrin | Karadeniz Bölgesi | 0 | 19 Aralık 2011 23:52 |
Batman İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Güneydoğu Anadolu Bölgesi | 5 | 22 Eylül 2009 11:49 |
Adıyaman İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Güneydoğu Anadolu Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 02:18 |
Muş İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 01:38 |
Van İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 4 | 03 Nisan 2009 01:35 |