Osteoporoz Tedavisi
Osteoporoz, kemik kütlesinde azalma ve kemik kırılganlığında artış ve kırığa yatkınlık ile karakterize bir hastalıktır. Bu durum için önlem alınmaz veya tedavi edilmezse hastalık kemik kırılana kadar ilerleyebilir. Kemik kütlesi çocukluk ve ergenlik döneminde artış gösterir, 30-40 yaşlarında doruk noktasına ulaşır ve yaşlanmayla birlikte giderek azalır. Kadınlar erkeklere göre daha az kemik kütlesine sahiptir ve menopozu takiben beş yıl içinde hızlı bir şekilde kemik kaybederler. Yaşla ilgili kayıp yılda ortalama %1’dir. Yaşam boyu kadınlar kemik kitlesinin %30-40’ını, erkekler %20-30’unu kaybederler.
Osteoporozun Tanısı
Kemiğiniz kırılana, kamburlaşana ve boyunuz kısalana kadar osteoporoz belirtileri fark edilmeyebilir. Osteoporoza neden olabilecek diğer hastalıkların varlığı (tiroid hast, astım, ilaç kullanımı
vb.) kırık öyküsünün varlığı, beslenme durumu, ailede özellikle annede kırık öyküsü hastanın osteoporoz için riskli olup olmadığını belirlemede yardımcıdır.
Risk varlığının kemik mineral yoğunluğu ölçümü tanıyı kesinleştirir. Riski yüksek hastalarda yılda bir kez, riski düşük hastalarda 2-5 yılda tekrarlanır. Kemik ölçümleri hızlı ve kolay yapılabilen testlerdir. Çok çeşitli yöntemler varsa da en çok DEXA kullanılmaktadır. DEXA ile %1-2’lik kayıp bile değerlendirilebilir.
Kalsitonin ve bitostomatlar: Kemik yıkımını durdurmaktadırlar. Kalsitoninler enjeksiyon ve burun spreyi şeklinde, bitostomatlar ise ağızdan alınan tabletler şeklindedir. Östrojen tedavisinin uygun olmadığı menopoz sonrası osteoporoz serül (yaşlılığa bağlı) osteoporoz veya ilaca bağlı gelişen osteoporozda kullanılmaktadır. Bu ilaçların kullanımları ve yan etkileri, tedavinin etkinliği ve yan etkilerinin en aza indirilmesi için hekimleri tarafından hastalara anlatılmaktadır.
- D Vitamini:
Eve bağımlı olan ve güneşten yeterince yararlanmayan yetersiz beslenen yaşlılarda D Vit. Alımı çok önemlidir. Ca ile birlikte D Vitamini alımı %30-35 oaranında kemik kazancı sağlayarak kırık riskini azaltmaktadır.
- Ca(Kalsiyum) preparatları:
Ca ihtiyacını desteklemek amacıyla ihtiyacın arttığı dönemlerde verilmelidir. Diğer tedavilerin yanı sıra hemen tüm menopoz sonrası kadınlara önerilen bir ilaçtır.
- O.P. Rehabilitasyon: Reh. Yöntemleri kemik kütlesini artırmaya, kırıkları önlemeye ve tedavi etmeye yöneliktir. O.P.’da kas gücünü kemik kütlesini artırmak, postürü korumak, dengeyi sağlamak ve kemik yıkım hızını yavaşlatmak için fizik aktivite ve egzersiz önerilir.
O.P.’da uygulanan egzersizler;
- Yürüme: Tempolu ve hızlı yürüme en yararlı ve en kolay uygulanan egzersizlerden biridir. Yürüme hızı bireyin rahat yürüme hızının biraz üstünde olmalıdır. Her gün yada haftada 3-4 gün en az 15-20 dakika arası yürüyüş önerilir. Önce 5 dakikalık yürüyüşle başlanır ve her gün süre artırılır.
- Yüzme: bacak ve kol kaslarının yanı sıra sırt ve karın kaslarını da çalıştırır. Stil önemli değildir. Yüzme bilmeyenlerden su içi yürüme emniyetli ve iyi bir egzersizdir.
Bütün bu bilgiler ışığında O.P.’dan korunma ve tedavi nasıl olmalıdır?
O.P. geliştikten sonra kemik kitlesini artırmak yada kaybedilen kemik dokusunu yerine koymak mümkün olmadığından O.P. önlenmesi, tedavisinden daha önceliklidir.
O.P.’dan korunmanın temeli; bebeklikten başlayarak maksimum güç ve kütle içeren sağlıklı bir iskelet sağlanacaktır. Ailesel yatkınlık (genetik yapı) değiştirilemez; ancak beslenme, bedensel aktivite, vitamin D alımı, alışkanlıklar (sigara, alkol, kahve tüketimi gibi) güneş görme gibi faktörler değiştirebilir.
- Beslenme:
süt çocukları anne sütü ile beslenmeli ve çocukluktan itibaren kalsiyum açısından zengin süt ve süt ürünleri tüketme alışkanlığı kazandırmalıdır. Yine yeşil yapraklı sebzeler, pekmez, susam, kuru baklagiller, kurutulmuş meyveler gibi kalsiyumdan zengin gıdalar fazla tüketilmelidir. Gebelik, emzirme ve büyüme dönemlerinde kalsiyum gereksinimi arttığı için diyetle daha fazla kalsiyum alınmalıdır. Diyetle alınan kalsiyumun kemiklerde depolanması D Vitamini ile sağlanmaktadır. D Vitamini %50’sinden fazlası ciltte oluşmaktadır. Bu nedenle yeterli D Vitamini alımını sağlamak amacıyla güneş ışınları ile cildin teması sağlanmalı, özellikle bahar ve kış aylarında mümkün olduğunca güneşli saatlerde yürüyüş yapılmalıdır.
- Alışkanlıklar:
Sigara ve alkol alımı kalsiyumu düzenleyen hormonları etkileyerek kemik kaybına neden olmaktadır. Ayrıca aşırı kahve (günde 3 fincandan fazla) ve kafein içeren gıdaların tüketimi idrarla kalsiyum atılımını arttırır ve O.P. için risk oluştururlar. Çayın O.P.’deki rolü bilinmemektedir.
- Fiziksel aktivite:
Egzersiz kemik yoğunluğunu arttırırken, hareketsiz yaşam tarzı osteoporoz riskini arttırmaktadır. Bu nedenle osteoporozdan korunmada yaşam boyu yapılan egzersiz ve fiziksel aktivitenin önemi büyüktür.
- İlaç tedavisi:
Östrojen (kadınlık hormonu) Menopoz sonrası kemik kaybını önlemede etkili bir tedavidir. Ancak hormon tedavisi yan etkileri nedeniyle kadın doğum uzmanının uygun gördüğü hastalara başlanmaktadır. Östrojen tek başına ya da progesteron hormonu ile birlikte verilebilmektedir. Östrojen tedavisinin O.P.’da etkili olması için menopozdan hemen sonra başlanmalıdır.
O.P.’da son birkaç yıldır kullanıma giren, östrojen benzeri etkiyle kemik yıkımını önleyen ilaçlarda kullanılmaktadır. Ancak yan etkileri açısından östrojene oranla daha güvenilir oldukları gösterilmiştir. (Östrojen reseptör menologları) İp atlama, koşma gibi egzersizler zorlayıcı oldukları için ileri yaştaki ve ciddi osteoporozu olan hastalara önerilmez.
Ayrıca osteoporozun ciddiyetine göre her hastaya özel egzersiz önerilebilir.