Çevrimdışı

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Annem yine evde yoktu. Ve ben kardeşlerimi uyuttum, balkona çıktım, balkondan aşağı bakıyordum. Baktım o gelmiş samanlığın önünde duruyor ama çok üzgün. Tabi hemen onun yanına koştum. “Neden beni gördüğünü söyledin? Bak, senin yanına gelemiyorum, seninle oyun oynayamıyorum” dedi. Ben de; “ama sen insan değilmişsin ki” dedim. “Ben sana insanım dememiştim ki zaten” dedi, “sen benim yaşadığım yeri görmek istiyor musun, benim kim olduğumu bilmek istiyor musun?” dedi. “İstiyorum” dedim. Yani çocuk cesareti, şimdi olsa asla böyle bir şey söyleyemem.

Korkarım. “Benim ismim Hiz,” dedi, “seni benim yaşadığım yere götüreceğim. Ama öncelikle senden bir şey isteyeceğim: O boynundaki cevşeni çıkar, buraya koy. Ne olursa olsun yanımdan ayrılma ve elimi sakın bırakma” dedi. Tamam olur dedim. Beni samanlığın içine soktu. Sonra samanlığın içine girmemizle başka bir yere çıktım. Orayı size aynen anlatıyorum: Yer-gök her yer gri ama koyu bir gri, siyaha yakın. Böyle çok eski balçıktan çamurdan evler var. Her yerde çöpler pislikler var. Ayrıca tuhaf tuhaf surette varlıklar var.

Ama böyle çok korkunç ürkütücü ve pis bir yer.
Sonra ilerlemeye başladık, ben onun elinden sıkı sıkı tutuyorum. Orda baktım benim gibi insanlarda var. Beni bir yere götürdü. Böyle büyük bir yer. Diğer evlerden farklı. Bana; “Burası benim evim, ben burada yaşıyorum” dedi. Baktım etrafa, “Ben burayı hiç sevmedim burası çok korkunç bir yer” dedim. “Merak etme, ben seni hep koruyacağım” dedi. Gerçekten de beni her zaman korurdu. Hatta bununla ilgili olaylar anlatmak istiyorum.

Bağlarımız vardı, bizim evimize 15 km mesafede. O zamanlar amcamın oğlu ile beraber oynuyorduk. Sonra biz oynarken karşıdaki sürünün köpekleri bize saldırdı, koştuk bir ağacın tepesine tırmanmaya başladık. Normalde alışkındım çok iyi tırmanırdım ama neredeyse ağaçtan düşmek üzereydim. Yani şöyle ağaçtan düşsem köpekler beni parçalayacaktı. O sırada köpeklerin bağrışarak kaçtığını gördüm. Sonra Ağaçtan hafif eğildim. Karşıdan Hiz’in geldiğini gördüm. Onu görünce çok sevindim. Hemen koşarak ona sarıldım.



İkinci olay da şöyle oldu:
Bizim orda bir ******** adam vardı. Bu adam çoluğa çocuğa bakardı. Annem hep korkardı o adamdan. Adamın adı da Kasım. Annem hep derdi “Bu adam pislik, buna sakın gitmeyin, dikkat edin.” diye. Bir gün kapıda onuyoruz, Kasım da kışlık odunlarını kırıyor evin önünde. Ve bana; “Kübra gel gel” dedi. Yanına gittim. “Çık eve de yukardan sürahi ile su getir” dedi. O zaman da adamın karısı ve çocuğu kendi köylerine gitmişlerdi adam yalnızdı.

Ev iki katlı alt kısmı kiler gibi kullanıyorlar, üst kısmı ev. Merdivenlerden yukarı çıktım ve hemen girişin karşısında olan mutfağa doğru ilerledim. O sırada birinin omzumdan çektiğini fark ettim. Başımı çevirmemle Hiz’i karşımda gördüm. Sonra bana sus işareti yaptı. Duvarın kenarına çekti. Beni kendi arkasına sakladı. Ve o arada Kasım yukarı doğru merdivenlerden hızlı hızlı çıktı içeri girdi. Sağ sola baktı bana seslendi. Tabi ben de çok korktum. Kasım evin diğer tarafına gitti beni aramaya.

Olduğum yerde küçücük bir pencere vardı. Hiz beni tuttu, pencereyi açtı ve bana “Aşağı atla” dedi.

__________________