IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 19 Nisan 2022, 20:15   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İlâhî Rahmetin Taştığı Mevsim




Kur’ân-ı Kerîm’de ismi zikredilen ve Allâh’ın sâlih kullarından olan Zülkarneyn -aleyhisselâm-, bir gece ordusuyla sefer hâlinde bulunuyordu. Bir ara askerlerine;

“–Ayağınıza takılan şeyleri toplayın!” diye bir emir verdi.

Askerler bu emri alınca içlerinden bir grup:

“–Saatlerdir yol yürüyoruz, oldukça yorgunuz. Bu yorgunluğun üstüne, bir de gece vakti ayağımıza takılan ve ne olduğunu bile bilmediğimiz şeyleri toplayarak boşuna kendimize ağırlık mı yapacağız! En iyisi hiçbir şey toplamayalım!” diyerek ayaklarına takılan şeylerden bir tane bile almadılar.

İkinci grup ise;

“–Mâdem ki komutanımız emretti, her ne kadar yorgun da olsak, biraz toplayalım da, bâri emre muhalefet etmiş olmayalım. Zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir.” diyerek az bir şey topladılar.

Askerlerden üçüncü grup ise;

“–Komutanımız elbette hiçbir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Biz anlayamasak da, söylediği her şeyde bir hikmet gizlidir.” diyerek ceplerini alabildiğince doldurdular.

Gecenin karanlığı, yerini yavaş yavaş Güneş’in ışıklarına terk etmeye başlayınca bir de baktılar ki, topladıkları şeyler altından başka bir şey değilmiş. Meğer altınla dolu bir vâdiden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar.

Bu büyük sürpriz karşısında komutanlarının emrine itaat etmeyerek yerden hiçbir şey toplamayan birinci grup;

“–Ah ne yaptık biz?! Nasıl bir gaflete daldık böyle?! Meğer altın deryasından geçmişiz de bir damla bile nasiplenememişiz! Niçin dinlemedik komutanımızın sözünü! Keşke alsaydık! Bir tane bâri alsaydık!” diyerek bin pişman oldular.

Az bir şey toplayan ikinci grup ise;

“–Ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. Ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık.” diye oldukça hayıflandılar.

Altınlardan en çok toplayan üçüncü grup ise:

“–Keşke komutanımızın bu emri dolayısıyla, gereksiz ve lüzumsuz eşyalarımızı da atsaydık ve böylece altınlardan daha çok toplayabilseydik. Hattâ her şeyimizi sadece altınla doldursaydık!” diyerek, diğerlerinden fazla toplamalarına rağmen yine de büyük bir hüzne gark oldular.

***

Cenâb-ı Hak, eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanoğlunu çok sevmekte ve onlarla dost olmayı arzu etmektedir. Öyle ki, bu yakınlığın temini için bizlere çok müstesnâ bâzı ikram vakitleri ihsan buyurmuştur.

Meselâ;

– Gece ve gündüzün deverânı içinde, Peygamber -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz’in; “Kulun, Rabbinin rahmetine yakın olduğu zaman”[1]olarak ifâde buyurduğu, feyiz dolu anlarıyla seherler,

– Haftanın günleri içerisinde, “Üzerine güneş doğan en hayırlı gün”[2] olarak beyân edilen, duâların makbul olduğu sırlı vaktiyle Cumalar,

– Ayların birbirini takip edişi içerisinde de Zilhicceler, Muharremler ve mübarek üç aylar,

– Bunlar arasında Ramazân-ı Şerîf ise bambaşka bir rahmet iklimi, müstesnâ bir mağfiret mevsimi… Cenâb-ı Hakk’ın biz kullarına büyük bir ihsânı, muazzam bir lûtfu…

Bilhassa Ramazan geceleri arasında, sırlı bir hazine gibi taliplilerini bekleyen Kadir gecesiyle, bir ömürlük feyiz ve bereket menbaı…

İşte fânî hayat yolculuğunda idrâk etmekte olduğumuz bu müstesnâ zaman dilimleri, yukarıdaki hâdisede zikredildiği gibi, âdeta bir altın vâdisinden geçtiğimiz pek kıymetli vakitlerdir. Nitekim Peygamber -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz:

“Eğer kullar, Ramazanın fazîletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…”(Heysemî, c. III, sf. 141) buyurmak sûretiyle bu ilâhî nîmete dikkat çekmişlerdir.

Bu vakitlerden lâyıkıyla istifâde için de, Ramazân-ı Şerîf’in seherlerini, uyanık bir gönülle îfâ edilen teheccüd, tefekkür, zikir ve Kur’ân tilâvetleriyle;

Gündüzlerini, gönlü Hakk’a vererek yapılan ibadet, infak ve amel-i sâlihlerle;

İcâbet saati olan iftar vakitlerini, istiğfar, duâ ve bir mü’mine iftar ettirebilmenin huzûru ile,

Akşamlarını da tâdil-i erkân üzere edâ edilen terâvih namazları ile ihyâ etmelidir.

Muallâ bin Fadl şöyle nakleder:

“Selef-i sâlihîn, Cenâb-ı Hakk’a, altı ay kendilerini Ramazan’a ulaştırması için duâ ederlerdi. Geri kalan altı ayda da idrâk ettikleri Ramazân’ı kabul buyurması için duâ ederlerdi.”(Kıvâmu’s-sSünne, et-Terğîb ve’t-Terhîb, II, 354)

Rabbimiz, bizlere Ramazân-ı Şerîf’in kadr u kıymetini idrâk ettirsin. İbadetlerimizi, oruçlarımızı, namazlarımızı, tilâvetlerimizi, sadaka, zekât, hayır ve hasenatlarımızı, Ramazân-ı Şerîf’in muazzam bereketiyle ziyadeleştirerek kabul buyursun…

Âmîn…

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
islam


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Radyo - RitimFM: de Yayında şuan Dj MevsiM MevsiM iLe Dört MevsiM bulunmakta-bekleniliyorsunuz İpek- Yayındaki DJ'ler 2 10 Şubat 2021 00:07
İlm-i İlâhî PySSyCaT Dini Sözlük 0 11 Mayıs 2017 11:41
Orhan Gencebay - Mevsim Mevsim Elysian M, N, O, Ö, P 0 08 Haziran 2014 14:47
İtalyanca Ay Gün Yıl Mevsim, Italyanca'da Ay Gun ve Mevsim Isimleri Violent İtalyanca 0 12 Nisan 2014 22:29