28 Ocak 2015, 23:17 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kerbela hicretin dördüncü yılı. birer yıl arayla Medine’de iki doğum, iki bayram, iki ay parçası… yeryüzünün en hayırlı dedesinin gözbebekleri doğuyor. rasûl-üs sakaleyn’in kokladığı reyhanları Fatıma’t-üz Zehrâ’nın körpecik fidanları ali’yi mürteza’nın eşsiz kahramanları doğuyor. cennet gençliğinin iki seyyidi. ehl-i beyt’in ilk nazlı çiçekleri… iki ay parçası, “merhaba” diyor o incecik sesiyle isimlerini rahman koyuyor, Cebrail nefesiyle siz onlara Allah’ın iki lütfu diyin; birinin adı Hasan; diğerinin Hüseyin. zaman, saadetli günleri yaprak yaprak okurken onlar peygamber dizinde büyüdüler ve zaten onlar semâda büyüktüler. bir gün peygamberlerin incisi oturuyorlar. hasan’la hüseyin birbirlerini yakalama oyununda… buyurdular; “ha gayret Hasan! göreyim seni, yakala Hüseyin’i.” hz. Ali; “ya rasulallah!” diyor, “Hüseyin’den taraf olmanız gerekmez mi? Hüseyin daha küçük.” rasulullah buyuruyorlar; “baksana! Cebrail de Hüseyin’i tutuyor; ha gayret Hüseyin! göreyim seni diyor.” yine birgün, efendimiz, ashabıyla yürüyorlar. hz. Hüseyin çocuklarla oynuyor. peygamberimiz, ellerini açıyor; tutmak için Hüseyin’i… hz. Hüseyin, bir oraya bir buraya kaçıyor. ve gülerek yakalıyor onu, nebiler serveri. bir elini kafasının arkasına, öbür elini, çenesinin altına koyup öpüyor, kokluyor, öpüyor. sonra zamana ve mekana sesleniyor; “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim! Allah’ı seven Hüseyin’i sever! Hüseyin, torunlardan bir torundur.” ve bir gün Cebrail bir haberle gelir; Hüseyin fırat kıyısında şehit edilecektir. orası, üzüntülü, tasalı, mihnetli ve belalı bir yerdir. kerb-ü beladır! orası kerbeladır! hicretin altmış birinci yılı. aylardan muharrem… kan renginde fırat kan renginde yakamoz. ve dudaklar susuz, yürekler susuz… kerbelada bir oğul var, yoluna oğullar feda. bir torun, kerbelada… dedesinden elli yıl uzakta. onun gibi bembeyaz giyimli bembeyaz yüzlü. atının üzerinden sesleniyor kalpleri mühürlü olanlara merhametten yoksun olanlara; “ben peygamberiniz aleyhisselamın kızının oğlu değil miyim? ben hz.Muhammed Mustafa’nın torunu değil miyim? şehitler seyyidi Hamza, babamın amcası değil mi? çift kanatlı şehit Cafer, benim amcam değil mi?” kerbelada bir oğul var, çevresinde yeminler ediliyor şehadete. ve birbir toprağa düşüyor yiğitler ehl-i beyt’in solan ilk çiçeği aliyyül ekber’di. sonra sıra sıra soldu civanlar; avn b. Abdullah b. Cafer, Muhammed b. Abdullah b. Cafer, Abdurrahman b. akîl, Cafer b. akîl… işte bakın, biri daha yürüyor ölüme; hz. Hasan’ın oğlu Kâsım! onun da yüzü ay parçası. elinde kılıç, üzerinde gömlek ve pelerin. ayak sandallarından birisinin bağı kopmuş. başına bir kılıç iniyor, ve “amca!” diyerek yüz üstü düşüyor kerbela’ya. kerbela’da bir oğul var bir şahin var. kucağında üç yaşında bir seyyid; adı abdullah! ve bir ok, abdullah’ı boğazından vuruyor hz. Hüseyin, kanla dolan avuçlarını yere boşaltıyor “yâ rab!” diyor. “bize göklerden yardım etmeyeceksen, hakkımızda ondan daha hayırlısını ihsan et.” hicretin altmış birinci yılı muharrem ayının onu… bir şehit var kerbelada tam otuz üç mızrak yarası, otuz dört kılıç yarası ey Muhammed’im nerdesin nerde? Hüseyinin başı bir yerde; gövdesi bir yerde! bu hz. Zeyneb’in feryadıdır dedesine; “ey Muhammed’im! ey Muhammed’im! sana göklerdeki melekler salatü selam getiriyorlar. hüseyin ise şu otsuz bozkır çölde tozlara, topraklara, kanlara bulanmış, azaları kesilmiş yatıyor. ey Muhammedim! senin kızların esir edilmiş, zürriyetin hep öldürülmüş. sabah yelleri onların üzerine toz toprak savuruyor.” Abdullah bin Abbâs da, o gün medinede rasulullah aleyhisselam’ı görür rüyada yanında içi kan dolu cam bir bardak vardır, ve şöyle buyurur: “benden sonra ümmetimin yaptığı şeyi biliyor musun? Hüseyin’i şehit ettiler. bu, onun ve ashabının kanlarıdır. bunu allah’a sunacağım.” ya rasulallah! biz asırlar sonra geldik. eğer o gün olsaydık kerbela’da Allah’a kasem olsun ki ashabının seni koruduğu gibi korurduk ehl-i beyt’ini ya da o uğurda verirdik canımızı. bu sözümüzün bir isbatı olarak bu gün biz senin kapındayız. taşıdığımız ehl-i beyt isimleri. kimimiz Ali, kimimiz Fatıma kimimiz Hasan ve Hüseyin. ve iftiharla senin ismini taşıyor çoğumuz. Allah ruhumuzu senin kapında ehl-i beytine layık olduğumuz bir anda alsın. Aliyi asğar’la, Zeynelabidin’le her asırda hüseyni çiçekler açarken yanaklarında peygamber busesi, ve her biri senden bir koku taşırken çağlara. allah, bizi onlardan ayırmasın. bizi senden ve rızasından ayırmasın. | |
|
Etiketler |
kerbela |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kerbela'ya akın | Seth | Haber Arşivi | 0 | 03 Kasım 2014 16:32 |
Halkalı’da Kerbela yası | CtrL | Haber Arşivi | 0 | 13 Kasım 2013 15:56 |
Kerbela’yi anlamak | Swat | Genel İslami Konular | 0 | 06 Şubat 2012 21:00 |
Kerbela | Sevda | İslamiyet | 4 | 26 Kasım 2011 18:07 |