![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı? Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: -Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı? Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmıştıama ezan okunduğu vakit yerinden sıçraryaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı. Kendisi isenefsini bir türlü yenemiyordu.Hep ne oluyorsa?namaz son dakikalara kalıyorbu sebeple namazını alelacele edâ ediyordu.Bunu düşünerek kalktı yerindengözü saate kaydı.Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika kalmıştı.Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak"Yine geciktirdim namazı."dedi kendi kendine... Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendini odasına attı.Mecburenhızlı hareketlerle namazını edâ etti.Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi... "Bu halimi görsetatlı-sert kızardı yine bana."dedi.Çok seviyordu onu...Hele öyle bir namaz kılışı vardı kionu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi.Namazda öyle bir mahviyeti vardı kihicabından renkten renge girerdi. O gün akşama kadar derse girmişti.Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde...Duâsını yaparkenbaşını ellerinin arasına alıp secdeye durdu.Namazdan sonra bir süre bu şekilde tefekkür etmeyi severdi.Gözleri kapanır gibi oldu. "Ne kadar da yorulmuşum"dedi.Daldı gitti öylece... Kıyamet kopmuştu.Mahşeri bir kalabalık vardı.Her yön insanlarla doluydu.Kimi dona kalmışhareketsiz bir şekilde etrafı izliyor;kimi sağa sola koşuşturuyorkimisi de diz çökmüşbaşı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreğiyerinden fırlayacak gibi atıyor adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyorsoğuk terler döküyordu.Hayattayken kıyametsorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve âhiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı.Ama mahşer meydanındaki ürpertikorku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti. Hesap ve sorgu devam ediyordu.Bu arada onun ismini de okudular.Hayretle bir sağabir sola baktı."Benim ismimi mi okudunuz?"dedidudakları titreyerek... Kalabalık birden yarılmışbir yol oluşmuştu önünde...İki kişi kollarına girdi.Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi.Kalabalık arasından şaşkın bakışlarla yürüdü.Merkezi bir yere gelmişlerdi.Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi.Bütün hayatıbir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden...Şükürler olsun dedikendi kendine ve devam etti;Gözlerimi dünyaya açtımhep hizmet eden insanları gördüm.Babam sohbetlerden sohbetlere koşturuyormalını İslâm yolunda harcıyordu.Annem eve gelen misafirleri ağırlıyoryemek sofralarının biri kalkıpbir yenisi kuruluyordu.Ben isehep bu yolda oldum.İnsanlara hizmete çalıştım.Onlara Allah'ı anlattım.Namazımı kıldım.Orucumu tuttum.Farz olan ne varsa yerine getirdim.Haramlardan kaçındım. Kirpiklerinden aşağıya gözyaşları dökülürken"Rabbimi seviyorumen azından sevdiğimi zannediyorum"diyordu.Ama bir yandan da "O'nun için ne yapsam azCennet'i kazanmaya yetmez diye düşünüyordu.Tek sığınağı Allah'ın rahmetiydi. Hesap sürdükçe sürdü.Boncuk boncuk terliyor;sırılısıklam olmuşzangır zangır titriyordu.Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti.Vazifeli melekler ellerinde bir kâğıtmahşer meydanındaki kalabalığa döndüler.Önce ismi okundu.Artık ayakları tutmaz olmuştu.Neredeyse yığılıp kalacaktı.Heyecandan gözlerini kapamışokunacak hükme kulak kesilmişti. Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi.Kulakları yanlış mı duyuyordu?İsmi Cehennemlikler listesindeydi.Dizlerinin üstüne yığıldı.Hayretten donakalmıştı. "Olamaaaaz."diye bağırdı.Sağa-sola koşturdu.İnanamıyordu."Ben nasıl Cehennemlik olurum?Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum.Onlarla beraber koşturdum.Hep Rabbimi anlattım."diyordu. Gözleri sağanak olmuştitrek vücudunu ıslatıyordu.Vazifeli iki melek kollarından tuttu.Ayaklarından sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehennem'e doğru yürümeye başladılar.Çırpınıyordu.Medet yok muydu?Bir yardım eden çıkmayacak mıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökükyalvarmayla karışık döküldü. "Hizmetlerim...Oruçlarım...Okuduğum Kur'an'lar...Namazım...Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?"diyordu... Bağıra bağıra yalvarıyordu.Cehennem melekleri onu hiç dinlemedilersürüklemeye devam ettiler.Alevlere çok yaklaşmışlardı.Başını geriye çevirdi.Son çırpınışlarıydı. Resûlullah(s.a.v)"Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizlergünde beş vakit namazda insanı günâhlardan öyle temizler"buyuruyordu."Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?diye düşünüyordu. "Namazlarım...Namazlarım...Namazlarım."diye diye hıçkırdı.Vazifeli melekler hiç durmadılar.Yürümeye devam ettiler;Cehennem çukurunun başına geldiler.Alevlerin hareketi yüzünü yakıyordu.Son bir defa dönüp geriye baktı.Artık gözleri de kurumuştu.Ümitleri sönmüştü.Başını öne eğdi.İki büklüm oldu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü.Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi.Vücudunu birdenbire havada buldu.Alevlere doğru düşüyordu.Tam iki metre düşmüştü kibir el kolundan tuttu.Başını kaldırdı.Yukarıya baktı.Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı.Kendisini yukarıya çekti.Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı."Siz de kimsiniz?dedi. İhtiyar gülümsedi: "Ben senin namazlarınım" "Neden bu kadar geç kaldınız?Son anda yetiştiniz.Neredeyse düşüyordum."dedi...İhtiyar yüzünü gererektekrar güldü;başını salladı; "Sen beni hep son anda yetiştirirdinhatırladın mı?..." Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı.Kan-ter içinde kalmıştı.Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı.Yatsı ezanı okunuyordu.Bir ok gibi yerinden fırladı.Abdest almaya gidiyordu... Alıntı | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
bu, bırakılır, hic, mü, namaz, oğlum, vakte |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Mevlana’dan beş vakte beş yazı | Seyra | İslamiyet | 0 | 06 Haziran 2014 23:44 |
Bir oğlum dağda bir oğlum askerde | Ruj | Haber Arşivi | 0 | 23 Ekim 2011 14:50 |
Beş Vakte, Beş Yazı.. | Sevda | Dini Resimler | 0 | 18 Şubat 2011 11:54 |