28 Şubat 2014, 21:11 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Bak şu Işe! Sonra malum kadınların ücretini öder eve getirirdi. - Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım. Öyleyse şimdi dinleseniz gerek, der çeker giderdi, ben menkibeler anlatırdım onlara. Mızraklı İlmihal, Hüccet-ül İslâm okurdum. - Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki. - Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescidlere giderdi. 'Öyle bir imamın arkasında durmalı ki' derdi, 'tekbir alırken Kabe'yi görmeli.' - Öyle imam kaç tane kaldı şimdi. - İşte bu yüzden Nişanca'ya, Sofular'a uzanırdı ya. Hatta bir gün - Bakasın Efendi! Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada'. dedim, - Doğru öyle ya? - Kimseye zahmetim olmasın! deyip mezarını kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. - İş mezarla bitiyor mu? Seni kim yıkasın, kim kaldırsın? dedim. - Peki o ne dedi? - Önce uzun uzun güldü, sonra - Allah büyüktür hatun, hem padişahın işi ne? dedi. ..... İşte Nalıncı Baba o adsız sansız Allah dostlarından biridir. Asıl adı, Muhammed Mimi Efendidir. Bergamalıdır. 1592 yılında vefat etti. Cenaze hizmetlerini bizzat padişah gördü ve mübareği evine defnetti. Kabri üzerine bir kubbe, önüne bir çeşme koydurdu. Dahası bir tekke ile yaşattı adını. Türbesi Unkapanı'nda, Cibali tütün fabrikasının arkasında, Haraçzade Camii karşısındadır. Alinti | |
|
Etiketler |
bak, işe, şu |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |