IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31 Ağustos 2013, 17:10   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ebu Cehil’in Cennetteki Hurma Ağacı




Ebu Cehil’in Cennetteki Hurma Ağacı

Yazının başlığına şaşıracağınızdan eminim. Zira İslam’ın en büyük düşmanlarından olan Ebu Cehil’in cennette hurma ağacı olması ne akla ne de dine sığar.

Rivayete göre Hz. Peygamber rüyasında cennete girer ve orada hoşuna giden bir hurma ağacı görür. Bu kimindir? diye sorduğunda “Ebu Cehil’indir” denir. Resulullah da bundan tedirgin olur. Kendi kendine “cennette Ebu Cehil’in hurma ağacı nasıl olabilir? Vallahi o hiçbir zaman cennete giremez” der.

Ebu Cehil İslamiyetin gelişmesini önlemek için her çareye başvuran adamdı. Zayıf Müslümanları dövüyor, zengin ve itibarlı kişileri ise iftira ve ticari ambargo ile tehdit ediyordu. Hz. Peygamber (sav) secde halindeyken başını taşla ezmeye yeltenmiş fakat ilahi bir engelle karşılaşmıştı. Ebu Cehil Bedir harbini tezgahlayanların başında geliyordu. Müşrikleri harbe teşvik ediyor, “Lat ve Menat’tan yüz çevirmenin ne demek olduğunu onlara öğreteceğiz” diyor ve her vesileyle Resulullaha ve Müslümanlara hakaret ediyordu. Neticede bu azılı İslam düşmanı Bedir’de öldürüldü. Hz. Peygamber onu “bu ümmetin Firavunu ve kafir ulularının başı” diye tanımlamış ve öldürüldüğü için Allah’a hamdetmişti.

Ebu Cehil’in bir de İkrime adında bir oğlu vardı. İslam düşmanlığında babasından geri değildi. Bedir’de babasıyla birlikte savaşmış, Müslümanlara hayli zarar vermişti. Müşriklerin meşhur süvarilerindendi. Hudeybiye muahedesi hükümlerini çiğneyerek yüzlerini örtüp Benî Bekirlilerle birlikte Huzaalıları kılıçtan geçiren Kureyşliler arasında bulunuyordu. “Bizden bir kişi var oldukça Muhammed Mekke’ye giremez” diyenlerdendi. Mekke fethedilince firar etmişti. Hz. Peygamber tarafından öldürülme emri verilenlerin başında geliyordu. İkrime’nin Ümmü Hakim adında akıllı bir hanımı vardı. Mekke fethedilince aralarında Ebu Süfyan’ın karısı Hind’in de bulunduğu 10 kişilik bir hanım heyeti içinde gelip Hz. Peygambere biat etmişti. Sonra da: “Yâ Resulallah İkrime senden korkarak Yemen’e kaçtı. Senin kendisini öldüreceğinden korkuyor, ona eman ver” diye ricada bulundu. Resulullah da: “Ona eman verilmiştir” buyurdu.

Bunun üzerine Ümmü Hakim kocası İkrime’yi bulup getirmek için izin istedi ve uşağını alarak yola çıktı. İkrime’ye Tihame sahillerinden bir sahilde gemiye binmek üzereyken yetişti. Gemiciyle İkrime arasında cereyan eden bazı olay ve konuşmalardan sonra Ümmü Hakim kocasını ikna için şunları söyledi: “Ey amcamın oğlu! Ben sana insanların, akraba haklarını en çok gözeten, insanların en iyisi ve en hayırlısı olan zatın yanından geldim. Kendini boş yere helak etme. Senin için Resulullah’tan eman aldım. Sen emniyettesin” dedi. İkrime ikna olup Mekke’ye dönmek üzere yola çıktılar.

Mekke’ye yaklaştıklarında Hz. Peygamber, ashabına: “Ebu Cehil oğlu İkrime mümin ve muhacir olarak geliyor, sakın onun babasına kötü söz söylemeyiniz. Çünkü ölüye kötü söz söylemek diriyi rahatsız eder, ölüye de bir şey erişmez” buyurdu. İkrime çadırın kapısına gelince Efendimiz ayağa kalkıp onu kucakladı ve: “Hoş geldin süvari muhacir. Zaten senin gibi akıllı adamlara Müslüman olmak yakışır” buyurdu. Ümmü Hakim de emanı hatırlattı. İkrime şehadet getirip Müslüman oldu ve Efendimize: “Vallahi sen hak ve gerçeğe, iyi ve güzele davet ediyorsun. Zaten sen peygamber olmadan da en iyimiz, en doğru sözlü ve ne vefalı olanımızdın” dedi. Bu övgüler karşısında Resulullah hayasından başını öne eğmişti.

İkrime eski düşmanlıklarını hatırlayarak Hz. Peygambere: “Yâ Resulallâh! Sana karşı yaptığım bütün düşmanlıklar, şirkin yayılması için attığım bütün adımlar, sana karşı geldiğim bütün yerler, yüzüne karşı veya arkandan söylediğim bütün sözlerden dolayı benim için Allah’tan af dilemeni istiyorum” dedi. Resulullah da onun adına Allah’tan mağfiret diledi. İkrime sevindi ve: “Yâ Resulallah! Allah’ın kullarını Allah yolundan çevirmek için harcadığımın iki katını Allah yolunda harcamaktan ve Allah yolundan çevirmek için yaptığım savaşların iki katını Allah yolunda yapmaktan geri durmayacağım” dedi. Ümmü Hakim ile nikahları tazelendi.

İkrime Müslüman olduktan sonra Mekke’de Kureyşlilerden birisinin evinde bir put olduğunu duyarsa hemen gidip onu kırardı. Halbuki kendisi cahiliye döneminde put ticareti yapanların başında geliyordu. Eline Kuran’ı Kerim’i alır, yüzüne sürer: “Rabbimin kelamı, Rabbimin kitabı” diyerek öpüp ağlardı.

İkrime özellikle Ridde savaşlarında büyük yararlılıklar göstermiş, gözünü budaktan esirgememiştir. Cesaretini fazla bulup “kendini esirge” diyenlere: “Lât ve Uzza uğrunda savaşırken bile kendimi esirgememişken şimdi Allah ve Resulü uğrunda savaşırken mi esirgeyeceğim? Hayır! Vallahi bunu hiçbir zaman yapamam” diye karşılık vermişti. Yaya olarak çağrışmaya kalkışınca Halid b. Velid: “Böyle yapma! Senin öldürülmen Müslümanlara çok ağır gelir” deyince İkrime: “Ey Halid! Bana engel olma, önümden çekil. Senin, Resulullah ile zararsız bir geçmişin var. Ben ve babam Resulullah’a karşı en katı ve en sert davrananlardan idik” demişti. Oğlu Amr ile birlikte şehit düştüler. Halid b. Velid, İkrime ve oğlunun başını dizine koyup yüzlerini okşarken ve ağızlarına su damlatırken kendisinin şehit olamamasına hayıflanıyordu.

Hz. Peygamber rüyasında cennette Ebu Cehil’e ait bir hurma ağacı görünce buna bir anlam verememişti. Ebu Cehil’in oğlu İkrime Müslüman olunca Ümmü Seleme validemize: “Ey Ümmü Seleme! Ebu Cehil’in cennetteki hurma ağacı işte budur” buyurdu. Yusuf peygamberin rüyası gibi çok önceden gördüğü acayip rüya İkrime’nin İslam’a girmesiyle kendiliğinden çözülmüştü. “Allah diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır.” (Rûm, 19) Ebu Cehil manen ölü idi, hiçbir dirilik emaresi göstermeden ölüp gitti. Ölürken bile inkarın kibrini ve inadını sergileyerek öldü. Oğlu İkrime de uzun müddet manen ölü yaşadı fakat şu ilahi hitaba kulak vererek dirildi. “Ey iman edenler! Peygamber sizi, kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Allah’ın ve Resulunün davetine icabet edin.” (Enfal, 24)

Rüyada görülen hurma ağacı bereket olarak yorumlanır. Bu ağacın cennette görülmesi ise sonsuz nimet ve rızka delalet eder. İkrime başta her ne kadar İslam’a zarar verdiyse de sonunda haddinden fazla gayret ve fedakarlık göstererek zararı fazlasıyla faydaya dönüştürdü. Zaten Müslüman olurken şirk uğruna gösterdiği gayretin en az iki katını İslam için göstereceğine söz vermişti. Bu sözünü de tuttu. Halid b. Velid’in gıpta edip de bir türlü ulaşamadığı şehadet mertebesine ulaştı.

Resulullah’ın bu rüyası ders ve ibretlerle doludur. Görüyoruz ki, insanları soy-soplarına ve halihazır hallerine bakarak değerlendirmek son derece yanlıştır. Ebu Cehil gibi manevi ölülerden İkrime gibi manevi diriler meydana geldiği gibi, tersi de vaki olmaktadır. Peygamber oğlu, peygamber hanımı bile vahyin diriltici nefesinden yararlanamayınca küfrün zehirli havasında boğulup gidiyor. Hz. Nuh’un oğlu ve hanımı ile Hz. Lut’un hanımı gibi…

İkrime’nin dirilip cennette hurma ağacını temsil etmesinde kendi kabiliyeti yanında Allah’ın lütfunu ve Resulullah’un tavrını da unutmamak gerekir. Şayet Resulullah affedip teben etmeseydi İkrime bereketli bir hurma ağacına dönüşemez, bilakis bir cehennem kütüğü olarak kalırdı.

Bu olaydan çıkarılacak en büyük ders; öldürmeyi değil, yaşatmayı esas almak, düşmanı dost yapabilmektir. Dostu düşman yapmak çok kolay fakat düşmanı dost haline getirmek fevkalade zordur. Öncelikle düşmanlığı tahrik edecek tavırlardan uzak durmak gerekir. Hz. Peygamber azılı İslam düşmanı olan İkrime’yi, yiğit bir İslam mücahidi haline getirmek için ona karşı son derece insani davranmış, hatalarını yüzüne vurmadığı gibi, “Hoş geldin süvari muhacir” diyerek onu kucaklamış, rahatsız olur diye ümmetin firavunu olan babası Ebu Cehil aleyhinde konuşulmasına bile müsaade etmemiştir. İnsanları cehennem kütüğü olmaktan kurtarıp cennet hurması haline getirmek en soylu cihattır.

Düşmanı dost yapmak herkes için kazançtır. Zira zararlı bir insan hem kendisi hem de başkaları için faydalı hale getirilmiş olmaktadır. Bir kimsenin gönlünü kazanmak ona ait her şeyi kazanmak demektir. Lat ve Uzza putları için ölümü göze alan bir insanın Allah için her şeyi feda edebilecek hale getirilmesinden daha büyük bir kazanç olabilir mi? Satırlarımızı şu ayet-i kerimeyle bağlayalım: “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kimsenin sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün.” (Fussilet, 34)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet Mobil Chat
Cevapla

Etiketler
ağacı, cehil’in, cennetteki, ebu, hurma


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bu kez kriz 'hurma ağacı dalı'dan çıktı! Aze Haber Arşivi 0 09 Ekim 2011 11:46
Hurma Çekirdeğinden Palmiye Ağacı YapraK Türkiye'nin Coğrafi Bölgeleri 0 14 Mart 2010 21:42
Ebu cehil ve diğerleri BaRoN İslamiyet 0 07 Eylül 2009 04:49
Ebû Cehil (cehâlet babası) Metin Genel İslami Konular 0 21 Temmuz 2009 09:54