23 Ağustos 2013, 13:19 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Ümit Etmenin Fazileti İnsan ne olursa olsun Allah-u Zülcelal'in rahmetinden ümidini kesmemeli daima hata ve günahlarından tövbe edip Allah-u Zülcelal'in emir ve nehiylerine sarılarak kendisini O'nun rahmetine af ve mağfiretine müstehak etmeye gayret göstermelidir. O'nun rahmeti çok geniştir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur. “Allah mahlukatı yaratınca arşın üstünde kendi katındaki bir kitaba; “Rahmetim gazabımı geçmiştir” diye yazmıştır.” (Buhari) İnsan bir günah işlediğinde hemen ümitsizliğe düşüp kendisini bırakmamalıdır. Bir günah işlediği zaman şeytan : “Sen helak oldun. Artık Allah senin ne ibadetini ne de tövbeni kabul etmez” diyerek insanı ümidsizliğe düşürmeye çalışır. Oysa Peygamber Efendimiz (sav) başka bir Hadis-i Şe-riflerinde; “Eğer siz günah işlemeyecek olsanız Allah günah işleyip tövbe eden ve tövbelerini kabul edeceği kimseler yaratırdı.” (Müslim) buyurmuştur. Onun için lain şeytanın bu gibi vesveselerine kulak asmamak lazımdır.Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede: “Deki:” Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayan çok esirgeyendir.” (Zümer; 53) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (sav) : “Bu ayet bana dünyanın içindeki her şeyiyle birlikte benim olmasından çok daha sevimlidir.” (Ahmet bin Hambel) buyurmuştur. Netice olarak Allah'tan ümit kesmenin ve hiçbir şey yapmadığı halde hem günahların üzerinde devam edip hem de 'Allah affedicidir' diyerek boş bir ümide kapılmanın Allah-u Zülcelal'in rızasına giden cennet yolunun üzerinde bir engel olduğu; Allah-u Zülcelal'in emir ve nehiylerini yerine getirip sonra da O'nun rahmetini af ve mağfiretini ümit etmeninde cennet yolunun üzerinde bir rehber olduğu anlaşıldı. Mümin daima korku ve ümit arasında bulunmalıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav) : “Müminin korku ve ümidi tartıldığı zaman ikisi de aynı olmalıdır.” buyurmuştur. Yani Allah-u Zülcelal'in yaratmış olduğu cehennemi ve onun azabını aklımıza getirip Allah'ın emir ve nehiylerini yerine getirmek taat ve ibadet yapmak için O'ndan korkmamız lazımdır. Diğer yandan Allah-u Zülcelal'in rahmetinden umutlu olmak ve daima O'nun rahmetini talep etmek lazımdır. İşte bu korku ve ümit tartıldığı zaman aynı olmalıdır. Birinin diğerinden fazla olması yanlıştır. Onun için Ebu Ali Ruzbari (ra) demiştir ki: İnsandaki korku ve ümit bir kuşun iki kanadı gibidir. İkisi birbirine eşit olursa kuş dengeli bir şekilde uçar. Birisi eksik olursa kuş dengesiz uçar. Her ikisi de bulunmazsa kuş ölüme terkedilmiş olur. Allah-u Zülcelal bize akıl ve iman nasip etmiştir. Onun için bu dünyada hakkıyla Allah-u Zülcelal'den korkup taat ve ibadetine sarılmamız emir ve nehiylerini yerine getirmeye gayret etmemiz ve O'nun rahmetinden ümidimizi hiç kesmememiz lazımdır. Çünkü denilmiştir ki; “Adem (as)'in tövbesi ümidini hiç kesmediği için kabul edildi. Şeytanın tövbesi ise “Artık Allah beni affetmez” diye ümitsizliğe düştüğü için kabul olunmadı.” Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Kutsi de şöyle buyurmuştur: “Allah-u Zülcelal buyuruyor ki: Ben Kulumun zannı üzereyim. Beni andığı yerde onunla beraberim.” (Buhari - Müslim) Demekki insan; “Allah-u Zülcelal bana şefkat ve merhametle muamele edecek bu O'nun şanındandır” diye samimi olarak inanırsa Allah-u Zülcelal'de ona şefkat ve merhameti ile muamele edecektir. Ama: “Ben Allah-u Zülcelal'in rahmetinden umutsuzum bana azap edecek” diye umutsuz olsa Allah-u Zülcelal'de ona öyle muamele edecektir. Onun için daima Allah-u Zülcelal'in merhametine vesile olacak taat ve ibadetleri yapıp O'nun kullarına karşı çok merhametli olduğuna kalben inanmamız lazımdır. Rivayet edilmiştir ki: Kıyamet günü bir kulu cehenneme götürürlerken durmadan sağına soluna arkasına bakıyordu. Allah-u Zülcelal meleklerine buyurdu ki: “Kuluma neden durmadan sağına soluna arkasına baktığını sormuyorsunuz? Melekler o kula niçin böyle yaptığını sordular. Adam dedi ki: “Ben hep Allah-u Zülcelal'in ayet-i kerimelerini hatırlıyorum. Cehenneme giderken sanki bir kişinin: -Allah Gafur-ur Rahimdir! Diyerek sağımdan solumdan arkamdan çağırıp Allah seni affetti diyeceğini zannediyorum” Bunun üzerine Allah-u Zülcelal buyurdu ki: “Kulumu cennete çevirin Ben onun zannı üzereyim” İşte Allah-u Zülcelal'in kullarına karşı şefkat ve merhameti böyledir. Bu şefkat ve merhametten umutsuz olmamak lazımdır. | |
|
Etiketler |
etmenin, fazileti, Ümit |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Ümit Özdağ (Ümit Özdağ Kimdir? - Ümit Özdağ Hakkında) | Zen | Tarih / Siyaset | 0 | 20 Şubat 2012 22:42 |
Besmelenin Fazileti | PopSy | İslamiyet | 3 | 10 Şubat 2012 20:34 |
Haccın fazileti | Bozkurt- | Genel İslami Konular | 0 | 14 Aralık 2010 21:57 |
Affetmenin fazileti | Lady | İslamiyet | 0 | 21 Eylül 2010 14:10 |