22 Ağustos 2013, 18:10 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Ölümü Hatırlamanın Fazileti Dünyaya dalan, dünyaya aldanan, şehvetlerine köle olan bir kimsenin kalbi, şüphesiz ki ölümün zikrinden gaflet gösterir. Ölümü hatırlamaz. Kendisine ölüm hatırlatıldığında bunu hoş karşılamadığı gibi ölümden nefret eder. Onlar o kimselerdir ki Allah onların hakkında şöyle buyurmuştur: De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi bulacaktır! Sonra hem gizliyi, hem de aşikârı bilen (Allah'a) döndürüleceksiniz O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir. Cuma Suresi /8 İnsanlar, ya dünyaya dalan veya tevbe edip başlayan veyahut da sonuna varan bir ariftir. Dünya'ya dalan kimse ölümü hatırlamaz. Eğer hatırlarsa, elinden kaçırdığı dünya için üzüldüğünden dolayı hatırlar. Onun zemmiyle meşgul olur. Bu kimseyi, ölümü hatırlaması Allah'tan daha da uzaklaştırır. Tevbe edene gelince, o kalbinde korkunun kabarması, tevbesinin tamamlanması için ölümü çokça hatırlar. Bazı zamanlar tevbesi tamam olmadan önce kendisini kapıp götürmesinden korktuğu için ölümden hoşlanmaz. O ölümü hoş karşılamamakta mazurdur. Bu durum, şu hadisin kapsamına girmez. Kim Allah'ın mülakatından hoşlanmazsa, Allah da onun mülakatından hoşlanmaz. Müslim ve Buhari Zira bu kimse, ölümden ve Allah'ın mülakatından hoşlanmıyor değildir. Kusurundan ötürü Allah'ın mülakatının elden kaçmasından korktuğu için ölümü istemez. Bu kimse, tıpkı dostunu razı edecek bir şekilde onu ağırlamak için hazırlık yapmakla meşgul olduğu için dostu ile buluşmaya geciken bir kimse gibidir. Bu kimse, dostuyla buluşmaktan hoşlanmıyor değildir. Böyle davranmasının sebebi, ölüme hazırlık yapması ve ölümden başka bir meşguliyetinin olmamasıdır. Aksi takdirde dünyaya dalan kimselerin safına iltihak etmiş olur. Amacına ulaşan arif, daima ölümü hatırlar! Çünkü ölüm, dostuyla buluşma zamanıdır. Dost, dostuyla buluşma zamanını asla unutmaz! Arif kişi, çok zaman ölümün geciktiğini düşünür. Onun gelmesini ister ki günahkarların evinden kurtulsun, alemlerin rabbinin komşuluğuna intikal fitsin! Hz. Huzeyfe ölüm döşeğinde iken şöyle demiştir: Bir dosttur ki fakirlik üzerine geldi. Gelmesinden pişman olan kurtulmasın. Yârab! Eğer katında fakirlik zenginlikten, hastalık sıhhatten, ölüm yaşamaktan daha sevimliyse ölümü bana kolaylaştır ki sana kavuşayım Bu bakımdan tevbe eden bir kimse ölümü hoş karşılamamak hususunda mazurdur. Arif kişi ise, ölümü sevip mazurdur. Rütbe bakımından bu ikisinden de daha yüksek olan kimse, işini Allah'a havale eden kimsedir. Kendi kendine ne ölümü, ne de hayatı seçmez. Onun için en sevimli olan şey, Allah katında en sevimli olan şeydir. İşte bu kişi, sevgi ve teslimiyetin aşırılığından, teslimiyet ve rıza makamına varmıştır. Bu makam, varılacak makamların sonuncusudur. Her durumda ölümün anılmasında sevap ve fazilet vardır. Çünkü dünyaya dalan bir kişi bile, ölümün zikrinden ötürü dünyadan uzaklaşır; zira onun nimeti, ölümün anılmasından ötürü bulanır, lezzetinin berraklığı karışır. İnsan için lezzet ve şehvetleri bu ıran her şey, kurtuluş sebeplerindendir. | |
|
Etiketler |
fazileti, hatırlamanın, Ölümü |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Haccın fazileti | KarakıZ | Genel İslami Konular | 0 | 10 Ocak 2012 22:48 |
Haccın fazileti | Bozkurt- | Genel İslami Konular | 0 | 14 Aralık 2010 21:57 |
Her Durumda Ölümü Anmanın Fazileti | Bozkurt- | Genel İslami Konular | 0 | 12 Aralık 2010 16:41 |
Affetmenin fazileti | Lady | İslamiyet | 0 | 21 Eylül 2010 14:10 |