14 Mart 2012, 19:45 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sancak-i Şerif (Liva-i Saadet) Rasûlullah (s.a.v.)ait Kutsal emanetler-Topkapı Sarayı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sancak-i Şerif (Liva-i Saadet) Rasûlullah (s.a.v.) ait Kutsal emanetler-Topkapı Sarayı Sancak-ı Şerif: Hırka-i Saadet dairesinde küçük bir sandıkta saklanan Ukab denilen siyah renkli sancaktır. Sonradan yeşil ipekten bir sancak yapılarak bunun üzerine Sancak-ı şeriften parçalar dikilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimize ait sancak, Âlem-i Nebi, Âlem-i Şerif, Liva-i Saadet, Liva-i Şerif isimleriyle de anılan bu sancak halen Topkapı Sarayı’nda mukaddes emanetlerin arasında bulunmaktadır. Osmanlılar zamanında seferlere götürüldüğü için zamanla yıpranmıştır. Sağlam kalan kısımları yeni hazırlanan 0,38 x 1,13 m. ebadında yeşil ipekli kumaştan sancağa eklenmiş, çürüyen kısımlar ise yeşil bir torbaya konularak korumaya alınmıştır. İslâm’dan önce, Arap kabileleri arasında meydana gelen savaşlarda bayraklar kullanılmıştır. Muharipler bayrakların altında toplanarak savaşırlar ve sürekli olarak onu gözetlerlerdi. Bayrağı taşımakla görevli kimse öldürülüp bayrak yere düştüğü zaman askerler yenilgiyi kabullenerek dağılırlardı. Bundan dolayı savaşlarda bayrakların önemi çok büyüktü. İslâm öncesi Mekke şehir devletinde boylar arasında taksim edilmiş görevlerden birisi de bayraktarlıktı. Kureyş'in Ukab adındaki livasını Abduddaroğulları muhafaza eder ve bir savaş vuku bulduğu zaman onlar tarafından taşınırdı. Bedir ve Uhud savaşında Rasûlullah (s.a.v.), Livayı taşımakla yine Abduddaroğullarına mensup Mus'ab b. Umeyr'i görevlendirmişti. Hicretten sonra yapılan bütün savaşlarda livaların kullanılmış olduğu görülmektedir. Bu livalar umumiyetle beyaz renkteydi. Bir de devlet başkanı ve ordu komutanı olarak Rasûlullah (s.a.v.)'e ait Ukab adında siyah bir liva bulunmaktaydı. Hayber savaşına kadar sadece livalar kullanılmıştır. Bu savaş esnasında, livaların yanında râyeler (sancak) de yer almıştır. Bazı tarihçiler liva ile râyenin aynı anlamı taşıdığını söylemişlerdir. Ancak bazı rivayetlerde râye ile livanın açık bir şekilde tefrik edildiği görülmektedir. Bir rivayete göre Mekke'nin fethi esnasında Rasûlullah (s.a.s)'in livası beyaz renkteydi. (İbn Mâce, Cihad, 20) Yine Rasûlullah (s.a.v.)'in râyesinin siyah renkli olduğu da rivayet edilmektedir. Ukab olarak adlandırılan Rasûlullah (s.a.v.)'in livası siyah renkte olup, üzerinde "Lâ ilâhe illallah Muhammedü'r-Rasûlullah" yazısı bulunmaktaydı. (M. Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaşları, Terc. Salih Tuş, İstanbul 1972, 216). Daha sonra Sancak-ı Şerif olarak adlandırılan liva budur. Rasûlullah (s.a.v.)'in vefatından sonra, Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve peşinden gelen Halifeler, bu sancağı savaşlarda sürekli olarak ordunun önünde bulundurmaya gayret göstermişlerdir. Sancak-ı Şerif, Raşid halifelerden sonra Emevilerin eline geçmiş, bu hanedanın çöküşünden sonra Abbasiler tarafından muhafaza edilmiştir. Mısır'ın Yavuz Sultan Selim tarafından alınmasından sonra bu sancak İstanbul'a getirilmiştir. (Bkz. Mehmet Zeki Pakalın, Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Sancak-ı Şerif mad.) Mehmet Zeki Pakalın, konuyla ilgili olarak Silahtar Tarihi'nden naklen şu bilgileri vermektedir: Sancak-ı Şerif aslen tek parça olup, siyah yünden (saf) mamuldür. İstanbul'a getirildiği zaman tek parça olan Sancak-ı Şerif zamanla eskimiş ve parçalara ayrılmıştır. Bunun üzerine aslına uygun olarak üç sancak yaptırılmış ve Sancak-ı Şerif'in parçaları ikişer üçer parça şeklinde bu sancaklara dikilmiştir. Böylece ortaya üç adet Sancak-ı Şerif çıkmıştır. Hırka-i Saadet dairesinde bulunan bu üç sancaktan birini padişah bizzat sefere çıktığı zaman Hırka-i Şerifle birlikte yanında götürürdü. Sadrazam sefere çıktığı zaman ikinci Sancak-ı Şerif ona tevdi edilirdi. Üçüncü Sancak ise devamlı yerinde dururdu. Padişah, Sancak-ı Şerif'i, sefere çıkacak olan sadrazama bizzat eliyle teslim eder; dönüşte de yine aynı şekilde geri alırdı. Sefere çıkacak ordu için şehir dışında ordugâh kurulmasından kırk gün önce Sancak-ı Şerif’in sandığından çıkartılarak bir mızrağın ucuna takılması âdet haline getirilmişti. Sancak-ı Şerif'in sefere çıkacak olan sadrazama teslimi, belirli bir merasimle yapılırdı. Sancak-ı Şerif, sadece askerî seferler esnasında yerinden çıkarılmazdı. İstanbul'da meydana gelen isyanları bastırmak için de Sancak-ı Şerif çıkartılır ve halka, bunun altında toplanarak asilere karşı savaşma çağrısı yapılırdı. Sancak-ı Şerif son olarak 1826 yılında yeniçerilerin ayaklanmaları sebebiyle yerinden alınarak Sultan Ahmet Camii'nin minberine dikilmişti. Onun çevresinde toplanan halkın desteğiyle yeniçeriler topa tutularak, ortadan kaldırılmıştı. Osmanlılar, Sancak-ı Şerif'e büyük önem vermişler ve ona sürekli saygı göstermişlerdir. Sancak çıkarıldığı zaman, onun altında toplanmak ve savaşmak halk tarafından bir farz gibi telakki edilmiştir. Sancak-ı Şerif, Topkapı Sarayı’nda Arz odası karşısındaki kapı önüne dikildiği zaman onun dikildiği yere, kimsenin basmaması ve hürmetsizlikte bulunmaması için 1908 devrimine kadar iki süngülü asker nöbet tutmuştu. Bu tarihten sonra kaldırılan Sancak-ı Şerif'in yerine bir taş dikilmiştir. Sancak-ı Şerif son olarak Osmanlı Devletinin I. Dünya savaşına katılması sebebiyle çıkarılarak Cihad-ı Ekber ilan edilmiştir. Sancak-ı Şerif, halen diğer kutsal emanetlerle birlikte Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilmektedir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kaynak: Alıntılar | |
|
Etiketler |
emanetlertopkapı, kutsal, livai, rasûlullah, saadet, sancaki, sarayı, savait, Şerif |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Dendan-ı Saadet - Peygambermizin mübarek dişi- Topkapı sarayı (kutsal emanetler) | Sevda | İslamiyet | 0 | 14 Mart 2012 16:14 |
Mühr-i Saadet - Peygamberimizin mührü - Topkapı Sarayı (kutsal emanetler) | Sevda | İslamiyet | 0 | 14 Mart 2012 14:45 |
Name-i Saadet - Peygamber efendimizin mektub-u şerifi (Kutsal emanetler) | Sevda | İslamiyet | 0 | 14 Mart 2012 14:44 |
Seyf-i Nebevi (Peygamber efendimizin kılıçları)Topkapı Sarayı -Mukaddes emanetler. | Sevda | İslamiyet | 0 | 14 Mart 2012 13:45 |
Hırka-i Saadet -Topkapı Sarayı - Mukaddes emanetler (Hirka-i Şerif kutsal emanetler) | Sevda | İslamiyet | 0 | 14 Mart 2012 13:08 |