05 Aralık 2011, 23:37 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu İlimsiz bir şey olmaz İlimsiz bir şey olmaz, ilim her şeye baştır, Karanlık yollarda o, en aziz arkadaştır. Ondan sadık dost olmaz, ondan vefalı yâr yok, Her şeyde zarar olsa, onda asla zarar yok. İlim, uçsuz bucaksız, bir ummanı andırır, İlimden başka her şey, insanı usandırır. Nasıl kıymetli olmaz, Allah onu övüyor, Bak Nebi-yi muhterem, bir hadiste ne diyor: (Ara, her yerde ilmi, o yer ister Çin olsun, İlim öğrenmek farzdır, her mümin için olsun.) Bak Ali-yül-mürteza, ne diyor dinlesene: (Köle olurum bana, bir harfi öğretene.) Âlimler, din-i İslamı, yıkılmaktan kurtarır, Onlar şu yeryüzünde, zıll-i sıfatullahtır. Âlimin mürekkebi, azizdir hattâ şundan: Fi sebilillah akan, şehitlerin kanından. Çünkü cihad-ı ekber, ancak ilimle olur, Kıyamette, ilmiyle âmil olan kurtulur. Âlim, zahidden üstün, zühd, ilmin altındadır, Âlimler, ahirette, nebiler yanındadır. Deme cihanda âlim, kalmadı, belki vardır, Aç gözünü, kalbinden zulmet perdesin kaldır. Bu dinin âlimleri, hadisle övüldüler, Ben-i İsrail’deki nebiler gibidirler. Âlimlerin bir sözü, yıllarca, baki kalır, İnsanı en alçaktan, yükseklere kaldırır. Şimdi âlim bulmak zor, o halde ne yapmalı? Onların kitabını durmadan okumalı. Kitab, altın bir kafes, ilim içinde kuştur, Kafesi satın alan, kuşa malik olmuştur. Sarıl kitaplara ki, kalbin nur ile dolsun, Her gün okuyacağın doğru ilmihal olsun! Bir şaheserdir Mektubat'ı Rabbanî, Bulunmaz böyle eser, arasan da cihanı. Tesavvuf ile fıkıh, burada vaslolmuştur, Öyle bir âlimdir bu, hadisle övülmüştür. Harikalar menbaı, hiç duyulmayan sözler, Asırlarca çözülmez, ne meseleler gizler. Hepsi Mektubat'ta ve tercümesinde vardır, Onsuz kurtuluş zordur, onsuz ilim noksandır. Eshab-ı kiram risalesi de, gör, ne iyi, Oku! Güzel anla da, takdir et sahabeyi. Mektubat tercümesi, ebedi seadettir, Çok şükür her yerde var, tamamı bil, üç cilttir. Hele İbni Abidin, bir derya ki, sonsuzdur, Hanefi’de en büyük fıkıh kitabı budur. Okursan İhya ile Kimya-ı saadet’i, İmam-ı Gazâli’yi unutmazsın ebedi. Riyadunnasıhin'i okuyunca anlarsın, Muhammed Rebhami'ye, ne büyük âlim dersin. Şeyhul-ekber, Geylani, öğren Behaeddin'i, Böyle zatlar korumuş, yıkılmaktan bu dini. Mevahib, her eserde, adı geçen kitabtır, Resul-i müctebayı, uzun uzun anlatır. Menkıbeler pınarı, Çihar-ı Yâr-ı Güzin, İhtiyacı çok ona, kararan kalbimizin. Merakıl-felah ve Mevkufat kıymetlidir, Mecmua-yı zühdiyye, sana çok şey öğretir. Marifetname'yi gör, İbrahim Hakkı'yı bil, Çok oku Birgivi'yi, sanma faydalı değil. Tercüme-i halleri, tanınmış Evliyanın, İçinde anlatılmış, Reşehat, Nefehat'ın. Berekat-ı Ahmedi, Mucizat-ül-Enbiya, Ne güzel yazılmıştır, Hadika-tül-Evliya. Dürr-i Yekta'yı da gör, hem Umdet-ül-İslam'ı, Miftahul-Cennet'i, Ey Oğul İlmihali'ni. Rabıta risalesi, tesavvufu bildirir, Musannifi Esseyyid Veli Abdülhakim'dir. Daha nice kitap var, denizde inci bunlar, Rahmet-i Hak'ta olsun, her birini yazanlar. Bizlerden selam eyle, ya Rabbi, sen onlara, Kolaylık ver onların yolunda olanlara. Konu Ecrin tarafından (05 Aralık 2011 Saat 23:42 ) değiştirilmiştir. | |
|
05 Aralık 2011, 23:37 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Seadet-i Ebediye Ey kalbi İslam ile yanan, sevdiğim gençler, Bütün İslamiyet'ten, size numunedir bu, İlim ile marifettir, hep içindekiler, Hakikaten bulunmaz eşsiz hazinedir bu. En büyük âlimlerin, en büyük velilerin, En meşhur simaların, en ulvi gönüllerin, Âleme ışık tutan, hayat sunan ellerin, Kalem ve kalblerinden, sızan bir katredir bu. Resulullah'ın yolu, hakiki Müslümanlık, Dünyada, âhirette, aranılan sultanlık, Sulhta her an çalışan, harplerde kahramanlık, Gösteren ceddimizden, bize emanettir bu. Her kelimesi hüccet, ilimdir her cümlesi, Dinle budur hakiki, İslamiyet'in sesi, Kalbden pasları siler ve arttırır hevesi, İşte başlı başına, bir İslamiyet'tir bu. |
|
05 Aralık 2011, 23:37 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Üç şey lazımdır önce Herkese üç şey çok lazımdır önce Biri, iman edinmektir iyice Biri, İslam’a uymaktır her yerde Fıkhı iyi öğrenmeli elbette Bir de ihlâstır, her işte daima Şöyle ki, hiç olmaya ucb-ü riya Bu üçü birden tahakkuk etmeli Böyledir, İslamiyet’in temeli Hem bu ihlâs olmasa, makbul değil Tasavvuftur ihlâsın kaynağı bil |
|
05 Aralık 2011, 23:37 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Kendini bilmek İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsen, Ya nice okumaktır? Okumaktan maksat ne? Hakkı bilmek elbette, Kim okur bilemezse, Hepsi kuru emektir. Hep ben bilirim demek, Kulun hakkını yemek, Gerçeği öğrenmemek, Abes yere yelmektir. Yunus der ki: Ey hoca, İstersen var bin Hacca, Hepsinden de iyice, Bir gönüle girmektir. Kelimeler: Abes: Gereksiz, yersiz, boş |
|
05 Aralık 2011, 23:38 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Oku Tam İlmihali Hayrı öğrenmek için, Oku Tam İlmihali! Şerden iğrenmek için, Oku Tam İlmihali! Nakilleri senettir, İlimlerden demettir, Bilene bir nimettir, Oku Tam İlmihali! Gerçeği bulmak için, Namazı kılmak için, İmanlı kalmak için, Oku Tam İlmihali! Hastalanıp yatmadan, Ecel gelip çatmadan, Her akşam unutmadan, Oku Tam İlmihali! Her sayfası bir pınar, Suyundan içen kanar, Herkese ilim sunar, Oku Tam İlmihali! Güncel konu bulunur, Her fırsatta okunur, Gönüllere saçar nur, Oku Tam İlmihali! Bir gün pişman olmadan, Sayılı gün dolmadan, Ölüp yüzün solmadan, Oku Tam İlmihali! Yüzünü Hakk’a çevir! Nefsini yere devir! Boşa geçmesin ömür! Oku Tam İlmihali! Gerçeği bilmek ne hoş, İlim öğrenmeye koş! Hoca, durma öyle boş! Oku Tam İlmihali! |
|
05 Aralık 2011, 23:38 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Tam İlmihal Seadet-i Ebediye Âlimlerin hitabı, Doğru ilmihal oku! İman-amel kitabı, Doğru ilmihal oku! Şüpheden kalmaz eser, Varsa şüpheyi keser, Bulunmaz böyle eser, Doğru ilmihal oku! Kıymeti gayet ender, Alıp, bir dosta gönder! Her işte lazım önder, Doğru ilmihal oku! Sağlam duvara dayan! Düşer ayağı kayan, Yeter gafletten uyan! Doğru ilmihal oku! Meşgalen ilim ola! Kalbin ihlâsla dola! Rehbersiz çıkma yola! Doğru ilmihal oku! İbret al haklı sözden! Kaldır perdeyi gözden! Tavsiye etmek bizden, Doğru ilmihal oku! Gemimiz su almadan, Sayılı gün dolmadan, Bir gün pişman olmadan, Doğru ilmihal oku! Şeytana verme fırsat, Adımını düzgün at, Bizden size nasihat, Doğru ilmihal oku! İnsan iyiyi arar, Kötüden gelir zarar, Çözülür nice esrar, Doğru ilmihal oku! Terk eyleme ihlâsı, Cahillik yüz karası, Hoca, sözün kısası, Doğru ilmihal oku! |
|
05 Aralık 2011, 23:38 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Mektubat-ı Rabbani Hâllerin ve zevklerin, tercümânı Mektûbât, Bu kitabı okuyan, bulur elbette hayat. İlâhî nûrlar ondan yayılıyor cihâna, Her ne müşkülün varsa, bakabilirsin ona. Onu çok okumalı, ilimle dolar insan, İmam-ı Rabbani’den feyizler alır insan. Öyle bir kitap ki o, misli yoktur elbette, Ne geçmişte yazılmış, ne dahi gelecekte. Kur’an ve hadislerden sonra gelir bu kitap, Herkese var içinde, kendine göre hitap. İlim, ihlâs kaynağı hârikalar var onda, Fayda onda, kâr onda, en değerli yâr onda. Oğlu çok övüp der ki, (Babamın her mektubu, Öyle büyük bir derya, görünmez onun sonu.) Tasavvuf ile fıkıh, birleşmiştir burada, Saadetin kaynağı, başlatılır dünyada. Budur uzman bir tabip, bütün dertlere devâ, Hasta kalblere şifâ, susuz rûhlara gıdâ. Budur Hakk'ın sevdiği, âlimlerin sözüdür, İslâmın esasıdır ve irfânın özüdür. Budur ulemanın ve evliyanın lisânı, Ehl-i sünnet yolunun, gâyet açık beyânı. Aşkla yanan kimseye, en iyi haber budur, Issız karanlık yolda, kişiye rehber budur. Gece gündüz daima, okunmalı Mektubat, Duyulur elbet bir gün ondaki lezzet ve tat. Okuyalım gözlere kan, yaş dolana kadar, Doyulmayan tadını kolay alana kadar. Anlayarak okuyan ilim sahibi olur, Sünnetleri öğrenir, bid’atlerden kurtulur. Mektubat okununca, etrafa nur saçılır, Feyzinin tesiriyle, kalblere yol açılır. Bu kitabı okuyup edelim çok muhabbet, Mektubat'ın yazarı imdâda gelir elbet. |
|
05 Aralık 2011, 23:38 | #8 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Hakiki âlime uy Bak Hakk’ın hitabına, Hakiki âlime uy! Kulak ver kitabına, Hakiki âlime uy! Hayır konuşmalı dil, Kalbindeki pası sil! Her sözünü senet bil! Hakiki âlime uy! Cânı cânâna gönder! Her işte lazım önder, Bulunsa da pek ender, Hakiki âlime uy! Sağlam duvara dayan! Düşer ayağı kayan, Yeter gafletten uyan! Hakiki âlime uy! Akıl gerçeği arar, Gecikmeden ver karar! Çözülür nice esrar, Hakiki âlime uy! Şeytan kolluyor fırsat, Adımını düzgün at! Almak istersen murat, Hakiki âlime uy! Kayığın su almadan, Sayılı gün dolmadan, Henüz pişman olmadan, Hakiki âlime uy! Düşüncen hep hak ola! Kalbin nur ile dola! Rehbersiz çıkma yola! Hakiki âlime uy! Cahile uyana bak! Batıyor sapıtarak, Her emrini tutarak, Hakiki âlime uy! Kolay bulunmaz nimet, Bundadır bütün izzet, Severek eyle hizmet! Hakiki âlime uy! Yüzünü hakka çevir! Nefsini yere devir! Haydi, git yanına gir! Hakiki âlime uy! Girer isen sohbete, Uğramazsın mihnete, Kavuşursun rahmete, Hakiki âlime uy! Olmak için salih kul, Ehl-i sünnet âlim bul! Amelin olur makbul, Hakiki âlime uy! Sözüne riayet et! Sahih olur ibadet, İstiyorsan saadet, Hakiki âlime uy! Mezhepsizden durma kaç! Müctehidler başa taç, Hoca rehbere muhtaç, Hakiki âlime uy! |
|
05 Aralık 2011, 23:38 | #9 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Salih âlimlere sor Sakın aklına uyma Salih âlimlere sor Sapık yollara kayma Salih âlimlere sor Buyruldu: (Men amile Bi re'yihi nedime) Görüşüm doğru deme Salih âlimlere sor Sorarsan kurtulursun Gerçek yolu bulursun Elbet mutlu olursun Salih âlimlere sor Bilenleri görme hor Kur'anda şöyle diyor: (Bilmezsen âlime sor) Salih âlimlere sor Akıllı hakka koşar Sorup dağları aşar Sormayan elbet şaşar Salih âlimlere sor Sormak büyük nimettir Zahmetsiz ganimettir İlim safi hikmettir Salih âlimlere sor Öğren nefsin fendini Bir şey sanma kendini Dinimiz nakil dini Salih âlimlere sor Sorulacak yeri seç Sapıkları hemen geç Derdine bulur ilaç Salih âlimlere sor Salihler yoksa eğer Kitaplara ver değer Allah, salihi sever Salih âlimlere sor Salih, ehl-i sünnettir Bid’atlere bir settir Müslümana nimettir Salih âlimlere sor |
|
05 Aralık 2011, 23:38 | #10 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İlim öğrenmek, Ehl-i sünnet yolu Ehl-i Sünnet Kasidesi Ehl-i sünnet itikadı, sana önce lazım olan, Yetmiş üç fırka varsa da, Cehennemlik geri kalan, Müslümanlar, hep Sünni’dir; hepsinin reisi Numan, Cennetle müjdelendi, imanda bunlara uyan. İtikadı sağlam edip; sonra İslamiyet'e bağlan! İslam’ın beş şartını yap; sakın bütün haramlardan! Eğer işlersen bir günah, tevbe et, geçmeden zaman! İslam'a uymayan kimse, elbette olacak pişman. Dinsize sakın aldanma, mahvolursun sen de, aman! Tatlı söze inanırsan; olur sonra, halin yaman, İkiyüzlüler çoğaldı, dışı melek, içi yılan, Tuzağa düşürmek için; dost görünür, hem de candan. Herkes kendin haklı sanır, kötü der, bana uymayan, İslamiyet terazidir, odur haklıyı ayıran, Doğru yoldan hemen sapar, İslamiyet’e uymayan Bu söze inanır elbet, tarihi iyi anlayan. Neden doktorlara gider, sakatlanıp, hastalanan? Ölümü sevmez hiç kimse, her şeyden tatlıdır bu can, Sonsuz yaşamak arzusu, bende yoktur, var mı diyen? Ölmek, yok olmak değildir, kabir hayatına inan! Cennet sonsuz, Cehennem de; haber verdi, bunu Kur’an, Sonsuz dertten sakınmalı, mahşer gününe inanan, Buna inanmayan da var, yarasa kaçar ziyadan, Karga çöplükten tat alır, bülbüldür gülü arayan. İslam’ı elbet sevemez, nefse, keyfe düşkün olan, Bu ikisi, bir olur mu? Ayrıdır iyi, fenadan, Gerçeği tanır Müslüman, her mahlûka eder ihsan, İmansızlar sanki yılan, lezzet alır yakmaktan can. Aman ya Rabbi el-aman; ne müşkülmüş ahir zaman, Din bilgisi unutuldu, pek azaldı namaz kılan, Mason olanlar, sinsice, dini yıkmakta her yandan, Komünistlerde işkence, hayat Müslümana zindan. Bugünkü şaşkın halleri, eylemişti Resul beyan, Demişti: (Bir gün gelecek, garip olur bana uyan, Her evde çalgı çalınır, işitilmez olur ezan, Âlim bulunmaz bir yerde, cahillere kalır meydan. Müminler, olur zavallı, kâfirler, sanki Süleyman, Kadınlara uyar erkek, evde hâkim olur bayan, İnsan öldürme çoğalır, yükselir göğe apartman, Yolculuk süratli olur, uzaklık kalkar aradan. Zekâ, çok şey bulursa da, gaflet eksilmez insandan.) Birgivi kitapta yazdı, eyledi çok hadis beyan: Kıyamet alametleri, çıkar, birbiri ardından, Alametlerin meşhuru, sarhoş olur pek çok insan. Âlim diye tanıtılır, dinden haberi olmayan, Zâlime ikram olunur, kurtulmak için beladan, Hayâsızlık pek çoğalır, deyyuslara kalır meydan, İnsanların en alçağı, Moskova’da okur ferman. Herkes kendin âlim sanır, Müslümana denir nâdan, Azalır doğru konuşan, yalancı söyler durmadan, Çok methedilen kimsede, bir zerre bulunmaz iman, Nice erkek kadın gibi, ipek giyer sıkılmadan. Çalgı, zina sanat olup, kız yerine geçer oğlan, Kadın dar elbise giyer, hep açılır baldır, gerdan, Fitne kaplar her tarafı, adam öldürülür yoktan, Bid’at yayılır her yere, azalır sünnete uyan. Deccal gibi olur insan, hep uydurur bin bir yalan, Doğru söyleyen çıkarsa, saldırırlar her taraftan, Erkekler dinini bilmez, taşkınlık gösterir bayan, Emir-i maruf unutulur, fıskı emreder şaklaban. İslamiyet kötülenir, haram işlenir her yandan, Müslümanlık lafta kalır, ses için dinlenir Kur’an, Mümine gerici denir, kayrılır mürtet olan, Bunların hepsi muhakkak, olur kıyamet kopmadan. Büyük alamet Deccal’dır, çıkacağı yer, Horasan, Sonra, Şam’daki camiye İsa inecek semadan, Bir hadiste buyuruldu, (Kızım Fatıma evladından, Babası Abdullah olan, Mehdi adında bir civan. Çıkıp dine kuvvet verir, cihana yayılır iman, İsa aleyhisselamla, birleşerek ol pehlivan, Deccalı da öldürürler, dünya dolar adl-ü eman, Yecüc Mecüc adındaki, kavim çıkar set ardından. Sayısı milyonlarcadır, her tarafta dökerler kan, Dabbet-ül-arz çıkar sonra, Mekke’de Safa altından, Dağ kadar bir hayvandır, ayırır iyiyi fenadan, Daha sonraki alamet, güneş, doğacaktır garptan. Kâfirler bunu görünce, imana gelecek ceman, Fakat kabul olmaz artık, doğru yola gelen mihman, Alametlerin biri de, Aden’den çıkan bir duhan, Kâbe’yi yıkacak hem de Habeş renkli birkaç yaban. Yeryüzünde kalmayacak, büyük nimet olan Kur’an, Müslümanlar hep ölecek, yaşayacak ehli tuğyan, Her kötülüğü yapacak, canavarlaşan şu insan Çıkar bir ateş Hicazdan, verir herkese heyecan. Şaşkın, azgın dolaşırken, kıyamet kopar na-gehan, Daha neler olur, amma söyleyemez onu, lisan.) Ne hazindir, ne yazıktır; mabut oldu, falan filan, İlahi, sen korumazsan, sonumuz olur hep giryan. Dinsizleşme modasında, işimiz suç, günah, isyan, Yolunu şaşırdı insan, gemisin kurtaran kaptan, Şu etrafın zulmetinden, her yeri kapladı nisyan, Ömür geçti, pek süratle, uyan gönül, artık uyan! Dünya için çalışanın; ahireti olur ziyan, Düştün bedenin peşine, kalbini eyledin viran, Akla, ilme hiç uymadın; nefs oldu, sana kumandan, Geçti gençlik, hep gafletle; dünya hırsındasın elan. Nasihat hiç dinlemedin; sarhoş gibi çıktın yoldan, Dünya zevklerine daldın; şimdi halin ah-ü figan, Hainler aldattı seni; zannettin sonsuz bu devran, Didinmeler, boşa gitti; yar olmadı, servet saman. İslam'a uyan kimse, anladım olur şadüman, Ne yazık, ömrü uçurdum, yeis çöktü, her taraftan, Keşke, Kur’ana uysaydım; olurdum, ebedi sultan, Dünyaya malik olsa da, kalmıyor insan bi payan. Hani Dara ve İskender, hani Roma, hani Yunan? Hani Nemrud, hani Firavn, hani Karun, hani Haman? Hani Cengiz, hani Hitler! Nesi kaldı, zikre şayan? Edison, Markoni, Pastör, ahirette bulmaz ihsan. Sırf dünya için çalışan, sanma olur, kâmil insan! Tiryak yapılır yılandan, zehir olur bazen derman, Sakın bakma görünüşe, insanın kemâli, iman! Tembel olur mu bir müslüman, çalışınız diyor Sübhan. Tembeli ve gericiyi, zem etti Nebiy-yi Zişan, Bir hadiste buyurdu ki (Rabbe mahbubdur, çalışan!) Ruhu da, düşünmek lazım; hep bedeni besler hayvan, Bu bedenin sağlamlığı geçer, sanki âb-ı revan. Evet, beden lazım elbet, odur, bu ruhu taşıyan, Her birin korumak gerek, böyle olmalı Müslüman, Nebiyullah, boş durdu mu? İyi düşün, eyle izan! Eshabın hepsi olmuştu, sulhta üstat, harpte aslan. Bunları bildiğin halde, nefse uydun, halin lerzan, Sakınmadım günahlardan, böyle mi olurdu şükran? Hilmi ümidini kesme, Rabbinin ismidir, Rahman, İlahi imdat et bize; etrafımız sarmış düşman. Kitap, gazete, film, radyo, olmuş hepsi birer şeytan, Bunlar doğruyu gösterse; olur idi, hepsi burhan, Bilgi, fen kaynakları da, niye acep, böyle hüsran? Yeni fizik, modern kimya seni gösteriyor, her an. Her zerre diyor, Allah var; atomdan ta be asuman, Fakat bunları gören yok; kalplerden silinmiş irfan, Hakka inat edenlere; olur dünya elbet zindan, Avrupa, Amerika hem; Asya’da da, niçin buhran? Çünkü Hakk'ı görmüyorlar; kafalarını sarmış duman, Maddede yükselmiş amma; haberi yok insanlıktan, Rahat, huzur beklenir mi komünizm ve masonluktan? Saadete kavuşamaz, İslamlıktan uzaklaşan. Moskova radyosu yine dine çattı, bu Ramazan, Çok alçakça, pek namertçe İslam’a eyledi bühtan, Küfür, devam ederse de, zâlimler kalkar aradan, Zâlime imhal ederim; ihmalim yok! dedi Yezdan. Kuranı hıfz eder Allah, üzülmesin hiç Müslüman! Tarihte hep böyle oldu; küfürde geldi, Peygamberan, Dünyayı zulmet basınca, doğar güneş ki parlayan, Şimdi hidayet güneşi doğacak Anadolu’dan. Hidayete ermek için, Habibullah verdi imkân, Habib ne demek? Düşünse, kemâlini anlar insan, Ya Rab! Büyük nebidir O; köleleri, olur sultan, Bir kalbe sevgisi dolsa, fışkırır nur ve feyz ondan. Niye görünmez o güneş? Âmâ olmuş, bütün cihan, Sonsuz nimet, büyük şeref, Onu sevmekte, bi güman, Bu sevgi için vallahi, malım, canım olsun kurban, Şekerin tadını bilmez, alıp ağzına koymayan. Günahlarım pek çoksa da, bir kalbim var aşkla yanan, Bu Aşkla pek çok yaş döktüm; şahittir, hâk-i Erzincan, Bu sevgi, cürme son verdi; hâlim oldu, nâle figan, Bilinmezse de son nefes, saadete budur nişan. Nimet, Onu sevmek imiş; oldu bana şimdi ıyan, Habibin yanında olsun, bu aşkı bizlere sunan. Kelimeler: Numan: İmam-ı a’zam hazretleri Ziya: Işık Nâdan: Cahil Fısk: Günah Civan: Genç, yiğit Adl-ü eman: Adalet ve emniyet Mihman: Misafir Duhan: Ateş Tuğyan: Taşkınlık Nâgehan: Ansızın Giryan: Ağlayan Zulmet: Karanlık Nisyan: Unutmak El’an: Şimdi Ah-ü figan: Pişmanlık ve ağlama Devran: Dünya Şadüman: Neşeli, mutlu Bi-payan: Sonuçsuz Tiryak: İlaç Zemmetmek: Kötülemek Mahbup: Sevgili Ab-ı revan: Akarsu İzan eylemek: Anlamak Lerzan: Titreyen Burhan: Delil Asuman: Gökler Buhran: Sıkıntı, bunalım, kriz Bühtan: İftira İmhal etmek: Mühlet, zaman vermek Yezdan: İlah, Mevlâ Bi-güman: Şüphesiz Hâk: Toprak Nâle figan: Ağlama, inleme |
|
Etiketler |
ehli, ilim, yolu, öğrenmek |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İlim Öğrenmek İsteyen Gencin Hikâyesi | NurSima | İslamiyet | 0 | 25 Mayıs 2022 19:41 |
İlim Yolu | NurSima | İslamiyet | 0 | 24 Mayıs 2022 20:10 |
İLM (İlim) | PySSyCaT | Dini Sözlük | 0 | 07 Mayıs 2017 16:07 |
Sünnet çocuğunun yaşı ve sünnet zamanı | PySSyCaT | Örf ve Adetler | 0 | 13 Eylül 2016 15:25 |
İlim İlim Bilmektir | Ecrin | İslamiyet | 0 | 21 Mart 2014 22:57 |