IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02 Aralık 2011, 20:59   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Peygamberlerin Davetlerinin Özellikleri (1)




Davetin Şekilleri Ve Özellikleri


Peygamberlerin Davetlerinin Özellikleri Nelerdir?


Peygamberlerin (Allah'ın salât ve selâmı onların üzerine olsun)

davetlerinde bulunan en önemli özellikleri ve şekilleri kısaca şöyle Özetleyebiliriz:

1
. Peygamberlerin daveti Rabbanidir. Yani onların daveti, Şanı Yüce Allah'tan gelen teklif ve vahiy iledir.

2.
Peygamberler, Peygamberlik görevini yaparken insanlardan bir ücret istemeyip aksine ücretlerini yalnızca Allah'tan istemeleri,

3.
Sırf Allah'ın rızasını kazanmak için uğraşmaları ve ibadeti, yalnızca Şanı Yüce Allah'a yapmaya çağırmaları

4.
Davette kolaylık göstermeleri, zorluk göstermemeleri veya sözü anlaşılır bir şekilde söylemeleri.

5.
Peygamberlerin, davetinde mevcut olan hedefi ve amacı insanlara açıklamaları.

6.
Dünyada zühd hayatı yaşamaları ve ahireti, dünya haya-tma tercih etmeleri.

7.
Tevhid akidesini insanların arasına yerleştirmeleri ve gayba iman konusunu sağlamlaştırmaları.

İşte bunlar, Peygamberlerin davetinde bulunan özelliklerin £n önemlileridir. Bu Özelliklerden her birini izah ederek açıklamaya çalışacağız. Allah, kendisinden yardım istenilendir. [1]



Birinci Özellik:



Peygamberlerin davetinin Rabbani oluşuna gelince, bununla anlatılmak istenilen şudur: "Peygamberlerin daveti, Şanı Yüce Allah'tan gelen teklif ve vahiy iledir. Zira Peygamberlerin bu daveti, insanların yaşadığı üzüntü verici halleri araştırma veya onların düşüncelerinin incelenmesi sonucu olmadığı gibi insanların yaşadıkları zamanda ortaya çıkmış zulüm, bağy, sapma ve zorbalığın sosyal unsurlarında bir sonucu da değildir... Bunların aksine Peygamberlerin daveti, Allah'tan gelen bir vahy ve Şanı Yüce Allah'tan gelen bir teklif iledir. Buna göre Peygamberlerin getirdiklerinin hepsinin kaynağı vahiydir. Çünkü Yüce Allah'ın insanlara gönderdiği her Peygamber şöyle soy temekteydi:

"Ben ancak bana vahyolunan şeye uyarım."[2]

Bu ayeti kerimeden[3] de anlaşıldığı üzere; Peygamberler i-çin, Şanı Yüce Allah'tan kendilerine vahyolunan emirleri ve yasakları insanlara tebliğ etme vardır.

Üstad Ebu'I-Hasen en-Nedvi (Allah onu her türlü kötülüklerden korusun) "en-Nübüvvet ve'1-Enbiyâ" adlı kitabında konuyla ilgili olarak şöyle der:

"Seçkin kimselerin en önemlileri ve ilkleri, Peygamberler topluluğudur. Zira onların, insanların arasına yaydıkları ilim, davet ettikleri akide, insanların arasına yerleştirmeye çalıştıkları dava; onların, zekalarından, izzet-i nefislerinden veya i-cinde yaşadıkları hayatın, ihmal ettiklerini araştırmalarından yahut önemli hissi duygularından ve feyizli kalplerinden veya hikmet dolu geniş tecrübelerinden kaynaklanmaktadır. Kısacası bunların hiçbirisi değildir. Bunların aksine onların davet ettikleri akide ve insanların arasına yerleştirmeye çalıştıktan davanın kaynağı, vahiy ve rİsâlettir. Çünkü Peygamberler, bunun için seçilmiş ve bununla değer kazanmışlardır... Bundan dolayıdır ki Peygamberler; filozoflarla, liderlerle, ıslahatçılarla ve insanlığın, düzgün tarihi ile uzun savaşları sonucu yetiştirilen ileri gelenlerinin oluşturduğu sınıfların hiç biriyle ölçülemezler. Çünkü filozof, lider ve ıslahatçıların yaptıkları; içinde bulundukları konumlarının bir sonucu, hikmetlerinin bir fidanı, çevrelerinin bir yankısı ve yaşadıkları toplumlardaki anarşi, bozgunculuk vb. hareketlere karşı koyma şeklinde ortaya çıkan bir harekettir... Bu iki topluluk arasındaki ayırıcı sözü, Kur'ân-ı Kerîm, Peygamberlerin efendisi Hz. Muhammed (s.a.v)'in lisanıyla şöyle açıklamaktadır:

"(Ey Muhammed!) Deki: 'Eğer Allah dileseydi, Kur'an-ı size okumazdım. Hiçbir suretle de size onu bildirmezdi.' Ben, bundan Önce içinizde bir ömür boyu yaşamıştım. Siz hala aklınızı kullanmayacak mısınız?"[4]

Yine Yüce Allah Kur'ân-ı Kerîm'inde konuyla ilgili olarak şöyle bu vurmaktadır:


"işte böylece (senden Önceki Peygamberlere veya sana nitelediğimiz şekliyle vahiy halleriyle) sana da buyruğumuzdan bir ruh[5] vahyettik Sen, kitap nedir? İman nedir? (vahiyden önce) bilmezdin. Fakat Biz, onu (Kur'ân-ı Kerîm'i), kullarımızdan dilediğimizi doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sende dosdoğru bir yol (olan İslam)a davet etmektesin."[6]

Yine Kur'ân-ı Kerîm, risalet için seçilmiş Peygamberlerin asaletinin tabiatı, başlangıcı ve kaynağı hakkında şöyle açıklamada bulunmaktadır:


"O (Allah), kendi emriyle kullarından kimi dilerse ona ruhfvahiy) ile 'Benden başka hiçbir ilah olmadığım inzar edin, benden sakının' diye melekleri indirir."[7]

İşte bundan dolayı Peygamberler, dahili kişisel unsurlara veya harici-tarihseF olaylara boyun eğmezler. Zira şartlar, durumlar, şekiller ve toplumsal olaylar değiştiği halde Peygamberlerin risâletinde bir değişme söz konusu değildir. Yüce Allah, Resulullah (s.a.v)'e dair şöyle buyurmaktadır:

"(0), kendi arzu ve isteğine göre söz söylemez. Onun konuşması ancak kendisine vahyolunan bir vahiy iledir."[8]

Bu ayette de görüldüğü üzere; Hz. Peygamber (s.a.v), (ve diğer Peygamberler,) risâletinde ve Allah'ın hükümlerinde bir değiştirme, tahrif etme, eksiltme ve bunları düzeltip daha iyi bir şekli koymaya güç yetiremez. Sadece kendisine vahyolunana tabi olmakla mükelleftir. Yüce Allah, peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)'e bu konuda hüccet olması sebebiyle telkin ederek şöyle buyurmaktadır:

"(Ey Muhammedi Senden, Kur'an-ı değiştirmeni ve onun yerine başkasını getirmeni isteyenlere: 'Onu kendiliğinden değiştirmem, benim için olmayacak şeydir. Ben, bana vahyolunandan başkasına tabi olmam. Eğer Rabb'ime isyan edersem şüphesiz büyük gün (olan Jayametjin azabından korkarım ' de.'

İşte buraya kadar anlatılanlar; Peygamberler ile filozoflar ve büyük kimseler arasında ortaya çıkan temel farklılıkları göstermektedir. Zira Peygamberlerin risâleti, mücadeleleri, savaşları, çevreleriyle olan durumları, kültürleri ve sünnetleri vardır. Filozof ve büyük kimseler ise devamlı olarak çevreyi, toplumu, şartları ve durumları gözden geçirip menfaati ve politikayı gözetirler. Politika ve menfaati ilgilendiren durumların ve şartların çoğuna da boyun eğerler. Bundan dolayı çıkarları ve menfaatleri için bir çok konularda mücadele ederler, gruplarla pazarlık ederler ve bir çok şeyi menfaat sağlayacak şeylerle değiştirirler ve çoğunun sarıldığı temel prensip ise: "Zaman nasıl dönerse sen de Öyle dön" yani zamana göre hareket et."[9]

Buna göre Ebu'I-Hasen en-Nedvi'den aldığımız bu alıntı; filozofların, büyük kimselerin ve ıslahatçıların davasının aksine para, mevki, makam, yöneticilik gibi önemli olan konularda, davasından vazgeçmesi şartıyla pazarlığı kabul bile etmeyen peygamberin gidişatnıdaki ve metodundaki net ve açık farkı bize açıklamaktadır...

Müşrikler de, Resulullah (s.a.v)'a, cömert tekliflerde bulunmuşlardı ki bunlardan bazıları şunlardır:


1.
Müşrikler, davasını terk etmesi karşılığında Resulullah (s.a.vye; kendilerinin üzerine hükümdar olmasını,[10]

2.
Mekkeli kadınlardan dilediği ve istediğiyle evlendireceklerini,[11]

3.
Kendilerine ait değerli mallarını ona vereceklerini,[12]

4.
Mal ve kıymetli ticaret eşyalarından dilediğini kendisine vereceklerini söylüyorlardı.

Bunun karşılığında ondan; ilahlarını kötülemekten ve taş ile bakırdan yapılmış putlarıyla da alay etmekten vazgeçmesini istiyorlardı. Resulullah (s.a.v)'in onlara cevabı ne oldu? Ve Resulullah (s.a.v)'in doğruluk payı neydi? Doğrusu Resulullah (s.a.v), onların bu tekliflerine karşı zamanı durduracak şu sözleri söylemiştir:

"Allah'a yemin ederim ki, bu davayı bırakmam için güneşi sağ elime ve ayı da sol elime koyacak olsalar bile, Allah bu davayı tastamam ortaya çıkarmadıkça bu davadan vazgeçmem yada bu davanın yolunda helak olur giderim!!" [13]



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



[1] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 59.

[2] Enam: 6/50, Ahkâf: 46/9.

[3] Fahrcddin er-Râzî. bu ayet ile ilgili olarak şöyle der: "Bu ayetin dış görmüşü, Hz. Peygamber (s.a.v)'İn ve diğer Peygamberlerin, ancak vahiy ile hareket ettiğini gösterir. Bu ayet, Hz. Peygamber (s.a.v)'in ve diğer Peyganberlerin- kendiliğinden hiçbir hüküm vermediğine ve ietihad etmediğine aksine bütün hükümlerin vahiyden sadır olduğunu göstirir. Bu husus, "O, kendi nevasından söz söylemez. O. kendisine ilka edilen bir vahiyden başkası değildir." (Necm: 53/3-4) ayetleriyle de kuvvet kazanmaktadır." (Fahreddin er-Râzî, age. 9/442. Ankara, 1988) (ç).

[4] Yûnus: 10/16.

[5] Saki Havva, ayette geçen "ruh" kelimesiyle ilgili olarak şöyle der: "Bundan maksat. Kuran-ı Kerim'dir. Ncsetî de derki: "Yüce Allah "ruh ile, Rcsulullah (s.av);a vahyettİği Kur'ân-ı Kcrîm'İ kas (çimektedir. Çünkü ceset, ruh ile hayat bulduğu gibi insanların dini de, Kur'ân-ı Kerîm ile hayat bulur". (Said Havva, el-fcsası ti't- Tefsir. 13/171, İstanbul. 1992) <ç>.

[6] Şura: 42/52.

[7] Nahl: 16/2.

[8] Necm: 53/3-4.

[9] Yûnus: 10/15.

[10] Faziletli Üstad Hasan en-Nedvi, en-Nübüvvet ve'1-Enbiyâ, s. 35 Rivayetlere göre; Mekkeii müşrikler ilk önceleri, Resulullah (s.a, v. )'ı, amcası olan Ebu Talib'e şikayet ediyorlardı. Ebu Talib ise onları güzel bir şekilde saviydu. Bu sefer müşrikler, Ebu Talib'e, Hz. Muhammed (s.a.v)'e karşılık kendsiiıe, Velid b. Muğire'nin oğiu Âmmare'yi verme teklifinde bulundular. Ebu Talib ise onların bu tekliflerini de kabuî etmedi- Zira Ebu Talib, ne yeğeninden vazgeçebil-yor ve ne de müşrikleri kızdırmak istiyordu. Sonunda, yeğeni Hz. Mu hammed (s.a.v)1! yanma çağırtıp ona, davasından vazgeçmesini yada eğer bunu yapmak istemezse, davetini biraz hafifletmesini istedi. Hz. Hamza'nın da Müslüman olm-sından sonra Mekke'de yaşayan Müslümanlar biraz olsun güçlenmişlerdi. Bunu gören müşrikler taktik değiştirerek Resulullah (s.a.v)'a başka teklifferle geldiler. İlk teklif de bulunan, Kureyş içerisinde önemli bir yere sahip ve İleri gelen kimselerinden olan Utbe b. Rebia'dır. Utbe, Resulullah (s.a.v)'a giderek ona: "Senin şu getirdiğin ve üzerinde direnip durduğun işle, eğer mal ve servet istiyorsan; sana bizimkinden daha çok malın oluncaya kadar mallarımız dan toplayıp \erelim. Eğer bununla aramızda, daha büyük şan ve şeref kazanmak istiyorsan seni kendimize büyük ve ulu yapalım ve senden başkası ile bütün ilgmizi keselim. Eğer bu işinle hükümdar olmak istiyorsan, seni kendimize hükümdar yapalım." şeklinde bir teklifte bulundu.Resuhıllah (s.a.v) ise onun bu tekliflerini kabul etmedi, (ç)

[11] İkinci olarak İse aralarında Velid b, Muğire, As b. Vail olmak üzere müşriklerden bir grup Resulullah (s. a.v.)'in yanma gelip ona: ''En zengideri olacak kadar mal vermeyi, kızlarının en güzeli ile evlendirmeyi, buna karşılık onun; putlara dil uzatmaktan veya yaptıkları şe>le ri akılsızlıkla suçlamaktan vazgeçmesini teklif ettiler. Resulullah (s a.v.)'İn, getirdiği hak davetten dönmediğini gören Mekkeli müşrikler bu seferde ona: "Bir gün sen bizim putlarımıza tap, bir günde biz senin ilahlarına taparız" dediler. Resulullah (s.a.v), bu teklifi de kabul etmedi. Bunun üzerine bunu açıklar vaziyette "Kalîrun Sûresi" indi. (ç).

[12] Üçüncü olarak ise: Kureyş'in ileri gelenleri, toplu halde Resulullah (s.a.v);in yanına giderek ona; başkanlık ve mal teklifinde bulundular.

Resulullah (s.a.v) ise onların bu teklifini de kabul etmedi. Resulullah (s.a.v)'in, bu teklifleri de kabul etmediğini gören müşrikler, bu seferde ondan; Mekke'deki dar vadileri; kıtlık ve sıkıntı veren Mekke'deki dallan kaldırması için Rabbine dua etmesini ve onların yerine, Şam ve Irak'ta olduğu gibi ırmaklar akıtmasını, ovalar yapmasını ve ayrıca geçmiş baba ve ataların] özellikle de Kusay b. Kilab'ı dirilre-sini ve kendisinin Peygamber olduğunu tasdik etmesi gibi şeyler istediler. Resulullah (s.a.v) ise onların bu isteklerini de yerine getirmekten kaçındı. (B.k.z:İhsan Süreyya Sırma Mekke Dönemi ve İşkence, s. 45-58; Ramazan el-Buti, Fikhu's Siyre, s, 114-117) (c).

[13] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 60-65.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
1, davetlerinin, peygamberlerin, Özellikleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Peygamberlerin en üstünü Ecrin İslamiyet 1 07 Eylül 2020 21:17
Peygamberlerin Davetlerinin Özellikleri (6-7) efLatun İslamiyet 0 02 Aralık 2011 21:03
Peygamberlerin Davetlerinin Özellikleri (4-5) efLatun İslamiyet 0 02 Aralık 2011 21:01
Peygamberlerin Davetlerinin Özellikleri (2-3) efLatun İslamiyet 0 02 Aralık 2011 21:00
Peygamberlerin Tarihi. viruS İslamiyet 46 28 Ağustos 2007 04:58