02 Aralık 2011, 20:50 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Resulün yolu Her yol hedefe çıkmaz, Yol Resulün yoludur. Her bağın gülü kokmaz, Gül Resulün gülüdür. Toprak olmadan beden, Gerçeği tarif eden, Doğru cennete giden, Yol Resulün yoludur. Nefsin olmalı kölen, Ne mutlu mümin ölen, Medine’den şu gelen, Yol Resulün yoludur. Hayatın olur yalan, Malların olur talan, Ateşten çekip alan, El Resulün elidir. Yunus, boş oturulmaz, Allah diyen yorulmaz. Halis tevbe edenin, Günahları sorulmaz. Konu Ecrin tarafından (03 Aralık 2011 Saat 11:55 ) değiştirilmiştir. | |
|
02 Aralık 2011, 20:50 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Efendimiz Hasretle dolu gözler, Durmaz, görmeyi özler, Nimete kavuşanlar, Hiç sıkıntı çekmezler. Bozulmaz hiç ahengi, Solmaz gülünün rengi, Bulunmaz eşi, dengi, Herkese sır vermezler. Gelenler erer nura, Kavuşurlar sürura, Kapılanlar gurura, Yarın sefa sürmezler. Yüz sürelim izine! Toprağının tozuna, İnanmayan sözüne, Cennet yüzü görmezler. Kelimeler: Sürur: Sevinç Gurur: Kibir |
|
02 Aralık 2011, 20:50 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Resulullah Gelip geçmiş enbiyanın, Cümlesinin odur şahı, Almışlar yüzünden nuru, Felekler şems ile mahı. Yedi kat gökleri geçti, Çıktı arş üstüne bastı, Kâbekavseyn’e erişti, Tavaf eyledi dergâhı. Canımı kurban verseydim, Varıp yanına girseydim, Bir kez yüzün görseydim, Seher vakti sehergâhı. Eşrefoğlu Rumi şayet, Günahların çoksa gayet, Şefaat eder o Ahmed, Yüzün şems-ü kamer mahı. Kelimeler: Felek: Gök Şems: Güneş Mah: Gökteki ay Kamer: Gökteki ay Sehergah: Seher vakti Kâbekavseyn: Peygamberimizin, mirac gecesinde, bilmediğimiz bir şekilde Allahü teâlâya yakınlığından kinaye olan bir tabir |
|
02 Aralık 2011, 20:51 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Mevlid-i Şerif Allah adın zikredelim evvela, Vacib oldu cümle işte her kula. Kim ki, Allah adını önce ana, Her işi kolay eder Allah ona. Allah adı olsa her işin önü, Asla ebter olmaz o işin sonu. Bir kez Allah dese aşkla lisanın, Kalmayıp dökülür bütün günahın. Zikri tekrar eyle mütemadiyen! Her murada erişir Allah diyen. Haramı bırakıp, helal yemeli, Şükredip her zaman Allah demeli. Kerimdir, rahimdir, O ilâhımız, Bize rahmet kıla yüce şahımız! Varlığına, birliğine şek yoktur, Ne yazık, üç tanrı diyen pek çoktur. Varlığına edilse de çok hayret, Cümle âlem yokken O vardı elbet. O varken yok idi, insan, cin, melek, Arş, dünya, güneş, gezegen ve felek. Bunların hepsini, O var eyledi, Birliğine hepsi ikrar eyledi. Kudretini göstererek O Celil, Birliğine kıldı bunları delil. Ol dedi bir kere var oldu cihan, Olma derse, mahvolur hemen o an. Resulullah’tır bu varlığa sebep, Onun rızasını, aşkla et talep! Resulullahın nuru Hak teâlâ yaratınca Âdem’i, Âdem’le süsledi bütün âlemi. Mustafa nurunu alnına koydu, Habibimin nuru, bil bu nur dedi. Kıldı o nur, onun alnında karar, Kaldı onun ile nice zamanlar. Daha sonra Havva alnına geçti, Ondan oğlu Şit’e bu nur nakletti. Erdi İbrahim’e, İsmail’e hem, Söz uzayıp gider, hepsini dersem. Doğunca O rahmeten lil-alemin, Vardı nur onda karar etti hemin. Doğumu Âmine hatundur onun annesi, O sedeften doğdu O dürdanesi. Rebiulevvel ayının nicesi, On ikinci pazartesi gecesi. O gece ki doğdu, O hayr-ul beşer, Annesi onda neler gördü neler. Dedi gördüm, O Habib’in annesi, Bir acep nur ki, güneş pervanesi. Fırlayıp evimden çıktı nagehan, Göklere dek nur ile doldu cihan. Gökler açıldı, yok oldu karanlık, Üç melek gördüm, elinde üç ışık. Biri doğu biri batıda onun, Biri damında, dikildi Kâbe’nin. İndiler göklerden melekler saf saf, Kâbe gibi kılındı evim tavaf. Yarılıp çıktı duvardan nagehan, Geldi üç huri bana oldu ayan. Bu hususta derler o üç dilberin, Asiye’ydi biri o mehpeykerin. Biri Meryem hatun idi aşikâr, Birisi hem hurilerden bir nigâr. Çevre yanıma gelip oturdular, Mustafa’yı birbirine muştular. Dediler oğlun gibi hiçbir oğul, Yaratılalı cihan, gelmiş değil. Bu senin oğlun gibi kadri cemil, Bir anaya vermemiştir O Celil. Ulu devlet buldun, ey Âmine sen, Doğacaktır senden O hulk-i hasen Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır, Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır. Bir adı Mahmud, bir adı Ahmed’dir, Varlığı cümle âleme rahmettir. Âmine eder vakit oldu tamam, Ki vücuda gele O hayr-ül enam. Susadım gayet hararetten katı, Sundular bir cam dolusu şerbeti. Şerbeti karşımda tuttu huriler, Bunu Rabbimiz gönderdi dediler. Kardan ak idi ve hem soğuk idi, Lezzeti dahi şekerde yok idi. İçtim onu oldu, cismim nura gark, Edemedim kendimi ben nurdan fark. Geldi bir ak kuş kanadıyla revan, Arkamı sıvadı kuvvetle heman. Doğdu o saatte O sultan-ı din, Nura gark oldu, semavat ü zemin. Kim olmak isterse ateşten necat, Aşk ile, şevk ile etsin salevat! Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah! Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah! Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin. Mahlûkatın hepsi sevindi o an, Dirilip âlem yeniden buldu can. Kâinattaki her şey edip seda, Çağrışarak dediler ki, merhaba! Merhaba, ey âl-i sultan merhaba! Merhaba, ey kân-i irfan merhaba! Merhaba, ey sırr-ı furkan merhaba! Merhaba, ey derde derman merhaba! Merhaba, ey rahmeten lil-âlemin! Merhaba, sensin şefial müznibin! Bütün dertlilerin dermanı sensin, Cümle âlemlerin sultanı sensin. Çünkü nurun ruşen etti âlemi, Gül cemalin gülşen etti âlemi. Âmine hatun artmış idi hayreti, Bir zaman aklı gidip geldi geri. Gördü gitmiş huriler hiç kimse yok, Görmedi oğlunu yalvarırdı çok. Bir an şöyle düşünceye dalmıştı, Huriler onu götürdü sanmıştı. Dört tarafa bakıp edince nazar, Gördü ki bir köşede hayrül-beşer. O ulu, Kâbe’ye karşı duruyor, Yüzün yere koymuş secde ediyor. Secdede diliyle tahmid ediyor, Kaldırmış parmağın tevhid ediyor. Dudaklar kıpırdardı, söylerdi kelâm Anlayamazdım, ne derdi o hümam Kulağım ağzına verdim, dinledim, Söylediği sözü o an anladım. Derdi ki, ya Rab yüzüm tuttum sana, Ya İlahi ümmetimi ver bana! Ümmetim dedi sana, O Mustafa, Ver salevat sen de ona, bul safa. Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah! Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah! Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin. Miraca gitmesi Dinle miracını o şahın ayan, Âşıksan aşk ateşine durma yan! Pazartesi gecesi gerçek haber, Leyle-i kadirdi o gece meğer. O mübarek bahtı, o kadri yüce, Ümmühanin evine vardı gece. Orda iken nagehan o yüzü ak, Cebrail Cennete git dedi Hak. Bir sırmalı taç ve bir hulle kemer, Hem dahi al bir burak-ı muteber. Habibime ilet de, ona binsin! Arşımı seyreylesin, beni görsün! Cebrail cennete olunca revan, Gördü ki, kırk Burak otluyor o an. İçlerinden bir Burak ağlar katı, Yiyip, içmez, kalmamış hiç takati. Gözlerinden yaşlar eylemiş revan, Ciğerini dertle etmiş perişan. Dedi Cebrail, niçin ağlıyorsun? Hüzünle ciğerini dağlıyorsun? Arkadaşların yiyip içip gezer, Sen inliyorsun, canını ne üzer? Dedi, kırk bin yıl vardır ki ya emin, Aşktır bana yemek ve içmek hemin, Nagehan bir ses işitti kulağım, O zamandan bilemem sağı solum. Nedense yüksek sesle bağırdılar, Ya Muhammed diyerek çağırdılar. O andan beri bilemem, n’olmuşam, O adın ismine âşık olmuşam. Yüreğim içinde eridi yağım, Âşık oldu görmeden bu kulağım. Cenneti başıma bu aşk, dar eder, Gece gündüz işlerimi zâr eder. Gerçi cennet içinde duruyorum, Hep cehennem azabı görüyorum. Hazret-i Cebrail der ki, ey Burak, Ağlama hep, verdi muradını Hak. Bir kimsede, aşkın nişanı olur, Akıbet maşuk, er geç onu görür. Gel beri maşukuna götüreyim, Yarana merhem vurup bitireyim. Aldı Cebrail Burak’ı o zaman, Resulullaha ulaştırdı o an. Hak selam etti sana ey Mustafa, Ki mübarek hatırın bulsun safa. Buyurdu gelsin misafirim olsun, Arşımı seyreylesin, beni görsün! Bu gece zahir olur esrar-ı Hak, Gösterecektir sana didar-ı Hak. Zemzemle doldu bütün âlem o an, Arşa varır dediler Fahr-i Cihan. Hem sekiz cennet kapısı açtılar, Âlemin üstüne rahmet saçtılar. Gel gidelim Hazrete, ya Mustafa! Şu anda bekliyor eshab-ı safa! Sana cennetten getirdim bir Burak, Davet-i Rahmandır edesin idrak. Çekti o anda Burak’ı Cebrail, Önüne düştü ona oldu delil. Göz açıp kapamadan Kudüs’e vardı, Etrafını bütün nebiler sardı. Enbiya ervahı karşı geldiler, Mustafa’ya izzet ikram kıldılar. Geçerek mihraba O hayr-ül-enam, Enbiya ervahına oldu imam. Gece durmadı yola oldu revan, Bütün göklerden geçip etti seyran. Her birinde türlü hikmetler gördü, Cebrail’le varıp Sidre’ye erdi. Cebrail’in durağıdır o makam, Yerle gök ta ki tutalıdan nizam. Gelip Cebrail makamında durdu Rahmeten lil-âlemin ona sordu: Bilemem, bu yolları ben nideyim, Burada garibim, nere gideyim? Cebrail dedi, sen ki Habibsin, Sanma bu yerlerde öyle garipsin, Burada bitti benim seyrangâhım, İlerisinden dahi yok âgâhım. Eğer geçsem zerre kadar ileri, Yanarım hemen ey Hakkın serveri. Dedi Cebrail’e o şah-ı cihan: O halde sen yerinde kal bir zaman. Söyleşirken Cebrail ile kelam, Geldi Refref önüne, verdi selam. Aldı o şah-ı cihanı o zaman, Sidre’ye giderek getirdi heman. Gördü gök ehli ibadette hepsi, Her biri bir türlü taatte hepsi. Hep gök ehli cümle karşı geldiler, Mustafa’ya izzet ikram kıldılar. Merhaba ya Muhammed dediler, Ey şefaat kân-ı Ahmed dediler. Her biri kutladı miracını, Dediler giydin saadet tacını. Yürü artık meydan senin bu gece, Sultan ile sohbet senin bu gece. Hepsi ile görüşüp geçti öte, Varıp erişti O ulu hazrete. Rabbimiz harfsiz, kelimesiz ve sessiz Konuştu Mustafa ile şüphesiz. Dedi ki mahbub-u matlubun benim, Sevdiğin can ile mabudun benim. Gece gündüz durmayıp istiyordun, Bir kez görsem cemalini diyordun. Gel Habibim sana âşık oldum ben, Cümle halkı sana köle kıldım ben. Ne muradın var ise kılam reva, Eyleyem bir derde bin türlü deva. Mustafa dedi ya Rabbel-âlemin. Ey affı ve hediyesi çok kerim, O zayıf ümmetimin hali ne ola, Hazretine nice onlar yol bula? Ya İlahi hazretinden hacetim, Şu dur ki, ola en makbul ümmetim. Hak tealadan duyuldu bir nida, Ya Habibim ben sana kıldım atâ. Ümmetini sana verdim ey Habib, Cennetimi onlara kıldım nasib. Ey Habibim nedir, o ki diledin, Bir avuç toprağa minnet eyledin. Zatıma ayna edindim zatını, Beraber yazdım adımla adını. Ya Habibim anlıyorum ben seni, Görmeğe hiç doyamazsın sen beni. Tez varıp davet et kullarımı, Ta gelip de göreler didarımı. Göz açıp kapamadan Fahri cihan, Ümmühanın evine geldi heman. Her ne gelmişse Mirac’da başına, Cümlesin haber verdi eshabına. Dediler ey kıble-i İslam-ı din, Kutlu olsun sana Mirac-ı güzin. Hepimiz kullarız, sen ise şahsın, Gönlümüzde daim parlayan mahsın. Bize, ümmet olmak devleti yeter, Müslüman olmanın izzeti yeter. Süleyman Çelebi Kelimeler: Ebter: Güdük, neticesiz, kısır Mütemadiyen: Devamlı Felek: Gök Rahmeten lil-âlemin: Âlemlere rahmet olan Resulullah Necat: Kurtuluş Dürdane: İnci Hayrülbeşer: İnsanların en iyisi Nagehan: Hemen Dilber: Güzel Mehpeyker: Ay yüzlü Nigâr: Güzel yüzlü sevgili Muştu: Müjde Hulk-i hasen: Güzel ahlak İlm-i ledün: Bâtın ilmi Kân: Menba, kaynak Şefi-ül-müznibin: Günahlara şefaatçısı Revan: Akan, uçan Heman: Hemen Semavat ü zemin: Yer ve gökler Furkan: Kur’an-ı kerim Ruşen: Parlak aydın Gülşen: Gül bahçesi Tahmid: Hamd Tevhid: La ilahe illallah demek Hümam: Himmetli Hulle: Cennet elbisesi Burak: Resulullahı miraca götüren hayvan Burak-ı muteber: Uygun bir burak Hayrülenam: İnsanlarını en iyisi Seyrangah: Gezme yeri Agâh: Haberdar Mahbub: Sevilen Matlub: İstek Rabbelâlemin: Âlemlerin rabbi Hacet: İstek Atâ: Hediye Güzin: Seçilmiş, beğenilmiş Mah: Gökteki ay, mahveden, peygamberlik nuru. Küfür karanlıklarını mahvettiğinden, Resulullah’a mah da denmiştir |
|
02 Aralık 2011, 20:51 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Sensin Âleme rahmet olan, Sensin yâ Resulallah. Bilene nimet olan, Sensin yâ Resulallah. Âşıkların cananı, Dertlilerin dermanı, İki cihan sultanı, Sensin yâ Resulallah. Çoktur günah çeşidi, Okuyoruz tevhidi, Hüdayi’nin ümidi, Sensin yâ Resulallah. |
|
02 Aralık 2011, 20:51 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Bi-iznillah Hakk'ın lütfuna eren, Kurtulur bi-iznillah, İslama gönül veren, Kurtulur bi-iznillah. Din için gayret güden, Hakkın yolunda giden, Canını feda eden, Kurtulur bi-iznillah. Kalbi imanla dolan, Ehl-i sünnetten olan, Namazı doğru kılan, Kurtulur bi-iznillah. Her işi hayra yoran, Yolu ehlinden soran, Hain nefsini kıran, Kurtulur bi-iznillah. İbadetten haz duyan, Ehl-i sünneti yayan, Resulullah'a uyan, Kurtulur bi-iznillah. Nefsi ile çarpışan, Nimetleri kapışan, Sağlam ipe yapışan, Kurtulur bi-iznillah. Zamanında uyanan, Kalbi aşk ile yanan, Hoca, Rabbi çok anan, Kurtulur bi-iznillah. |
|
02 Aralık 2011, 20:51 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Efendimiz Güzelliği bambaşka, Aşkına dayanılmaz, Işık saçar âleme, Mübarek efendimiz. Asrın kâmil insanı, Müminlerin burhanı, Bizim gibi âcize, Rabbimizin ihsanı. En büyük devlettir o, Bitmeyen servettir o, Ne kadar övülse az, Sebeb-i nimettir o. Ah onu anlasaydı, Şu nasipsiz insanlar, Âlem felah bulurdu, Tam olurdu noksanlar. Hakikat nuru doğar, Yağar idi ihsanlar. Eğer onu görseydi, Afrikalı bir zenci, Aydınlatır dünyayı, Olurdu nurdan inci. O gönüller sultanı, Şu âlemde birinci. Teslim olan yanılmaz, Hazır bekler himmeti, Dil ile anlatılmaz, Pek büyüktür kıymeti. * * * Nefsimiz neler etti, Savaşmaya güç bitti, Sermaye elden gitti, Himmeti kâr bizlere. Gerçek kolay bilinmez, Ölünmeden ölünmez, Onda başka bulunmaz, En sâdık yâr bizlere. Ona değer biçilmez, Onsuz Sırat geçilmez, Hakla bâtıl seçilmez, Yardımı var bizlere. * * * Hak yolunda verdi sayısız eser, Okuyanlar anlar, verir çok değer. Kalbimiz kararır ondan uzakta, Şeytanlar bekliyor bizi tuzakta. Ondan gelen şefkat dolu bir nazar, Şeytanın kurduğu tuzağı bozar. Aciziz, muhtacız onun lütfuna, Sarılan kurtulur onun yoluna. |
|
02 Aralık 2011, 20:52 | #8 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Ya Resulallah Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü, Hak nasip etse de, görsem yüzünü, Canım ister seni ya Resulullah. Bir mübarek sefer olsa da gitsem, Kâbe yollarında kumlara batsam, Nur cemalin bir kez düşte seyretsem, Canım ister seni ya Resulullah. Senin sevgin yaşar hep gönüllerde, Salevatın eksik olmaz dillerde, Yunus boşa gezer gurbet illerde, Canım ister seni ya Resulullah. |
|
02 Aralık 2011, 20:52 | #9 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Şefaat ya Resulallah Çok muhtacım, sana geldim, Şefaat yâ Resulallah! Kabahatim neyse bildim, Şefaat yâ Resulallah! Günahkârım, yüzüm kara, Atılırım belki nâra, Meğer senden ola çâre, Şefaat yâ Resulallah! Sevgin her şeyden evlâdır, İlmin herkesten a’lâdır, Seni metheden Mevlâdır, Şefaat yâ Resulallah! Seni nasıl över insan? Meğer senden ola ihsân, İmdat eyle bize aman! Şefaat yâ Resulallah! Sensiz bana, dünya zindan, İşim bozuk, halim yaman, Meğer senden ola derman, Şefaat yâ Resulallah! Işık saçtın şu cihana, Salât, selam olsun sana, Ölü, diri Müslümana, Şefaat yâ Resulallah! Elbette çoktur isyanım, Hem âcizim, hem noksanım, Fakat doğrudur imanım, Şefaat yâ Resulallah! Cehennem kaynayıp taşa, Bilinmez ne gelir başa, Cihad eden arkadaşa, Şefaat yâ Resulallah! Gözlerimden kalksın perde, Devasın sen bütün derde, Mümin olan her bir ferde, Şefaat yâ Resulallah! Dendi şanına Levlâke, Yine dendi Âteynâke, Sensin şâhı Erselnâke, Şefaat yâ Resulallah! Dinimizi yayanlara, Sünnetine uyanlara, Yoluna baş koyanlara, Şefaat yâ Resulallah! Ümmetinin hakîrine, Şâkirine, zâkirine, Zenginine, fakirine, Şefaat yâ Resulallah! Muhammed Hâdimî (Rahmetullahi aleyh) |
|
02 Aralık 2011, 20:52 | #10 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Peygamber efendimiz ile ilgili Dini Şiirler Efendime gidiyorum Aldım elime başımı, Efendime gidiyorum. Akıtarak gözyaşımı, Efendime gidiyorum. Ağlıyorum coşa coşa, Dere tepe aşa aşa, Hiç durmadan koşa koşa, Efendime gidiyorum. Hasretlik yaktı bağrımı, İlaç dindirmez ağrımı, Ele duyurup çağrımı, Efendime gidiyorum. İtikat etmem fallara, Tahammülüm yok yıllara, Gözyaşı döküp yollara, Efendime gidiyorum. Yollar uzun, günler kısa, Çekmiyorum hiçbir tasa, Sıcak kuma basa basa, Efendime gidiyorum. Dışım soğuk, içim volkan, Görüşmeye var mı imkân, Belalara olur kalkan, Efendime gidiyorum. Sular gelmiyor kurnama, Hasretlik tüttü burnuma, Taşlar bağlayıp karnıma, Efendime gidiyorum. Şu Hoca, bir mum yakmadan, Karanlık yerden çıkmadan, Rezil halime bakmadan, Efendime gidiyorum. |
|
Etiketler |
dini, efendimiz, ilgili, peygamber, şiirler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Peygamber efendimiz sav den öğütler | Jkl | Lafazan FM Paylaşımları | 2 | 22 Mayıs 2023 00:43 |
Allah sevgisi ile ilgili dini şiirler | Ecrin | İslamiyet | 147 | 12 Şubat 2020 17:24 |
Peygamber Efendimiz'in Bir Günü | Zen | İslamiyet | 0 | 11 Kasım 2012 22:08 |
Peygamber Efendimiz'in (asm) günlük hal ve hareketleri | Ein | İslamiyet | 0 | 04 Ekim 2010 15:40 |
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in Doğduğu Ev | Ein | Dini Resimler | 0 | 04 Ekim 2010 15:09 |