09 Ağustos 2011, 12:24 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Din ile fennin sahaları Fen ilimleri, ilâhî kudretle yaratılmış bulunan şu kâinattan bahsederler. Din ise, onun yaratıcısını tanıttırır. Fen, âlemde hiçbir varlığın vazifesiz olmadığını ispat ederken, din insanın da başıboş olmayacağını bildirir ve vazifesini de “ibadet” olarak tespit eder. Fen, bedeni bütün incelikleriyle ele alırken, din o hanede misafir olan ruha hitap eder. Meselâ, fen gözü incelerken, din nelere bakılıp nelere bakılmayacağını talim eder. Kuran-ı Kerîm bir fen kitabı değil, insanları hidayete irşat ve kulluğa davet eden bir ilâhî fermandır. Bundandır ki, âyet-i kerimelerde fennî meselelere sadece işaretler edilmiştir. O ilâhî fermanda bugünkü medeniyet fenleri açıkça haber verilseydi, insanlık âlemi asılarca bu hakikatleri akla sığıştıramayacak, belki de inkâra sapacaktı. Bu ise, ilâhî irşat ve ikaza, emir ve davete perde olurdu. Kaldı ki, hak kitaplarının en sonuncusu ve en mükemmeli olan Kuran-ı Kerîmde, ne Aya gidilemeyeceğine, ne uçak yapılamayacağına, ne de elektriğin keşfedilmeyeceğine dair bir tek âyet bulmak mümkün değil. İnsanları fenden men eden bir yasak da mevcut değil. O hâlde, kıyamete kadar daha ne tür keşifler yapılsa, hangi gezegenlere gidilse, bütün bunların din ile doğrudan ilgisi yok demektir. Meselenin psikolojik yönü Gördüğümüz kadarıyla, “Din ile ilim çatışır mı, çatışmaz mı?” Münakaşalarını sürdürenlerin çoğu ölümü unutmak, ibadetten kaçmak, âhireti düşünmek istemeyen kimseler... Onlardan birisine soruyorsunuz: –Her nimet bir teşekkür ister, değil mi? –Evet, diye cevap veriyor. Devam ediyorsunuz: –Bu şükrü yapmamak nankörlüktür, değil mi? Cevap yine aynı yolda: –Elbette!.. –“Pekalâ”, diye sürdürüyorsunuz konuşmanızı, “Saatteki hızı yüz bin kilometreyi aşan bu arz küresi üzerinde seni yıllardır gezdiren, her nefeste kanını temizlettiren, ruhunu akıl, hâfıza ve hissiyatla..., bedenini de el, ayak, mide, ciğer... gibi maddî organlarla donatan Allaha şükür ve ibadet etmen gerekmiyor mu?” Bu sorunuz karşısında ne diyeceğini şaşırıyor ve –“Söyle bakayım, dinimize göre tüp bebek yapılabilir mi?” gibi konuyla hiç alâkası olmayan bir soru atıyor ortaya. Böylece meseleyi saptırmak ve sahadan uzaklaşmak istiyor. Sanki, siz o soruya cevap veremeyince onun Allaha karşı teşekkür borcu ve ibadet mükellefiyeti kalkacakmış gibi... “Din ilme ters düşer mi, düşmez mi?” tartışmalarının altında genellikle bu psikoloji yatar. Genellikle diyorum, çünkü sayıları az da olsa, bu gibi meseleleri öğrenmek için soranlar da yok değil... | |
|
Etiketler |
din, fennin, ile, sahaları |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
ABD'den skandal YPG açıklaması: Suriye'deki petrol sahaları YPG için önemli bir kaynak olabilir | Che | Haber Arşivi | 0 | 28 Ekim 2019 21:31 |