Bir yılan avcısı, dağda donmuş bir ejderha bulur. Ölmüş zannıyla şehre getirir. Halk, bu büyük ejderhanın etrafında halka olmuş seyrederken, güneşin ısısıyla çözülen ejderha kıpırdamaya başlar. Halk, dehşet içinde sağa-sola kaçışır. Yılancı ise, korkusundan ne yapacağını bilemez. Ejderha, yılancının üzerine saldırır ve işini bitirir. (1)
Hikayedeki ejderha, nefsi temsil eder. Nefis ejderhası bazan ölü gibi hareketsiz görülse de, bu hali geçicidir. Her an harekete geçebilir, sahibine zarar verebilir. Mesela, nefsin şehvet yönü ancak büluğ dönemiyle kıpırdanmaya başlar. Mal sevgisi, makam sevgisi, donmuş ejderha gibidirler. Uygun bir ortam meydana geldiğinde, harekete geçerler.
Bundan dolayıdır ki, Hz. Peygamber (a.s.m.), nefsin en zararlı bir düşman olduğunu belirtmiştir(2) ve şöyle dua etmiştir: “Allahım, göz açıp kapayıncaya kadar da olsa beni, nefsime bırakma.” (3)