11 Temmuz 2011, 17:06 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yer ve göklerin âyetleri “Kitab-ı kâinat” deyimini Bediüzzaman pek sık kullanır. Gerçekten de kâinat okunmakla bitmeyecek, ders ve ibretleri tükenmeyecek bir muhteşem kitaptır. Ve Yüce Kur’ân’ımız gibi, onun da âyetleri vardır. Kur’ân âyetlerinin anlattığını, kâinat kitabının âyetleri de kendi dilleriyle bize anlatır; Kur’ân ve kâinat, böylece, karşılıklı olarak birbirlerini şerh ederler. Kur’ân, âyetlerinin önemli bir kısmında bizim ibret nazarlarımızı kâinat kitabının âyetlerine çevirir. Rum Sûresinde peş peşe gelen şu âyetler buna bir örnektir; bu âyetler kâinatın sayfalarını birer birer açarak önümüze sermekte ve bizden de bu sayfaları dikkatle okumamızı istemektedir: Sizi topraktan yaratması da Onun âyetlerindendir. Sonra siz birer beşer olarak yeryüzüne yayılırsınız.Dikkatimizden kaçmasın: Bu âyetler, sözünü ettikleri kâinat hadiselerini de, tıpkı kendileri gibi, birer “âyet” olarak nitelemektedir. Fakat bu âyetleri de fark etmek ve doğru bir şekilde okuyabilmek herkesin harcı değildir. Yukarıdaki âyetlerde ve Kur’ân’ın daha başka yerlerinde, bu âyetlerden ancak “tefekkür etmek, bilgi sahibi olmak, kulak vermek, aklını kullanmak, sağduyu sahibi olmak, görecek gözü olmak, iman etmek, Allah’a karşı gelmekten sakınmak” gibi özelliklere sahip olanların ibret alabileceği vurgulanmıştır. Bunun anlamı ise açıktır: Kur’ân’ı okumasını bilen, kâinatı da okuyabilir. Kur’ân’dan yüz çevirenler ise, aynı zamanda kâinat kitabının âyetlerinden de yüz çevirenlerdir. Bu tespit ışığında, Yusuf Sûresinin 105. âyeti, bizi ciddî bir muhasebe ile karşı karşıya getiriyor: Göklerin ve yerin âyetleriyle biz ne kadar ilgiliyiz? Hergün bizimle iç içe olan ve bizi her taraftan kuşatan bu âyetlere biz kulak veriyor muyuz? Yoksa, insanların çoğunluğu gibi biz de bu âyetlerin yanından aldırmaksızın geçip gidiyor muyuz? Bu sorulara içtenlikle vereceğimiz cevap, sadece kâinat âyetlerine karşı değil, Kur’ân’a karşı da ne derece duyarlı olduğumuzu ortaya çıkaracaktır. Ne yazık ki, bugün hep “büyük işlerin” peşinde koşan insanlar, göklerin ve yerin yaratılışı, gece ve gündüzün birbirini izlemesi, bahar mevsiminde yeryüzünün dirilişi gibi olayları izleme fırsatını bulamıyorlar. Onun için, gece gündüz kâinat kitabını okumakla meşgul olan bir büyük tefekkür adamının Dünya Harbine bir gün dahi olsa dönüp de bakmaması bugünün insanlarına pek tuhaf, hattâ inanılmaz geliyor. Lâkin, aradan biraz zaman geçince ortada ne dünya savaşları kalıyor, ne de savaşanlar veya savaştıranlar… Göklerin ve yerin âyetleri ise, okumasını bilenlere, anlatacakları şeyi anlatmaya devam ediyorlar. | |
|
Etiketler |
ayetleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Secde Âyetleri | PySSyCaT | Dini Sözlük | 0 | 13 Kasım 2020 21:49 |
Dua âyetleri | Seyra | Dualar | 0 | 22 Ağustos 2014 16:20 |
Kabir Ayetleri | oneofgirl | İslamiyet | 0 | 22 Ağustos 2013 18:09 |
Al-i İmran Suresi, 190 - 200) Göklerin Ve Yerin Âyetleri | Sır | Kuran-ı Kerim | 0 | 11 Ağustos 2012 08:45 |
Göklerin ordulari | Julw | Genel Paylaşım | 0 | 22 Kasım 2007 11:46 |