Yolcu dediğin dengini yeğni tutmalı. Dünya adına omuzladığın ne varsa at, kalbine yük ettiğin ne kadar dünyalık varsa geriye bırak. Zaten, birazdan giyeceğin ihram fazladan ağırlıklarını omzundan atmanı gerektiriyor. Beyaz bir bez içinde yalın ve yalnız bir yolcu edası giymişken, kendini de iptilalardan koparmalısın, yeniden yazmalısın kalbini. İhramı giymek için yalnız elbiselerini çıkarman yetmiyor. Küllî bir soyunuşu gerektiriyor ihramlanmak. Şimdiye kadar kendi kıymetinin ölçüleri bildiğin her şey, mevki, makam, milliyet, kavim, soy, sınıf meslekten yana ne varsa, hepsi ihramın beyaz yüzüne çarpıp eriyecek. Herkesten uzakta, tek başına sadece Rabbine kul olduğunu artık daha rahat görebilirsin. Seni kıymetlendirecek tek şey, Rabbine kulluğun, yalnız ve yalnız O'na kul olmandır. Renksiz, desensiz, rozetsiz ve bayraksız ihramın yalnız Rabbine nispet ediyor seni. Beyazlara büründükçe heva ve hevesin kökleri dünya toprağından çekiliyor. İhramın içinde emredemeyen, tek bir kıl bile koparamayan, helâl zevklerini dahi tadamayan teslim olmuş bir insansın artık.