16 Ekim 2011, 18:13 | #71 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Ümeyye bin Halef'in vardı zenci bir kölesi, Bilal'di ismi, sulardan güzeldi, gürdü sesi. Rasul'ün aşk ile can attı Hakk'a davetine, Ümeyye, kızdı bu parlak gönül hidayetine, "Ne hakla eyledin iman?"deyip de etti cefa, Bilal'se herşeye rağmen özünde Hakk'a vefa, "Ehad, ehad"dedi şirkin alev alev közüne, "O bir, O bir!"diye haykırdı müşriğin yüzüne! Yatırdılar kuma kızgın hararetinde çölün, Zayıf vücudunu taşlarla ezdiler her gün... Köpüklü, dişli ağızlarla sövdüler boyuna, Yalaz yalaz nice kırbaçla dövdüler boyuna, Garip Bilal nice işkencelerle oldu yığın, Ebubekir, koşarak zor da olsa aldı satın. Bu yolda harcadı Allah için bütün varını, Gözetti şevk ile yalnızca ahiret kârını. Şerefle eyledi azad o çiğnenen köleyi, Gönül huzuruna döndürdü bitmeyen çileyi, Bu lutfa bin kere şükretti, bülbül oldu Bilal, Semada yankılanan hür ezanla doldu Bilal. Gönülden eyledi teslim Nebi'ye kendini o, Habib-i Hazret'inin oldu baş müezzini o... Nebi hayatta iken beş vakit ezan okudu, Yanık seda ile tevhidi öyle bir dokudu; Şu kubbe kubbe dokuz gökte yankılandı sesi, Kavurdu herkesi, son Arş'a dek çıkan nefesi... Nebi'yi seyrederekten ezana başladı mı, Sağır kulak bile dinlerdi savt-ı İslam'ı. Vefat edince fakat Can Hilali Peygamber, O an Bilal'i de susturdu ta derunda kader! Cıvıl cıvıl şakımak bitti, başka hal oldu, Cihanda gür sesi, dilsiz misali lal oldu... Tıkandı içli Bilal'in gürül gürül nefesi, Tükendi yetmedi artık yanık ezana sesi... Onun ezanına hasret Ebubekir bir gün, Biraz sitem dolu bir sesle, gönlü pek üzgün, "Aman Bilal, dedi; geçmişte hiç mi yok hatırım? Çıkıp ezan okumazsan bugün buruk kalırım..." Bilal dediyse de:"Mümkün değil, sesim çıkmaz, Rasul'ü görmediğim an kesildi bende avaz! Acıklı halimi bilmez misin ki aylardır, Nefessizim, bana O'nsuz zaman mekan dardır. Namaza durduğu mihrapta görmeyince O'nu, Dayanmıyor yüreğim, anla hal-i mecnunu..." Ebubekir dedi:"Hasret bu, itiraz etme, Seninle çok hatırım var, bu denli naz etme!" Yanık Bilal'i bu yangın talep de pek yaktı, Yanık yorumladı ilk anda, iç çekip baktı; Acıyla sordu:"Nedir ya Ebabekir, bu murad? Garip Bilal'i bu yüzden mi eyledir azad? Garip Bilal'e nedir gamlı gamlı söylediğin? Hüda rızası değil miydi dünkü eylediğin?" Ebubekir buna mahcub olup özür diledi, "Rıza-yı Hak, dedi; elbette hürriyet senedi. Fakat sahabe de mazur bu işte ben de Bilal, Senin ezanına hasret gönülde var mı vebal? Eya bilal oku bir kerre Allah aşkına sen, İnan ki çatlayacak gönlümüz bu hasretten..." Bilal üzüntülü bir sesle inleyip dedi ki: "Ezana çıkmaya her dem tamam derim belki, Fakat yazık ki gücüm yok, bu denli etme sitem, Yeter mi takat-i can, ya Ebabekir, bilemem!" Durup ezana niyetlendi kavrulan gönlü, O anda ah ile hıçkırdı, görmeyince Gül'ü. O hep, Rasul'ü temaşa edip okurdu ezan, Fakat o Server'i mihrapta görmeyince, aman, Düşüp yığıldı mübarek zemine pelte gibi, Firak-ı Ahmed'e asla dayanmayan kalbi, Diyordu yerde iniltiyle:"Ya Rasulallah, Yetim Bilal'e medet eyle ya Habiballah!" Eşikte inledi bir hayli, taştı hicranı, Ezana yetmedi bir türlü güç ve dermanı. Bu hale ağladı olgun Ebubekir dedi ki: "Bilal, üzülme, bu halin senin, büyük mevki! Asıl ve öz değerindir bu aşk-ı Peygamber, Ezan misali sükutun da şimdi ayrı hüner..." Bilal'e olmadı mümkün, toparlanıp okumak, Ne çare, yollara baş koydu gönlü hun olarak; Serinlesin diye kalbinde ayrılık ateşi, Fetih seferlerinin oldu en yanık güneşi... Ne yapsa dinmedi hicranı, etti kalbini kül, Yazık ki hiç şakımaz oldu en güzel bülbül! Uçup hudutlara dek, durmadan cihad etti, Gün oldu, gönlü nihayet, ezan murad etti. Vakit sabah idi, Allah deyip o saniyede, Ezana başladı, yer-gök uyandı Suriye'de. Dirildi sandı ahali o an Rasulallah, Semaya çıktı selamlar, yaşandı başka sabah... O Can Rasul'ü o akşam rüyada gördü Bilal, Yüzünde aynı tebessüm, buyurdu Nur-i Hilal: "Eya Bilal, nicedir gelmedin ziyaretime, Uyandığında revan ol diyar-ı cennetime!" Bilal o an figan etti:"Ya Habiballah!" Hemence çıktı yataktan deyip de:"Ya Allah!" Tutuştu hasreti kat kat, kılıncı girdi kına, Yöneldi, doğru, hemencek Medine yollarına... Ulaştı bir gece vaktinde gizli, sessizce, Ve sürdü Ravza'ya yüz, adeta nefessizce. Devamlı ağladı da fecre dek firakından, Meğer Bilal'i nasıl dağlamıştı son hicran. Eşikte dert ile yalvardı:"Ya Rasulallah, Ne tatlı günlerimiz vardı ya Rasulallah! Bakışların nazar eylerdi beş vakitte bana, Selam alır doyamazdım selam verince Sana! Koşup huzuruna her bapta ya Rasulallah, Dalar cemaline mihrapta ya Rasulallah, Coşup Sen'inle okurdum ezanı Ravza'da ben, Sesim kısıldı Efendim, bugünkü gurbetten! Dayanmıyor yüreğim, ıstırab-ı hasretine, Huzurda perdeyi kaldır, bu içli ümmetine!... Niyaz içinde Bilal'in tıkandı feryadı, Görür müyüm diyerek baktı, baktı hıçkırdı... Ve nemli, kırmızı gözlerle yer öpüp kapıdan, Usulca ayrılacakken gelenler oldu o an. Hasan'dı önde gelen, arkasında hem Hüseyin, Görünce onları derhal kucaklayıp gamgin, "Nebimin ey iki göz nuru siz!" deyip de dili, Eşikte kaldı Bilal, iştiyakı besbelli. Bağında gülleri seyretti, hal hatır sordu, Gelince vakt-i ezan, lal olup Bilal durdu. "İzin verin, dedi birden; görünmeden gideyim." "Hayır"dedikçe o güller, diyordu:"Ben gideyim!" Nebi torunları ısrarla"Ya Bilal!" dediler; "Senin ezanına hasret, gönül gönül bu seher. Nebi için biliriz derd-i firkatin pek çok, Ezana, yoksa O mihrapta, takatin hiç yok! |
|
18 Kasım 2011, 19:41 | #72 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Suçlarım dağ gibi bağışla beni Rahmetine döndüm affet Allah’ım Pak eyle bir nurlu yağışla beni Ben sana inandım affet Allah’ım Kuranı Kerimden bir ayet duydum Ramazan boyunca emrine uydum Aşını terkettim aşkınla doydum Aşkın ile kandım affet Allah’m Günahkar kulunu bağışla Ya Rab Eğer affetmezsen, halimiz harap Dünya ahirette verme ıstırap Güvendim dayandım affet Allah’ım Ben senin kulunum bir yanaşmanım Kör nefsime uydum odur düşmanım Tövbe ettim nadim oldum pişmanım Gafletten uyandım affet Allah’ım Yolundan ayırma kaydırma bizi Rahmet et ateşe koydurma bizi Bu nurlu caddeden caydırma bizi El açtım uzandım affet Allah’ım Mikdat Bal |
|
11 Ocak 2012, 10:08 | #73 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Bir Ezan Sesi Tutulur hale gelip tasta sükun, dagda sükut, Basi koynunda gömülmüs, düsünürken melekut. Koptu birden bire bir ses: Bu sema hadisesi Gecenin yatsi ezanindaki hicranli sesi. Görünen nurun ucundan duyulan nur uctu Ayda Fatihleri görmüs gibi magrur uctu. Bu demetlerde seda neydi fakat, YA Rabbi Indi ta kalbime ecdadimin a´sabi gibi Bitiyor önce ucup boynuna Arsin dolanip Sonra göklerle beraber iniyor dalgalanip Sonra tekrar ucuyor tüyleri var, ürperiyor Sonra bir gözyasidir, dam kayacaktir eriyor Sonra bir nagmede binlerce öten bülbüldür. Sonra yildizlara düsmüs takilan bir tüldür. Sonra bir tek hecedir hickirik olmus duruyor Bu seda inletiyorken sararak ortaligi Yavuz´un titredi kabrindeki mermer sarigi ~ Mithat Cemal Kuntay. |
|
19 Ocak 2012, 11:46 | #74 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Vakit akşam, gün ölmek üzere Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden Kızılcakıyameti kopuyor dünyanın Kara kefenini giyiniyor gün Günün rengi soluyor Eşyanın cezvesi yitiveriyor Hatırla ki, seninde akşamın olacak bir gün Ömrünün ışıkları solacak Hayatının perdesi çekilecek Seninde kıyametin kopacak Dudaklarında donacak gülüşün güneşi Zaman uçurumun olacak Gelen günün güneşi sana doğmayacak Unutulacaksın ve hatta Unutulduğun bile unutulacak İsmin anılmayacak orda burada Kimse yolunu gözlemeyecek Üzerinden bütün ışıklar çekilecek ve Senin de akşamın olacak Şimdi akşam Gün akşamdır unutma Ölmeden önce bil öleceğini ki yaşatıldığını fark edesin Herkesin senden uzak duracağı ölüm anını hatırla ki Sende şimdi herkesten ve her şeyden uzaklaşıp Rabbine yanaşasın Seni, sen yokken de bilen Rabbin Sen öldükten sonrada bilecek elbet Herkesin unuttuğu yerde seni bir O hatırlayacak Ömrünün gecesinde, güneşi sana yalnız O getirecek Hatırını yalnız O bilecek Şimdi akşam sende Onu an Şimdi sende Onun hatırına var secdeye Şimdi akşam ve şimdi akşam namazı vakti.. SENAİ DEMİRCİ |
|
21 Ocak 2012, 10:53 | #75 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Eğer birini çok sevip alamamışsan, Alıp ta sen bağrına saramamışsan, Allah'a yalvarıp sen yakarmışsan, Allah, Allah diyerek namaza sarıl. Dünya'da bir çıkışın kalmamış ise, Dostların el olmuş sormamış ise, Paran ve de pulun kalmamış ise, Allah, Allah diyerek namaza sarıl. Nefesin daralıp, başın hep ağrırsa, Ayaklarında ağrı var da uyuşuyorsa, Her gün köpek gibi saldırıyorlarsa, Allah, Allah diyerek namaza sarıl. Görmedim Dünya'da baki kalanı, Bu Dünya yalan, ömrün geri kalanı, Kalbinde sevda ateşiyle elin olanı, Allah, Allah diyerek namaza sarıl. ~ Yusuf Önder Bahçeci. |
|
14 Şubat 2012, 13:31 | #76 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Makber Makberime yazsınlar ne bahtı kara diye, Hilkatımda aşk var vuslata ermesemde, Mihnet ile yaşadım ömrüm ki beyhude, Çekilir bir gün fani alemde son perdem. Yaşantımız hoş gelir düşünsek heva, Nice lutufla mazhar eyler bizi mevla, Şükrü unutmuşuz kalmadı dilde nida, Çekilir bir gün eza\'m olur son perdem. Derdi veren lokmandır itikat ki merhem, Huzuna varmazsan çektiğin her an elem, Ayrılmaz dergahından asla, kendini bilen, Çekilir bir gün ömürü deryam son perdem. Zeki Yıldız |
|
30 Nisan 2012, 19:20 | #77 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Eğer birgün Peygamber Efendimiz kapımızı çalsa.. Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı.. Biliyorum ama Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı, Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını, Ve inandırmaya çalışacağınızı, Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı; Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı. Fakat söyleyin bana, Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde, Onu kapıda mi karşılayacaksınız? Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle, Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp Yerine Kur'an’ı mı koyacaksınız? Peki hala Amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda? Yoksa kapatmaya mi koşacaksınız aceleyle, O size kızmadan önce ? Kim bilir ? Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mı dilerdiniz, Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi.. Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız? Ve bunun yerine ortalığa, Kitaplığınızın raflarında tozlanmış, Hadis kitapları mı çıkaracaksınız ? Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz? Yoksa telaşla ne yapayım diyerek, Sağa sola mı koşturacaksınız ? Merak ediyorum: Eğer Peygamber Efendimiz, Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa, Yapmaya devam edecek misiniz, Her zaman yaptığınız şeyleri ? Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mi? Her yemekten sonra sofra duası etmeyi, Yine zor mu bulacaksınız ? Hiç yüzünüzü asmadan, Oflayıp puflamadan, Her vakit namazınızı kılacak mısınız? Ya sabah namazı için, Sıcacık yatağınızdan, Erkenden fırlayacak mısınız? Peki ya yine mırıldanacak mısınız, Her zaman söylediğiniz şarkıları ? Ve okuyacak mısınız, Her zaman okuduğunuz kitapları? Peki bilmesine izin verecek misiniz, Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri ? Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz? Şöyle diyelim yada: Gideceğiniz her yere götüre bilecek misiniz Peygamberi de ? Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız? Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla ? Yoksa hiç karsılaşmamalarını mı umardınız, Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle? Simdi söyleyin açık yüreklilikle, Onun kalmasını ister misiniz sizinle? Sonsuza dek, hep birlikte.. Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız, Ziyareti bitip gittiğinde ? Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi? Bilmek ve düşünmek, Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse Yapacağımız şeyleri.. Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı.. |
|
08 Haziran 2012, 13:27 | #78 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Nazargahi İlahi'dir Aşkın ile yak bizleri, sensin hidayet kaynağı Ancak sana kulluk eder, mü-minlerin sığınağı Sen bizleri af etmezsen, kime gidip yalvaralım İman ettim diyenlerin, Kur-an’la kopmasın bağı Kainata nazar eyle, Sübhanallah deyip düşün Sen yok iken var edildin, acep neydi burda işin Zerre kadar hayrı, şerri, o kitapta bulacaksın Din günü gelip çatmadan, hesabını iyi düşün Ruhlar aleminden geldik, Kalu bela dedik uyduk Dünyaya gelmeden önce, rahimde bir damla suyduk Bize İman ve islam’ı, nasip eden Rabb’imize Hamdü senalar olsunki, Rasül’ün sözüne uyduk Bu aleme gelip gitti, nice Peygamberi İzam Vahiy ile tebliğ etti, kurulmuştu adil nizam Karşı çıktı lanetliler, kimisini öldürdüler Yıktılar o güzelliği, kalktı İlah’i intizam Aşık isen maşukuna, yolun açık demelidir Aynı yolu başkasına, asla kullanmamalıdır Tecelli ettiyi mekan, Nur’una gark olup gider Fena Fillah makamıdır, tüm duygular ilkelidir Tufanda Nuh ile olup, gemisinde dolaşaydım Firavunun baskısında, Musa ile savuşaydım Kelam’ını tebliğ için, Taif’te izdırap çeken Ayaklarını kanatan, taşlara siper olaydım Seyir eyle kainatı, doldurdu her mahlukatı Bazıları pamuk gibi, bir kısmı var taştan katı Herbirinin karakteri, belli eder kelamında Yarın hesaba çekecek, yaşayan tüm mevcudatı Rahmet ile var olanı, bağrımıza basıyoruz Zarar gelmesin diyede, canı siper ediyoruz Acep nedir katı kalbi, pamuk gibi yumuşatan? Nazargahı İlahidir, kıymetini biliyoruz Ebubekir, Ömer, Osman, sahabinin önderleri Ali, Hasan ve Hüseyin, ehli beytinin serleri Takip etti tabiinler, büyüyü Veysel Karani Müminlerce bilinmeli, bu zatların değerleri Bu aşk idi Arabi’yi, kendi öz nefsinden silen Aynı davaydı Hallac’ı, Mansur’u canından eden Mukaddes bir yolculuktur, yolcuları halim, selim Fene fillah makamında, yanıp kül olur o beden Oturmasın matmazeller, gönlümüzün kafesine Kulak ver aşkı Huda’yla, yanan aşığın sesine O makamın sahibi var, ortaklığı kabul etmez Nazargahi ilahidir, düşen gönlün kafesine Şükür ile eda gerek, aldığın her soluğuna Nedametle tövbe gerek, yaptığın her günahına Nefis ile Şeytan yoldaş, akıl ile iman kardaş Rahmanın Rahmeti gerek, güvenme sen sevabına Ne ülvi bir makamdırki, İslam ile şereflenmek Taş kalplileri eritir, zikri HU ile demlenmek Zekat, fitre, sadakalar, Ramazan’ın bereketi Çok yüce bir duygudurki, muhtaçlarla ilgilenmek Dalga dalga Nur-i Hüda, ışık verir kalbimize Bir dalgaya sahip çıksak, inan yeter heppimize Kirden, pastan arınmalı, şu mübarek Ramazan’da Kaçacak delik arıyor, tüm şeytanlar geldi dize Mutmain olan kalplerin, mekanı olsun sinemiz Tüm azalar rızan için, ibadet etsin tertemiz Halisane bir niyetle, Fürkan’ına sarılalım Cennet’inle, Cemalinle, mesrur olalım heppimiz Abdurrahman Yıldız |
|
16 Mart 2013, 15:18 | #79 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Hayirli Evlatlar istersiniz Genclikten Saygi beklersiniz Ama Bacima Basörtünü ac dersiniz Ey be Cahiller,siz aslen ne istersiniz? Özgürlük dersiniz Ülkemizi seviyoruz diye söylersiniz Ama Bacimin özgürlügünü basindan almak isteyen sizlersiniz Ey be Cahiller,sizler ne istersiniz? Haksizligi istemeyen sizlersiniz Peki Haksizlik nedir gercekten bilirmisiniz? Bacima Basörtünü ac dersiniz Ey be Gafiller,sizler ne istersiniz? Belki Gözünde tek bir bez parcasi Belkide senin icin anlamsiz Ama unutmaki topraktan geldik oraya dönecegiz Birgün sizde gideceksiniz elbet Kefenin icin bir bez parcasi bulacagin ne malum? Ey be Zalim,Söyle ne istersiniz? Son pismanlik fayda vermez bilmezmisin? Bilmezmisin Bu CAN emanet Ama senin yaptigin bir cehalet Kul hakki nedir bilmezmisin Ey be Cahiller,sizler ne istersiniz? Bacimin Örtüsünü hice sayma Mazlumun ahini alma Basörtümü,Sancagimi karalama Ey Hayiri,saygiyi,sevgiyi,özgürlügü ve haksizligi,bilmeyen Cahil, Su emanet olan Yüregimi yaralama ”RABBiM Sizleri islah eyleye”dualarim yaradanima... |
|
05 Şubat 2020, 22:36 | #80 |
Çevrimdışı ~ Gevezeyiz.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Günün Dini Şiiri Kirlendim Anne. Saçlarıma bomba kokusu değdi. Bedenime kan, Gözlerime vahşet. Kirlendi dünya, Kirlendim. Beni temizle anne! Kirpiklerimde yanık bedenler. Misket bombaları ayaklarımda. Yakıyor anne gözyaşlarım. İçtiğim su kızıl. Beni temizle anne! Korkar gibi yıka. Kucağına aldığın ilk gün gibi. Süt koksun bedenim, Saçlarım ipek. Bana ninniler söyle. Sevgiden yana anne.. Özgürlük olsun tadı. Dünya kirlendi, Kirlendim anne! Beni ilk kucağına aldığın, O gün gibi al. Temiz, saf ve masum. Bir bebek yap. Sar beni Anne.. Temiz kalsın yüreğim... Alıntı
__________________ char *adres = [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] for(int i = 0; *(adres + i); i++) { putchar(toupper(adres[i])); } |
|
Etiketler |
dini, günün, Şiiri |
Konuyu Toplam 10 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 10 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
24.10.2021 Günün Dini Şiiri | Sarya | İslamiyet | 1 | 25 Şubat 2022 23:48 |
25.10.2021 Günün Dini Şiiri | Sarya | İslamiyet | 1 | 25 Şubat 2022 23:48 |
26.10.2021 Günün Dini Şiiri | Sarya | İslamiyet | 1 | 25 Şubat 2022 23:48 |
27. 10.2021 Günün Dini Şiiri | Sarya | İslamiyet | 1 | 25 Şubat 2022 23:48 |
26.10.2021 Günün Dini İlaHiSi | Sarya | İslamiyet | 0 | 25 Ekim 2021 21:10 |